02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER 25 Aralık soruşturma dosyasındaki tapelere göre; soruşturmanın şüphelisi M. Latif Topbaş, “Şeyh Salih” adındaki kişinin Türkiye’de banka kurması için Ali Babacan’la görüşmüş. Tapelere göre, Türkiye’de banka açmak isteyen kişiler, ismi “Mega Bank” olacak bankanın Merkez Bankası ile ortak olmasını istemişler ‘300 milyon devlet koyarsa daha iyi olur diyor...’ Dinlemenin tam metni Şüphelileri arasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, M. Latif Topbaş, Yasin el Kadı ve Binali Yıldırım’ın bulunduğu 25 Aralık soruşturması dosyasında yer alan tapelere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’ye banka açılması için işadamlarıyla görüşmeler yapmış. Kapatılan 25 Aralık soruşturması şüphelisi Latif Topbaş, “Şeyh Salih” isimli kişinin Türkiye’de banka kurma isteğini Ekonomi Bakanı Ali Babacan’a “Merkez bankası ortak olsa demişler” diye iletiyor. Topbaş, ses kaydında Şeyh Salih’in İstanbul’da Tayyip Erdoğan’la toplantı yaptığını belirterek Şeyh Salih’in 1 milyar dolarlık bir banka düşündüğünü, 300 milyon dolarını Türkiye’nin koymasını istediğini belirtiyor. Kapatılan 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması dosyasında Ekonomi Bakanı Ali Babacan ile soruşturma şüphelisi M. Latif Topbaş arasında geçen ses kayıtları da yer aldı. Kayıtlarda, Ali Babacan önce Halk Bankası, sonra, Ziraat Bankası, ardından da Vakıfbank’ın katılım bankası olacağını söylüyor. M. Latif Topbaş bunun üzerine, bankayı açmak isteyenlerin Merkez Bankası’nın ortak olmasını istediklerini bildiriyor. Ali Babacan Merkez Bankası’nın ortaklığının mümkün olmadığını belirtiyor ve katılım bankası konusunda 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması şüphelisi eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın fikir üretmede faydalı olacağını, “yetenekli ve yabancı dili kuvvetli” olduğunu kaydediyor. Kayıtlarda M. Latif Topbaş, bankayı kurmak isteyenlerin “Albaraka veya Kuveyt Türk” gibi bir şey düşünmediklerini belirterek kurulacak banka için halktan toplanacak 50100 dolar yerine “Minimum 10 milyar dolarlık fon toplayalım” diyor. M. Latif Topbaş, “Bu İslam bankalarının para kullanacak yeri yok. Herkes işte bu fasulye, domates... alıyor, bilmem ne alıyor diyo, yani bunlara bir çözüm bulmak lazım” diyor. Tarih: 11 Haziran 2013... Saat: 20:54... Telefon görüşmesi Ekonomi Bakanı Ali Babacan ile 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması şüphelisi Mustafa Latif Topbaş arasında geçiyor. Konuşma 6 dakika 43 saniye sürüyor. Dinlemeye takılan konuşmanın tam metni şöyle: M. Latif Topbaş: Efendim. Ali Babacan: Mustafa Abi hayırlı akşamlar, Ali Babacan. M.L.T: Allah razı olsun. Nasılsınız, iyi misiniz? A.B.: İyiyim teşekkür ederim, sağ olun. Siz nasılsınız? M.L.T.: Allah razı olsun, sağ ol. A.B.: Allah iyilik versin. M.L.T.: Ali Bey geçen on beş gün evvel Şeyh Salih gelmişti. İstanbul’a da Tayyip Bey, Tayyip Bey’le beraber bir toplantı yaptık. O bir banka kurmak istiyo Türkiye’de, mega bank diye. A.B.: Tamam. M.L.T.: Bunla ilgili Tayyip Bey’e anlattı bu meseleyi, ben bir onon beş gün sonra tekrar gelecem. Tayyip Bey de zatıalinizin bir görüşmesini söyledi, ben de kendisine söylerim dedi. Bilmiyorum sizi aradı mı? A.B.: Yok beni aramadı ama görürsem... M.L.T.: Tamam bugün de, bugün de sabah da zaten ben konuştum. A.B.: Tamam. M.L.T.: Pazartesi veya salı günü inşallah sizin İstanbul’da olma ihtimaliniz var mı? A.B.: Şöyle ben önümüzdeki hafta böyle iki defa bir İstanbul’a gidip gelecem. ‘RTE, Atatürk’e Ait Hiçbir Şey Olamaz’ Bugün köşemi, RTE, Cumhuriyet ve Atatürk yazılarım üzerine bir kısım okurun yanıtlarına ayırıyorum. Yıllardır yapmadığım bir şey.. Hepsine teşekkür, sevgi ve saygı... HHH Bugünkü köşe yazınızın başlığı olan RTE “İkinci Atatürk!?” söylemi, tırnak içine almanıza, ünlem ve soru işareti koymanıza karşın, deyim yerindeyse “tüylerimi diken diken etmeye” yetti; hele de, yazınızın sonunda artık tırnak içine de alınmamış, ünlem işareti de konmamış “Yeni Türkiye ve büyük Türkiye dönemini Başlatan Adam... İkinci Atatürk” tümcenizle, benzetmem yerindeyse “oklu kirpiye” döndüm adeta... Gözünüzü seveyim, yapmayın; hiç olmazsa yağcıları ve yandaşlarınca artık peygamberleştirilen bu kişiyle Mustafa Kemal’in adını bir arada anmayın; kanıma dokunuyor! O güzelim yazınıza, sözgelimi; “Sen kiiiiiiiim, O kim?” vb. bir başlık daha çok yakışmaz mıydı? Yücel Çağlar HHH O kişinin sözlerine takılmayalım. İcraatları yaptıkları itiş kakıştan başka bir şey değil. Bırakın meydan biraz daha boş kalsın, karakterı iyice bilinir olsun, emin olun hırsız ve dalkavuklardan başkası kalmayacaktır etrafında. Hak ve adalet duygusunu kişiliğinin bir parçası haline getirememiş... Böylece tarihin uygun bölgesinde yerini alır. Gürel Aşık HHH Bu iki ismi yan yana yazmak bile insanı rahatsız ediyor... Keşke başka bir başlık atsaydınız... Ferhan Babaloğlu Toksöz HHH Yazılarınızı severek okurum ve iyi analizler yaptığınızı da düşünürüm. İlk defa sizinle ters düştük. Efendim ne demek Atatürk ile RTE’yi kıyaslamak. RTE bir dinci cahil, kendini büyük kahraman Atatürk ile karşılaştırabilir, hatta kendini onun yerine koyabilir, ama biz bu kıyaslamayı yapmamalıyız. Bu, Atatürk’e, onun devrimlerine, onun kahramanlıklarına hakarettir. Yazının içeriğine bir şey demiyorum ama başlık olmamış. Ali Çetin HHH 1960 ihtilalinden beri Cumhuriyet okuruyum. Hem de Girne’ye bir gün geç gelmesine karşın. Geçenlerde 1922 doğumlu arkadaşım bir İngilize “Thatcher ve Churchill arasındaki fark nedir?” diye sorduğunda “zamanları farklıdır, tartışılamaz” yanıtı ile kısa kesti. Şimdi biz 8090 seneye gidiyoruz. Yorumu size ait. 195963 yılları arasında AÜFF Matematik Bölümü’nde okudum. Bizim öğrencilik yıllarımızda İranlı ve yabancı kız öğrenci arkadaşlarımız çağdaş kıyafetleriyle vardı. Şimdi çok sık sorduğum soru: Yeni peygamber mi geldi ki? “İnancından dolayı” deyimi çıktı. Daha öncekilerin inancı yoktu, anlamı taşımaz mı? İsmet Özkavra HHH “Milletle irtibatı kuran büyük adam pozu!”... Ahhh! işte bu saptamaya (ve altındaki daha geniş saptamalara) bayıldım. Zaten hep öyle değil midir? Kuyruğu her sıkışan Ata’nın eteğine yapışmadı mı bugüne kadar? Bir de şu var: RTE değil ikinci Atatürk, Atatürk’e ait hiçbir şey olamaz. Yanlış mıyım? Betül HHH Gerçekten Atatürk’ün yerine geçmek için hızla ilerliyor. İnsanlar tehlikenin farkında değil.. Necdet Özel 30 Ağustos resepsiyonunda bence tehlike alarmı verdi, bizim kırmızı çizgilerimiz var diye. Çözüm süreci dediler. PKK’yi başlarının tacı yaptılar, yollar kesiliyor, kimlik kontrolü yapılıyor. 49 vatandaşımız rehine; ama her şey güllük gülistanlık sanki. Yazarlar sindiriliyor. Nereye kadar böyle devam edecek?.. Zeynep Benzer HHH RTEAtatürk hakkındaki iki gündür çıkan yazılarınızın hemen hemen tümüne katılıyorum. Bence asıl sorun Aziz Atatürk demesinde yatıyor! Bugüne kadar kaç kişinin Atatürk’e aziz diye hitap ettiğini duydunuz? Bu onu sıradan bir insan seviyesine indirmektir.  Hatırlayalım: Monşer dediği zaman ona öğretilen ne idi? Monşer=Azizim. Sanırım kast edilen Atatürk’e Monşer demekti, takdir veya teşekkür değil. Turgut Karabekir HHH Bugünkü yazınızda, mevcut iktidarın liderinin “restorasyon” kavramını irdeliyorsunuz. Bu konuda Prof. Tarık Zafer Tunaya’nın İslamcılık Cereyanı adlı kitabındaki restorasyon bölümlerini okumanızı öneririm. Mevcut iktidarın özlediği Meclis 1920 Meclisi’dir, 1923 Meclisi değil. Aradaki farkı siz benden daha iyi bilirsiniz. Derya Kanbay HHH Unutmayınız Milli Görüş gömleğini de çıkarmıştı! Ne kadar neyi çıkardığı ortada. RTE’nin olduğu yerde TC’nin geleceği yok bence. Hasan Acar HHH Öncelikle yapılması gereken, CHP’nin üreten/yaratan/projeleri ile ümit veren, halkın her kesimini kucaklayan bir parti haline getirecek sürecin başlatılmasına öncülük edilmeli. Başka bir yol/yöntem bence yok. CHP halkın inandığı, güvendiği parti haline gelmeden de bu sistem değiştirilemez.. Bence, haksızlıkları, soygunları yazmanızdan, sizlerin eleştirilerinizi buraya odaklamanız, Türkiye için daha hayırlı olacak. Geminize güvenmezseniz denize açılamazsınız. Emeğimizi buraya yoğunlaştıralım. Bunun için sizlerin öncülüğü gerekiyor. Levent Karaçelik Kapatılan 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması dosyasında Ekonomi Bakanı Ali Babacan ile soruşturma şüphelisi M. Latif Topbaş arasında geçen ses kayıtları da yer aldı. Yatırım bankacılığı M.L.T.: Hı, tamam. A.B.: İsterseniz şöyle yapalım, o hangi günler İstanbul’da olcak, belli mi programı? M.L.T.: Abi pazartesisalı burda bir kere, garanti. A.B.: Hııı. M.L.T.: Yani pazar günü de burda? A.B.: Salı günü tam gün burda mı, salı günü? M.L.T.: Tabii, tabii burda, İstanbul’da... A.B.: Ha o zaman İstanbul’da görüşebiliriz yani. M.L.T.: Tamam. A.B.: Benim ... heralde programda biraz boşluklar var gibi hatırlıyorum. M.L.T.: Tamam. A.B.: Ben bir bakim, ondan sonra size haber veriyim, olur mu... M.L.T.: Olur, bir de şey dedi Tayyip Bey, yalnız üçbeş kişi daha olmalı dedi. Lüzum var mı yani bu Mukim falan, BDDK birkaç kişi daha söyledi ama şunlar şunlar olabilir diye. A.B.: Şimdi şöyle yeniden sıfırdan kurulacaksa Mukim yeterli ama... M.L.T.: Hı sıfırdan. A.B.: TMSF’nin, TMSF’nin elinde şey var, Ada Bank var. M.L.T.: Yok yok, bu, hı hı... A.B.: Ona taliplerse Şakir’i de çağırmamız lazım, öbür türlü o zaman... M.L.T.: Yok yok, onlara talip değiller. Hatta bu Katarlılar kabul etmişler de Katarlılar çok şey istemiş. Onun için bu Katar’da yapmıyacam diyo, bu bu bir milyar dolarlık bir banka düşünüyor işte. 300 milyonunu Türkiye koysun, 700 milyonunu biz koyalım diyo, İslam kalkınma bankası falan ve bu bir milyar liralık sermayeli bankaya diyo, on milyar lira minimum dolar fon toplayalım diyo, halktan böyle 50100 dolar değil de Avrupa şey... A.B.: Hımm. M.L.T.: Hicazdaki falan Arap memleketlerindeki fonlar diyo. A.B.: Hım. M.L.T.: İşte Avrupa’da diyo, devamlı diyo, numaradan diyo, yok kapora aldım sattım, yok buğday aldım sattım diyo... A.B.: Hım. M.L.T.: Dönüp duruyo orda diyo, onları buraya çekmek lazım. A.B.: Anladım. M.L.T.: Altıyedi yüz milyar liralık dolarlık orda fon var diyo. A.B.: Tamam peki, Türkiye’den sermaye koysun dedikleri dediği kim yani kimleri kastediyo Türkiye’den de hani. M.L.T.: Yani devlet koyarsa daha iyi diyo. A.B.: Hımm. M.L.T.: Sizin de şeyiniz vardı ya hani bir tane daha böyle faizsiz banka kuralım diye. A.B.: Tamam. M.L.T.: Mesela hatta iki tane denmişti, sonra bir taneye düşürüldü heralde A.B.: Yok iki tane de sıralı sıralı yapacaz yani önce Halk Bankası arkasından. M.L.T.: Hıı, hıı. A.B.: Ziraat Bankası, onun arkasında da Vakıfbank, böyle bir sıralama yapacaz yoksa. M.L.T.: Onu da şey söylemiş heralde, size geldiler mi bilmiyorum, yani buna devlet Merkez Bankası ortak olsa demişler çünkü. A.B.: Yok Yok Merkez Bankası’nın ortaklığı o mümkün değil de... M.L.T.: Hı hı, anladım. A.B.: Onu yani ancak bilmiyorum... Zaten o zaman yani onları da işte bir çağırmamız gerekebilir. M.L.T.: Yani... A.B.: Özellikle Halk Bankası şu anda yeni bir bu... Katılım bankası olacak demi abi katılım bankası. M.L.T.: Yani aşağı yukarı katılım bankası evet tabii, tabii, tabii. A.B.: Şimdi bizim kuracağımız devletin yeni kuracağı katılım bankası olacak yani. M.L.T.: Hıh işte, o da katılım bankası işte, devletin kuracağı katılım bankasını Tayyip Abi söyleyince. A.B.: Tamam. M.L.T.: O da olur dedi yani. A.B.: Bi de ayrıca şöyle MÜSİAD üyesi... İşadamı var yani. M.L.T.: Hı hı... A.B.: Bu katılım bankacılığına girmek isteyen ama yabancı ortak arayan... M.L.T.: Anladım, anladım... A.B.: Ordan böyle bir heralde bir altıyedi kişilik bir grup var. M.L.T.: Hımm... A.B.: Yani kendi başlarına pek ... cesaret etmiyorlar ama. M.L.T.: Tamam. A.B.: Yabancı bir ortak olursa biz bu işi yapmak istiyoruz, sermaye de koyarız diyorlar hani. M.L.T.: Yalnız bu düş... A.B.: ... Bir grup yani. M.L.T.: Bu düşündükleri abi şey değil bu Albaraka gibi veya kuveyt... gibi değil yani bunların düşündüğü çok şubeli falan değil. A.B.: .... M.L.T.: Yani çok şubeli falan olsun böyle milletten ee 50 lira, 100 lira, 1000 lira para toplasın, mevduat bankası değil yani bunun düşündüğü benim anladığım. A.B.: Hım... Yani yatırım bankacılığı mı düşünüyor acaba? M.L.T.: Yatırım bankacılığı heralde, yatırım bankacılığı. A.B.: Toptan, toptan bankacılık. M.L.T.: Tabii, tabii, tabii, tabii... A.B.: Hı hım... M.L.T.: Öyle bir şey düşünüyor yani, bütün bu İslam bankalarının para kullanacak yeri yok. Herkes işte bu fasulye domates... alıyor bilmem ne alıyor diyo, yani bunlara bir çözüm bulmak lazım diyo. A.B.: Hım. M.L.T.: Siz abi salı günü ne zaman isterseniz ben organize ederim onu. A.B.: Tamam o zaman, şöyle yapalım, ben bir programa bakim. M.L.T.: Hıh tabii, tabii, tabii... A.B.: .. Şeyi çağırırız, Mukim Bey’i çağırırız bi de... M.L.T.: Tamam. A.B.: O hani Süleyman’ı çağırırız, Halk Bankası genel müdürünü, çünkü hani. M.L.T.: Hıı, hıı... A.B.: Katılım bankası açısında ilk sırada onlar var yani, ilk şu anda... M.L.T.: Anladım, anladım. A.B.: Ama tabii bu yatırım banka... M.L.T.: Yatırım bankacılığı bunu söyle... A.B.: Yani... Üstünde çalışan yatırım bankacılığı ... düşünüyor. M.L.T.: Evet evet, öyle düşünüyor onun için. A.B.: Hıh tamam. M.L.T.: Bir tek Mukim Bey olursa belki yeter hani. A.B.: Hımm... M.L.T.: Hıh. A.B.: Olur olur, şey yapalım. M.L.T.: Peki. A.B.: Yani... Çağırmamızda fayda olabilir. O da fikir üretebilir, yani eğer sizce problem olmazsa... M.L.T.: Olur olur, bence hiç, bence hiç sakıncası olmaz. Niye olsun ki? A.B.: O hem yetenekli arkadaş, yabancı dil falan da kuvvetli... M.L.T.: Hı hı, tamam. A.B.: Fikir üretmemizde yardımcı olur yani, o açıdan diyorum. M.L.T.: Tamam tamam. Hatta... A.B.: O zaman bir, hıh... M.L.T.: Olur, hatta akşam ayarlarsanız akşam da bizde bir çorba içeriz yani toplantıdan sonra. A.B.: Olur bir bakim program... aklımda değil tam o gün yapacağımız. M.L.T.: Tamam, tamam. A.B.: Ben salı bir şekilde İstanbul’dayız ama kaçta geliriz, kaçta gidiyoruz, tam bilemiyorum abi. M.L.T.: Tamam. A.B.: Ben bir bakim programa. M.L.T.: Peki çok çok teşekkür ederim, allah razı olsun, sağ olun. A.B.: Estağfurullah sağ olun. M.L.T.: Sağ olun efendim. A.B.:... M.L.T.: Size efendim, güle güle... HÜSEYİN AVNİ PAŞA KÖŞKÜ’NDEKİ YANGIN Savcılık: Kasten Para dolu kamyonları çıkarıldığına dair delil yok Gözaltındaki emniyet müdürü Saygılı: yakalayamadık İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli “Gülen cemaatine” yakın polisleri hedef aldığı öne sürülen operasyon kapsamında gözaltına alınan Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı, savcılık ifadesinde, kamuoyunda dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen ve sıfırlama tapesi olarak bilinen kayıtla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Saygılı, “Kimi medya kuruluşlarında para taşıma görüntüleri yayımlanmıştır. Bu soruşturmanın eksik kalan kısımlarından biri de bu para kamyonlarının yakalanamamış olmasıdır” dedi. 17 Aralık 2013 sabahı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen sıfırlama tapesinin uluslararası saygınlığı olan bir laboratuvarda incelenmesini isteyen Saygılı, soruşturmanın tam olarak bitmeden savcı tarafından istendiğini, bu nedenle bazı bölümlerin eksik kaldığını, çözülmesi gereken bazı tapelerin çözülemediğini belirtti. Saygılı, soruşturma kapsamında savcı Muammer Akkaş tarafından verilen talimatın polisler tarafından yerine getirilmediğini anımsatarak, şüphelilerin adreslerinde aramalarda ele geçebilecek delillere ulaşılamadığını söyledi. Saygılı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın talimatıyla 17 Aralık operasyonuyla ilgili bir dosya ulaştırdığını kaydetti. Saygılı, “Telefon görüşmesi sabah saat 08.03’te yapıldığı düşünüldüğünde Başbakan’ın gözaltına alınan kişileri ve operasyon kapsamını bildiği anlaşıldığından aynı kapsamda bizden başka dinleyen birimlerin de var olduğu ve eşzamanlı olarak Başbakan’ı bilgilendirdiği anlamı ortaya çıkmaktadır” dedi. Saygılı ifadesinde “Dönemin Başbakanı” ifadesini kullanmadığını vurgulayarak, fezlekelerin soruşturmanın başladığı andan oluşmaya başlandığını ve imzalanana kadar onlarca defa değiştiğini söyledi. Saygılı, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın dinlenmediğini ancak hedef şahıslarla irtibatlı olduğunu ve şüphelileri yönlendirdiğini ve bu yüzden örgüt lideri tabiri kullanıldığını öne sürdü. İstanbul Haber Servisi 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında internete sızan ses kayıtlarında “Milletin ...na koyacağım” diyen işadamı Mehmet Cengiz’e satıldığı Cumhuriyet gazetesi tarafından gündeme getirilen Hüseyin Avni Paşa Köşkü’nde haziran ayında çıkan yangınla ilgili soruşturmada köşk bekçisine takipsizlik kararı verildi. Savcılık takipsizlik kararına gerekçe olarak itfaiyenin hazırladığı “yangının çıkış sebebi belli değil” raporunu ve yangının kasten çıkarıldığına dair dosyada yeterli delil bulunmamasını gösterdi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından köşkün bekçisi Şevket Cengiz hakkında “taksirle yangına neden olma” suçlamasıyla başlatılan soruşturma tamamlandı. Savcılık tarafından verilen takipsizlik kararında, Üsküdar’daki Sultantepe Mahallesi Münir Ertegün Sokak’ta Hüseyin Avni Paşa isimli Cengiz İnşaat adlı firmaya ait köşkün çatı kısmında çıkan yangın nedeniy le köşkün yandığı ifade edildi. Yangına ilişkin alınan itfaiye raporuna da yer verilen takipsizlik kararında, rapora göre yangının çıkış sebebinin belirlenemediği kaydedildi. Yangın sonucunda küle dönen köşkte yangının kasten çıkarıldığına dair dosyada yeterli delil bulunmadığını belirten savcılık, şüpheli bekçi Şevket Cengiz’in söz konusu olayda kusurunun olmadığını ifade etti. 28 Haziran’da Üsküdar’daki Hüseyin Avni Paşa Korusu’nda bulunan tarihi köşkte saat 16.30 sıralarında yangın çıkmıştı. Çatıda başlayan yangın hızla yayılarak ahşap olan köşkü küle çevirmiş, alevler koru içindeki ağaçlara da sıçramıştı. Cumhuriyet 17 Mart 2014 tarihli manşetinde Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz’in, Üsküdar’daki 3 bini aşkın ağaçla dolu tarihi “Hüseyin Avni Paşa Korusu”nun tamamını satın aldığını duyurmuştu. Yakub Saygılı SORGULAR SÜRÜYOR Operasyon kapsamında gözaltına alınan 33 kişiden 12’si dün tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi, 5 kişi de savcılıktan serbest bırakıldı. Emniyetteki ifadeleri tamamlanan 16 kişi de dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Şüphelilerin savcılık ve mahkeme sorgularına dün gece geç saatlere kadar devam edildi. ‘Dönemin Başbakanı’ ifadesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle