19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2015 CUMARTESİ 8 HABERLER Cizre’de 90’lar korkusu HDPHÜKÜMET GÖRÜŞMESİ MAHMUT ORAL CİZRE Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçesinde son 3 haftada 3’ü çocuk 7 kişinin öldürülmesinin ardından daha da tırmanan tedirginlik devam ediyor. Yetkililer, sivil toplum örgütleri ve sokaktaki vatandaş, “90’lara mı dönüyoruz?” endişesi yaşıyor. Cizre’de sessizlik ve tedirginlik hâkim. Sokaklardaki hendekler hâlâ dururken, elektrikler ise kesik. Son birkaç haftada Cizre ve Silopi’de 3’ü çocuk 7 kişinin ölümü herkesi endişeye sevk ediyor. Plakasız polis araçlarının sokaklarda gezdiğine dikkat çeken Cizreliler, yetkililerin hiçbir açıklama yapmamasına tepki gösterirken faillerin korunacağı endişesini taşıyor. “90’lara mı dönüyoruz?” sorusunun sorulduğu ilçede herkesin ortak isteği olayların aydınlatılması ve huzurun hâkim olması. Ancak Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, plakasız araçların, halkın can güvenliği ile ilgili kaygıları artırdığını belirterek, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karşın, polis araçlarının plakasız dolaşmayı sürdürdüğünü söyledi. Cizre Esnaf ve Sanatkârları Odası Başkanı Havzullah Memduhoğlu da cenazelerde kepenk kapatılmasının bölgenin bir geleneği olduğunu belirterek, “Hatip Dicle’nin getirdiği mesajı halk itiraz etmeden kabul edip uygulayacakken, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın öldürülmesinin ardından tedirginlik yeniden tırmandı CİZRE EMNİYET MÜDÜRÜ UZMANLAR Olaylara kapsamlı soruşturma sözü MAHMUT LICALI ANKARA HDP İmralı heyeti; Cizre’de yaşanan olayların devlet tarafından örtbas edilmeye çalışıldığı yönündeki eleştiride bulundu. İçişleri Bakanı Efkan Ala ise Cizre’de yapılacak kapsamlı soruşturma çerçevesinde mülki idare amirleriyle ilgili gerekli tedbirlerin alınacağını iletti. HDP heyeti önceki gün Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile yapılan görüşmenin ardından dün de İçişleri Bakanı Efkan Ala ile bir araya geldi. HDP heyetinde yer alan HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken’in yer aldığı görüşmenin ana gündem maddesi Cizre’de yaşanan olaylar ve bunun sürece etkisi oldu. Edinilen bilgiye göre yaklaşık 1.5 saat süren görüşmede HDP heyeti Ala’ya devletin olayları örtbas ettiği eleştirisinde bulunurken, bölgedeki vatandaşların da bu tutumdan rahatsız olduğunu iletti. HDP heyetinin Cizre Emniyet Müdürü olarak atandıktan sonra olayların başlaması nedeniyle Ercan Demir’in gerilimi yatıştırmak için hiçbir çaba göstermediğini ilettiği öğrenildi. Ala’nın yaşanan son ölüm olayı da dahil olmak üzere bölgede kapsamlı bir soruşturma yapılacağını söylediği belirtildi. Hükümet kanadıyla görüşmeler yapan HDP heyeti kısa bir süre sonra Kandil’e giderek KCK yöneticileriyle bir araya gelecek. Kandil’deki görüşmenin ardından heyetin tekrar İmralı’ya giderek Öcalan ile bir görüşme yapması bekleniyor. Ala ile yapılan görüşmenin ardından HDP heyetinden yapılan açıklamada da çözüm sürecinde gelinen aşama ve yapılması gerekenler, bölgede yaşanan ve süreci zorlayan gelişmeler, hasta tutsaklar ve Türkiye’nin Kobani politikasının ele alındığını kaydedildi. Açıklamada, özellikle Cizre’de son bir ayda yaşanan ölümlerle ilgili kaygıların, hükümetin resmi açıklamalarına duyulan rahatsızlığın ve halkın tepkisinin iletildiği dile getirildi. ‘Av tüfeği Demir için yakalama kararı İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de vurularak öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturmada, şüpheli olarak ifade veren ve geçen günlerde Cizre’ye emniyet müdürü olarak atanan Ercan Demir hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Demir, Dink öldürüldüğünde, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde amir olarak görev yapıyordu. Demir’in görev yaptığı kısa sürede 2 çocuk Cizre’de polis kurşunuyla yaşamını yitirdi. Ercan Demir, 12 Ocak’ta şüpheli sıfatıyla savcı Gökalp Kökçü’ye ifade verdi. Savcı Kökçü, Demir’i “ihmal suretiyle ölüme neden olmak” suçundan tutuklanma talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk etti. İstanbul Nöbetçi 3. Sulh Ceza Mahkemesi de Demir’i adli kontrol tedbiri ile serbest bıraktı. Savcılık 15 Ocak’ta bu karara itiraz etti. İtirazı değerlendiren İstanbul Nöbetçi 4. Sulh Ceza Hâkimliği de Demir hakkında yakalama kararı çıkardı. Demir, 5 Ocak’ta Cizre’de 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayların ardından ilçe emniyet müdürünün yerine atandı. Demir, görevindeki ilk günü olan 6 Ocak’ta zırhlı araçların plakalarını söktürdü ve polisi “hendekleri kapatmak” gerekçesiyle önceden elektrikleri kesilen Cudi ve Nur mahallelerine gönderdi. Yaşanan olaylarda 17 yaşındaki Ümit Kurt ve Nihat Kazanhan yaşamını yitirdi, Mehmet Elçi sırtından vurularak yaralandı. olamaz’ HDP, DBP ve DTK yöneticileri Cizre’yi ziyaret etti (Fotoğraf: DHA) hemen ardından birileri bu ölümü yaşattı. Halk bunları çok iyi biliyor ama maalesef Ankara bunu görmüyor” diye konuştu. HDP, DBP ve DTK yetkilileri yaşanan olayların ardından Cizre’yi ziyaret etti. Nur mahallesinden Cudi Mahallesi Halk ve Taziye Evi’ne kadar halk ile birlikte yürüyen HDP, DBP ve DTK yetkilileri Kazanhan’ın ailesine başsağlığı diledi. Ahmet Türk, “Barış halkların geleceği için anlamlı ve olmazsa olmazdır. Ama bu barışı ortak bir yaşamla kurabiliriz. Gençlerimizi barış için vermeyiz. Bedel ödenecekse hepimiz bedel öderiz” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise “Bu halkı çocuklarının cenazesiyle teslim alamazsınız. Bunu öğrenemediniz mi? Bu halkın çözümü yaratma gücünden korkuyorlar” dedi. Avukat Filiz Ölmez, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümünün av tüfeği mermisinden kaynaklandığına ilişkin Polis Kriminal raporunu objektif ve inandırıcı bulmadıklarını belirterek, rapora itiraz edeceklerini söyledi. Henüz soruşturmanın başında, gerekli incelemeler yapılmadan, deliller toplanmadan Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “polis gaz ve silah kullanmamıştır” açıklaması yaptığına dikkat çeken Ölmez, bu durumun düşündürücü olduğunu, raporun savcılığa ulaşmadan basına servis edildiğini söyledi. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Diyarbakır’da düzenlediği basın toplantısında yaşananların 90’ları hatırlattığı söyledi. Beştaş, “Nihat’ı katledenler ve otopsi raporunu hazırlayan kişiler, aynı güçlerdir” dedi. Hakkâri Üniversitesi öğrencileri Cizre’de yaşanları ve Kazanhan’ın öldürülmesini protesto etti. aymakamlık’a roketatarlı saldırı Şah Mahallesi Orhan Doğan Caddesi’ndeki Cizre Kaymakamlık binasının ikinci katına teröristlerce roketatarlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırının ardından aynı binanın zemin katındaki Şehit Murat Akançay Polis Karakolu’nda görevli polisler havaya uyarı ateşi açtı. Roket mermisinin isabet ettiği odanın boş olması nedeniyle olayda ölen ve yaralanan olmazken binada hasar meydana geldi. Saldırının ardından güvenlik güçleri çevrede yoğun güvenlik önlemleri alarak saldırganları yakalamak için çalışma başlattı. K SAVCI, ŞİKÂYETÇİ SAVCIYI ÖVDÜĞÜ İDDİANAMEDE TWİTTER MESAJINI TEHDİT SAYDI Kabaş’a 5 yıl hapis istemi CANAN COŞKUN 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ile ilgili attığı tweet nedeniyle “terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef gösterme” iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan gazeteci Sedef Kabaş hakkında iddianame hazırlandı. Gazetemize soruşturma açan ve HSYK kararnamesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili olarak atanan Vedat Yiğit tarafından hazırlanan iddianamede, Kabaş’ın 5 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu müşteki olarak yer aldı. Salihoğlu’nun 7 Ocak 2015 tarihli şikâyet dilekçesine de yer verilen iddianamede, Salihoğlu’nun 19962003 yılları arasında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde terör örgütleri ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda iddia makamını temsil ettiği belirtildi. Salihoğlu’nun görevi dolayısıyla terör örgütlerinin ölüm listesine alındığının aktarıldığı iddianamede, Haziran 2003’te bombalı saldırıya uğrayarak yaralandığı, buna rağmen görevi devam ettirdiği anlatıldı. Salihoğlu’nun Aralık 2003’ten önce Bakırköy Başsavcılığı görevine başladığı ve 8 yıl boyunca görevini başarıyla ifa ettiği ifadelerine yer verilen iddianamede, Kabaş’ın Salihoğlu’nun şahsı aleyhine gerekse bulunduğu makamı da hedef alarak Twitter hesabında paylaştığı “Bu adamı unutmayın. 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı veren savcı Hadi Salihoğlu” tweet’le asılsız, kasıtlı, kötü niyetli ve Salihoğlu’nu hedef gösteren paylaşımda bulunduğu öne sürüldü. Kabaş’ın açık ve net olarak Salihoğlu’nu tehdit ettiği iddia edilerek paylaştığı yazı ile Salihoğlu’nun yanlı hareket ettiğini ima ederek itibarsızlaştırmaya çalıştığı savunuldu. Yurt Haberleri Servisi Cizre’de önceki gün öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümüne neden olan ve otopsi raporuna, “Tanımlanamayan mühimmat” denilerek giren cisim, Polis Kriminal Laboratuvarı’na gönderilirken, Polis Kriminal Birimi tarafından hazırlanan raporda söz konusu mühhimatın av tüfeklerine ait 12 numaralı fişeklerde bulunan bir cisim olduğu belirtilmişti. Ancak adli tıp uzmanları ve avukatlar bunun av tüfeği mühimmatı olmadığı görüşünde. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Eski Başkanı Prof. Dr Şebnem Korur Fincancı, olay yerinde bulunan yaklaşık 5 santimetrelik siyah plastik mühimmatın ve Kazanhan’ın olaydan sonra çekilen tomografilerini inceleyerek gazetemize yaptığı açıklamada, “olay yerinde bulunan bu cisim daha çok 60 milimetrelik yani yaklaşık 6 santimetrelik bir roketatar mühimmatına benziyor. Tomografiye göre kafa içindeki dağılımı da buna benzerlik gösteriyor. Daha kesin sonuçlara ulaşabilmek için çıkarılan cismin incelenmesi gerekiyor” diye konuştu. İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, “Otopsiden sonra yaklaşık yarım saat Nihat Kazanhan’ın başından çıkarılan cismi inceledik. Küçük bir roketatar minyatürüne benziyor.Ben daha önce böyle bir cisim görmedim. Avukatlar olarak biz de orada bulunan yetkili polisler de ne olduğunu tanımlayamadı. Bunun bir av tüfeği mermisi olduğunu kesinlikle düşünmüyorum” dedi. DHA’nın haberine göre ise Kobani eylemleri sırasında Diyarbakır’daki yağmalanan av bayilerinin sahipleri ise böyle bir cismi hiç görmediklerini, ne olduğunu da bilmediklerini söyledi. ZANLI POLİSTEN SAVUNMA ‘Amcaoğlum işkenceci olabilir’ ANTALYA (DHA) Gezi Direnişi sırasında Antalya’da müzisyen Mustafa Düştegör’ü sopa ve coplarla dövüp, öldü sanarak bırakan polisler hakkında açılan davada, Düştegör’ü dövdüğü kamera görüntüleriyle tespit edilen A.O.P, görüntülerdeki zanlının Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde görevli aynı ismi taşıyan amcaoğlu olduğunu savundu. Kaleiçi’nde Düştegör’ü sopa ve copla döven polis A.O.P için “işkence” suçundan 18, 1 amir toplam 5 polis memurunun da “görevi kötüye kullanma” suçundan 6’şar ay hapis istemiyle açılan davaya Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya polisler A.O.P., H.Y,, S.S., B.Ş., A.S., B.Ş. ile şikâyetçi Düştegör katıldı. Düştegör’ün avukatı Hakan Evcin, dayak ve yerde sürüklenme görüntülerine ilişkin Ulusal Kriminal Bürosu tarafından hazırlanan ve savcılığın mahkemeye sunduğu raporda, A.O.P.’nin Düştegör’e vurduğu ve sürüklediği, diğer 5 polisin de müdahale etmediklerinin tespit edildiğini belirtti. Sanık A.O.P, olay gecesi Kaleiçi’nde görev yaptığını kabul etti ancak dayak ve işkence iddialarını reddetti. Görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını, hiçbir zaman saçlarını uzatmadığını, sakal bırakmadığını söyleyen A.O.P, Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde görevli aynı ismi taşıyan amcaoğlu olduğunu, olay mahallinde görevlendirilip görevlendirilmediğini bilmediğini söyledi. Düştegör, müdahale başlayınca Kaleiçi’ne kaçtığını ve sanıklar arasında bulunmayan bir polisin yakasından tutarak, “Bunu nereye gönderelim” dediğini, birden fazla kişinin cop, sopa ve elle vurduklarını anlattı. Düştegör, 10 metre kadar yerde sürüklendiğini, kaşına gelen sert cisim darbesiyle bayıldığını belirtti. Duruşma, 2 Nisan’a ertelendi. Müzisyen Mustafa Düştegör, Antalya’daki Gezi eylemleri sırasında acımasızca dövülüp öldü sanılarak bırakılmıştı. BAŞBAKAN DİNK CİNAYETİ’NİN ARKASINDA PARALEL YAPI OLDUĞUNU SÖYLEDİ Davutoğlu: Sonuna T.C. İSTANBUL ANADOLU 10. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/1655 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: İstanbul il, Ümraniye ilçe, Yukarı Dudullu Mahalle, Şerifali Mevkii, (Esenşehir Mahallesi) Başarı Sokağı, 5830 parsel sayılı, 3.854,00 m2 yüzölçümlü arsada 75/1927 hisse. Satışa konu olan yer Başarı Sokak ve Kömür Sokaklara cepheli, üzerinde (150,00 m2’lik alan denk gelen) 60,00 m2 zemin alanlı bir bina vardır. Bina enerji nakil hattı koruma kuşağı altında kalmaktadır. 5830 No’lu parselin alanı 3.854,00 m2’dir. Arsa nite likli olup üzerinde pek çok yapı bulunmaktadır. 75/1927 hisseye isabet eden alan 150,00 m2’dir. Parselin üzerinde bulunan yapıların belli bir plan şartları bulunmamaktadır. Birbirlerine bitişik konumda inşa edilmişlerdir. Anılan yerin borçlunun uhdesinde olduğu zikredilmiştir. Burada üç katlı betonarme karkas taşıyıcı sistemle inşa olunmuş bir bina mevcuttur. Toplam inşaat alanı 60,00x3=180,00 m2 olarak tespit edilmiştir. Hidrofor, pompa, dalgıç pompa ve çeşitli küçük çaplı sanayi ürünlerinin satışının yapıldığı yerdir. Kömür sokağı cephesi lokantadır, üst kata dışarıdan sirküle olan demir bir merdivenlen ulaşılmaktadır. Burada büro hizmetleri verilmektedir. Giriş cephesi alüminyum camekânlıdır. Arka cephenin PVC siding malzeme ile kaplı olduğu görülmüştür. Yapıda ısınma ile ilgili herhangi bir sistemin olmadığı görülmüştür. Adresi: İstanbul il, Ümraniye ilçe, Yukarı Dudullu Mahalle, Şerifali Mevkii, (Esenşehir Mahallesi) Başarı Sokağı, No: 55/A Yüzölçümü: 75/1927 hisseye isabet eden alan 150,00 m2 İmar Durumu: 5830 parsel sayılı yer, 16/01/200812/07/2013 tasdik tarihli Ümraniye, Çakmak, Ihlamurkuyu, Yukarı Dudullu ve Yeni Çamlıca mahallelerinin havza içinde kalan kısmına ait l/l000 ölçekli uygulama imar planına göre kısmen yolda, refüj (orta kaldırım) alanında, kısmen kentsel hizmet alanında (İSKİ hizmet alanı) kısmende isale hattında kalmaktadır. Uygulama ile ilgili hususlar devam etmekte olan 1/1000 ölçekli plan çalışmaları sonucunda belirlenecektir. Kıymeti: 354.261,00 TL KDV Oranı: % 18 Kaydındaki Şerhler: Plan yeri istimlaki, Etibank lehine intifa hakkı vardır. 1. Satış Günü: 17/03/2015 günü 14.00 14.10 arası 2. Satış Günü: 13/04/2015 günü 14.00 14.10 arası Satış Yeri: Anadolu Adalet Sarayı mezat salonu Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6İİK 127 Md. GÖRE SATIŞ İLANI TEBLİĞİ:Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (mübrez tapu kaydında belirtilen) alakadarlara gönderilen tebligatların tebliğ imkânsızlığı halinde işbu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 7 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/1655 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.29/12/2014 (İİK m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 9076) kadar gidilecek Haber Merkezi Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hrant Dink davasında 2 emniyetçinin tutuklanmasını Cizre Emniyet Müdürü Ercan Demir hakkında yakalama kararı çıkarılması ilgili olarak, “Hrant Dink cinayetinin tam aydınlatılması kritik bir eşiktir. Aslında cinayet aydınlatıldı ama varsa altında bir örgüt, nereye kadar gidiyorsa gidilmelidir” dedi. Davutoğlu NTV yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Davutoğlu, Hrant Dink davasına ilişkin yaşanan gelişmelerin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: “Entelektüel bir aydının katline sebebiyet veren bir şey her halükarda cezalandırılmalı. Ama kim olursa olsun bir cinayetin aydınlatılması hukuk sisteminin sorumluluğundadır. Hangi gerekçe ile kim nereden müdahil olduysa, kim nerede sesiz kalmışsa varsa böyle şeyler bunların araştırılmasından daha doğal bir durum olamaz. Bu bakımdan bu araştırmayı yürüten yargı sisteminin ve diğer birimlerimizin eli tamamıyla serbesttir. Objektif şekilde bu çalışmayı yapacaklar ve nitekim yapıyorlar. Emniyetten de bazı tutuklamalar yapılıyor. Burada bir de etnik ve dini anlamda bir çatışma çıkarma gayesi var... Bu bakımdan Dink cinayetinin aydınlatılması kritik bir eşik rolü oynayabilir. Zaten aydınlatıldı aslında bu cinayeti işleyen hepsi ortada ama varsa arkasında nereye kadar gidilmesi gerekiyorsa gidilir.” Davutoğlu, Dink’in katledilmesi ve sonrasında devlet görevlilerinin ihmallerinin sorulmasını üzerine olayın arkadasında ‘parelel yapı’nın olduğunu belirterek, “Hukuk sisteminin işleyişi içinde neden geciktiğini veya neden bazı kararların alınamadığını sorgulamak mümkün. Ama bu ‘Cizre’de su bile sıkılmadı’ da bir tür paralel dediğimiz devlet hiyerarşisi veya bürokratik hiyerarşi dışında kendince devleti bir tehlikeden korumak ki vatandaş katledilerek devlet korunmaz veya başka yolla bu tür çalışmaların içine girmiş kim varsa hepsinin üzerine gidilecek” dedi. Davutoğlu, Cizre’de yaşanan olaylar ve çözüm sürecine ilişkin soruları da yanıtlarken “Cumhuriyetimizin en önemli projelerinden biri” olarak nitelendirdiği çözüm sürecini engellemek isteyen ve Türkiye’yi Suriye ve Irak benzeri kaos ortamına sürüklemek isteyen güçler olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Birileri bu şekilde Suriye olaylarını Irak’taki gelişmeleri Cizre’ye yansıtmak için hesaplar içine girdile. Cizre’de ne gerekiyorsa yapacağız. Ve bir çocuk hayatını kaybetti. Hemen bir provokasyon polis kurşunuyla diye. Gösteriyi dağıtmak için gaz kullanılmadı su bile kullanılmadı. Sonra ortaya çıktı av fişeği ile vurulmuş. Bunlar devletle halkı karşı karşıya getirmek için nasıl çaba gösterebileceğini ortaya koyuyor” dedi. ERDOĞAN’A HAKARET İDDİASI Baba oğul yargılanıyorlar ANTALYA (DHA) Eğitim Sen Serik İlçe Temsilcisi olan Serik Lisesi fizik öğretmeni Hüseyin Ceyhan, hakkında 12 Mart 2014’te KESK ve DİSK öncülüğünde Berkin Elvan’ın ölümü nedeniyle düzenlenen yürüyüşe katıldığı için dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret içerikli slogan attığı iddiasıyla Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı aleni hakaret” suçundan 14 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen dava öncesi Eğitim Sen Antalya Şubesi üyeleri de “Baskılar bizi yıldıramaz” yazılı pankart açarak Ceyhan’a destek verdi. Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, Hüseyin Ceyhan’ın hedef seçilip yargılanmasını kesinlikle kabul etmediklerini söyledi. Dava eksikliklerin tamanlanması için 20 Mart’a ertelenirken, Ceyhan’ın lise son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki H.U.C. hakkında da Antalya’daki bir grup öğrencinin, 24 Ocak’ta Tayyip Erdoğan için temsili karne hazırladığı eylem nedeniyle 12 Şubat’ta Antalya 2. Çocuk Mahkemesi’nde 2 yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıkacağı belirtildi. ‘Seçimi kaybedeceğimizi bilsek bile o adımı atarız’ Davutoğlu, “Seçime giderken çözüm sürecinde yeni adımlar beklemek doğru olmaz diye yorumlar var. Yeni adımlar gelecek mi?” sorusunu ise “Çözüm süreci gibi bir süreçte bırakın seçimi bu akşam bir şey olacak dense her şeyi terk eder onu yaparız. Çözüm sürecinde silahsızlanma noktasına gelinse seçimi kaybedeceğimizi bilsek Türkiye’nin geleceğini kazanmak için o adımı atarız. ” diye yanıtladı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle