Katalog

SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER Zorunlu din dersleri için AİHM’de dava açanlardan Yalçın kararı değerlendirdi: Karar milat olacak MİYASE İLKNUR Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) “zorunlu din derslerine son verilmesi” yönünde kararının çıkmasına sağlayan başvuru sahiplerinden Mansur Yalçın, kararın muhatabının artık hükümet olduğunu belirterek, “Bu karar okulların imam hatiplere dönüşümünü önleyecektir” dedi. Mansur Yalçın, Alevi camiasından yakından tanınan biri. Cem Vakfı’nda Alevilik ders kitapları konusunda müfredat hazırlayan komisyonda ve İnanç Hizmetlerinde görevler üstlendi. Artık AİHM’ye başvuran 14 veliden biri olarak tanınacak. AİHM kararını konuşmak için aradığımızda eşi Zülal Yalçın’la birlikte Talatpaşa Ortaokulu önünde protesto gösterisinde olduğunu, gösteri bittiğinde gelebileceğini söyledi. Geldiğinde anlatmaya başladı: “AİHM’ye başvurduğumda kızım Tuğçe ortaokulda okuyordu ve onu zorunlu din derslerinden kurtarmak için dava açma sürecine dahil olmuştum. Kızım şimdi üniversite okuyor. Şimdi de oğlum Kerem’in okulunun İmam Hatip Ortaokulu’na dönüşmemesi için diğer velilerle birlikte mücadele ediyoruz. Ben bu kararı hükümete karşı bir propagandaya dönüştürme ya da ‘galibiyet’ duygusuyla hareket etme niyetinde değilim. Hükümetin muhatabı artık AİHM. Biz değiliz. Bu kararın Alevilerin diğer hak taleplerine de emsal teşkil eder. Bütün okulların imam hatiplere dönüşmesini de önleyecektir. Yine bir dayatma söz konusu. Bu bir milat. Bunun arkası gelecek.” Mansur Yalçın, AİHM’ye başvurunun 2007 yılında Cem Vakfı’nda Alevilerin sorunlarına ilişkin düzenlenen bir imza kampanyası ile başladığını, İzzettin Doğan’ın önerisiyle 115 kişinin zorunlu din derslerinin kalkması için toplu dava açıldığını belirtti. AİHM’nin ilk kararı üzerine hükümetin din derslerine Alevilikle ilgili bölümler de koyacağını açıklamasıyla bir umuda kapıldıklarını ancak ders kitaplarını görünce hayal kırıklığına uğradıklarını söyleyen Yalçın davaya giden süreci şöyle anlattı: “Kızım lisedeyken din derslerinde sorunlar yaşadı. Girmek istemiyordu. Bu önemli ölçüde din dersi hocasının tavırlarından da kaynaklanıyordu. Etiler Lisesi’nde birinci sınıfta okurken birgün derste Atatürk’e hakaret içeren sözler sarfetmiş. Öğrenciler de sıraların üzerine çıkarak öğretmeni protesto etmiş, ‘Seni istemiyoruz’ diye sloganlar atmış. Bu olaydan çok etkilenmişti. Sonuçta biz Atatürkçü, cumhuriyet değerlerine bağlı bir aileyiz.” Kalem koleksiyoneri olan Avcı, Davutoğlu’na kalem hediye etti. Avcı, “Sayın Bakanım” deyince Davutoğlu gülümseyerek “İkisinin içinde de bakan var” dedi. kiliseye giden yok FİGEN ATALAY Bakanlar Kurulu Yetkisi Çankaya’ya Zorla Devredildi Vatana ihanet dışında söylediklerinden ve icraatından sorumlu değil... O nedenle ortalığı karıştırabilir. Biz söylesek soluğu derhal içeride alacağımız, mesela cemaatin bile olsa yasalara göre çalışan ve denetim altında olan bir bankayı iflasa sürükleyecek konuşma yapabilir. Bankaları denetleyen kuruma (BDDK) adeta talimat verebilir... Öylesine güçlü ve doymak bilmez bir ego sahibi... Ülkenin bütün kurum ve kuruluşları, hele hele devletle ilişkiliyseler bütün medyası, o ne diyorsa derhal karar alacak ve uygulamaya koyacak. Yasa da o, anayasa da... Aç aç, kapat kapat, yaz yaz... Sorumsuzluğun bu kadarı... Yahu Bakanlar Kurulu var... Başbakan unvanı taşıyan da var. Bakanlar arasında ekonomiden, maliyeden sorumlu bakanlar var... Şimdi, düşman bellediğin bankayı batırdın diyelim... (Aynısını Doğan Medya’ya karşı yapmıştı, bu kuruma saldırılarını sürdürüyor!) Peki cemaat için kötü de ülke için iyi bir şey mi yaptın... Diyelim ki bu kararın mali krize yol açtı, başka bankalar da battı.. veya ekonomik hayatın bir tek kişinin iki dudağı arasında olan, kurum ve kuruluşların ve üstelik hükümetin hava civa olduğunu gören dünya, bu ülkeyi güvenilmez buldu, almaya mecbur olduğun kredilerin faizlerini artırdı... Soruyorum... Acaba kredi derecelendirme kurumu Fitch’in not indirimi mi daha olumsuz etki yapacak ülkeye, yoksa “Batırın bu bankayı”, talimatı mı? Geldiğimiz noktada, ekonomiye verilecek olumsuz notun tek sorumlusu RTE olacak. RTE, ülkenin faizini artırıyor. Yani o hani ağzından düşürmediği “faiz lobisi” var ya, adeta gönüllü yardımcısı! Bu durumda ülkenin peşpeşe ekonomik kayıplara uğraması kaçınılmaz... Ama buna yol açansa hesap sorulamaz bir insan... Mehmet Şimşek ve Babacan, çok merak ediyorum, seçimlere kadar hükümette bakan olarak kalırlar mı?.. RTE fiili olarak başkanlık ediyor... Davutoğlu ve Bakanlar Kurulu’nun işlevi giderek Recep Bey’in talimatlarını uygulayacak bir kurula dönüşüyor. Dün ‘Güvenlik Zirvesi’ni Köşk’te topladı... Peki hükümet nerede? İcraatları için Çankaya’dan onay bekleyen veya yetkilerini Çankaya’ya devretmeye başlayan bir yönetim dönemine girdik. İhvancılar ülkeye gelebilir diyor... Hükümeti neci? ‘Din dersi, ateistler için de zaruret’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, AİHM’nin zorunlu din dersinin kaldırılmasına ilişkin kararına, “Din dersi, Türkiye’nin çevresindeki gelişmelere baktığımızda elzemdir. Nasıl ben Marksist değilsem ama Marksizmi bilmek iktisat, uluslararası ilişkiler okurken bir zaruretse bir ateistin dahi belli bir vasatta din kültürü sahibi olması yapacağı her sosyal analiz için bir zarurettir” diye karşılık verdi. Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı ziyaret ederek bakanlık bürokratlarından brifing aldı. Davutoğlu, gazetecilerin soruları üzerine “Bazı ülkelerde öğrenciler kiliselere götürülür. Şimdi bütün bu uygulamaları göz ardı edip de Türkiye’de bunu bir dini baskı aracı gibi yansıtma çabalarını kabul etmemiz mümkün değildir” dedi. Kürtçe okullarının kapatılması ile ilgili olarak da Davutoğlu, “Birisi imam hatip okulu açıyorum ve kendime göre eğitim yapacağım dediğinde o da kapatılır” diye konuştu. Dayatma sonuç vermez Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Ateist olanlara bile din dersi elzemdir” açıklamasına ilişkin ne düşündüğünü sorduğumuz Mansur Yalçın, “Dinde de demokraside de dayatma olmaz. Hükümetin de ileri demokrasi dedikleri kendilerini muhakeme etmelerini istiyorum. Azınlıkların din derslerinden muaf tutulması hakkından Alevilerin de yararlanmasını istedik. Davanın temel mantığı buydu. Türkiye’de bir şey dayatılıyorsa orda demokrasiden bahsedilemez. İleri demokrasi dedikleri rejim baskı ve dayatmayı içeren bir rejim demek ki” diye konuştu. MansurZülal Yalçın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “Bazı ülkelerde öğrenciler kiliseye götürülüyor” yönündeki sözleri gerçeği yansıtmıyor. Öğrenciler isterlerse gidiyorlar kiliseye. Üstelik bu ülkelerde isteyen öğrenciler din eğitiminden tamamen muaf da olabiliyor. Din ve eğitim konusunda dünyadaki uygulamalara bakıldığında, modeller çeşitlilik gösteriyor. Avrupa’da din dersi eğitimi tarih, felsefe, sosyoloji gibi derslere yedirilerek yapıldığı gibi seçmeli olarak da yapılabiliyor. Kaliforniya’da bulunan Modesto şehrinde, devlet okullarında öğrencilere, din özgürlüğünü ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeyi amaçlayan bir ders sunuluyor. Din ve din özgürlüğü konularında düşünmesi ve yedi büyük dünya dini hakkında temel bilgileri sunuluyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi (AYM), Ergenekon davası yargılamasını yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını düzenleyen yasanın iptali istemini reddetti. Mahkeme, “Meclis, bizi kapatamaz. Ancak HSYK faaliyetlerimize son verebilir” iddiasıyla AYM’ye başvurmuştu. AYM ise ret kararında “Hangi tür mahkemelerin kurulup, hangilerinin kaldırılacağının yasa konusu olduğu, yasa yapma yetkisinin de TBMM’ye ait olduğu” vurgulandı. AYM’den ÖYM’lerin kaldırılmasına onay AİHM kararını değerlendiren Alevilerden hükümete çağrı: ‘İnançlara saygı duy’ İstanbul Haber Servisi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’den zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesini istemesi üzerine açıklama yapan Alevi kurumları, AKP hükümetinin inançlarına saygı göstermesi gerektiğini vurguladı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, AİHM’nin verdiği karar anımsatılarak “Zorunlu din derslerinin bir insan hakları ihlali olduğuna karar verildi” dedi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Bu karar, hükümetin din dersi kitaplarında yaptığını ileri sürdüğü sözde düzenlemelerin bir anlam ifade etmediğini, kitaplarda Aleviliğe de yer verdik savunmasının geçersiz olduğunu, düzenlemelerin tarafsız ve adil olma özelliği taşımadığını yani Alevi çocukları açısından hak ihlallerinin devam ettiğini belirlemiştir. Mahkeme ‘öğrencilerin, anne ve babalarının dini ya da felsefi görüşlerini açıklamadan din ve ahlak derslerinden muaf olabilecekleri bir sistem sunmalıdır’ kararı ile yalnız Aleviler açısından değil tüm öğrenciler açısından din dersinin zorunlu olamayacağına hükmetmiştir. Zorunlu din dersi işkencesi derhal son bulmalıdır.” arayı çuval, felaketi mutluluk yapma dönemi RTE dün New York Times’a haberi nedeniyle alçaklık, edepsizlik diye saldırdı... Yakın zamana kadar da bu dünya gazetesinin kapısını aşındırıyorlardı... NYT ne yaptı? Ankara’da IŞİD’e adam devşirildiğine ilişkin, haber söyleşi yayımladı, isimler verdi... RTE’nin kanına dokundu bu, namaz kıldığı Hacıbayram Camii’nin yakınlarındaki bölgeden gençlerimizin 400600 dolar maaşla IŞİD’e devşirilmesi... Yalan mı, gerçek mi, bunu söylemelisin.. NYT’ye saldırmak, benzer haberleri yapan tüm medya, tüm dünyaya saldırmaktır... Basın özgürlüğünü batırmaktır.. ki yıllardır yaptığı da budur... RTE artık şuna inanıyor: Ben reddedersem herkes inanır.. ki öyle bir şey yoktur... Ben bütün gerçeklere, hayır dersem herkes de bana inanır... Ben, gerçeği doğru, doğruyu yanlış, ölüyü diri, parayı çuval, felaketi mutluluk, olmayanı var, olanı yalan yaparım, herkes de bunu böyle kabul eder... Eh yalan da değil, bugüne kadar orada ayakta durduğuna göre.. buna en çok kendisi iman etmiş durumda, yaparım ve inandırırım... Ortaya çıkıp bir gürledim mi, hele hele ‘kesinlikle hepsi yalan’ gibi yüksek perdeden inkâr ettim mi, olayı bitiririm... Salon da alkıştan yıkılır... O alkıştan salonu yıkanların beyni, bütün bunların nasıl kendilerine ve ülkeye bir silah olarak döneceğini düşünebilecek bir kapasitede değilse... Cezasını eninde sonunda çekeceksin... P Tunceli Üniversitesi’ne hem cami hem cemevi Şişli’de Talatpaşa Ortaokulu direnişi İstanbul Şişli’de bulunan Talatpaşa Ortaokulu’nda imam hatip sınıfları açılmasına mahalle halkı ve veliler tepki gösterdi. “Okulumuzda imam hatip sınıfı istemiyoruz” başlığı altında bine yakın imza toplayan veliler, EğitimSen 3 No’lu Şube üyeleri ve mahalle halkıyla beraber Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önüne yürüdü. Velilerden ve EğitimSen üyelerinden oluşan beş kişilik bir heyet, toplanan i mzaları Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne teslim etti. TUNCELİ (DHA) Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, üniversite kampusu içine cami ve cemevi yaptıracaklarını açıkladı. Boztuğ, “Türkiye’de ilk cemevi bizim üniversitemizde yaptırılacak. Hayırsever iş adamlarımızı motive ederek; onlarla görüşerek üniversitemizde cami ve cemevini öğrencilerin ve personelimizin hizmete sunmuş oluruz” dedi. ‘PKK, illüzyon yaratıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danimarka Parlamentosu Başkanı Mogens Lykketof’la görüşen TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Göründüğü kadar çok kolay bir sorunla karşı karşıya değiliz. PKK, IŞİD’e karşı verdiği mücadeleden bahisle batı toplumlarına sempatik görünme çabaları var. Böyle bir illüzyona inşallah batı toplumları inanmaz” dedi. Kaçırılan müteahhit serbest BİNGÖL (DHA) Yedisu ilçesine bağlı Akınlı Köyü Perçivan mezrası yakınlarındaki ormanda ihaleyle ağaç kesimi yapan müteahhit İsmail Hakkı Atila, geçten çarşamba günü bölgeye giden silahlı 2 PKK’li tarafından kaçırılmıştı. PKK, Atila’yı dün sabah saatlerinde Kiğı ilçesi kırsal kesiminde serbest bıraktı. ‘Anayasa Mahkemesi karar alırsa uygulanır’ HAKAN DİRİK İZMİR Kimlik kartındaki “din” hanesine “Alevi” yazılabilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) karar çıkmasını sağlayan Sinan Işık, zorunlu din derslerine son verilmesi yönündeki kararı değerlendirirken Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) bekleyen dosyaya dikkat çekti. Kararı uygulamayan dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yöneticileri ile muhalefet liderleri aleyhinde AYM’de dava açtığını söyleyen Işık, “Son kararın yaşama geçebilmesi için açtığım dava çok önemli. Dava sonuçlandığında, AİHM kararlarının uygulanmaması bir cezai müeyyideye bağlanmış olacak ve içtihat oluşturacak” dedi. erinde kımıldamasının maliyeti nedir? Çiğdem Toker, örtülü ödenekten harcamaların, RTE’nin cumhurbaşkanlığını ilan ettiği ve kampanya yürüttüğü son iki aylık dönemde nasıl birden fırladığına dikkatleri çekti... Bir kişiyi düşünün ki isterse bir milyar TL’ye yakın parayı istediği gibi harcayabiliyor. Ben başka bir noktaya dikkat çekiyorum: RTE’nin Türkiye’ye maliyeti inanılmaz derecede yüksek. Hiçbir Başbakan veya Cumhurbaşkanı için Hazine’den bu kadar harcama yapılmamıştı. Hiçbir liderin örtülü ödenek harcaması, RTE’ninkinin yanına bile yaklaşamaz... Düşünün ki Tansu Çiller, bir dolandırıcıya 10 bin lira kaptırdı diye yıllarca yazıldı çizildi, Parsadan olayı.. Ama RTE’nin örtülü ödenek harcamalarını konuşan var mı? Bu harcamalar konusunda herkesin şüphe etmesi normal hale geldi... Hele hele hükümetten dört bakanın düşmesine yol açan yolsuzluk ve rüşvet olayından ve RTE’nin bu dosyayı kapatmak için elinden geleni yapmasından sonra... Özel uçakların biri geliyor biri gidiyor, bir milyar liraya yakın Aksaray yapılıyor... RTE’nin şöyle yerinde bir kımıldamasının bile ülkeye maliyetini düşünün.. Bunun bir hesabını yapan var mı? Y Kürtçe eğitim veren okulların mühürlenmesi Diyarbakır’da protesto edildi Müdürlere tehdit SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Doğu ve Güneydoğu’d a eğitim, “Kürtçe okul sancısı” ile baş larken, hükümetin her yıl “karşılık bulmadı” sözleri ile müdahale etmediğ i anadilde eğitim talepli boykot çağr ılarına karşı bu kez harekete geçildi. Diya rbakır Bağlar İlçe Milli Eğitim Müdürlü ğü, boykot çağrısına uyarak okula gelmeyen öğrenci ve öğretmenlerin sayı larını istedi. Ancak okul müdürleri di renç gösterince soruşturma tehdidi ile karşılandı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nd en gönderilen yazıda, “Bilgilerin bildi rilmesinde okullar yeterli duyarlıl ığı göstermemekte. Bilgi vermeyen okul idarecileri hakkında işlem yapılaca ğının bilinmesini rica ederim” deni ldi. ‘Bölücü değil, pekiştireceğiz’ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Yıldırım Aslan, kapatılan Kürtçe okullar için resmi başvuru yapmak üzere hazırlık yürüttüklerini açıkladı. Okulların kapatılması dün Diyarbakır’da düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. Bağlar’da mühürlenen okulun bahçesine gelen bir grup mührü söktü. Bir grup çocuk ise okulun çatısına çıkarak PKK bayrağı astı. Diyarbakır’da dün çoğu çocuk yüzlerce kişi DBP İl Başkanlığı önünden Bağlar’da Kürtçe eğitim için açılan okulun önüne yürüdü. Çocukların elin de PKK flaması bulunması dikkat çekti. Kortej önünde Kürtçe “Dil bedenindir, bedenine sahip çık” yazılı pankart açıldı. Yürüyüşe, DBP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve ilçe belediye başkanları da destek verdi. DBP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, “Anadilde eğitim bölmez pekiştirir, birleştirir. Asıl provokasyon, Kürtlerin ana dilleri ile eğitimlerine olanak tanımamaktır. Kürtler bölücü değildir” dedi. Bu okulların açılması ile ilgili olarak İmralı veya Kandil’den bir işaret alıp almadıkları konusunda da açıklamalarda bulunan Zümrüt “Devlet Öcalan ile görüşüyor. Öcalan yıllardır Kürtçe eğiti me dönük mesajları var. Bu işin muhatabı Kandil ve Sayın Öcalan’dır” dedi. 50 kişi gözaltında Okuldaki mührün ikinci kez sökülmesinin ardından polis dün akşam saatlerinde okulun önünde bekleyenlere biber gazıyla müdahale ederek yaklaşık 50 kişiyi gözaltına alındı. Bu sırada bazı göstericiler, olayı görüntüleyen AA muhabirlerine saldırdı. Saldırıda AA fotomuhabiri Hüseyin Bağış bacağından bıçaklandı, muhabir Aziz Aslan darb edildi. Öte yandan, Hakkâri’nin Yüksekova ve Şırnak’ın Cizre ilçelerinde 8 okul molotofkokteyli atılarak yakıldı.