05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 Kurultaya Doğru... Yeni Strateji İçin CHP’li Gökhan Günaydın, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun “adaylığı” için imza vermeyen ender CHP milletvekillerinden biriydi. Kendisine “Sizin de aralarında olduğunuz bir avuç CHP’li milletvekilinin öngörüsü doğru çıktı” dedik. Gülümsedi: “Eğer her parti kendi adayını gösterseydi, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalabilirdi. En azından, kampanya her partinin ideolojik özleri üzerinden yürürdü. ‘Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine saygılıyım’ diyen Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, gerek CHP, gerekse MHP tabanını heyecanlandırmadığı kanısındayım. Sonuçta Recep Tayyip Erdoğan seçimi bir kez daha kazandı. Şimdi önemli ve hayati olan önümüzdeki 2015 milletvekili seçimleridir. Erdoğan, bu seçimden başkanlığa olanak tanıyacak bir anayasa değişikliği için AKP’nin gerekli çoğunlukla çıkmasını öngörüyor. İşte bu öngörüyü bozabilmek için CHP’nin sağlam bir strateji geliştirme dönemine girmesi gerekiyor.” Sağcıları, MHP’lileri, AKP’lileri, siyasi İslamcıları aday göstermede büyük beceri sahibi olup, o tabandan oy alamadığını göre göre tutumunu değiştirmeyen Kılıçdaroğlu ve ekibi ile böyle bir strateji yaratılabilir mi? Sanmıyoruz... Bir dostumuz, CHP’nin kalesi olarak bilinen Ankara’nın Çankaya ilçesindeki aynı sandıkta, dört ayrı seçimin sonuçlarını karşılaştırmış. Bu sandıkta, 2011 milletvekili genel seçimlerine katılım oranı yüzde 90.4 olmuş, 2014 yerel seçimlerinde bu oran yüzde 92.3’e çıkmış, son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 78.4’e düşmüş. 2011’de CHP’nin oy oranı yüzde 44.4 imiş, 2014 seçimlerinde Çankaya Belediyesi için yüzde 74’e çıkmış. Örgütten yetişme CHP’liler; Kılıçdaroğlu ile partinin giderek daha çok kanama yaşayacağı konusunda birleşiyorlar. Eylül ayında bir kurultay bekliyorlar. Tüzük değişikliği ile birlikte seçimli bir kurultay... Bu koşullarda gerekli imzanın toplanamayacağını, ancak Kılıçdaroğlu’nun kurultay istekleri karşısında direnemeyeceği kanısındalar: “Siyasette en etkili tokat, seçmen tokatıdır. Çıkıp ‘Dayak yemedim’ diyemezsin.” Kılıçdaroğlu, kurultaya gitmezse ne olacağına verilen yanıt da belli: “Henüz onun hesabı yapılmış değil. Öyle bir tutum alırsa, ona göre yeni bir taktik geliştirilir.” Hedef; kurultay, mutlaka kurultay yani. Nedenine gelince: “CHP sağcılaştırılamaz. Kılıçdaroğlu, 2011 seçimlerinde CHP seçmenini sağcılara oy vermeye mecbur etti. 2014 yerel seçimlerinde de, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı tavrı yineledi. Bu tavır sürdürülemez. Milyonlar oy kullanmaya gitmiyorsa ve parti olarak sen o havuzdan su alamıyorsan, dayatmalarla seçmenini partine küstürüyorsan ya da ideolojisinin tam tersine isimlere oy vermeye zorluyorsan, bunun bir bedeli olmak zorunda.” CHP’lilere, Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkması olası adayları soruyoruz. Adayların çokluğundan söz ediyorlar: “Kulislerde dile getirilen isimler arasında Süheyl Batum var, Tuncay Özkan var, Mustafa Balbay, Umut Oran, Mustafa Sarıgül var. Deniz Baykal ve çevresinin, Muharrem İnce’yi öne çıkardığı izlenimi ediniyoruz. Ancak bir bakarsınız, yeni adaylar çıkar ve kurultayda bir asgari müşterekte birleşilebilir.” Kılıçdaroğlu’nun olası bir kurultaydaki şansı konusunda duyduklarımıza gelince... Şöyle diyorlar: “Adaylığını koyar da seçilirse çok yaralıbereli bir genel başkan olur...” dir: Milyonlarca seçmen neden sandık başına gitmedi? Bıraksınlar “MHP’liler oy vermedi” bahanesinin arkasına sığınmayı. Tıpış tıpış sandığa gideceklerini sandıkları solcular, Cumhuriyetçiler ve Atatürkçülerin büyük bir bölümü bile bile sandığı boykot etti. İki siyasal İslamcı ile bir Kürt milliyetçisi üzerinden oynanan oyuna katılmak istemedi. Kim ne derse desin, bu da tümüyle demokratik bir tavırdır. Zordadır Kimse içini karartmasın. Recep Tayyip Erdoğan, kendisini ve ailesini kurtarma tasarımının ilk adımını gerçekleştirdi, ama asıl dileği olan “başkan” olma düşünü gerçekleştirmesi çok zor. Daha önce de bu köşede dile getirdiğimiz gibi, kendisi de bu konuda kuşkular içindedir. Şimdiye değin, dilediği gibi yönettiği, yönlendirdiği AKP’yi istediği gibi biçimlendirme yeteneğini kolay kolay kullanamayacaktır. Ağustos sonunda çıkacağı Çankaya, onun için siyaseten hapse dönüşebilir. AKP’deki hareketlenme de bunun ilk göstergesi zaten. Örnek İnsan Olabilmek Televizyondan canlı olarak yayımlanan Süleyman Seba’nın cenaze törenini izlerken düşünüyorum. Süleyman Seba bir futbol adamıydı. Beşiktaşlı. Aktif sporculuk yaşamı çok kısa sürmüş. 19461947 sezonunda BJK A takımında başladığı futbolculuk kariyeri 1954 yılında menüsküs nedeniyle son bulmuş. Kamuoyu onu çoğunlukla 19842000 yılları arasında yaptığı kulüp başkanlığından tanıyor. Bu dönemde BJK futbol takımı 5 Süper Lig Kupası, 4 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, 6 Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupası kazanmış. Başkanlık yaptığı 16 yılda kulübüne Akaretler’deki BJK Plaza’yı, Fulya Stadı’nı ve Kamp Tesisleri’ni; Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesislerini, BJK Koleji’ni kazandırmış. Tüm bunlar bir spor adamı için hiç kuşkusuz çok önemli başarılar. HHH Törende her kesimden insan var. Başta BJK taraftarları, devlet adamları, çeşitli partilerden politikacılar, iş dünyasından insanlar, çeşitli spor kulüplerinin eski ve yeni başkanları, yöneticileri, sporcuları, yazarlar, gazeteciler, sanatçılar… Bu insanları bir araya getiren, Süleyman Seba’nın yukarıda sayılan başarıları mı tek başına? Değil. Haberciler cenaze törenine katılanlarla söyleşiler yapıyorlar. Hemen hiç kimse onun başarılarından söz etmiyor. Ağız birliği etmişçesine Seba’nın insanlığını, beyefendiliğini, inceliğini, duyarlılığını, dik duruşunu anlatıyorlar, onun örnek insan oluşunda birleşiyorlar. Demek kişinin “örnek insan” olarak değerlendirilmesinde mesleki başarılar tek başına yeterli olmuyor. Kişiyi “örnek insan” kılan, onun sahip olduğu insani değerler. HHH Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bu değerlere sahip olan insanların sayısı hızla azalıyor. İçlerinde kopan ihtiras fırtınalarını dizginleyemeyen, hırsları akıllarının önüne geçmiş, hayatları salt başarıya endekslenmiş politikacıları düşünüyorum. Süleyman Seba gibi kişilikleri örnek alsalar kendileri de, bizler de rahatlayacağız. Ülkece, toplumca buna öyle ihtiyacımız var ki… İyi Ettiler Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise, Kılıçdaroğlu’nun tek başına belirlerlediği ve MHP ile birlikte gösterdiği adaya verilen oy ise yüzde 65.3 olmuş. O sandık, gerçek CHP’li seçmenin, partinin organlarına hiç danışmadan, kimi çevrelerin istemi ile tek başına belirlendiği bir siyasal İslamcıyı aday gösteren Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafını sarmış üçbeş isme gösterdiği tepkiyi tam anlamıyla yansıtıyor. Kılıçdaroğlu ile birlikte, siyasi İslamcı adaya tam destek veren Erdoğan Toprak gibi, Faruk Loğoğlu gibi CHP yöneticileri, takkelerini evet, evet takkelerini önlerine koyup düşünmeli Cumhurbaşkanlığı Seçimi Sonrası CHP’de Vaziyet SADIK ÇELİK Seçim sonrası CHP’de özeleştirilerin sözde değil özde gerçekleştirilmesi, yeni bir yol haritasında, yeni politikalarda vücut bulması ne yazık ki zor görünüyor. Seçim öncesinden rengini belli eden muhalif grubun, genel başkanın ipinin çekilmesi için kazan kaldırdığını, kurultay çağrısı yaptığını düşünürsek, bundan sonraki sürecin CHP için kansız geçmesi pek mümkün görünmüyor. 6 ulusalcı CHP’li milletvekilinin yaptığı kurultay çağrısına Muharrem İnce’nin de katılmasına rağmen ulusalcı kanat yeterli imzayı toplayamayınca Kılıçdaroğlu kendi yetkisiyle olağanüstü kurultayı toplayacağını açıkladı. Önümüzdeki aylarda yapılması planlanan kurultay sonunda Kılıçdaroğlu kalır ya da muhalifler galip gelip partiyi yeniden ele geçirir. Sonuç ne olursa olsun yaşanacak iç savaştan CHP’nin yara almadan çıkması şimdilik hayal gibi. Kılıçdaroğlu partiyi merkez sağa açmakla suçlanırken toplumun bütün katmanlarıyla buluşma çabası miadı geçmiş birtakım reflekslerle engellenmeye çalışılırken aslında CHP’nin iktidara oynama yolunun bu olduğu gerçeği yadsınıyor ve küçümseniyor. CHP de bütün diğer siyasi oluşumlar da kendilerini oraya ait hisseden insanların gücüyle güçlenir, kişi kendi aidiyetini orada görüyorsa o parti onundur. Bunun en başarılı örneğini bugün AKP’de görebiliyoruz. Kılıçdaroğlu da partiyi daha geniş kitlelere açarak hem CHP hem de ülke için doğru ve uzun vadede hayırlı bir adım atmaya çalışıyor. Kaldı ki bugün CHP’nin sorunu aslında bir genel başkanlık sorunu değil bir kadro sorunudur. Parti liderinin ve etrafındaki ekibin yürütmeye çalıştıkları yenilenme sürecine, değişime ayak uyduramayan mahalle, ilçe ve il teşkilatlarıdır. Teşkilat yöneticilerindeki yetersizlik, halktan ve ortak refleks gösteremedikleri genel merkezden kopuk yönetim biçimleri, iletişimsizlik ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kez daha şahit olduğumuz çalışma, emek, çaba eksikliği, organizasyonsuzluk, gerçekleşecek herhangi bir seçimi kaybetmenin baştan kabulü gibidir. Halbuki CHP’nin bırakın halktan kopma lüksünü, bilhassa varlık gösteremediği Güneydoğu’ya ve Kürtlere yönelik somut politikalar üretmesi gerekiyor. Bunu yaparken de SHP’nin 25 yıl önceki Kürt raporuyla yetinmeyip daha da ötesine geçerek, zamana uygun, yenilikçi ve vizyonlu politikalara yönelmeliler. Aynı şekilde üretim, istihdam, çalışma hayatının düzenlenmesi, sanayi, tarım, eğitim, çevre, kadın meseleleri gibi konularda CHP’nin ne düşündüğünü ve tasarladığı politikaları net bir biçimde tarif etmesi gerekir. Siyasi partiler sokaklardan, mahallelerden yani yaşamın kendisinden beslenir. Dolayısıyla teşkilatların küçümsenmesi, buralara gereken özenin verilmemesi, tamamen masa başında oluşturulan mahalle, ilçe, il yapılanmalarındaki zafiyet kaçınılmaz olarak seçim başarısızlıklarını ve halkla bütünleşememeyi getirmektedir. CHP halkla doğrudan buluşacaksa şayet, hayatla örtüşecekse, sokaklardan başlayarak senin, benim adamım demeden, temsil kabiliyeti olan insanlar partiye kazandırılarak, gerektiği yerde revizyona giderek ve fakat CHP’ye bir ömür vermiş insanları da elbette küstürmeyerek, mahalle, ilçe, il ve genel merkeze doğru köklü bir yenilenme sürecine girmelidir. Partide CHP’nin halkla buluşmasına mevcut haliyle engel teşkil eden siyaset esnafı yapılara son verecek devrimsel nitelikte değişiklikler mutlaka hayata geçirilmelidir. Aksi takdirde CHP’de konuşulan hep başarısızlıklar ve kurultaylar olacaktır. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] Çizerimiz yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine bir süre ara vermiştir. seçiminin kazananı, kaybedeni Cumhurbaşkanlığı HARBİ SEMİH POROY İlk kez halk oylarının işletildiği seçimlerden, aslında beklenildiği gibi, Erdoğan galip çıktı. Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu kaybetti. Bu noktada, seçim öncesi, yasak olmasına rağmen, ilan ettikleri anket sonuçlarıyla, seçmeni manipüle ederek bu yolla seçim sonuçlarını etkilemekle, algı operasyonu yapmakla suçlanan araştırma şirketlerinin payını da atlamamak gerekir. Tabii Erdoğan’ı yüzde 5758 gibi oranlarla önde gösteren bu anketlerin AKP adayı tarafından başarılı bir biçimde miting alanlarında kullanılmasının da hakkını vermek gerekir. Bu arada, CHP ve MHP’nin ortak aday belirlemek yerine, kendi adaylarını çıkarması gerektiği, bu şekilde en azından her iki partinin de fire vermeden kendi seçmeninin oyunu alabileceği yönündeki görüşlerde haklılık payı bulunmakla birlikte, son kertede neticeyi değiştirmeyeceğini de kabul etmek gerekir. Bu şekilde belki seçimlerin ikinci tura kalması sağlanabilirdi fakat ikinci turda gene galip çıkan Erdoğan olacaktı. Spor dünyasındaki ağırlığıyla, bakanda saygı uyandıran duruşu ve zarafetiyle yerinin kolay kolay doldurulamayacağı isimlerden biriydi Süleyman Seba. Eksikliğini tüm camia ve hepimiz hissedeceğiz. Gittiği yerde nur içinde yatsın; ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] 1/ Ege 1 Bölgesi’nde 2 ayçiçeğine 3 verilen ad... Akım şidde 4 ti birimi ki 5 loamperin 6 kısa yazılı 7 şı. 2/ İlkel 8 benlik... Başı benek 9 li hayvan. 3/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 “Tembel hay 1 A K S İ Y OM Ç van” da denilen 2 N E P E R EME ve hep ağaçların 3 G R E İ D İ Ç üstünde asılı ola 4 A K S E S U A R rak yaşayan me 5 meli bir hayvan... 6 J İ P S B R A K M R E Y ON O Bir içki. 4/ Bir şe7 A Z İ L Z İ R A yin yıkılmaması 8 NO İ F A K A T için konulan desMA E N A Y İ tek... Kızıl tüylü 9 bir kuş. 5/ Bir organımız... Müzikte, bir tam seslik aralığın bir kesirini oluşturan çok küçük aralık. 6/ Bir tür börülce... Kuzu sesi... Tarla sınırı. 7/ Son derece kavgacı olan gözde bir akvaryum balığı... Rütbesiz asker. 8/ İskambilde bir renk... Birbirine yakın adalar topluluğu. 9/ Kuş yuvası... Lantan elementinin simgesi. 1/ Soğanlı bir süs bitkisi... Eski Mısır inanışında insan ruhu. 2/ Eski dilde bayram... Etli, yuvarlakça ve şişkin olan sap kısmı yenen lahana çeşidi. 3/ Bir zaman birimi... Şeriatla ilgili olan. 4/ Bir insanı ya da hayvanı dövme işi... Eski Türklerde, toplumsal ve örgütsel içerikli büyük ziyafet. 5/ Yabancı... Tam bilinç yitimi. 6/ Tahıl, kepek ve keten tohumu karışımından oluşan at yemi... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek... Lahza. 7/ Boğaza ya da bademciklere yerleşen ve anjin türü hastalıklara neden olan mikrop... Koca. 8/ Dört köşe döşeme taşı... Asya’da bir göl. 9/ Tevfik Fikret’in, şimdi müze olarak kullanılan evinin adı... Bir nota. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Süleyman Seba Cumhuriyet Mahallesi’nde 345 ada 7 parsel 565m2 satılık arsa Tel: 0536 311 45 46 Gaziosmanpaşa Vergi Dairesi’nin 883 029 4488 vergi kimlik numaralı Tasfiye Halinde UBC İstanbul Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ait aşağıda ruhsat bilgileri bulunan BBF 00001766 cihaz sicil numaralı eski nesil ödeme kaydedici cihazımızı ve levhasını kaybettik. Şirketimiz 11.04.2013 tarihinde tasfiyeye girdiğinden ve tasfiye süreci de 02.07.2014 tarihinde tamamlandığından, öteden beri kullanılmayan söz konusu cihazın hükmü yoktur. Hükümsüzdür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle