Katalog

18 EYLÜL 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’nu bankacılık sektöründe yaşanabilecek olası kriz konusunda uyardı Krizin sorumlusu olursunuz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “paralel yapı”ya yakın olduğu iddia edilen Bank Asya’ya “el konulması” mesajı içeren açıklamalarına CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sert tepki geldi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na hitaben bir “açık mektup” yayımlayarak “Yüksek rakımlı tepede oturan” diye nitelediği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kastederek “Bankacılık sektöründe yaşanabilecek yeni bir krizin sorumlusu olmaya adaysınız. Yüksek rakımlı tepede oturan beyefendinin, suç oluşturan sözleri karşısında sessiz kalıyorsunuz” uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, “Yeniden uyarıyorum, o zat anayasal açıdan sorumsuzdur, siyaseten hesaba gelmez” dedi. Bankaları koruma, kollama, denetlemenin hükümetin işi olduğunu ve bu sorumluluğun seçim sandığında da paylaşılamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bir bankayı, sermayedarı, mevduat veya kredi müşterisine göre ödüllendirme veya cezalandırma hakkına, yetkisine kimse sahip değildir. Böyle bir keyfilik mali sistemin ortasında pimi çekilmiş el bombası bırakmaya benzer. Bu oyunun kazananı olmaz, herkes kaybeder” görüşüne yer verdi. Bankalar Yasası hükmü uyarınca sorunlu bankadan önce “önlem alınması”nın isteneceğini, daha sonraki adımlarda yönetimin değişmesi ve atama yapılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu aşamalar tamamlanmadan el konulamayacağını ifade etti. Kılıçdaroğlu mektubunda şu görüşlere yer ver BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: KILIÇDAROĞLU HAK ETTİĞİ YANITI ALACAK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun mektubuna sert yanıt verdi. Davutoğlu, soru üzerine şunları söyledi: “Bir ana muhalefet partisi liderinin ülkenin başbakanına bir mektup yazacaksa bunu ciddiyet içerisinde ve doğrudan iletmesi beklenir. Böyle olsaydı mukabele görürdü. Bana iletilen metin, gerçekten CHP Genel Başkanı’ndan çıkmışsa üzerinde düşünülmesi gereken bir metin. Cumhurbaşkanımıza dönük kullanılan ifadeler, hem devlet ahlakı bakımından hem di: “Son kez uyarıyorum; Türk ekonomisi bankacılık kesiminde bugünkünü andıran bir dedikodu ve karalama kampanyasının bedelini ağır ödedi. Eğer Başbakan iseniz şahsi nezaket kuralları bakımından utanç vericidir. Görüş ayrılıkları Cumhurbaşkanlığı makamına nezaketsizlik yapmayı mazur göstermez. Bu üslup belki Kılıçdaroğlu’na yakışır ama Türkiye’de anayasal bir konumu olan ana muhalefet partisi liderine yakışmaz. Türk ekonomisinde bir kriz beklentisi var, görüntüsü vermek istiyorsa bu Türk ekonomisine ihanettir. Kılıçdaroğlu’nun provokatif açıklamaları hak ettiği cevabı alacaktır.” ce bir sükunete davet edin. O beyefendiye sorumsuzluğunun size ve Türkiye’ye ödeteceği bedeli de hatırlatın.” Kosova’da IŞİD Operasyonu Aslında İstanbul’da iki Kosovalı gencin IŞİD’den ayrılan iki militanı cezalandırmak üzere İstanbul’da örgüt talimatıyla cinayet işledikleri haberini okuduğumda takılmış, altını çizmek istemiştim... Seçimlerin yoğun gündeminde haber değeri bayatladığından bu hafta başı Kosova’dan gelen 40 gözaltı ve yargılama haberiyle derdimi sizlerle paylaşma fırsatını yakaladım... IŞİD başta SuriyeIrak eksenli radikal İslamcı terör örgütlerine militan genç gönderme suçlaması ile gözaltına alınan ve yargılanan Kosovalı 40 kişinin operasyonunun haberleri, Kosova’da ne zamandır ailelerin paniği haline gelen sorunu dünya gündemine taşımış oldu... Balkanlar’da ağırlıklı Müslümanların yaşadıkları KosovaBosna topraklarından radikal İslamcı terör örgütlerine terör eylemcisi olarak gençlerin gittikleri gerçeği, uzaktan çoğunluğun Müslüman olduğu bölgelerdeki örgütsel çalışmaların doğal bir sonucu gibi görülebilir... Sorgulanması, kaygı duyulması gereken çok fazlası, nedenleri de var... Çoğunluk Müslüman Arnavutlarla, Boşnakların, Osmanlı’nın Balkanlar’da İslam dini ile yayılma stratejisinin gereği, BektaşiAlevi tekkeleri eliyle olduğunu anımsatmakta yarar var... Yakın tarihte Atatürk sempozyumu için gittiğim Makedonya’dan, Cumhuriyet okurlarıyla paylaştığım röportajda görselleri ayrıntılı olarak paylaşmıştım... Osmanlı’nın halen açık ilk, en önemli tekelerinden “Naki Baba”da değişen bir öz yok... Son temsilcisi Hz. Ali’nin dev resminin önünde, papazlarınkine çok yakın giysisinin Osmanlı yaklaşımının ürünü olduğunu anımsatıyor, yöre halkının kültürü ile çatışmaması, yadsınmamasının hedeflendiğini anlatıyordu. Tüm inançlara karşı hoşgörü, insancıl felsefe, yaklaşım, bölgede İslamın yayılmasının anahtarıydı... Zaten çocukluğumun geçtiği Priştine Büyük Camii’nin karşı köşesinde Mevlevi Şeyhi’nin tekkesi, müritlerin dönerek yaptıkları törenler, Sakallı Şerif’in önünden geçtiğimizde okunan dualarla birleşik bilincime kazınmıştı... Çoğunluk Kosova Arnavutlarının ise cami ve ibadetinden uzak, Alevi inancına, geleneklerine bağlı yaşadıklarını da biliyordum... İşte tam da bu nedenle Kosova’dan, bugünün Arnavut kökenli gençlerinden IŞİD tetikçisi, kaçan militanı öldürmekle görevli militanların çıkmış olması gerçeği ile çarpılmıştım... AleviBektaşi kültürü ile yüzlerce yılı devirmiş ailelerin içinden, en kanlı sözde Sünni inanca bağlı Kuran’dan esinlenmiş olması söz konusu olamayacak radikal İslamcı terör örgütlerinin tetikçi militanları nasıl türemişti? HHH “Uğur Mumcu, yazılarında Ortadoğu bataklığının içinden giden kirli örgütler, para ilişkilerini yazmış, Balkanlar’ı bekleyen radikal siyasal İslamcı tehdide ilişkin olabilecekleri öngörmüştü...” demek olsa olsa başlangıcı açıklamak olur... Tito Yugoslavya’sının parçalanması, birinin bile tek başına ayakta kalmasının olanaksızlaştığı 9 devletçiğin emperyal çıkarlar adına üretilmesi sürecinde yaşanan ırk ayağından çok, inanç ayağı ağır basan kanlı çatışmalarda, her nedense Müslümanların çoğunlukta olduğu Bosna, Kosova, Makedonya’nın köylerinde çok kan akıtılmasına, ABDAB’nin çok uzun soluklu seyirci kalmalarının açıklamasını da size bırakıyorum.. Sonuç, Türkiye’nin penceresinden “Katil Sırplar, Miloşeviç” olarak özetlenecek kadar basit, hiç değil... AB’nin gelişmiş kültürlerin çıkar ittifakı olan merkez ülkelerinin kayırdıkları Hırvatistan, Slovenya göreceli iyi, 9 devletçiğin hepsi birden bugün iki ayaklarının üzerinde durmayacakları kadar yoksullaşmış, yoksunlaşmış, çaresiz... En çok kanın aktığı İslam dünyası devletçikleri en dipte, SırbistanKaradağ hepsi sadaka yardımlara bağımlı, Tito Yugoslavya’sının koşullarının çok gerisinde... Kurban bayramı yaklaşırken hemşeri Balkan derneklerinin kurban bağışı yardım çağrıları telefonlarımıza düşüyor. Bu yıl da toplanabilen paralarla, gidebilecek kadar kalabalıklarla, “katil” damgalı Sırbistan’dan kurban alınıp, Kosova’da kesilerek en yoksullara yardım eli uzatılacak. Üsküp kökenli olup Üsküp’e Makedonya devletçiğine gideceklere öneririm... Osmanlı kültürünün çok övünülen Üsküp kapalı çarşısındaki esnafın aralarındaki konuşmalara kulak kabartsınlar. Artık Türkiye’ye göç edenlerin yerleri Türkçe öğrenmeye özenenlerle dolamıyor... Sözde kurtarılmış, ABD’nin dünyadaki en ucuz en büyük üssünü orada yapmış olması bağlantılı korumasındaki Kosova devletçiğinin işsiz kalan Arnavut kökenli gençleri, karın tokluğuna Üsküp kapalı çarşısına en ucuz işçi olarak sığınmışlar... Bizim iktidarları liderliğinin her moral bozukluğunda moral almak üzere Balkanlar’a sığınmaları boşuna değil elbet... Kızılay yardım paketleri, Irak, Suriye kamplarına da uzanan kamu örgütlenmelerin küçük ama çok anlamlı gelen yatırımları, Türkiye kökenli göçmen dernekleri, belediyelerin hac, kurban, Kuran kursu örgütlenmeleri, cami, tekke onarımları baş tacı... Türkiye’den bir dizi çekiminin bir kasabayı birkaç yıl ayakta tuttuğunu söylersek çok mu abartı olur? Ama gerçek... Ankara’nın taşımalı okula mahkum Hacıbayram’ından yoksul gençlerin kaderi ile eş nedenler, IŞİD’i terörist, tetikçi militan çekim mıknatısı yapmıyor mu? lütfen gereğini yapın. Hedefteki bankada sorun varsa, yasal çerçevede kalarak çözün. Yok, sorun bankada değil, yüksek rakımlı tepenin sakinindeyse, kendisini ön Bank Asya: Buradayız, ayaktayız Ekonomi Servisi Bank Asya Genel Müdürü Ahmet Beyaz, 17 Aralık sonrası bankanın ‘hedef tahtası’ haline getirildiğini ancak bankanın güçlü sermaye yapısıyla sağlam bir duruş sergilediğini belirterek yüzde 20’ye yakın sermaye yeterlilik rasyosu ile sermaye rasyosu en yüksek üç banka içinde olduklarını söyledi.Samanyolu Haber’e konuşan Beyaz, “Bank Asya olarak buradayız, ayaktayız” dedi. Son 10 ayda bankaya yönelik bir ‘karalama kampanyası’ başlatıldığını savunan Beyaz, bankanın güçlü bir şekilde ayakta durduğunu ve müşterilerin bu süreçte bankaya mevduat yatırmaya devam ettiğini belirterek “Bir milyondan fazla mevduat müşterimiz var. Bunların bir kısmı bundan etkilense de büyük kısmı bu haberlere itibar etmedi. Sağduyulu bir müşterimiz var” açıklamasını yaptı. Hisselerinin yüzde 54’ünün halka açık olduğunu belirten Beyaz, ortakları olan uluslararası büyük bir fonun, ekonomi yönetimine mektup gönderdiğini, 300 milyar Avro’luk büyüklüğe sahip olan bu fonun mektupta, yaşanan süreçle ilgili endişelerinin yer aldığını belirtti. Hisseleri beş hafta kapalı kalmasının ardından bu hafta başında işleme açılan ve dün itibarıyla yüzde 50’ye yakın düşen Bank Asya’nın piyasa değeri de 17 Aralık’tan bu yana yarıdan fazla düşerek yaklaşık 650 milyon liraya geriledi. Kemal Kılıçdaroğlu Mustafa Koç, Türkiye’nin genç nüfusu beslemek için en az yüzde 5, 5.5 büyümesi gerektiğini söyledi Bu büyüme ülkeyi doyurmaz OLCAY BÜYÜKTAŞ MADRİD Son büyüme rakamlarının kesinlikle Türkiye için yeterli olmadığını söyleyen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, kurum olarak da senenin gidişatına göre rakamları değiştireceklerini, ancak bu büyümenin Türkiye gibi genç bir nüfusu beslemeye yetmeyeceğini vurguladı. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Koç Holding Üst Yöneticisi Turgay Durak ve holdingin Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik AŞ Genel Müdürü Levent Çakıroğlu ile Koç Holding Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl’ın davetlisi olarak gittiğimiz Madrid’de, FIBA 2014 Basketbol Dünya Kupası final maçı öncesinde bir grup gazeteci ile sohbet etti. İkinci çeyrek büyüme rakamının tahminlerinin altında olduğunu belirten Koç, senenin gidişatına göre rakamların değiştiğini, kendilerinin yılsonu büyüme rakamını yüzde 3 olarak gördüklerini kurum olarak yılbaşında büyümeyi 4, 45 olarak tahmin ettiklerini ama gidişata göre revize etmek gerektiğini belirtti. Büyümenin yeterli olup ol u Türkiye’nin her yıl en az 5, 5.5 büyümesi gerektiğini belirten Koç, söz konusu rakamın aşılması durumunda cari açık canavarının ortaya çıktığını dile getirdi. Koç, DEİK’in kapatılması konusunda da kurumun bu şekilde devre dışı bırakılmasının sonucunu kestiremediğini dile getirdi. madığı sorusuna, “Kesinlikle Türkiye için yeterli bir büyüme değil. NATO’da roket mühendisi olmaya gerek yok bunu söylemek için. Öyle bir ikilemdeki Türkiye, genç nüfusu beslemek için yüzde 5, 5.5 büyümesi lazım her sene, bunu biraz aşınca cari açık canavarı ortaya çıkıyor. Sanayiimizde bununla katma değer yaratacak ürünleri üretemiyor. O yüzden uzun ve orta vadeli ciddi bir şekilde ele alınması lazım. Devlet boyutunda özel sektörle birlikte ele alınması lazım” yanıtını veren Koç, gelen soru ve yorumlar üzerine 2.1’lik büyümenin de azımsanmayacak bir şey oluğunu, geminin iyi kötü yoluna devam ettiğini söyledi. Ekonomiden sorumlu So rumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın sanayi odaklı büyüme konusundaki saptamalarına sonuna kadar katıldığını da belirten Mustafa V. Koç, “Babacan yüzde 100 haklı. Türkiye inşaatla değil sanayi ile büyümeli” diye konuştu. FIBA’nın ana sponsoru Koç, şampiyonları tebrik etti. tı da arkasından geldi: “İnşallah hayırlı olur. Önce likle dış ilişkilerde veya dışarıdan yapılan operasyonların koordinesi çok önemli” Mustafa Koç, DEİK’in Ekonomi Bakanlığı’na bağlanmasının doğru bir karar olup olmadığını sorusunu da, “Tüm bu temasların tek kanaldan yürütülmesi bence doğru bir şey. Ama doğru yapılırsa... Değişimi daha gelişmiş platformda ele almak daha iyi olabilirdi tabii. Ama işin içyüzünü bilmediğimden çok fazla bir şey söylemek de istemiyorum. Böyle bir dönemde böyle bir devletleştirme...” diye konuştu. Mustafa Koç son dönemdeki iş kazalarıyla ilgili sorular üzerine de, “Kazaları önlemek için mümkün olduğu kadar her yerden model alıyoruz. Gökdelenler dikmiyoruz belki ama biz de ciddi fabrika inşaatı yapıyoruz. Bir yol haritası çıkarılması lazım. Her yönetim kurulu toplantısında bize iş güvenliği bahsinde yapılanlar da aktarılır” dedi. e olacak bu DEİK’in hali? Aslında gazeteciler soracaktı ama o erken davrandı. “DEİK meselesinde ne düşünüyorsunuz” diye şakayla sordu. Yanı N FIBA’nın yıldızı Beko “2014 FIBA Dünya Kupası’nın ana sponsorluğunu yapan Arçelik’in küresel markası Beko, şampiyona boyunca Madrid’e damgasını vurdu.” Bu sözler, Arçelik AŞ İspanya Ülke Müdürü Cem Akant’a ait. Final maçını izlemek üzere geldiğimiz Madrid’de son gün ne yazık ki pek de parlak görünmüyordu. Bir hayli renkli ve coşkulu başlayan 2014 FIBA Dünya Kupası, finalin oynanacağı akşam itibarıyla biraz ilgiyi yitirmişti. Zira final şansını kaybeden İspanyollar, adeta küskün birer çocuk görünümündeydi. ‘Finali oynayacak takımlarından biri ABD olacaktı onu kestiriyorduk’ diyen İspanyollar ikinci takımın Sırbistan değil, kendileri olacağını düşlüyordu. Bu olmayanca da kupaya küsmüşlerdi. Ancak kupa Madrid’e beklediği ekonomik katkıyı ve canlılığı sağlamıştı. Otellerde ve restoranlardaki canlanmadan memnun görünen Madrid’liler daha uzun süre etkisinde kalacakları ekonomik sıkıntının etkilerini gidermeye çalışıyordu. Ancak gerek sokaklardaki faaliyetlerden gerek spor salonundaki ışıklandırmalar, Beko Home ile orada maç izleyen Madrid’lilere ev konforunda, özel sunumlar ve benzeri bir dizi etkinlikle gelinen noktada kupanın asıl galibinin Beko’nun olduğunu söylemek mümkün. Zira, konuştuğumuz şirket yöneticileri, özellikle de şirketin İspanya sorumluları, aktiviteler, gösteriler ve salonun üst tarafına yazılan yazılarla en çok ilgi çeken unsur olduklarını belirterek, en hararetli maçlar öncesinde bile en çok kendilerinin konuşulduğunu belirterek keyifle, “Kupanın galibi ne Sırbistan ne ABD, kupanın galibi Beko” diye özetlediler durumu. Yevtushenkov’ya ev hapsi Ekonomi Servisi Rusya’da iş çevrelerinde şok etkisi yaratan bir operasyon düzenlendi. Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin’nin doğrudan bilgisiyle hareket eden Soruşturma Heyeti, Sistema Şirketi‘nin sahibi Vladimir Yevtushenkov’un Rus petrol kaynaklarıyla ilgili anlaşmalarda hesabına para geçirdiğini ve para akladığını bildirdi. Rusya’nın 15. zengini olan Yevtushenkov‘un ev hapsiyle ilgili olarak ‘Rusya iş dünyasında bir dönem noktası’ yorumları yapılıyor. Yevtushenkov’un sahibi olduğu Sistema şirketi hisseleri Moskova’da yüzde 28 oranında değer kaybetti.Yevtushenkov Rusya’da Mikhail Khodorkovsky’den sonra bu tür suçlamalarla karşılaşan ikinci isim. Aybar: Endişesiz büyüyecek bir pazar şart Ekonomi Servisi Renault Mais Türkiye Genel Müdürü İbrahim Aybar ilk 8 ayda otomobil satışlarının yüzde 21.5 düştüğünü hatırlatarak “İniş çıkışları kompanse ediyoruz. Ama tabii çok zorlanıyoruz” dedi. Aybar seçime kadar sektörde satışları artırmayı sağlayacak yeni bir karar beklemediğini fade etti. WSJ Türkiye’ye açıklama yapan Aybar, “Geçen yıl 853 bin toplam satış yapılan bir sektör vardı. Ama yıl sonuna doğru belli bir olumsuzluk hissetmeye de başlamıştık. Dövizde yüksek bir devalüasyon oldu. Ciddi bir maliyet artışı yaşandı. Bunu fiyatlara eklememiz de kaçınılmaz oldu. Yüzde 30 civarında otomatik bir maliyet artışı oldu” diye konuştu. Markaların ülkelere yatırım yapması için birçok şartın yerine getirilmesi gerektiğine işaret eden Aybar, “İç pazarda sürekli endişesiz büyüyecek bir pazar şart. Yatırım ortamının iyi olması gerek. Hukuk güvenliğinden içerideki teşviklere kadar birçok şey geliyor. Bütün dünya ile rekabet ediyorsunuz. 2023 hedefi 4 milyon araç üretimi diyor. Şu an kapasite 1 milyon 700 binlerde. Nasıl olacak bu? Yatırım lazım, başka çare yok” dedi.