28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 OCAK 2015 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 “Ah o eski günler!” Eski günler geride kaldı ama hâlâ anımsıyoruz... Beklemeyin geri gelmez, eski sevgililer, çocukluk aşkları gibi... Toplum bu sefer ülkenin derdine düşer: “Ne olacak bu memleketin hali?” HHH Ne olduğu karşımızda duruyor! İnsanın belleğiyle yaşadığını sanmayın, oyuna gelmeyin, en azından komşu Yunanistan’ın yurttaşları gibi gözlerinizi açıp bakın. Belleğin ne denli güçlü olursa olsun, bir gün önce yediğin yemeği, yazdığın yazıyı anımsamakta zorlanırsın ya da anımsayamazsın. Sakın olaki anılarla yaşama... Anılarla yaşamak bir bakıma ölmektir. Ne demişler: “Ölüler anılır, ölülerle yaşanmaz.” Bilgileri belleğine dolduracaksın başta değindiğim gibi, arşivleyeceksin, düzene koyup saklayacaksın... Birikimi deneyimle tümleştirip yakın tarihin sayfalarını karıştıracaksın, sömürgeci ruhun ne olduğunu öğreneceksin. Bunun bir başka yolu yok... Emperyalist devletler bağımsız devlet istemezler... Küçük, 1.52 milyon nüfuslu devlet ister... Bunu Balkanlar’da başardılar, o ülkeleri emperyalist güçlere bağımlı yoksul ülkeye dönüştürdüler... Sırada Ortadoğu var, Türkiye var! Bakın Ortadoğu’ya; neler olup bittiğini, o ateş topunu göreceksiniz. HHH Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya baktığında o ateş topunu, katiller, caniler şebekesini göreceksin... İndir onların maskelerini! Soyguna, talana, hırsızlara iyi bak! Sömürgecileri tanı, anılarınla vakit geçirme... İyi dinle arkadaş: “Geçmişteki duygulu yaşantın seni daha duyarlı bir kişi yapabilir; yaşanılmış aşkların, sevecenliğini yoğunlaştırır; eski korkuların korkusuzluk için paha biçilmez deneylerdir.” Anılarımıza gelince... Geleceği yönlendirmekte eşsiz bir değer olabilir... Sakın tuzağa düşme! ‘Türk tipi’ başkanlık tekrar AKP’nin gündeminde. Davutoğlu’na biçilen rol ‘sembolik başbakan’ olması ‘Ahmet Bey’ formülü ERDEM GÜL ANKARA Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Bu seçimlerin üzerinde konuşulacak konularından olacak” dediği başkanlık sistemi ile ilgili AKP’de hazırlıklar ve model arayışları jet hızıyla başladı. Partide Erdoğan’a göre geliştirilen ve “Türk tipi” diye adlandırılan, başkanın partiyi yönetebileceği ve bakanları da atama yetkisinin de olacağı “partili cumhurbaşkanı” konusunda uzlaşma bulunuyor. Başkanlık sistemiyle ilgili görüşü bilinmeyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, sembolik de olsa başbakan olarak kalabileceği bir model için de formül aranıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle zannediyorum ki, Ahmet Bey’in de –ki yeni anayasada bile üzerinde durduğumuz konulardan biriydi– savunulacak en önemli tezlerinden bir tanesidir. Bu seçimlerin de üzerinde konuşulacak konularından biri olacaktır diye düşünüyorum” açıklamasıyla AKP’nin gündemini bir kez daha başkanlık sistemi olarak belirledi. Seçim sonrası için kendilerini Erdoğan’a göre konumlandıran AKP yöneticilerince, uygulamaya konulacak modelle ilgili çalışmalar başlatıldı. Partide, anayasa çalışmaları sırasında gündeme gelen ve “Türk tipi” başkanlık diye tanımlanan model konusunda yaygın bir görüş birliği bulunuyor. MoErdoğanDavutoğlu del, ABD ve Fransa’daki modeli 5. ayını tamamdenetleme ve diğer kularken, siyasi kulislerrumlaşmalar istenmedide geleceğinin ne olaği için “Türk tipi” olarak cağı üzerinde değeradlandırılıyor. Model, yilendirmeler de sürüyor. ne daha önce de gündeANAP’ta başarısızlığa me gelen ve anayasadauğrayan ÖzalAkbulut ki “Cumhurbaşkanı sesürecinin yakın tanıklaçilen kişinin partisiyrı, DavutoğluErdoğan le ilişiği kesilir” hükmümodelinin geleceğine nün kaldırılmasını öngöilişkin tahminleri karamren “partili cumhurbaşsar. ANAP’ın en önemkanı” formülü üzerinde li kurmaylarından birişekillendiriliyor. nin Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğu günlerartinin de de, “Biz ÖzalAkbulut hükümetin de modelinde bunu görbaşkanı dük. Yürümüyor. BuModele göre başkan, rada da aynısı olur. cumhurbaşkanının haÇünkü siyaset kendi len sahip olduğu yetkileyetkisini başkasıyla rin yanı sıra bakanları da paylaşmaya elverişatayacak. Hükümetin olli değil. Bu siyasetin duğu gibi partinin yönetidoğası” diyerek en mi de başkana geçecek. fazla bir yıl ömür biçtiParti içinde başkan olduği de siyasi kulislerde ğu sürece partili kimliğikonuşuluyor. nin sürebileceği, parti lideri olmayabileceği formülleri üzerinde de duruluyor. Ancak model Erdoğan’a göre şekillendirildiği için aynı zamanda partinin de başkanı olacağı konusunda yaygın bir kabul bulunuyor. Erdoğan, ikinci bir Meclis ya da senatoya ihtiyaç olmadığını söylediği için TBMM’nin varlığını aynı biçimde sürdürmesi benimseniyor.TBMM, yasama faaliyetlerini sürdürecek, bütçeyi onaylayacak ve başkana karşı paranın denetimi konusunda yetkili olacak. Başkana belirli koşullarda Meclis’i fesih yetkisi verilip verilmeyeceğinin, Meclis’in bütçe silahı karşısında başkanı eşitleyecek bir yetkiyle donatılıp donatılmayacağının, modele son şekli verilirken karara bağlanacağı da belirtiliyor. Partide bu aşamada Başbakan Davutoğlu’nun ne başkanlık sistemi, ne de bunun nasıl bir modelle uygulanacağı konusunda görüşünün ne olduğu tam olarak bilinmiyor. Ancak buna karşın Davutoğlu’nun, model içinde yer alabileceği bir formül üzerinde de çalışma yürütülüyor. Davutoğlu için Fransa’daki yarı başkanlık sisteminde yer alan başbakan formülünden hareket ediliyor. Davutoğlu’nun yine başbakan olarak kalması öngörülüyor. Davutoğlu’nun başbakan sıfatını taşıması ya da daha düşük olasılık olsa da hukuken mümkün olduğu takdirde başkan yardımcısı olarak kabine başkanlığını üstlenmesi formülleri üzerinde duruluyor. ÇANKAYA KÖŞKÜ’NÜN KAPISINDAKİ CUMHURBAŞKANLIĞI FORSU SÖKÜLDÜ Forsun yerinde geriye sadece duvardaki delikler kaldı. Akıllı Ol Tuzağa Düşme!.. İnsan yaşayışında duyguların değil bilgilerin arşivinin yer alması, yaşananların aklın süzgecinden geçirilerek bellekte tutulması gerekmez mi? Sabah gazeteye gelirken bunları düşünüyordum... Bir ara odama arkadaşım Şükran Soner geldi sohbet etmeye... Şükran, dün yazısında “KosovaKobani” karşılaştırması yapmış, IŞİD kuşatmasının kırılması kutlamalarında, davullar eşliğinde halaya duranları, zılgıt çekenleri anlatırken önemli bir noktaya değinmişti. Yıllar hızlı akıyordu... Belleğimiz zayıftı... Unutkan bir toplumduk çünkü! Anlatılanlarla yaşamak, yakın tarih sayfalarını karıştırmak işimize gelmiyordu. Kör bilincin içinde, duyguları, bilinçle, bilgiyle harmanlayarak yaşamak işimize gelmiyordu... Kosova’da Sırp katliamından kaçan Arnavutların, savaş bittiğinde ABD önderliğinde güvenlik sağlandığı günlerde güle oynaya, şarkılar söyleyerek Kosova’ya döndüklerini anımsadım. HHH Oysa onlar hiçbir zaman mutlu olmayacaklardı, tıpkı bugün gülüp oynayan, zılgıt çekenler gibi... Ezenler ezecekti onları... Yoksul yine yoksul kalacak, varsıl daha da varsıllaşacaktı. Emperyalizm, sömürgecilik, vahşi kapitalizmin güler yüzü küreselleşme bu değil miydi? Onları ABD kurtarmıştı. Karşılığını alacaktı. Böl ve yönet! Musul IŞİD’in elindeydi... Petrol yatakları IŞİD’indi... Büyük patronun bir elinde havuç, öteki elinde sopa vardı... Böylece hem Kuzey Irak Kürtlerini hem de IŞİD’i ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa teslim almıştı... İnsan yapısında duygu, düşünce, mantık önemlidir... Belleğiyle yaşamak isteyenler kimi zaman duygulanır: Eski ANAP’lılar 1 yıl ömür biçti Bir dönemi kapattılar Çok özel koruma SERTAÇ EŞ ANKARA Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) en yüksek yerine yapılan yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın mekân kullanımı açısından bazı özelliklerinin tüm ülkede ilk olduğu ortaya çıktı. Sarayda basın toplantıları için kullanılan salonda bulunan kürsü asansörlü. Toplantıyı düzenleyecek kişi kürsüyü kendi boy ölçüsüne göre düğmelerle otomatik olarak ayarlıyor. Sarayın çevresindeki demir parmaklıların ise Türkiye’de eşi benzeri yok. Parmaklıklar güvenlik açısından hem “görünmezlik” sağlıyor hem de olası silahlı saldırıyı engelliyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın çevresine 5 kilometrelik bir duvar çekilmiş 3 metre yüksekliğinde demir parmaklıklar üzerine yerleştirilmişti. Demir parmaklıkların özel tasarım olduğu ortaya çıktı. Buna göre demir parmaklıklar, tam karşısına 90 derece geçip bakılmadığı sürece arkasını göstermiyor. Parmaklıkların birinci özelliği görünmezlik koruması sağlaması. Parmaklıklar monte edildikleri kaidenin üzerine dik olarak değil sağa ve sola 45 derecelik açılarla yerleştiriliyor. Yaklaşık 1 santimetre kalınlığında, 4 santimetre genişliğinde olan parmaklıklardan birinin bittiği noktada diğeri başlıyor. Parmaklıkların yerleştirildikleri açılar, arkasının görülmesini büyük oranda engelliyor. Bu tasarım aynı zamanda dışarıdan yapılabilecek olası silahlı saldırıları da olabildiğince zorlaştırıyor. P Cumhurbaşkanlığı’nın yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na taşınmasının ardından Çankaya Köşkü’nün kapısında bulunan Cumhurbaşkanlığı forsu da yerinden söküldü. Köşk’ün 1 numaralı nizamiyesinin duvarında bulunan 16 eski Türk devletini temsil eden yıldızlar ve ortada Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden yıldız sökülüp bir aracın bagajına konulup götürüldü. Forsun yerinde geriye sadece duvardaki delikler kaldı. Köşkün değişik yerlerinde bulunan forsların da kaldırılmasına başlandı. Forsun Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na taşındığı, Cumhurbaşkanlığı’nın bu aşamadan sonra Çankaya Köşkü ile bir bağlantısının kalmadığı öğrenildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü’nün Başbakanlık’a devredileceğini açıklamıştı. Köşk’ün kullanım hakkının halen Cumhurbaşkanlığı’nda olduğu, Başbakanlık’a devrinin önümüzdeki günlerde yapılacağı belirtiliyor. CHP: Cumhurbaşkanlığı Köşkü Çankaya’dır Cumhurbaşkanlığı forsunun Çankaya Köşkü’nden kaldırılmasına sert tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, “Çankaya Köşkü, cumhuriyetin sembolüdür. O istediği kadar o forsu oradan kaldırsın, götürsün. Bizim için Cumhurbaşkanlığı Köşkü orasıdır. Türkiye, Erdoğan’dan sonra tekrar Cumhurbaşkanlığı’nı Çankaya Köşkü’ne taşıyacaktır. Sadece 5 yıllık ara verilmiş olacak. Onlar cumhuriyete reklam arası olarak bakıyorlar. Biz Çankaya Köşkü’ne 5 yıllık bir ara verildiğini düşünüyoruz. Türkiye tekrar gerçek cumhurbaşkanına Çankaya Köşkü’ne kavuşacaktır” diye konuştu. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ l Rıza Sarraf’ın konuşma tapelerinin yer aldığı bloknotlar TBMM’de kriz çıkardı Erdoğan söylemleriyle 5 ayda Davutoğlu’nun açıklamalarını boşa çıkardı AKP’de ‘tapeli defter’ paniği ANKARA (CumhuriLevent yet Bürosu) TBMM’de Gök eski dört bakan hakkında kurulan Soruşturma Komisyonu’ndaki Rıza Sarraf’ın konuşma tapelerinin bulunduğu belgelerin, kullanılmayan kâğıt kapsamında bloknot olarak basılması kriz çıkardı. TBMM Başkanlığı, yaptığı açıklamada; “Çevre Dostu Meclis” projesi kapsamında TBMM basımevindeki atık kâğıtların biriktirilerek tekrar kullanılmak üzere not defteri yapıldığı belirtildi. Açıklamada, bazı bloknotlardaki belgelerin komisyon raporunda yer aldığı ve gizliliğinin bulunmadığı ifade edildi. Soruşturma Komisyonu Başkanvekili Yılmaz Tunç, belgelerin komisyon raporundaki muhalefet şerhinde yer alan tapeler olduğunu ifade etti. TBMM Genel Kurulu’nda söz alan CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, şunları dile getirdi: “Bakın, Meclis Soruşturma Komisyonu raporu elimde tam 1178 sayfa. Biz ‘Bunu halka nasıl mal edelim?’ diye düşünürken, Meclis Başkanlığımız önemli bir çalışma yaptı ve herkese okunabilir bloknotlar gönderdi. Ne var bu bloknotlarda? Şimdi açıyoruz sayfanın bir tanesini, Rıza Sarraf diyor ki bloknotta: ‘Ağabey, yarın güzel bir çikolata kutusu yaptır, çok pahalı olmasın. Bir tane de gümüş tepsi al, 500 bini yerleştir içine.’” Söz alan AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, bunun bir skandal olduğunu savunarak “Soruşturma başlatılmalı” dedi. AKP’den gelen sert eleştiriler üzerine belgelerin gizliliği olmadığı açıklaması yapan TBMM Başkanlığı çark ederek jet hızıyla soruşturma başlattı. Kulislere bırakılan ve personele dağıtılan çok sayıda bloknot da geri alındı. Uyum sözde, hep ters köşe Erdoğan, Davutoğlu’nun AKP’lilere seslendiği her salı günANKARA Başbakanlığı döneminde açıkla dem olacak bir konuşma yaparak malarıyla Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı Davutoğlu’nu geride bırakıyor. sürekli “açığa” düşüren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile başbakanlığı devralan Ahmet Davutoğlu’nun “uyum içindeyiz” açıklamalarına karşın eylem ve söylemleri birbirini tutmadı. Erdoğan, yaklaşık 5 aydır başbakanlık görevini yürüten Davutoğlu’na başkanlık sisteminden, şeffaflık paketine, dört eski bakanın Yüce Divan oylamasından, bedelli askerlik, Osmanlıca ve Kobani konusuna kadar pek çok konuda “ters köşe” yaptı. Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki anlayış farkı her geçen gün iki tarafın da yaptığı farklı açıklamalarla daha da çok ortaya çıkıyor. Davutoğlu’nun pek çok kez dile getirdiği “Siyasetimiz, vefa siyasetidir. Cumhurbaşkanımızla yakın temastan doğal bir şey yok, kıskanmasınlar” ifadelerine karşın Erdoğan’ın kendisini, Türkiye’nin siyasi gündemini belirleyen konularda, bir süre önce Arınç’a yaptığı gibi boşa düşürecek ifadeler kullanması dikkat çekiyor. Erdoğan ile Davutoğlu’nun “uyum içindeyiz” açıklamalarını “açığa düdoğan ve Davutoğlu’nun görüş farklılığına neden olşüren” önemli görüş ayrılıkları şöyle: du. Erdoğan 5. Din Şurası sırasında mezar taşlarının Önce eleştirdi sonra ‘müjde’ledi: Erdo gençler tarafından okunamadığını örnek gösterdiği konuşmasında, Osmanlıca için, “İsteseler de isğan ile Davutoğlu’nun ilk ters düştüğü konu “bedelli temeseler de bu ülkede Osmanlıca da öğrenileaskerlik”te yaşandı. Davutoğlu geçen yıl ekim ayında cek ve öğretilecek” ifadelerini kullandı. Davutoğlu bedelli askerliğin böyle bir konjöktürde mümkün olise Osmanlıca tartışmalarına daha yumuşak bir tumadığını belirterek, “Fakir çocuğun askerlik yapmatumla yaklaşarak, “İsteyen öğrenci seçer, istemesı, zengin çocuğun bedel ödeyerek askerlik yapyen öğrenci seçmez” diye konuştu. maması olamaz” dedi. Erdoğan ise kısa bir süre Genelkurmay Başkanlığı’nı işaret ederek, konunun koŞeffaflık rahatsız etti: Davutoğlu’nun yolnuşulduğu sinyalini verdi. Davutoğlu, “Mümkün desuzluğu engellemek amacıyla açıkladığı “Şefaflık ğil” dediği bedelli askerliği 45 gün sonra grup toppaketi” de ikili arasında krize neden oldu. Davutoğlansında “müjde” olarak duyurmak zorunda kaldı. lu, “siyasi partilerin aldığı yardımları nerede kulOsmanlıca krizi: Milli Eğitim Şurası’nın ardın lanacağının açıklanması, mal bildiriminde şeffaf olunması, bildirim süresinin 5 yıldan 2’ye düşmedan Türkiye’nin gündemine oturan Osmanlıca da ErİKLİM ÖNGEL si” gibi konuları kapsayan paketi açıkladı. Erdoğan bu konudaki rahatsızlığını Saray’da ağırladığı AKP grup yöneticilerine “Diğer konular gündeme getirilirken çok dikkatli olunmalı. Böyle bir düzenlemenin zamanlaması ve içeriği çok önemli. Seçim öncesinde doğru gelmiyor” sözleriyle dile getirdiği kulislere yansıdı. Erdoğan’ın seçimlerin ardından anayasa değişikliği yaparak, gücünü artıracak başkanlık ya da yarı başkanlık sistemini Türkiye’ye getirmek istediğini her fırsatta söyledi. Erdoğan’ın başkanlık ettiği ilk Bakanlar Kurulu toplantısında Davutoğlu’nun “asık yüzlü” fotoğrafı çok konuşuldu. Erdoğan, “Öyle sanıyorum ki Ahmet Bey’in savunulacak en önemli tezlerinden bir tanesidir” sözleriyle “başkanlık” konusunda açıklama yapmaya zorladı. TBMM’de geçen salı günkü grup toplantısına “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları eşliğinde giren Davutoğlu, “başkanlık” konusunda sessiz kaldı. Yüce Divan’a taş koydu: İkili “Yüce Divan” oylamasında da “uyumsuz” tavır sergiledi, Yolsuzlukla suçlanan 4 eski bakanın Davutoğlu’yla görüştükleri, Davutoğlu’nun da “Yüce Divan’a gitmeyi kendiniz isteyin” dediği, bir bakanın “AKP’yle ilgili çok sayıda bilginin saçılacağını” söylemesi üzerine de “Saçılacaksa saçılsın” ifadesini kullandığı tartışıldı. Ancak devreye giren Erdoğan’ın talebi doğrultusunda söz konusu 4 eski bakan, AKP grubundaki 50 dolayındaki fireye karşın, Yüce Divan’a gitmekten kurtarıldı. Davutoğlu selam, Erdoğan laf çaktı: Geçen hafta Diyarbakır’a giden Davutoğlu, “Kobani’ye buradan selam ediyorum. Kobani’deki her kardeşlerimi alnından öpüyorum. Kobani bize tarihin emanetidir” derken, Erdoğan, IŞİD’in yenilmesi nedeniyle kutlama yapanlara, “Bugün çıkmışlar çiftetelli oynuyorlar. Neymiş, DEAŞ Kobani’den çıkmış. Peki, bombalanan yerleri kim onaracak?” diye çattı. Başbakanlık ‘başkanlığa’ sessiz: ‘Davutoğlu’nun kukla olduğu tescillendi’ oluşturacaktır” dediğini belirten Hamzaçebi, şunları kaydetti: “Davutoğlu’na sormak lazım; Tayyip Erdoğan, meydan meydan dolaşıp başkanlık sistemine oy isteyecek, hemen AKP Sözcüsü de, ‘Evet, başkanlık sistemi bizim seçim beyannamemizin özünü oluşturacaktır’ diyor. Davutoğlu, siz meydanlarda ne için oy isteyeceksiniz? Erdoğan’ın başkanlık sistemi için oy isteyeceksiniz. Bu açıklamayla Sayın Davutoğlu’nun kukla olduğu ortaya çıkmıştır.” Fotoğraf: DHA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, başkanlık sistemi konusunda Cumhurbaşkanlığı’ndan ve AKP’den gelen açıklamalara tepki gösterirken “Bu açıklamalarla Davutoğlu’nun kukla olduğu tescillenmiştir” dedi. Hamzaçebi, basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, başkanlık sistemi üzerinde çalışma yürüttüklerini söylediğini anımsattı. AKP Sözcüsü Beşir Atalay’ın da “Başkanlık sistemi seçim beyannamemizin özünü CHP’den başkanlık tepkisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle