28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 2015 PERŞEMBE 14 Kentsel Dönüşüme Vergi Engeli Başta İstanbul olmak üzere, ülkemizin büyük bir bölümü deprem riski altında. Zamanı tam olarak bilinmese de işin uzmanları, yakın gelecekte büyük bir deprem yaşanacağı konusunda hemfikir. Bu tehlikeyi daha da büyüten faktör ise mevcut yapılarımızın durumu. Yapılarımızın büyük bir bölümü depreme karşı dayanaksız. İşte bu sorunu giderebilmek amacıyla yasal bir düzenleme yapıldı. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, 31 Mayıs 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun amacı, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek. Özetle ifade etmek gerekirse, riskli alanlarda depreme dayanıklı yeni yapıların meydana getirilmesini kolaylaştırmak. Yani kanun kentsel dönüşümü kolaylaştırmayı hedefliyor. Bu kolaylaştırmalar arasında vergisel hükümler de yer almakta. Bilindiği üzere, her türlü sözleşmede olduğu gibi inşaatla ilgili sözleşmelerde damga vergisi var. Ayrıca, tapuda yapılacak taşınmaz tescil işlemlerinde alıcı ve satıcı için ayrı ayrı uygulanan yüzde 2 oranında tapu harcı var. uygulamaları ile ilgili sözleşmeleri damga vergisinde, bu dönüşüm sürecinde ortaya çıkan yapıların tapuya tescili işlemlerini ise tapu harçlarından istisna tutmuş. Kanunun 7. maddesinin 9 numaralı fıkrasında, kanun uyarınca yapılacak olan işlemlerin, sözleşmelerin, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Ancak, bu yasal düzenlemeden sonra vergi kaybına uğrayacağını düşünen ve tek amacı ne olursa olsun vergi toplamak olan Gelir İdaresi, yasa hükmünü ne şekilde daraltabilirim diye düşünmeye başlamış ve kendince bir çözüm bulmuştur. Gelir İdaresi, 6306 sayılı yasanın açık ve herhangi bir sınırlandırma bulunmayan hükmüne rağmen söz konusu istisnaların sadece, riskli yapı sahipleri ile inşaat şirketleri arasındaki işlemlerde uygulanacağını, kanun kapsamında oluşan yeni yapıların inşaat firmaları tarafından üçüncü kişilere satışı aşamasında istisnanın uygulanmayacağını söylemiştir. Konuya ilişkin vermiş olduğu özelgelerde, kanun hükmü bu şekilde daraltılmıştır. Gelir İdaresi’nin bu görüşü üzerine süreç çıkmaza girmiştir. Tapu daireleri ve noterler, riskli yapıları dönüştürüp satışını gerçekleştiren inşaat firmalarına istisna hükmünü uygulamamıştır. ve Şehircilik Bakanlığı ise istisnaların uygulanması gerektiği konusunda haklı olarak ısrarcı görülüyor. Bakanlığın, 6 Ağustos 2014 tarihinde Noterler Birliği’ne yazdığı 622/6174 sayılı yazıda uygulamanın 6036 sayılı kanun ve ilgili yönetmelik kapsamında yapılması gerektiğini duyurmuştur. Yine Bakanlık tarafından, Adıyaman Valiliği’ne verilen 8 Eylül 2014 tarih ve 622/7108 sayılı yazıda, kanun kapsamında yapılacak devir ve satış işlemleri hakkında sağlanan muafiyetlerin alıcı ya da satıcı ayrımı yapılmaksızın düzenlendiği ve bahse konu muafiyetlere esas teşkil eden unsurun alıcı veya satıcı değil, yapılacak işlem olduğu belirtilmiştir. Yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açık olarak ve kanuna uygun olarak riskli yapıyı dönüştüren inşaat firmalarının da istisnalardan yararlanacağını söylemektedir. Ancak, Maliye Bakanlığı vergi kaybını düşünerek aynı görüşte değildir. Önemli olan ise riskli yapıları bir an önce dönüştürebilmektir. Maliye Bakanlığı da bu konuda gereken hassasiyeti eminiz ki gösterecektir. İstisna uygulanmayacak! İşlem önemi! AP Ancak, 6306 sayılı kanun kentsel dönüşüm Ancak, kanunun asıl uygulayıcısı olan Çevre SOSYAL GÜVENLİK Staj süreci, ülkemizde birçok mesleğin teorik yapısı yanında uygulamalı olarak da öğrenilmesini sağlayan önemli bir süreçtir. Stajyer sigortalılığı yalnızca kısa vadeli sigorta risklerini kapsayan bir sigortalılıktır. Stajyerlik süresinde emekliliğe uzun vadeli sigorta kolları primi ödenmiyor. Bu sebeple de stajyer sigortası, yatırılan hizmet dökümlerinde görünmemekte, emeklilikte de gün kazandırmamakta, işe giriş başlangıcı sayılmamaktadır. Stajyer öğrencilerin sigorta primlerini de SGK’ye işverenler değil, eğitim gördükleri eğitim kurumları ödemektedir. Bu sürelerin gerek borçlanılamaması, gerekse de sigorta başlangıcı olarak sayılmaması yüz binlerce vatandaşımıza ciddi mağduriyetler Stajyerler Emeklilik Bekliyor yaşatmaktadır. Bir an önce bu süreye ilişkin bir borçlanma hakkı getirilerek vatandaşların mağduriyetlerinin önüne geçilmelidir. Böylelikle hem staj süresinde geçen dönem sigortalılıktan sayılacak hem de sigortalılıkta işe giriş tarihi ilk staj başlangıç tarihi olarak görülecek dolayısıyla nispeten daha erken emekli olabilecekler. “Staj mağdurları” adıyla sosyal medyada örgütlenen dostlarımızın da dile getirdiği gibi; 5510 sayılı kanuna göre çırak veya stajyer öğrenci olarak çalışanlar bir taraftan sigortalı sayılırken, diğer taraftan da bu hakların sadece kısa vadeli sigorta SORU CEV Mağduriyet giderilsin! kolları ile sınırlı tutulması, eşitsizliğe ve mağduriyetlerine neden olmaktadır. Uygulamada, bazıları bir çalışma ya da sigortalılık olmaksızın geçen doğum, askerlik, ücretsiz izin, doktora veya uzmanlık, avukatlık stajı gibi bazı süreler borçlanılabilmektedir. Anayasanın eşitlik ilkesi dikkate alınarak, aslında fiilen bir çalışmaya ve sigortalılığa dayanan çıraklık ve staj sürelerine de borçlanma hakkı tanınmalı, bu çalışmalar sigortalılık başlangıç tarihi yönünden de dikkate alınmalıdır. TBMM’de bu yönde çalışmalar olduğu, hazırlanan yeni yasanın içeriğinde yer aldığı kulislerde konuşuluyor. Umarım bu hususta bir an önce düzenleme yapılarak mağduriyetler giderilir. Cezaevine girdiği için iş akdi feshedilene tazminat ödenir mi? hükümlülük veya tutukluluk süresinin ihbar süresini aşması halinde işverene fesih yetkisi verilmektedir. Hükümlülük tutukluluk süresinin ihbar süresini aşması halinde iş sözleşmesi feshedilen çalışana 1 yıl ve daha fazla kıdem süresi bulunması durumunda kıdem tazminatı ödemesi yapılması gerekmektedir. Kıdem tazminatı yanında varsa ücret, fazla çalışma, yıllık izin ücreti vs. ödemelerinin de yapılması gerekmektedir. Bir işyerinde İnsan Kaynakları Uzmanı olarak çalışmaktayım. Tutuklanarak cezaevine giren bir arkadaşımızın iş akdini feshetmek durumunda kaldık. Böyle bir durumda kendisine tazminat ödenip ödenemeyeceği ya da ödenecekse hangi tazminatların kendisine ödeneceği ile ilgili bilgi rica edebilir miyim? Oya Demir İş Kanunu madde 25/IV hükmüne göre, Sorularınız için malicozum@ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. ‘Sunduğum raporla şüpheli yapıldım’ CANAN COŞKUN Eski İstanbul Barosu Başkanı ve Ergenekon davası sanıklarından CHP Milletvekili İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan, Oda TV soruşturması kapsamında Ergenekon üyesi olduğu gerekçesi ile şüpheli olarak ifade verdi. Kazan ifadesinde dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in avukatı olarak, Erzincan ve Erzurum’da yaşananlara ilişkin muhalefet partilerinin liderleri Selahattin Demirtaş, Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal’a rapor sunduğunu anımsattı. Soruşturma savcısı Zekeriya Öz’ün bu raporu “Demirtaş’la, görüşme” notuna dönüştürerek kendisini Ergenekon soruşturmasına dahil ettiğini söyledi. Kazan, “Demirtaş’la görüşmem o dönem Başbakan’ın mitinglerinde eleştiri konusu yaptığı bir şeydi... Oysa ben İlhan Cihaner müdafii olarak Erzincan ve Erzurum’da nasıl pislikler yaşandığını parlamentoda grubu bulunan muhalefet parti liderlerine anlattım. Aynı gün Demirtaş’la Bahçeli’yle, Baykal’la görüştüm, rapor sundum. Özel yetkili mahkemeler eliyle nasıl bir pislik sürdürüldüğünü anlattım. Tabii buna Zekeriya Öz başta o takım bir düşmanlık duygusuyla yaklaşmış” dedi. Kazan dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gelerek Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mesut Erdinç Bayhan’a ifade verdi. Kazan, savcılığa sunduğu yazılı ifadesinde Zekeriya Öz ile dönemin İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürü Nazmi Ardıç’ın da arasında bulunduğu hâkim, savcı ve polisler hakkında soruşturma başlatılmasını istedi. Kazan, “Cihaner’in avukatlığını yaptığım için suç örgütünün bir cezalandırma girişiminde bulunduğu anlaşılıyor” dedi. Yapılan her işlem için savcı, yargıç ve polislerin bir suç örgütü işlemi görmesi gerektiğini savunan Kazan, “Ben avukatım. Yasal sır saklama yükümlülüğüm var. Buna karşın müvekkilimle görüşmeleri tape edip dosyaya koymuşlardır. Ayrıca beni bir yıl boyunca dinleyip takip etmiş olmalarına rağmen kayıtları kendilerine saklayıp dosyaya koymamışlardır” dedi. Kazan, bu kişilerin “suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “haberleşmenin gizliğini ihlal”, “kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması”, “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “kişisel verilerin kaydedilmesi”, “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme”, “verileri yok etmeme” maddelerini ihlal ettiklerini belirterek, kendisine ait verileri kullanmak üzere kendilerine sakladıklarını anlattı. Delil yetersizliği gerekçesi ile takipsizlik kararı verilmesini kabul etmediğini belirten Kazan, “Eğer böyle bir karar verilmeyecekse aleni duruşmada bütün bu pislikleri açıklayıp anlatabilmem için hakkımda kamu davası açılmasını böylece bana bu imkânın tanınmasını talep ederim” ifadelerini kullandı. TBMM arşivi sergi oluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanlığı tarafından 2008 yılında başlatılan çalışma kapsamında Meclis arşivinin tasnif işlemleri tamamlanırken, arşivde yer alan bazı belge ve eşyalar TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından Şubat ayında “95 Yıllık Hasret Bitiyor” adlı bir sergiyle kamuoyuna açıklanacak. Milyonlarca sayfa arşivin kullanımına açılıp açılmayacağı konusunda henüz bir karar alınmadı. TBMM’nin 1920 yılından bugüne kadar gelen İstiklal Mahkemesi kararları ve tutanaklarını da kapsayan arşiv gün yüzüne çıkıyor. TBMM Başkanlığı tarafından 2008 yılında başlattığı tasnif çalışmaları sona erdi. Söz konusu çalışma TBMM tarafından 10 ciltlik kitap haline getirilirken, zabıtların bir bölümü elektronik olarak internete de yüklenecek. Söz konusu arşiv çalışmasından oluşturulan 10 ciltlik kitap “95 Yıllık Hasret Bitiyor” sloganıyla İstiklal Mahkemeleri tarafından kullanılan cüppe, mühür, yüzük ve orijinal belgelerin yer alacağı bir sergiyle tanıtılacak. Şubat ayının başında TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından bir etkinlikle açıklanacak kitaplarda İstiklal Mahkemeleri kararları, tutanaklar, hâkimlerin fotoğrafları yer alıyor. Tasnif çalışması tamamlanan arşivin bir bölümünün elektronik ortama yükleneceği belirtilirken, belgelerin tamamına erişimin nasıl sağlanacağı konusunda henüz bir karar alınmadı. Çalışma kapsamında milyonlarca sayfadan oluşan doküman bulunduğu, belgelerin 1908 yılındaki Meclisi Mebusan dönemine kadar dayandığı belirtiliyor. İstanbul Haber Servisi Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ve eşi Nazlı İnönü’nün eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül tarafından “mafyayla tehdit edildiği” iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Sarıgül, şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Sarıgül’ün ifadesinde, tehdit iddialarını reddettiği ve Hayri İnönü’ye belediye başkanlığını bırakması konusunda herhangi bir baskı yapmadığını söylediği belirtildi. Önceki gün Mustafa Sarıgül’ün oğlu eski Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Emir Sarıgül şüpheli olarak savcılığa ifade vermişti. Mustafa Sarıgül, dün İstanbul Adliyesi’ne gelerek soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcılığı’na şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Öte yandan Hayri İnönü’nün iddiaları arasında yer alan Mustafa Sarıgül’ün kendisinin ardından Amerika’ya geldiği yönündeki iddialar da savcılık tarafından araştırılıyor. Şişli Beldiye Başkanı Hayri İnönü’nün eşi Nazlı İnönü’nün bir gazeteye verdiği röportajda, Mustafa Sarıgül’ün kendilerini tehdit ettiğini iddia etmişti. Mustafa Sarıgül: Tehdit etmedim KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Baransu bir kez daha gözaltına alındı İstanbul Haber Servisi Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınarak Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’nda ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Baransu’nun Twitter adresinden eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a hakaret ettiği ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda Grup Başkanı olan İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın kardeşi Atıf Ala’ya iftira attığı gerekçeleriyle gözaltına alındığı öğrenildi. BULMACA SEDAT YAŞAYAN ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com Maraş kitabına soruşturma İstanbul Haber Servisi Yazar Aziz Tunç, hırsızlık ve yaralama suçlarından hüküm giyen, Malatya Cezaevi’nde cezasını çeken R.T’nin şikâyeti üzerine “Beni Sen Öldür / Maraş 78” kitabı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmasına tepki gösterdi. Yazar Aziz Tunç “Bu kişi, şikâyet dilekçesinde kitabı okumadığını belirtmesine rağmen, hiçbir savcı ‘Sen şu kitabı bir oku da ondan sonra bu iddialar var mı yok mu bir anlayalım’ demiyor ve bu konuda hakkımızda kısa sürede somut işlem yapılıyor” dedi. Konuyla ilgili olarak İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenleyen yazar Aziz Tunç, yaklaşık 1.5 ay önce çıkan kitabı hakkında yapılan şikâyet üzerine kitabın arka kapak yazısını yazan ve kitabı gazetesindeki köşesine taşıyan gazeteciyazar Nedim Şener ile birlikte geçen günlerde ifade verdiğini anlattı. Aziz Tunç, şikâyet dilekçesinde hakkında “yazar müsveddesi” ve “sözde yazar” ifadeleri nedeniyle R.T. hakkında suç duyurusunda bulunacağını da açıkladı. Aziz Tunç, “Maraş katliamına dair hiçbir şeyin ortaya çıkarılması istenmiyor. Bu birilerinin işine gelmiyor” diye konuştu. HARBİ SEMİH POROY SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Burdur 1 ilinde ün 2 lü bir höyük. 2/ Sar 3 mısağın, an 4 tibiyotik etki 5 gösteren et6 kin maddelerinden biri... 7 Küçük ma 8 ğara. 3/ Sat 9 rançta özel bir hareket... 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Cami, mescit gi 1 E D R E M İ T R bi yerlerde yapılan 2 D A İ R E A T E dinsel konuşma. 3 A T E Ş 4/ Kimi yerlerde 4 R İ T A E R A N O S MA kadınların boydan O T Y A D boya örtündükle 5 M E 6 İ A S H A Ş İ ri çarşaf... Bir şe7 T A T Y A N A Y yin doğru olduğuT EMA Ş A E nu belirtmek için 8 yapılan işaret. 5/ 9 R E Ş A D İ Y E İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini izlemeye zorlayan sorun... Bir nota. 6/ Pasaklı, kılıksız... Ortaoyununda çoğu kez aptal uşak rolünü oynayan komik. 7/ Hayat arkadaşı... Dünyanın en hızlı koşan canlısı olan yırtıcı hayvan. 8/ Ayakkabı ya da çanta yapımında kullanılan parlak deri... Kabile. 9/ 1281’de Japonya’yı Moğol istilasından koruyan tayfunun adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Cezayir Kurtuluş Savaşı’nda, Fransa saflarında yer alan Cezayirlilere verilen ad. 2/ Telefon sözü... Manzume. 3/ Beyaz kum midyesi... Galyum elementinin simgesi. 4/ Sahip... Samsun’un bir ilçesi. 5/ Hizmetçi ve uşakların özel forması... Kayınbirader. 6/ Maksim Gorki’nin bir romanı... Tarihöncesine dayanan efsane. 7/ İskambilde bir kâğıt... Gemi ya da iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı dikme. 8/ Göreceli... Kimyada basit şekerlere verilen ortak ad. 9/ Ses... Bir yazı sayfasının altına yazılan açıklama. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle