19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER Sarraf’ı dinletmemiş SOMA ROPORUNA TEPKİ AYKUT KÜÇÜKKAYA Telefon dinlemesi ‘soruşturmanın Güler tarafından araştırılacağı bilgisi’ üzerine sonlandırılmış ‘Başkan filleri kurtarırken çimenler eziliyor’ MAHMUT LICALI ANKARA TBMM Soma Komisyonu Başkanı Ali Rıza Alaboyun’un 301 işçinin hayatını kaybettiği faciada işveren, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), Ege Linyetleri İşletmeleri (ELİ), Enerji Bakanlığı’na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) bürokratlarının “asli kusurlu olduğu” tespitini yapan bilirkişi raporuna itiraz edilerek yenileneceği yönündeki açıklamaları muhalefet üyelerinin tepkisini çekti. Komisyonun CHP’li üyesi Özgür Özel, komisyonun ortak kanaatı olmadan Alaboyun’un komisyon adına açıklama yapamayacağını belirterek “Başkan filleri kurtarmaya uğraşadursun, çimenler ezilmeye devam ediyor. İktidara yakın kurumları bu facianın dışına çıkarmaya çalışıyor” diye konuştu. Komisyonun CHP’li üyesi Özgür Özel, komisyon başkanının komisyonu temsil hakkına sahip olduğunu ancak komisyonun ortaklaşmadığı görüşleri komisyonun görüşüymüş gibi ifade etme hakkı olmadığını kaydetti. Özel, komisyonun elinde olmayan bilgiler ve belgelerle raporla ilgili bir sonuca varmasının mümkün olmadığını ancak Alaboyun’un böyle bir inisiyatif almasının düşündürücü olduğunu kaydetti. Komisyon üyelerinin Alaboyun gibi düşünmediğine işaret eden Özel şunları dile getirdi: “TKİ, ELİ, MİGEM ve iş teftiş kurulunun faciayla ilgili sorumlulukları konusunda kimse başkan gibi konuşmuyor. Başkanın konuşmalarından bu işin iktidar partisine zarar vermemesi için çoğunluk oylarıyla böyle bir karar vermeye yeltenirlerse hazırlayacakları raporu tek başlarına imzalarlar. Muhalefet partilerinin de kendi görüşlerini ortaya koyma hakları vardır. Böylesi bir konuda Soma’da muhalefetten ayrışarak bakanlıklara bağlı kurum ve kuruluşları bu tartışmanın dışına çıkarmaya niyetleniyorlar.” Komisyonun yalnızca bağımsız, şeffaf ve hızlı bir yargılama sürecini talep edebileceğini söyleyen Özel şunları dile getirdi: “Başkanın yetkisinde olmayan konularda görüş bildirmesi ve bunu bütün komisyon adına yapması düşündürücü. Komisyon başkanı kurumları kurturmaya çalışır; hatta ‘Türkiye’nin madenciliği zarar görmesin’ söylemiyle çok farklı temas ve ilişkilerin işaretlerini verirken içeride unutulmuş 56 tane tekniker var. Başkan filleri kurtarmaya uğraşadursun, çimenler ezilmeye devam ediyor. 35 yaşında çocukları olan gencecik kişiler günah keçisi ilan edilmiş durumda.” İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından 17 Aralık operasyonu sabahı dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a sunulan Rıza Sarraf’la ilgili 23 sayfalık bilgi notunda önemli bir ayrıntı göze çarpıyor. Emniyet’in bilgi notunda, “Rıza Sarraf’ın Barış Güler’e 3,500,000,00 (3.5 milyon) dolar daha verdiği görüntülenmiş bu fiziki takip çalışması sırasında şahıslar takip edildikleri konusunda şüpheye düşmeleri üzerine soruşturmanın İçişleri Bakanı Muammer Güler tarafından araştırılacağı bilgisiyle iletişimin dinlenmesi tedbiri savcılık talimatıyla 27.10.2013 tarihinde sonlandırılmıştır” ifadesi dikkat çekiyor. Bu ayrıntı 27 Ekim’den 17 Aralık’a kadar 52 gün boyunca Emniyet’in “Sarraf ve adamlarının telefonlarını dinlemediğini” ortaya kendisiyle ilgili olarak MİT ve Maliye’de herhangi bir soruşturma olup olmadığını soruyor. Bakan Güler de Sarraf’a “Vallahi böyle bir şey varsa senin önüne ben yatarım ya” yanıtını veriyordu. Bu görüşme 11 Ekim 2013 günü dinlemeye takılıyor. Bu görüşmeden yalnızca 16 gün sonra savcılık emriyle Sarraf ve adamlarının Emniyet tarafından telefon dinleme takibi sonlandırılıyor. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının başladığı gün (17 Aralık 2013) İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve İstanbul Valiliği tarafından “Rıza Sarraf Liderliğindeki Suç Örgütü ve Eylemleri” başlığıyla Başbakan Erdoğan’a sunulan bilgi notunda Sarraf’ın “bakanlarla ilişkisine” değiniliyor. Bu bakanlardan birisi de dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler ile oğlu Barış Güler. 23 sayfalık raporun bir paragrafı ise dikkat çekiyor: “... Muammer Güler’in bu konuda çabaları ve vatandaşlık konusunun sonuçlanması üzerine; Rıza Sarraf’ın Barış Güler’e 3.500.000.00 (3,5 milyon) dolar daha verdiği görüntülenmiş bu fiziki takip çalışması sırasında şahıslar takip edildikleri konusunda şüpheye düşmeleri üzerine soruşturmanın İçişleri Bakanı Muammer Güler tarafından araştırılacağı bilgisi üzerine iletişimin dinlenmesi tedbiri savcılık talimatıyla 27.10.2013 tarihinde sonlandırılmıştır.” Emniyet’in verdiği bu bilgi 27 Ekim 2013 tarihinden operasyonun yapıldığı 17 Aralık 2013 gününe kadar Sarraf ve adamlarının telefon trafiğinin dinlenmediğini ortaya koyuyor. Bu önemli ayrıntı daha önce kamuoyuna yansıyan bir görüşmeyi bir kez daha akıllara getirdi. Erdoğan’a bilgi notunu sunan İstanbul Mali Şube Müdürlüğü’nün yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili teknik ve fiziki takibi devam ederken dinlemeye takılan bir görüşmede Sarraf hakkında bir soruşturma yapılıp yapılmadığını öğrenmek istiyor. Sarraf, 8 Ekim 2013 günü Muammer Güler’in uzaktan akrabasını arıyor. Bu görüşmeden 3 gün sonra, 11 Ekim 2013 tarihinde Sarraf, bu kez telefonda Muammer Güler’le görüşüyor. Soruşturma dosyasında yer alan kayıtlara göre, 17 Aralık öncesi basında çıkan haberlerden rahatsız olan Sarraf, dönemin İçişleri Bakanı Güler’i arayarak konuyu soruyor. Güler’in, Sarraf’a “Abicim sen rahat ol. Vallahi öyle bir şey varsa, senin önüne ben yatarım ya! İçişleri Bakanlığı’nda, Maliye’de ve MİT’te bir şeyin yok...” diye güvence verdiği dinlemeye takılıyor. Ve Emniyet’in bilgi notuna göre güvenceden yaklaşık 16 gün sonra 27 Ekim 2013 günü Sarraf ve adamlarının telefon trafiği savcılık emriyle dinleme dışı kalıyor. Bu Türkiye Sizin Seçiminizdir!.. Tesettür (kapanmagizlenme) on yaşında kız öğrencilere indi. Burada kalmayacaktır. Erkek ve kız okulları da ayrılacaktır. Sonra da sıra kamu taşıtlarında “kadınerkek ayrımı”na gelecektir. Özel araçlarda kadınerkek beraberliği de sorgulanacaktır. Sırası var. Zamanı var. Bu Türkiye’yi siz seçtiniz. Belki bu iktidara oy vermediniz ama gene de düşünürseniz, bu sonuca gelmede sizin de payınız olduğunu göreceksiniz. Onyıllar boyunca, bu iktidar yıllarından çok önceden başlayan Kuran kursları adı altında milyonlarca çocuğun beyni yıkandı. Bu süreçte çocuklara “Kuran öğretme” adı altında laiklik karşıtı, Cumhuriyet karşıtı telkinler yapıldı. Bu yaş çocuklarına yapılan öğretim değil, telkindir. Siz başınızı iki yana sallayıp geçtiniz. Aklınıza bu çocuklara yaz okulları açıp çağa uygun programla yaz aylarını değerlendirmek gelmedi. Düşünmediniz. Üşendiniz. Size söylendiği zaman da ilgilenmediniz. Kuran kurslarında beyni yıkanan milyonlarca çocuk büyüdü. Eğitim gördüler. Fakülte kapılarına dayandılar. Kızlar “kapanma özgürlüğü” istediler. Erkekler mescit istedi, cuma namazına gitmek istediler. İnançları doğrultusunda yaşama hakkı istediler. Siz on yıllar boyunca bakıp durdunuz, şaşıp geçtiniz. “Çağa aykırı şeyler bunlar” dediniz. “Devlet izin vermez böyle şeylere” dediniz. İçinizde “ordu böyle şeylere izin vermez” deyip rahatlayanlarınız vardı. Siz hep kendi yanınızda gördüklerinize kızdınız: “Neden bir şey yapmıyorsun? Bak oralarda neler oluyor?” diye söylenip durdunuz. Ama siz bir şey yapmadınız. Sizin göreviniz değildi ki. Siz seçimden seçime oyunuzu verdiniz, o kadar. Bazen kızıp oyunuzu da vermediniz. Sonuçta; bu onyıllar boyu din adı altında dogma eğitimi almış milyonlarca çocuk büyüdü, seçmen oldu. Sandıktan onların kurup desteklediği parti kazanarak çıktı, iktidar oldu. Üniversitelere indirilmiş puanlarla girdiler, yargıç oldular, savcı oldular, kaymakam oldular, vali oldular. Sizin şaşkın bakışlarınız arasında erkek hastaya bakmayan kadın doktorlar, erkek eli sıkmayan kadın idareciler oldu. Bu arada kadın eli sıkmayan erkekler de yöneticiler arasındaki yerini aldı. Siz, “aman benim çocuğum özgüvenli olsun, kendi kararlarını versin, kendi sorumluluğunu üstlensin, geleceğin dünyasında kendi yerini alsın” diye elinizden geleni yaparken altınızdaki zemin kaydı. Çocuğunuzun okulunu imamhatip okulu yapıverdiler. “Aman bu nasıl iş, çocuğum oraya mı gidecek?” diye sızlanınca da size 80 km. uzaktaki okulu gösterdiler. İmza toplayıp, başvurular, toplanıp şikâyet etmeler sonuç verir mi diye bekliyorsunuz. Bakın, size “Su yolunu buluyor” denildi. Siz, “Hangi su hangi yolu buluyor” demediniz. “Durmak yok, yola devam” denildi. Siz, “Hangi yola devam” diye sormadınız. Su sizdiniz, yol da onların istediği yoldu. Bunları söyleyenleri yıllarca bakan, başbakan yaptınız. Sonra da cumhurbaşkanı seçtiniz. Şimdi, ülkeniz kanlı Ortadoğu savaşına girmek üzere. Elbette sizin savaşınız değil. Elbette sizin kararınız değil. Ama artık karar verme iradesi de sizin değil. Bu irade sizde olduğu zaman gereken işlerin hiçbirini yapmadınız. Sadece sızlandınız. Hep başkalarının bir şeyler yapmasını beklediniz. Onlar sızlanmadı, çalıştı. Hiç kimseden beklemeden kendileri gereken her şeyi yaptılar. Bıkmadan, usanmadan, yıllar boyu kendileri için gereken her şeyi yaptılar. Onlar kazandı, siz kaybettiniz. “Ama Amerika?” demeyin sakın. Amerika işine geleni destekler. “Ama aydınlar?” demeyin sakın. Aydın sizdiniz ve farkına varmadınız. “Ama ordu?” demeyin sakın. Ordunun işi değildi, sizin işinizdi. Bugünkü Türkiye mi? Bu Türkiye sizin seçiminizdir. Eğer bir şey düşünüyorsanız şimdi başlayacaksınız. Gün gün, saat saat, dakika dakika. Ya da “akan suyun nereye gittiğini seyredeceksiniz…” Kayıp 52 gün Muammer Güler Rıza Sarraf koyuyor. Emniyet’in Erdoğan’a verdiği bu bilgi daha önce kamuoyuna yansıyan Sarraf ile dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler arasındaki telefon görüşmesini anımsattı. Söz konusu görüşmede Sarraf Fotoğraflar: UĞUR DEMİR ‘Tek başlarına imzalarlar’ Aramalara karşı bildirili eylem Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, geçen hafta İstanbul genelinde yapılan “huzur operasyonu” adı altındaki aramalara karşı bildiri dağıtarak yurttaşlara haklarını anlattı. Taksim İstiklal Caddesi’nde dün ÇHD’li bir grup avukat, polisin üst ve mekân aramalarına karşı yurttaşlara haklarını anlatan bildiriler dağıttı. Burada ÇHD’li avukatlar yaptıkları açıklamada, 39 ilçede 15 bin polisin üst, ev ve işyeri araması yaparak korku dalgası estirdiğini söyledi. Polisin 39 ilçede birden arama yapmasının hukuka aykırı olduğu belirtilen açıklamada, “Polis istediği zaman, istediği kişiyi, istediği nedenle durduramaz, bir yere kapatamaz ve engelleyemez. Hepsi halkımızın temel hak ve özgürlüklerini ilgilendiren ve ancak mecburiyet varsa kanundaki usullere göre yapılması gereken hukuki işlemlerdir” denildi. Avukatlar Beşiktaş ve Kadıköy’de de bildiri dağıttı. 1127 Ekim trafiği Sarraf Güler’le görüşüyor ‘Askeri Casusluk’ davasında sanıklar mahkeme arayışında HAKAN DİRİK İZMİR İstanbul Askeri Casusluk davası sanıklarının özgürlüklerine kavuşmak için Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvuru henüz görüşülmezken, yeniden yargılama talepleri de karşılanmıyor. 6’sı cezaevinde tutuklu bulunan sanıklar, sonra yargılandıkları Özel Yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yerine geçen 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeniden yargılanma dilekçelerini sundu. Ancak mahkeme yetkisizlik kararı vererek dosyayı Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Bu mahkeme de dijital dokümanların büyük bölümünün Gölcük’te ele geçtiğini gerekçe göstererek dosyayı bu kez Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ancak bu mahkeme de ilk arama işlemi Kadıköy’de yapıldığından “yetkisizlik” kararı verdi, dosyayı da yetki uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne gönderdi. 9 ayı aşkın sürede Yargıtay 5. Daire’den ses çıkmadığını anımsatan sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz, “Herkes dosyaya ‘ateşten gömlek’ gözüyle bakıyor. Ancak Yargıtay bir an önce kararını vermeli, dosya ortada kalmamalı. Yargılamanın yenilenmesi taleplerini karara bağlayacak merci henüz belli değil. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararını bekliyoruz” dedi. 6 ADAY YARIŞACAK, 2 ASİL ÜYE SEÇİLECEK HSYK seçimlerinde 2. raund Danıştay’da ANKARA (Cumhuriyet BüroIşık, Gürsel Mekik. su) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Adli ve idari yargıdaki yaklaşık Kurulu’na (HSYK) üye seçimle14 bin hâkim ve savcı ise 10 asil, ri kapsamında bugün Danıştay’da 6 yedek üye belirlemek için 12 seçim yapılacak. 6 adayın yarışaEkim’de seçim yapacak. cağı seçimlerde Danıştay üyeleri Başbakan Yardımcısı YalHSYK’ye 2 asil üye seçecek. çın Akdoğan, HSYK seçimlerinGeçen hafta Yargıtay’da yapıde çıkacak sonuca göre hükümelan HSYK üyeliği seçimlerini hütin B planı olarak nitelendirilebikümetin desteklediği lecek anayasa refeliste kaybetmişti. Serandumunun sinyaliu Yargıtay’da yapılan ni şu sözlerle ifade etçimi, cemaat ile sosyal demokrat üyelerin HSYK üyeliği seçimlerini mişti: “Hiçbir organ ittifak yaptığı adaymeydan okuhükümetin desteklediği devlete lar kazanmış; Yakup ma yeri değildir. Üllistenin kaybetmesinin kenin kaderini de 12 Ata, Kerim Tosun ve Mustafa Kemal ardından bu hafta gözler bin kişinin (HSYK Özçelik yeni HSYK seçimlerinde oy kul2 üye seçecek olan üyesi olarak seçillanacak hâkim ve Danıştay’a çevrildi. mişti. Anayasa gereği savcı sayısını kasteDanıştay, HSYK’ye 2 derek) yapacağı seasıl, 2 yedek üye seçmek için buçim değil, 55 milyonun yapacağı gün sandık başına gidiyor. seçim belirler. HSYK seçimleri Danıştay’dan HSYK üyeliği için her şeyin başıdır ya da sonudur başvuru yapan isimler ise şunlar: gibi abartılmamalı. Ülkenin kaZiya Özcan, Taci Bayhan, Emin derini etkileyecek diye bakmak Sınmaz, Mustafa Gökçek, Şaban da bence doğru değildir.” Paralel operasyonda takip edilen eski kâtip tutuklandı n IĞDIR (AA) Iğdır Emniyet Müdürlüğü’nce “paralel yapı” iddialarına yönelik düzenlenen operasyonda, Iğdır Adliyesi’ndeki yargı mensuplarını fişlediği öne sürülen eski kâtip gözaltına alındı. Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren Iğdır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, adliyelerde çalışan hâkim ve savcılar hakkında el yazısıyla hazırlanmış raporları ele geçirdi. Ekipler, adliyede kâtip olarak çalıştıktan sonra başka bir kuruma geçen A.G’yi takibe aldı, daha sonra A.G’yi evinde gözaltına aldı. A.G, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Kriminal raporun gelmesi ve savcılığın itirazı üzerine tekrar gözaltına alınan şüpheli, tutuklanarak Iğdır Cezaevi’ne gönderildi. n Yurt Haberleri Servisi Ankara’da tedavi gördüğü hastanede geçen cuma yaşamını yitiren 21 ve 23. dönem Adana Milletvekili, eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım (64) memleketi Adana’da düzenlenen törenle toprağa verildi. Törene, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genel Başkan Yardımcıları Şefkat Çetin ve Mehmet Şandır, MHP Adana milletvekilleri Seyfettin Yılmaz ve Muharrem Varlı, MHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, MHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile çok sayıda partili katıldı Yıldırım’ın cenazesi Sabancı Merkez Camisi’ndeki törenin ardından Kabasakal Mezarlığı’nda toprağa verildi. MHP’lileri buluşturan cenaze
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle