Katalog

C 29 OCAK 2015 PERŞEMBE www.cumhuriyet.com.tr Amazon Ormanları’nın ortasına dikilen 325 metrelik kule sıcaklığı ve karbon yapısını ölçecek İklimi gözetliyor l Güney Amerika kıtasında 5.5 milyon kilometrekarelik devasa bir alanı kaplayan Amazon Ormanları’nın ortasında bir kule inşa edildi. Dünyadaki en büyük yağmur ormanlarında yükselen 325 metrelik kuleden iklim değişikliği, sıcaklık, karbon gazı ve bulut yapısı incelenecek. Yağmur ormanı niteliğindeki yeryüzünün bu en büyük ağaç topluluğu bir ucundan diğerine tam dokuz ülkeye yayılmış durumda: Brezilya, Peru, Kolombiya, Venezüella, Ekvador, Bolivya, Guyana, Surinam ve Fransız Guyanası. 40 bin ağaç, 2 bin kuş ve memeli çeşidine ev sahipliği yapıyor. 1988 yılından itibaren Amazon Ormanları her yıl ölçülüyor. Ormanlardaki tahribat yıllar geçtikçe azalsa da son yıllarda yeniden artış ivmesi gösteriyor. 2012’den 2013’e kadar tahrip olan orman alanı 1300 kilometrekare daha fazlaydı. Amazon havzası tek başına, yüryüzünün oksijen ihtiyacının yüzde 20’sini karşılıyor. Dünyadaki canlı türlerinin yarıya yakınının bu bölgede yaşadığı tahmin ediliyor. Spor yazarından ikinci polisiye l Spor yazarı Aydın Bayram ikinci kitabı ‘Tetiği Sen Çek’le raflardaki yerini aldı. Bayram, romanında yoksulların ve zenginlerin dünyasına bir namlunun ucundan bakıyor, karanlık duygulara nokta atışı yapıyor. İnsanın aldığı darbelerin açtığı yaraları sürükleyici bir şekilde anlatan Aydın Bayram, intikam duygusuyla sarsıcı bir sona gittiğini okura sezdiriyor ve ekliyor: “Bir silah varsa mutlaka patlar. Ama tetiği kimin çekeceğini bilemezsiniz.” Kanserli tümöre Pazarın maskotu Endonezya’nın Pangkalan Bun bölgesindeki yerel bir pazarda satılmayı bekleyen yiyecekler arasında öyle tatlı bir ‘meyve’ vardı ki, şirinliğiyle Reuters fotomuhabirinin de dikkatini çekmiş. Annesinin tavandan bir hamakla sarkıttığı bebek meraklı gözleri ve tombul yanaklarıyla pazarın maskotu olmuş... (Fotoğraf: REUTERS) İstanbul Haber Servisi Sabancı Üniversitesi (SÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Ali Koşar ve Doç. Dr. Devrim Gözüaçık, böbrek taşını, prostatı ve kanserli tümörleri hastaya zarar vermeden yok eden bir cihaz tasarladı. Su tabancasına benzerliği nedeniyle Sabancı University Tissue Ablation with Bubbles Medical Device (SUTAB) adı verilen cihaz, kaynama ile oluşan kabarcıkların aşındırma gücünü kullanıyor. SÜ’den yapılan açıklamaya göre Koşar ve Gözüaçık’ın, püskürtülen sıvı içinde oluşturulan mikro boyuttaki su kabarcıklarının yani kavitasyon baloncuklarının aşındırma gücü ile kanserli hücreleri, tümörleri, prostat ve böbrek taşını parçalayan bir tıbbi cihaz geliştirdikleri belirtildi. Sıvı püskürttüğü için SUTAB adı verilen cihaz, tümörleri yok ederken sağlıklı hücre ve dokulara zarar vermeyecek. Cihaz, mikro kavitasyon yöntemi ile yani suyun basıncı düşürülerek meydana gelen baloncukların patlamasıyla ortaya çıkan yüksek enerjiyi kullanıp kanserli hücreleri yok ediyor. Üretildiğinde dünyada bir ilke imza atacak olan cihaz, hastalara ucuz ve tamamen zararsız tedavi imkânı sağlayacak. su tabancası Öncü araştırmacılar l Mekatronik Mühendisliği Programı öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Koşar, (üstte sağda) yeni jenerasyon mikro akışkan sistemler konusunda dünya çapında öncü araştırmacılardan biri. Mikro ölçekte ısı transferi ve sıvı akışı konusunda deneysel çalışmalara imza atan ve çok sayıda ödüle layık görülen Koşar’ın, işlem görmekte olan dört patent başvurusu bulunuyor. l Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik Programı öğretim üyesi Doç. Dr. Devrim Gözüaçık (üstte solda) moleküler hücre biyolojisi, genetik ve kanser biyolojisi uzmanı. Vücudun stres ve hastalıklara hücre düzeyinde verdiği en önemli yanıtlardan birisi olan “otofaji” konusunda çalışmalar yürütüyor. Gözüaçık, New York merkezli Uluslararası Hücre Ölümü Derneği’nin (ICDS) de yönetim kurulu üyesi. Sabancı Üniversitesi’nden bilim insanları tümörleri hastaya zarar vermeden yok etmeyi vaat eden bir prototip tasarladı Bir taşla iki cinayet HAZAL OCAK Sarıyer’de inşaatı süren Kısırkaya Sahipsiz Hayvan Geçici Bakımevi ve Bahçeli Yaşam Alanı’na tepkiler çığ gibi büyüyor. “Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği”ne göre bakımevi arazisine ulaşımın kolay olması, çok yönlü rüzgâr almaması, denizden uzak olması ve dik yamaç üzerinde bulunmaması gerekiyor. Yönetmelikteki şartlara uygun olmayan bakımevine dava açan Hayvan Hakları Koruma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu üyesi Burak Özgüner “Burası hapishaneden beter. Hayvanları orada toplayıp ölüme terk edecekler. Toplama kamplarından farksız bir hayvan tecrit merkezi inşa ediyorlar” dedi. Mimar Mücella Yapıcı da bölgenin imara açılmak istendiğini belirterek “Mera alanına barınak yapmaları da usulsüz. Hayvanlar için de uygun değil. İki katliam birden yapacaklar” diye konuştu. Hayvan Hakları Koruma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu üyesi Burak Özgüner, söz konusu tesisin barınak için uygun olmadığı gerekçesiyle başvurduğu İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin bilirkişi heyeti tayin etmeden yürütmeyi durdurma istemine ret kararı aldığını söyledi. Özgüner, İBB’ye ait bazı barınakların Kısırkaya’ya taşınacağını anlatarak “Meclis Genel Kurul gündemindeki hayvanlarla ilgili yasa tasarısı kanunlaşırsa devlete, hayvanları ömür boyu hapsetme yetkisi doğacak. Tasarı insanların toplu şekilde bulunduğu yerlere hayvanların bırakılmamasını öngörüyor. 200 köpekli barınakta devlet denetimi sağlayamıyor. Hayvanlar barınaklarda perişan halde ölüyor. Kısırkaya’dan sonra barınağa giden araç yok” diye konuştu. Özgüner, kentte yaşayan hayvanların kentte, yabani hayvanların da yaşadıkları yerde kalmasını istediklerini belirtti. l Sarıyer’de inşa edilen bakımevine ‘hayvanları ölüme terk edecek’ eleştirisi yapılıyor. Bakımevi sit alanına yapılıyor ve 3. köprüye çok yakın ‘Hayvanları kullanacaklar’ l Toplantıda konuşan Mücella Yapıcı da İBB Veteriner Müdürlüğü’nün arazi tahsis başvurusu üzerine meranın statüsü değiştirilerek İBB’ye verildiğini anlattı. Yapıcı, tesisin yapıldığı alanla ilgili plan değişikliği yapılmadığını, sadece Belediye Encümen kararı ile alındığını belirterek “Barınağın inşa edildiği alan mera ve 2. derece sit alanı. Burada bir hayvan barınağı yapılacaksa plan değişikliği gerekiyor. Oysa burası planda halen mera alanı olarak duruyor. Encümen kararı mera alanlarının kaldırılması için yeterli değil” dedi. Üniversiteden yapılan açıklamada, projenin robotik kontrollü endoskopik cihaz prototipi geliştirilme aşamasında olduğu ifade edildi. Araştırmaya, Maltepe, Yeditepe, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden doktor ve mühendislik alanında uzman profesörlerin de destek verdiği kaydedilen açıklamada, “SÜ araştırmacıları, SUTAB’ın temel prensibi olan hidrodinamik kavitasyonun tıbbi amaçlı kullanımının dünya patentini ellerinde tutuyorlar, bu da cihazın uluslararası rekabet gücünü artırıyor. SUTAB’ın endoskopi aletine entegre edilmesiyle Türkiye, kendi patentli teknolojisi ile geliştirdiği kanser tedavisi için geniş kullanım özellikli cihazına sahip olmuş olacak” denildi. Endoskopi aletine entegre edilecek İşte yeni Türkiye l 727 bin metre karelik mera alanının 500 bin metre karesine yapılan 20 bin hayvan kapasiteli barınak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Avrupa ve Anadolu yakasında inşa etmeyi planladığı iki büyük barınaktan biri. Kamuoyunun tepkiyle karşıladığı bakımevi 31 Ocak Cumartesi günü protesto edilecek. Eyleme çağrı için de dün Taksim’deki Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde geçici bakımeviyle ilgili bir toplantı düzenlendi. Bilirkişisiz ret İmara açılacak Tesisin bir süre sonra mera vasfından çıkartılarak imara açılacağını iddia eden Yapıcı, “Bu alanı sit alanından çıkarmak için hayvanları kullanacaklar. Eğer bunlar gerçekten bu konuda samimilerse bunu plana işlemek zorundalar. Burası 3. köprüye de çok yakın” dedi. Yapıcı, her ilçeye barınak yapılarak bu sorunun çözülebileceğini söyledi. İBB’den önceki gün yapılan açıklamada ise tesisle ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığı savunuldu. Cumartesi protesto var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye nüfusu, 2014’te bir önceki yıla göre 1 milyon 28 bin 40 kişi artarak 77 milyon 695 bin 904 kişi oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2014 Sonuçları”nı açıkladı. Buna göre, 2013 yılı itibarıyla 76 milyon 667 bin 864 kişi olan ülke nüfusu, 1 milyon 28 bin 40 kişilik artışla, 2014 sonunda 77 milyon 695 bin 904 kişiye ulaştı. Erkek nüfusun oranı yüzde 50.2 (38 milyon 984 bin 302 kişi), kadın nüfusun oranı ise yüzde 49.8 (38 milyon 711 bin 602 kişi) oldu. Yıllık nüfus artış hızı 2013 yılında binde 13.7 iken 2014 yılında binde 13.3’e geriledi. Türkiye nüfusunun yüzde 18.5’inin ikamet ettiği İstanbul, 14 milyon 377 bin 18 kişiyle en çok nüfusa sahip il oldu. Bunu sırasıyla yüzde 6.6 ile (5 milyon 150 bin 72 kişi) Ankara, yüzde 5.3 ile (4 milyon 113 bin 72 kişi) İzmir, yüzde 3.6 ile (2 milyon 787 bin 539 kişi) Bursa ve yüzde 2.9 ile (2 milyon 222 bin 562 kişi) Antalya izledi. Bayburt ise 80 bin 607 kişiyle en az nüfusa sahip il oldu. İstanbul, kilometrekareye düşen 2 bin 767 kişiyle nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu il oldu. Bunu sırasıyla, 477 kişiyle Kocaeli, 342 kişiyle İzmir, 277 kişiyle Gaziantep, 267 kişi ile Bursa ve Yalova takip etti. Nüfus yoğunluğu en az olan il ise kilometrekareye düşen 12 kişiyle Tunceli olarak gerçekleşti. C M Y B Minyatür ANKARA (AA) İngiliz bilim adamları, Güneş sisteminin “minyatür bir versiyonu” olarak tanımladıkları çok eski bir sistem keşfetti. Kepler teleskobunun verilerini inceleyen Birmingham Üniversitesi’nde görevli bilim adamları, çekim etkisinde beş gezegen bulunan bir yıldızın varlığını ortaya çıkardı. 117 ışık yılı uzaklıktaki bu güneş sisteminin 11.2 milyar yıl önce oluştuğu, Kepler444 adı verilen yıldız ve gezegenlerinin Dünya’dan iki buçuk kat daha yaşlı olduğu kaydedildi. Bilim adamları, büyüklükleri Merkür ve Venüs arasında değişen beş gezegenin yıldız etrafındaki dönüşlerini, “Dünya’nın 10 gününe eşdeğer sürede tamamladıklarını” açıkladı. güneş sistemi