27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2014 PERŞEMBE 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK TEOG yerleştirme sonuçları yarın açıklanacak Ağustos’ta açıklayacağı kafasındaki genel başkan ve başbakanı açıkladı: Ahmet Davutoğlu! Bir süredir kulislere yansıyan bu isim yadırganmadı. Dışişleri Bakanı da yeni görevini en sağlam isimden, Bay RTE’den daha önce öğrendiği için çoktandır başbakan olacağını soran ve söyleyenleri doğrulayan tebessümlerle karşılıyor. Gül ise basının da katıldığı son resepsiyonda Bülent Arınç’ın yeni yetmeler diye tanımladığı grubun kendisine gösterdiği terbiyesiz davranışları saygısızlık diyerek eleştirdi. Oysa Gül gibi geçmiş yıllarda bulunduğu konuma benzer koltuklarda oturanların alttan gelen, partide söz sahibi olacak bir noktaya gelebilmek için kendilerinden öncekileri defterden sildiklerine tanık olmadı mı? Şimdi 9 ay sonraki seçimden sonra olağan AKP Kongresi’nde başbakanlığa ve genel başkanlığa gelebileceği umuduyla İstanbul’a göç ediyor. Dokuz ay sonraki gelişmeleri bugünden tahmin edecek kişisel olasılıklara bugünden şans tanımanın ne kadar anlamsız ve geçersiz olduğunu Gül gibi deneyimli bir siyasetçinin öngörmesi ve... .. tarihe partinin kurucusu, ilk başbakanı ve cumhurbaşkanı diye geçebileceğini düşünmesi ve hesaplaması... yaşamını bu olasılığa göre düzenlemesi gerekmez mi? HHH Bakıyorum da medyadaki haberlere, Davutoğlu’nun tabii patronu Cumhurbaşkanı ile başbaşa vererek ya da eline tutuşturacağı hükümete şu isimler girecek diye haberlerden geçilmiyor. Unutmamak gerek: Bir defa 62. Cumhuriyet Hükümeti, RTE’nin başbakanı olduğu 61. Hükümet’in devamı olacak. Zaten açıklanacak olası bakan isimleri bu kanıyı kuvvetlendiriyor. 30 Ağustos’ta huzurunuzda sadece başbakan adının değiştiği yeni bir hükümet! HHH Zira RTE, yeni başbakanı ve atayacağı bakanları, daha önceki icraatını tamamlamak ve kafasındaki yeni Türkiye modeline ait yeni projeleri uygulamaya sokabilmek için... çoktaan saptadı. RTE için atayacağı yeni başbakanı ve bakanlar listesini açıklamak yalnızca bir formaliteden ibaret! Hazırlamakta olduğu haber verilen hükümet programı da... RTE’nin öngöreceği içerikte yazılacak olan program, yeni başbakan tarafından Meclis’e okunacak. Bu, RTE açısından vakit yitirmek ama neylesinki bu anayasal gerekleri yerine getirmek zorunda. Merak ediyorum; yalaka basın ve hatta büyük özveri göstererek RTE, kendisinden sonraki genel başkan, başbakanı yalandan da olsa yeni bir umut diye alkışlayacak mı acaba? HHH Yeni hükümette yer alacak mı bilmiyorum ama şu an Başbakan Yardımcısı olan Beşir Atalay, hükümetin daha önce tepkiyle karşılandığı için duraksadığı bazı uygulamaları yeni hükümetin duraksamaksızın yerine getireceğini açıkladı. Örneğin İmralı ile RTE hükümeti doğrudan görüşmeler yaptığını sürekli reddetti. Ama Atalay, yeni hükümet programında barış sürecinin devamında bu olguya son verileceğini açıkladı. O kadar ki İmralı ayrı bir devlet, Apo’da o devletin sanki saygıdeğer bir başkanıymış, yeni cumhurbaşkanının olası icraatını onaylaması gerekiyormuş gibi... ...RTE’nin cumhurbaşkanlığında barış sürecinin daha hatta daha verimli adımlarla devam edeceği güvencesini İmralı’ya gidecek HDP heyeti aracılığıyla ileteceklerini açıklamalarına ekleyebiliyor. HHH Yeni Türkiye kafası ile bu ülkenin yadırganacak daha nerelere sürükleneceğini hesaplayın gayrı... Tabii ülkenin ve demokratik rejimin geleceği umurunuzda ise... FİGEN ATALAY Sıra nakillerde Teşvik uyarısı Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği ve Özel Okullar Kayıt Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, eğitim desteği için başvuracak velilere şu uyarıda bulunuldu: “8. sınıfı tamamlayarak ortaöğretime başlayacak öğrencilerin yerleştirme sonuçları 22 Ağustos’ta yayımlanacaktır. 23 24 Ağustos tarihleri hafta sonu tatiline denk geldiğinden ve 25 Ağustos bu desteğe başvuru için son tarih olduğundan, destekten yararlanmak isteyen velilerin şimdiden kılavuzda belirtilen evrakı tamamlamaları ve en geç 25 Ağustos tarihinde yerleştirildiği resmi okuldan başvuru yapmaları yararlı olacaktır.” GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) yerleştirme sonuçları yarın açıklanacak. Boş kalan kontenjanlar için nakil işlemleri ise 25 Ağustos’ta başlayacak. Özel okullara bu yıl çok talep oldu ama henüz kesin kayıtlar yapılmadı. Öğrencilere “garantili yer” açıldı. Bunun nedeni de ister tercih yapmış, ister yapmamış olsun, isterse de okuduğu özel ilköğretim okulunun lisesine geçecek olsun tüm 8. sınıf öğrencilerinin 22 Ağustos’ta bir devlet lisesine yerleştirilecek olması. Özel okul isteyen veliler, 25 Ağustos’ta çocuğunun yerleştiği devlet okuluna gidip ıslak imzalı dilekçe vererek öğrencinin kaydını alacak. O zaman o okulda boşluk olacak. Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan, özel okullara büyük talep olduğunu belirterek bunun nedenlerini şöyle sıraladı: “Birincisi, veliler devlet okuluyla ilgili sonucu bilmiyor o yüzden panik halinde özel okula ön kayıt yaptırdılar. İkincisi, hangi dilimde kaç öğrenci olduğu bilinmediği için taban puanlar düşük açıklandı. Üçüncüsü de bütün okullar Anadolu lisesi olduğu için Anadolu liselerine güven azaldı.” Uğur Hazırlık Rehberlik Koordinatörü Nazik Kösegil, şu uyarılarda bulundu: “Okullara başvuru yapan öğrenciler puan üstünlüğüne göre nakil olacak. 29 Ağustos günü saat 19’da nakil yerleştirme işlemleri tamamlanacak. Yerleştirmeye yönelik nakil işlemleri benzer biçimde eylül ayı sonuna kadar haftalık dönemler halinde devam edecek ve her dönem için ayrı başvuru yapılacak. Nakil başvurusu, eylül ayı sonuna kadar puan barajı olmadan devam edecek. Bu nedenle veliler 25 Ağustos’ta başlayıp eylül sonuna kadar devam edecek nakil sürecini dikkatli takip etmeliler. Bu takip sırasında öğrencinin puanı çok düşük olsa bile yüksek puanlı öğrencilerin yerleştiği okullara yerleşebilme şansları olacak.” Validebağ Korusu’ndaki tahsis 7 yıl sonra iptal edildi Danıştay’dan belediyeye yetki hatırlatması ÖZLEM GÜVEMLİ Atamaya ‘jet’ iptal n BALIKESİR (Cumhuriyet) Eğitim Sen Balıkesir Şubesi’nin, 2008’de okul müdürlüğü yaparken, duyuru yapılmadan, yazılı görevde yükselme sınavına girmeden şube müdürü olarak atanan Haydar Aydın ve Dilaver Ayyıldız’ın atamalarının iptali için Balıkesir İdare Mahkemesi’nde açtığı davada mahkeme oyçokluğuyla, atamaları hukuka aykırı buldu. 6 yıl önce şube müdürlüğüne atanan Aydın il milli eğitim müdür yardımcısı olarak görev yapıyor. Ayyıldız ise Balıkesir Altıeylül Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne getirildi. Karar doğrultusunda geçen nisanda sadece sözlü mülakatla gerçekleştirilen 1709 atamanın da iptal edilebileceği öne sürüldü. n İstanbul Haber Servisi Ümraniye’de dün çarşaflı bir soyguncu işyeri sahibini silah tehdidiyle etkisiz hale getirerek tezgâhtaki 3 kilogram altınla kaçtı. Esnaf müdahale etmek isteyince pompalı tüfekle bir el ateş eden soyguncu kendisini bekleyen otomobille kaçtı. Polis iki soyguncuyu için operasyon başlattı. Birinci derece doğal sit alanı olan mülkiyeti hazineye, kullanımı Milli Eğitim Bakanlığı’na ait olan Validebağ Korusu için büyükşehir ve ilçe belediyesi arasında süren tahsis yarışına hukuk “dur” dedi. Danıştay 8. Dairesi, koruyu Üsküdar Belediyesi’nin kullanımına açan bakımonarım protokolünü 7 yıl sonra tamamen iptal etti. Belediyelerin kültür ve tabiat varlıklarının bakım ve onarımına ilişkin sorumluluklarının bulunduğu ancak bu sorumluluğun kullanım hakkını içermediği vurgulandı. Emekli milli eğitimi müfettişi olan avukat Kemal Onur, 2007’de Validebağ Korusu’nun bakım, onarım ve yeşil alanlarının kullanımı ile ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Üsküdar Belediyesi arasında imzalanan protokolün iptali istemi ile dava açtı. İstanbul 8. İdare Mahkemesi davayı reddeti. Onur, kararı temyiz ederek Danıştay’a taşıdı. Danıştay 8. Dairesi de idare mahkemesinin kararını bozdu. Dosyayı yeniden görüşen İstanbul 8. İdare Mahkemesi, bu kez protokolün iptaline karar verdi. 22 Şubat 2012 tarihli kararda protokol ile Validebağ Korusu’nun bakım ve onarımı haricindeki kullanım hakkının Üsküdar Belediyesi’ne bırakıldığı tespit edildi. Belediyelerin kültür ve tabiat varlıklarının bakım ve onarımına ilişkin sorumluluklarının bulunduğu ancak bu bakım ve onarımın protokolde belirlendiği şekli ile kullanım hakkını içermediğine dikkat çekilerek protokolün dayanağı olan yasalara aykırı olduğu sonucuna ulaşıldı. Korunun 2863 sayılı yasa kapsamında olduğu, koruma kurulunun izni olmadan kullanımının değiştirilmesinin mümkün olmadığı Nadir Nadi’yi andık Cumhuriyet gazetesi başyazarı Nadir Nadi, aramızdan ayrılışının 23. yıldönümünde Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında anıldı. Anma törenine Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, köşe yazarımız Güray Öz ve gazetemiz çalışanları katıldı. Nadir Nadi’nin gazetenin kurumsallaşmasına sunduğu katkılara dikkat çeken Erinç, “Yunus Nadi, Cumhuriyet yayın ilkelerini 7 Mayıs 1924’teki Cumhuriyet gazetesinin ilk sayısında belirleyip açıklamıştır. Nadi Bey’in emriyle kurulan Cumhuriyet Vakfı, o ilkeleri gazete sayfasından alarak belge haline dönüştürmüştür” dedi. Kurallar çerçevesinde, Nadir Nadi’nin kurumsallaşma çabaları ile ilkelerine bağlı olarak yayın yapmaya devam ettiğini belirten Erinç, “Çeşitli iktidarlar ve askeri yönetimler tarafından uygulanan baskılara karşı ödün vermeme ilkesini Cumhuriyet yöneticilerine Nadir Bey yansıtmıştır. Bugün Cumhuriyet çalışanları da bu ilke kapsamında yayınını sürdürmektedir. Vakıf Senedi ve Cumhuriyet Vakfı varoldukça bu ilkeler devam edecektir” diye konuştu. (Fotoğraf:SERKAN YILDIZ) Başlangıçta Hatay, Gaziantep ve çevresinde yoğun görüldüler. Zamanla büyük kentlere yayıldılar. Şimdi Türkiye’nin her yerindeler. Terk edilmiş bir cezaevinden yıkılmak üzere olan gecekonduya, köprü altından otogarlara kadar nerede sığınacak yer bulurlarsa kafileler halinde yerleşiyorlar. Çaresizler... Yaşadığı toprakları can korkusuyla bırakmaktan daha acı ne olabilir ki? Bir de sığındığınız ülkede en temel yaşam koşullarından bile yoksunsanız, gerisini siz düşünün. Bırakın kent merkezlerindeki her kırmızı ışıkta grup halinde bekleşenleri, alışveriş merkezlerinin önünde, “çıkanlar bize torbalarından bir şey verir mi” diye umanları, şehirlerarası yolda bile sollamakta olduğunuz kamyonun kasasının Suriyelilerle dolu olduğunu görüyorsunuz. Kimi kentler zalimce bir karar alarak onları toplayıp şehir dışına çıkarmayı bile çözüm saydı... HHH Bu noktaya nasıl gelindi? Suriye ile ilişkilerimiz tarihin hemen her döneminde dalgalı oldu. Özellikle PKK terörünün yükseldiği dönemlerde “dış mihrak” deyince ilk akla gelen ülkeydi. 2000 yılı ile birlikte Türkiye deyim yerindeyse “affet ama unutma” politikası izleyip Suriye’yle dostluk bağlarını güçlendirdi. Teröre destek tartışmalarının yerini kalkınma için birbirine destek almıştı. Pek çok alanda şanslı bir miras devralan AKP Suriye konusunda da önünde gümüş bir tepsi buldu. İçinde “sınırlardaki mayınları kaldıralım” önerisinden “artık vize anlamsızlaştı” yakınlaşmasına kadar her şey vardı. Ta ki 2011 yılı başına yani, “Arap Baharı” rüzgârlarının AKP’nin başını döndürdüğü günlere kadar... Erdoğan ve Davutoğlu bu rüzgârla birlikte Suriye’deki rejimi de değiştirmeye karar verdiler. Takvim olarak da “haftaları” öngördüler. Davutoğlu’nun “Esad’ın haftaları kaldı” demeci vermesinin üzerinden yaklaşık 110 hafta geçti. Bu zaman diliminde Suriye’deki iç savaştan kaçanlar da soluğu Türkiye’de aldı. Esad kısa sürede devrileceğine göre gelen Suriyelileri kardeşçe ağırlamak, sonra da onları davul zurna ile barış dolu ülkelerine göndermek ne güzel olurdu! Ama öyle olmadı. Durumu biraz daha iyi olan ya da yolunu bulabilenler Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine gitti. Kalanlar, bize kaldı. HHH Bu aşamadan sonra çözüm ne? Olayın bütün boyutları bir yana öncelikle insani yanı var. 2 milyon insan toprağından sökülmüş kökleri havada ağaçlar gibi yarı kuru yarı diri aramızda dolaşıyor. İş bulabilen hiçbir güvence olmaksızın emeğini satıyor. Gazetelerin üçüncü sayfalarında yer alan haberler ayrı bir felaket. Türkiye uluslararası göçmen gerçeği penceresinden bakınca dörtlü kıskaç altında. Göçmenlerin daha zengin ülkelere ulaşmak için kullandığı transit geçiş ülkesiyiz. Topraklarında göçmen barındıran ülkeyiz. Çevre ülkelerdeki iç savaş ve krizler nedeniyle toplu sığınmacı akınına uğrayan ülkeyiz. Kendi yurttaşları dünyanın dört bir yanına daha iyi bir yaşam için göçen ülkeyiz. Bütün bunlar Türkiye’nin bir “göçmen politikası” oluşturmasını zorunlu kılıyor. Örneğin Türkiye’de oturma kararı alan bir yabancının muhatap olmak zorunda kaldığı bakanlık sayısı 20’yi buluyor. Güncel sorun Suriyeliler... Hükümetin birbirini katlayan hatalarıyla büyüyen bu sorunu, onları dışlayarak çözmek olanaksız. Komşularla barışı öne alan politikalar üretmek ve içimizdeki Suriyelilerin insanca yaşamasını sağlayıp ülkelerine dönme zemini hazırlamak başlangıç olabilir. Fıkra gibi görevden alma vurgulandı. Mahkeme söz konusu protokolü oyçokluğu ile iptal etti. Bunun üzerine de İstanbul Valiliği ve Üsküdar Belediyesi karara itiraz etti. Danıştay 8. Dairesi temyiz talebini yerinde bulmayınca karşı taraf karar düzeltme talebinde bulundu. İç hukuk yolunun son aşaması olan karar düzeltme talebi de 11 Şubat 2014’te karara bağlandı ve 16 Nisan 2014’te kesinleşti. Danıştay 8. Dairesi, düzeltme talebini oybirliği ile reddetti. Yıllardır yapılaşma tehdidi altında olan Validebağ Korusu, son olarak yapılan otopark genişletme inşaatı ile şantiyeye döndü. Süren inşaata tepki gösteren Validebağ Gönüllüleri, önceki akşam koruda forum düzenledi. Foruma CHP İstanbul milletvekilleri Melda Onur ve Mahmut Tanal da destek verdi. Ardından katılımcılar korunun içindeki öğretmenevi binasının yanında bulunan otopark inşaatına giderek, şantiye alanını çevreleyen bariyerleri yıktı. n EREĞLİ (DHA) Ereğli’de 30 Mart’ta AKP’den belediye başkanı seçilen Hüseyin Uysal, dün sabah Ankara’ya giderken yerine vekil olarak, bir önceki dönemde CHP’den meclis üyesi olan ve istifa ederek AKP’ye katılan Fevzi Ekşi’yi görevlendirdi. Bir günlüğüne başkanlık koltuğuna oturan Ekşi, Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Cöbek’i görevden alıp Hal Müdürlüğü’ne atadı. Durumu öğrenen Uysal’ın, Ereğli’ye dönmek üzere Ankara’dan yola çıktığı belirtildi. n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Çukurca ve Yüksekova ilçelerinde, biri kadın 2, PKK’nin Kuzey Irak’taki saldırılarından kaçan 3 terörist Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim oldu. Şırnak Valiliği, çözüm sürecinin başladığı 21 Mart 2013 ile 20 Ağustos 2014 arasında Habur Kara Hudut Kapısı’na teslim olan PKK’lilerin sayısının 273’e ulaştığını açıkladı. n ELAZIĞ (AA) Arıcak ilçesinde Bükardi beldesinde köy koruculuğu yapan Sıtkı Yazar’ın, Görese Dağları bölgesindeki köyleri gezerken PKK üyelerince kaçırıldığı belirtildi. Güvenlik güçlerinin bölgede çalışma başlattığı kaydedildi. 5 PKK’li teslim oldu MADENE ÇALIŞMA İZNİ VEREN MÜFETTİŞLERİN SORUŞTURULAMADIĞI BİLDİRİLDİ Çarşaflı soygun Soma’ya bir örtü daha EMRE DÖKER 2 kişiye 320 biner TL n ANKARA (AA) Şans Topu çekilişinde kazanan numaralar “2, 13, 25, 27, 29 ve +12” olarak belirlenirken, 5 +1 bilen 2 kişi, 320 bin 787 lira 20’şer kuruş kazandı. Çekilişte 5 bilenler, 4 bin 582 lira yetmişer kuruş, 4 +1 bilenler 212 lira onar kuruş, 4 bilenler 35 lira onar kuruş, 3 +1 bilenler 20 lira yirmişer kuruş, 3 bilenler 4 lira yirmibeşer kuruş, 2 +1 bilenler 6 lira yirmişer kuruş, 1 +1 bilenler 3 lira ellibeşer kuruş ikramiye kazandı. İZMİR Soma’da 301 işçiye mezar olan madenin çalışmasına izin veren müfettişlerin soruşturulmasının engellendiği ileri sürüldü. Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, müfettişler hakkında soruşturma yapılması için cumhuriyet savcılığına başvurduklarını ancak yanıt alamadıklarını söyledi. Balkız, 2009’da açılan madenle ilgili çalışma izni veren müfettişler hakkında soruşturma izni istediklerini belirterek “Bakanlığın kontrol mühendisleri, Türkiye Kömür İşletmeleri’nin kontrol mühendisleri, elemanları, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun iş güvenliği müfettişleri yıllardır ne yapmışlardır? Cumhuriyet savcılığına bir dilekçe verdik. Madenin şirkete devredildiği tarihten itibaren bugüne kadarki tüm müfettiş raporlarını istedik. Altında imzası bulunan tüm müfettişler nasıl rapor verdiler, bunun sorgulanmasını istiyorum. Bu di lekçeye henüz cevap gelmedi. ‘Sizin dilekçenize uygun olarak bakanlığa ve resmi kurumlara yazı yazdık, talepte bulunduk’ dediler” diye konuştu. Yargılamanın baskılardan uzak, adil, bağımsız mahkemeler tarafından yapılması gerektiğini kaydeden Balkız, şöyle konuştu: “Cumhuriyet başsavcılığımız bu konuda yapmış olduğu ilk bilirkişi raporu sonunda madeni işletenleri, maden sahası sahibi, vardiya çavuşlarını sorumlu gördü. Bunlarla ilgili bir soruşturma yapıldı. Şimdi içeride 8 tutuklu var. Adli kontrole tabi tutulan kişiler var. Bu anlamda 500’e yakın kişinin tanık veya müşteki sıfatıyla ifadeleri alındı. 15 Temmuz tarihinde gerçeğin ortaya çıkması için bir keşif yapıldı. Çıkan madenin taşındığı ana koridorda zor yürüdük. O şirketin 6 bin işçisi var. 2 bine yakını facianın meydana geldiği madende çalışıyor. Hep üretime dönük bir çalışmada, iş güvenliğine hiçbir yatırım yapılmıyor.” Köy korucusu kaçırıldı Hastane bahçesinde çatışma n ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Balıklıgöl Devlet Hastanesi’nde, Dirik ve Atmaca aileleri arasında silahlı çatışmada 1 kişi öldü 4 kişi de yaralandı. Polis, kavgaya karıştıkları tespit edilen 6 kişiyi gözaltına aldı. Zanlıların üst aramasında 2 silah ele geçirilirken olay yerinde yaklaşık 60 boş kovan tespit edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle