02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 4 EYLÜL 2014 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR TİRAJE DİKMEN SONSUZLUĞA UĞURLANDI ‘Sıra dışı, zamansız bir kişilik’ Kültür Servisi Modern, gerçeküstücüsoyut ressam Tiraje Dikmen dün sonsuzluğa uğurlandı. Sanatçı, Büyükada Hamidiye Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından Büyükada’daki aile mezarlığına defnedildi. Galeri Nev kurucularından, editör ve eğitmen Ali Artun, “Tiraje, Türkiye’deki cılız avangard çevrenin belki de en hakiki sanatçısıdır” diyerek Dikmen’i şu sözlerle anlattı: “Anında ve kendiliğinden jestlerle boyadığı desenleri, sürrealist otomatizmin en yaratıcı örneklerindendir dersem abartma olmaz. Bu nedenle, Max Ernst gibi sanatçıların, Patrick Waldberg gibi sürrealizm tarihçilerinin dikkatini çekmiştir. Estetiğiyle olduğu kadar, ilgileriyle de politiktir. Kararsızlığı ve kılı kırk yarması dolayısıyla zaten gayet nadir açılan sergileri son yıllarda durmuştur. Oysa daha kimsenin görmediği dünya kadar eseri vardır. Umarım onu habitatı sayılan evinden uzaklaştıran koşullar, sanatının aydınlanmasına da engel olmazlar.” Tiraje Dikmen’in 1 Mart 1984 tarihinde Türkiye’deki ilk sergisini Ankara Galeri Nev’de açan, Galeri Nev’in kurucularından Haldun Dostoğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Tiraje Hanım ile 1984 yılında Abidin Dino vasıtasıyla tanıştım. Kendisini, daha sonra çok kez gideceğim Büyükada Bahçelerönü Sokak’taki evinde ilk kez ziyarete gittiğimde beni en çok etkileyen evinin inanılmaz mimarisi, dekorasyonu, zengin sadeliği oldu. Ekonomi tahsili yapmış olmasına rağmen daha sonra asıl tutkusu resme yönelmesiyle birlikte hayatını ressam olarak sürdüren sıradışı, zamansız bir kişiliğe sahip Tiraje Hanım, tanıştığımız süre içinde hayatın her alanına dair keskin eleştirel gözlemleriyle beni sürekli etkilemeye devam etmiştir.” Tiraje Dikmen’in avukatı Cengiz Akıncı ise “Tiraje Dikmen, sol entelektüel çevrede çok saygın bir kimlikti. Türkiye, Türkiye entelektüeli büyük bir sanatçıyı kaybetti” dedi. Sinema seyircisi salonlardaki bitmek bilmeyen reklamlardan şikâyetçi Sinema salonlarında filmlerden önce, bitmek bilmeyen, kimi zaman 3040 dakikaya kadar uzayan reklam bombardımanına uğramak sinemaseverlerden tepki görüyor. “Film başlıyor!” spotundan sonra bile reklamlar uzun uzun akmaya devam ediyor. Öyle ki film arasında bile reklam gösteriliyor. Arada tuvalete gidenler de aynadaki sistemde reklamla yüz yüze kalıyor. Televizyonda filmler olmadık yerlerinde ara verilerek bol reklamla izleyiciyle sunulurken izleyici artık sinemada da rahat rahat film seyredemiyor. Çok yüksek sesli ve uzun süreli reklam hücumuna uğrayan seyirci, sanat filmlerini Reklam arası sinema u Sinema salonlarındaki reklam bombardımanı sinemaseverlerden büyük tepki görüyor. Tuvalette bile aynada reklamla karşılaşılması sabırları taşırıyor. izlemekte de zorlanıyor. Seyirciler sanat filmlerini, yan salondaki aksiyon filminin sesleri eşliğinde izlemek durumunda kalıyor. Sinema eleştirmenleri ile yazarları da filmlere ara verilmesinin, bunun yanında aradan sonra bile reklam gösterilmesinin filme karşı işlenmiş bir cinayet olduğunu vurguluyor. Reklamların da “vahşi” bir biçimde seyircinin üzerine boca edildiğini belirtiyorlar. Sinema yazarları, dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde filmin ortasından kesilip ara verilerek seyirciyle buluşmadığını, bazı ülkelerde de en fazla 10 dakika reklam verildiğini söylüyorlar. Sinemaseverler ise tepkilerini sosyal medyada ve bloglarda gösteriyor. Bir izleyici yazdığı yorumda yarım saat reklam izlediklerini, bunun üzerine salondaki seyircilerin de alkış ve ıslıklarla tepki gösterdiğini belirtiyor. Bir başka izleyici de “Ben artık seans başladıktan yarım saat sonra giriyorum salona! Tepki gösterenlere de, ‘parayı reklam izlemeye vermedim’ diyorum! Siz de öyle yapın!..” diyor. Sinema yazarı Sadi Çilingir de “reklamsız matine” şeklinde alternatif bir seans düzenlenmesini öneriyor. CİNEMAXİMUM SALONLARI’NDAN AÇIKLAMA ‘Tüketici de istiyor’ Türkiye’deki sinema salonları içerisinde yaklaşık yüzde 30 bir paya sahip olan Cinemaximum Salonları’ndan yapılan açıklamada ise şöyle denildi: “Dünyada ve Türkiye’de reklam artık kaçınılmaz bir olgu. Çok iyi çekilmiş bir reklam, sadece yayınlandığı mecrada değil tüketiciler tarafından sosyal medyada da yoğun bir şekilde paylaşılabiliyor, ilgi görüyor. Sadece bu bile reklama olan talebi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Sinemada çoğunlukla iyi filmlerde reklam sürelerinin sıkıntısı yaşanabiliyor. Çok daha alternatif reklamlara müsait bir ortam olduğundan reklamlar kaçınılmaz ki artık tüketicinin de bu reklamları istediğini gözlemliyoruz. İzleyicilerimizin uygun süredeki perde reklamları konusundaki endişelerinin farkındayız. Bunun yanı sıra reklam veren tarafında da, bizim izleyicilerimize ulaşmak için, çok yüksek bir seviyede ilgi görmekteyiz. Zaman zaman bazı lokasyonlarda reklam veren talebinin yoğunluğunun, reklam arzımızdan fazla olduğunu da görüyoruz.” ÜNLÜ ÇOCUK ROMANININ TASLAKLARI ORTAYA ÇIKTI ‘Net kurallara bağlanmalı’ Tunca Arslan (Sinema yazarı) Kuşkusuz ben de çok rahatsızım ama kişisel olarak salona “biraz” geç girmek dışında elimden bir şey gelmiyor. Salon sahipleri ve işletmeciler ise öncelikli olarak bu reklamlardan gelen paranın derdinde ki onlar da kendi açılarından haksız sayılmazlar. Bu iş net kurallara bağlanmadığı sürece yakın gelecekte salonlarda, tıpkı televizyonda olduğu gibi “reklam arası film” seyredecek olmaktan korkuyorum açıkçası. Aslında 1935’te çıkan bir kanunla uzun metraj filmlerden önce dokümanter ya da kısa film gösterilmesi zorunluluğu getirilmiş ama uygulama zaman içinde reklam gösterimine dönüştürülmüş. Kısa filmciler ve belgeselciler yasayla korunmuş, bu haklarına sahip çıkarlarsa var olan tepkinin de desteğiyle olumlu adımlar atılabilir belki. ‘Sinema yazarları şanslı’ Uğur Vardan (Sinema yazarı) Valla bu “Reklam bombardımanı tablosu”nda, biz bazı şanslı sinemaseverler şükür ki “Sinema yazarı” kimliğinin avantajlarından yararlanıyoruz. Çünkü malum, bize dağıtımcı şirketler “Basın ön gösterimi” düzenliyor ve bu ön gösterimlerde bir tane bile reklam izlemiyoruz. Dolayısıyla bu konunun birinci elden mağduru değiliz ama meseleye ilişkin o kadar çok şikâyet var ki... Herkesi sinema yazarı yapıp ön gösterimlere davet ederek meseleyi çözmek (!) mümkün olmadığına göre başka seçeneklere yönelmek gerekiyor. İşin içinde “kapitalizm” var, üstelik yaptırım da yok, bu durumda kurtuluş nerede? “Müşteri” konumundaki seyircilerin seslerini daha gür çıkarması gerekiyor sanırım (hoş “Protesto eylemlerine girişseler” desek “Halkı sokağa dökmek” suçuyla karşı karşıya kalabiliriz). Kültür Servisi Pek çok dile çevrilen 9+ yaş çocuk romanı “Charlie’nin Çikolata Fabrikası”nın yayımlanmadan önceki çeşitli taslakları ortaya çıktı. Türkiye’de de en çok satan çocuk kitaplarının baş sırasında yer alan “Charlie’nin Çikolata Fabrikası”nın yayımlanan versiyonunda bulunmayan bazı karakterler ve olaylar açıklandı. Roald Dahl’ın ünlü klasiğinin ilk yayımlanışının 50. yılı yaklaşırken, İngiliz yazarın tam beş taslak hazırladığı ve bunlardan sonuncusunun yayımlandığı açıklandı. Dahl’ın 1961 tarihli taslağında, Bay Willy Wonka’nın fabrikasındaki bir Vanilyalı Şekerleme Odası anlatılıyor. Bu bölümde, romanın son versiyonunda yer almayan Wilbur Rice ve Tommy Troutbeck adlı iki karakter bulunuyor. Willy Wonka’nın uyarılarına kulak asmayan bu iki çocuğun sonları kötü oluyor. 1971 ve 2005 yıllarında iki kez beyazperdeye uyarlandıktan sonra müzikali de yapılan “Charlie’nin Çikolata Fabrikası”, kısa bir süre önce Penguin Yayınları’nın Modern Klasikler dizisine de alınmıştı. Bu dizideki kapak tasarımındaki genç kızın Lolita’yı andırması ve kitabın aynı zamanda yetişkin kitapları arasında da yer alması, özellikle İngiltere’de tartışmalara yol açmıştı. ‘Charlie’nin sırları Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde film ortasından kesilip ara verilerek sinemaseverlerle buluşmuyor. Bu bir cinayettir. Cinayet işleniyor. Film, arasız gösterilmelidir. Bunun tartışması olamaz. Film çok uzunsa nereden ara verileceğini yönetmen belirlemelidir. Film başlar ve biter, kesilmez, yoksa bütünlük bozulur. Film izleme zevkini öldürüyorlar. Bu konuyla ilgili olarak sinema işletmecileriyle konuştuğumda topu seyirciye atıyorlar. Bizim seyircimizin alışkanlıkları var, sigara vb. diyorlar. Reklam konusuna gelince, sinema salonları reklamdan gelir elde ediyor. Gelir meselesi elbette önemli, ama bunu abartmadan yapmak lazım, çünkü bir de sabır denilen bir şey var. Seyirci şikâyetçiyse sosyal medyada bloglarda yazmak yerine sinema salonlarının müdüriyetlerinin kapısına dayanmalı. Yetkililer karşılarında seyirci protestosu görmeli. ‘Seyirci protesto etmeli’ Ali Ulvi Uyanık (Sinema yazarı) SİNEMANIN ‘KURAL TANIMAZ ÇOCUĞU’ Kitapseverler Üsküdar’da buluşuyor n Kültür Servisi Bu yıl ilki düzenenlenen Üsküdar Sahaf Festivali dün başladı. Sahaf geleneğini ayakta tutmak için Üsküdar Belediyesi’nin düzenlediği 1. Üsküdar Sahaf Festivali, 14 Eylül’e kadar devam edecek. Sahaflar Birliği Derneği’nin katkılarıyla Kadıköy, Beyazıt, Moda, Sarıyer, Ortaköy ve Şişli başta olmak üzere İstanbul ve Ankara’dan 35 sahafın katıldığı festivalde, 5 bine yakın yapıtın yanı sıra Arapça, Osmanlıca, Farsça, Ermenice, Rumca, İbranice dillerinde basılmış kitaplar, berat, ferman, hüccet gibi önemli evraklar ve mektuplar meraklıları tarafından alınabilecek. Üsküdar Sahaf Festivali 10:30 23:00 saatleri arasında ziyaretçilere açık olacak. Von Trier TV’ye dönüyor Kültür Servisi Sinemanın “kural tanımaz çocuğu” Lars von Trier, uzun yıllar sonra televizyona dönüyor. Geçen yıl çektiği “İtirafNymphomaniac” filmiyle sinema dünyasını allak bullak eden Von Trier’in, Danimarka televizyonuna İngilizce bir dizi yapacağı açıklandı. 1995’te Thomas Vinterberg ile birlikte “Dogma 95” hareketini kuran, 2000 yılında “Karanlıktaki Dansçı” adlı filmiyle Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan Von Trier’in, dizinin senaryosunu yazmakta olduğu ve çekimlere 2016 yılında başlayacağı belirtildi. “Dogma 95” hareketini kurmadan önce televizyon filmleri ve programları yapmış olan Von Trier’in, “The House That Jack Built” adlı yeni diziyi, Türkiye’de de gösterilen “Borgen” dizisinin yapımcısı DR Televizyonu için çekeceği öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle