04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER CHP lideri Kılıçdaroğlu kurultaya ilişkin önemli mesajlar verdi ‘İşsizlik ve Kürt sorunu için yeni tablo sunacağız’ Cumhurbaşkanı seçimi, AKP Genel Başkanı’nın belirlenmesi ve yeni hükümetin kurulmasının ardından Türkiye’nin gündemi bu hafta da CHP’nin olağanüstü kurultayına çevrilecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün yaptığımız görüşmede cuma ve cumartesi günleri gerçekleşecek kurultaya ilişkin önemli mesajlar verdi. Sorularımıza verdiği yanıtlar şunlar: Nasıl bir parti yönetimi oluşturacaksınız? “Bizim diğer partilerden farklı bir yanımız var. Kotalarımız var. Yönetimin yüzde 10’u 30 yaş altı gençlerden olacak. Yüzde 33’ü kadınlardan. Yüzde 8 bilim yönetim kültür platformundan gelecek. Geriye kalan yarıdan biraz azı ise bölgesel dengeler dikkate alınarak şekillendirilecek.” Çarşaf liste ile mi blok liste ile mi gideceksiniz? “Çarşaf liste olacak. Çünkü bizim tüzüğümüz çarşaf liste diyor. Belli sayıda dilekçeyle başkanlığa başvurulursa blok da olabilir. Ama benim tercihim çarşaf listeden yana. ” Delegelerin çalışmak isteyeceğiniz bazı arkadaşlarınızı çizeceği endişesi taşımıyor musunuz? “Ben delegelerin sağduyulu davranacaklarına inanıyorum. 2015 seçimlerine gidiyoruz. Bütünlüklü bir parti meclisi çıkması çok önemli. Daha sağlıkılı bir yönetim yapısı ortaya çıkaracaktır.” Anlaşılan ‘Biz’ Kimiz? Anlayan ‘Siz’ Kimsiniz? 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, keşke hepimizin başkanı olsaydı da gönül rahatlığıyla kutlayabilseydik. Ama hiç de öyle olmadı. Konuşmasında “anlaşıldıklarını” söyledikleri “bizler”le, anlayan “sizler”i daha baştan ayırınca bir ulus olarak görülmediğimiz ortaya çıkmış oldu. Demek ki biz artık “tasada ve kıvançta birlik olan” bir ulus değiliz. İki ayrı kesim olarak “sizler” ve “bizler” var. Sizler, bizden anlayış bekliyorsunuz. Bizler de sizden anlayış göreceğiz. Anlayış. Hoşgörü. Tahammül. “Biz”, “siz”in anlayışınız ölçüsünde, hoşgörünüz kadar, tahammül sınırında katlanacağınız bir kesim oluyoruz. Bizim “özgürlük anlayışımıza”, “söz ve yazı ile düşüncelerimizi açıklama hakkımıza”, ‘sizin mutlak iktidarınıza’ karşı çıkma hakkımıza, “size karşı örgütlenme hakkımıza”, “sizi beğenmeme, sizi istememe özgürlüğümüze” tahammül edeceksiniz, öyle mi? Seçilmiş 12. Cumhurbaşkanı olarak; Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu katılıp konuşacağı için Yargıtay Genel Kurulu’na katılmayacaksınız, öyle mi? Sizin yeni Türkiye’niz bu mu olacak? Daha bu, yılların yerleştirdiği hukukun demokratik hakkına “tahammül edemiyorsunuz?” Bizden bu tutuma anlayış göstermemizi mi bekliyorsunuz? HHH Her insanın “dışa açık bilinci” ile “dışa kapalı bilinçdışı” vardır. “Dışa açık bilinç”, insanın göstermek istediği yanlarını, görünmek istediği görüntüyü açıklar. “Dışa kapalı bilinçdışı” ise insanın gerçek yanlarını, olduğu kişiyi temsil eder. İnsan kendi dışını kontrol edebildiği ölçüde bilinçdışını açığa vurur. Çünkü, artık saklanmasına gerek yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yetkileri konusunda istediği yere mutlak olarak geldiği inancındadır. Onun için de hiç saklanmadan bilinçdışını açıklamaktadır. Biz ve siz açıklaması budur. Eski ve yeni Türkiye açıklaması budur. Kutsal başkan açıklaması budur. Biatitaat edenler ve hainler açıklaması budur. Tahakkümcü bilinçdışı artık iktidardır. HHH Biz, yani “bizler”, yani “sizin gözünüzdeki ötekiler”, sizin beklentilerinize uyum sağlayamazsak “hoşgörünüze” layık olabilecek miyiz? Siz, bizi “anlayacağınızı” “vaat ediyorsunuz”. Bizim neyimizi, nasıl anlayacaksınız? Bizim yolumuzu çizen “Rönesans’ı”, “aydınlanmayı” anlayacak mısınız? Ülkenin bütünlüğünü baştan kabul etmiyorsunuz? Ülkenin bağımsızlığını kabul edecek misiniz? Ülkenin laik bir anlayışla yönetilmesi gerektiği konusunda ne düşünüyorsunuz? “Bizim” kesimin kadınlarının başı açık gezmesine anlayış mı göstereceksiniz, hoşgörüyle mi bakacaksınız, tahammül mü edeceksiniz? Ne zamana kadar, nereye kadar? Siyasal iktidarın mutlak olmasını istiyorsunuz. Mutlak yetkili başkan olmak istiyorsunuz. Yandaşlarınızdan biat bekliyor ve görüyorsunuz. Karşıtlarınızdan itaat bekliyor ve istiyorsunuz. Demokrasinin temel kurallarından olan “erkler ayrımını”, yasama, yargı ve yürütme erklerinin ayrı olmasını “iktidara ayakbağı” görüyor, hepsinin başkanın elinde olmasını istiyorsunuz. Buna karşı çıkmaya “anlayış” gösterecek misiniz? “Hoşgörü” ile mi bakacaksınız, “tahammül” mü edeceksiniz, yoksa bunları “temel haklar” olarak mı kabul edeceksiniz? Laik eğitimi hızla “imam hatip eğitimi”ne çeviriyorsunuz. Yemin ettiğiniz metindeki “laik” sözünü nasıl yorumluyorsunuz. “Tevhidi Tedrisat” Kanunu fiili olarak çiğneniyor. Bu yasayı yürürlükten kaldırmayı ne zaman gerçekleştireceksiniz? Acaba yeni Türkiye’nin kurucusu olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini, kuruluş ilkesini “eskimiş” mi kabul ediyorsunuz? Yoksa, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti, onu ortadan kaldırmaya çalışan zihniyeti mi hızla eskitecek? Bu yakın geleceği “bizler” de göreceğiz, “sizler” de göreceksiniz. Çok yakında… ürbanlı HES direnişçisi de davetli Sadece Gezi de değil. Soma’da hayatını kaybeden madencilerin yakınları da aramızda olacak. Roboski’de katledilen 34 kardeşimizin yakınları bizimle olacak. HES direnişinin kahramanı bir kızımız vardı. Onun da bizimle olması için Veli Bey (Ağbaba) devrede.” Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’na imza vermeyenlerin durumu ne olacak? Tasfiye mi edilecekler? “Bu kurultay hiçbir şekilde tasfiye kurultayı değil. Asla düşünmedim. Öyle düşünsem kurultaydan önce daha o gün yapardık. Kurultayla ben yeni bir sayfa açıyorum. Herkes kurallara, parti disiplinine, yetkili organların aldığı kararlara bağlı kalacak. O nedenle bir tasfiye değil birleşme, bütünleşme kurultayı olacak. İmza vermeyenler konusunda kategorik olarak ‘öyle olacak’ ya da‘şöyle olmayacak’ diyemem.” Kurultay’dan halka ne mesaj vereceksiniz? “Henüz hazırlıkları bitmedi. Ancak Türkiye’nin iki temel sorunu var. Biri işsizlik. İkincisi Kürt sorunu. 12 yıllık AKP iktidarlarında bunların ikisi de çözülmedi. Benim konuşmam da ağırlıklı olarak bu iki çizgi üzerinde olacaktır. Türkiye’nin önüne yeni bir tablo koymamız lazım. İşsizlik can yakıyor. Perişan ediyor aileleri. Suç oranlarını, yeraltı dünyasını güçlendiriyor. Kayıt dışı istihdam aldı başını gidiyor. Yeni bir tablo sunmamız lazım.” Bugüne kadar hep Erdoğan’ı ve yolsuzluklarını eleştirdiniz. O Cumhurbaşkanı oldu. Kurultayda ne diyeceksiniz? “Artık muhatabım hükümet. Hükümetin icraatlarını masaya yatıracağız. Bakalım Meclis’te nasıl bir programla karşımıza çıkacaklar. Ancak tabii ki Erdoğan’ın yolsuzluklarını unutmayacağız, bu halka da unutturmayacağız.” T ‘Disipline uymayana acımasız olacağım’ Sokaktaki vatandaş için CHP kurultayının önemi nedir? “Bu kurultayın önemi şu. Bundan sonra parti içinde çatlak seslere izin vermeyeceğim. Bunu baştan söylüyorum ki herkes ona göre oyunu kullansın. Partide disiplini sağlayacağım. Şuna inanıyorum. Eğer siz partinizde disiplini sağlarsanız halka da güven verirsiniz. O zaman disiplini sağlamak benim temel görevlerimden birisi oluyor. Bu eleştiriye kapalı olduğum anlamına gelmesin. Ama parti içi eleştiri demek, çıkıp basın toplantılarıyla partiyi eleştirmek değildir. Partinin resmi organları vardır. Eleştirmek isteyen gider sadece o organlarda eleştirisini yapar. Bu ilkeye uymayanlar konusunda bundan sonra acımasız olacağım.” Kadınlar ve gençler yönetime Tasfiye değil, bütünleşme Bütünlüklü bir yönetim İşsizlik ve Kürt sorununda yeni tablo Muharrem İnce’ye ‘yan yana oturalım’ teklifi Muharrem Bey’in (İnce) adaylığı partide bölünme yaratır mı? “Hayır. CHP’de demokrasinin işlediği görülecek. Kurultayda birlik, bütünlük görüntüsüne önem veriyorum. O yüzden arkadaşlarıma söyledim, ‘Sayın İnce ile yan yana oturalım’ dedim. O da kabul etti. Ona da bir çalışma odası bana da bir çalışma odası verilecek. İstediği kadar davetiye verilecek ki getirmek istediği arkadaşları ve yakınları olabilir diye. Kurultay öncesi il başkanlıklarımıza yaptığı ziyaretler konusunda, örgütümüze kendisinin saygıyla karşılanmasını ve her türlü talebinin yerine getirilmesi talimatı verdim.” Gezi Direnişi kurultayda etkili olacak mı? “Kurultayın başında bir Gezi belgeseli göstereceğiz. Zaten CHP teşkilatı Gezi direnişinin en önemli aktörlerindendi. Milletvekillerimizden seçmenimize kadar çok arkadaşımız oradaydı. Kurultaya o direnişin sembol isimlerini de davet edeceğiz tabii ki.” Direnişçiler kurultayda Artık muhatabım hükümet ‘Sol bir PM olmalı’ l Sağlar ve Karakaş TÜREY KÖSE ANKARA CHP’de, sol kanat kurultayda Parti Meclisi (PM) için ayrı bir liste çıkarmaya hazırlanırken; PM üyelerinden Fikri Sağlar, “Nüfusun yarısı açlık sınırındayken sol bir partinin iktidar olmaması söz konusu olamaz. Ama bunun için sol bir parti, sol bir PM olmalı” dedi. CHP kurultayında PM için en az 3 liste çıkması bekleniyor. PM üyelerinden Fikri Sağlar, “Kurultayda CHP’nin diğer partilerden farkı ortaya çıkacak, en azından iki adayla gidiliyor, en az 2 liste yarışacak. Bu, biat kültürünün olmadığı bir demokrasi göstergesidir” dedi. “Sol” bir PM listesi çıkması gereğinin altını çizen Sağlar, “PM, sol, sosyaldemokrat, toplumda solculuğuyla bilinen insanlardan oluşmalı. Türkiye’nin nüfusunun yarısı 40 milyon insan açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor, nüfusun yüzde 80’inin tek varlığı emeği, başka bir zenginliği yok. Böyle bir ortamda emekten yana, sosyal demokrat, sol bir partinin iktidar olmaması diye bir şey söz konusu olamaz. Önemli olan o partinin bir Türkiye partisi olmasıdır. Bunun için Kürt sorununun çözülmesi, muhafazakarlıktan kurtulmak, örgütlü yaşam, ekonominin sosyal piyasaya ekonomisine dönüştürülmesi gibi iddiaların olması gerekir. Bu iddialar ancak sol bir PM’de olur” görüşünü dile getirdi. PM üyelerinden Ercan Karakaş da delegelere gönderdiği mesajda, “Başta kurultay ve PM olmak üzere parti organlarının artık biçimsel ‘iç dökme’ yerleri olmaktan çıkarılması; farklı önerilerin, stratejilerin derinlemesine tartışıldığı ve somut kararlar üreten organlara dönüştürülmesi gerektiğini” söyledi. Karakaş, “CHP’nin her şeyden önce ideolojisini, temel değer ve ilkelerini netleştirmesi; sağ, muhafazakâr ve liberal anlayışlardan farkını açık biçimde ortaya koyması gerekir. Aynı şekilde örgüt yapısını, organlarının işleyişini ve adayların belirlenmesini de çağdaş solun demokratik anlayışına uygun şekilde yeniden yapılandırmalıdır. Üyelerle önseçim bir kural haline getirilmelidir. İdeoloji, söylem ve kadro bütünlüğü sağlanmalıdır” dedi. Karakaş, kurultayın sosyal demokrat sol içerikli bir yenilenme fikrinin başlangıcı olabileceğini kaydetti. Fotoğraf: AA Güvenoyu kurultayla aynı gün l CHP’ye misilleme Erdoğan’ın ‘Farz edin ki lider öldü desinler’ sözünü anımsatan Arınç, Akdoğan’a yanıt verdi ‘Fani şahıslara diyet borcumuz yok bizim’ BURSA(Cumhuriyet) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan olduğu dönemde Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı olan Yalçın Akdoğan’ın yazdığı “Kimseye diyet borcumuz yok” yazısına yanıt verdi. Arınç, “Birisi bir şey yazdı belki de bizi kastetti. ‘Bizim kimseye diyet borcumuz yok’ diye yazdı. Bizim de kimseye bir diyet borcumuz yok. Bizim Allah’a, ‘şükür’ borcumuz var. Fani şahıslara diyet borcumuz yok bizim” dedi. Arınç, Merinos Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen AKP Bursa 34. İl Danışma Meclisi Toplantısına katıldı. Arınç “Cumhurbaşkanımız, ‘farz edin ki liderimiz öldü desinler’ demişti. Allah gecinden versin ama takdiri ilahi bir gün geçekleşecek. İnsanları teskin etmemiz lazım. O yüzden bu dava kimseye diyet borcu taşımaz. Ben dahil” ifadelerini kullandı. Başbakan adaylığı tartışmalarına da değinen Arınç, başbakanlık görevi için kendisini destekleyenler olduğunu ancak sıcak bakmadığını söyledi. “Tavrımı başından belli ettim” diyen Arınç, bazı kişilerin partiyi karıştırmak için kendi adını ortaya attıklarını belirtti. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başbakan olma süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Arınç, “Bu şartlar içinde Sayın Davutoğlu’nun ismi, hepimizin de gönlünden geçen isim olarak tecelli etti çünkü nasıl Başbakanımız cumhurbaşkanlığını yüzde 100 hak ediyorsa, alnının akıyla, Sayın Davutoğlu da inşallah güçlü bir başbakan olmayı fazlasıyla hak ediyor” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis, Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığındaki 62. Hükümet’in programının okunması için bugün olağanüstü toplanacak. AKP, “Tayyip Erdoğan’ın Meclis’teki yemin törenini protesto ettiler oy da kullanmasınlar” anlayışıyla güvenoylamasının CHP kurultayıyla aynı gün yapılmasını kararlaştırdı. TBMM Genel Kurulu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in olağanüstü toplantı çağrısı üzerine, bugün saat 14.00’te toplanacak. Toplantıda Davutoğlu hükümetinin programı okunacak. Programın okunmasının üzerinden iki tam gün geçtikten sonra, 4 Eylül Perşembe günü program üzerinde Meclis’te görüşme yapılacak, Meclis’te grubu bulunan partiler hükümet programı üzerinde görüşlerini açıklayacak. 6 Eylül Cumartesi günü ise hükümetin güvenoylaması yapılacak. eamül yemin için bozuldu Güvenoylamasının yapılacağı 6 Eylül CHP’nin olağanüstü kurultayıyla aynı güne denk geliyor. Meclis’te daha önce, bir yazılı kural olmamasına karşın teamül olarak partilerin milletvekillerinin de katılacağı kendi iç etkinliklerinin çakışması halinde genel kurul toplantısı erteleniyordu. Bu kez de aslında güvenoylaması tarihi, önceden planlanan CHP kurultayı için aynı teamül işletilerek belirlenecekti. Ancak CHP, Erdoğan’ın yemin törenini protesto edince teamül iptal edildi. Güvenoylaması CHP kurultayıyla aynı güne denk getirildi. Bu durumda CHP’li vekiller, güvenoylaması saatinde kurultaydan ayrılarak Meclis’e gelip oy kullanacaklar. T Sürpriz ziyaretçi Irak siyasetinin belirleyici gruplarından olan Şii El Hekim Ailesi’nin önde gelen isimleri dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. İstanbul’da Kılıçdaroğlu ile kahvaltıda görüşen Salih el Hekim ile Hüseyin el Hekim’in, “Irak’ta siyasi İslam ile büyük sorun yaşadıkları” mesajını verdikleri belirtildi. El Hekim’lerin “Biz Irak’ta din devleti değil dine saygılı devlet istiyoruz. IŞID büyük tehdit. Yaptıkları katliamlarının en kötü yanı Allah’ın emrine bağlamaları. Irak’ta dini özgürlüklerin önünü ancak demokrasi açabilir” dedikleri öğrenildi. Salih el Hekim, gazetemiz Dış Haberler Servisi Şefi Ceyda Karan’a verdiği röportajda da “Din siyasete girmemeli” demişti. Yılmaz: Bedelli askerliğe Erdoğan karar verecek Haber Merkezi Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bedelli askerliğin yakında sonuçlanacağını açıkladı. Yılmaz bedelli askerlikle ilgili önerilerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunduklarını, bu konuda kararı kendisinin vereceğini söyledi. Bakan Yılmaz “Çok zaman alır mı, uzun sürer mi” sorusuna ise, “Çok sürmez, yakında sonuçlanır” yanıtını verdi. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, önceki gün katıldığı 30 Ağustos Resepsiyonu’nda konuyla ilgili sorulara “Bizlere bir müracaat yok” yanıtını vermişti. Bedelli Askerlik Platformu’nun açıklamasına göre haziran ayı itibarıyla asker ve yoklama kaçağı durumunda olan gençlerin sayısı 750 bini aşıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle