04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EYLÜL 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ‘Biz de görmedik’ ALİCAN ULUDAĞ Buldan, Genelkurmay Başkanı Özel’in ‘yol haritası’na ilişkin sözlerini değerlendirdi ANKARA Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in çözüm sürecine ilişkin “Yol haritasını bilmiyoruz. Basından okuyoruz. Kırmızı çizgiler aşındırılırsa gereğini yapacağımızı söyledik, gerektiğinde yine söyleriz” açıklamasına, sürecin aktörlerinden olan HDP kanadından yanıt geldi. İmralı heyetinde yer alan ve hükümetle çözüm sürecini yüreten isimlerden HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, “Sürecin muhataplarından bir tanesi de Genelkurmay’dır. Genelkurmay’ın da yol haritasını görmeye hakkı vardır. Biz de yol haritasını görmedik” dedi. Cumhuriyet’in konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Pervin Buldan, yol haritasının henüz olgunlaştırılmadığı için muhataplarıyla paylaşlaşılmadığını söyledi. İki gün önce (dün itibariyle) yetkililerle bir görüşme yaptıklarını belirten Buldan, önümüzdeki hafta bu konuda bir paylaşım olacağını, yol haritasına ilişkin çalışmaların başlayacağını söyledi. Bu konuda kendi görüşlerini de ifade edeceklerini dile getiren Buldan, “İçeriğini bu toplantıda öğreneceğiz. Yol haritası tamamlandığında muhatapları ile paylaşılacak. Hem Kandil hem de Sayın Öcalan... Onların da görmesi ve bunu kabul etmesi gerekiyor” dedi. Yol haritasının muhataplarından birinin de Genelkurmay olduğuna işaret eden Buldan, “Biz de de yol haritasını görmedik. Genelkurmay’ın da bunu görme hakkı vardır. Genelkurmay’ın çözüm sürecinin arkasında bir tavır sergilediğini biliyoruz. Bu nedenle onlarla da paylaşılması gerekiyor” ifadesini kullandı. Necdet Özel’in “kırmızı çizgi” açıklamasını eleştiren Buldan, “Herkesin kırmızı çizgisi vardır. Ancak Genelkurmay’ın bu tür klişe lafları artık bırakması gerekiyor. Çünkü bizim de kırmızı çizgilerimiz var. Bir yol haritasını görelim. Tartışma ondan sonra görülür. Süreci etkileyecek söylem ve tavırlardan uzak durulmalı” dedi. Buldan, devlet heyetinin Kandil’le direkt görüşme yapması gerektiğini belirterek, “Bu önemli bir şey. Devlet heyetiyle Sayın Öcalan nasıl görüşüyorsa, Kandil ile de aynı görüşmeler yapılması faydalı olur. Zaten Kandil de kapımız herkese açıktır diye bir açıklama yaptı. Bu sürecin ilerlemesi açısından önemli” diye konuştu. Tan: Bakkal Mahmut Ağa’ya mı soracağız HDP Milletvekili Altan Tan süreçle ilgili kendilerinin de bir şey bilmediğini ifade ederken, “Ben Altan Tan olarak aynı şeyi söylüyorum. Peki kim biliyor bu yol haritasını? Herhalde Samanpazarı’nda bakkal Mahmut Ağa’ya soracağız. Bütün bu ifadeler (Orgeneral Necdet Özel’in açıklamaları) devlet adına büyük bir eksikliktir” diye konuştu. Harp okullarında ‘Çözüm sürecini kaç mezuniyet sevinci l CHP’li Oran, Davutoğlu’na sordu ‘İçeriğini yeni toplantıda öğreneceğiz’ kişi biliyor’ Kırmızı çizgi eleştirisi Özel önceki akşam Zafer Bayramı resepsiyonunda “Yol haritasını basından okuyoruz” açıklaması yapmıştı. CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği önergede Orgeneral Özel’in açıklamalarını sordu. Umut Oran, şu sorulara yanıt istedi: “Hükümetinizin yıllardır kapalı kapılar ardında ve TBMM’yi dahil etmeden, muhalefete bilgi vermeden yürüttüğü ‘çözüm sürecini’ kaç kişi bilmektedir? Dışişleri Bakanı iken siz de bu sürece dahil miydiniz? Başbakanlık PKK’yi terör örgütü olarak görüyor mu? Genelkurmay’ın neden bilgisi yok? Başbakanlık PKK’yi bir terör örgütü olarak görüyorsa ulusal savunmanın başındaki Genelkurmay Başkanlığı’nın çözüm süreci hakkında bilgisinin bulunmaması nasıl mümkün olmaktadır? ‘Çözüm süreci’ hakkında Genelkurmay Başkanı’nı hangi aşamada bilgilendireceksiniz? Genelkurmay Başkanı’nın sözünü ettiği ‘kırmızı çizgiler’ nedir, bu kırmızı çizgiler aşıldı mı? ‘Kırmızı çizgiler’ hakkında hangi plan ve uygulama kararları aldınız?” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile birlikte Tuzla’daki Deniz Harp Okulu Komutanlığı’nın 241. Dönem Diploma ve Sancak DevirTeslim Töreni’ne katıldı. Tören alanına Kısıklı’daki konutundan helikopterle gelen Erdoğan, öğrencileri, “Merhaba Deniz Harp Okulu. Yeni rütbeleriniz hayırlı olsun” diyerek selamladı. Törende, 241. yıl baklasının dönem birincisi Teğmen Mert İdacı tarafından denize indirilmesinin ardından dereceyle okulunu bitirenlere diplomaları verildi. Tören, Deniz Harp Okulu Marşı’nın okunması ve geçiş töreniyle sona erdi. Törenin sonunda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı uçak ve helikopterler gösteri uçuşu yaptı. Erdoğan daha sonra Hava Harp Okulu mezuniyet törenine katıldı. (Fotoğraf: AA) Erdoğan, İstanbul’da yurttaşlar tarafından karşılandı Evinin önündeki törene teknik aksaklıklar damga vurdu İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı olduktan sonra ilk kez önceki gece İstanbul’a gelen Recep Tayyip Erdoğan için Atatürk Havalimanı’nda ve Üsküdar Kısıklı’daki evinin önünde vatandaşlar karşılama töreni düzenledi. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, özel uçak ANA ile İstanbul Atatürk Havalimanı’na önceki gece saat 00.30’da iniş yaptı. Kendisini karşılamaya gelenlere bir konuşma yapan Erdoğan “Seçilmiş bir başbakan, seçilmiş bir cumhurbaşkanı el ele vererek, inşallah Türkiyemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracağız” dedi. Erdoğan daha sonra Üsküdar Kısıklı’daki evinin önünde bekleyen kalabalığı otobüsün üzerine çıkarak selamladı. Erdoğan’ın konuşması mikrofonun bir türlü çalışmaması nedeniyle gecikmeli başladı. Erdoğan’ın mikrofonu arıza yapınca koruma aracının megafonuyla konuşmaya başladı. Basın mensuplarının da konuşmayı daha iyi alabilmek için koruma aracanın önündeki megafona mikrofonlarını uzatması ilginç bir görüntü oluşturdu. Mikrofon krizi Sizi bilmem, beni hafakanlar basıyor. Günlerdir, haftalardır kutlamalarla, devir teslim törenlerinde olup bitenlerle yatıp kalkıyoruz. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. Tamam anladık. Ardından o yalama olmuş balkon konuşması geldi. Haydiiiii, hep birlikte balkon konuşmasının satır aralarını, yeni deyimiyle kodlarını, şifrelerini çözmeye soyunduk… Daha o bitmeden bu sefer Cumhurbaşkanı Gül’ün vedası, Hayrünnisa Gül’ün “intifada”sına yumulduk. Satır arası okumalar, kod arayıp şifre çözmeler… Sonra eski Cumhurbaşkanı ile yeni Cumhurbaşkanı arasındaki devir teslim törenine geldik. Eskisinin “Bu partiyi kardeşimle ben kurduk” vurgusunun anlamı, verdiği mesaj üstüne haberler, yorumlar, analizler döktürüldü. Yetmedi. Yenisinin görev devralan bir cumhurbaşkanının konuşması mı, yeni kurulacak hükümetin programı mı olduğu pek anlaşılmayan sözleri üstüne ağır ince ahkâm kesenleri okuduk, dinledik. “Bitti artık” derken sıra 30 Ağustos törenine, Anıtkabir ziyaretine, akşamki resepsiyona geldi. Kim, Gündemin Peşine Takılmak Gündem Yaratmak kimin elini sıktı; kim, kimin elini havada bıraktı; kim, hangi törene katıldı, hangisine katılmadı yarışması da gündemimizin ana başlıklarını oluşturdu. Yeni Cumhurbaşkanı’nın Anıtkabir defterine yazıp bir de sesli okuduğu mesajda, dikkatlerimiz Mustafa Kemal ya da Gazi yerine galiba ilk kez “Atatürk” demesindeki derin(!) anlam ve öneme çekildi. Hızını alamayan bir yalak meslektaş (meslektaş?) “Tayyip Erdoğan ile Atatürk’ün buluşması ve barışması” diye yazıp gündemimizin üstüne tüy dikti. Beni de hafakanlar bastı. Sizi? Üstelik daha bitmedi. Sırada Yargıtay’ın açılış töreni var. Kendinden farklı düşünen ve davranan herkese küsmesiyle ünlü yeni Cumhurbaşkanı, ilkokul bahçesinde oynayan çocuklar gibi “Barolar Birliği Başkanı gelirse ben gelmem” dedi diye, ülkede yürütme erkinin en tepesindeki zat ile aynı erk’in Adalet Bakanı da törene katılmayacaklarını ilan ettiler. Üstelik “Cumhurbaşkanımız, ebedi liderimiz, biat ettiğimiz önderimiz törene katılmazsa biz de katılmayız. Zaten katılırsak bize kızar, belki de küser” deme yiğitliğini gösteremediler, “O saatte Bakanlar Kurulu toplantısı var da, ondan katılamıyoruz da, yoksa bizim yargıya saygımız tamdır da…” masallarıyla bizi uyutmaya çabaladılar. Bütün bunlar da ülkenin gündemi oldu, haberler bunlar üstüne kuruldu, yorumlar bunlar üstüne döktürüldü. HHH Bu mudur, bunlar mıdır bu ülkenin sahici gündemi? Bizim Cumhuriyet’te Aykut Küçükkaya ile Miyase İlknur el ele vermişler, 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet dalgasının peşini bırakmayacağımızı taş gibi haberlerle cümle âleme gösteriyorlar. Utku Çakırözer, Davutoğlu’nun “restorasyon projesi”nin altını çizip ne anlama geldiğini ayan beyan etmeseydi çoğumuzun dikkatinden kaçmayacak mıydı? Bitmedi. Ceyda Karan demir asa demir çarık, dört dönüyor ve Ezidi felaketini, bu insanlık suçunda Türkiye “devlet”inin payını, “Sünni kardeşliği”nin ülkemizi nereye sürükleyebileceğini, hatta sürüklediğini sergilemenin peşini bırakmıyor. Kuşkusuz ve elbette Cumhuriyet’le sınırlı değil. Başının gölgesini önüne düşürmeyecek meslek dürüstlüğüne ve yiğitliğine sahip meslektaşlarımız sahte gündemlerin anaforuna kapılmadan yazıyor, söylüyor, aktarıyor, sergiliyor, değerlendiriyor… Gündem diye dayatılanın peşine takılmamak, gündemden kaçırılmak istenenin izini sürüp okurla, halkla paylaşmak bu mesleğin varoluş nedeni. Medyanın böylesine yerlerde süründüğü bir dönemde mesleğe ihanet etmemek, gazetecinin ve görevinin ne olduğunu unutmamak daha da yakıcı bir sorumluluğa dönüştü. Meslek ustalarımın öğütlerindendir: “Susmak suça katılmaktır. Yazdıkların kadar yazmadıklarından da sorumlusun!..” TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nde değişiklik Yat borusu tarih oldu Haber Merkezi Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri ( TSK ) İç Hizmet Yönetmeliği’ni değiştirdi. Yönetmelikteki en önemli değişiklik nöbet sistemine yönelik oldu. Yeni düzenleme ile “yat borusu” ve “hamam borusu” uygulamaları kaldırıldı. Bundan sonra her nöbet yerinin hareket tarzını ilgili birliğin komutanı belirleyecek. Eski yönetmelikte “Nöbetçi, nöbet müddetince oturamaz; uyumaz, yemez, kıyafetini bozmaz, silahını elinden bırakmaz, gösterilen ve işaret edilen mevkii asla terk etmez. Vazifesi başında ölmedikçe ayrılmaz” hükmü yer alıyordu. Yeni düzenlemede bu madde “Nöbetçinin nöbet yerindeki hareket tarzları, birlik komutanı tarafından talimatla belirlenir” şeklinde değiştirildi. Milli Savunma Bakanlığı, askerlerin uyuması için çalınan yat borusunu yönetmelikten çıkardı. Yapılan değişiklikle, ahır nöbetçilerinin sayısı da değişti. Eskiden nöbetçi sayısı 1015 hayvana 1 asker olarak belirlenirken, yeni düzenlemeye göre 2030 hayvana bir nöbetçi tayin edilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle