05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan, ‘Gül’ün dönüşüne engel yok’ dedi ancak genel başkan ve başbakanın aynı kişi olması gerektiğini vurguladı 7 Gül’e ‘bekle’ mesajı ARINÇ: YENİYETMELER u Gül’e zamanı gelince ‘Gel senin yerin burası’ denileceğini söyleyen Arınç ‘Yeniyetmelerin partideki kardeşliği zedeleyebileceğini’ belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hangi konumda partiye döneceğine ilişkin taraflar arasındaki kavga derinleşiyor. Gül’ün genel başkan olmasını isteyen isimlerin başında yer alan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gül’ün “yeni parti kur” tekliflerini elinin tersiyle ittiğini vurgulayarak, hiç kimsenin Gül’e “Seni milletvekili, grup başkanvekili yapalım” diyemeyeceğini söyledi. Gül’ün şimdilik başbakan ve genel başkan olmasına gerek olmadığını, zamanı gelince “Gel senin yerin burası” deneceğini, hiç kimsenin bunu engelleyemeyeceğini belirten Arınç, “Sayın Gül, dolgu malzemesi değildir” dedi. Hiç kimsenin 3 dönemlik milletvekillerini “ayıplı malzeme” olarak göremeyeceğini kaydeden Arınç, yeni yetmelerin parti içindeki kardeşliği zedeleyebileceği uyarısında bulundu. Arınç, 2015’te genel başkanlık için yeni bir değerlendirme yapılabileceğini, o zamana kadar 3 dönemlik birinin genel başkan olması gerektiği mesajını verdi. Arınç, A Haber’de AKP’deki yeni genel başkan tartışmalarına ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Arınç, şu görüşleri dile getirdi: Bugün için Cumhurbaşkanlığı yapmış bir insana ‘Partimize gel, önce bir asker olarak yazıl da ondan sonra bakalım, grup başkanvekili yapalım, Kayseri’den milletvekili yapalım bu yeter’ diyecek halimiz yok. Bunu düşünenler varsa kendilerini yoklasınlar. “Gel seni grup başkanvekili yapalım’ diyecek halimiz de yok. Gül dolgu malzemesi değildir. Geldiği zaman kendisine yakışan bir görev mutlaka verilir, verilmesi gerekir. O partimiz için çok büyük bir değerdir, mutlaka bu değeri karşılığında bir karşılık da bulacaktır. Bunu kimsenin engellemesi mümkün değildir. Gül ile Erdoğan’ın çevresindeki bazı kişilerin zaman zaman gazetelere servis ettikleri bir takım duyumlar, iki devlet adamı arasına girme çabasından başka birşey değildir. Bunlar danışmanları olabilir, ikisi hakkında konuşma hakkını kendinde fazladan görebilenler olabilir. Herkes çevresindeki insanlara hem sükunet tavsiye etmeli, hem de bu kardeşliği, hukuku bozabilecek davranışlara da müsaade etmemeli. Benimle birlikte 3 dönem engeline takılan 70 arkadaşım var. Bunları ayıplı malzeme olarak görmeye çalışanlar varsa, kendilerine dikkat etsinler. Yeniyetmelerin kendilerine birşeyler evham ederek, mevhum bazı değerler üzerinden ‘aslında öyle olması, böyle olması gerekir’ diye hesaplar vermesi bizim aramızda yıllardan beri bozulmayan kardeşliği zedeleyebilir. Mazbata Başbakan Erdoğan artık cumhurbaşkanıdır. Yoksa henüz değil midir? Kendisinin “Daha değil, mazbatayı almadan olmaz, daha yemin işi var” diyerek işi sağlama bağlamak istediği anlaşılıyor. Haklıdır. Böylece hem seçilmiş cumhurbaşkanı olmak ama aynı zamanda Başbakanlığı da üç beş gün daha bırakmamak ve sürprizlere fırsat vermemek yerinde olacaktır. Etrafı kolaçan etmek, işi bozmaya kalkışabilecek olanlara karşı gerekli önlemleri almak, Başbakanlığı gönül rahatlığıyla “ehil” bir arkadaşa verdikten sonra Çankaya’ya çıkmak en iyisi, en garantilisidir. Çünkü... Çünkü Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde başkanlık yapabilmek için yolu temizlemek ve en azından 2015 seçimlerine kadar memleketin doğru dürüst yönetilmesini garantiye almak şarttır. HHH Sayın Erdoğan’ın ne kadar haklı olduğu zaten daha ilk gün ortaya çıkmıştır. Son yıllarda pek çok konuda ve ama en önemlisi başkanlık sistemi, parlamenter sistem gibi konularda ve ufak tefek kimi önemsiz şeylerde itirazlarda bulunan ve “Ben bu işi senden daha iyi yaparım, gel yer değiştirelim” demekte olan Sayın Gül, işte son dakikada “Partime dönüyorum” diyerek kuşkuların ne kadar yerinde olduğunu göstermemiş midir? Göstermiştir. Ama Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanıbaşbakan ya da başbaşbakan olarak bu durumu ustalıkla savuşturacağını hepimiz biliyorduk ve öyle de olmuştur. Konu şimdilik en azından on aylığına kapanmıştır. Sayın Gül, AKP’nin hatırlı bir üyesi ama yalnızca üyesi olarak bekleyecek ve galiba “de facto” başkanlık sisteminin ne kadar etkili olduğunu beklerken görecektir. Kuşku yok, muhalefet partilerinin kendilerini devre dışı bırakacak stratejilerde ısrar etmeleri ve muhalefet görevinin de AKP’ye düşmesi, örneğin Sayın Gül’ün bu göreve talip olması bir şanssızlıktır ama olsun. Çözülmeyecek bir sorun yoktur ortada. HHH Çözülmesi zor sorunlar, içeride dışarıda mucizevi çözümler beklemektedir. Baş ağrıtan IŞİD, rehineler sorunu, iyice palazlanıp barajı aşma noktasına doğru tırmanan Kürt partisi, şu bir kere bulaşılan ve artık tüpe geri girmemekte direnen diş macununa benzeyen “çözüm süreci” gibi konular var bekleyen. Onları da bekleterek çözmek, en azından Sayın Hüseyin Çelik’in dediği gibi, şu pek güzel Amerikan icadı “topal ördek” evresinde içeride ve dışarıda ufak tefek düzeltmeler yapmak, derin bir nefes almak iyi olacaktır. Bu arada “derinliklerinde” boğulma tehlikesi geçirilen stratejinin sahibini de “muti başbakan” olarak ödüllendirmek ve uluslararası güçlerin değişen politikalarına daha uygun, daha derin bir arkadaş bulmak da, işi sessizce çözmenin yollarından biri neden olmasın ki? HHH Anayasanın bilmem kaçıncı maddesini öne sürerek “İşte seçildin artık cumhurbaşkanısın” diyenlerin “seçildiysem Köşk neden hâlâ boş değil” sorusuna bir cevapları var mı? Yok! O zaman Sayın Başbakan bekleyecektir. 12 yıl beklemiş, 10 gün daha bekleyemeyecek mi? Bu arada can sıkıcı ve galiba çözümü zor olan sorunu da Sayın Başbakan’ın arkadaşlarına uygun bir şekilde soracağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Şu kerameti kendilerinden menkul kamuoyu şirketlerinin sözlerine yatırım yapıp ense yaptılar. MHP’li kardeşlerden destek gelmese, muhalefet partilerinin strateji ve taktikleri imdada yetişmese, neredeyse ikinci tura kalınacaktı ve bunun hesabını sormaz mı Sayın Başbakan. “Gönülsüz namazlarını göklere ağdırmayanlar”, hesabı bitmemiştir Sayın Başbakan’ın sizlerle. Hele şu mazbata bir gelsin. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı görevini kendisine devredecek olan Abdullah Gül’ün partiye dönmesinde bir engel bulunmadığını belirtirken, “Partinin başında ayrı bir kişi, Başbakanlık’ta ayrı bir kişi bu yanlış bir olaydır” sözleriyle Gül’e bir süre daha “bekle” mesajı verdi. Abdullah Gül, devlet protokolüne Çankaya Köşkü’nde veda resepsiyonu verdi. Konuklarını selamlayan Gül, daha sonra kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasının başında Tayyip Erdoğan’a atıfta bulunarak, “Artık Sayın Başbakan’a, ‘seçilmiş cumhurbaşkanı’ diye hitap edeceğim, ona göre” ifadesini kullanan Gül, “Görev sürem boyunca ülkemizin içerde huzuru ve güveni, dışarıda itibarını korumak için çalıştım. Yedi yıllık görev süremin sonuna gelmiş bulunuyorum. Bu süre boyunca aldığım destek için teşekkür ediyorum” dedi. Erdoğan’la Gül’ü buluşturma çabası Hükümet üyelerinin yanı sıra, komuta kademesi, yüksek yargı organları başkanları, milletvekilleri ve siyasi parti liderlerinin de davetli olduğu resepsiyona CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu katılmazken, MHP lideri Devlet Bahçeli resepsiyonda hazır bulundu. Geçmiş resepsiyonlarda Gül çifti, girişte davetlileri tek tek karşılıyordu. Ancak dünkü resepsiyonda, Gül resepsiyon salonunun bir köşesinden, Erdoğan ise diğer köşesinden giriş yaptı. Korumalar ikiliyi buluşturabilmek için yoğun çaba harcadı. ‘Kendisine yakışan görev verilmeli’ ‘Ayıplı malzeme’ olarak göremezler MEKTUP KAVGASI Erdoğan’ın ‘tehdit edildim’ dediği mektuba Dostluk Grubu’nun verdiği yanıt iktidarmuhalefet kavgasına neden oldu. DUYGU GÜVENÇ ANKARA ABD Kongresi’nden gelen ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “tehdit edildim” dediği mektup ve verilen yanıt, ABDTürkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu’nu böldü. Grup üyesi CHP milletvekilleri Faruk Loğoğlu ve Aylin Nazlıaka, ABD Kongresi’nin 4 üyesine mektup göndererek grup başkanı Volkan Bozkır’ın yanıt mektubu için “O mektup grubu temsil etmiyor” dedi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını Nazizme benzetmesinin ardından ABD Kongresi’nden Erdoğan’a “Sözleriniz antiİsrail” diyerek yanıt verilmişti. ABD Kongresi’nin Türkiye Dostluk Grubu’nun eşbaşkanları Steve Cohen, Ed Whitfield, Virginia Foxx ve Gerald Connolly tarafından yazılan mektuba, Erdoğan yerine Bozkır yanıt vermişti. Bozkır’ın yazdığı mektubun kendilerini temsil etmediğini belirten CHP’li üye Loğoğlu, önce Dışişleri’nden bir zamanlar birlikte çalıştığı Bozkır’ı aradı. Loğoğlu, Bozkır’a, “Erdoğan, Dostluk Grubu’na mektup yazılması için talimat veremez. Sizin grup adına yanıt verme hakkınız yok” dedi. Bozkır’ın “Ben başkan sıfatıyla imzaladım” yanıtı üzerine de Loğoğlu ve Nazlıaka, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar’dan oluşan ABD’li muhatapları için yeni bir metin kaleme aldı. CHP’lilerin mektubunda şöyle denildi: “Bozkır’ın mektubu AKP’nin görüşleridir. CHP, İsrail’in Gazze’deki Filistin halkına yönelik eylemlerini şiddetle kınar. Barışa giden yol savaş değil, müzakeredir. Bu nedenle, CHP güvenli ve tanınmış sınırlarda, iki devletli çözümü destekler.” Mektupta, Kongre üyelerinin Türkiye’deki antisemitizm söyleminden duyduğu rahatsızlıkla ilgili olarak da, “CHP tartışmasız şekilde antisemitizme karşıdır ve tüm örnekleri ve manifestoları kınar” ifadesi kullanıldı. Ancak resepsiyonda asıl çarpıcı açıklamalar Başbakan Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, gazetecilerin “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, partiye dönmek istediğini söyledi. Şu anda çok mümkün görünmüyor. 2015 seçimlerinden önce bir olağan kongre gerçekleşip orada genel başkan olarak gelir mi? Nasıl bir siyasi resim çiziyorsunuz?” sorusuna “Abdullah Bey’in partiye dönmesine, şu devir teslimden sonra hiçbir mani, hiçbir hal yok” yanıtını verdi. Erdoğan, gazetecilerin “Ama genel başkan olamayacak” demesi üzerine şunları söyledi: “Şu anda bu şey değil. Siyasette biliyorsunuz, boşluk asla kabul etmez. İlk iş bu doğabilecek boşlukları ortadan kaldırmaktır. Atılacak adım zaten sadece buna yöneliktir. Bir de tabii partinin başında ayrı bir kişi, başbakanlıkta ayrı bir kişi bu yanlış bir olaydır. Yanlış bir süreçtir. Onun için biraz da gelecek noktasında inanıyorum ki gelecek noktasında partide de taşlar yerine çok daha iyi oturacaktır. Abdullah Bey’in, hiçbir mani yok’ ‘Dönmesinde İkili daha sonra sarılarak poz verdi. Resepsiyonda Emine Erdoğan ve Hayrünnisa Gül’ün yakın tavırları da dikkat çekti. İkili zaman zaman el ele tutuşarak davetlilerle konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, resepsiyonda gazetecilerden soru almadı. Resepsiyon öncesinde Gül’ün gazetecilere bir açıklama yapacağı duyuruldu. Ancak, Erdoğan’ın konuşmasından sonra bu plandan vazgeçildi. Resepsiyonun ardından Gül, eşiyle birlikte Erdoğan çiftini makam odasına götürerek, Erdoğan’a yeni makamını tanıttı. partisine, partimize artık, bundan sonra, dönmesinden daha doğal, daha tabii hiçbir şey olamaz. Böyle bir adımı atması da doğaldır.” Partinin 27 Ağustos’ta yapılacak olağanüstü kongresinin tek gündeminin genel başkan seçimi olacağını anımsatan Erdoğan, partisindeki tartışmaları başka yere çekmek isteyenlerin olduğunu savundu. Erdoğan, şöyle devam etti: “O çekmek isteyenlere ben ve MHP’nin hali ortada’ ‘CHP bir tavsiyede bulunuyorum. Onlar gitsinler CHP ile uğraşsınlar, gitsinler MHP ile uğraşsınlar. Onların hali ortada. Hali pür melali ortada. Onlara biraz tavsiyede bulunsunlar. Biraz onlar kendilerine çeki düzen versinler. Orada çok ciddi sıkıntılar var. İşte buyurun. Hemen başladı birçok şeyler. Onların kendi çeki düzen vermeleri lazım. ‘Acaba bizim bu başarısızlığımızın arkasında ne var? 1516 senedir genel başkanım acaba niye başarısızım? Öbürü 67 senedir ben genel başkanım, 45 seçime girdim, niye başarısızım?’ Bunu sorgulamaları lazım. Onların delegelerinin bunu sorgulaması lazım.” Erdoğan, partinin başına gelecek olan kişinin 3. dönemi olanlardan mı yoksa, yeni bir isim mi olacağı ve kabine değişikliğine gidilip gidilmeyeceğine ilişkin soruya da “Bu çok erken bir soru. Biraz sabırlı olun” yanıtını verdi. için sabırlı olun’ ‘Kabine IŞİD operasyonları ve Türk rehineler konusu masaya yatırılacak Gül’ün veda MGK’si BARKIN ŞIK İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ANKARA Çankaya Köşkü’nde bugün yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısı (MGK), Cumhurbaşkanı ve Başbakan açısından “veda” niteliği taşıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MGK’de oturdukları koltukları son kez dolduracak. Erdoğan, ekim ayında yapılacak MGK’ye ise “başkan” olarak katılacak. Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’ndan 11 Haziran’da kaçırılan 49 rehine, iki ayı aşkın süredir terör örgütü IŞİD’in elinde bulunuyor. Bugün toplanacak MGK’de, ABD’nin IŞİD’e yönelik düzenlediği hava operasyonları ile Türk rehinelerin durumu masaya yatırılacak. IŞİD’in Erbil’e doğru ilerlemesini sürdürmesi durumunda Türkiye sınırına yönelecek bir göç dalgasından da endişe ediliyor. ABD’li yetkililer hava saldırılarının IŞİD’in askeri kabiliyetini bertaraf etmeye yetmediğini itiraf etti. Kuzey Iraklı Kürtler ise ABD ve AB’den IŞİD’in ilerlemesini durdurmak için ağır silahlar istiyor. Ankara’da ise Kürtlerin bu talebinin karşılanması sonrasında silahlardan bir bölümünün terör örgütü PKK’nin eline geçmesinden kaygı duyuluyor. Irak’ta hükümet kurma çalışmaları da MGK’de ele alınacak. Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum’a ABD ve Türkiye tam destek veriyor. Diğer bölgesel gelişmelerin de masaya yatırılacağı MGK’ye “veda” edecek son isim ise Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Servet Yörük olacak. [email protected] n TUNCELİ (Cumhuriyet) Yerel seçimlerde, Tunceli’nin Ovacık ilçesindeki belediye başkanlığını, Demokratik Haklar Federasyonu’nun (DHF) desteğiyle Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) adayı Fatih Maçoğlu kazanmıştı. “Türkiye’nin ilk komünist belediyesi” olarak kamuoyunda büyük yankı uyandıran ilçede cumhurbaşkanlığı seçim 4 bin 796 seçmenli ilçede 1.470 kişi sandığa gitmedi. Selahattin Demirtaş 1949 oy olarak yüzde 60.27 oranıyla birinci oldu. 1162 oyla Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 35.93 oranında oy alırken, Recep Tayyip Erdoğan 123 oyla yüzde 3.80’de kaldı. n VAN (Cumhuriyet) Özalp ilçesinin İran sınırındaki Yavuzlar Mahallesi’nde 3 gün önce jandarmanın “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle açılan ateş sonucu öldürülen İran uyruklu PKK’li Muhammet Hasanzade’nin cenazesi dün Malatya Adli Tıp Kurumu’ndan alınarak Özalp’e getirildi. Yaklaşık 2 bin kişi tarafından karşılanan cenazenin ilçe merkezinden geçişi sırasında adliye sarayı ve kaymakamlığa molotof atıldı. Bu sırada atılan taşlardan biri ilçe hâkiminin odasındaki masanın üzerine düştü. Cenaze mahalle mezarlığında toprağa verdi. TKP’li Tunceli Ovacık’ta, Demirtaş fark attı PKK’linin cenazesinde gerginlik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle