28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C 19 OCAK 2015 PAZARTESİ www.cumhuriyet.com.tr Trakya’nın verimli toprakları önce sanayi tesisleri ile kirletildi, şimdi de madencilik faaliyetleri ile geri dönüşü olmayan bir sürece girmek üzere. Su kaynakları tehlikede altında. Bir zamanlar Avrupa’nın en verimli tarım topraklarına sahip olan Ergene Havzası üzerinde neredeyse her gün yeni bir taşocağı, kömür ocağı, altın madeni projesi açıklanıyor. Hayvancılık ve tarımı yok edecek hem İstanbul’un hem Trakya’nın su kaynaklarını kirletecek madencilik faaliyetlerine karşı köylüler ayağa kalkmış durumda. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı Ergene’yi kurtarma planına dikkat çeken çevreciler “Ergene’yi kurtarmak istiyorsanız önce kaynaklarını koruyun” diyorlar. Kırklareli’nin merkezine ve ilçelerine bağlı köylerde Ergene Havzası’nı tamamen bitirecek yeni madencilik faaliyetleri hızla sürüyor. Istrancalar’ın eteklerindeki köyler madencilik için delik deşik edilirken tarım toprakları, ormanlar, su kaynakları yok ediliyor. 2009 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan “Ergene ve Meriç Havzaları Yeraltısuyu İşletme İlanı” ile her türlü yeraltı suyu tahsislerine kapatıldı. Sondajların yasaklandığı Ergene’de şimdi tek tek maden ruhsatları dağıtılıyor. Ergene Havzası’nın sonunu getirecek maden projelerini yerinde görmek için uzun süredir örnek bir dayanışma içinde direniş gösteren köylülerle bir araya geldik. Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) Kırklareli Temsilcisi Göksal Çidem de yolculuğumuzda bize rehberlik etti. Kırklareli’nden köylere doğru ilerlerken ilk durağımız taş kırma eleme tesisi oldu. ıllardır çevresindeki sanayi Y tesislerinin kirlettiği Ergene Havzası şimdi de madencilik baskısı İçecek suya hasret kalacağız Kaynağa taşocağı Termik mi geliyor? Kırklareli Vize ilçesine bağlı köyde Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) kömür ocağı açmak için ÇED süreci başlattı. Ama işi oldukça zor çünkü köy halkı kömür ocağını istemiyor. En son 15 Ocak Çarşamba günü yapılan bilgilendirme toplantısı köylüler tarafından protesto edildi. Bilgilendirme toplantısı için köye gelen yetkililer protestolar nedeniyle toplantıyı yapamadan köyü terk etmek zorunda kaldı. Proje alanı Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı’na göre “Tarım Alanı ve Orman Alanı” vasfında. Zaten ocak sahası da köyün tarlaları üzerinde bulunuyor. Kömür ocağı açılırsa geçim kaynağı sadece tarım ve hayvancılık olan köyde yaşam sona erecek. 34 bin 522 dekarlık ruhsat sahası çevresindeki Hasbuğa, Çavuşköy, Doğanca köylerini de bitirecek. Maden sahasında koruma altındaki Trakya arısı yetiştiriliyor. Projenin amacı da “fakir ailelere yapılan kömür yardımı uygulamasında kullanılmak ve ülkemizin enerji gereksiniminin yerli kaynaklardan karşılanması” olarak açıklanıyor. Kömür madenciliği Ergene üzerinde bir de termik santral mı kurulacak endişesi yaratıyor. Fotoğraflar: VEDAT ARIK besleme alanının tam kalbinde l Şeytandere mevkii 30 yıl önce Kakava Şenlikleri’nin yapıldığı sanatçıların sahneye çıktığı platformun bile hâlâ durduğu Şeytandere üzerinde yıllık 40 bin ton üretim yapılan kırma eleme ve beton santralı tesisi bulunuyor. 1/100 binlik çevre düzeni planında “yeraltı suyu besleme alanı” olarak işaretlenen arazideki tesis için kapasite artırımı istendi. Ama artış miktarı tesisin kapasitesini 10 katına çıkaracak. Kapasite artarsa yıllık 40 bin tonluk kapasite 400 bin ton olacak. t Yeraltı suyu l Topçu köyü Recep Dal Kalker ocağı “Avrupa Kırmızı Orman Karıncası” yuvaları bölgenin en nadide canlıları. Yuvaları köylüler koruyor. Çevresinde her türlü faaliyet yasak. 2012’de Türkiye’nin en temiz 3. köyü seçilen Armağan’da kalker ocağı için ruhsat verildi. Yeraltı suları açısından çok zengin olan köyde yapılan şikâyetler üzerine jeomorfolojik inceleme başlatıldı. İncelemeler sahaya girilmesini bir yıldır engelliyor. Köyün çevreci muhtarı Recep Dal, ruhsat verilen alanın Kırklareli havzasını besleyen Dolapdere’nin yanı başında olduğuna dikkat çekiyor. Kalker ocağının 900 dekarlık alanda yapılacağını anlatarak çevresel etki değerlendirmesi yapılacak sahanın da su kaynaklarına 80 metre mesafede bittiğini vurguluyor. Dal, köye özgü osmanlı domatesinin ocağın açılması halinde tüm özelliğini yitireceğini ifade ediyor. suya 80 metre l Armağan köyü Yaşar Bin yıllık bir geçmişi olan köy Sabahattin Geri Ali’nin öldürüldüğü köy olarak biliniyor. Köyün içme suyu kaynağının yanında patlamalı taşocağı kuruluyor. Ocak için verilen “ÇED gerekli değildir” kararına köylüler pazartesi günü dava açtı. Köylülerin “kayrak çayı” dediği adaçayı benzeri bitki de bölgede endemik olarak taşlık alanlarda yani ocak açılan bölgede yetişiyor. Taşocağı kurulacak alandan geçen su kaynağını köye getirmek için ihale süreci yeni tamamlandı. Ama şimdi o su kaynağının üzerine yıllık 390 bin ton kapasiteli taşocağı, kırmaeleme entegre tesisi yapılması planlanıyor. Köyün muhtarı Yaşar Geri, ocağın yapılacağı alanda Cenevizlilerden kalma kale kalıntısı bulunduğunu ve tescil aşamasında olduğunu söylüyor. Geri, “Burada çok eskiden mermer ocakları vardı; köyü delik deşik edip gittiler. Bize madenden yarar yok. Taşocağı ormanın içine yeni kurulan fidanlık alana yapılıyor. Önce Orman Müdürlüğü’nün karşı çıkması gerek” diyor. Geri, taşocağı alanının birkaç yüz metre yakınında fasulye bahçeleri bulunduğunu l Çukurpınar köyü anlatıyor. Köy sakinlerinden 70 yaşındaki Reşat Süner ise taşocağındaki patlatmalar nedeniyle yeraltı su kaynakları damarlarının zarar göreceğini belirterek alanın hayvanların da geçiş noktası olduğunu söyleyip bir geçim kaynaklarını daha kaybedeceklerini düşünüyor. Bölgede koruma altındaki Trakya arıları da taşocağı nedeniyle zarar görecek. 70 rüzgâr türbini Vize ve Pınarhisar ilçeleri’nin Sofular, Evrencik köyü, Mustafaseçkinin Ağılı, Kavakgölü Sırtı, İncekoru Tepesi, Gürgenlik Sırtı, Çolakların Ağılı mevkiinde 70 adet rüzgâr türbini kurulması için de ÇED süreci başlatıldı. 120 megawattlık Evrencik Rüzgâr Enerji Santralı’nın büyük bir kısmı ormanlık alana yapılacak. Proje sahasında ve çevresinde meşe, gürgen ormanları ile karaçam ormanları yer alıyor. Türbinlerin bir kısmı da tarım arazisine denk geliyor. İlkbahar döneminde kuş göçlerinin güzergâhında kalan saha içindeki 6 türbin inşaasına izleme yapılarak karar verilecek. Diğer türbinler için uygunluk verildi. Yapılan arazi çalışmasında 42 familyaya ait 115 cins ve 140 tür tespit edildi. Türkiye’de yayılış gösteren yaklaşık 165 kurbağa ve sürüngen türünün 29’u Evrencik RES’in kurulacağı saha ve yakın çevresinde yaşıyor. Bu türlerden 4’ü kurbağa, 3’ü kaplumbağa, 9’u kertenkele, 13’ü de yılanlara ait. Bunlardan tosbağa (Testudo graeca) IUCN listesinde “zarar görebilir” kategorisinde yer alıyor. Trakya tosbağası (Testudo hermanni) ve benekli kaplumbağa (Emys orbicularis) “tehdit altında” kategorisinde bulunuyor. l Evrencik Komşu köylere l Geçitağzı köyü altıncı taarruzu Taşocağı delik deşik bırakıp gitti yapılması planlanan altın madeni durduruldu. 2014 yılının başında Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ait “Yıldız Dağları Doğa Eğitim Merkezi”nin bulunduğu köyde altın madeni açılmak istendiğini duyan köylüler hemen harekete geçti. Alınan “ÇED gerekli değildir” kararına açılan dava ile altın madeni projesi durduruldu. Dereköy’de aynı zamanda taşocakları da büyük sorun yaratıyor. 170 dönümlük arazideki taşocağı 5 yıl kadar önce işini bitirip gitti. Sahayı da ağaçlandırarak rehabilite etmesi gerekirken delik deşik bıraktı. Koza Madencilik tarafından köyde altın madeni çıkarmak için ÇED süreci başlatıldı. Bölgede aynı zamanda Çağlayık Barajı yapılması planlanıyor. Birkaç gün önce askıya çıkan tanıtım dosyasından henüz köy halkının haberi yok. 2B yasası sonrasında tüm kazançları kaybettiği için yoksul düşen orman köyünün muhtarı Mehmet Umut, “Taşocakları bizim köyün sınırına dayandı. Altın madeni açılınca hayvanlarımızı nasıl otlatacağız” diye soruyor. Tabii altın madeninin tek etkisi hayvanlara olmayacak. 22 hektarlık proje alanının tamamı orman arazisi içinde. Ekonomik ömrü yaklaşık 2 yıl olan altın madeni için 240 bin ton kazı yapılması planlanıyor. Kazıdan elde edilecek malzemenin yaklaşık 80 bin tonu cevher geriye kalan 160 bin tonluk kısmı da ekonomik olmayan kayaç. Bu kayaçlar da kullanılacak ve altın madeni aynı zamanda taşocağı gibi de çalışacak. Maden sahasının batısında Arifağa Deresi, doğusunda Faşalsalih Deresi bulunuyor. Proje alanına 19 km. güneydoğusunda Dupnisa Mağarası, 4.5 km kuzeyinde ise “gen koruma sahası” yer alıyor. l Dereköy Bulgaristan sınırındaki köyde Geçitağazı’nın komşu köyünde de aynı firma tarafından altıngümüş madeni çıkarılması gündemde. 21 hektarlık alan için ÇED süreci başlatıldı. Aynı şekilde orman alanında yapılması planlanan projede yine aynı Geçitağzı’ndaki gibi cevherden çok kayaç çıkacak. Projede 74 bin ton cevher üretimi, 135 bin ton kayaç çıkarılıp depolanacak. Bölgedeki madencilik faaliyetlerine karşı mücadele eden İl Genel Meclisi Üyesi Abdullah Mutluer, “Ağaçlar kesilip toprak kaldırılacak. Sular kirlenecek. Çok kârlı proje de değil, çıkacak altına değmez. Amaç buradaki taşı toprağı satmak. Bu köylerdeki su kaynakları Armağan Barajı’nı besliyor. Barajdan Kırklareli’ne su götürmek için isale hattı döşenmeye başladı. Birbiriyle çelişen 2 proje var burada” diyor. l Kula köyü t doğanın nasıl korunduğunun tanığı. Çidem, aralarında metreler bulunan iki ülke arasındaki farkı şöyle anlatıyor: “Istrancalar’ın üçte biri Bulgaristan’da, üçte ikisi Türkiye’de... Aramızda 5 metrelik Rezve Deresi var. Karşıda çiçek koparmak, ağaç kesmek, kelebek tutmak hatta çadır kurmak bile yasak. Çünkü onların Istranca’sı ‘doğa parkı’ ve koruma alanı. Bir Bulgar dostum ‘Tanrı dünyayı yaratırken düşünmüş, planlamış.. Ama Istranca’yı yaratırken sadece gülümsemiş’ dediğinde, ben de ‘Sence Tanrı şimdi ne yapıyor?’ dediğimde ‘Üzülerek bakıyordur’ dedi... Gerçekten de dağ, orman, göl, dere, deniz, mağara ve kumul eko sistem iç içe başka yerde yok. Hepsinden önemlisi İğneada Longoz ormanları.. Amazonlar’dan sonra dünyanın en büyük subasar ormanları. Ama RAMSAR kapsamında bile değil. Böyle bir alana termik santral kurmaya kalktılar. Olmadı. Yöre halkı ve komşu Bulgarlar ile sınırda eylem yapıldı. Halkı bilgilendirme toplantısına 12 km. uzaktan köyler ve beldeler davet edilirken, Bulgarlar santral sahasına 1 km. çevresel etkisi varsa bizim de söz hakkımız olamlı dediler. Haklıydılar...” başka bir dünya Trakya için yıllardır mücadele veren DAYKO Kırklareli Sınırın öte yanı sanki l Temsilcisi Göksal Çidem, sınır oldukları Bulgaristan’da C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle