26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 Hrant Dink, 2005 Şubat ayı başında Tuncay Özkan’a telefon edip “Beni şu Kemal Paşa’yla programa çıkarmanı çok istiyorum” dedi. Tuncay’ın Emekli Orgeneral Kemal Yavuz’u Hrant Dink’le tartışmaya ikna etmesi, bir buçuk ayını aldı. Kanal Türk’te Hrant Dink’in Tuncay Özkan ve Kemal Yavuz ikilisiyle katıldığı Gerçekler programı, 17 Mart 2005’te yayımlandı. Hrant ve Tuncay zaten yoldaştı, farklı düşünmüyorlardı. Ama işin şaşırtıcı yanı, Hrant Dink ile Kemal Yavuz arasında da belirgin bir aykırılık saptanmaması ve programın sonunda bizzat Hrant’ın deyişiyle, “Yüzde 98 oranında” anlaşmaları oldu!  Tuncay, bu tarihi söyleşinin 34 sayfa tutan yazılı dökümünü, kızı Nazlıcan’a hitaben kaleme aldığı “Ermeni soykırımı…” alt başlıklı araştırma kitabı Yaraya Tuz Bastım’da (Medyanos, 2009) yayımladı. Aşağıda okuyacağınız sözler, bugün belgesel niteliği kazanan bu söyleşiden alıntıdır: HHH Hrant Dink: Bu yüzleşme içerisinde ben açık yüreklilikle şunu söylerim: O dönemde Ermenilerin öldürmüş olduğu o neyse, o çeteler hangi tarihte öldürdülerse 17’de mi, 18’de mi, 19’da mı, tehcirden sonra mı, önce mi, hangi Türk ailesi varsa, hangi Müslüman ailesi varsa onun acısını ben paylaşırım. Yürekten paylaşırım. Kemal Yavuz: Biz de biz de, o aynı ailelerin acısını paylaşırız, Ermeni ailelerin acısını paylaşalım. Hrant Dink: Siz de bu cümleleri yüksek sesle bu ülkede artık Ermenilerin o yaşadığı acıyı belirtmeniz lazım ve bu bizi bir yerlere götürür paşam. Fotoğraf: ARARAT l Yozgat’ta Bizim Yoldaşımız Hrant Kemal Yavuz: Doğrudur. Şu son söylediğiniz cümlelerin her noktasına kadar katılıyorum. Hrant Dink: Biz o zaman bu sorunları çözeriz. Onların elinden, o masanın elinden alırız Avrupa’nın elini… Ya şu anda tek yaptığı koz. Merkel’in tek yaptığı koz. Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almamanın yolu olarak Ermeni sorununu kullanıyor. Bu kadar açık. E ben utanıyorum Ermeni olarak halen bu dram, bu felaket, böyle bir politik malzeme niye olsun… Kemal Yavuz: Peki bu aynı şeyleri siz acaba Ermenistan’daki Ermenilere de söyleyebiliyor musunuz? Hrant Dink: Tabii söylüyoruz ve Ermenistan devleti şuna hazır: Biz ön şartsız, Türkiye’yle diyaloğa, ilişkilere hazırız. Yani Türkiye soykırımı tanısın, böyle bir şart yok. Ön şartsız diplomatik ilişki kurmak istiyoruz. Sınır açılsın. Ha Türkiye’nin şartları var. Onun için sorun Türkiye’de başlıyor diyorum. Türkiye, ülkem benim diyor ki Ermenistan Kars Antlaşması’nı tanımıyor diyor. Hayır tanıyor. Tanıyor efendim tanıyor. Ermenistan Dışişleri Bakanı kaç kere ifade etti bunu. HHH Kemal Yavuz: (Azerbaycan Türkleri için) Gerçekçi olmaları lazım. Hrant Dink: Şu anda yaşadığı emperyal kuşatmayı görmeleri ve Türkiye’nin yanında olmaları lazım. Ermenistan’la olan ilişkilerini Türkiye’nin düzeltmesi, aynı zamanda Ermenistan’la Azerbaycan’ın ilişkilerinin de düzelmesinin yolunu açacaktır diye düşünüyorum. Tuncay Özkan: Paşam şimdi Hrant Dink çok doğru bir noktada. Zaten hemen hemen bugün noktasında aynı görüşler dile getirildi. Emperyal güçlerin bölgesel isteklerinin yerine getirilmesi için oynadıkları bazı oyunlar var. Kemal Yavuz: Biz o oyunun içindeyiz şu anda. (…) Hiçbirimizin sırtından başkalarının menfaat sağlamasını, politika üretmesini istemiyorsak eğer iki ülkenin baş başa verip bu meseleyi birlikte halletmesinde ben de yarar mütalaa ederim. Hrant Dink: Paşamın bu son cümlelerine gerçekten bir şey eklemeyi çok gereksiz buluyorum. HHH Hrant Dink, 2002 yılında Atom Egoyan’ın yönettiği Ararat filmi için “TürkErmeni ilişkilerine katkıda bulunacak bir film değil ve şiddet içeren bazı sahneleri de gereksiz” açıklamasını yapmıştı. Tuncay Özkan, hakları Belge Film tarafından satın alınmasına karşın Türkiye’de gösterilemeyen filmi, 3 Nisan 2006 tarihinde Kanal Türk televizyonunda yayımladı. Hrant Dink de kanala gelecek, Ararat’ı birlikte seyredecek, ardından söyleşi yapacaklardı. Film başladı, Tuncay bir türlü gelmeyen Hrant’ı aradı. Hrant, “Geldim ve Kanal Türk’ün polis tarafından kuşatıldığını görünce ürktüm, geri döndüm” dedi. “Kusura bakma…” Tehlikenin nereden geleceğini gayet net anlamıştı, güvercin tedirginliği içindeydi. On bir ay sonra da öldürüldü. “Barış yapmak için iki kişi gerekir: Kendimiz ve komşumuz.” ARISTIDE BRIAND “İçlerinde olduğum için biliyorum: Hrant Dink’in dostları geçinenlerin çoğu, düşünceleri nedeniyle kıyıma uğrayan öteki aydınları aynı acıyla anmamak eğilimindeler. Bunu çok belli ediyorlar. Hiç unutmuyorum, Ergenekon rezilliği günlerinde bir bölük ‘aydın’ Galatasaray’da tepki gösterisi yaparken ‘Sakın karıştırmayın ha, biz yalnız Ahmet Şık ile Nedim Şener için gösteri yapıyoruz!’ demişlerdi. Bu çiğliğe ne demeli... Kaldı ki, Dink ve Zirve suikastlarını onların yaydıklarının tersine ‘ulusçular’ın değil, kimlerin yaptığı MİT’çilerin kitaplarıyla ortaya çıktığı halde, aynı savı sürdürüyorlar. Yani dürüst değiller.*” *Adı bende saklı bir okurun 22 Ocak 2015 tarihli mesajıdır. Binyıl Hedeflerine Ne Oldu? Birleşmiş Milletler’in 2000 yılında yaptığı toplantı “Binyıl Doruğu” diye adlandırıldı. Türk ve dünya medyası toplantıyla ilgili haberleri günlerce birinci sayfadan verdi. Toplantı heyecan yaratmıştı. “Daha yaşanılır bir dünya” için harekete geçen ülke liderleri bu kez somut hedefler belirlemişlerdi. “Yoksulların ve açlık çeken insanların oranı yarı yarıya azaltılacak” diyorlardı. Belirlenen hedeflere ne zaman ulaşılacağı da açıklandı. Süre 15 yıldı. Süre doldu! Yeni yıla girerken, dünya medyası konuya pek değinmedi. 15 yıl öncesinin heyecanı yok. Birleşmiş Milletler’in “Binyıl Hedefleri” ile ilgili internette araştırma yaparken “Dünya hiç bu kadar yükselmemişti” haberi dikkatimi çekiyor. Yüksek Binalar Komitesi’nin raporuna göre dünya, geçen yıl 97 yeni gökdelen “kazanmış”. Bunların 11’i “süper yüksek”miş (200 metrenin üzerinde). Gökdelenler dünyayı yükseltmiş. “Gökdelenler dünyayı yükseltebiliyorsa, dünyayı ne alçaltabilir” sorusu geçiyor aklımdan. Birleşmiş Milletler’in son raporlarına göre dünyada 1.2 milyar insan günlük 1.25 doların altında bir parayla geçinmek zorunda. Günlük geliri 2.5 doların altında olanların sayısı dünya nüfusunun neredeyse yarısı. 842 milyon insan ise açlık çekiyor. Zenginlik artıyor, yoksulluk ortadan kaldırılamıyor. Gelir dağılımındaki eşitsizlik derinleşiyor. Oysa BM Genel Sekreteri Ban Kimun ne diyordu: “Binyıl hedefleriyle, tarihin en başarılı yoksullukla mücadele girişimi gerçekleştirilmiştir”. 15 yıllık çaba, yoksulluğu ve açlığı sadece azalttı. Ortadan kaldıramadı. Birleşmiş Milletler bu yıl bir rapor yayımlayacak. Binyıl hedeflerine ne ölçüde ulaşıldığını birlikte göreceğiz. Ancak son BM raporları durumu zaten ortaya koyuyor. Çocukların durumuna ilişkin istatistikler insanı utandırıyor. Gelişmekte olan ülkelerde doğan çocukların kaderi sanki doğmadan belirlenmiş: “Gelişmekte olan ülkelerde 100 çocuktan 7’si altı yaşını göremeyecek. 68’i okulöncesi eğitim alamayacak. 17’si ilkokula gidemeyecek. 25’i yoksulluk içinde yaşayacak.” Gençler işsiz. Gençler arasındaki işsizlik oranı dünya çapında yüzde 12.7. Bu oran, yetişkinler arasındaki işsizliğe göre 3 kat fazla. Dünyada yaşlıların yüzde 80’inin emekli maaşı yok. Çocuklarına bağımlı olarak yaşayabiliyorlar. Çevre açısından durum parlak değil. Ekolojik kriz son 15 yılda derinleşti. Ormanlar yok ediliyor. Denizler kirletiliyor. Denizlerdeki balık varlığı tüketiliyor. Biyolojik çeşitlilik hızla azalıyor. İklim değişmeye devam ediyor. “Binyıl hedefleri” için süre doldu. Yeni hedefler neler? Açlık ve yoksulluk ne zaman tümden ortadan kalkacak? Daha köklü değişiklikler yapılmadan, insanların “tüketim aşkı” sona ermeden var olan sorunlara çözüm getirilebilir mi? İnsanın sömürülmesi son bulmadan, çevrenin sömürülmesi sona erebilir mi? Sahraaltı Afrika’da durum çok daha kötü. Çocukların masum fotoğraflarına bakıyorum. O Afrika atasözü geliyor aklıma: “Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır”. olay çıktı, bakanlar salonu terk etti Ali Gaffar Okan, İsmail Cem, Aydın Güven Gürkan anıldı AKP kongresi düğün gibi: Sahte Avro’lar saçıldı YOZGAT (DHA) Yozgat’ta AKP il kongresinde mevcut İl Başkanı Harun Lekesiz ve eski il başkanlarından Zekeriya Avşar aday olurken, divan başkanı Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, Zekeriya Avşar’ın listesini eksikler olduğu gerekçesiyle kabul etmedi. Avşar, “Süleyman Soylu yokken bu partide ben il başkanlığı yapıyordum. Özgürlükten, demokrasiden bahsediyorlar ama bizim hakkımızı yemeye gasp etmeye çalışıyorlar” diye bağırdı. Gerginlik tırmanınca Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ile milletvekilleri solonu terk etti. Uzun süre yaşanan tartışma sonunda Divan Başkanı Mahmut Kaçar, Soylu ile görüşüp, listeyi tekrar kabul etti. Harun Lekesiz 590 delegenin, 459’unun oyunu aldı. Kongrede atılan konfetiler arasında düğünler için hazırlanan sahte Avro’lar saçılması dikkat çekti. l Diyarbakır’da Sezai Karakoç Bulvarı’nda 24 Ocak 2001’de düzenlenen silahlı saldırıda şehit edilen Emniyet eski Müdürü Ali Gaffar Okkan ile koruma polisleri Atilla Durmuş, Mehmet Kamalı, Sabri Kün, Mehmet Sepetçi, Selahattin Baysoy için saldırıya uğradıkları yerde tören düzenlendi. Okkan’ın posterlerinin asıldığı etkinlikte şehit edildiği yere karanfiller bırakılırken, dualar okundu. Okkan’ın Hendek’teki mezarı başındaki törene ise Okkan’ın eşi Zerrin ve kızı Sezin Okkan ile Diyarbakır’dan gelen “Gaffar Okkan” adını taşıyan 102 çocuk katıldı. Okkan’ın mezarına karanfil bırakıldı. l Eski Dışişleri Bakanı gazeteci İsmail Cem aramızdan ayrılışının 8. yıldönümünde Zincirlikuyu’daki mezarı başında anıldı. Anma törenine İsma UNUTULMADILAR Okkan Gürkan Cem il Cem’in eşi Elçin Cem ve oğlu İhsan Kerim Cem, CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu, Ercan Karakaş ve Burhan Şenatalar, avukat Turgut Kazan, Yön Radyo Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mansur Kılınç katıldı. l Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan ölümünün 9. yılında anıldı. Gürkan’ın Tuzla Mezarlığı’ndaki kabri başındaki törene ailesi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve çok sayıda partili katıldı. Törende Karakaş, “Yalnızca hocamızı, sevgili Uğur Mumcu’yu, İsmail Cem’i kaybettiğimiz gün değil. 24 Ocak Türkiye’nin yapısının değiştirilmeye başlandığı bir gün. Onlar daha güzel bir Türkiye kurmak için çalıştılar” dedi. Murat Karayalçın da Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu’nun gazetemizde yayımlanan “Ocak ayını sevmiyorum” başlıklı yazısına atıf yaparak “Gerçekten de kaybettiğimiz değerlerimiz, canlarımız nedeniyle ocak ayı acılı bir aydır” dedi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Tunceli baro başkanına destek yürüyüşü TUNCELİ (DHA) Tunceli Barosu Başkanı Uğur Yeşiltepe’nin yasadışı örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 aylık hapis cezasına çarptırılması ve bu cezanın Yargıtay tarafından onanması, kentte yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı yürüyüşle protesto edildi. Sanat Sokak’ta başlayan ve avukatların cüppeleriyle katıldığı yürüyüşte “Savunma susmayacak” yazılı pankart taşındı, ıslık ve düdük çalındı. Protestocular Cumhuriyet Meydanı’na geldiklerinde 5 dakikalık oturma eylemi yaparak karayolunu çift taraflı trafiğe kapattı. “Baro başkanı yalnız değil”, “Tunceli barosu hukuksuzluğa karşı” sloganları atan protestocular daha sonra Seyit Rıza Meydanı’na yürüdü. Özden Eren Başkavak Gül, “Bu hukuk skandalıdır. Baro başkanımıza verilen ceza aslında tüm Dersim halkına verilmiştir” dedi. G NOKTASI Yasadışı dinlemede 7 polis açığa alındı BULMACA SEDAT YAŞAYAN Yurt Haberleri Servisi Şanlıurfa merkezli 11 ilde 5 Ocak’ta “yasa dışı dinlemelere” ilişkin emniyet görevlilerine yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlara destek verdikleri ve kentte düzenlenen protestolara katıldıkları gerekçesiyle istihbarat şubede görevli 7 emniyet görevlisi hakkında adli soruşturma başlatıldı.Soruşturma kapsamında, 2 komiser, 1 komiser yardımcısı ve 4 polis memuru açığa alındı. Giydiği bot 1.5 saatte hastanelik etti Yurt Haberleri Servisi Erzurum’da yaşayan 21 yaşındaki Esra Turan, bir ayakkabı fabrikasından 94 liraya bot aldı. Botları giyen Turan’ın her iki ayağında, bir buçuk saat içerisinde şiddetli derecede yanık ve kızarıklık oluştu. Hastaneye götürülen Esra, tedavi altına alındı. 5 günlük sağlık raporu verilen Turan, “Ayakkabıları giydikten bir buçuk saat sonra, her iki ayağımda tarifi zor ama benzin dökmüş, ateşe vermişsiniz, öyle bir acı hissettim. Ayak parmaklarımda kızarma ve su toplanma oluştuğunu görünce gözlerime inanamadım” dedi. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Emniyet ekipleri, Antalya’ya gönderilmek üzere Batman PTT şubesinden kargoya verilen bir koli içerisinde uyuşturucu olduğu bilgisine ulaştı. Polis, kargo aracını Diyarbakır’da durdurarak arama yaptı. Dedektör köpeklerin de kontrol ettiği kolilerin birinde hava kompresörünün içine gizlenmiş 11 kilo kubar esrarı bulundu. 11 kilo esrarı kargoyla gönderdi Haber Merkezi Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bedelli askerlikten yararlananların sayısının önceki gün itibarıyla 112 bin 966 kişiye ulaştığını açıkladı. 2013’te çıkan bedelli askerlik uygulamasına 67 bin 630 kişi, 2011’de 70 bin 413 kişi, 1999 yılında 72 bin 290 kişi, 199293 yılları arasında 35 bin 111 kişi ve 1987 89 yılları arasında 18 bin 433 kişi bedelli askerlikten yararlanmıştı. Başvurma süresi 13 Şubat’ta bitecek. Bedelli askerlik rekora koşuyor HARBİ SEMİH POROY İstanbul Haber Servisi Nişantaşı’nda 24 Aralık 2014’te yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Vedat Şahin ve şoförü Ferdi Topal’ın öldürülmesi ile ilgili olarak operasyonla gözaltına alınan 14 kişiden 7’si dün “Tasarlayarak iki kişiyi öldürmek” suçundan tutuklanmaları talebiyle Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildiler. Kalan 7 kişiden 3’ü polis tarafından, 4’ü de Savcılık talimatıyla emniyetten serbest bırakıldı. Mafya cinayetinde 7 kişi serbest SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Trabzon’un 1 Akçaabat ilçe 2 sinde bir yayla. 2/ Osman 3 lılarda ge 4 ce bekçisi... 5 “Panzehir 6 taşı” da denilen bir mine 7 ral. 3/ Kırık 8 ya da çıkık... 9 Büyük erkek kardeş. 4/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Yeşilırmak’ın 1 Y A L P A K T İ antik dönemlerde 2 A L İ Y AMA N ki adı... Satrançta 3 B U B İ bir taş. 5/ Mobilya 4 L İ N K P K A Ç AMA K kasası... Resim ve Ç A L K A heykel sanatların 5 A Y S da varlıkların biçi 6 K A B A L A K 7 M U M K U R mi. 6/ Rütbesiz asR EM ker... Kuran’da adı 8 T A B A K geçen sekiz cennet 9 İ N İ K A S M E ten dördüncüsünün adı. 7/ AleviBektaşi törenlerine verilen ad... Bir bilgisayar oyunu. 8/ Kendisine inanılan, sır verilen kimse... Erden çavuşa kadar olan askerlere verilen ad. 9/ Sarı taneli bir üzüm cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeden yukarı olan dirlik... Gerekli, lüzumlu. 2/ Hararet... Spor salonları ve stadyumlar için kullanılan bir sözcük. 3/ “En güzel henüz gidilmemiş olandır” (Nâzım Hikmet)... Eski dilde ay. 4/ Fırında ekmek, börek, çörek çevirmeye yarayan bir tür kürek... Bir nota. 5/ İlgi eki... Bir haber ajansının kısa yazılışı. 6/ Japon lirik dramı... Bal ve zencefilden yapılan bir Rus içkisi. 7/ Eskrimde kullanılan üç silahtan biri... İpucu. 8/ Şekeri çok bir tür yerelması... Tanrı. 9/ Mesaj... İtici neden, güdü. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle