19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2015 PERŞEMBE 6 HABERLER Polis, savcılık kararı olmadan gazetemizin basıldığı matbaalara baskın düzenledi Haber Merkezi Gazetemizin Charlie Hebdo’nun özel sayısından seçkilere yer vermesini açıklanmasının ardından polis önceki gece gazetenin basıldığı matbalara baskın düzenledi. Polis, aralarında Cumhuriyet Gazetesi’nin de bulunduğu gazetelerin bulunduğu dağıtım kamyonunu ellerinde herhangi bir savcılık kararı olmadan 40 dakika bekletti. Charlie Hebdo’nun son sayısından 4 sayfalık seçkinin yayınlanma kararının sosyal medya üzerinden yayılması üzerine Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü polisleri Cumhuriyet’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazetenin baskısının yapıldığı Hadımköy’deki Doğan Printing Center (DPC) tesislerine geldi. Basılan gazeteleri İstanbul ve çevresine dağıtmak üzere matbaadan çıkmaya hazırlanan kamyonlar, saat 01.00 sıralarında 3’ü resmi 5’i sivil polis olmak üzere 8 kişilik bir polis ekibi tarafından durduruldu. DPC ve YAYSAT yetkilileri, kamyonlarda Cumhuriyet dahil olmak üzere farklı birçok gazete bulunduğunu belirterek, dağıtımın durdurulmasına ilişkin bir mahkeme kararı olup olmadığını sordu. Herhangi bir savcılık kararı gösteremeyen polis Hukuksuz engelleme UMUT ORAN BASKINI TBMM’YE TAŞIDI İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Charlie Hebdo seçkimiz nedeniyle gazetemizin basıldığı tesise yapılan gece yarısı baskınının yasal dayanağını Paris’te ifade özgürlüğü için yapılan yürüyüşe katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu’na sordu. Konuyu soru önergesiyle TBMM gündemine taşıyan Oran, Davutoğlu’na, yazılı olarak yanıtlaması isteğiyle şu soruları yöneltti: l Kamyonların durdurulması talimatını kim verdi? ler kamyondan aldıkları Cumhuriyet Gazetesi nüshasını basın savcısına gönderdiklerini bildirdi. Savcıya gönderilen nüshanın incelenmesinin ardından polis ekipleri saat 01.40 sıralarında kamyonların matbaadan çıkışına izin verdi. Olay sonrasında tutulan tutanakta ise “Esenyurt Emniyet Müdürlüğü’nden Terör Güvenlik amiri bir komiser yardımcısının Cumhuriyet Gazetesi’ndeki bir haber nedeniyle, gazeteyi inceleyeceklerini, basın savcısının kararı sonrasında gazeteyi dağıtacaklarına dair karar vereceklerini belirttiği” ifadesi yer aldı. Tutal Bu polis baskınından bilginiz var mıydı? Ellerinde herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın polis hangi hakla gazetelere el koyarak dağıtımını 40 dakika boyunca engelleyebilmektedir? l Mahkeme ya da savcı kararı olmaksızın polisin fiili olarak basılmış gazeteye el koyarak dağıtımını engellemesi, sansür değil midir? l Cumhuriyet gazetesine yönelik olası bir saldırıyı önlemek için gerekli güvenlik önlemlerini aldınız mı, güvenlik önlemi var ise artırdınız mı?” Tesisleri’ne dün saat 01.45 sıralarında giderek, YAYSAT sorumlularından bilgi istedi ve gazeteyi inceledi. Baskı ve dağıtımın bittiği öğrenen polisler, İstanbul’da savcılığın verdiği karar doğrultusunda inceleme yaptıklarını belirterek gazetemizin sayılarını alarak tesislerden ayrıldı. Güvenlik Şube Basın Bürosu’ndaki görevliler de dün saat 11.00 sıralarında gazetemizin Adana muhabiri Savaş Kürklü’yü arayarak gazetemizin nerede basıldığını ve adres bilgilerini istedi. “İstihbari bir çalışma” İçişleri Bakanı Efkan Ala, Cumhuriyet Gazetesi’ni dağıtan kamyon Ala: O karikatür olsaydı dağıttırmazdık ların durdurulmasını değerlendirdi. Sayın Davutoğlu, ParisTürkiye, Özgürlükler Bütündür Cumhuriyet’e Saldıran, İslamcı Değilse, Hangi Dini Temsil Ediyor... Bu soruyu sorma hakkımız doğdu. Ne zamandır? Anayasal olarak Başbakanlık koltuğunda oturan Davutoğlu’nun, mizah dergisi Charlie Hebdo çalışanlarının katledilmesine karşı Paris’te dünya çapında yapılan liderler zirvesine ve 1.5 milyon insanın katıldığı ifade özgürlüğü yürüyüşüne, kol kola girerek katılmasından sonra... Davutoğlu, insanlığın savunulduğu yerde tabii ki olacaklarını belirtti ve meydanı boş bırakmayacaklarını da ekledi. Öyle mi?! Hadi öyleyse, hodri meydan! Orası Paris ise, burası da Türkiye, İstanbul! Bu ülkenin başbakanı olarak, en sorumlu mevkide olarak, öncelikle özgürlükleri savunabilecek yer kendi ülkendir. Burada özgürlükleri savunabildiğin ölçüde Paris’te, Londra’da, Suriye’de ve dünyanın başka yerlerinde ifade özgürlüklerini, insan haklarını, demokrasiyi savunmuş olursun. Ama Paris’te Charlie Hebdo’yu savunun, Türkiye’ye gelince örneğin Cumhuriyet’e karşı matbaada kamyonları durdurarak yapılan sansürleme ve basın özgürlüğüne saldırı karşısında ses çıkarmayın! İslamcı faşistlerin ve köktendincilerin Cumhuriyet’e karşı sosyal medyada açtıkları linç ve cinayet kampanyası karşısında tek kelime etmeyin... HHH Sayın Davutoğlu, o koltukta tüm yasal ve anayasal haklarınızı ve icra yetkilerinizi savunan bir yazar olarak soruyorum, Paris ve Türkiye, biri Ay’da diğeri Mars’ta iki yer mi? Orada yaşayanlarla burada yaşayanlara farklı özgürlük değerleri mi biçiyorsunuz? Paris’e gitmenizin nedeni neydi? Özgürlük standartlarınız arasında bu kadar fark olması, sizi vicdanen rahatsız etmiyor mu? Cumhuriyet için bir söz söylemeniz için, bizlere karşı yapılacak ciddi bir saldırının olmasını mı bekliyorsunuz? O zaman mı “basın ve ifade özgürlüğü” aklınıza gelecek? Merak etmeyin, Cumhuriyet’in özgürlüğünü savunmak, sizin özgürlüğünüzü de avunmak anlamına gelir. Yoksa, ülkemizde ortalığı saran, kendilerine İslamcı yaftası açmış katil kılıklıların ve belki de profesyonel katillerin hışmından siz de mi kendiniz, siyasetiniz ve geleceğiniz açısından endişe ediyorsunuz? HHH Cumhuriyet gazetesi ve çalışanlarına karşı katilliğe soyunan veya katilliğe çağıran, kendilerine İslamcı – Müslüman diyenler, kimi temsil ediyorlar? Dünyada cinayetler işleyen teröristler için “Onlar İslamı temsil etmiyor, İslam dini böyle bir din değildir” diyen sizlersiniz... O halde soralım: Cumhuriyet’e linç kampanyası açanlar, hangi İslamın temsilcileridir? Hepsi sizin iktidarınızı savunduğu için de, özellikle soruyorum... Sizin bunlar hakkında görüşleriniz var mı? Bunların potansiyel katillikleri hakkında önleyici bir girişiminiz, kınamanız olur mu? “Bunlar İslamı temsil etmiyor” sözleriniz, aynı zamanda, en hafifinden terör teşvikçisi bu sözde “İslam savunucuları” için de geçerli mi? Anayasaya karşı suç işlenmektedir. Yasalar her gün çiğnenmektedir. Savcılar susmakta ve harekete geçmemekte, tam tersine özgürlüklerin baskılanması yolunda hareket etmektedir. Anayasa, hukuk devleti diye bir şey var mı ülkemizde? Yoksa bunların hepsi, vitrinde teşhir edilen ama dükkâna girdiğinizde “ne yazık ki o malımız kalmadı, vitrinde gördüğünüz en küçük beden” diyen tezgâhtarlık söylemi mi? Sayın Başbakan, ya özgürlükleri ve anayasal hakları bütünüyle savunacağız ya da iktidarınız ve siz dahil, hepimiz yıkıntının altında kalacağız... Bir iki okur mesaj attı ve “Charlie Hebdo’nun kapak fotoğrafını yayımlamamanızı biri korku belirtisi olarak görüyorum” dedi... Cumhuriyet’in geçmişi demokrasiyi, hukuku, insan hak ve özgürlüklerini, Anayasal hakları savunmakla geçti. Onurlu bir geçmişi var Cumhuriyet’in. Özgürlükleri savunmak yolunda şehitler verdi. Cumhuriyet’i değerlendirme kıstası, bir kapak fotoğrafını yayımlayıp yayımlamamak olamaz. Cumhuriyet’in onurlu geçmişini bilmeyen yeniler bunu böyle sanabilir... Görüşüme göre, Cumhuriyet’in yayın politikasını bizzat kendisi tayin etmelidir. Çıta, Charlie Hebdo’nun kapağı olabilir mi? Bir gazetenin yayın çizgisini öncelikle kendi politikası belirler... Gazete, derginin önemli içeriklerini 4 sayfa yayımlayarak, evrensel dayanışmasının örneğini iyi bir şekilde vermiştir... Özgürlükçü tutumunu belirlemiştir. Bunun yanında, kendi köşelerinde kapak resmini koyan arkadaşlarımızı tabii ki savunuruz. Bir karikatürü, İslam Peygamberi’nin resmi olarak algılama derekesine indiren, zaten çevresine saldırmak için vesile arayanlar, suç işlemeye hazır bindirilmiş kıtalar gibidir. İkitidarın sesi Yeni Şafak gazetesi dün Cumhuriyet’i hedef gösterirken, acaba kim adına hareket ediyordu? Savcılık kararı yok nakta saat 01.40 sıralarında “olumlu haber” gelmesi üzerine yayınlarını alan hat araçlarının 2530 dakika gecikmeli olarak çıkış yaptığı anlatıldı. Gazetemizin İstanbul matbaasında gazetenin dağıtımı sırasında yaşanan olayların bir benzeri Ankara matbaasında da yaşandı. Doğan Printing Center’a gece yarısı polisler geldi ve Ankara dağıtımını yapan kamyonların plaka bilgilerini aldı. Polis, Adana’da da gazetemizin basıldığı Doğan Medya Grubu’na ait Doğan Printing Center (DPC) Adana Adana’da da baskın Kamyonların durdurulmasının istihbarati bir çalışma olduğunu söyleyen Ala, sosyal medyada böyle bir ekin verileceğinin duyurulması üzerine polisin kamyonları durdurarak gazeteyi incelediğini söyledi. Ala, “Peygamberimizin resmedildiği karikartürler yayınlanacak dendiği için istihbarati bir çalışma kapsamında kamyonlar durduruldu. Gazete incelendi öyle bir durum olmadığı anlaşılınca kamyonlar dağıtım için yola çıktı” dedi. Bazı internet siteleri için sözkonusu karikatürlerin yayımlanması üzerine yargı kararı alındığını açıklayan Ala, Hz. Muhammet’e yönelik hakaretlerini ve saygısızlıkların şiddetle reddedileceğini söyledi. Ala, “Karikatürün yayınlanması yanlıştır, provokasyondur. Yasalarımıza göre de hakaret etmek suçtur. Tavrımız teröre olan tavrımızdan daha net ve berraktır. Buna izn vermeyiz. Hz. Muhammet’e biri hakaret edecek bizde seyredecek miyiz? Tüm yasal imkanları kullanıp buna müdahale ederiz. Hakaret fikir özgürlüğüne girmez. Hakaret etmek suçtur ve engellenir” diye konuştu. Emniyet önceki gece yaşanan saldırıların ardından güvenlik önlemlerini artırdı. Cumhuriyet’e tehdit yağdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Charlie Hebdo dergisinin özel sayısından bir seçkinin basılmasının ardından gazetemize yönelik saldırılar Ankara Büromuza da yöneldi. Milli Türk Talebe Birliği Ankara Şubesi gazetenin demirlerine “Hem paralel, hem kâfir uşağısın, Cumhuriyet sen kimin uşağısın” dövizini asarken “Paris’te yaşananlardan ders alınması gerektiğine” yönelik telefonlar geldi. İstanbul matbaasında gazetenin dağıtımını bir süre engelleyen polis, Ankara matbaasında da kamyonların plakalarını aldı. Charlie Hebdo dergisinin özel sayısına yer vereceğinin sosyal medya üzerinden duyulmasının ardından gazetemizin Ankara Bürosu’nun santralına tehdit telefonları yağdı. Bir kişi “Paris’te yaşananlardan ders alınması gerektiğini düşünüyorum” tehdidinde bulundu. Ardından önceki akşam saat 21.00’de Milli Türk Talebe Birliği Ankara Şubesi’nin (MTTB) Twitter hesabından Ankara Büromuzun açık adresi ve “Efendimize yapılan hakareti yarınki sayısında tekrarlamak üzere olan Cumhuriyet gazetesine dur demeye gidiyoruz” ifadeleri paylaşıldı. Ardından birliğe üye 1520 kişilik bir grup gece yarısı ellerinde “Charlie provokasyona devam ediyor” ve “Hem paralel hem kâfir kuşağısın, Cumhuriyet sen kimin uşağısın” yazılı dövizlerle geldi. Anadolu Ajansı ve Cihan Haber Ajansı muhabirlerinin de gelmesi ile birlikte, MTTB Ankara İl Başkanı Ömer Nasuh Erdoğan, “Elbette Türkiye’deki tüm basın kuruluşları özgürdür ancak yapılan yayınlar millete hizmet yönünde olmalıdır. Cumhuriyet gazetesi bu yayınıyla hangi devletlere hizmet etmektedir” açıklamasını yaptı. Grup ellerindeki pankartları büroyu çevreleyen demirlere astıktan sonra dağıldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri de dün sabah erken saatlerde büronun bulunduğu sokakta önlemini aldı. Gazetenin önüne ve bulunduğu sokağın başına iki tane TOMA yerleştirildi. İki otobüs çevik kuvvet polisi ve sivil polisler de yerini aldı. Bu sırada sakallı bir şahıs içinde bulunduğu taksiden inip “Allahüekber” diye bağırdı, ardından geldiği taksi ile gazete önünden uzaklaştı. Öte yandan başta Çankaya Ayrancı Mahallesi’ndeki gazete bayilerinden toplu bir şekilde Cumhuriyet gazetesinin alındığı, okurların bu yüzden gazeteye ulaşamadıkları öğrenildi. Organize eylemler Cumhuriyet’in seçki yayımlayacağının önceki gün akşam saatlerinde sosyal medyada duyulması üzerine, polis ekipleri, gazete binasının bulunduğu Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak’ı trafiğe kapattı. İstiklal Sokak ise sabah saatlerinde kontrollü bir şekilde trafiğe açıldı. Gazetemizin önünde dün protesto gösterisi yapan gruplardan 9 kişi gözaltına alındı. Hedef gösterildik İstanbul Haber Servisi Sosyal medya üzerinden hem destek hem de tehdit mesajları alan gazetemizin Şişli’deki merkez binasında, gece geç saatlerden itibaren güvenlik önlemi alındı. Gazete önünde protesto gösterisinde bulunmak isteyen 9 kişi gözaltına alındı. Cumhuriyet’in seçki yayımlayacağının önceki gün akşam saatlerinde sosyal medyada duyulması üzerine, polis ekipleri, gazete binasının bulunduğu Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokağı trafiğe kapattı. İstiklal Sokak ise sabah saatlerinde kontrollü bir şekilde trafiğe açıldı. Binanın önünde, gece saat 24.00’ten itibaren “Akrep” diye tabir edilen zırhlı polis aracı nöbet tuttu. Gazete binası önünde, gece geç saatlerde, “Charlie provokasyona devam ediyor” ve “Hem paralel hem kâfir kuşağısın, Cumhuriyet sen kimin uşağısın” yazılı dövizlerle gelen grup adına konuşan Milli Türk Talebe Birliği İl Başkanı Ömer Nasuh Erdoğan, Cumhuriyet’in millete hizmet yönünde yayın yapmadığını savundu. Gazetecilerin de gün boyu haber nöbeti tuttuğu bina önünde, protesto gösterisinde bulunmak isteyen 3 kişiye polis müdahale etti. Polislerin müdahale ettiği sakallı, takkeli ve elinde yeşil bayrak bulunan ve ismi öğrenilemeyen eylemci, Fransa’da öldürülen çizerlere hakaretler savurdu. Daha sonra, cüppesi, sarığı ve asasıyla bina önüne gelen iki protestocu, polis aracına bindirilirken, gazeteye hakaretler yağdırdı. Charlie Hebdo’nun kapağını köşelerine taşıyan yazarlarımız Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan da Haber 7 ve A Haber’in de aralarında bulunduğu hükümete yakın yayın organlarında hedef gösterildi. Twitter’da paylaşılan Çetinkaya ve Karan’ın fotoğrafının olduğu çağrı metninde, “Allah’ın Resulü’ne saygısızlık yapan Çetinkaya ve Karan’a hesap sormak için yarın 13.00’te Çağlayan Adliyesi önünde toplanıyoruz” denildi. küfür ve saldırı mesajları paylaşılırken, ifade özgürlüğü tartışması yapanlar da oldu. Davutoğlu’nun Paris’teki yürüyüşe katıldığını anımsatan çok sayıda kişi, Cumhuriyet gazetesine sahip çıkma çağrısı yaptı. CHP milletvekili Hüseyin Aygün de Twitter’da “Siz de hep okuyun, hele bugünlerde, Cumhuriyet’e sahip çıkın. Çok yaşa Cumhuriyet” yazdı. Gazetemiz tarafından merkez binamız önünde bekleyen basın mensuplarına yazılı bir açıklama yapıldı. Gazete olarak herkesin kutsal değerlerine sonuna kadar saygılı olduğumuz vurgulanan açıklamada, “Tek amacımız, katliama karşı dayanışma duygumuzu iletmektir. Cumhuriyet bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da ifade özgürlüğünü savunmaya var gücüyle devam edecektir” denildi. Matbaa baskınının, seçki yayımlanmadan bir gün öncede, sosyal medyadaki öngörü üzerine yapılmış olacağını tahmin edildiği kaydedilen açıklama şöyle devam etti: “Tarafımıza şimdiye kadar bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadı Sosyal medyadaki tehditler, yandaş medyanın yayınları ile de desteklendi Destekten memnunuz ğı ve bilgilendirilmediğimiz için bu beyanımızın bir tahminden ibaret olduğunu belirtmek isteriz. Matbaaya gelen polisler, gazetenin her sayfasını tek tek incelemiş, savcılık talimatıyla inceleme işlemine son verilmiştir. Yine tahminimizce, incelenen gazete içeriğinde kamu barışını bozmaya elverişli, hakaret, aşağılama teşkil edecek bir unsur bulunmadığı kanaatine ulaşılmış olacak ki Basın Kanunu’nun 25. maddesindeki ‘basılmış gazetelerin tamamına hâkim kararıyla el konulması’ yönünde prosedür işletilmemiştir. Gazetemizin ifade özgürlüğüne destek amaçlı bu tutumuna okurlarımız ve kamuoyundan gelen destek ve dayanışma mesajlarını büyük memnuniyetle karşıladık. Tehdit ve hakaret içeren mesajlar ise hukuk servisimizce değerlendirilecektir.” Öte yandan, Paris’teki binasına gerçekleştirilen terörist saldırı sonucu 12 çizerinin katledildiği Charlie Hebdo’nun son sayısının kapağına ilk sayfasında yer veren Yurt gazetesi önünde polis güvenlik önlemi aldı. Gazetemize dün akşam geç saatlerinde gelen 3 kişi de tekbir getirerek protesto gösterisi yaptı. Polis 3 kişiyi gözaltına aldı. Charlie Hebdo’nun Kapak Meselesi Sokakta polis nöbeti Gazete bayilerde yok Twitter’da gündem #ÜlkemdeCharlieHebdoDağıtılamaz başlığı altında, Sosyal medya üzerinden Müslüman Anadolu Gençlik Mehmet Ali Bayram, Enes Mura, Fatih Ayhan, Umut Fidan adına düzenlenen saldırı çağrısında, akşam 20.30 sıralarında Şişli’deki gazetemiz binası önünde toplanma çağrısı yapıldı. Gruplar akşam toplanmaya başladı. Gazetemiz çevresinde çevik kuvvet ekipleri ve TOMA’larla yoğun güvenlik önlemi alan polis, grupların gazete önüne gelmesini engellemek için gazetemize çıkan yolları bariyerlerle kapattı. Bu sırada bir kişi eline aldığı bir gazete nüshasını yaktı. 3 kişi polis tarafından gözaltına alındı. Büyükdere caddesi üzerinde toplanan yaklaşık 30 kişilik grup, açıklama yaptı. Cüppesi, sarığı ve asasıyla bina önüne gelen iki protestocu, Açıklamada “Kuoaçi kardeşler onurumuzdur” ifapolis aracına bindirilerek Emniyet’e götürüldü. (DHA) desi kullanıldı. Saldırı çağrısı Lieberman: Yahudi düşmanı kabadayı Dış Haberler Servisi İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için “Yahudi düşmanı kabadayı” dedi. İsrail’in büyükelçileriyle düzenlediği toplantıda konuşan Lieberman, Avrupa’yı Erdoğan’ın İsrail’le ilgili sözlerine sessiz kaldığı gerekçesiyle eleştirip bunu 1930’larda Nazi Almanyası’nda Yahudilerin başına gelenlere göz yumulmasına benzetti. Lieberman “Yahudi karşıtı mahalle kabadayısı Erdoğan ve çetesine karşı uygar ve siyaseten doğrucu Avrupa’nın Kuzuların Sessizliği’ni oynaması bizi 1930’lara geri götürüyor” dedi. Erdoğan pazar günü Paris’te düzenlenen yürüyüşe İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun katılması üzerine “Hangi yüzle katıldı” demişti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle