27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 İtinayla aklandı PELİN ÜNKER GFI raporuna göre Türkiye, kara para aklamada 145 ülke arasında 26. sırada yer alıyor 107.9 milyar dolara fatura kesilmedi Yolsuzluğa karşı uluslararası duyarlılığı artırmaya yönelik çalışmalar yapan ABD’li Global Financial Integrity’nin (Küresel Finansal Dürüstlük Örgütü GFI) Aralık 2014’te yayımlanan “Gelişen Ülkelerden Yasa Dışı Sermaye Akımları” raporuna göre, 20032012 yılları arasında geçen 10 yıllık süreçte gelişen ülkelerden çıkan yasa dışı sermaye akışı 6.6 trilyon dolara ulaştı. Buna göre bu ülkelerde aklanan para miktarı her yıl yüzde 9.4 arttı. Sadece 2012’de 991.2 trilyon dolar yasa dışı yollarla gelişen ülkelerden çıkıp kayıplara karıştı. 2003’te bu rakam 297.4 milyar dolardı. Özetle yasa dışı sermaye akımları 2003’e oranla 3 katından fazla arttı. Yolsuzluk ve rüşvet skandalla Yolsuzluk ve rüşvet skandallarıyla çalkalanan Türkiye’de yasadışı yollarla yurtdışına çıkarılan sermaye tutarı da had safhaya ulaştı. ABD’li Global Financial Integrity’nin raporuna göre Türkiye’de 20032012 arasında 35 milyar 601 milyon dolar aklandı. tan, Ürdün vs. Türkiye’den yasa dışı sermaye çıkışı 2003’te 1 milyar 998 milyon dolar iken bu rakam 2007’de 3 milyar 498 milyon dolar, 2009’da 8 milyar 59 milyon dolara çıktı. 2011 yılında ise 10 milyar 71 milyon dolar ile kara para çıkışı had safhaya ulaştı. Buna göre 10 yıllık toplam rakam 35 milyar doları aştı. 1725 Aralık 2013’te patlak veren yolsuzluk ve rüşvet skandalının yansımaları henüz rakamlara dahil değil. Kara para aklamada Çin 10 yılda 1 trilyon 252 milyar 419 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Yıl rıyla sarsılan Türkiye de kara para aklama konusunda pek çok dünya ülkesini geride bıraktı. 10 yıllık süreçte Türkiye’den 35 milyar 601 milyon dolar yasa dışı yollarla yurtdışına çıkarılarak aklandı. Aklanan kara para miktarı da yıllık ortalama 3 milyar 560 milyon dolara ulaştı. Bu rakamla Türkiye kara para aklamada 145 ülke arasında 26. sırada yer aldı. Sıralamada Türkiye’nin altında kalan yani yasa dışı para akışının daha az olduğu ülkelerden bazıları şöyle: Uganda, Angola, Etiyopya, Kuveyt, Kolombiya, Zambiya, Mozambik, Jamaika, Pakis lık ortalama 125 milyar 142 milyon dolar aklandı. Çin’i 973 milyar 858 milyon dolarla Rusya izledi. Rusya’dan yıllık ortalama yasa dışı sermaye çıkışı ise 97 milyar 386 milyon dolar oldu. 20002011 yıllarını kapsayan bir önceki raporda da Çin birinciydi. Türkiye aynı raporda 143 ülke içinde 25. sıradaydı. Rapora göre Asya, gelişmekte olan dünyada kara para aklamada en büyük hacme sahip olmaya devam etti. Son 10 yılda dünya genelinde yasa dışı paranın yüzde 40.3’ü Asya’dan çıkıyor. Asya’yı yüzde 21 oranla Gelişen Avrupa, yüzde 19.9 ile Batı Yarımküre, yüzde 10.8 ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika, yüzde 8 ile Sahraaltı Afrika izliyor. Türkiye de Gelişen Avrupa ülkeleri arasında değerlendiriliyor. Türkiye’de faturalandırılmayan ticaret ise 20032012 arasında 107 milyar 919 milyon dolara ulaştı. Yüksek faturalandırılan ithalat 35 milyar 373 milyon dolar, yüksek faturalandırılan ihracat ise 72 milyar 546 milyon dolar oldu. Buna göre yasadışı yollarla yurtiçine 72 milyar 546 milyon dolar girerken, yurtdışına 35 milyar 373 milyon dolar çıktı. Türkiye’den yasa dışı yollarla sıcak para çıkışı ise 10 yılda toplam 228 milyon dolar oldu. Yıllık ortalama 23 milyon dolar Türkiye’den çıktı. Yasa dışı yollarla sıcak para çıkışında ilk sırayı ise 286 milyar 321 milyon dolarla Suudi Arabistan aldı. Saray’dan Magazin Tadında İlkler Benim günahım değil.. Giderek magazin tadı artan, Sarayı gündemde tutmayı odak almış medyatik atakların son birkaç gününe ilişkin örnekleri vermeye niyetlenmiş, yazımın başlığını atmıştım ki... Dakikası, saniyesi ile daha çok etkilendiğim yeni bir haber, etkili görüntüleri eşliğinde gündeme giriverdi.. Tarihçi profesör, heyecanlı Guinnes rekorlar kitabına girmek istedikleri çalışmanın önünde coşkuyla anlatıyordu. Tam da evimin yakınında, İstanbul’un fethinin gerçekleştirildiği anı konu alan üç boyutlu dev bir resim hazırlanmıştı. Yağmur ve erken basan alacakaranlık üçboyutlu eseri aslında biraz daha etkili kılıyor gibiydi. “Panaroma 1453” başlıklı görüntülü haberi bu yazıyı okuyana kadar birçok televizyon kanalının ana haberlerinde görmüş olabilirsiniz. Bildiğiniz üzere bugünlerde Cumhuriyet’i, içinde yaşadığımız ülke ve dünyayı, gerçeklerini atlayarak Osmanlı tarihi ile başlayan geçmişi geleceğe dayanak yapmaya çalışmak çok moda. Doğal olarak üniversiteler, kültürel, siyasal yaşamın içinde var olmak, yer kapmak, öne çıkmanın en etkili aracı olarak bir yarıştır gidiyor. Tarihçi profesörümüz üçboyutlu dev görselle Guinnes rekorlarına girebilme çabasıyla öylesine heyecanlanmışlardı ki, fethin son askeri darbesinin surları önündeki yeri tamam da günü, saati uyumsuz şovu bir yerlere koyamadım. İlk aklıma geleni; yaranma, yandaşlıkta yeni renklerle öne çıkılabilir mi yarışlarında, sonsuz olabilecek denemelerin, ilklerin giderek magazinleşmekte olduğuydu. Belki de sorun sıradan insanların güncel yaşamlarıyla batan çelişkilerde. Dakikalar öncesinde olumsuz hava koşullarında kırımı yaşayan sera üreticilerinin dramları vardı. Bize yansıyan boyutu elbette etiketlerdeki sebze meyve fiyatlarının patlaması, üreticinin dramının bir başka boyutu ile bize yansımasıydı. Bal tutabilen parmaklar için ne sakıncası var ki. Belki de ben gazetemizde günlük işlerin güvenlikli yapılabilmesinin sağlanma koşullarından, gelen yolların trafik ve yayalara kapatılmasından gereksiz etkilenmişimdir. Gazetenin sokağına girebilmek için kimlik göstermemiz bizim güvenliğimiz için ancak yakın akraba ve dostların yanımıza gelmeyi başaramadıklarını telefonla bildirmek zorunda kalmaları, okurlarımızın karşılaşabilecekleri sorunları dert etmeme yol açıyor. İşlerini güçlerini bir kenara atıp geçmiş olsun diyebilme adına saatler ayıranlarla kucaklaşalım derken haber izleyemez, gazete okuyamaz olduk. Cumhurbaşkanı, dünkü açıklamasında başbakandan bir adım ileri çıkışıyla, bizim düşünce özgürlüğüne çok sayıda yazarını kurban vermiş bir gazete olarak basın özgürlüğü, gazetecilerin yaşam hakları üzerinden dayanışma amaçlı yayınımızı “Özgürlük değil, terör estirmek, provokasyon” sözcükleriyle değerlendirince... yayın akışlarını dikkatle izledim. Aynı saatin içinde, birçok bakan ve AKP kadroları, yandaşlarından sertlikte yarışan eleştiriler geliverdi. Başbakanın açıklamasından saat geçmeden açılan soruşturmaların haberleri gelmemiş miydi? Takşak ilişkisi bir günde bine yakın yeni yargı görevlisini atayabilen, her tür demokratik ilkenin üstünde, yargı bağımsızlığını da ezen bir iktidar gücünde, şaşırtıcı bir sonuç olacak değil ya. HHH Boşuna bir dokun bin ah işit dememişler. İnatla yazımın başlığına değiştirmeyeceğim, Saray’dan magazin tadında ilkler haberleri, tartışmalarına döneceğim.. Dünya medyasının bir zamanlar merkez ülkeler iktidarlarının çıkar hesapları ile uyumlu görerek yere göğe oturtamadıkları İktidarlarının gözden düşmesiyle, dozu artan eleştirilerinin etkisinde kalmaya niyetli değilim. Tarihteki 16 Türk devletinin simgesi askerlerin giysileri üzerinden magazin tartışmalarını alaylı mizah üretimlerini geçeceğim. Bence anlamlı tek yorum, iç sosyal medya odaklıydı. Önümüzdeki seçimlere dönük olarak İktidarlarının Kürt açılımı üzerinden yaptıkları hesapların tutmaması karşısında yüzlerini milliyetçi oylara döndürme eğilimlerinin yansımalarıydı. Saray’dan yeni ilk uygulamalar haberlerinin bundan sonrası da farklı renklerde, aynı eksende olabilecek izlenimini, MHP ve Kürt siyasal cephesinden gelen eleştirilere bakarak açıklıyorum.. Cumhurbaşkanımız nasılsa başbakanlık dönemini aratmayan bir dinamizim içinde.. Her gün birkaç etkinlikte yer alma, yeni gündem yaratma yetisini, bugünlerde daha çok Saray’ın çevresine odaklandırdığından Saray çatısının altındaki etkinlikler, konuk ağırlamaları, renker, yeni sürpizler habercilerin hem işini hem de haberlerin magazin etkinliğini artırmış olmalı. Her yeni haber biraz daha renk, magazin yanı ağır basan tadda öne çıkarılıyor. Medya dün ak anlamına gelen siyasal çerçevenin bugün kara oluvermesi, çelişkilerinin üzerine parmak basmaktan kaçınıyor mu ne? Söylemlerin sonuçları çok önemli olabilecek ağırlıklarını tartmak, çok tartıştırmak yerine magazine, renklere ağırlık vermeyi seçiyorlar. Sultanahmet’te radikal siyasal İslamın terörünün ülkemize yeniden bulaştırılması gerçeğinin tetikçisinin haberlerinde bile, özel yaşam geçmişi, fiziki güzelliğini sergileyen fotoğrafları, ailesini olup bitene şaşırması boyutları öne çıkıveriyor. İsviçre indirime Ekonomi Servisi İsviçreli bankalar ve şirketler de merkez bankasının politika değişikliğine hazırlıksız yakalandı. İsviçre Merkez Bankası (SNB) önceki gün beklenmeyen bir kararlarla minimum kur uygulamasına son verirken, mevduat faizini de yüzde eksi 0.75’e düşürmüştü. İviçreli UBS’nin yatırımdan sorumlu üst düzey yöneticisi Mark Haefele, kararın tamamen sürpriz olduğunu ve merkez bankasının hiçbir ipucu vermediğini söyledi. “Kararın ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri büyük olacak” diyen UBS yöneticisi, ihracatın azalmasıyla İsviçre’nin büyümesinin 0.7 puan düşeceğini öngördü. hazırlıksız yakalandı ‘Ey Merkez’ dedi, dolar uçtu Ekonomi Servisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’nı (TCMB) eleştirmesinin ardından dolar yükselişe geçti. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda genç işadamlarıyla biraraya gelen Erdoğan, dünyada herkes faizleri indirirken, Merkez Bankası’nın (TCMB) hâlâ aynı noktada durarak faizleri indirmediğini belirterek “Ey Merkez Bankası daha neyi bekliyorsun? Gerekirse çağırıp kendileriyle de konuşacağım. Bu iş böyle yürümez” dedi. Petrol fiyatlarında son dönemde yaşanan düşüşlere dikkat çeken Erdoğan, “Öyleyse bunun halkımıza dönüşünü, yatırımcıya dönüşünü süratle sağlamamız lazım. Şimdi diyebilirler ha, Merkez Bankası bağımsızdır, ben de bağımsızım. Cumhurun sesi olarak bunu yapmak durumundayım” diye konuştu. İsviçre Merkez Bankası’nın para birimini Avro’ya karşı serbest bırakma kararının ardından 2.30 TL’ye yerleşen dolar Erdoğan’ın Merkez Bankası’nı sert eleştiren konuşmasının ardından gün içi en yüksek seviyesi olan 2.34 TL’ye yükseldi. Serbest piyasada dolar 2.3280 TL’den kapandı. Frank iflas ettirdi İngiltere merkezli döviz piyasası aracı kurumlarından Alpari,İsviçre Merkez Bankası’nın (SNB) Avro/frank taban seviye uygulamasına son vermesinin ardından müşterilerinin çoğunluğunun ettiği zararları gerekçe göstererek iflas ettiğini açıkladı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’tan (S&P) yapılan yazılı açıklamada, İsviçre Merkez Bankası’nın dün itibariyle para politikasında değişikliğe gitmesinin İsviçre frangında sert bir değer artışına neden olmasına rağmen İsviçre’nin kredi notlarını etkilemediği bildirildi. İsviçre’deki Banque Internationale de Commerce’in (Bred) Genel Müdürü Turgut Yüce, SNB’nin faiz indirimi ve minimum kur uygulamasına son vermesine ilişkin, Euro Bölgesi’nin bu durumdan daha fazla etkileneceğini söyledi. Dünyada enflasyon tehdidi yok Gelecek hafta Salı günü faiz kararını açıklayacak olan Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 8.25 seviyesinde bulunuyor. Dünya genelinde ise gelişmiş ülkelerde politika faizleri sıfıra yakın seviyede bulunuyor. Hatta Avrupa ve İsviçre gibi bazı merkez bankalarının politika faizi şu anda negatif seviyede. Ancak bu ülkelerde enflasyon oranı ya çok düşük seviyelerde ya da deflasyonla mücadele ediyorlar. Türkiye’de enflasyon 2014’te yüzde 8.17’ye yükseldi. Gıda enflasyonu çift hanede kalmayı sürdürdü. Avro Bölgesi’nde ise enflasyon yüzde 0.2, İsviçre’de 0.3. İşadamları korkudan biat ediyor Ekonomi Servisi İsmar Yönetim Kurulu Başkanı Bilgen, hükümete yakın işadamlarının ülkenin yeni işadamı profili haline geldiğini, daha önce genel ahlakı zedeleyen cesarete sahip olmayan bu insanların sevdikleri için değil korktukları için hükümete biat ettiklerini dile getirdi. İsmar ve Ankara’nın büyük ölçekli alışveriş merkezilerinden Contour’u kuran Kazım Bilgen “Sermaye el değiştirdi. Hükümete yakın sermayedarlar ülkenin yeni işadamı profili haline geldi. Bu hep böyleymiş gibi algılanabilir ama öncesinde, bu kadar genel ahlakı zedeleyen cesarete sahip değildiler. Hükümete yakın iş adam Yeni Türkiye’nin yeni işadamlarını sert bir şekilde eleştiren İsmar’ın sahibi Bilgen, hükümete yakın işadamlarının sevdikleri için değil korktukları için biat ettiklerini söyledi. ları, iktidar sevgisinden değil de korkularından biat ediyorlar” dedi. Bilgen, perakende sektöründeki özkaynak yetersizliğine dikkat çekerek piyasadaki bir başka tehlikenin de dev grupların tekelleşmesi olduğunu söyledi. Türkiye’de gıda ürünlerinde ilk kredi kartı ile taksit uygulamasını başlatan işadamı olarak bilinen Bilgen “Üreticinin başı ürettiği malı tüketiciye ulaştırma yolunda çok ağrıyor. Şöyle ki; katılım bedeli, raf bedeli, dönem sonu ciro bedeli, yıl sonu ciro be İsviçre Merkez Bankası Başkanı Thomas Jordan piyasalarda büyük dalgalanma yaratan kararının ardından gelen yoğun eleştiriler üzerine basın açıklaması yapmak durumunda kaldı ve kendini savundu. Hedefteki adam Jordan, bankanın faiz indirimi ve minimum kur uygulamasına son vermesine ilişkin, “Karar kaçınılmazdı ve bu önlemi daha fazla erteleyemezdik” dedi. Jordan: Bu kaçınılmazdı 2015’te güçlü zorluklar kapıda Sanayi için teşvik paketi hazırlanıyor Babacan, sanayi yatırımları ve sermayeyi desteklemeyle ilgili iki yeni paketin üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Babacan BES’te yeni düzenleme olacağını da söyledi. Ekonomi Servisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, sanayi yatırımlarını desteklemeyle ilgili üzerinde çalıştıkları bir paket olduğunu, bunun yaklaşık 1 ay sonra tamamlanacağını söyledi. AA Finans’ın sorularını yanıtlayan Babacan, “Yeni çalıştığımız bir başka paket de ‘sermayeyi destek.’ Bilançolarda borç yerine sermayeyi desteklemek. İçinde pek çok unsur olacak. Finansal İstikrar Komitesindeki kurumlarımız, Maliye Bakanlığımız, Kalkınma Bakanlığımız beraberce çalışıyoruz, birkaç tur toplantı yaptık, o da sanırım 12 ay içerisinde tamamlanır ve açıklanır” dedi. Babacan, olağanüstü bir tablo oluşmazsa 2015 yılının her açıdan 2014’e göre daha iyi bir yıl olacağını belirtti. Babacan, bu yıl Türkiye’ye aynı zamanda yüksek miktarda fon girişinin, sermaye girişinin olacağı bir yıl olacak diye beklediklerini dile getirdi. lasyonları bile görebiliriz” diyen Babacan, imar mevzuatında yapılacak değişikliklere ilişkin de “Taslağı, muhtemelen önümüzdeki hafta görüşe açacağız, bütün detaylarıyla taslak görüşe açılacak. Herkesten gelecek görüşe de açığız” diye konuştu. Babacan, Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) ilişkin, “Kesintilerle ilgili yeni bir düzenleme yapıyoruz. Geçen hafta arkadaşlarla bir araya geldik. Hazine Müsteşarlığında oradaki düzenleme yetkisi. Kesintilerle ilgili yeni bir düzenleme gelecek, vatandaşlarımızın lehine bir düzenleme gelecek” dedi. deli, reklam promosyon bedeli derken bedel üstüne bedeli ulusal ve uluslararası perakende zincirlerine ödemek zorunda kalıyorlar. Bunu karşılayabilmek için üreticiler piyasa itibarlarını kullanarak gerek banka kredisi gerekse yılların birikimi ile oluşturdukları şahsi mal Bilgen, büyük marketlerin mahalle aralarıvarlıkları ile büna girmemesi gerektiğini de savundu. yük riske giriyor lar. Altından kalkabilen başarıyor, başaramayan yok oluyor. Mahallelere kadar giren perakende sektörünün büyük oyuncuları sistemin bir parçası haline geldikçe üretim hep sıkıntıda olacak” dedi. KISA... KISA... KISA... * Kısa vadeli borç stoku arttı. Kasım sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2013 sonuna göre yüzde 6,3 oranında artışla 138,7 milyar dolar oldu. * Uluslararası Enerji Ajansı, petrol fiyatlarının daha da düşebileceğini ve toparlanmanın zaman alabileceğini söyledi. Ajans, 2015 için günlük küresel petrol talep artış beklentisini 10 bin varil artırarak 910 bin varile yükseltti. * Trafiğe kayıtlı araç sayısı kasım sonu itibarıyla 18.5 milyon oldu. Kasım sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam 18 milyon 767 bin 989 adet taşıtın yüzde 52,3’ünü otomobil, yüzde 16,3’ünü kamyonet oluşturdu. * Aralıkta kurulan şirket sayısında bir önceki aya göre yüzde 8.47 ve gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 55.64 artış olurken, kooperatif sayısında yüzde 4.05 azalış oldu. IMF Başkanı Christine Lagarde, küresel ekonominin petroldeki düşüşe ve ABD’de hızlanan büyümeye rağmen, bu yıl çok güçlü zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Washington’da konuşan Lagarde, küresel ekonominin petroldeki düşüşe ve ABD’de hızlanan büyümeye rağmen, bu yıl çok güçlü zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Hâlâ düşük büyüme, yüksek işsizlik ve aşırı borç mustaribi olan çok fazla ülke bulunduğunu belirten IMF Başkanı, 2015’in aksiyona geçme yılı olması gerektiğini ifade etti. İmar mevzuatı netleşecek 2015 enflasyon beklentisine ilişkin olarak, “Resmi enflasyon beklentimiz hâlâ yüzde 6’larda. Biraz daha izleyelim petrol fiyatlarını, biraz daha görelim ama bu seviyelerle giderse muhtemelen yüzde 5’li enf Ali Babacan C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle