24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Ülke notlarına göre Arjantin gibi aralarında Ukrayna, Mısır ve Yunanistan’ın da olduğu 11 ülke daha iflasın eşiğinde 11 12 ülke topun ağzında Moody’s sürpriz yapmaz PELİN ÜNKER Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, cuma günü kredi notu ve görünümü hakkında rutin değerlendirmesini açıklayacak olan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye hakkında pozitif değerlendirme yapması gerektiğini, ancak geçmiş performanslara bakıldığında bunun bir sürpriz olacağını söyledi. NTV’ye konuşan Zeybekci, “Moody’s’den artı yönde bir beklentim yok, eksi yönde bir beklentim var” dedi. Hazine ile kredi derecelendirme anlaşması bulunan Moody’s Türkiye’yi ‘negatif’ görünümle yatırım yapılabilir seviye olan ‘Baa3’ düzeyinde derecelendiriyor. Arjantin, alacaklı fonlarla 13 yıl süren mahkeme savaşlarından sonra kredi derecelendirme kuruluşu Standars&Poor’s’a (S&P) göre temerrüde düştü. Ancak borcunu ödemeye çalışan ya da ödeyemeyen tek ülke değil. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun ülke notlarına bakıldığında 11 ülkenin daha Arjantin gibi iflasa yakın olduğu görülüyor. Bu da domino etkisi olur mu, endişelerini daha da tırmandırıyor. S&P, Arjantin’in kredi notunu ‘CCC /C’den ‘Selective Default’a (tercihli temerrüt) indirmişti. Bu not derecesi borçlarının faizleri ile birlikte ödeyemeyen ülkeler için kullanılan bir derece olarak biliniyor. S&P’nin bu notu verdiği bir ülke daha var: Granada. Ukrayna da S&P’den ‘CCC+’ (önemli risklere sahip) notuna sahip. Fitch, Arjantin’in kredi notunu ‘CC’den ‘RD’ye (sınırlı temerrüt) düşürmüştü. Kuruluş Ukrayna’nın notunu da ‘CCC’ ile iflasa yakın olarak değerlendiriyor. Moody’s ise Arjantin’in kredi no u İflasa yakın olarak değerlendirilen ülkeler için piyasalarda borçlanmanın zorlaşması domino etkisi korkularını alevlendiriyor. Bu da Türkiye gibi dış kaynağa bağımlı bir ekonomi için önemli bir risk teşkil ediyor. Moody’s’in cuma günü Türkiye’nin notunu indirmesine kesin gözüyle bakılıyor. tunu ‘Caa1’ olarak teyit etmişti. Bu not ülkenin ‘önemli riskler’e sahip olduğunu gösteriyor. Kuruluşun değerlendirmesine göre 11 ülke ‘Caa1’ ya da daha kötü nota sahip. Bu ülkeler şöyle sıralanıyor: Ekvador, Mısır, Pakistan, Yunanistan ve Venezüella’nın notu Arjantin ile aynı. Yani ‘Caa1’. Belize ve Küba ‘Caa2’ (son derece spekülatif), Kıbrıs, Jamaika, Ukrayna ‘Caa3’ (kurtarılması beklenen, iflasa yakın) notuna sahipler. Para gelmezse Türkiye yanar Arjantin’in iflasından sonra özellikle düşük kredi notuna sahip ülkeler için tahvil piyasasında borçlanma pahalılaşacak. Bu da Türkiye gibi dış kaynağa bağımlı bir ekonomi için önemli bir risk teşkil ediyor. Okan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy, Arjantin’in İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden Doç. Dr. Murat Birdal Arjantin’in geri ödemeleri askıya almasından kazanan tek kesimin toplamının bir milyar doları bulduğu tahmin edilen Arjantin iflasından Türkiye’nin iki CDS’lerini (kredi temerrüt şekilde etkilenebileceğini swaplari) ellerinde bulunbelirterek “Arjantin’in duran yatırımcılar olduğunu Türkiye’de ödenmeyen varguladı. Birdal, Arjantin’de kâğıtları varsa doğru çözümsüzlük derinleştikçe dan etkili olur. Dolaylı borçlanma maliyetlerinin olarak ise gelişmekte yükseleceğini ve temel gösolan ekonomilere yö tergeleri problemli olan ülke nelik beklentiler bozu ekonomisinin krize sürüklelabilir. Bu da bulaşma nebileceğini söyledi. Birdal, sıcak para ile fonlanan etkisi yaratır” dedi. büyüme politikasının sonlarına Berksoy, gelişmekte geldiğimize dikkat çekerek “Bu olan ekonomilere yönedurum 2015 içinde yüksek cari lik beklentiler bozulursa açık oranı ve dış borca sahip ekonomileri zor günlerin bekTürkiye’nin cari açık ve lediğini gösteriyor. Hiç kuşku jeopolitik riskinden dolayok ki Türkiye, 130 milyar yı olumsuz etkileneceğine doları aşan kısa vadeli dış borcu işaret ederek “Kaynak giile küresel piyasalarda para bolrişine bağımlı hale gelmiş luğunun sona ermesi ve sıcak ülkelerde likidite daralmaparanın yön değiştirmesinden ya başlayacak. Bu bizi çok eten olumsuz etkilenecek ülkekiler” diye konuştu. lerin başında geliyor” dedi. Arjantin Akbaba Fonların Kuşatması Altında “Los fundos buitros o patria” (Akbaba Fonları ya da Vatan!) Arjantin’in genç, karizmatik Ekonomi Bakanı Axel Kicillof, geçen hafta içinde Arjantin ekonomisinin uluslararası finans sermayesinin spekülatif saldırılarına karşı duruşunu bu sözlerle açıklıyordu. Arjantin hükümeti 2001 yılında içine sürüklendiği krizden tek çıkış olanağı olarak dış borçlarını ödeyemeyeceğini ilan etmiş ve yaklaşık 100 milyar dolarlık borcunun yüzde 70’e varan bölümünü kreditörler ile anlaşarak yeniden yapılandırmış idi. 2005 ve 2010’da Arjantin tahvillerinin yüzde 92’sini ellerinde bulunduran kreditörler ile anlaşmaya varılmış ve ana para yanında faizleri de içeren bir geri ödeme planı işletilmeye başlanmıştı. Bu arada Arjantin’in değeri yitirilmiş tahvillerini satın alan kimi Amerikan fon yöneticileri, arkalarına Amerikan hukuk sistemini de alarak Arjantin fonlarına karşı spekülatif bir saldırıya girişti. Yeniden yapılanma takvimine ve yapılan anlaşmalara karşı duran fon yöneticileri, Arjantin’den tüm borç ana para ve faizlerin bir an önce ödenmesini talep ettiler. Bu süreçte New York Mahkemesi’nden savcı Thomas Griesa yeniden yapılandırma anlaşması dışında kalan 1.5 milyar dolarlık tahvillerin sahiplerine öncelikle ödeme yapılmasına hükmetti ve 2005 ve 2010’da yapılan anlaşmaları geçersiz kıldığını açıkladı. Böylelikle, tutarı toplamda 15 milyar doları bulan diğer kreditörlere de emsal niteliğinde bulunan bu karar gereğince Arjantin’in borç yükü birdenbire yükseldi; 30 Temmuz itibarıyla da başka bir anlaşma sağlanamayınca Arjantin hükümeti 2001’den sonra ikinci kez moratoryum kararını ilan etmeye mecbur kaldı. HHH Bugünlere kuşkusuz Arjantin kendi başına gelmedi. Arjantin 1991’in Mart ayında Konvertibilite Planı’nı açıklayarak, ulusal parasını ABD Doları’na birebir bağlamış ve para kurulu adı verilen bir parasal sisteme geçmiş idi. Bu sistemde para arzı sadece döviz giriş ve çıkışlarına bağlanıyor ve Merkez Bankası’nın Arjantin hükümetini veya bankacılık sistemini finanse etmesi “yasaklanıyordu”. Arjantin 19902001 arasını IMF’nin sıkı denetimi altında geçirdi. Bu süreçte Arjantin, IMF’nin bütün koşullandırmalarına harfiyen uymakta idi: özelleştirmeler tamamlanmış; sosyal güvenlik sistemi özelleştirilmiş ve bankacılık sistemi birkaç küçük banka dışında yabancı bankalara devredilmişti. Enflasyonun hızla düşmesi ve elde edilen yüksek büyüme hızları Arjantin’i birdenbire “IMF’nin mucize örneği” olarak anılmasına yol açmıştı. Ancak 1995’ten itibaren büyüme hızlarında düşme ve işsizlik oranlarında hızlı artışlar görülmeye başlandı. İşsizlik oranı 1990’da yüzde 12.2 iken, 1994 Tekila krizi sonrasında yüzde 18.9’a çıktı ve bu düzeyini 1990’ların sonuna değin korudu. Bu arada cari işlemler açığı hızla yükseldi ve ihracatın ithalatı karşılama oranı gerilerken, dış borçların milli gelire oranı 1990 başından, 2001’e değin 30 puan artış gösterdi. Türkiye ile şaşırtıcı benzerlikler gösteren Arjantin krizi 2001’de patlak veriyordu. Ancak kriz sonrası Türkiye ve Arjantin IMF tarafından farklı değerlendirilecekti. IMF, Arjantin’e yeni kredi açmayı reddederek bir anlamda borç moratoryumunu tek seçenek haline dönüştürürken, Türkiye’ye kotasının 8 misli tutarında bir kredi olanağı sağlıyor ve 32 milyar dolarlık taze likidite sunuyordu. Dahası, 2005’te yapılan bir ek anlaşmayla birlikte Türkiye’nin IMF’ye olan borçları yeniden yapılandırılıyor ve 2010’a değin düşük faiz ile uzatılıyordu. Bütün bu “cömert” olanaklar için, kuşkusuz, yaklaşan Irak müdahalesinde ve Büyük Ortadoğu adlı projelerde Türkiye’nin aktif rol alıyor olmasının da payı vardı. (Ama konumuz şimdi bu değil). HHH Arjantin’in zorunlu olarak yeniden bir moratoryuma itilmesinin aslında nicelik boyutlarından ziyade, ilkesel sonuçları var. Bundan böyle dış borç ödeme güçlüğüne uğrayan herhangi bir ülkenin artık kreditörlerle anlaşma zemini aramasının yolu kapanmış durumda. Bu tehdit, aslında küresel finans siteminin işleyiş mekanizmalarına sert bir müdahale içeriyor ve gerektiğinde “düzenli iflasın” işletilmesi olanağının da kapanması anlamına geliyor. Bu tehdide karşı bir grup akademisyenin Amerikan Temsilciler Meclisi ve Senato’da karşı uyarı içeren çıkışları sürüyor. (Bu konuda www. cepr.org sitesinde yayımlanan değerlendirmeler aydınlatıcı olabilir). Arjantin deneyiminden Türkiye’nin çıkarması gereken en önemli ders ise çokuluslu şirketlerin ve uluslararası finans şebekesinin Türkiye ve benzeri gelişmekte olan ülkelere karşı uygulamakta oldukları ekonomik şantaj ve siyasi dayatmalara karşı konulabileceği gerçeği ve gerekliliğidir. Bu arada bizler de Arjantin’in Akbaba Fonlarına karşı yürüteceği hukuk mücadelesini ilgiyle izliyor olacağız. ITUC’tan eylem çağrısı Türkiye’nin faiz indirme lüksü yok u JCR Eurasia Rating’in Başkanı Orhan Ökmen, enflasyonda iyileşme görmeden Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesinin yanlış olduğunu söyledi. Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşu JCR Eurasia Rating’in Başkanı Orhan Ökmen, enflasyonda iyileşme görmeden Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimine gitmesinin yanlış olduğunu; mevcut konjonktürde Türkiye’nin faiz indirme lüksü bulunmadığını vurguladı. Ökmen yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi: 4 Faiz indirimleri esnasında Merkez Bankası tarafından temel alınan gerekçelerin doğru olmadığı ortaya çıkmış ve geçersiz hale gelmiştir. TCMB’nin enflasyonda iyileşme görmeden faiz indirimlerine gitmesinin yanlışlığı ve erken davranMerdığı iyice ortaya çıkmıştır. kez Bankası, 4 Enflasyon gelişmeleri siyasi olagıda fiyatlarındaki rak baskılanan bir para politikasıyüksek seyrin temmuz ayında da sürdüğünü bilnın ortaya çıkması kaçınılmaz olan dirdi. beklenen başarısızlığıdır. Bu para Merkez Bankası temmuz ayı politikası, Fed başta olmak üzeFiyat Gelişmeleri’ni açıkladı. Ekonomi Servisi Döviz re küresel gevşek para rejimleTemmuzda yıllık tüketici enflaskurları ve kredi faizlerindeki rindeki beklenen değişiklikleyonu yüzde 9.32’ye yükselirken yükseliş, özel tüketim vergigıda fiyatlarındaki yüksek seyir bu rin yaratacağı risklere karşı yesi (ÖTV) artışları ve BDDK dönemde de sürdü. Hizmet grubu terli koruma gücü sağlayamaz. kredi sınırlamalarının etkienflasyon eğilimi yükselirken temel 4 Fiyat artışları mal ve hizmal grubunun enflasyon eğilimi iyisiyle küçülen otomotiv pametlerin geneline yayılmış duleşmeye devam etti. zarı temmuzda geçen yılın rumda olduğu için, enflasyonun TÜFE açısından aylık olarak en aynı ayına göre yüzde 16.3 yüksek seyri yalnız gıdaya bağçok fiyatı artan mal ve hizmetler daralarak 59 bin 907 adede arasında yüzde 7.49 ile telefon lanamaz. Merkez Bankası’nın geriledi. Pazar ilk yedi ayda görüşme ücreti de var. Ayrıca erken faiz indirimleri ile iç tadikkat çeken artışlar arasında yüzde 23.5 küçülerek 346 bin lepte canlanmaya yol açılmış ve yüzde 5.48 ile metro ücreti, 768 adede indi. maliyet artışlarının fiyatlara daha yüzde 4.93 ile tavuk eti, Otomotiv Distribütörleri Derkolay yansıtılmasına zemin hazıryüzde 3.53 ile dana neği (ODD), Temmuz 2014 ‘Otoeti de bulunuyor. lanmıştır. Ancak bu durumun fiyatmobil ve Hafif Ticari Araç Pazalamada kalıcı bir davranışsal bozulrı’ verilerini açıkladı. ODD, yılın gemaya evrileceğini beklememekteyiz. Zor günler kapıda İGDAŞ’ın satışı gündemde Ekonomi Servisi 4646 Sayı lı doğalgaz Piyasası Kanunu’nda değişiklikler öngören tasarı hükümet tarafından TBMM’ye sunuldu. Tasarı BOTAŞ’ın iletim, depolama, LNG tesislerinin işletilmesi yönüyle üçe bölünmesi ve İGDAŞ’ın özelleştirilmesine ilişkin hükümler içeriyor. TBMM’ye gönderilen 15 maddelik tasarıda, daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafın dan gündeme getirilen ancak Danıştay’ın yürütmesini durdurduğu İGDAŞ’ın özelleştirilmesine ilişkin hükümler yer alıyor. Son olarak enflasyon hedefinin üzerine bir bardak soğuk su içtik. Temmuz ayındaki gerileme beklentileri fos çıktı. Limonun, domatesin, etin, tavuğun fiyatının, toplu taşıma ücretlerinin, kullandığımız suya, elektriğe ödediğimiz paranın neden arttığı; bunda tarım ve enerji politikalarının payının ne olduğu, artık akarsuların bile özel sektöre satılacağı ve yeni sonuçlarının vatandaşa nasıl yansıyacağı önemli değil tabii. Keza gelişmekte olan ülkeler içinde yüksek borçlu ve riskli ülkeler kategorisinde olmamıza karşın Arjantin’in yaşadığı teknik iflası AKP iktidarı ve şakşakçılarının “bizde durum çok farklı, Türkiye’ye bir şey olmaz” deyip geçiştirmesinin de... AKP seçmeninin önemli bir kesiminin zaten bu konudan haberi bile yoktu. Olsa da umurunda değildi. Tabii şimdi anlatacaklarımın da... Kamu borcunun milli gelire oranı 2013’te Arjantin’de yüzde 47, Türkiye’de yüzde 36. Ancak Türkiye’nin asıl sorunu özel sektör kaynaklı borcu. Bu yüzden toplam borçluluk düzeyinde Arjantin’i çok geride bırakıyor. Arjantin’in toplam 137 milyar dolarlık dış borcuna karşılık Türkiye’nin kamu ve özel toplam 388 milyar dolar dış borcu bulunuyor. Daha önce ekonomik büyüme itici bir güçtü Türkiye için. Üretmediği halde sürekli borçlanarak tüketti, sanal bir refah dönemi yaşadı ama artık o da yok, küçülüyoruz. Arjantin “akbaba fonların” kıskacı altında. Türkiye değil ama bu gelecekte ipini bu fonların eline vermeyeceği anlamına gelmiyor ki... İşsizlik, gelir dağılımındaki eşitsizlik, Suriye ve Irak’taki savaşlar, Ortadoğu’daki karmaşa dolayısıyla ihracattaki daralma... Ekonomi işin sadece bir boyutu, üstelik artık görünür olmasına karşın hâlâ halının altına süpürülen... Ama toplumun çöküşündeki önemli dinamiklerden biri. Evet toplum aşikâr şekilde çöküşte. Kadın bedeni En Ekonomi Servisi Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), tüm üyelerini Gazze için yarın Gazze için eyleme çağırdı. Dünya çapında 50 milyon emekçiyi temsil eden ITUC, üye örgütlerden; Hükümetleri düzeyinde lobi yapmalarını ve 5 maddeli barış planını aktarmalarını talep etti. Barış planı; Daimi ateşkes, Gazze halkına insani yardım, Sivil halka karşı kullanılan silah, mühimmat ve diğer askeri ekipman ve teknoloji nakliyatının durdurulması, Gazze kuşatmasına son verilmesi ve İki Devletli çözümün müzakerelerle ve uluslararası kanunlar meşrululuğunda kabul edilmesinden oluşuyor. ITUC üye örgütlerinden barışı desteklemek için Birleşmiş Milletlere Twitter’dan veya Facebook üzerinden mesaj göndermelerini, Uluslararası Ulaştırma Çalışanları Federasyonu ITF tarafından oluşturulan Gazze için insani yardım hesabına katkıda bulunmalarını da istedi. un tek sorumlus n o ug y s a ıda fl ğil de Otomobil geri viteste kaldı ri kalan bölümünde cumhurbaşkanlığı seçim süreci, makro ihtiyati tedbirler, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası, jeopolitik gelişmeler, ABD ve Avrupa merkez bankalarının para politikalarının pazarda etkili olmaya devam edeceğini vurguladı. Otomobil satışları OcakTemmuz döneminde yüzde 21.7 azalarak 272 bin 375 adete gerilerken, hafif ticari araç pazarı yüzde 29.5 düşüşle 74 bin 393 adete indi. ODD, toplam pazarın bu yıl sonunda yüzde 1824 arası düşüşle 650 bin 700 bin adet aralığında gerçekleşeceğine ilişkin tahminini bu ay da değiştirmedi. Otomotiv pazarı 2013’te yüzde 9.72 artışla 853 bin 378 adet olmuştu. Çöküş Toplumu üzerinden yürütülen polemiklerle, eğitim kıskacı ile, taşeronlaştırma ve emek sömürüsü ile, bilgi ve bilimsellikten uzaklaştırma ile... 12 yıllık AKP iktidarını besleyen düzen bu çünkü. Toplum çöktükçe, kangrenleştikçe AKP güçleniyor. Kimsenin sorgulamaması, hesap sormaması, önüne konulanla yetinmesi, kadercilik, biatçılık, cemaatçilik... Kamu ulaşımını sağlamakla görevli araçlar, otobüsler arka arkaya inanılmaz kazalar yapıyorlar ve arkasından denetimsizlik ve ihmal çıkıyor. Kimse hesap sormuyor... Altyapı yatırımlarını kuvvetlendirmek yerine ranta dayalı devasa inşaatlarla, AVM’lerle göz boyamayı yeğleyen politikaların tehlikesini yine doğal afetler gözler önüne seriyor, her yağmurda kentler neredeyse yaşanmaz hale geliyor. Kimse hesap sormuyor... İşte bunu iyi biliyor AKP. Seçmenini istediği gibi yönetebilir, kandırabilir. Kurgu bunun üzerine inşa edilince sorun da ortadan kalkıyor. Mitinge gel, 5 lira, 10 lira bağış yap, bağış yaptığını gösteren dekontu getir AKP ilçe merkezlerine, tamam... Böyle olduğu için Kabataş’taki feci otobüs kazasını izleyen, konuştuğum takkeli, şalvarlı adam “Allah böyle emir vermiş” diyor. Böyle olduğu için Kadın Cinayetlerini Önleme Platformu’nun, Çağlayan Adliyesi’nde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında, “iffetli kadın kahkaha atmaz” dediği için suç duyurusunda bulunduğu açıklamayı tesadüfen izleyen adamlar, “Hepinizin allah belasını versin” diyebiliyorlar. Bilgi toplumu olamadık, çöküş toplumu oluyoruz. İşin acısı, daha doğrusu trajikomik yanı, bilgi toplumunun ürettiği teknolojiyi yaşamımızın her alanına yerleştirerek, bunun için büyük paralar ödeyerek, borçlanarak, yaşamlarımızı taksitlendirerek çağdaşlıktan adım adım uzaklaşıyoruz. Elçin Poyrazlar çok iyi bir dış haberci. Uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinin önce Brüksel, ardından Washington muhabirliğini yürüttü. Kıvrak zekâsı, çalışkanlığı ve kadın duyarlılığıyla yazdığı haberanalizlerini keyifle okuduğum Poyrazlar’ın ilk siyasi polisiye romanı Gazetecinin Ölümü’nü bir solukta bitirdim. ABD’nin kirli Ortadoğu politikaları ve silah Gazetecinin Ölümü ticaretini eksenine alan roman, Washington’da bir gazetenin yurtdışı muhabirliğini yapan kadın gazeteci Selin’in içine sürüklendiği akıl almaz siyasi komploları anlatıyor. Anlatırken de satır aralarında medya ilişkileri, habercilik, basın etiği gibi önemli izdüşümleri okurla paylaşıyor. Elçin Poyrazlar’ın ikinci kitabını merakla bekliyorum. n Ekonomi Servisi TAV Havalimanları ve Unifree Duty Free / Gebr. Heinemann ortak girişimi ATÜ Duty Free Umman’ın ikinci büyük kenti Salalah’ın Yeni Havalimanı’nın gümrüksüz mağazalarını 10 yıl işletme ihalesini kazandı. ATÜ Duty Free işletmeye Ocak 2015’te başlayacak. ATÜ Duty Free Genel Müdürü Ersan Arcan, yeni havalimanının 6 milyon yolcu kapasitesiyle Ortadoğu’da önemli bir liman olacağını belirtti. TAV Salalah’da C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle