09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA 12 DIŞ HABERLER [email protected] Obama’nın yatıştırma çabalarının ardından Ferguson semtinde bir siyahi genç daha öldürüldü merika’nın Missouri eyaletinin St. Louis kentindeki Ferguson semtinde siyah genç A Michael Brown’ın öldürülmesiyle yaşanan sosyal patlama dinmiyor. Polisin aşırı güç kullanımı tartışılırken Başkan Obama, “Birbirimizi yaralamak yerine iyileştirmenin yolunu arayalım” çağrısı yaptı. Saatler sonra ise Ferguson’a birkaç mil uzakta 23 yaşında bir genç polis tarafından öldürüldü. ABD’de gerilim tırmanıyor Obama’dan liderlik dersleri Dış Haberler Servisi Başkan Barack Obama önemli bir sınavdan geçiyor. Açıklamalarında olaylara “Afrika kökenli Amerikalıların” gözünden baktığı izlenimi yaratmamaya özen gösteren Obama, “sükunet” çağrısında bulundu, “Birbirimizi yaralamak yerine iyileştirmenin yolunu arayalım” çağrısı yaptı. Adalet Bakanı Eric Holder’ı Ferguson’a yollayan Obama, Missouri Valisi Jay Nixon’ı arayarak göreve çağırdığı Ulusal Muhafızlar’ın yetkisini sınırlı tutmasını talep etti. Obama, barışçı protestoculara karşı aşırı şiddet kullanımının kabul edilemez olduğunu vurgularken diğer yandan da Amerika’da suç işlemeye yönelen siyahi gençler bulunduğunu ve bunun nedenleri üzerinde tartışmaları gerektiğini belirtti. Ferguson olayları Amerika’da yerel polisin askeri teçhizat kullanımı tartışmalarını da başlattı. Obama, gittikçe “askerileştiği” eleştirileri yapılan polis kuvvetlerinin askeri techizat taşımalarını öngören programların gözden geçirileceğini açıkladı. Tatilini yarıda keserek Washington’a dönen ve Ferguson olayıyla ilgili soruşturma başlatan Obama, önceki akşam yine basının karşısına çıktı. Polisin barışçı protestoculara aşırı güç kullanımının hiçbir haklı gerekçesi olmadığını belirten Obama, sadece “küçük bir azınlığın” olaylara yol açtığını kaydetti. Brown’ın ölümünün yarattığı kızgınlığı anlayabildiğini söyleyen Obama, “Ama yağmalamak, silah taşımak ve hatta polise saldırmak sadece gerilimin artması ve kaosa neden olur. Bu, adaletin de sarsılmasına yol açar” dedi. ‘Marksist aziz Romero’ KİLİSE YASAKLAMIŞTI Dış Haberler Servisi ABD’nin Missouri eyaletinin St. Lois kentinde 18 yaşındaki siyah genç Michael Brown’ın Darren Wilson adlı bir beyaz polis tarafından vurularak öldürülmesiyle dokuz gün önce patlayan gerilim dinmezken polis tarafından 23 yaşında bir siyahi gencin daha öldürüldüğü bildirildi. Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, St. Louis’de görevli iki polis memuru, Ferguson’a birkaç mil ötede, kendilerine yaklaşarak bıçak çeken siyahi bir genci vurarak öldürdü. Polis Şefi Sam Dotson, yaptığı açıklamada, 23 yaşındaki gencin yakındaki bir marketten enerji içeceği ve kek tarzı bir yiyecek satın aldığını, “caddede bir geri bir ileri giderek, tutarsız davranışlar sergilediğini” kaydetti. Dotson, polis memurlarının gençten defalarca bıçağı yere bırakmasını istediklerini ancak adamın “Vur beni, şimdi öldür beni” şeklinde yanıt verdiğini söyledi. Dotson, bıçaklı kişinin, polis memurlarından birine 1 metreye kadar yaklaştığını belirtti. Olay yerine polis ekiplerinin konuşlandırıldığı ve bölgenin kordon altına alındığı kaydedildi. Sokaklarında 200’e yakın Ulusal Muhafız askerinin dolaştığı kentte protestolar tüm hızıyla sürüyor. Önceki akşam çok sayıda göstericiye göz yaşartıcı gazlarla müdahale eden polisin en az 31 kişiyi gözaltına aldığı belirtilirken gözaltına alınanlar arasında 90 yaşında olduğu kaydedilen ve Yahudi soykırımından kurtulan yaşlı bir kadının bulunduğu da ifade edildi. Ferguson’daki binalardan ve boş Ferguson’da pazartesi akşamı protesto gösterileri sırasında polis yine silahsız sivillere silah doğrulturken görüldü. CNN International’ın Atlanta’daki merkezi önünde yaklaşık 2 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen eylemde ise medyanın Ferguson haberlerini veriş şekli protesto edildi. Eylemde “Ben Michael Brown’ım” ve “Adalet yoksa barış da yok” sloganları atıldı. Gezi Direnişi sırasında da Türkiye’de birçok kez medya kuruluşlarının önünde eylemler yapılmıştı. (Fotoğraflar: AP /AA) Dış Haberler Servisi Papa Francis 1980 yılında öldürülen El Salvador Başpiskoposu Oscar Romero’yu kutsama yasağını kaldırdı. Katolik Kilisesi, ülkesindeki askeri rejimi açıkça eleştiren Romero’nun Marksist fikirlere sahip olduğu gerekçesiyle kutsanmasını yasaklamıştı. Papa Francis, “Romero’nun Tanrı’nın adamı olduğu, doktrin sorunu olmadığını ve bu yasağın hızlı bir şekilde kaldırılmasının önemli olduğunu” belirtti. Oscar Romero, 3 Şubat 1977’de Başpiskoposluğa atanmıştı. 20 Şubat 1977 yılında aynı soyadı taşıdığı General Carlos Romero’nun devlet başkanlığına gelmesiyle ülkede baskılar baş göstermiş, General Romero’nun desteğiyle, faşizan paramiliter çeteler, komünist olarak gördükleri Cizvit rahiplere karşı sürekli saldırılar düzenlemişti. Başpiskopos Romero ülkeyi yöneten askeri rejimin insan hakları ihlallerini açık bir dille kınıyor, halkın, işçilerin, köylülerin örgütlenme özgürlüğünü savunuyordu. Romero’nun yönetimindeki kiliseler, baskıdan kaçanların, mağdurların sığınağı haline gelmişti. Köylüler, işçiler, üniversite öğrencileri vaazlarına akın ediyor, sözleri en ücra köylere dek dilden dile yayılıyordu. Ünü ve etkisi El Salvador sınırlarını aşarak tüm Latin Amerika ülkelerinde yankılanan Romero, bir ayin sırasında vurularak öldürülmüştü. 198092 yılları arasında El Salvador’da iç savaş yaşanmıştı. Solcu gerilallar, ABD’nin desteklediği hükümete karşı savaşmışlardı. Savaş BM’nin arabuluculuğla sona ermiş ve 75 bin kişi ölmüştü. 9o yaşındaki teyzeye gözaltı evlerden kendilerine ateş açıldığını belirten polis yetkilisi Ron Johnson “ağır ateş altındaki ” polisin gösterileri bastırırken tek bir kurşun bile atmadığını belirterek göstericilere ait iki silaha el konulduğunu kaydetti. Ses bombasının da kullanıldığı operasyon sırasında çok sayıda gösterici ve Getty Images fotoğraf ajansının muhabiri Scott Olson gözaltına alındı ancak Olson bir süre sonra serbest bırakıldı. Polis müdahalesi sırasında bir basın mensubu gazdan etkilenirken dördü polis altı kişi de yaralandı. Polis yetkilileri iki kişinin protestocular arasından açılan ateş sonucu vurulduğunu belirtti. Kent sakinleri ise polisin Afrika kökenli Amerikalılara muamelelerini eleştiriyor. “Bizi öldürmeyin” tişörtü giyen Ron Henry “Sözüm ona Amerikan vatandaşlarını koruyuyorlar ama silahsız sivillere karşı adeta savaşıyorlar” diyerek güvenlik güçlerine isyanlarını dile getirdi. Brown’ın arkadaşı Dorian Johnson da polis Wilson’ın genci, ellerini kaldırıp teslim olduğu halde “birkaç kez” ateş ederek vurduğunu söyledi. Klu Klux Klan da devrede Öldürülen gencin annesi NBC’den yaptığı çağrıda “Sadece adalet istediğini, bunun sağlanması durumunda barışın sağlanacağını” söyledi. Yüzlerce protestocunun bir kısmı “Ellerim havada, beni vurma”, diğerleri de “Adalet yoksa barış da yok” sloganları attı. Çok sayıda protestocu da kilise ilahileri söyledi. Irkçı beyaz örgüt Klu Klux Klan mensupları da geldikleri kentte siyah genci vuran polis memuru Darren Wilson’a destek gösterisi düzenledi. Klu Klux Klan üyeleri Wilson’dan “kahraman polis” diye söz etti. EŞCİNSEL HAKLARI SAVUNUCUSU Havana’da ilk ‘hayır’ genç Castro’dan Dış Haberler Servisi Komünist Küba parlamentosundan ilk kez “hayır” oyu çıktı. Üstelik bunu yapan sıradan biri değil, Fidel Castro’nun yeğeni ve Cumhurbaşkanı Raul Castro’nun kızı Mariela Castro. Mariela Castro, farklı cinsel kimlikleri olan işçilerin haklarını da içermediği sürece çıkartılan yeni bir iş kanununun lehine oy kullanmayacağını açıkladı. Söz konusu iş kanunu, işyerlerindeki cinsiyet, ırk ve farklı cinsel yönelime dayalı ayrımcılığı yasaklıyor ancak HIV virüsünü kapmış kişiler veya cinsel kimlikle ilgili sorunlara değinmiyor. Mariela’nın eşcinsel hakları için verdiği mücadelede, baba Raul Castro genellikle mevcut toplumsal statükonun devamından yana taraf tutuyor. Kübalı tarihçi ve diplomat Carlos Alzugaray, durumla ülke tarihinde ilk kez karşılaşıldığını dile getirirken yine Kübalı analist Arturo LopezLevy bunun benzeri girişimlere öncülük edebileceğini belirtti. (Fotoğraf: AP) Musul Barajı alındı, sırada Tıkrit var Dış Haberler Servisi ABD hava desteğiyle Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) yüklenen Irak Kürt Bölgesi ve merkezi hükümet güçleri Musul Barajı’nı terörist grubun elinden almayı başarırken, karadan baskıyı da artırdı. Barajın güneydoğusundaki Tel Keyf’te şiddetli çatışmalar yaşanırken, Irak ordu güçleri milislerin desteğinde Bağdat’ın 160 kilometre kuzeyindeki Saddam’ın memleketi Tıkrit’e büyük bir operasyon başlattı. Irak ordu birlikleri şehrin dışındaki ve içindeki IŞİD mevzilerini bombalıyor. Amerikan uçakları IŞİD mevzilerine son üç günde 35 hava saldırısında 90 hedefi vurmayı başarırken, Irak ordu sözcüsü Kassım el Musavi, Tıkrit ve etrafındaki bölgeleri almak için harekete geçtiklerini söyledi. El Musavi, “Önümüzde hâlâ çok büyük zorluklar var. Kararlı davranıp bütün bölgeleri kurtaracağız. Başka şansımız yok” dedi. Haziran ortasında Musul’u alarak güneydoğuya ilerleyen IŞİD, Saddam’ın memleketi Tıkrit ve etrafını ele geçirmişti. Ay başında Saddam’ın mezarı da çatışmalarda zarar görmüştü. Pazartesi Irak ordusu ve peşmerge güçleri Musul Barajı’nı IŞİD’in elinden almayı başarırken, ABD Başkanı Barack Obama da IŞİD’e karşı önemli bir ileri adım atıldığını duyurdu, ortak hareket edilmesini övdü. Uzun dönemli strateji izleneceğini belirten Obama, “Kurt kapıda” Obama birlikte hareket eden Irak ve Kürt güçlerini övdü. IŞİD, ABD’yi ‘Hepinizi kanda boğacağız’ diyerek tehdit etti Navaz Şerif’e kıskaç daraldı Dış Haberler Servisi Pakistan’ın başkenti İslamabad’da Başbakan Navaz Şerif’in istifası talepleriyle başlatılan protestolar beşinci gününe girerken gerilim yüksek. Polis ve özel güçler, başkentin bakanlıklar dahil bütün yönetim binaları ile yabancı elçiliklerinin bulunduğu yüksek güvenlikli merkezine muhaliflerin girmesini engellemeye çalışıyor. Muhalefet liderleri “kırmızı bölge” diye anılan bu bölgeye girmekte kararlı. Tarihi, darbelerle şekillenmiş Pakistan’da ordunun yeniden sahneye çıkması endişesi var. Yürüyüşlerin başını eski ünlü kriket yıldızı lider İmran Han ile ılımlı din adamı ve siyasetçi Tahir ül Kadri çekiyor. Ayrı ayrı düzenledikleri yürüyüşlere on binlerce kişi katılıyor. Polis katılımın genişlemesini engellemek için Pencap eyaleti çapında en az 147 kişiyi gözaltına alındı. Binlerce protestocu İslamabad’daki iki otoyolu işgal etmiş durumda. 1980’lerde darbeyle devrilmiş Navaz Şerif, yıllarca süren sürgünün ardından 15 ay önceki seçimlerle yeniden işbaşına geldi. Ancak Güney Asya’nın 172 milyon nüfuslu ülkesindeki istikrarsızlık dinmiyor. Muhalefet seçimlerden bu yana hem hile iddialarını, hem de yolsuzlukları gündeme getirerek Şerif’i istifaya çağrıyor, Şerif ise protestocuları seçilmiş hükümeti devirmeye çalışmakla suçluyor. Bir yanda Taliban unsurları, diğer yandan ekonomik sıkıntılar, yüksek işsizlik ve enerji sorunlarından kaynaklanan elektrik kesintileri hükümeti zorluyor. n Dış Haberler Servisi Liberya’da önceki gün karantinadan kaçan ve Ebola virüs kaptığından şüphelenilen 17 kişi dün bulundu. Başkent Monrovia’daki JFK Ebola tedavi merkezinde kargaşa çıkartıp etrafa zarar veren bu kişilerin yeniden karantinaya alındıkları kaydedildi. Ebola virüsünü kapmış 3 doktorun ise kullandıkları ilaç sayesinde yavaş da olsa iyileşme belirtisi gösterdiğini duyurdu. Liberya, Ebola paniğine yol açan 17 kaçkını buldu Assange garantiye alıncaya dek Ekvador elçiliğinden çıkmayacak n Dış Haberler Servisi WikiLeaks’in kurucusu Julian Assenge ABD’ye iade edilmeyeceği garantisi alana dek iki yıldır sığındığı Ekvador’un Londra elçiliğinden ayrılmayacak. Önceki gün çıkan haberlere karşın bu açıklamayı avukatı Jennifer Robinson yaptı. Assange’ın elçilikten çıkma kararında sağlık sorunlarının rol oynadığı öne sürülmüştü. Musul’un 15 km batısındaki Badriyah köyünü IŞİD’in elinden kurtaran Irak karşıterör güçleri Irak bayrağını dalgalandırıyor. Sincar Dağı bölgesinde ise YPD’nin eğittiği Ezidiler dağlarda güvenliği sağlıyorlar. (AFP/DHA) diyerek Irak’taki siyasi güçlere hızla “kapsayıcı hükümet” kurulması çağrısında bulundu. Irak’ın hükümeti kurmakla görevlendirilen yeni başbakanı Haydar el Abadi ise güvenlik güçlerinin Musul Barajı’nı geri alırken sergilediği ‘kahramanlığı’ övdü. ABD’nin hava saldırısı karada peşmerge ve Irak güçlerinin atağa kalkmasının yolunu açarken, IŞİD’den Amerika’ya yeni tehdit geldi. IŞİD tarafından yayımlandığı belirtilen videoda, Amerikalıların her yerde hedef seçileceği belirtilerek “Hepinizi kanda boğacağız” denildi. IŞİD saldırıları Musul Ovası’nda on binlerce Iraklı Hıristiyanı da Ezidiler ve Şii Türkmenler gibi söküp atmışken, Katolik âleminin lideri Papa Francis’ten dikkat çekici bir çağrı geldi. Papa, IŞİD’in azınlıkları hedef alan şiddetine karşı BM’nin ortak hareket etmesini istedi, ABD’yi “tek başına” hareket ettiği için eleştirdi. Papa, “Adaletsiz bir saldırganlığın var olduğu durumlarda bu adaletsiz saldırganı durdurmak kabul edilebilir. ‘Durdurmak’ kelimesinin altını çiziyorum. ‘Bombalamak’ yahut ‘savaş açmak’ demiyorum. Bir saldırganlığı sona erdirmeye tek bir ulus karar veremez” diyen Papa, Birleşmiş Milletler fikrinin doğmasına da atıf yaptı. Öte yandan Obama BM Güvenlik Konseyi’nin gelecek ay ‘yabancı terörist savaşçılarla’ ilgili toplantısına ev sahipliği yapacak. Eylül ayında Konsey’in dönem başkanlığını ABD devralırken, 22 Eylül’deki toplantının odak noktasının da Irak ve Suriye’deki yabancı teröristler ve onlara sağlanan yardımların teşkil edeceği belirtiliyor. n Dış Haberler Servisi Ukrayna’nın doğusunda çatışma bölgesinden kaçmaya çalışan mültecilerin önceki gün Lunask bölgesinde vuruldukları kaydedildi. Kiev, olaydan Rusya yanlılarını sorumlu tuttu. Rus yanlısı milisler ise sivillerin konvoyunu Ukrayna ordusunun vurduğunu öne sürdü. En az 15 ceset bulunduğu kaydediliyor. Ukrayna’da çatışmadan kaçan sivillerin konvoyu vuruldu BM’de ‘terörist toplantısı’ Papa’dan ‘ortaklık’ çağrısı n Dış Haberler Servisi Papa Francis’in üç akrabası Arjantin’de gerçirdikleri trafik kazasında öldü. Polis Papa’nın yeğeninin eşi ve iki çocuğunun, ailenin kullandığı aracın Cordoba ilinin kent merkezinde gece yarısı bir kamyona arkadan çarpması sonucu öldüğünü duyurdu. Ölen yeğenlerden birisi 8 aylık diğeri 2 yaşında. Papa’nın yeğeni olan baba Horacio Bergoglio’nun durumu ise ağır. Papa Francis’in ailesi trafik kazası kurbanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle