08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 2014 CUMAHHHH CUMHURİYET SAYFA EFSANELER unutulmaz VEDA hilmi türkay SPOR 17 beşiktaş’ın ONURSAL BAŞKANI SÜLEYMAN SEBA’YI SONSUZLUĞA UĞURLUYORUZ Evine Otobüsle Giden Başkan O Türk futbolunun beyefendisiydi. O, kulübü yokluk içindeyken ayakta tutmaya çalışandı. O, evine otobüsle giden tek başkandı. Bir gün olsun lüks arabalara bindiğini görmedim. O, paraları çarcur etmezdi. Onun kulübünde kebaplar değil kuru fasulyepilav kaşıklanırdı. Beşiktaş kaybettiğinde çok sinirli olurdu. Sigaraları peş peşe yakardı. Transfer aylarını hiç sevmezdi. Gerilir de gerilirdi. Yaşadığım bir anımı anlatayım. 198586 sezonu; Beşiktaş, Gökhan Keskin’in attığı golle Trabzon’u yeniyor ve şampiyon oluyor. Birkaç gün sonra sözleşmeleri bitenlerle görüşmelere başlanacak. Tek tek çağrı yapılıyor. Ali, Gökhan, Feyyaz, Metin gibi. İçeri giren “anlaşamadık” diye çıkıyor. En son kaleci Zafer Öğer’e sıra geliyor. Zafer’in o dönemki performansı muhteşem. Bakıyorum Zafer’in görüşmesi diğerlerinden de kısa sürüyor. Ne oldu diye soruyorum Zafer’e. Yanıtı: “Olmadı, para çok gelmiş.” (60 milyar istemişti) Tam bu sırada biri bağırıyordu koridorlarda. Öyle böyle değil. “Bunlar beni öldürecek, bunlar beni öldürecek.” Hey gidi Süleyman Ağabey. Para konuşulduğunda başlardı eli ayakları titremeye. Oynadığı dönemlerde bir krampona transfer olanları duymuştum. Tesis yok, sahalar kötü, forma yok, çorap yok, ayakkabı yok. Yok da yok. Karın tokluğuna oynamışlar. Bir de şimdiye bakalım. Bir röportajım olmuştu kendisiyle. Zar zor ikna etmiştim. Çünkü pek konuşmayı sevmezdi. Sorulara fazla tahammülü yoktu. Ağzından çıkacak sözlere çok dikkat eder, “Sakın yanlış yazmayın” diye de uyarırdı. Beşiktaş onun nikâhıydı. Babamı sevdiğim kadar sevdim bu insanı. Saygıda bir gün olsun kusur etmedim. Gün oldu elini öptüm, gün oldu karşısında ceketimin düğmelerini ilikledim. Biliyorum ki milyonlarca seveni de hep böyle yapıyordu. Dün telefonda başsağlığı dileyen birçok dostumun ağladığına şahit oldum. Bugün son yolculuğunda herkes naaşına el atacak, ben de eğer ulaşabilirsem omuz vereceğim. Mekânın cennet olsun, yerinde rahat uyu büyük başkan. Ha, bıraktığın başkanlık koltuğu da hâlâ dolmadı “boş duruyor” bunu böyle bil. Spor Servisi Beşiktaş Kulübü Onursal Başkanı adını vermek istiyoruz. Yönetim Kurulu’nda da Süleyman Seba’nın yaşamını yitirmesiyle Siyah konuşacağız, isteğimiz bu yönde. Süleyman Beyazlıların yanı sıra G.Saray, F.Bahçe, Seba’nın ismi ile yan yana olmak her sponsora Trabzonspor ve Türk spor kamuoyu da büyük katkı sağlar” dedi. üzüntü yaşadı. Seba’nın vefatıyla birlikte kulüp lBeşiktaş, hayata veda eden Onursal Başkan BIlIc: Çok üzgünüm Süleyman Seba için taraftarların da katılacağı bir televizyonları tüm yayın akışını değiştirerek Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic Seba’nın tören düzenleyecek. Bugün saat 12.00’de Vodafone efsane başkanı için özel programlarla kaybına çok üzüldüğünü belirterek şunları Arena’daki törenin ardından efsane başkanın cenazesi, izleyicileriyle buluştu. Takımlar da ilk Dolmabahçe Camii’nde cuma namazını müteakip kılınacak kaydetti: “Çok büyük bir kayıp. Teknik heyet antrenmanlarında Seba’yı andı. Beşiktaş, cenaze namazının ardından Feriköy mezarlığında toprağa ve oyuncular adına rahmet diliyorum. Geçen Nevzat Demir Tesisleri’ndeki antrenmana yıl kendisiyle tanışma imkânı bulmuştum. Ne verilecek. Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Abdullah 1 dakikalık saygı duruşu ve anma töreniyle Gül, bazı bakanlar, siyasiler ve spor dünyasından yazık ki kendisini kaybettik, çok üzgünüm. başladı. Törene 2. Başkan Ahmet Nur çok sayıda isim katılacak. Stadın inşaat halinde Çebi, teknik heyet, futbolcular ile tüm tesis Sadece Beşiktaş’ın büyük başkanlarından biri olması nedeniyle törene katılacakların çalışanları katıldı. Beşiktaş bünyesindeki tüm olarak değil, çok büyük bir karakter ve şahsiyet güvenlik önlemlerini dikkate sporcular antrenmanlarında Seba’nın posterini olarak da hatırlanacaktır.” almaları gerekiyor. açarak efsane başkanı andı. F.Bahçeli, G.Saraylı, ALKIŞLAR ARSENAL’E Trabzonsporlu ve Bursasporlu futbolcular ile teknik Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi play off turundaki heyetler antrenmanları öncesinde Seba için saygı rakibi Arsenal, Süleyman Seba’nın vefatı sonrasında duruşunda bulundu. Twitter’dan taziye mesajı yayımladı. İngiliz kulübü STADIN ADI SÜLEYMAN mesajında “Beşiktaş’ın Onursal Başkanı Süleyman SEBA OLABİLİR Seba’nın ölümünün ardından, Arsenal’deki Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Süleyman herkes Şampiyonlar Ligi’ndeki rakibimize taziye Seba’nın adının yapımı süren Vodafone Arena’ya yolluyor” ifadeleri kullanıldı. Beşiktaş’ın efsane verilebileceğini söyledi. Orman, “Vodafone ile teknik direktörü Gordon Milne, Seba’nın cenaze konuşacağız. Bu stada Süleyman Seba’nın törenine katılmak için İstanbul’a geldi. SON GÖREV Beşiktaş Dervişi’nin Ardından rıdvan akar Neye Ağlıyoruz? Beşiktaş’ın efsanevi başkanını yitirdiğimize mi? Futbol kamuoyunun en saygın ismini kaybettiğimize mi? Ağladığımız; sahip olmadığımız, gıpta ettiğimiz, özlem duyduğumuz değerlerin onun birlikte gidişidir. O değerleri kişiliğinde cisimleştiren bir isimle birlikte yitip gidendir. Süleyman Seba bir devlet memuruydu. Beşiktaş’ta “devlet memurları geleneğinin” son temsilcisiydi. Yaşamı boyunca sadece Beşiktaş için değer yarattı. 16 yıllık başkanlığı döneminde sadece Beşiktaş’ı düşündü. Yaşamını Beşiktaş’a adadı. Evlenmedi. Başkanlığı döneminde zenginleşmedi. Tersine memurluktan edindiği tek varlığı olan evini, Madida transferi döneminde ipotek ettirerek, Beşiktaş’a bir oyuncu kazandırmayı, “servetine” yeğledi. Beşiktaş onun eviydi. O evde “laf çıkmasın” diye hiçbir yakını çalışmadı. Son anına kadar yanı başında olan yeğeni Tayfur Havutçu ilk Beşiktaş’ın kapısını çaldığında, “yanlış anlaşılır” kaygısıyla takıma almadı. Ne zaman ki Tayfur Fenerbahçe ve Kocaelispor’da kendisini kanıtladı. Artık “Beşiktaşlı Tayfur” olacaktı. Hem devletten hem de işadamlarından isteklerde bulundu. Ama devlet bilirdi ki Seba bir şey istiyorsa, sadece Beşiktaş içindir. Kapılar ardına kadar açılırdı. Zira Beşiktaş için kapıları zorlamasını bilirdi. Ama işadamları bilirdi ki Seba borç istiyorsa, söz verdiği tarihte mutlaka ödeyecektir. Üstelik kendisi eliyle götürecek ve teşekkür edecektir. “Seba kredisinde” senet, çek sorulmaz borç kesekâğıdında teslim edilirdi. Metin Tekin’in deyişiyle dünyanın en pahalı kuru, Beşiktaş lirasıydı. Beşiktaş’ın her kuruşu değerliydi. Yemek sofralarının cömert “Süleyman Abisi” Beşiktaş’ın parası söz konusu olduğunda “cimrileşir” ve kolay harcatmazdı. Beşiktaş yönetimine geldiğinde ilk toplantıda alınan kurabiyenin fişini soracak kadar hassas ve titiz olduğu içindir ki Beşiktaş zenginleşecek, o ise dostlarını “üç aylığını aldığında” ağırlayabilecekti. Ağladığımız; Türkiye’de spor kamuoyunun yitip giden değerlerinin şövalyesi olmasıydı. Tevazu, rakibe saygı, fair play, dürüstlük, gençlere değer verilmesi, maçın sahada kazanılması ve gerçek yaşamda önem verdiğimiz ama sahada küçümsediğimiz onur ve ahlakın sahada da savunulmasıydı. Onun içindir ki sportif başarıya indirgenmiş bir futbol dünyasında “şerefli ikincilik” kavramını tarihe kazıyan bir isimdi. Onun içindir ki şampiyonluğu elinden aldığı rakip takımla aynı uçakta oyuncularına, “rencide olur, üzülürler” diyerek sevinmeyi yasaklamıştı. Onun içindir ki ezeli rakibin başkanına kendi stadında kötü tezahürat yapıldığında, o seyircilerin arasına gidip maçı izleyerek, kötü tezahüratı önlemişti. Onun içindir ki takımı pastadan daha çok pay kapacak olmasına rağmen, “bir şampiyon daha var” diyerek, üç büyükler dışında Trabzonspor’un havuzdan daha çok pay alması için çaba göstermişti. Seba yaşadığımız dünyanın insanı değildi. Bu yaşamda kâğıt üzerinde anlatılan ve örnek gösterilen erdem ve değerleri kişiliğine yansıttığı ve yaşattığı için benzersizdi. Bir mukayese yapın, toplumun her kesiminde yas var. Farklı inanıştan, kültürden, kulüpten, ekollerden insanlar aynı yası yaşıyor. Kimse “o hangi rengin temsilcisiydi” hatırlamıyor. Zira o hatırlattıklarıyla bütün renklerin başkanı olduğunu kanıtlıyor. Gülümseyen yüzü ve salladığı işaretparmağı ile bizlere “şampiyonluk değil, önce insanlık” dediğini unutmayacağız Süleyman Abi… Veda konuşmandaki gibi, bizleri hiç aldatmadın. Ve Beşiktaş’ın o şarkısındaki gibi, “Şereftir bu yolda senle yürümek, Bir gün değil, her gün Beşiktaş…” alkışlarla seba caddesi töreni VEDA ORHAN CAN ümraniye basket ailesiyle Ağlamayacağım Hayır! Asla ağlamayacağım... Çünkü dünyadan cennete yüzyılın transferi yapıldı bence... O, onur, vicdan, ahlak, erdem, dürüstlüğün timsaliydi... “Vicdan insanın içindeki Tanrı’nın arkadaşıdır...” O, onun yoldaşıydı... Ben size, efsane Başkan Süleyman Seba şöyleydi böyleydi demeyeceğim... “Beşiktaş’ın müzesinde bir tane haram kupa yoktur” diyen adamdı O! Bir kupa maçından sonra aynı uçakta rakip var diye Beşiktaşlı futbolcuların sevinmesini yasaklayacak kadar centilmen bir başkandı O... Beşiktaş kongresinden ünlü bir yöneticinin gözünün içine bakarak, “İnsanları bir gün kandırırsınız her gün kandıramazsınız” diyecek kadar cesur yürek bir adamdı O! “İyi insan olmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz...” diyecek kadar erdem sahibiydi O! Beşiktaşlı olduğunu iddia edip, kendisini acımasızca eleştirenler için, “Beni sevmesin kimse, Beşiktaş’ı sevsin. Herkesin davranışı da ona göre olsun...” diyecek kadar da öğretmen olan biriydi O! “Üzüldüğümüz çok şey oldu ama yuttuk oturduk... Yalnız Beşiktaş’ı üzmesinler” diye serzenişte bulunduğu kimselere insan gibi göndermede bulunan prens gibi adamdı, O! “Ahmet Dursun, Seba gitsin” sloganını para ile attıranları böyle utandıran adam gibi adamdı O! “Şaibelerle şampiyon olmaktansa, şerefimizle ikinci oluruz” diyecek kadar ahlak insanıydı O... Bakın size küçük bir hikâye anlatayım. 1981 1982 sezonu... Ligin bitmesine 2 hafta var... Beşiktaş, İstanbul’da Diyarbakırspor’la karşı karşıyadır. Diyarbakır’ın küme düşmesi kesinleşmiştir. Beşiktaş’ın galip gelmesi, Kara Kartalları ligin bitmesine 1 hafta kala şampiyon yapacaktır... Diyarbakır parasızdır... Süleyman Başkan’a bir haber gelir... “Başkan” der aracı “Otel ve yemek parasını verirsek, 35 yiyecekler...” Seba kıpkırmızı olur, “Duymamış olayım” der... Çılgın gibi bağırır Süleyman Başkan: “Ben öyle şampiyonluk istemiyorum”! Ve maç 11 biter... Hatta Beşiktaş beraberliği son anda kurtarır... Ama bu ahlaki duruş tüm gençliğe örnek olurken, Beşiktaşlı duruşunun da başlangıcı olacaktır... Beşiktaş daha sonra Eskişehir’e gider... Maç orada yarım kalsa da şampiyon döner... Ama bu olay kulaktan kulağa yayılır... Bu yüzden adam gibi adamdır Süleyman Saba.. Hele bir de meşhur “Şerefli 2.’lik” hikâyesi vardır ki... Hani şu Ankara’da oynanan meşhur 80’lık maç yani... O maç Ankara’da oynanırken, Beşiktaş İstanbul’da Gençlerbirliği karşısındadır... Beşiktaş 21 galiptir... Beşiktaşlı oyuncular Ankara’dan üst üste gol haberi geldikçe de hırs yapmaktadırlar! İşte o maçın devre arasında Seba soyunma odasına haber gönderir... “Benim için siz şampiyonsunuz. Şerefli 2.’lik bize yeter” der... “Ah be Faik Abi yapalım şu röportajı...” diyordum, bak gitti efsane Başkan Süleyman Seba... GATA’daki ameliyattan sonra “Bana ne yaptınız böyle...” demişti. Yedirememişti kendine... Hayır, ağlamayacağım... Evet, ağlamayacağım böyle bir adamın arkasından... Ama gurur duyacağım... Bir de hep örnek alacağım... Biz de uzatmaları oynuyoruz be Başkan... Görüşmek üzere... En kalbi muhabbetlerimle... Ben CAN; Orhan Can... Beşiktaş’ın efsane Başkanı Süleyman Seba, Abdülkadir Yücelman’a 1992 yılında verdiği röportajda “Ben Beşiktaş’la nikâhlıyım” ifadesini kullanmıştı. SİYASİLER samet’in jübilesi FLORYA VEDA samandıra İLYAS NAMOĞLU Süleyman Seba, farklı bir karakterdi. Özellikle biz gazeteciler ve kulüp muhabirleri için de bulunmaz bir insandı. Mesleği gereği gizliliğe büyük önem verdiği halde, 1980’lerden itibaren yemeye başladığımız akşam yemekleri, Süleyman Abi ile bizler arasında kopmaz bağlar kurmuştu. Yaş farkı gözetmezdi, gencecik bir muhabir de otururdu o masaya, yazarlar da, kulüp başkanları da... Elbette o akşam yemeklerinin olmazsa olmazı Beşiktaş’ın tanınmış siması Mesut Arda ile birlikte Faik Gürses, Coşkun Türk, Mustafa Anıklı, Mehmet Demircan, Necil Ülgen ve bendik. Hep takılırdı bizlere ama şaka yaptığını bilirdik. “Bakın çocuklar şimdi bu masada yer içeriz ama konuştuğumuz da burada kalır” dediği halde, haber amaçlı gittiğimizde de asla bizi geri çevirmezdi. ADNAN DİNÇER dedi. Aradık, Özhan Başkan Bursa’daydı. Süleyman Abi, “Özledik yahu” dedi. Telefon görüşmesi bittikten 3 saat sonra Özhan Bey masadaki yerini almıştı. “Beni bu dünyada maç için gittiğim Bursa’dan kimse kaldırıp buraya getiremez Süleyman Abi dışında” dedi. Gülüştük ve o yemekte Özhan Abi’nin babasının çok iyi bir Beşiktaşlı olduğunu öğrendik. Hatta Beşiktaş’ın tarihi ilk rozetinden biri Özhan Abi’nin babasının hatırası olarak dururmuş. Diğeri Süleyman Abi’de, 3’üncüsü ise BJK müzesinde saklanıyordu. Özhan Abi, “Bu rozeti size hediye edeyim Süleyman Abi” dedi. Ama Seba, “Benim var, müzemizde de var, o rozet senin ailenindir” yanıtını verince hepimizin gözleri yaşardı. Elbette Trabzonsporlu M. Ali Yılmaz ve Sadri Şener de Süleyman Abi sofrasının vazgeçilmezleriydi... İşin kötüsü artık o akşam yemekleri yok. Olsa bile en önemli koltuk hep boş kalacak... Süleyman Abi Sofraları Artık Yok! Bir Sen, Bir de Ben! Süleyman Seba, bu dünyadaki görevini imrenilecek bir başarı ile bitirdi. Efsaneler ölmez, o nedenle o da asla unutulmayacak, dürüst, örnek lider, futbolcu, genel kaptan, başkan olarak anılacaktır. Dik durmasını bilen yapısından çoğu kez ilham aldık. Yıllarca önce, “Bu dünyada dürüst bir sen bir de ben kaldık” demişti bir kriz sonrası! Şimdi o gitti ve ben burada yalnız mı kaldım diye düşünüyorum? Dürüstlere asla saygısızlık değil bu sözüm. Bir vasiyet olarak algılansın lütfen. Süleyma abi, sen hep var olacaksın. Ben ve benim gibiler seni unutmayacak başkanım! Çarşamba gecesi ne büyük ‘Kartal’ ufka doğru uçtu gitti. Beşiktaş’ın başı sağ olsun. Elbette bu yemeklerin önemli konukları da olurdu. Örneğin bir akşam Engin Verel de vardı masada. Laf Aziz Yıldırım’a geldi. “Arayalım” dedi. Engin aradı, Aziz Bey, Süleyman Abi’yle konuştuktan 30 dakika sonra masadaydı. Yine, Akaretler’deki Bordo restoranda oturuyorduk, Özhan Canaydın’ı arasak mı Adanmış Bir Yaşam! Süleyman Seba’nın ardından söylenecek yüzlerce olumlu şeyin özetidir aslına bu cümle! Adanmış bir yaşam! Cumhuriyeti ve onun değerlerini devralmış 2. kuşağın en önde gelen kişilerindendi. Bu kuşağın aldığı eğitim ve terbiye ‘adanmışlık’ üzerine idi! Hiçbir çıkar ve makam gözetmeden! Vatana! Cumhuriyete ve onun değerlerine! Spor ahlakı ve dostluğa! Ve elbette Beşiktaş’a! Anısı önünde saygı ile eğilmekten başka ne söylenebilinir ki onun için? Nur içinde yat Süleyman Abi! ERDAL BATMAZ ÇARŞI’DAN SAYGI DURUŞU lBeşiktaş camiası, Seba’nın acısını yaşarken taraftarlar Köyiçi meydanında efsane başkan için saygı duruşunda bulundu. Meydandaki kartal heykeli çevresinde toplanan taraftarlar, “Büyük başkan ölmedi, kalbimizde yaşıyor” şeklinde tezahürat yaptı. Beşiktaş çarşısındaki bir binaya, dev boyutta Süleyman Seba posteri asıldı. İşte O Fotoğrafın Sırrı 1980’lerin başı. Süleyman Seba ile Hakkı Yeten, kulüpte oturuyor. O yıllarda Süleyman Seba, Genel Kaptan. Gazeteci olarak ben de kulübe geldim. “İlyas, Hakkı Ağabey’e Akatlar’da yeni aldığımız araziyi anlatıyordum” dedi. O sırada, gazetenin otomobili de vardı, “Haydi gidelim” dedik. Yollar şimdiki gibi değil, Levent’ten bir tarlaya indik. Hakkı Abi, boş araziye baktı ve “Gel Süleyman seni alnından öpeyim, bu kulübe sen çağ atlattıracaksın” diye konuştu gözyaşları ile. İşte Baba Hakkı’nın Süleyman Seba’yı alnından öptüğü fotoğrafın sırrı da budur. Sonra Süleyman Seba başkan oldu ve 16 yıla yakın sürede Beşiktaş çağ atladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle