05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 Arjantin, 1980’li yılların başında son diktatörün devrilmesinden öteye demokrasiye geçer geçmez başta ABD olmak üzere uluslararası şirketlerin gözü bu ülkeye çevrildi. Sonraları cumhurbaşkanı olacak Carlos Menem’in yıldızı da işte o günlerde parlamaya başladı. 1983 yılında La Rioja valisi seçilen Menem, peronist (eski diktatör yanlısı) bilinen Adaletçi Parti’nin adayı olarak katıldığı 1989 seçimlerinde, oyların yüzde 49’unu alarak cumhurbaşkanı seçildi. On yıl süreyle iktidarda kalan Menem, bu sürede Arjantin’in tüm kamu kuruluşlarını özelleştirdi. Ülkenin rafinerileri, barajları, demiryolları, haberleşme kurumları, limanları ve fabrikaları yabancılara satıldı. Ülkede iç ve dış borç patlaması yaşandı. Carlos Menem ve yakınları, kamu ihalelerinden aldıkları rüşvetlerle korkunç derecede zengin oldular. Bunun karşılığında halk öylesine yoksullaştı ki, ülkenin hemen her yerini çöplüklerde yaşayan sahipsiz çocuklar sardı. Milyonlarca çalışan işsiz kaldı, ülkenin tüm altyapısı çöktü. Menem iktidarının son döneminde büyük grevler ve halk hareketleri patlak verdi. Cumhurbaşkanının polisleri, bu olaylarda gözünü kırpmadan 32 kişiyi öldürdü. 1950’li yıllarda dünyanın yedinci zengin ülkesi olan Arjantin, ABD tarafından hayran bıraktığını anımsayabiliriz. 2001’den sonraki yıllarda toparlanır gibi olup, ikinci kez bu yıl dibe vuran ve borçlarını yine ödeyemez hale gelen Arjantin örneği yakından incelenirse, Türkiye’nin 2001 ekonomik krizini izleyen AKP iktidarı ve Başbakan Erdoğan politikaları arasındaki olağanüstü benzerliği fark etmemek güçtür. Arjantin’de emperyalizm bir ülkeyi soydu ve her şeyini aldı. Ekonomik anlamda Arjantin o zamanlar ne yaşadıysa, bugün Türkiye’ye dayatılmak istenen de odur. Kubilay Baloğlu* HHH *Türkiye kamuoyu, Emekli Hava Pilot Tuğgeneral Kubilay Baloğlu’nu “Kendisi Hasdal’da Jetleri Kandil’de” haberiyle tanır. Baloğlu 2011 Ağustos ayında çakma Balyoz soruşturması kapsamında tutuklandığı gün, kurmay başkanı olduğu Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’ndan havalanan jetler Kandil’i bombalıyordu. Yukarda okuduğunuz satırlar, Baloğlu’nun bana Hasdal’da yazmaya başlayıp serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra 16 Haziran 2014’te postaladığı 26 sayfalık mektubun sadece ilk 2 sayfası. Önemli bir analiz olduğuna inandığım bu mektubun bazı bölümlerini, zaman zaman sizlerle paylaşacağım. “Mikrofon diktatörlüğ ü, haykıran diktatör kadar dinley en aptalların da sultasıdır.” FRANÇOIS MITTERRA ND Demokrasi, halkın devlet ve ülke yönetiminde söz sahibi olduğu, sözünü de seçimlerde söylediği yönetim biçimidir. Tam da bu nedenledir ki, demokrasinin gereklerini benimsemiş ülkelerde, halkın seçimlere en rahat koşullarda katılması sağlanır ve asla insanların tatile gittiği yaz aylarında seçim yapılmaz. Türkiye’de ise her nedense hep AKP iktidarı döneminde, seçimler özenle tatile çıkılan yaz aylarına ya da bayram tatillerine denk getiriliyor. Halkın seçimlere katılmaması için gayret gösterilen bu düzene de “ileri demokrasi” deniyor! İşin kötüsü, hiçbir muhalefet partisi hiçbir seçimin tarihine itiraz etmiyor, dayatılan hiçbir seçime “bu koşullar altında girmem” bile demiyor. Ama “Burası Türkiye”. Dolayısıyla ölçüler tersyüz. Garabet olağan, olması gerektiği gibi yapılan, mucize kabul ediliyor. Cumhurbaşkanının daha seçilmeden önce okul kitaplarına resminin konulduğu tek ülke, Türkiye. Musluklarından akan suyun içilemediği tek ülke de Türkiye. Üç yanı denizle çevrili olup denize girilemeyen tek dünya megapolü İstanbul da elbette ki Türkiye’de! Ve musluk suyunun içilemez, denizlerin girilemez olmasını garipsemeyen halk, sonucu çoktaan ayarlanmış göstermelik seçimlere de gerçekten seçim hakkı varmış gibi giriyor. Arjantin’e Bak, Türkiye’yi Gör Fotoğraf: ALİ ARİF ERSEN Usanmak Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçlandı, Recep Tayyip Erdoğan yüzde 51.8’lik oy oranıyla devletin en yüce katına yerleşti. Vatana, millete hayırlı olsun! Ben, kendisini “sosyal demokrat” olarak tanımlayan siyasal partilerde cumhurbaşkanı adayının parti üyelerinin tümünün katılacağı doğrudan demokratik eğilim yoklamasıyla belirlenmesinin en doğru yöntem olduğu inancındayım. Genel Merkez, sözgelimi, beş aday belirler, bu adayları tüm parti üyelerinin tercihine sunar ve alınacak sonuca göre adayı saptar. Ne var ki bu yöntem CHP için bir hayaldir, büyük olasılıkla yarın da bir hayal olarak kalacaktır. Doğal ki CHP cumhurbaşkanı adayı olarak kendi içinden birini gösterebilirdi. Fakat bu kez bu aday her kim olacak idiyse ya Baykalcıların ya ulusalcıların ya da her ikisinin birden tepkisiyle karşılaşacaktı. HHH Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bir olasılıkla bu nedenle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile el ele vererek belirledikleri “çatı adayı” Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kamuoyuna sundu. Bu bir oldubittiydi. Geri dönüş yoktu. Birçokları gibi “Aman, Erdoğan seçilmesin de kim seçilirse seçilsin” düşüncesiyle bu satırların yazarı da İhsanoğlu’nu destekledi. Burada söz konusu olan İhsanoğlu’nun saygın kişiliği değildir! Ama mütedeyyinmuhafazakâr kişilikteki bu aday, olağan koşullarda destekleyebileceğim bir aday olmaktan çok uzaktı. Ancak o saatten sonra adayı eleştirmenin, aleyhinde yazmanın Erdoğan’a yarar sağlamaktan öteye bir anlamı yoktu. Ayrıca 6.8.2014 tarihli “Benim Cumhurbaşkanı Adayım” başlıklı yazımda nasıl bir cumhurbaşkanının tercihim olacağını belirtmiştim. Bugün pişman mıyım? Evet! Pişmanlığımın nedeni İhsanoğlu’nu desteklemiş olmam değil, uzun yıllardır onca seçimde “Belki bu kez” diyerek her seferinde CHP’ye destek verdiğimden kaynaklanıyor. Bir kez daha gördüm ki birçok CHP’linin dünya umurunda değil. Onlar deniz kıyılarında, sere serpe şezlonglarında keyif çatarlarken, ben ter döküyorum. Yeter artık! HHH Açık söyleyeyim, bundan böyle CHP ne demiş, ne yapıyor, hangi klik hangi kliğe sataşacak, örgüt kaç parçaya bölünmüş, uzun boylu ilgi alanımda olmayacak. Başka bir deyişle kendimden, siyasalideolojik inançlarımdan ödün vermeksizin konuşup yazacağım. 1996’dan beri Cumhuriyet’te yazıyorum; ideolojik görüşümün MarxEngels çizgisinden gelen sosyalizm olduğunu defalarca belirttim bu köşede. Doğal ki Komünist Manifesto’dan bu yana geçen 166 yılda birçok şey gibi Marksizmi doğuran koşullar da değişti. Fakat emek ile sermaye arasındaki çelişki Marksist ideolojiyi yaratıp geliştiren temel gerçek olarak kaldı. 71 yaşındayım, 19’umdan bu yana, yani 52 yıldır bu çelişkinin mutlaka emekten yana çözülmesi gerektiği inancımı korudum. Bugün geriye dönüp baktığımda, CHP gibi sözünde sosyal demokrat, özünde bürokratküçük burjuva bir partiye zaman zaman destek vermiş olmamın ideolojik inancımdan bir sapma olduğunu düşünüyor, kendimi kınıyorum. Bundan böyle temel siyasalideolojik inançlarıma en yakın siyasal partiye destek vereceğim. CHP usandırdı beni! yetiştirilerek ülkenin başına musallat edilen bu kişi ve partisinin uygulamaları nedeniyle büyük bir darboğaza girdi. Menem’in devlet başkanlığını bıraktığı 1999 yılı, önlenemez krizin başlangıcı oldu. 2001’de, ülke 250 milyar dolara ulaşan iç ve dış borçlarını ödeyemez hale gelerek iflasını açıkladı. Halkın bankalardaki 80 milyar dolarına iktidardaki yeni hükümet el koydu. Ülke dizlerinin üstüne çökmüştü. Dibe vuruşun ertesinde bir milletvekili şöyle diyordu: “Biz yasaları neden el kaldırdığımızı bilmeden oyladık. Meğer farkına varmadan ülkeyi satıyormuşuz.” HHH 19891999 arası dönemin devlet başkanı Carlos Menem, BM ambargosuna rağmen Ekvador ve Hırvatistan’a 100 milyon dolar değerinde silah göndermekten yargılandı ve ev hapsine alındı. Yargıçları ve davanın gidişatını etkileyebilecek tanıkları rüşvetle satın alarak, beraat etti. Kendisine El Turco dedirten bu kişinin, süreç içerisinde İsviçre’de milyon dolarlar düzeyinde hesapları olduğu ortaya çıktı. Carlos Menem’in ilk başlarda demokrasi, özgürlük çığırtkanlığıyla başta kadınlar olmak üzere, yurttaşlarını deyim yerindeyse kendisine Yerkel’den Kılıçdaroğlu’na ‘Diktatör!’ tweet’i KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK G NOKTASI [email protected] Haber Merkezi Soma’daki maden faciasında polisin tuttuğu göstericiyi tekmelerken görüntülenen Başbakan Erdoğan’ın Müşaviri Yusuf Yerkel, isim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “diktatör” dedi. Yerkel, Twitter’daki mesajında “E.Ü.Tarhan’ın dediği gibi CB adayını kimin önerdiğini sorgulamayı yasaklayacaksın, bir de tıpış tıpış oy kullanacaksınız diyeceksin? Diktatör!” dedi. Dağkapı, Şeyh Sait Meydanı oldu DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin meclis toplantısında, Kürt isyanı liderlerinden Şeyh Said ile 47 arkadaşlarının idam edildikleri merkez Sur ilçesindeki Dağkapı Meydanı’nın adı, toplantıya katılan DBP ve AKP’li üyelerin oybirliğiyle “Şeyh Said Meydanı” olarak değiştirildi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, meclisin önemli bir karara imza attığını söyledi. ŞANLIURFA(Cumhuriyet) Motosikletle Güneydoğu turuna çıkan ve Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde metruk bir binada cesetleri bulunan emekli öğretmen Abdullah Türk (51) ile bir uluslararası petrol şirketinde çalışan Engin Öksüz’ü (33) öldürdüğü ileri sürülen şüpheli polis tarafından yakalandı. Gözaltına alınan Hasan Yılmazer (39), ifadesinde 2 motosikletçiyi paraları için öldürdüğünü itiraf ettiği belirtildi. İki motosikletçinin katili yakalandı BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da önceki gün bonzai nedeniyle öldüğü belirtilen Furkan Karataş’ın (19) ailesi, Furkan’ın tedavi görerek bonzaiyi bıraktığını, bu süreçte kendisine yardımcı olan bir sivil polisle görüştüğü için arkadaşları tarafından “bizi ihbar” ediyor diye suçlandığını anlattı. Karataş’ın annesi ve dayısı, Furkan’ın cesedinde çeşitli izler bulunduğu belirterek, otopsi raporunu beklediklerini söylediler. Bursa Cumhuriyet Savcılığı Karataş’ın ölümüne ilişkin soruşturma başlattı. Furkan dövülerek mi öldürüldü? ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN Bonzaiden ölen gencin babasına saldırı İstanbul Haber Servisi Kartal’da bonzaiden hayatını kaybeden Sefa Bayburtluoğlu’nun babası Yusuf Bayburtluoğlu, şikâyetinden vazgeçmesini isteyen kimliği belirsiz kişilerce önceki gün silahlı saldırıya uğradı. Baba Bayburtluoğlu, saldırıdan yara almadan kurtuldu. HARBİ SEMİH POROY İstanbul’da uyuşturucu operasyonu İstanbul Haber Servisi Narkotik polisleri,18 Temmuz’da düzenlenen uyuşturucu operasyonunda tutuklanan iki kişinin Ümraniye’de uyuşturucu sakladıkları evin adresini tespit etti. Eve yapılan operasyonda, bonzai yapımında kullanılan 122 kilo kimyasal fubinica maddesi, 1 kilo 960 gram sıvı kimyasal madde bulundu. Yurtdışına uyuşturucu taşıdığı belirlenen TIR’ı Silivri’de durduran polis, 37 kilo eroin ele geçirdi. 3 kişi gözaltına alındı. ukatlar tartıştı Polisler ile av Emniyet’te cemaate yönelik İstanbul Haber Servisi altına alındıktan songerçekleştirilen operasyonda göz yakalama kararı çıkarda ların ra serbest bırakılan ve hak Turanlı, Sıddık Filiz ve tılan polislerin avukatları Ömer rle mücadele polisleterö ın ların Kemal Şimşek’in büro ar ve polisler arasınkatl rince takip edilmesi üzerine avu bürolarının takip dür gün iki ar katl Avu ı. çıkt da tartışma ellerinde teknik rin lisle “Po ek, rter altında olduğunu beli diye tepki gösr” orla ve fiziki takip kararı yok. Suç işliy slerden dün sabah poli n rtıla çıka rı kara a terdi. Yakalam ken öğleden sonra 4 teslim olan 2 kişi serbest bırakılır rek teslim oldu. polis de avukatları ile birlikte gele PKK şantiye bastı, iş makinesi yaktı ERZURUM (DHA) Tekman ilçesi ile Çevirme köyü arasındaki yol yapımında çalışan 35 işçi ve müteahhit 20 Temmuz’da PKK’liler tarafından tehdit edildi. Müteahhit H.A’yı tehdit eden grup, para istedi. Şikâyetçi olan müteahhitin şantiyesini basan PKK’liler önceki gece 2 iş makinesini ateşe verdi. Erdoğan’ın gardiyanı öldü Yurt Haberleri Servisi Başbakan Erdoğan’ın Kırklareli’ndeki Pınarhisar Cezaevi’nde yattığı sırada infaz koruma başmemuru olan Necmi Polat, önceki gün evinde kalp krizi geçirdi. Hastaneye kaldırılan Polat, yaşamını yitirdi. Polat, Erdoğan’ın siyasi parti kurmayı cezaevinde planladığını açıklamıştı. SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Üst yaş 1 grubunda 2 ki sporculara verilen ad. 3 2/ Kan emi 4 ci bir sinek... 5 Atın eşkin 6 yürüyüşü. 3/ Kekeme 7 lik. 4/ Halk 8 edebiyatın 9 da bir kimseyi yermek 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ya da toplumun 1 P A R P A R S İ bozuk yanlarını 2 A T U N U T U K eleştirmek ama 3 cıyla yazılan şiir 4 T A B L A T U R A P L O L İ T A türü. 5/ Tarımda T kullanılan azotlu 5 A T E R İ N A İ T K Ü R gübre... Çöl or 6 T A P İ İ Z R A tasındaki bitki 7 li alan. 6/ Yanar 8 K A R A K U C A K ken güzel koktu 9 İ S İ S M A T E ğu için tütsü olarak kullanılan bir ağaç... Bir ilimiz... Kenar süsü. 7/ Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan bir halk. 8/ Çocuğun eğitim ve öğretimiyle ilgili erkek bakıcı... Göçebelerin konak yeri. 9/ Çakala benzer yabani bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı. 2/ Konut... Kervanın en sonundaki deveye takılan büyük çan. 3/ Yeşil ile mavi arası renk... İnce deri ya da ince kabuk. 4/ Başlangıcı belli olmayan zaman... Başörtüsü olarak kullanılan bir tür ipekli dokuma. 5/ “Öksürükotu” da denilen ve ekin tarlaları için zararlı olan otsu bir bitki. 6/ Büyük ve süslü balıkçı kayığı. 7/ Evlilik birliğinin kurulmasını sağlayan sözleşme... Bir işte bir kimse ya da şeyin üstüne düşen görev. 8/ Bir soru sözü... İskambilde bir kâğıt... Baryum elementinin simgesi. 9/ Her yiyeceği canı çeken... Haberci.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle