27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 OCAK 2015 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Daha doğrusu kanlı tarihimizi, katliamları bize unutturmak isteyen bir güç vardır... Hırsızları, talancıları, yobazları, katilleri severiz... Hırsızları aklarız, katilleri baş tacı yaparız! Ne de olsa her şey vatan için yapılmıştır, kardeşlik, dostluk için! Cizre’de yaşanan provokasyonu bir türlü çözemedik. Yarın katledilişinin 22. yılında sevgili arkadaşım Uğur Mumcu’yu anacağız... Açık açık soruyorum 22 yıl içinde ne değişti? Kürt sorunu mu çözüldü, demokrasi ve özgürlükler mi gelişti, faili meçhul cinayetler mi aydınlandı? Cizre’de son bir ayda 3 çocuk öldürüldü! Taş atan çocuklara 20 yıl hapis cezası verildi, Ali İsmail’i öldürenlere 10 yıl... 5 yıl yatacak ve özgür kalacak! HHH Öyle bir ülke olduk ki muz, vişne, kiraz, badem, ceviz ABD, Arjantin, Kanada, Brezilya’dan, kavun, karpuz İran’dan ithal ediliyor. Sanayileşme yerinde sayıyor, hayvancılık can çekişiyor, tarım çoktan ölmüş... İyi şeyler de oluyor canım ciğerim, iyi şeyler de... İçimiz kıpır kıpır... Kaçak Saray’ın bahçesine mevsimlik çiçekler ekiliyor renk renk... Mimarlar Odası Ankara Şubesi çiçek ve tohumların değerinin 1 milyon 600 bin liraya ulaştığını açıklıyor! Oh ne güzel, ne güzel... HHH Benim hırsızım, benim katilim... İyidir iyi! Her şey vatan için, millet için, yemeyen domuz! Ye o zaman, öldür! Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de Ali İsmail’i öldürenlere verilen ceza... Polislere 10 yıl, fırıncılara 6 yıl! Adalet mülkün temelidir! Türkiye’nin demokrasisi, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi uğruna mücadele eden nice arkadaşımızı yitirdik... Onların anıları geliyor aklıma... Hayat geliyor! Ölümler!.. Kıyımlar!.. Kimileri “benim hırsızım, benim katilim iyidir” diyor, adaletin terazisi doğru tartmıyor... Taş atan çocuğa 20 yıl, katile 10 yıl... Bilmem ne dersiniz! Emre Soncan’ın kitabında Gül’le ilgili tartışma yaratacak anlatımlar var Bir dönem aralandı ERDEM GÜL ANKARA Saray’daki Bakanlar Kurulu toplantısı nedeniyle yeniden alevlenen başkanlık sistemine karşı açıklamalarıyla gündemde olan eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün geçmişte çok tartışılan kulak ameliyatı olmaya AKP’liler yüzünden karar verdiğini anlatan yeni bir kitap çıktı. “Araf’ta 7 Yıl” adlı kitaba göre Gül, AKP’den gelen, “Sağır olacak. Bu koşullarda artık siyasete devam edemez” sözleri üzerine bıçak altına yattı. Kitapta Gül’ün, Mavi Marmara’nın gidişine, “Savaş çıkaracak” diyerek karşı çıktığı, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuksuz yargılanması konusundaki sözlerini de “samimiyetsiz” bulduğu anlatılıyor. Gül, aslında Mavi Marmara gemisinin İsrail’e gitmesine sıcak bakmadı. Eylemin bu şekilde yapılmasını doğru bulmuyordu. Yaşanacaklar noktasında tahminleri vardı. Türkiye ve İsrail’in savaşa sürüklenmek istendiğini düşünüyordu. Tedirgindi. En yakınındaki isimlere “Mavi Marmara savaş çıkaracak” dedi. Kapalı kapılar arkasında görüşlerini dile getiren Gül, İsrail’in gemiye yaptığı baskın neticesinde Türk vatandaşlarını öldürmesinin ardından, hem hükümeti zor durumda bırakmamak, hem de İsrail’in yanlışlarını dünyaya duyurmak için dönemin Başbakanı Erdoğan’ın konuşmalarını destekledi. Bugün raflara çıkacak olan gazeteci Emre Soncan’ın, “Araf’ta 7 Yıl” adlı kitabında, cumhurbaşkanlığı süresince Gül’ün, Erdoğan ve AKP’lilerle yaşadıkları ve bugüne kadar bilinmeyen önemli çatışmalar anlatılıyor. Gül’ün en yakınındaki isimlerle görüşülerek yapılan derlemede çarpıcı bilgiler var. ‘SAĞIR’ DİYENLERİ NOT ETTİ Gül’ün kulağındaki sorun devam ediyordu. Fakat ameliyat olmaya bir türlü razı olmuyordu. En sonunda İngiltere’de meslek hayatına devam eden ve alanında otorite sayılan Pakistan doğumlu Müslüman bir doktor olan Shkeel Saeed’e ulaşıldı. Doktor birkaç kez Ankara’ya geldi ve Gül’ü muayene etti. Son tetkikte ise şu çarpıcı cümleyi kurdu: “Bu ameliyatı olmazsanız duyma yetinizi tamamen kaybedebilirsiniz.” Bu keskin ifade Gül çiftini ikna etmek için yeterli oldu... Gül, 6 Temmuz Cumartesi günü sabah saat 04.30 sularında hastaneye getirildi. Önce sabah namazını kıldı. Ardından, belki de siyasi geleceğini derinden etkileyecek ameliyat için bıçak altına yattı. Çünkü Ankara’da çeşitli mahfillerde Gül’ün sağlık sorunları nedeniyle siyasete devam edemeyeceği yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştı. Hatta AKP içinden bazı isimler, Gül’ün arkasından “‘sağır” yakıştırmalarında bulunuyor, Cumhurbaşkanı da bu isimleri not ediyordu. Ameliyat çok başarılı geçti. Gül’ün sol kulağına “koklear implant” yerleştirildi. Hayrünnisa Hanım ve Bayan Özel: 2012’deki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve komutanlar Çankaya’da resepsiyona katıldı ve Hayrünnisa Hanım’ın elini sıktı. Böylece çağdışı bir uygulama tarihe karışmış oldu. Resepsiyonun ardından, Genelkurmay Başkanı Özel’in eşi Kamuran Özel, Hayrünnisa Hanım’ı arayarak misafirperverliklerinden dolayı teşekkür etti. Hayrünnisa Hanım ise “5 yıldır niye katılmıyordunuz” diye hafif yollu bir sitemde bulundu. Kamuran Hanım’ın cevabı ise şöyle oldu: “Biliyorsunuz efendim, o dönem bizimle ilgili değil.” Benim Hırsızım Benim Katilim! AKP’nin dört bakanının vicdanı rahat mı acaba “oh kurtulduk” derken! Görünen o ki, salt dört bakan değil, Tayyip Bey, Davutoğlu da rahat... Peki, milletimiz ne düşünüyor bu konuda? Ben, halkın yüzünde pek mutluluk göremedim. Onlar giderek zorlaşan hayat koşulları içinde... Tarım bitmiş; o güzelim ovalar, ormanlar, akarsular yok olmuş. Tarım sizlere ömür! Bir de don olmuş; soğuk, limon, portakal, satsuma bahçelerini fena vurmuş, ürün dalında buzlanmış, ağaçların kökleri çürümüş... AKP kendi kendini aklarken, üretici borç batağına saplanmış... İçinden nasıl çıkacağını gerçekten bilmiyor... Yoksullar ise kömür, gıda yardımı peşine düşmüş... Din eksenli siyasetin yarattığı iktidar, yolsuzluk, hırsızlık ve halk... İnsanı kahreden, uzun uzun düşündüren bir sorun... Peki, AKP içinde bir çalkantı var mı yok mu? Birbirleri için “içimizde 50 hain var” diyecek kadar gözü dönmüş, kalplerini hırs bürümüş milletvekillerine ne diyeceksiniz! Siyasal hesaplaşma görülüyor ufukta... Bu hesaplaşma haziran seçimlerine bağlı. Ancak Yüce Divan oylamalarında AKP’nin fire vermesi her şeyi göz önüne serdi. Dayatmalarla siyaset bir noktaya dek yapılır; eninde sonunda hiç beklemediğin bir yerde patlar. İpler gerilir, içinden çıkılmaz bir hale dönüşür... AKP, bugünlere çok yaklaştı! HHH Hayatı bir “yazı sayfası” olarak düşünebiliriz, çoğu zaman gerçeklerin üzeri örtülür; karatahtaya tebeşirle yazılır gibi kolay silinmesi için... O yüzden unutkan bir toplumuzdur! Soygunu, vurgunu, talanı, faili meçhul cinayetleri unuturuz. Kitapta Gül’ün, Tarabya Köşkü’nün penceresine perde takarken görüntülendiği fotoğrafın öyküsü de “Cumhurbaşkanı Gül, bir gün Tarabya Köşkü’nde hizmetlileri perdeleri takarken görür. Fakat Köşk’teki hizmetli, boyunun kısa olması nedeniyle perdeleri takmakta zorlanıyordur. Gül, merdivene çıkarak hizmetlilerin şaşkın bakışları arasında perdeleri kendisi takar” diye anlatıldı. Başbuğ’a samimiyetsizlik Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, örgüt yöneticisi olmak ve darbe teşebbüsünde bulunmak suçlamasıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Başbuğ’un tutuklanmasına Erdoğan sert tepki gösterdi ve eski Genelkurmay Başkanı’nın tutuksuz yargılanması gerektiğini savundu. Gül de benzer düşüncedeydi. Kameralar önünde Erdoğan’a destek çıkan Gül, aslında Başbakan’ın ne düşündüğünü biliyordu. Erdoğan’ın, Başbuğ’un tutuklanması gerektiğine dair kapalı kapılar arkasında sarf ettiği cümlelerden haberdar olan Gül, yakın çevresine “Başbakan’ın bu tavrını samimiyetsiz bulduğunu” söylüyordu. ESKİ MİLLETVEKİLLERİ İLE DİKKAT ÇEKEN BULUŞMA Başkanlık sistemi ve yolsuzluk oylamasındaki fireler nedeniyle AKP’deki iç tartışmalarda bir kez daha gözlerin çevrildiği isim olan Gül, önceki gün eski milletvekilleriyle buluştu. Toplantıya katılanlardan Nazlı Ilıcak, Gül’ün, “Sistem değişikliğine gidilecekse Meclis’i yürütmenin etkisinden kurtarıp güçlendirmek zorundayız. Her sistemin kuralı var” dediğini yazdı. Gül’ün ayrıca “Önümüzde tehditler ve fırsatlar çok. Evvelce fırsatlardan söz ederdim. Şimdi tehditler devasa boyutta. Çözüm daha fazla demokrasi” sözlerine dikkat çekti. TOPLANTIYI TERKETTİ CHP’Lİ ÜYE YARGITAY’DA İŞBÖLÜMÜ komisyonunda İstihbarat gerginlik FIRAT KOZOK ANKARA Meclis’te büyük beklentilerle kurulan ancak, hiçbir somut çalışma yapamayan Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’nda sunuma gelen bürokratlar, vekillerin başta çözüm süreci ve yaşanan toplumsal olaylarla ilgili sorularını yanıtlamak yerine, kurum yasalarını okuyup, personel ve daire sayısı gibi bilgiler vermekle yetinince toplantıda gerilim yaşandı. CHP’li üye Ahmet Toptaş toplantıyı terk etti. Son toplantısında MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu’nu dinleyen Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’nun dünkü konuğu Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu oldu. Komisyonun dünkü toplantısında muhalefet üyeleri Dervişoğlu’na “Çözüm sürecinde sağlanan mutabakat nedir, Öcalan serbest bırakılacak mı, Efkan Ala’nın ‘saha hakimiyetini kaybettik’ sözüne katılıyor musunuz?” gibi sorular sordu. Ancak yanıt alamadılar. değiştirildi AKP’Lİ DELEGE LİNCE KARŞI İSTİFA ETTİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay ceza ve hukuk dairelerinin yeni işbölümü dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Daha önce terör ve örgütlü suçlara bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin baktığı işler son yargı paketi ile kurulan 16. Ceza Dairesi’ne verildi. Artık Ergenekon, 12 Eylül, Balyoz, İstanbul Askeri Casusluk gibi davalara 16. Ceza Dairesi bakacak. 9. Ceza Dairesi ise bundan sonra “uyuşturucu”, “usulsüz ölü gömülmesi” gibi davalara bakacak. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, 10 gün içinde hangi üyenin hangi dairede görev yapacağını yeniden düzenleyecek. Kararla kamuoyunun yakından takip ettiği 12 Eylül, Ergenekon, 28 Şubat gibi davaların temyiz incelemesi 16. Ceza Dairesi’nce yapılacak. Balyoz, Devrimci Karargâh, İstanbul Askeri Casusluk davalarında tartışmalı onama kararlarına imza atan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin görev alanı tamamen değişti. 9. Ceza Dairesi bundan sonra zehirli madde katma, bozulmuş ilaç ticareti, uyuşturucu, bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma, usulsüz ölü gömülmesi suçlarına ilişkin dosyaların temyiz incelemesini yapacak. Terör dairesi MESLEK ODALARI TMMOB TASARISINA TEPKİLİ Cumhuriyet’e ziyaret İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet’in Charlie Hebdo’ya yönelik desteğinin ardından yapılan tehditlere karşı dün de Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) gazetemizi ziyaret ederek destek verdi. Gazetemizin Şişli’deki merkezine gelen SGBP’ye üye Tümtis Sendikası Genel Başkanı Kenan Öztürk, TGS Genel Başkanı Uğur Güç, Kristalİş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş, Tekgıdaİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Deriteks Sendikası Genel Başkanı Musa Servi ve Petrolİş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç ve genel yayın yönetmenimiz Utku Çakırözer ile görüştü. Cumhuriyet’e yönelik bilinçli bir saldırının olduğunu belirten başkanlar, gazetenin yanında olduklarını söyledi. Sendikalardan İZMİR Charlie Hebdo seçkisinin gazetemizde yayımlanmasının ardından AKP’lilerin başlattığı linç kampanyasına tepki gösteren AKP Karşıyaka ilçe başkan danışmanı ve parti delegesi Ahmet Eren Özen, partisinden istifa etti. Özen istifa dilekçesinde şu görüşlere yer verdi: “Partinizde tahsilli, düşünen, sorgulayan, Atatürk’ü seven, özgürlükçü kişilere yer olmadığını anladım. Siyasal partiler politika üretmek için kurulduğu halde partiniz adeta inşaatçılar odası işlevi görmüş, siyaset yerine ihaleler konuşulmaya başlanmıştır. ‘1938 Dersim olayı ile Kerbela olayını bir tutmak’ ya da ‘Cumhuriyet gibi saygın gazetelerin halka haber taşımasını engellemek’ gibi mantık dışı söylem ve kararlar sabrımı taşırmıştır.” 800 bin üyeden destek HAZAL OCAK İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) yetkilerini budayan yasa tasarısına tepki gösterdi. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz, “TMMOB’nin yetkileri elinden alınmaya çalışılıyor. Bu yasa tasarısıyla TMMOB neredeyse dava açamaz hale geliyor” dedi. Toplantıya katılan meslek odaları temsilcileri toplam 800 bin meslek odası üyesinin TMMOB’yi desteklediğini açıkladı. Taksim Hill Otel’de gerçekleşen toplantıda grup adına basın açıklamasını yapan İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK) Sözcüsü Kazım Mermer, hükümetin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa tasarısı ile TMMOB üzerinde vesayet oluşturmaya çalıştığına dikkat çekerek dayanışma içinde olacaklarını söyledi. Mermer, AKP hükümetinin torba yasalarla kamusal alanlara el koyma ve rant süreçlerinin önündeki son engelleri kaldırma hazırlığında olduğunu anlattı. Süleyman Solmaz da yasa tasarısında yer alan değişikliklere değinerek Kıyı Kanunu’nda öngörülen değişiklikle halkın kıyıları kullanmasının imkânsız hale geleceğini söyledi. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez de TMMOB’ye destek olduklarını açıkladı. İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocasakal ise TMMOB’nin açtığı davaların başarıyla sonuçlandığını belirterek “Bu dava siyasi iktidarı rahatsız etmiş görünüyor” dedi. Kocasakal, “Hukuk devletinde kanunlar şimdi olduğu gibi siyasi iktidarın çıkarına yapılmaz. Şimdi kanunlar bir oyuncak olarak kullanılıyor. Günümüzde hukuk görünümlü sivil dikta ve faşizmi vardır. Bu siyasi iktidar, hukuk meşruiyetini kaybetmiş görünüyor. Siyasi iktidar talan düzenini sürdürmek için yasalarla oynuyor ve meslek kuruluşlarını da kendi düşüncesine göre dizayn ediyor” diye konuştu. İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası Başkanı Prof. Dr. Yahya Arıkan da, tasarıyla meslek odalarının sindirilmek istendiğini ifade ederek “Oynanmak istenen oyun halkımızın geleceği üzerinedir” dedi. İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan ise “Bu durum Türkiye’ye yönelen bir tehlikedir” ifadesini kullandı. ‘Sivil dikta ve faşizm’ İnternete erişimi engeleyen yasa önerisi komisyonda OHAL yetkisinde geri adım atıldı ‘Sansür’ torbaya döndü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan ve bakanlara yargı kararı olmadan internet sitelerine erişim, engelleme ve içerik çıkarma yetkisi tanıyan internete sansür düzenlemesinin de bulunduğu yasa önerisinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda üç farklı yasa önerisiyle birleştirilerek torba yasaya dönüştürülmesi muhalefetin tepkisine yol açtı. Sağlık Bakanı’nın üniversite mütevelli heyet başkanı olmasına yönelik hükmün anayasaya aykırı olması ve anayasaya aykırı olan düzenlemenin görüşülemeyeceği gerekçesiyle görüşmeler ertelendi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda AKP’nin üçüncü kez Meclis’e getirdiği “internete sansür” düzenlemeleri usul ve anayasaya aykırılık tartışmalarıyla başladı. Komisyondaki muhalefet partili üyeler, tali komisyonlarda görüşülmeden önerinin komisyonlarına gelmesine ve 3 farklı yasa önerisinin de gündeme alınmasına tepki göstererek, pek çok farklı bakanlık ve kurumu ilgilendiren düzenlemelerle ilgili olarak ilgili tarafların görüşlerinin alınması gerektiğini dile getirdi. Muhalefetin eleştirileri üzerine Komisyon Başkanı Recai Berber, yasa önerisinin tali komisyonlarda görüşülemediğine ilişkin ilgili 5 komisyon başkanının yazısını milletvekillerine dağıttı. CHP’li İzzet Çetin, ya komisyon başkanlarının sahtekârlık yaptığını ya da Komisyon Başkanı’nın 5 komisyon başkanının yazısını milletvekillerine göndermesi gerektiğini söyledi. CHP’li Çetin, “Yeter artık kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesini, alet olunmamalı” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın yönetiminde yer aldığı belirtilen Yeşilay Vakfı’na 49 yıllığına hazineden bedelsiz arazi tahsis edilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinden yılda 15 milyon TL bütçe ayrılması gibi düzenlemeler de aynı torbaya girdi. Torbaya dönen yasa önerisinde Milli Eğitim Bakanlığı yöneticilerinin atamalarına ilişkin hükümlerin de çıkarılacağı öğrenildi. İç Güvenlik Paketi’nin İçişleri Komisyonu’ndaki görüşmelerinde ise muhalefetin “Bakana OHAL yetkisi veriliyor” eleştirilerine neden olan düzenlemeden vazgeçildi. Pakette şiddet olaylarının yaygınlaşması durumunda, ilde valilerin ve birden çok ili kapsaması durumunda da İçişleri Bakanı’nın alacağı karar ve tedbirlere aykırı davrananların 3 aydan 1 yıla kadar hapis ile cezalandırılması düzenleniyordu. Düzenleme AKP önergesiyle geri adım atıldı. Kiralık araçlara GPS sistemi takılarak araçların konum bilgelerinin sürekli takip edilmesi düzenlemesinden de vazgeçildi. bahçeli: sarayda saklanan hesap vermeli Hükümet artık enkaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 4 eski bakanla ilgili Yüce Divan oylamasından “ret” kararı çıkmasına ilişkin “TBMM’de tehdit ve baskı mekanizmasıyla Yüce Divan’a gönderilmeyen eski bakanların ve 1725 Aralık’ın saraya saklanan failinin hesap vermesi kaçınılmaz bir zarurettir” dedi. Yaptığı yazılı açıklamada, bakanların “iradeleri haczedilmiş, baskı ve şantaj altında kalmış AKP’li vekiller” tarafından kurtarıldığını belirten Bahçeli, oylamada AKP’nin verdiği “fire”ye de dikkat çekti. Önemli sayıda AKP’li milletvekilinin bakanlar alehine tutum takınmasının mühim bir gelişme olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Böylelikle AKP’de derin, alttan alta kaynayan, örtülemez, geçiştirilemez, bastırılamaz çatlak ve çatışmaların varlığı günyüzüne çıkmıştır” dedi. Davutoğlu başkanlığında kurulan 62. hükümetin fiilen, fikren ve zihnen düştüğünü, siyaseten enkaza dönüştüğünü söyleyen Bahçeli, “Eski bakanların ve 1725 Aralık’ın saraya saklanan failinin hesap vermesi kaçınılmaz bir zarurettir” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle