27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2015 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Alman polisi ‘Suriye devletine saldırı hazırlığı’ ithamıyla iki Türk’ü gözaltına aldı Berlin’de Suriye gözaltısı Dış Haberler Servisi Fransa’daki terör saldırılarıyla sarsılan Avrupa, perşembe akşamından itibaren terörle mücadele operasyonlarına sahne oldu. Almanya’daki bir dizi operasyonun Berlin ayağında iki Türkiye kökenli kişi gözaltına alındı. 250 polis ve komandonun Berlin’deki Selefi çevrelere düzenlediği operasyonda, Moabit ve Wedding semtlerinde 11 evde arama yapıldı. Gözaltına alınan 41 yaşındaki İsmet D. ile 43 yaşındaki Emin F. ve gözaltına değil ama takibe alınan 250 Alman özel polisi üç kişi, “Suriye’de devleWedding semtinde 11 tin güvenliğini tehdit eden eve baskın yaptı. Zanlıbüyük saldırı hazırlığıyla” larla bağlantılı bir kadın suçlandı. Almanya’da saldıda takibe alındı. (AP/ rı planlamakla suçlanmayan REUTERS) ikilinin IŞİD için propaganda yaptığı ve cihatçı topladığı belirtildi. verdiği “İslam dersleriyle” radikalleştirilen bu kişiler, Suriye’deki uriye’ye gidiş biletleri “kâfirlere” karşı cihada katılmak Buna göre İsmet D. İslamcı bir üzere yetiştiriliyor. Emin F. de grup grubun “emiri” konumunda. Grup üyelerinin Suriye’ye gidişini organize Türkiye, Çeçenya ve Dağıstan ve finanse ediyor, gelecekte düzenkökenlilerden oluşuyor. İsmet D’nin leyecekleri saldırıların finansmanını da hazırlıyor. Suriye’ye gidenlere gece görüş cihazı gibi yüksek teknoloji ürünü askeri malzeme sağladığı sanılıyor. İsmet D’nin Suriye’ye gidişi için alınan biletler de bulundu. Wolfsburg’da ise IŞİD’e cihatçı toplayan ve Almanya’da saldırı planlayan 50 kişilik bir grubun üyesi olduğu şüphesiyle Tunus kökenli bir Alman vatandaşı gözaltına alındı. 26 yaşındaki Ayoub B’nin, MayısAğustos 2014’te Suriye’ye gidip IŞİD’den eğitim alan 7 grup üyesinden biri olduğu söyleniyor. Selefileşmeden evvel Volkswagen fabrikasında çalıştığı, futbol oynamayı ve partileri sevdiği belirtildi. Der Spiegel’e göre yabancı istihbarat servislerinin uyarması üzerine Alman istihbaratı İslam karşıtı PEGIDA gösterilerine ve garlara saldırı hazırlığına karşı alarma geçti. Suriye’den dönüp Belçika’da ‘polisleri katledeceklerdi’ Fransa, geçen haftaki terör saldırılarıyla bağlantılı 12 kişiyi gözaltına almasının ardından, dün terör bağlantılı olmadığı açıklanan bir rehine krizi daha yaşadı. Komşu Belçika ise perşembe geceki operasyonla “ikinci bir Paris’in” yaşanmasını önledi. Doğudaki Verviers’te telefon dinleme istihbaratıyla düzenlenen operasyonda hepsi Belçika vatandaşı 2 zanlı öldürüldü, biri gözaltına alındı. Evde 4 Kalaşnikof dahil silahlar, patlayıcılar, elektronik araçlar, telsizler, büyük miktar nakit para ve polis üniformaları bulundu. Brüksel’de 12 evde arama yapılıp 12 kişi daha gözaltına alınırken, yine silah, mühimmat ve patlayıcı ele geçirildi. Bu manzara karşısında “Cihatçılar Belçika’da savaş çıkaracaktı” yorumları yapıldı. 4 aşamalı güvenlik alarmı seviyesi 2’den 3’e yükseltilirken, 5 zanlı “terör örgütü eylemlerine katılmakla” resmen suçlandı. Savcılık, kimliğini açıklamadığı zanlıların, “nöbet tutan, devriye gezen polislere ve karakollara biriki gün içinde saldırı hazırlığında olduklarını” duyurdu. Bir polisin sokak ortasında kafasını kesme planı iddiasına dair yorum yapmadı. Grubun “bazı üyelerinin Suriye’de savaşıp geri döndüğü, hepsinin yakalandığının söylenemeyeceği” belirtildi. Polis memurlarına üniformalıyken sokakta tek başına dolaşmamaları emri verildi. ‘Sevincin, Işığın Türkücüsü’ Yaşar Kemal… “Koca çınar” Yaşar Kemal’in hastaneye kaldırılmasından bir gece önce tam “Corriere della Sera”nın uzun yıllar Ortadoğu muhabirliğini yapan yazarı Antonio Ferrari’nin İtalyan Kültür’de kitap tanıtımını izliyorduk. Erdoğan ve Gül’ün de aralarında bulunduğu Ortadoğu’nun ileri gelen isimleriyle yaptığı söyleşilerini yayınladığı Altalena/Salıncak adındaki eserini tanıtan Ferrari, Kaddafi’den Mübarek’e ... görüştüğü liderlere ilişkin “anılarını” anlattı. Ama yazarın en etkileyici sözleri Yaşar Kemal’le ilgili anlattıkları oldu… Ferrari, Yaşar Kemal’le ilgili kitaptaki bölümün altına zaten “Beni ağlatan yazar” diye yazmış… Bunun nedeni Yaşar Kemal’in o büyük cüssesinden taşan ve karşısındakini hemen saran olağanüstü içtenliği, sıcaklığı ve insanlığı… PEGIDA hedefte cıları ironiyle dengeleyen yazar’ ‘A S n ABD yönetiminin Suriyeli isyancılara eğitdonat programı için bu hafta yüzlerce destek personeli ile 400 asker görevlendirmeyi planladığı kaydedildi. Tümgeneral Michael Nagata ve ABD Suriye özel temsilcisi Daniel Rubinstein’ın İstanbul’da bu hafta muhalefetle yaptığı toplantılarda programı tartıştığı belirtilirken, Pentagon sözcüsü Steve Warren, eğitileceklerin tanımlanması sürecinin bitmediğini söyledi. Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın ev sahipliğindeki programda ilk yılda 5 bin, 3 yılda 15 bin isyancının eğitimi planlanıyor. Suriye Devlet Haber Ajansı, ABD’nin planlarını sert bir dille eleştirip bunların “terörizmi desteklemek” anlamına geldiğini duyurdu. ABD eğitdonata 400 asker veriyor Avrupa’daki Yahudiler silah taşıma izni istiyor Dış Haberler Servisi Fransa’da Yahudi marketine saldırıda 4 kişinin ölmesinin ardından Yahudi okulları 5 bin askerle korunurken, Belçika’da operasyonların başlaması üzerine Belçika ve Hollanda’da Yahudi okulları kapatıldı. Avrupa’daki en büyük Yahudi kuruluşu Avrupa Yahudi Birliği (EJA), silah taşımalarına izin verilmesini istedi. EJA Başkanı Haham Menachem Margolin, Avrupa Parlamentosu’na mektubunda “Son yıllarda Avrupa Yahudi topluluğuna yönelik birçok tehdit ve meydan okumanın yanı sıra Paris saldırıları, konuşmayı bir yana bırakıp acilen harekete geçme gereğini ortaya çıkarmıştır” diye yazdı. Paris’te 4 Yahudinin “sadece dinlerinden ötürü soğukkanlılıkla öldürüldüğü” belirtilip “silah lisansına ilişkin yasaların gözden geçirilmesini, Yahudi toplumları ve kuruluşlarında belirlenen kişilerin hayati koruma için silah taşımalarına izin verilmesini istiyoruz” denildi. AB yetkililerinden, olası terör saldırılarına karşı gereken eğitimi almalarına izin verilmesini isteyen EJA, “Silahları kendimizi korumak için, soruşturmadan geçirilip, yerel yetkililer tarafından eğitilecek kişilere vermek üzere istediğimizden kuşkunuz olmasın. Brüksel’i, bir zamanlar Avrupa ve Avrupalı ideallerimizi tehdit eden antisemitizm, ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğün uyarı sinyallerini dikkate almaya çağırıyoruz” vurgusu yaptı. Margolin, Washington Free Beacon sitesine de antisemitizmin Avrupa’da yükselişte olduğu, Yahudilerin saldırı korkusuyla sinagoglara gitmediğini söyledi. “Acil durumda müdahale edecek eğitilmiş insanlar olduğunu bilirlerse daha rahat ederler” diye ekledi. (AP) Charlie Hebdo’nun ‘Hepsi Affedildi’ kapağını almak için Londra’da kuyruklar oluştu. (REUTERS/ AP) “Çok özel bir insan” diyor Ferrari, Kemal’le ilgili bölümde; “Şekle ve görünüme önem atfetmeyen, ‘imaj’ı umursamayan zamanın ötesinde bir kişilik. Orhan Pamuk’tan farklı. Nobel’li Pamuk her ne kadar çok büyük bir yazar olsa da önüne gelen fırsatları zekice değerlendirmesini bilen bir zamane insanı o. Yaşar Kemal ise alabildiğine gerçek… Böyle bir insanı tanımak çok güzel.” Yaşar Kemal’in insanı anında çarpan “gerçekliği” denli, iyi bildiğimiz o “ışıklı ve çocuksu coşkusuna” da atıf yapan yazar; sıradışı yazı insanının “geçmiş acılarla bulunduğu anın kaygılarını, ironiyle harmanlayarak dengelemeyi başardığını” not ediyor. Kemal’in, Ferrari ile sohbetinde aktardığı sevimli bir anısı, yaşamla kafa bulan tavrına tipik bir örnek aslında: “1984’te Mitterand, Fellini ile bana ‘Legion d’Honneur’ ödülü takdim ettiğinde çok matrak bir şey oldu” diye anlatıyor Elyssee Sarayı’nda yaşadığı o anı Kemal: “Tanıtımları yapan dev ekranda benim suratımın altında, bütün biyografik öğeleri ile birlikte, Federico Fellini’nin adı belirdi. Onun görüntüsünün altında da benimle ilgili bilgiler çıktı. İnsanlar sonra coşkuyla beni ‘Dâhiyane, şahane filmlerinizin hepsini gördüm’ diye kutlamaya geldiler. Fellini’yi de ‘Kitaplarınız çok harika, çok güzel’ diye kutladılar. Fellini ile derken çok güldük ve eğlendik. ‘Ne fark eder?’ dedi Fellini. ‘Böylesi gayet iyi!’ Büyük, çok büyük Fellini!” Yaşar Kemal’in böyle en ciddi ve seremonili törenlerde dahi her şeyle hafif dalga geçen halini, ben de İtalya’nın yaşayan en büyük yazarlarından Claudio Magris’ten dinlemiştim…. Fellini ile olduğu gibi böyle gene Magris’le Kemal; resmi ve cafcaflı bir törende yan yana gelmiş. Yaşar Kemal gibi tıpkı Magris de kılık kıyafete boşveren bir insan... Tören öncesinde İtalyan yazarın yakası, tesadüfen leke olmuş… Yaşar Kemal, lekeyi uzaktan fark etmiş. Görmezden geleceğine, derhal jet hızıyla salonun öbür ucundan, kendisinin de az önce lekelediği elbisesinin yakasını göstermiş. “Ortak konuştuğumuz bir dil yoktu” diye anlatmıştı bu kısa anekdotu Magris de bana ama iki ülkenin yıllarca hep “şanlı Nobel namzetleri” görülen bu iki olağanüstü yazarı, oracıkta lekeledikleri ceketlerini… birbirlerine karşılıklı taktıkları nişan gibi gururla gösterip dakikalar boyunca gülmüşler. Muhatabının zihninde yer eden bu minik anıda da gene Yaşar Kemal’in o baştan çıkarıcı samimiyeti, dolaysızlığı, şakacı muzipliği var. Paris’te gönül almaca Dış Haberler Servisi Fransa’daki saldırılar sonrasında 50’ye yakın liderin katıldığı birlik yürüyüşüne Washington’ın üst düzey isim göndermemesi tepki çekerken, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry dün Paris’te gönül aldı. Kerry, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile kucaklaşırken, Amerikan halkının Fransa’nın acılarını paylaştığını söyledi, saldırılarda ölenler için başsağlığı dileklerini sundu. Hollande, Paris ve Washington’ın teröre karşı birlikte gerekli yanıtı bulmasının önemine işaret etti. Fransız halkının teröre karşı örnek bir dayanışma gösterdiğini belirten Kerry de “Fransızlar özgürlüğe ve kendi değerlerine gösterdikleri bağlılığı bir kez daha ortaya koydu” dedi. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius Kerry’nin üst düzey katılım sergilemedikleri için özür dilediğini aktardı. Muziplik ortak dil olunca nBatı Afrika ülkesi Nijerya’da Boko Haram militanlarının bu ay başında ülkenin kuzeyinde katliam haberleri gelen Baga bölgesinde yüzlerce kadın ve çocuğu esir aldığı kaydedildi. Bu hafta başında salıverilen Kaltuma Wari isimli kadın, Maiduguri’den telefonla yaptığı açıklamada, “500’den fazla kadın ve yüzlerce çocuk var” dedi. İsmini vermeyen bir başka kadın Af Örgütü’ne “Boko Haram 300 kadar kadınla bizi Baga’daki okulda alıkoydu. Yaşlıları, anneleri ve çocukların çoğunu 4 gün sonra bıraktılar. Ama genç kadınları hâlâ tutuyorlar” dedi. Bu yöndeki ifadeleri başka bırakılanlar da doğruladı. Boko Haram’dan toplu rehin alma Sinagoglara gidemiyorlar bama: Avrupa’nın en büyük sorunu Müslümanları entegre etmek Kerry katliama sahne olan Charlie Hebdo dergisi ile Yahudi marketine çelenk bırakıp saygı duruşunda bulundu. Markette insanları kurtaran Malili Müslüman genç Lassana Bathily’ye “Sen bir kahramansın” diye teşekkür etti. ABD Başkanı Barack Obama ise Britanya Başbakanı David Cameron’ı ağırlarken “ABD’nin en büyük avantajı Müslüman nüfusumuzun kendini Amerikalı hissetmesi. Avrupa’nın bazı kesimlerinde durum böyle değil. Avrupa’nın karşı karşıya olduğu en büyük tehlike bu” dedi. O ünyayı yeniden yaratmak sevinci’ ‘D nLübnan Hizbullahı’nın lideri Hasan Nasrallah, örgütün üst düzey yetkililerinden birinin İsrail casusu çıktığını doğruladı. Hizbullah’ın dış operasyonlarıyla ilgili yetkililerinden birinin, casusluk suçlamasıyla yakalandığı ortaya atılmıştı. Nasrallah ilk kez haberleri doğruladı. Beyrut merkezli El Mayadin kanalına konuşan Nasrallah, ismini vermediği casusun 5 ay önce yakalandığını ve suçunu itiraf ettiğini söyledi. Lübnan medyasında, bu kişinin Muhammed Şavraba olduğu ve Hizbullah liderlerinden İmam Muğniye ile Hasan el Lakis’in öldürülmelerinde rol oynadığı iddia edilmişti. Hizbullah’ta casusluk skandalı Blogcuya 1000 kırbaca kral müdahale etti kırbaçlanma karaDış Haberler rını gözder geçiServisi Char rilmesi için Yüklie Hebdo katliasek Mahkeme’ye mı sonrası, Suudi havale etti. Arabistan’da muhalif blogcu Raif Sokakta Bedevi’nin İslama kafa kesme hakaret suçlamaGelgelelim 2 sıyla 10 yıl haphaftada kafaları se çarptırılma kesilerek cezası yetmezmiş gilandırılanların bi 1000 kırbaçla cezalandırılması, Dün Mekke’de son sayısı 10’a çıktı. Özellikle kutsal uluslararası topiki hafta içinde 10. kent Mekke’de lumun şimşeklekafa kesme cezası rini çekti. Batılı yol ortasında kılıçla pazartesi günü cinsel taciz ve 7 liderlerin yaptığı uygulandı. yaşındaki üvey baskılara BM’nin “bu zulmün bitmesi” çağrı kızını öldürmekle suçlanan sı eklenince, önce her hafta Birmanyalı bir kadının dört 50’şer kırbacın dünkü ikinci polis tarafından sokaklarda taksidi ertelendi. Bu, dokto sürüklenip yol ortasında üç run Bedevi’nin yaralarının he kılıç darbesiyle öldürülmesi nüz geçmediği teşhisiyle ge büyük tepki çekti. Daha çok rekçelendirildi. Ardından Su acı çekmesi için kadına ağrı udi Kralı Abdullah’ın makamı kesici verilmediği belirtildi. Pakistan’da şiddetli protesto Karaçi kentinde, Charlie Hebdo’nun peygamberli kapağını protesto için Fransız Konsolosluğu’na yürüyenlerle polis arasında çatışma çıktı. Çoğu Cemaati İslami partisi üyesi göstericilerin silah kullanması sonucu yaralanan 3 kişiden biri olan AFP muhabiri Asıf Hasan, göğsünden ameliyata alındı. İsrail’e UCM önsoruşturması Filistin Yönetimi’nin kuruluş anlaşmasını imzaladığı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), savcı Fatou Bensouda’nın Filistin’deki savaş suçlarına önsoruşturma açması kararı aldı. Toplanacak bilgilere göre soruşturma açıp açmama kararı verilecek. Açılırsa, İsrailli yetkililerin UCM’de yargılanmasının da yolu açılacak. Yakalama emri çıkarılanlar, UCM’ye üye devlete gittiklerinde tutuklanabilir. Filistin’in İsrail’in “dokunulmazlığına” karşı diplomatik hamlesinin UCM’de karşılık bulması, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’yu kızdırdı: “Teröristlerin Fransa’da Yahudileri katletmesinden birkaç gün sonra UCM’nin Yahudi devletine soruşturma açması tam bir skandal. Bunun tek nedeni, vatandaşlarımızı terör örgütü Hamas’a karşı savunmamız. UCM çözümün değil, sorunun bir parçası haline geldi.” Yaşar Kemal’i ilk, kendisi gibi “zamanın ötesinde bir boyut” içinde hatırladığım Cağaloğlu Cumhuriyet binasında görmüştüm. Merdivenlerde tesadüfen karşılaşmıştık. Ben o zaman daha yeni yurtdışından yazan bir gazeteciydim. Yazılarımı ve röportajlarımı ilgiyle okuduğunu söylemişti. Ah ne sevinmiş, ne sevinmiştim… Yıllar sonra evine bir röportaja gittiğimde evinin de, kendisi gibi “sahiciliği” beni çok etkilemişti. “Daha önce görmüş olduğum bir ev bu” diye anlatmışım Yaşar Kemal’in evrenini; “Dünyanın dört bucağında tanıdığım ... yazar evlerine benziyor. Buenos Aires’te Ernesto Sabato’nun, Santiago’da Jose Donoso’nun, İsrail’de Amos Oz’un evleri gibi bir ev burası. Bahçe içinde ve ufak. Sade ve mütevazı. Büyük olmayan bir salon, küçük bir çalışma ve yatak odasından ibaret. Görkemini duvarları boydan boya kaplayan kitaplar ve tablolardan alıyor... Bir duvarda Abidin Dino, Bedri Rahmi, Nuri İyem, Avni Arbaş, Füreya, Hikmet Andaş ve Selahattin Eyüboğlu’nun resimleri var. Diğerlerinde kitaplar, kırka yakın ülkede 380 baskı yapan Kemal’in kitapları, yirmi dilde çıkan değişik baskılarla rafları kaplıyor…” Sözcüklerin efendisi “yazı” ile ilişkisini anlatırken bana “Dünyayı, insanları yeniden yaratmak çok hoşuma gidiyor” demişti: “Düşlemek en hoşuma gideni. Günlerce, aylarca hiç yazmam, hep düş kurarım. O kadar tatlıdır ki, insan mestolur. Romanlarımı hiç yazmasam, ömür boyu bıkıp usanmadan düşlerdim. Uzun yıllar romanlarımı bunun için kafamda taşıyorum. Ama yazıp bitirdikten sonra dehşet seviniyorum.” Bugüne değin hiç unutmadığım kâh neşeli, kâh hüzünlü geçen sohbetimizde kendisinden “sevincin ve ışığın türkücüsü bir romancı” diye bahseden yazının büyük üstadına acil şifalar diliyorum. Bir an önce sağlığına kavuşup aramıza dönmesi dileğiyle… C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle