03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a sert eleştiriler yöneltti; ‘Paralel varsa sorumlusu kendisidir’ dedi ‘Hesap vereceksin’ ÖZLEM GÜVEMLİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Emniyet mensuplarına yönelik 2. operasyon dalgasının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ailesinin 17 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan intikam alma süreci olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu “Eğer ortada bir paralel devlet varsa o zaman bu atamaları kim yaptı? 12 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyordu? O zaman paralel devlete yardım ve yataklık yapan bizzat Tayyip Erdoğan’ın kendisi. Yardım ve yataklık suçsa hesabını vermek zorunda” dedi. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında Bakırköy, Güngören, Bahçelievler, Küçükçekmece, Başakşehir ve Esenyurt’ta gerçekleştireceği İstanbul turu öncesinde Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, emniyet mensuplarına yönelik operasyonun ikinci dalgası ile ilgili soru üzerine “Her seçim öncesi ne hikmetse bu tür operasyonlar yapılıyor. Türkiye bir hukuk devleti midir değil midir onu bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir gerçek var. Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan ‘siz ne istediniz de vermedik’ demişti. Ben de kendisine şunu sormuştum: ‘Onlar ne istetim Bakanlığı’ndaki görevin nedir? Bir vakfın yönetiminde, vakıf rüşvetin merkezi, devletten ihale alan rüşveti götürüp TÜRGEV’e ödüyorlar. Milli Eğitim Bakanı’nın oturduğu koltuk, artık bakana ait değil Bilal Erdoğan’a ait” diye yanıtladı. Kazanın İçindeki Kurbağa Pazartesi yazımı, “Umarım, bu ‘Yeni normal: küresel kaos’, ‘iyi ulusalcılık’, ‘iyi emperyalizm’ tartışmalarının nereye gittiğini görüyorsunuzdur, kaosun yanı başında yaşayanlar olarak...” sorusuyla bitirmiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu sorunun cevabına ilişkin pek umutlu değilim; hem küresel ölçekte hem de Türkiye bağlamında... Genel havamızı, gerek küresel çapta gerekse de Türkiye’de, yavaş yavaş ısınan kazanın içindeki kurbağanın durumuna benzetiyorum. Yaklaşık 15 yıldır su yavaş yavaş ısınıyor, biz de ısınmanın getirdiği rehavetin keyfini çıkarıyoruz. Serbest ticareti savunduk, neoliberalizmin, internetin getirdiklerine, yeni haberleşme ve bilgi işlem teknolojilerine bayıldık. Bu “harika şeylerin” iklim, doğal kaynaklar, devletler arası ilişkiler, çalışan nüfus, mali piyasalar, bireysel özgürlükler, kişi özeli üzerindeki etkilerini düşünmek istemedik. Bu sırada Siyasal İslamın ılımlı kanadını destekledik, demokratikleşme, vesayetten kurtulma fantezileriyle... Ancak radikalizmin nasıl beslendiğini, militanlarına yaşam alanı açıldığını, aydınlanma geleneğine saldıran, postmodernizmin arkasından reaksiyoner aşiretçiliğin (dinci fanatizmin, etnik ulusalcılığın) geleceğini söyleyenlere kulaklarımızı kapadık. Şimdi, Avrupa’da “Ukrayna krizi”, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri kazandaki suyun ısısını, dışarı sıçramaya olanak vermeyecek noktaya yükseltebilecek özellikler taşıyor. Unutmamak gerekir ki tarih, büyük çabalarla kazanılmış, ama bir anda yitirilen özgürlüklerin, uçuruma gözü kapalı yürüyenlerin, çökmüş uygarlıkların mezarlarıyla doludur. senyurt’ta bayrak krizi Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu’na destek için düzenlediği şehir turunun ardından Esenyurt Örnek Mahallesi’nde halka hitap etti. Kılıçdaroğlu gelmeden önce mitingin düzenleneceği alana bakan bir binaya dev Türk bayrağı asılması kriz yarattı. Binanın sahipleri olduklarını söyleyen kişiler “Belediye ile sorun yaşarız” diyerek bayrağın indirilmesini istedi. Bina sakinleri ile CHP’li yöneticiler arasında yaşanan tartışmaların ardından dev bayrak binadan indirildi. Bayrağın indirildiği binanın en üst katında bir pencereden AKP bayrağı sallanması da dikkat çekti. Meydanda kısa bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanının geçmişinin temiz olması ve ayakkabı kutularından korkmaması gerektiğini söyledi. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun batıda da doğuda da itibarlı bir insan olduğunu ifade etti. Ortadoğu’daki çatışmalara dikkat çeken Kılıçdaroğlu “İhsanoğlu cumhurbaşkanı olduğunda Ortadoğu’da akan kana son verecektir, barışı, huzuru sağlayacaktır” dedi. E CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu coşkulu bir kalabalık karşıladı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) di, siz neleri verdiniz?’ Bugüne kadar cevap alamadık” açıklamasını yaptı. CHP lideri, eğer bir paralel devlet varsa önce Erdoğan’ın yargı önüne çıkarak “Evet ben başbakanlık yapıyordum ama başbakanlık yaptığımdan haberim yoktu benim, bir sürü kararname geliyordu ben de imzalıyordum. Böyle bir yapı oluşmuş yeni fark ettim” diye itirafta bulunması gerektiğini söyledi. Paralel devletin bir numaralı sorumlusunun bu ülkeyi yöneten kişi olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Paralel devlet 12 yıldır var, siz nasıl farkına varmazsınız? Defalarca yargı konusunda, diğer konularda uyarıldı. Parti sözcüsü Hüseyin Çelik’in ifadesi ile söyleyeyim; ‘paralel devlet söylemine kargalar bile güler’. Ben söylemiyorum, bu iktidarın sözcüsü söylüyor. Şimdi uyanmış ‘paralel devlet var’ diyor. Ne zamandan sonra? 1725 Aralık rüşvet operasyonundan sonra. Sen aldığın rüşvetin hesabını vereceksin. Tüyü bitmemiş yetimin hesabını sormak benim boynumun borcudur. O sanıyor ki belli seçimlere gireceğim, belli yerlere geleceğim, ben bunları unutturacağım. Her kuruşun hesabını sormak benim boynumun borcudur. Nereye gidersen git kaçamazsın.” Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Kocaeli’ndeki mitingde halktan cumhurbaşkanlığı kampanyasına bağış istemesini de eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan bu desteği niye istiyor acaba? Dünya kadar parası var, sıfırlayamadığı dolarları var, Avro’ları var. Milletin anasını belleyen işadamları var. Yazmış oraya ‘milletin adayı’. Milletle ne ilgisi var bunun? Haram lokma yiyeceksin, rüşvet alacaksın, adın bütün dünyada hırsıza çıkacak ve diyeceksin ki ‘ben milletin adayıyım’. Kimse kusura bakmasın bu millet hırsız değil. Kendileri baksın aynaya hırsızı görecektir orada” diye konuştu. Bilal Erdoğan’ın eğitim sistemiyle ilgili talimatlarını içeren yeni ses kaydı hakkındaki soruya da Kılıçdaroğlu, “Devletin geldiği duruma bakın. Senin Milli Eği MHPHDP bayrak kavgası MERSİN (Cumhuriyet) HDP Mersin İl Eşbaşkanı Sevgi Aktaş, cumhurbaşkanı adayı olan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın seçim çalışması için kente astıkları bayrakların MHP’li Büyükşehir Belediyesi tarafından indirildiğini belirtti. Aktaş, “Bayrakları söküp partinin kapısına bırakmışlar. Belediyeyi aradığımızda ‘yere düşenleri topladık’ dediler ama biz zabıtanın bayrakları indirdiğini bizzat gördük. Arkadaşlar, çengel atıp düşürdüklerini anlattılar. Seçim aracıyla çalışma yürütürken Göçmen kavşağında zabıta ve polis otosu vardı ve bayraklarımızı indiriyorlardı. Hemen müdahil olduk. İndirilen bayrakları yerine astık” diye konuştu. ‘Kutu’ mesajı Genelde ve özelde... Yüz yıl önce, 1913 yazında hava, 1914 Ağustosu’nda başlayan savaşın başyazısını pazartesi günü yeniden yayımlayan The Times’in anımsattığı gibi geride bıraktığımız yıllarınkine çok benziyordu: Hızla ilerleyen küreselleşme ve değişim rüzgârı, tren, otomobil, hatta uçaktan “telsiz haberleşme” teknolojilerine kadar dünya halklarını, ekonomilerini birbirine bağlayan gelişmeler, gittikçe daha bütünleşen bir dünya yaratıyordu. Birçok yazar, ortak refahı tehdit edeceğini düşünerek savaşın imkânsız olduğuna inanıyordu. Mucit Guglielmo Marconi telsiz çağında savaş fikrini gülünç buluyordu. Biz de internetin çelişkisiz, sürtünmesiz (friksiyonsuz) bir dünya yarattığına inanan Bill Gates’i düşünebiliriz. Genel gidişata ilişkin, Ukrayna krizi üzerinde durmayacağım. NATO’nun kendine “hibrid savaşlar”, “Avrupa’yı korumak” söylemleriyle nasıl yeni bir misyon edinmeye, kimlik ve enerji kazanmaya başladığını anımsatmakla yetineceğim. Özel gidişat çok daha acil bir durum sergiliyor. IrakSuriye alanında IŞİD olgusu tüm şiddetiyle, insanlığın yüzlerce yıllık mirasını yıkarak, Türkiye sınırlarına, Kürt topraklarına doğru yayılmaya devam ediyor. Birçok yorumcu, İslamcı AKP hükümetiyle IŞİD arasındaki yakın bağlara bir süredir işaret ediyor, kanıtlarını sergiliyor. Tutsak diplomatlar krizi bağlamında da AKP dış politikasına ilişkin birçok şey söylendi. Şimdi bu krizin seçim malzemesi yapılacağını, bu bağlamda IŞİD ile ilişkilerin daha da güçleneceğini düşünen yorumlar yayımlanıyor. Ve yine tam bu sırada IŞİD Türkiye içinde başını kaldırıyor, gazete sayfalarına, ekranlara giriyor. Yayınlarıyla, tehditleriyle, cami yangınından kahvehane saldırılarına, Ömerli’deki kitle gösterisine, kimi eylemlerde IŞİD imzası olduğu söyleniyor. Kısacası dün adı bu ülkede duyulmayan, kanlı bir örgüt, AKP hükümetinin iç ve dış politikaları sonucunda günlük yaşamın içinde giderek yerini alıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bu ortamda girerken, kimi dostlarımız, bu seçimlere, adayları beğenmediklerinden, akıllarındaki saf dünyadan çıkıp gerçek dünyanın çamuruyla kirlenmemek için, katılmamaktan yanalar. Bu arada sol hareketin bir yapısı TKP bölünüyor, bir başkası HDP ile anlamsız ama son derecede tehlikeli olasılıkları gündeme getiren bir kavgaya tutuşuyor... Siyasal İslamın gazete editörleriyse “Yüz yıl sonra başlayan Türkiye devriminden”, “yüz yıllık tortulardan, kamburdan” kurtulmaktan, tasfiyeden söz ediyor... Bitirirken bir kez daha vurgulamak istiyorum: Tarih, büyük çabalarla kazanılmış, ama bir anda yitirilen özgürlüklerin, uçuruma gözü kapalı yürüyenlerin, çökmüş uygarlıkların mezarlarıyla doludur; ve de saflığını korumaya çalışırken felç geçiren “güzel ruhlar”ın beyaz kemikleriyle... İHSANOĞLU: İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN 18 milyon pusula ne olacak? ESKİŞEHİR CHP ve MHP’nin ortak cumhurbaşkanı adayı Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, “18 milyon seçim pusulası fazla basılmış. Yani 50 milyona karşılık 18 milyon. Elbette pusulalar bir kısmı zarar görebilir. Yağmur, çamur, sel olur. Ama 18 milyonu basmak ne manaya geliyor?” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları kapsamında dün Eskişehir’e giden İhsanoğlu, CHP ve MHP yöneticileri ve milletvekilleri ile birlikte önce Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen’i makamında ziyaret etti. İhsanoğlu, daha sonra kent merkezinde esnafı ziyaret etti. Esnafın ikram ettiği simidin yarısını yolda gördüğü vatandaşlara veren İhsanoğlu, bir kısmını ise kendi yedi. Bir otelde basın toplantısı düzenleyen İhsanoğlu, gerekenden 18 milyon fazla seçim pusulası basıldığını söyledi. İhsanoğlu, “Bu 18 milyon pusula kimin emrine, nasıl kullanılacak, nasıl yanlış ellere gitmeyecek? Biz bunu soruyoruz ve sorumluluk kime aittir?” dedi.Andımızın kaldırılmasıyla ilgili tartışmaların sorulması üzerine, “Şahsen çok rahatsız oldum. Bu milli şuur veriyor” dedi. Erdoğan’ın kendisi hakkındaki “Monşer, saksı, çarkçı” gibi ifadeler kullanmasından rahatsız olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, “Zannedersem artık iflas noktası. Monşerdir, saksıdır, çarkçıdır. Böyle şeyler çok ayıp. Bu Türk siyasi tarihinde ayrı bir bahis olarak açılacak. Bazıları kendilerine yakıştırıyorsa diyecek bir şey yok. Bu devlete, bu makama yakışmıyor. Edep yahu” ifadelerini kullandı. AKP seçim yasağı dinlemiyor VAN (Cumhuriyet) CHP Van İl Başkanı Cemal Şen, cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Temmuz’da Van’da düzenlediği miting öncesi kendisine ve kentteki bütün çiftçilere Van Tarım İl Müdürlüğü’nden, “Her yıl 85 trilyon 12 yılda 900 trilyon tarımsal desteklemenin mimarı Başbakanımız yarın saat 3’te Van’da” yazılı bir mesaj geldiğini açıkladı. Şen, Van Tarım İl Müdürü Fevzi Altıner hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Altıner’in anayasal bir suç işlediğine dikkat çeken Şen, “Bu büyük bir suçtur. Tarım İl Müdürü derhal istifa etmelidir. Kamuya hizmet veren bir kurum, vatandaşlarımızı siyasi bir partinin adayının mitingine davet edemez. Bunun takipçisi olacağız” dedi. CHP tatilci peşinde Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanacakların sayısını artırmak için tatil bölgelerinden otobüs kaldıracak AYŞE SAYIN Tuncelili gurbetçiye oy engeli TUNCELİ (Cumhuriyet) Almanya’nın Frankfurt kentinde yaşayan Ali Candan, eşi ve kızı ile birlikte 26 Temmuz’da yıllık iznini kullanmak üzere, THY’ye ait tarifeli uçakla Elazığ Havalimanı’na geldi. Candan, diğer gurbetçilerle birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy vermek istedi. Ancak havalimanındaki yetkililer buna izin vermedi. Candan, “Elazığlı vatandaşlar, oy kullandı. Tuncelili 17 kişi olarak biz de oy kullanmak istedik. YSK görevlileri pasaportlarımızı topladı. Sonra telefonla birileriyle konuştuktan sonra bilgisayara girdi. İsimlerimizi kontrol ettikten sonra nüfus cüzdan ve pasaportlarımızı iade ederek, ‘Siz oy kullanmış görünüyorsunuz. İkinci defa oy kullanamazsınız’ dedi. Oysa sandıklar kurulurken biz havadaydık” dedi. Edep yahu! ANKARA AKP’nin “ilk turda alma” hesabı yaptığı Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını ikinci tura bırakmak için yoğun çaba harcayan CHP; bunun için de tatilcileri sandığa götürmenin yollarını arıyor. Bu kapsamda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem tatil için Türkiye’ye gelen gurbetçileri hem de sandık yerine “tatil”i tercih eden seçmeni ikna etmeleri için, CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Tekirdağ Milletvekili Candan Yüce er ve Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya’ya görev verdi. Konuya ilişkin bilgi veren Ayaydın, ağırlıklı olarak Marmaris, Bodrum ve Fethiye’de birebir seçmenlerle görüşerek sandığa gitmeye ikna ettiklerini belirtti. Otel otel dolaşıp oy kullanmak isteyen seçmenlerin sayısını belirlediklerini ve buna göre de otobüs kaldıracaklarını belirten Ayaydın, ilk başta Bodrum’dan 10 otobüs kaldırmayı planladıklarını, ancak talebin çok olması üzerine sayıyı 20’ye çıkardıklarını ifade etti. Kılıçdaroğlu, gurbetçi seçmenlerin de gümrük kapılarında oy kullanmalarını sağlamak için benzer yöntemin izleneceğini ifade etti. CHP yönetimi, tatilcileri sandık başına götürüp kendi adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na desteği artırarak seçimi ikinci tura bırakma hesabı yaparken bir yandan da sandıklara sahip çıkmak için çalışma yaptı. CHP, oy kullanılacak 161 bin 33 sandığın her biri için birer sandık görevlisi görevlendirdi. CHP, olası bir aksiliğe karşı her sandık için bir de yedek görevli belirledi. CHP, bu kapsamda yaklaşık 322 bin kişiye seçim eğitimi verdi. [email protected] CAN HACIOĞLU CHP lideri, akşam saatlerinde de CNN Türk’ün canlı yayınında kadın gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın reklam kampanyasını eleştirenKılıçdaroğlu, “Bir diktatörün baskısı altında seçimlere gidiyoruz. Her türlü baskı yapılıyor. İş dünyası, medya, gazeteciler üzerinde baskı var. İşadamları bu nedenle desteğini göstermekten çekiniyor” diye konuştu. üyük bir baskı var’ ‘B ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU: BAHÇELİ, 33 POLİSİN GÖZALTINA ALINDIĞI OPERASYONU ELEŞTİRDİ Mezhepçi Erdoğan’a oy yok Yurt Haberleri Servisi Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Yönetim Kurulu, “Seçimlerde Erdoğan’a oy yok” dedi. ABF’den yapılan yazılı açıklamada, “Meydanlarda Alevi kimliğini defalarca yuhalatan, kendisinden farklı inanç ve kimlik mensuplarına hakareti siyasi bir söyleme dönüştüren Erdoğan, bu ülke için hem Başbakan olarak, hem de cumhurbaşkanı adayı olarak tam bir yüzkarasıdır. ‘Kemal Kılıçdaroğlu Alevi, Selahattin Demirtaş Zaza, Ekmeleddin İhsanoğlu yerli değil, ben ise Sünniyim’ diyerek toplumu ayrıştıran, insanları ötekileştiren bir zihniyetten bu ülkeye fayda gelmez, 14 yaşındaki Berkin’e terörist ama kafa kesen IŞİD’e terörist diyemeyen bir zihniyetten Türkiye’ye fayda gelmez” denildi. Herkesi sandığa giderek oy kullanmaya çağıran ABF, açıklamasında “Recep Tayyip Erdoğan’a, yaklaşık 200 üye derneği ve 150 bin üyesi olan ABF olarak Alevilerden bir tek oy bile yok” ifadelerini kullandı. ‘Bu dalgalar sizi de vurur’ KARABÜK (AA) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, polislere yönelik yeni operasyonu eleştirdi. Karabük ziyaretinde partililer tarafından karşılanan Bahçeli, Ovacık ilçesine geçerek belediyeyi ziyaret etti. Daha sonra belediye önünde halka seslenen Bahçeli, cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim yasaklarına karşın devletin imkânlarını kullanmaktan çekinmediğini belirtti. 33 polisin gözaltına alındığı operasyonu da eleştiren Bahçeli şunları söyledi: “Sabah 6.30’da başlayan adam kapma, bir gün de Adalet ve Kalkınma Partilileri kapma yarışına dönüşürse ne olacak? Herkes kendisine ‘kimse dokunamayacak’ diye mi düşünüyor? İşte Silahlı Kuvvetleri kaptılar, arkasından Emniyet’i kaptılar, ‘kumpas’, ‘montaj’ dediler. Şimdi de ‘dalga dalga geliyor’ diyorlar. Bu dalga hep bizim sahile mi vuracak? Bir de döner AKP’ye vurursa ne olacak? O zaman buralarda yaşayan, hiçbir emek, ter dökmeyen ama sizleri istismar ederek siyaset yapanlar gün gelir bu dalgaların içerisinde bir kapılırsa ne olacak acaba? Bunları hep iyi düşünmek lazım.” Ali İsmail’e gitti İhsanoğlu, Gezi Direnişi sırasında polisin döverek öldürdüğü Ali İsmail Korkmaz’ın heykelini de ziyaret etti. İhsanoğlu, Twitter’dan da “Anayasal hakkını kullanırken vicdansızca darp edilerek kaybettiğimiz canımız Ali İsmail’i Eskişehir’de andık” mesajını paylaştı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle