24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 İdris Bal: Cadı avı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Polislere yönelik “paralel” operasyondaki yeni dalgaya siyasilerden tepkiler geldi. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, tutuklu polis ailelerini TBMM’deki makamında kabul etti. İnce, “Haksızlığa uğraşan herkesin yanında olmak istediklerini” belirtirken “Biz hakkın hukukun yerine gelmesinde ideolojik bakmayız, çıkar gözetmeyiz” diye konuştu. Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan polis memuru Erkan Ünal’ın eşi Nesibe Ünal, “Bu polisleri yıldırma ve sindirme operasyonudur. Hukuk hepimize lazım, hukuka sahip çıkalım” dedi. Eski AKP Milletvekili İdris Bal, TBMM’deki basın toplantısında Kütahya Polisevi’nde gazeteciler ile buluşmasının valilik tarafından engellendiğini anımsatarak operasyonları değerlendirdi. Bal, “Cadı avı şeklinde birileri sindirilmeye, korkutulmaya çalışılıyorsa tabii ki biz bunun karşısında yer alırız. Bu yapılanların demokratik ilkelere göre, hukuk devletine göre yapılmadığı aşikârdır. Başbakan’ın söylediği gibi cadı avı yapıyorlar” dedi. AKP Cemaat Devlet Siyasal akımların hiçbiri, faşizm hariç, devletle barışık değildir. Değerli anayasa hukukçusu Prof. Dr. Cem Eroğul “Devlet Nedir?” kitabının ilk önsözünde yalın bir şekilde bu gerçeği anlatır (Yordam Kitap). Hocanın söylediği gibi anarşistlerin gözünde devlet her türlü kötülüğün kaynağıdır. Marksistler devletin bir çırpıda ortadan kaldırılamasa bile adım adım kuruyup gitmesi için elden gelen her şeyin yapılmasını ister, geçici devletin bu amaca göre şekillenmesi gerektiğini söylerler. Sosyal demokratlar kapitalist sistemle kurdukları iflah olmaz uzlaşma nedeniyle sevmeseler de devleti giderek azalacağını umdukları eşitsizliği kaldırmada bir araç olarak kullanabileceklerine inanmak isterler. Liberallerin ve muhafazakârların da devletle ilişkileri ikiyüzlülük kokar. Onlar da sosyal demokratlar gibi devletle gizli bir aşk yaşamayı ve mümkünse sistemle uzlaşma kapsamında içgüveysi olmayı tercih edeceklerini sık sık dile getirirler. Faşizm ise devleti ve onun karşı konulmaz gücünü kutsar, her türlü insanlık dışı işinin aracı kılar. HHH Bu kısa özet aynı zamanda devlet içindeki çatışmaları ve devlet gücünü, iktidarı ele geçirme savaşlarının ipucunu, anahtarını da verir bize. Şimdi Türkiye’de hızlanmış olan iktidar savaşlarının anlaşılabilmesi için böyle bir anahtara ihtiyacımız var. Ama ne yazık ki henüz anahtar elimizde değil ve halk bu savaşların yalnızca gözlemcisi konumuna düşürülmüş durumdadır. Temsili demokrasinin de gerisine çekilmeyi ifade eden cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye’yi neredeyse bir arenaya, bizleri de çaresiz seyirciler konumuna düşürdü. Şimdi bize “o mu, bu mu?” diye soruluyor. Şamata bütün hızı ve gürültüsüyle sürerken, devletin daha muktedir olacağı bir dönem vaat eden Erdoğan, tüm sokakları kaplamış, zihinleri esir almış görünüyor. HHH Yaratılan algıya bakarsanız iş çoktan bitmiştir ve artık muktedir, karşısındaki adaylarla değil, bir aday olarak ortaya çıkmamış olan iktidar ortağıyla savaşmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki iktidardaki ortaklık henüz sona ermemiş, iç savaş bitmemiştir. Yakın geçmişte hukuk dışı silahları ve uygulamaları askerler, aydınlar, muhalifler üzerinde büyük bir iştahla ve derin bir işbirliği ile denemiş, insanlara acılar çektirmiş olan taraflar, şimdi birbirlerinin gözünü oymak için canla başla çalışmakta ve geçmişte denedikleri silahları birbirlerine karşı kullanmakta ikirciksiz davranmaktadırlar. HHH Seyirciler, yani bizler de doğrusu iyi seyircileriz! Başparmaklarımızı bir aşağı çeviriyoruz bir yukarı. Sizi bilmem, ama ben oynanmak istenen bu oyundan sıkıldım. Gerçek şudur: Arenada bütün hızıyla süren bu kavganın tarafları, devleti kendilerine göre yeniden biçimlendirmek ve yepyeni araçlarla canımıza okumak istiyorlar. Seyircilerin birbirlerine beddualar okuyan taraflarla ilişkilerini tez elden kesmelerinde, her türden sempati, empati ne varsa sona erdirmelerinde büyük yarar vardır. Bu türden ilişkileri salık verenlere; “işte intikam saati geldi” diyerek AKP yanında saf tutmamızı isteyenlere de, “hukuksuzluk Cemaate yöneldi” diyerek geçmişi, kan emenleri unutmamızı isteyenlere de rest çekmek yerinde olacaktır. Arenayı terk edelim, seyircilikten istifa edelim ve onları kendi kaderleriyle baş başa bırakalım. HHH Seyirci olmaktan kurtulmadıkça ne kahhar devletten ne de sömürü düzeninden kurtuluş vardır. Bu arada, “cumhurbaşkanlığı seçiminde ne yapalım?” diye soran dostlara öğüt vermek haddim değil, ama ben devlet meselesini unutmadan ve tehlikenin kapıda olduğu bilinciyle kullanacağım oyumu. ‘Yasadışı dinleme’ suçlamasıyla gözaltına alınanlar sağlık kontrolünden geçirildi. (Fotoğraflar: AA/BURAK AKBULUT, İSLAM YAKUT) 2. operasyon Emniyet’te ‘paralel yapı’ iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul İstihbarat’ta bir dönem görev alan alt rütbeli 33 polise gözaltı kararı ALİ AÇAR Yine bildi yine kapatıldı İstanbul Haber Servisi Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra Twitter’da yayımladığı mesajlarla bilgiler veren “fuatavni” adlı hesabın kullanıcısı, dün sabah Emniyet’e yapılan operasyonun detaylarını da yayımladı. Operasyona ilişkin verilen bilgiler birkaç saat sonra gerçekleşerek doğrulandı. 30 Mart yerel seçimleri öncesinde de benzer şekilde erişim engeli konulan “fuatavni” hesabı sabah saatlerinde yine erişime kapatıldı. Twitter, hesabın kapatılması ile ilgili yazılı açıklama yaparak söz konusu mahkeme kararında hesabı kullanan şahsın kişisel bilgilerinin istenmediğini, sadece hesabın kaldırılmasının talep edildiğini bildirdi. Twitter yetkilileri, hesabı Türkiye’de erişime kapattıklarını ve karara itiraz edeceklerini belirtti. Şirket, mahkeme kararı ve bu kararın aksini savunduklarını belirten bir açıklamayı tüm internet şirketlerini “şeffaf” bir yapıya sahip olma konusunda destekleyen ve yasal bir proje olan “Chilling Effects Clearinghouse” adlı internet sitesinde de yayımlayacağını duyurdu. Öte yandan “fuatavni” adlı kullanıcının yayımladığı ve birkaç saat sonra gerçekleşen iddialar şöyle sıralandı: “Yarın (dün) erken saatlerde İstanbul İstihbarat Şube polislerine operasyon yapılacak. 32 kişiyi gözaltına almayı planlıyorlar. Düzmece ve zorlama dosyalar hazır. KÇG, bugünkü toplantıda ‘Olabildiğince çok kişi gözaltına alıp korku ve sindirme psikolojisini devam ettirelim’ kararı aldı. Rol dağılımı yapıldı. Operasyon savcısı Okan Özsoy, müfettiş Selim Kutkan, sorgu hâkimi Cevdet Özcan ve Fevzi Keleş. ‘Operasyon deşifre olunca siyasi olduğu anlaşılıyor’ diye yandaş ve tetikçilerden sakladıkları kumpası deşifre ettim.” İddaları yayımlanmasının ardından “fuatavni” hesabının kapatılmasından sonra yeni açılan hesapta ise şu mesajlar yer aldı: “Seninle hesabım böyle kapanmaz. Korkma, titre. Bir kısım Ergenekoncu, Ulusalcı ve AKP’li’nin el ele vererek yaptıkları çatı operasyonun deşifre olması kinlerini arttırıyor” tweetleri yazıldı. İstanbul Emniyeti’nde Gülen cemaatinin “paralel yapılanma” kurduğu iddiasıyla ikinci dalga operasyon, dün sabaha karşı 14 ilde eşzamanlı olarak başlatıldı. Komiser ve daha alt rütbedeki polislerin gözaltına alındığı operasyon kapsamında İstanbul, Ankara, Van, Mardin, Hakkâri, Batman, Diyarbakır, Şırnak, Bitlis, Bingöl, Iğdır, Ağrı, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’ta belirlenen adreslerde arama yapıldı. “Yasadışı dinleme” suçlamasıyla haklarında gözaltı kararı çıkarılan 33 polisten 29’u gözaltına alındı. Diğer 4 kişinin yakalanması için operasyonların sürdüğü belirtildi. İstanbul merkezli Emniyet’te “paralel yapı” iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 33 kişi hakkında cumhuriyet savcısı Okan Özsoy’un talimatıyla gözaltı kararı alındı. Operasyonları kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şubesi ekipleri gerçekleştirdi. Soruşturma kapsamında hakkında 12 komiser, 12 komiser yardımcısı, 2 başpolis, 6 polis memuru, 1 emekli polis hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. İstanbul’da Seyrantepe ve Halkalı’daki polis lojmanlarına dün sabah erken saatlerde giden ekipler, lojmandaki bazı evlerde arama yaptı. Organize suçlarla mücadele şube müdürlüğüne ait yelekler giyen sivil polislerce hastaneye getirilerek sağlık kontrolünden ge ‘Karşılığı bu oldu’ çirildi. Bu sırada bir şüpheli basın mensuplarına, “Gecemi gündüzüme kattım, çalıştım. Karşılığı bu oldu” diye seslendi. Ankara’da gözaltına alınan 3, Batman’da gözaltına alınan 2 kişi de işlemlerinin ardından İstanbul’a gönderildi. Ergenekon soruşturmalarında görev alan ve Ağrı Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Ş.Y. de gözaltına alındı. Diyarbakır’da görevli polis memuru O.K. izinli olarak bulunduğu Kırıkkale’de gözaltına alındı. Gözaltı kararı bulunan polislerden 7’si İstanbul’da, 5’inin Diyarbakır’da, 4’ünün Van’da, 3’ünün Ankara’da, 3’ünün Hakkâri’de, 2’sinin Şırnak’ta, 2’sinin Batman’da diğerlerinin de Mardin, Bingöl, Bitlis’in Tatvan ilçesinde, Iğdır, Ağrı, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’ta bulunduğu kaydedildi. Diyarbakır Alişan Polis Merkezi’nde komiser yardımcısı Ahmet S, Ergani ilçesinde komiser yardımcısı Hacı Şerif E. ve Silvan’da komiser yardımcısı İhsan Ş. terörle mücadele şubesi ekiplerince gözaltına alındı. Bingöl Asayiş Şube Müdürlüğü’nde komiser yardımcısı, Şırnak merkez ve Beytüşşebap ilçesinde 2 komiser yardımcısı, Mardin’in Ömerli ilçesinde de bir komiserin gözaltına alındığı öğrenildi. Iğdır Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli komiser yardımcısı H.A. evine giden polislerce gözaltına alınarak İstanbul’a gönderildi. Van’da görevli 3 polis de sabah saatlerinde TEM ekiplerince alındı. Savcı Fidan’dan 38 polisin serbest bırakılmasına itiraz İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyeti’nde paralel yapı iddialarına ilişkin “casusluk” soruşturmasını yürüten savcı İrfan Fidan, 22 Temmuz’daki operasyonun ardından 38 polisin mahkemece serbest bırakılmasına “kuvvetli suç şüphesi ve delillerin karartılması ihtimali” gerekçesiyle itiraz etti. Fidan, eski Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u Silivri Cezaevi’ne teslim etmesiyle tanınan eski Emniyet Amiri Gafur Ataç’ın da aralarında bulunduğu 38 polis hakkında yakalama emri çıkarılmasını istedi. Savcı Fidan 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne sunduğu 167 sayfalık itiraz dilekçesinde şüpheli polisler arasındaki “resmi hiyerarşinin dışındaki astüst ilişkisinin ayrıca araştırılması gereken bir husus” olduğunu vurguladı. Fidan dilekçesinde şüphelilerin gerçekleştirdikleri işlemlerde iletişimin tespiti, teknikfiziki takip talebini gerektirecek bir görüşme olmadığını kaydederek “Bu talepler doğrultusunda alınan kararlar kullanılarak binlerce insanın özel hayatına ilişkin (eşcinsel ilişkiye varana kadar) binlerce görüşmesi kaydedilmiş ve hiçbir suç unsuru taşımayan bu kayıtlar tape haline getirilmiştir” ifadelerine yer verdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 22 Temmuz’da başlatılan 2 operasyonda 115 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Operasyonlar sonucu eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımıcısı Ali Fuat Yılmazer’in de aralarında bulunduğu 31 kişi tutuklanmıştı. Bu arada Selam Tevhid soruşturması sırasında yaptıkları işlemler nedeniyle 22 Temmuz’da gözaltına alınıp serbest bırakılan Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu 75 polis, verilen takipsizlik kararına itiraz etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet’teki 2. dalga cemaat operasyonuna ilişkin olarak Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ,“Artarak devam edecektir” dedi. Cemaatin geniş bir hareket olduğunu dile getiren Atalay, bürokraside ve iş hayatında da olduğunu ifade etti. Katıldığı televizyon programında beklentilerinin operasyonun devam etmesi olduğunu dile getiren Atalay, “Tahminimiz de bunun daha artacağıdır, artarak devam edecektir” dedi. Atalay, dosyalar olgunlaştıkça bu konunun yeni yerlere doğru gideceğini de belirtti. Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan, Emniyet’te yaşanan cemaat operasyonları konusunda İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan brifing aldı. Erdoğan, YAŞ çalışmalarının ardından Başbakanlık Merkez Bina’ya gitti. Erdoğan’ın ardından iki bakan da binaya geldi. Erdoğan’ın her iki bakandan yürütülen operasyonlarla ilgili bilgi aldığı belirtildi. Beşir Atalay: Artarak sürecek KOM’da Karababa gitti Özdemir geldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet’teki 2. paralel operasyonun gerçekleştiği sırada, önemli bir görev değişikliği yapıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanı Hacı Yusuf Karababa görevden alınarak, yerine eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir atandı. Karababa, polislere yönelik “yasadışı dinleme ve sahtecilik” operasyonunun koordinasyonundaki üst düzey isimdi. Karababa, polislere yönelik operasyonları sert şekilde eleştiren Küçükçekmece hâkimi Mehmet Karababa’nın da kardeşi. Karababa, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından göreve getirilmişti. Yeni müdür Özdemir ise Kayseri’de yürütülen soruşturma kapsamında, ihaleye fesat karıştırmak ve çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak iddiasıyla tutuklandı. Orhan Özdemir üç ay sonra Ekim 2010’da tahliye olmuştu. ‘Haramzadeler’ ve ‘Başçalan’a takipsizlik İstanbul Haber Servisi İnternet üzerinde yayın yapan sosyal paylaşım sitesi Twitter’de Başbakan Tayyip Erdoğan’a ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarını paylaşan “Başçalan” ve “Haramzadeler333” adlı hesaplar hakkında “kovuşturmaya ortam olmadığı” gerekçesiyle takipsiz kararı verildi. 30 Mart yerel seçimleri öncesi çok konuşulan ses kayıtları ve tapelere ilişkin bazı kayıtlar yayınlayan “Haramzadeler333” ve “Başçalan” adlı Twitter hesapları hakkında 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını gerçekleştiren polis müdürleri suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararında ABD’de benzer talepler karşısında ret kararı verildiği örnek gösterildi. Yayımlanan ses kayıtları nedeniyle Erdoğan Twitter’i hedef almıştı. Twiteer’a konulan erişim yasağını ise Anayasa Mahkemesi kaldırmıştı. HSYK meydan savaşı! Baskıdan yakınan HSYK Başkanvekili’ne Bekir Bozdağ ve Beşir Atalay yanıt verdi: Kurula organize bir paralel yapı hâkim olmuş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) arasında tansiyon yükseliyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın HSYK’ye eleştirilerine Başkanvekili Ahmet Hamsici yanıt verdi. Hamsici, hâkim ve savcıların korkutulmaya çalışıldığını söyledi. Bozdağ, bu açıklamayı “korsan” olarak nitelerken Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da “2010 referandumundan sonra organize bir paralel yapı HSYK’ye hâkim olmuş” dedi. Bozdağ, önceki gün katıldığı televizyon programında, “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 3. Dairesi bazı soruşturmalara blokaj uyguluyor” demişti. Bozdağ’ın bu sözlerine yanıt veren Hamsici’yaptığı yazılı açıklamada “Hâkim ve savcılara yönelik operasyonların yapılacağı yönünde sıkça haberler yapılmakta, hatta bir kısım hâkim ve savcıların isimleri de zikredilerek gözaltına alınacağı ve tutuklanacağı yönünde planlı ve organize bir şekilde kamuoyu oluşturularak hâkim ve savcılar korkutulmaya, yargının baskı altına alınmaya çalışıldığı görülmektedir” demişti. farklılık arz ediyor. Onlarla ilgili ayrı bir prosedür var” diyen Bekir Bozdağ şöyle devam etti: “Yargının içerisinde Gülen’e bağlı şu kadar hâkim ve savcı ifadelerini duydukça üzülüyorum. Yargının üzerindeki Gülen gölgesini veya bir tarikatın bir ideolojinin bir siyasetin gölgesini kaldıracak olan şey anayasa ve yasalarda yapılacak değişiklikler değildir. Bunu hâkim ve savcılar kaldırabilir.” Atalay da eylülde HSYK üyelerinin süresinin sona ereceğini, yeni bir seçim olacağını anımsattı. Atalay şöyle devam etti: “Orada 2010 referandumundan sonra organize bir paralel yapı oluşumu HSYK’ye hâkim olmuş, organize çalışılmış. Bunun devam edip etmeyeceği, oranın değişip değişmeyeceği konusu bu seçimde önem kazanıyor. Adalet Bakanımız bu konu üzerinde yoğun çalışıyor.” Tanrıkulu sordu Şimşek ‘sır’ dedi MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Rıza Sarraf’ın şirketleri hakkında bilgi isteyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’na olumsuz yanıt verdi. Şimşek, soruları yanıtsız bırakmasına yasaları gerekçe gösterdi. CHP’li Tanrıkulu, Bakan Şimşek’e, “Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini kapattığını söyleyen Rıza Sarraf’ın 24 Haziran 2014 tarihi itibarıyla Türkiye’de kayıtlı bulunan şirketleri hangileridir? Bu şirketlere 2013 yılında tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi tutarları ne kadardır?” sorularını yöneltti. Bakan Şimşek yanıtında, Vergi Usul Yasası’nın “vergi mahremiyeti” başlıklı maddesini anımsattı. Şimşek, soru önergesinde yer alan hususlarla ilgili bilgi verilmesinin yasal olarak olanaklı olmadığını bildirdi. l RIZA SARRAF’IN ŞİRKETLERİ nıtlayan Bozdağ, “Hamsici’nin açıklaması Ankara’da gazetecilerin sorularını ya ‘Korsan açıklama’ korsan açıklamadır. Birtakım yerlere mesajlar gönderiyor. Yargının tarafsızlığına siyasiler gölge düşürmüyor, giydiği cüppeyi inandığı ideolojinin, cemaatin emrine sunan sayıları az da olsa yargı mensupları yargı bağımsızlığına gölge düşürüyor” dedi. “Operasyonun yargı ayağı olacak mı” sorusuna “Hâkim ve savcıların soruşturulması ve kovuşturulmasının usulü diğer kamu görevlilerine göre C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle