25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2014 PERŞEMBE 4 CHP’DE KURULTAYA DOĞRU CHP’lilerden büyük ilgi gördüğünü belirten Bekaroğlu, PM davetini kabul etti ‘Zulüm Mülkün Temelidir’ Hepsi aynı günde oldu. 2. Cumhuriyetin, birinci yürütmesinin Devlet Sekreteri Ahmet Davutoğlu (yürürlükteki anayasaya göre Başbakan), fiili “Başkan Baba” Tayyip’in direktifiyle hazırladığı müdahalesiyle düzelttiği programını Meclis’te 1 Eylül’de okudu. Aynı gün Ankara’da “Yargı Yılı Açılış Töreni” yapıldı. Yine aynı 1 Eylül günü, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da şüpheliler arasında yer aldığı 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamındaki 96 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi. Hepsi aynı gün meydana gelen adalet ile ilgili bu üç gelişme de, ilk günlerini yaşadığımız “2. Cumhuriyet” yargısının nasıl olacağının ipuçlarını veriyor. Önce iktidar canibinden başlayalım; programda şu cümleler yer alıyor: “Yargı alanındaki en temel sorunlarımızdan bazı yargı mensuplarının siyasi ideolojik bir misyon üstlenmesi ve hakem olma vasfını yitirerek taraf haline gelmesidir... Yargının bağımsız ve tarafsız olması yargı üzerinde kurulmak istenen vesayetin yok edilmesi, yargının milletin yargısı olması için yapılması gerekenleri tereddütsüz yapmak hükümetimizin ana öncelikleri arasında yer almakta...” Vesayet rejimi ile mücadelenin daha güçlü vurgulanmasını emreden Erdoğan’ın izini taşıyan bu, “ben yargıya yargı demem, yargı benim olmadıkça” ifadesinden anlaşılacağı gibi iktidar yargıya müdahalede kararlıdır. HHH TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun katılması dolayısıyla, iktidarın tam kadro boykot ettiği yargı yılının açılış konuşmasında Yargıtay Başkanı Ali Alkan ise iktidarı güdümlü yargı teşebbüsleri konusunda uyarıyordu: “Yargının bağımsızlığını ortadan kaldırmak veya yürütmeye bağlı bir yargı oluşturmak yargı denetiminden doğan meşruiyeti hafife almak olacaktır... Yargıyı yıpratmak kimseye yarar sağlamaz. Adaletin güçlü olması hâkimler için değil, herkes için güvencedir.” Aynı gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, aralarında Bilal Erdoğan, Yasin el Kadı, oğlu Muaz Kadı, Mehmet Cengiz, Fatih Saraç, İbrahim Çeçen ve Latif Topbaş’ın da bulunduğu kişiler hakkında verilen takipsizlik kararında da şu satırlar yer alıyordu: “Soruşturmayı hazırlayanlar, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı örgüt lideri olarak göstererek ve ‘dönemin Başbakanı’ ibarelerini kullanarak hukuki soruşturma görünümü altında, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmişlerdir. Bu konuda soruşturmanın başlatılması için durumun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilmesine...” Şimdi 1 Eylül 2014 günü meydana gelen olayları özetle toparlayalım: Yargı yılının açılış töreninde konuşan Yargıtay Başkanı Ali Alkan iktidara sesleniyor: Yargıdan elinizi çekin, çekmezseniz rejimin meşruiyetini yok edersiniz. HHH Yargı yılının açılış töreninde dillendirilen çağrıya iktidar ise program okunuşunda Ahmet Davutoğlu’nun ağzından yanıt veriyor: Yargıyı hizaya sokma girişimlerimizi sürdüreceğiz. Peki hizaya getirilen yargı nasıl olacak? Bu yargının nasıl olacağının cevabını da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararında buluyoruz: Ucu iktidara uzayan her türlü yolsuzluk soruşturması ve yargı kararı Türkiye Cumhuriyeti’ni cebren ortadan kaldırmaya yönelik hareket olarak kabul edilir ve bu doğrultuda davranılması için savcılıklar uyarılır. Yargıtay Başkanı yalvarıyor: Yargıya dokunmayın! Hükümet bastırıyor: Kuvvetler ayrılığı yargı bağımsızlığı anlamam, müdahalemi yaparım! Ve yapıyor da. Sonucunu da alıyor. Böylelikle bağımsız dolayısıyla tarafsız olamayan yargıdan sadır olan da adalet değil, zulüm oluyor. Sevgili okurlar, mahkeme salonlarında kürsünün arkasında bir yazı vardır: “Adalet Mülkün Temelidir.” Bunun içinde bulunduğumuz “2. Cumhuriyet” koşullarında gerçek anlamı şudur: “Zulüm mülkün temelidir.” ‘Çizikten korkmuyorum’ ERDEM GÜL ANKARA Eski FP Rize Milletvekili, “Müslüman sol” hareketi girişimcilerinden Mehmet Bekaroğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’ye katıl. Kurultayda Parti Meclisi’ne gir” davetini kabul ederek CHP’ye katılmaya karar verdi. Bekaroğlu, yarınki olağanüstü kurultayda Kılıçdaroğlu’nun Parti Meclisi (PM) listesinde yer alacak. Davetle ilgili düşünme sürecinde CHP’lilerden büyük ilgi gördüğünü, kurultayda “çizilme” kaygısı yaşamadığını belirten Bekaroğlu, CHP’ye katılım nedeni için, “AKP izlediği siyasetle Türkiye’yi kutuplaştırdı. Halk bölündü. Şimdi CHP’nin bu gidişe dur diyecek siyasetine katkıda bulunacağım” dedi. CHP MYK Bekaroğlu’nun üyelik başvurusunu onaylayarak kabul etti. Bekaroğlu, CHP’ye katılıp PM’ye girmesi davetini aldığı geçen haftadan bu yana, “ken Erdoğan’la yıldızı hiç barışmadı İnsan hakları ve işkenceye karşı tavrı Psikiyatri Uzmanı olarak12 Eylül darbesi döneminde cezaevlerinde görev yaparken oluşan Bekaroğlu, daha sonra kapatılacak olan Fazilet Partisi’nde (FP) Rize Milletvekili olarak görev yaptı. Gül’ün çağrısına karşın “Milli Görüş’ün sağ versiyonu” olarak nitelendirdiği AKP yerine Necmettin Erbakan’ın etrafında oluşan Saadet Partisi’ni(SP) tercih etti. Daha sonra Müslüman Sol olarak tanımlanan harekette, ardından Has Parti’de sürekli Tayyip Erdoğan ve AKP çizgisine muhalefetiyle öne çıktı. Son olarak 30 Mart seçimlerinde Rize’de AKP’ye karşı SP’nin belediye başkan adayı olarak yarıştı. Bekaroğlu’nun CHP’yi tercih etmesinin Has Parti’yi birlikte kurduktan sonra partiyi bırakıp AKP’ye transfer olan Numan Kurtulmuş’un yeni hükümete bakan olarak girmesiyle aynı döneme gelmesi de dikkat çekti. di yakın çevresinde ve iç dünyasında yaptığı uzun değerlendirmelerden sonra aldığı” kararı Cumhuriyet’e açıkladı. Bekaroğlu, Kılıçdaroğlu’nun davetine ‘evet’ diyerek, CHP’ye katılıp, yarınki kurultayda da Kılıçdaroğlu’nun PM listesinde de yer alma kararı aldığını söyledi. Bunun kendisi açısından ‘çok zor’ bir karar olduğunu, ancak Türkiye’nin geldiği nokta, iktidarın izlediği politikalar ve halkın ihtiyacı olan siyasetler nedeniyle ‘bir görev’ bilinciyle hareket ettiğini söyleyen Bekaroğlu, “Bütün bunları bir araya getirdiğimde sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmemizde ortaya koyduğum düşünceler ve onun da ortaya koyduğu yaklaşımları çerçevesinde CHP’de yer almaya karar verdim” dedi. Bekaroğlu, CHP’nin davetini ka bul edişinin gerekçelerini de, “Büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. İktidarın kutuplaştırıcı siyaseti nedeniyle ülke bölünüyor, halk bölünüyor. Ben bu kutuplaştırıcı siyasetin devam etmesi halinde daha büyük ve tehlikeli çatışmalardan endişe ediyorum. CHP bu kutuplaştırıcı kimlik siyasetini ortadan kaldıracak halktan yana politikalar uyguladığı takdirde bu tehlikeli gidiş önlenebilir diye düşünüyorum. CHP’de buna katkı yapmak istiyorum” diye ifade etti. Bekaroğlu, kurultayda delegenin, kendisini çizeceğine ilişkin yorumlarla ilgili olarak da, “CHP delegeleri özgürce kendi kararını verecektir. Ayrıca beni sayın Kılıçdaroğlu davet ediyor. Ama kararı verecek olan CHP delegesidir. Ben CHP delegesinin de benim hakkımda ne düşündüğünü merak ediyorum. Çünkü onun benim hakkımda vereceği karar da CHP’ye katkım açısından önemli olacak. Çizilirim diye bir kaygım yok. Çünkü ben artık siyasette kişisel beklentiler içinde değilim” diye konuştu. ‘Yeni Türkiye’ye yanıt CHP’de saflar netleşiyor. Perihan Sarı, Umut Oran ve Gökhan Günaydın, Kılıçdaroğlu’na destek verirken Adnan Keskin, İnce’nin yanında yer alıyor. Kurultayda CHP lideri, Davutoğlu’nun ‘Yeni Türkiye’ kavramına, ‘yeni vesayet’ tanımlamasıyla yanıt verecek İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Engin Altay Divan Başkanı Kurultayda Divan Başkanlığını Grup Başkanvekili Engin Altay yapacak. Kurultayın ilk gününde genel başkan seçimi, tüzük değişikliği yapılacak. Cumartesi günü 62. hükümetin güvenoylaması olduğu için genel merkez yönetimi zaman yeterse Parti Meclisi seçimini de yarın gerekirse sabaha kadar çalışarak sonuçlandırmayı planlıyor. Ancak genel başkan ve tüzük değişim sürecinin uzaması halinde PM seçimi cumartesi gününe kalacak ve milletvekilleri saat 12.00’de TBMM’de güven oylamasına katıldıktan sonra kurultaya dönecekler. AYŞE SAYIN ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile “genel başkanlık” yarışına gireceği partisinin yarınki olağanüstü kurultayında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 62. hükümet programına koyduğu “Yeni Türkiye” kavramına, “yeni vesayet” tanımlamasıyla yanıt verecek. CHP lideri, “yeni vesayetin” başı olarak da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı işaret edecek. CHP lideri Kılıçdaroğlu, PM listesi ve kurultay konuşmasının hazırlıkları için yoğun bir çalışma programı yürütüyor. Dün son kez topladığı MYK toplantısında kurultay konuşmasının ana başlıkları değerlendiren Kılıçdaroğlu, Kürt sorunu ve özellikle “anadilinde eğitim” konusunda önemli mesajlar verecek. Kılıçdaroğlu’nun “yerel yönetim özerklik şartı”nın onaylanması, anadili konusuna ise “çocuğun üstün yararı” çerçevesinde bakacakları mesajını vermesi bekleniyor. Türkiye’nin kritik bir süreçten geçtiğine ve CHP’nin “takım oyunu” oynayacak bir kadro ile yoluna devam etmesi gerektiğine vurgu yapacak olan Kılıçdaroğlu konuşmasının önemli bir bölümünde Erdoğan’ı eleştirecek. Davutoğlu’nun 62. hükümet programına koyduğu “Yeni Türkiye” kavramına, “yeni vesayet” tanımlamasıyla yanıt verecek olan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı da “yeni vesayetin başı” olarak tanımlayacak. Kılıçdaroğlu’nun, uluslararası istihbarat örgütlerinin Türkiye’yi dinlemesine hükümetin ve Erdoğan’ın sessiz kalmasına da vurgu yapacağı belirtiliyor. Konuşmasının önemli bir bölümünü ekonomiye ayıran CHP lideri, 2015 seçimlerinin başlangıç işaretini kurultayda verecek. Genel Başkan adayı Muharrem İnce ise “parti içi demokrasi”nin sağlanması için genel başkan seçimi öncesinde tüzük değişikliği çağrısı yapacak. CHP’de asıl savaşın “Parti Meclisi listesinde” olması bekleniyor. Parti grubu ve delegelerin desteğini alacağı hesabı yapılan Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinde sorun olmayacağına işaret ediliyor. 170 dolayında imzayla aday gösterileceği belirtilen İnce’nin, 400’e yakın bir oy alacağı hesabı yapılıyor. İnce’nin böyle bir oy oranına ulaşması durumunda, PM seçimlerinde muhaliflerin Kılıçdaroğlu’nun listesini delmek için birlikte hareket edeceğine işaret ediliyor. Kamuoyuna “çarşaf liste” açıklaması yapan Kılıçdaroğlu’nun bunu önlemek için daha dengeli bir liste de hazırlayabileceği ifade ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun, listesinde genç milletvekillerine ağırlık vermesi bekleniyor. Bu çerçevede listede yer alacağı belirtilen milletvekilleri şöyle: Ahmet Toptaş, Sedef Küçük, Sakine Öz, Müslüm Sarı, halen PM üyesi olan Candan Yüceer, Aykan Erdemir, İdris Yıldız ve Mahmut Tanal. Genel başkanlık sorunu olmadığını ancak parti yönetiminin değişmesi gerektiğini ve CHP’nin daha “sosyal demokrat” çizgiye çekilmesi gerektiğini savunan sol grup ise alternatif PM listesi hazırlığı içinde. Aralarında Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Perihan Sarı’nın da bulunduğu isimler alternatif liste için çalışma yürütüyorlar. Bu konudaki koordinasyon görevini eski milletvekili Kenan Sönmez üstlendi. Kendisi de PM’ye aday olan Sarı, öncelikli sorunun “genel başkanlık sorunu olmadığını” belirterek, “Partinin kökleri daha derinde olan yapısal ve ideolojik sorunları var” dedi. Karakaş da CHP’de parti içi demokrasiyi sağlamak için örgüt düzeyinde reform önerdi. Karakaş, “Elbette örgütsel reformların bir sonuç vermesi, her şeyden önce CHP’nin ideolojik doğrultusunun, kimler ve hangi hedefler için siyaset yaptığının belirgin olmasına bağlı olacaktır” dedi. Kılıçdaroğlu’nun geçen mayısta MYK dışında bıraktığı isimler iki aday arasında bölündü. Sarı’nın yanı sıra Umut Oran ve Gökhan Günaydın, Kılıçdaroğlu’na destek verirken Adnan Keskin, İnce’nin yanında yer alıyor. Keskin yaptığı yazılı açıklamada “Tabandaki iktidar özlemi ve toplumun partimizden beklentileri, olağanüstü kurultaya yansıtılmalıdır. CHP’nin muhalefette kalmasına partimize oy veren milyonların tahammülü yoktur. Bu gerçeğin delegelerimize yüklediği sorumluluk bugün olağanüstü bir özellik kazanmıştır” dedi. Çalışkan’a göre iktidarın yolu ekonomi politikalarından geçiyor namikzafer@yahoo.com ‘CHP borçtan çıkışı göstermeli’ Kılıçdaroğlu’nun listesine alacağı isimler arasında kulislerde adı geçen Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Çalışkan, CHP’nin iktidar yolunun, “ekonomi üzerinde kafa yorup, borçtan çıkış yolunu” göstermesinden geçtiğini söyledi. Kılıçdaroğlu’nun da bu durumun bilincinde olduğunu belirten Çalışkan, kendisinin de bu konudaki önerilerini kendisiyle paylaştığını söyledi. Uzmanlık alanı siyaset bilimi olmasına karşın “dünya piyasaları” üzerine çalışan ve bu konuda bir de kitabı bulunan Çalışkan, bilgi birikimi ve çalışmalarıyla CHP’ye katkı sunmak istediğini belirtti. Şili, ABD, İngiltere, Brezilya’da umut vermeleri ve ekonomi politikaları ile muhafazakârları iktidardan uzaklaştırdığına dikkat çeken Çalışkan, “İnsanların bu kadar iktisadi olarak ezildiği, Türkiye ekonomisinin durduğu bir ortamda, ekonomik meseleler üzerine kafa patlatıp, ‘ben şu 5 şeyi yapacğım’ demeyen bir partinin AKP statükosunu sallaması imkânsız” dedi. CHP’nin bütün sosyal demokrat partiler gibi demokrasi, insan hakları, laiklik konuları ön plana koymasının ‘asli’ siyasetinin parçası olduğuna işaret eden Çalşıkan, “Fakat bunların hepsini biraraya getirecek, üzümün taneleri gibi birarada tutacak ve bunları kalkınma üzerinden anlatacak bir hikâyeye, ikincisi ekibe ve üçüncüsü stratejiye ihtiyaç var. Bakın bugün Ali Babacan da CHP politikalarını anlatmaya başladı, ‘ranttan ve inşaattan uzak durun’ diyor. Çünkü dünyada inşaatla büyüyen tek ülke biziz. Yandaş müteahhitlere, ekonomik değil, siyasi çıkar üzeinden, rant yaratma, duvara tosladığımızın göstergesi” görüşüne yer verdi. Türkiye’de herkesin boğazına kadar borç içinde olduğuna dikkat çeken Çalışkan, şunları söyledi: “Onun için CHP’nin borçlar hakkında söylemesi gereken çok şey var. Çünkü artık ekonomide önümüzü göremiyoruz, durduk. Yani orta gelir tuzağına saplandık kaldık, oradan nasıl çıkacağız, bunu anlatması lazım. Benim anladığım kadarıyla Kılıçdaroğlu, ekipleriyle şu anda bunun üzerinde çalışıyor. Yoksa demokratikleşme çok önemli, laiklik, insan hakları, hukuk devleti önemli. Kadın sorunu mesela. Kadın istihdamının en hızla azaldığı ülke Türkiye. Kadınları ekonomiden çekiyor AKP. Oysa, Türkiye’nin yarısı kadın. Politikalarını, kadınlar, gençler ve ekonomik kalkınma üzerinden yürüttüğü takdirde CHP’nin 2015’de iktidara geleceğini düşünüyorum.” 900 imzayla adaylık Kemal Kılıçdaroğlu kurultay öncesinde, MYK üyeleriyle son toplantısını yaparak vedalaştı. MYK sürerken açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Kılıçdaroğlu’nun 900’ün üzerinde imza ile yeniden genel başkanlığa aday gösterileceğini bildirdi. Parti tüzüğünde ise sınırlı teknik değişiklikler yapılacağına işaret eden Koç, parti içi demokrasi konusunda kazanılmış haklardan geriye dönüş olmayacağını ifade etti. Savaş Parti Meclisi için Merkezi yayın yapılacak CHP kurultayının yapılacağı ATO Congresium’un ana salonu 3 bin 152 koltuk kapasiteli. Alt katta yer alan fuaye alanına 40 metrekare bir ekran yerleştirilecek ve burada da 6 bin kişi kurultayı ekrandan izleyebilecek. Kurultayı 905 gazetecinin izleyeceğini ifade eden Haluk Koç, ana salonda 6 kamera ile merkezi yayın yapılacağını, bu salona aktüel kamera izninin verilmeyeceğini vurguladı. Koç, Gezi olayları, Soma ve Uludere’de hayatını kaybedenlerin yakınlarının da kurultaya davet edildiğini söyledi. 3. liste hazırlığı Gazeteciler de aday CHP kurultayı öncesinde PM’ye girecek isimlerle ilgili kulisler de sürüyor. Bu kapsamda Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmenliğinden ayrılan Enis Berberoğlu, İzmir Gazetciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel için yoğun kulis yürütülürken, gazeteci Tuncay Özkan da PM’ye girebilecek isimler arasında gösteriliyor. Kılıçdaroğlu’nun yine İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ı listesine alacağı konuşulurken, Mustafa Sarıgül’e yakın isimlerden olduğu belirtilen ve geçmişte TDH hareketi içinde yer alan Cenk Küpeli’nin de listeye girebilceği belirtiliyor. Eski kurmaylar bölündü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle