08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Görünen o ki Davutoğlu başbakan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP’deki ‘yeni cenah’ı ağır sözlerle eleştirdi ve ekledi: UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde “kendi cenahından” da “saygısızlık” gördüğünü ifade etti. AKP MYK toplantısından iki gün önce yeni genel başkan ve başbakanı açıklayan Gül, başbakanın “gördüğü kadarıyla” Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olacağını söyledi. Gül, bundan sonraki yaşamını İstanbul’da sürdüreceğini ifade ederken, “Ankara’da olmayı şimdilik düşünmüyorum” dedi. Gül, son günlerin tartışma konusu olan YSK’nin Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını açıklamasıyla Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık görevinin düşüp düşmeyeceği konusunda da “Bir kişinin TBMM üyeliğinin düşüp düşmediğine karar vermek, tespit etmek, Cumhurbaşkanlığı makamına ait değil” ifadelerini kullandı. Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül de eşinin son dönemde kendilerine yöneltilen eleştirilere “kibarlığından” yanıt vermediğini belirterek, “Hayatımda hiç üzülmediğim kadar üzüldüm bu dönemde. Abdullah Bey, ben okumayayım diye gazeteleri, haberleri benden kaçırıyor; hatta burada interneti bile kapattırıyor” diye konuştu. Gül’ün, Çankaya Köşkü’nde verdiCumhurbaşkanı Abdullah Gül; sanatçılar, yazarlar, gazeteciler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine ği son resepsiyona Fener Rum PatÇankaya Köşkü’nde veda resepsiyonu verdi. Gül ve eşi Hayrünnisa Gül gazetecilere açıklamalarda bulundu. riği Bartholomeos, TÜSİAD Başkamasın’ diyenlerin bana parti kurdurması, yeğine dönmesinden daha doğal bir şey olamanı Haluk Dinçer, TOBB Başkanı Rini, başka cephelere çekmesi, onu gördüm. yacağı görüşünü yineleyen Gül, “Tecrübelerifat Hisarcıklıoğlu, TURSAB Başkanı BaşaBir taraftan da bizim cenahtan yapılan epeymi, birikimlerimi devletime, milletime, içeriran Ulusoy, üniversite rektörleri, sivil toplum örce doğrusu saygısızlıkları da gördüm, bu de, uluslararası faaliyetlerde aktarmak için gütü temsilcileri ve gazeteciler katıldı. Gül, reson süre içerisinde. Bunların hepsini de tabundan sonra da bu şekilde hareket edecesepsiyondaki konuşmasında görevi süresinkip ettim. Çevremdeki herkes nihayette göreğim” diye ekledi. ce Türkiye’nin her bakımdan yükseldiğini ifade vini yapıyordu, tarafsız bir Cumhurbaşkanlığı ederken şunları söyledi: stanbul’a yerleşeceğim’ mevkisinde. Ama doğrusu, bunlar da olağan “Doğrusunu söylemem gerekirse ben de şeyler. Bundan sonra birikimlerimizi, tecrüÇankaya’yı herkese açtım, kapılarımı herkeResepsiyonda Cumhurbaşkanlığı görevini bemi yine davama, kendi kurduğum partinin se açtım. Sizin bu ilginizi de karşılıksız bıdevrettikten sonra İstanbul’a yaşayacağına da başarılı olması için şüphesiz ki desteklemerakmamaya çalıştım. Cumhurbaşkanlığı beişaret eden Gül, şu değerlendirmelerde bulunye, aktarmaya çalışacağım.” nim dönemimde sendikaların, hepsini buradu: “İstanbul’a yerleşeceğim, biliyorsunuz, Gül, gazetecilerin “Bu cenah kimler?” soruda görüyorum, esnaf ve meslek kuruluşlarıAnkara’da şimdi olmayı düşünmüyorum. sunu ise yanıtsız bıraktı. nın, odaların en sık uğradıkları ve dertlerini, Türkiye’nin başarısı hepimizin. Cumhurbaşmeselelerini ilettikleri ve bunlara çare aradıkkanlığı yapmış bir kişi nasıl davranırsa ben alkın ilk ları makam oldu.” de bundan sonra muhakkak ki öyle davranaSosyal medyayı kullanan ilk cumhurbaşkamüdahalesi 2007’ cağım. Beni bilenler bunu bilir. Beni bilmenı olduğuna dikkat çeken Gül, “Belki aranızda yen, yani bizim cenaha yeni giren veyahut da Cumhurbaşkanlığı makamına siyasi kimliğiyle da epey takipçi vardır” derken, birçok alanda geçmişi çok iyi bilmeyenler bu konuları güngeldiğini ve tarafsız davranmaya çalıştığını ifasosyal sorumluluk projelerine, eşi Hayrünnisa lük konuşurlar. İşte onlara da söyleyeceğim, de eden Gül, halkın Cumhurbaşkanlığı seçimine Gül ile öncülük ettiklerini ifade etti. demin söylediğim kadar söylemiş olayım yakatılımının 2007 seçimlerinde yaşandığının altını ni saygısızlıklarını bir hatırlatmış olayım, geçizerken, şu ifadeleri kullandı: hmet Davutoğlu’nu çeyim. O kadar.” “Siyasi kimliği olan, siyasi mücadelesi siyasete ben kazandırdım’ olan bir kişi olarak geldim. Bundan dolayı ormalite önemli da cumhurbaşkanı olmamam için nelerin Resepsiyonda gazetecilerin sorularını da yadeğil partiliyim’ yaşandığını hatırlarsınız. Cumhurbaşkanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, yeni kabineye ilişnı olursam irticanın hortlayacağını söylekin sorular üzerine AKP kongresinin cumhur“AKP’ye ne zaman üye olacaksınız?” soruyenlerden tutun da her şey oldu. Ama dabaşkanlığını devretmeden 1 gün önce yapılacasu üzerine son Osmanlı veliahtı Ertuğrul Bey’in ha sonra da, 2007 seçimleri aslında, halğını anımsatarak, şöyle konuştu: Türkiye Cumhuriyeti pasaportu olmaksızın sekın Cumhurbaşkanlığı’na ilk müdahalesi“Partinin kongresi, ben cumhurbaşkanı yehat belgesiyle, tüm dünyayı dolaştığını anımdir ve o seçimlerin başarımızı da hatırlarolduğum, cumhurbaşkanlığını devretmesatan Gül, “Kendisine neden pasaport için sanız, daha sonra da Cumhurbaşkanı olden bir gün önce olacak. Göründüğü kadabaşvurmuyorsunuz?” dediğimde “‘Başvudum. Cumhurbaşkanı olunca da anayasa rıyla devralacak arkadaşımız Dışişleri Baru yaparken, Türk olduğumu söylemem gerekigereği, anayasaya verdiğim önemden dokanı Ahmet Bey’i, siyasete de devlet hayor. Ben hepinizden daha fazla Türk’üm’ yanıtılayı, siyasi kimliğimi bir tarafa koyup, tayatına da kazandıran benim. Başbakan olnı verdi. Ben talimat verdim, formaliteleri biz rafsızlığımı muhafaza ettim.” duğumda büyükelçi yaptığımı hatırlarsahallettik. Şimdi de formalite önemli değil, ben Cumhurbaşkanlığı’nın ardından politik kimlinız, ondan sonra da Dışişleri Bakanlığım bu partinin kurucusuyum” diye ekledi. boyunca, beş yıl hep yanımda oldu, beraber olduk. Bizim dava, akım içerisinde bizden sonraki jenerasyonun değerli isimlerinden birisi. Tabii inanıyorum ki çok başarılı olur. Başarılı olması Türkiye’nin başarısı olacaktır. Hepimiz de birikimlerimizle tada onun üzerine hareket ediyor. Ama Abdullah Gül, YSK’nin Cumhurbaşkanlığı bii ki destek oluruz.” tartışmaları da takip ediyorum. Onun için seçim sonuçlarını açıkladığı, bu durumda bir kaosa, herhangi bir şeye herhalde Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık görevinin aygısızlıkları da fırsat verecek durumda değilim ama daha düşüp düşmeyeceği yönündeki soru gördüm’ önceki teamüllerde olduğu gibi süreçler üzerine de “Tartışmalar var. Görüyorum Son süreçte yaşanan tartışmalara da değinen işlerse tabi ki ben de o zaman üzerime bunları, ama siz de takdir edersiniz ki, bir Gül, kendisine yönelik eleştirilere yanıt verirken düşeni yaparım” dedi. Gül, Erdoğan’ın milletvekilinin TBMM üyeliğinin düşüp “Bizim cenahtan yapılan epeyce saygısızlıkCumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, düşmediğini Cumhurbaşkanlığı makamı ları da gördüm” dedi. Gül, şunları kaydetti: 16 Ağustos’ta imzalanan kararnamelere olarak biz tayin etmiyoruz. Geçmiş “Bu arada çeşitli yazılanlar, çizilenler koneden imza attığı yönündeki soruyu ise teammüller var. Bütün onlara da baktırdım. nusunda, bir taraftan benim Cumhurbaşkayanıtsız bıraktı. Bize yazılar yazılıyor, Cumhurbaşkanı nı olma sürecimde ‘Aman cumhurbaşkanı ol Bilmece, Gizem ve Enigma Olarak IŞİD IŞİD, katliam, soykırım, toplu tecavüz, kölecilik, talan gibi ortaçağ uygarlıklarının vahşetini aratmayan taktiklere, bunları gururla, bir vahşet pornografisiyle sergileyen propaganda yöntemlerine dayanarak Irak ve Suriye topraklarında bir “devlet” kurdu, halifelik ilan etti. Bu kadar hızlı bir yükseliş, bu kadar büyük vahşet gösterisi, bu kadar cüretli bir iddia (halifelik) ister istemez akla Churchill’in ünlü sözünü getiriyor: Adeta, “Bir enigmanın (anlaşılamaz şeyE.Y) içindeki gizeme sarılı bilmece”... IŞİD’i açıklama çabalarında öne çıkan savları kısaca toparlarsak ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: Uzun dönemli, tarihsel bir sorun olan SünniŞii çatışması, Osmanlı İmparatorluğu çökerken emperyalist güçlerin çizdiği yapay sınırların ülkeleri... Sonra, ABD dış politikalarına karşı Ortadoğu’da 1950’lerden bu yana mayalanmakta olan tepkilerin giderek dinci Vahabi Selefi kanallara akıtılması, SSCB’ye karşı bu geleneğin silahlandırılarak eğitilmesi... Daha yakın bir zamana gelirsek, Irak’ın işgaline karşı direnişi bastıramayan güçlerin SünniŞii çelişkisi “canavarını” uyandırarak tetikledikleri iç savaş... Devletlerin gizli örgütlerinin provokasyon, yönlendirme girişimleri, komplo projeleri... Bence, IŞİD’i doğuran denklem, bir sorunun cevabı dışında, genel olarak tamamlanıyor: Neden dünyanın her bölgesinden genç insanlar IŞİD’e katılarak kendilerini adeta bir kıyma makinesinin içine atıyorlar, hem de şiddet pornografisine dayalı propagandaya karşın? Burada, demografik ve kültürel, kalıcı, hatta yapısal dinamikler söz konusu. IŞİD’e “bir enigmanın içindeki gizeme sarılı bilmece” özelliğini kazandıran da bunlar. Suriye, Lübnan, Irak, İran’da toplam yaklaşık 30 milyon genç (1524 yaş arası) yaşıyor. Tüm Ortadoğu’da bu nüfus 100 milyona ulaşıyor. Bu nüfusun 1/5’i iş bulmak, evlenmek, yaşam kurmak kaygısı içinde. Geri kalanın yüzde 30’u; 1415 yaş arasındakiler, sıralarını bekliyorlar. Avrupa’da gençler arasında işsizlik oranları, ortalamanın üzerinde seyrediyor. Azınlıklar ve Müslüman azınlıklardan gençler arasında bu oranlar yüzde 40’lara ulaşıyor. Ne Ortadoğu’da ne Avrupa’da devletlerin bu genç nüfusun beklentilerini karşılayacak, enerjileri, kaynakları, umut veren projeleri var. Bu genç nüfus aslında, işçi sınıfına katılamayan, düzen dışı bir “artıknüfus” oluşturuyor. Bu genç nüfus, Ortadoğu’da ama özellikle Avrupa’da büyük bir kültürel karmaşa içinde yaşamaya çalışıyor. Bir taraftan, metaları, mutluluk vaadini, cinselliği öne çıkararak satmaya çalışan bir haz kültürünün, sürekli arzuları “gıdıklayan” basıncı altındalar. Diğer taraftan bu basıncın yarattığı arzu nesnelerine ulaşmalarına olanak verecek kaynaklardan yoksunlar. “Kapitalist gerçekçilik” bu gençlere, bu kültürel karmaşa içinde yaşamlarına anlam ve yön verecek insani ilkeler de sunamıyor. Dahası, Avrupa’da Müslüman azınlığın gençleri, kimliklerini oluşturma sürecinde karşılaştıkları beyaz, Hıristiyan özdeşleşme nesnelerini, cinselestetik pratikleri, içselleştirmekte çok büyük ölçüde zorlanıyorlar. Bu haz ve mutluluk kültürü, oluşmakta zorlanan kimlikler karşısında, hazları bastıran, mutluluğu bu dünyanın ötesinde (Cennet) bulmayı vaat eden, bu berbat yaşamı bunun için feda etmeyi (Şehadet) öneren, iktidarsızlığa karşı “aşkınlık” (Cihat ve “özgürleştirici” şiddet), kimliksizliğe karşı evrensel kimlik (Umma) seçeneği sunan bir “ölüm kültürü” var. Bu iki kültürün çarpışması da IŞİD gibi yapıların insan kaynağını üretiyor. Bu, kapitalizmin bu döneminde, kalıcı ve yapısal bir sorun. Bu sorunu aşmak için gençlere yaşamlarını bu dünyanın sorunlarına karşı, bu dünyayı terk etmeden, hazlarından vazgeçmeden mücadele etmelerine olanak verecek ilkeleri sunan bir başka III. kültür gerekiyor. Bu kültür, Tahrir Meydanı’nda, İşgal Olayları’nda, “Gezi Olayı”nda kendini gösteren özgürlük, paylaşma, barış, işbirliği, dayanışma pratiği, kimliğini, yaşamın anlamını bu pratikte kurma kültürüdür. Bu kültür gençlere ulaşmadıkça, ne IŞİD ve benzeri canavarların insan kaynağı kesilecek ne de ABD ve Avrupa’nın savaş uçakları, fantastik silahları bu canavarı yok etmeye yetecek... Haz kültürü ölüm kültürü ‘İ l Hayrünnisa Gül: ‘H Hayatımda üzülmediğim kadar üzüldüm ‘A ‘F Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül resepsiyonda gazetecilerle yaptığı sohbette, eşinin “kibarlığı nedeniyle” kendilerine yöneltilen eleştirilere çok fazla yanıt vermediğini söylerken çarpıcı ifadeler kullandı. “Son dönemde yazılanlara çok kırgınız. Hayatımda hiç üzülmediğim kadar üzüldüm bu dönemde” diyen Gül, eşine “çok büyük yanlışlar ve saygısızlıklar” yapıldığını belirtti. ‘Düşüp düşmediğini ben tespit edemem’ ‘Turnusol dönemi’ Hayrünnisa Gül, şöyle konuştu: “Bir turnusol döneminden geçiyoruz. Neler yazıldığını gördük, neler söylendiğini duyduk. Abdullah Bey, ben okumayayım diye önümden basın bültenlerini alıyordu, interneti kapatıyordu. Ama dünya küçük, bütün haberleri alıyoruz. Ben her şeyi biliyorum. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyoruz.” ‘S l İttihat ve Terakki konulu çalışmasıyla doktorasını almıştı Feroz Ahmad’a liyakat nişanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ünlü Osmanlı tarihi uzmanı Prof. Dr. Bernard Lewis’in danışmanlığında yazdığı “İttihat ve Terakki Komitesi’nin Türk Siyasetindeki Yeri” konulu teziyle doktorasını alan Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi uzmanı ABD’li Prof. Dr. Feroz Ahmad’a liyakat nişanı verdi. Cumhurbaşkanı Gül, yabancı akademisyenlere Liyakat Nişanı verdiği haziran ayındaki törene rahatsızlığı nedeniyle katılamayan Feroz Ahmad ile Çankaya Köşkü’ndeki makamında bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Gül’ün Feroz Ahmad’e Likayat Nişanı beratı ve rozeti takdim ettiği görüşme, basına kapalı gerçekleşti. Ahmad, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri ile modern Türkiye tarihi üzerine yazdığı kitap ve makaleler, yaptığı araştırmalar nedeniyle Liyakat Nişanı’na layık görülmüştü. Cumhurbaşkanı Gül, 11 Haziran 2014’te Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törende, İtalya’nın eski Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili’ye Cumhuriyet Nişanı, ilim ve sanatta Türkiye’nin uluslararası alanda tanıtılması ve yüceltilmesini sağlayan yabancı akademisyenlere de Liyakat Nişanı vermişti. Ahmad, Londra Üniversitesi’nde Bernard Lewis’in yanında “Türk Politikasında İttihat ve Terakki Partisi 19081913” isimli doktora tezini hazırladı. Tez kapsamında 19621964 yılları arasında Türkiye’de çalışmalar yaptı. Ahmad, daha sonra 19801981 yıllarında Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde dersler verirken yine İngiltere ile birlikte Türkiye’de de araştırmalar yaptı. 19971998 yıllarında Türkiye’de Fulbright öğretim üyesi olarak görev yapan Ahmad, Massachusetts Üniversitesi’nden emekli olduktan sonra da Türkiye’ye geldi, Türk vatandaşlığı aldı ve Yeditepe Üniversitesi’nde ders vermeye başladı. Başbakan’ın yaptığı atamalara iptal davası İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan’ın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı’nda yapılan atama kararlarına başbakan olarak imza atması üzerine Bölge İdare Mahkemesi’ne iptal ve yürütmenin durdurulması davası açtı. Mahkemeye dilekçe verdikten sonra açıklamada bulunan Tanal, “Başbakanlık görevi sona erdiği halde atama kararlarına bu sıfatı ile devam eden Recep Tayyip Erdoğan tamamen hukuksuz bir işlem gerçekleştirmektedir” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle