28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA 6 HABERLER CHP, Aynı Hata Gül konusunda ikiye bölünen AKP’de genel başkanlık için Davutoğlu ve Arınç’ın isimleri öne çıkıyor İkinci Kez... Ancak Erdoğan’ın taraflar arasındaki kavganın büyümemesi için 3. bir ismi tercih edebileceği belirtiliyor EMİNE KAPLAN ANKARA AKP’de yeni genel başkanın kim olacağı üzerindeki tartışmalar sürerken belirlenecek ismin, Abdullah Gül kavgasının nasıl sonuçlanacağı ve tarafların partinin gelecekteki konumunun ne olacağı konusunda da işaretler vereceği belirtiliyor. Parti kulislerinde, Erdoğan’ın genç ekibin istediği Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’u tercih etmesinin “Gül taraftarlarının tasfiyesi”, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı tercih etmesinin ise “Gül’ün 2015 öncesi ya da sonrasında genel başkan olması yolunun açılması” anlamı taşıyacağı dile getiriliyor. Erdoğan’ın, her iki tercihte de taraflar arasındaki kavganın daha da büyümesi olasılığına karşılık üçüncü bir ismi gündeme getirebileceği kaydediliyor. Şimdilik ertelenmiş gibi gözüken Gül’ün genel başkan olup olmayacağı kavgasının ise asıl 2015 seçimleri öncesinde yaşanacağına dikkat çekiliyor. Erdoğan, MKYK’nin ardından yarın genişletilmiş il başkanları, cuma günü de milletvekilleriyle toplantı yaparak yeni genel başkan için nabız yoklayacak. AKP kulislerinde, genel başkanlık tartışmaları ve 2015 seçimlerine yönelik şu değerlendirmeler yapılıyor: Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’ın başına çektiği ve bazı genel başkan yardımcılarının aralarında AKP’de üç senaryo ‘Sonradan Gül’e karşı AKP’liler’ çıkıyor AKP’de, 28 Ağustos’taki kongrede Gül’ün genel başkanlığı konusunda parti içinde iki cephe ortaya çıktı. 28 Ağustos, olmazsa da en geç 2015 seçimleri öncesinde Gül’ün partinin başına geçmesini isteyenler ağırlıkla partinin kuruluş döneminden bu yana en önemli görevlerinde bulunan ve tüzükteki 3 dönem kuralına takılanlar oluşturuyor. Bu isimler arasında başta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere Mehmet Ali Şahin, Beşir Atalay, Salih Kapusuz ve milletvekili olan çok sayıda isimler bulunuyor. 3 dönemlik olmayan milletvekilleri arasında da sessiz olmalarına karşın çok sayıda isim de Erdoğan sonrası Gül liderliğinde yola devam edilmesini savunuyor. AKP’de “genç” ekip olarak adlandırılan ve tamamı Erdoğan’ın etrafında kenetlenen isimler ise açık bir şekilde Gül’ü engellemek için kulis faaliyeti yürütüyor. Erdoğan’ın danışmanlarının da desteklediği ve parti içinde Başbakan’dan aldıkları güçle etkinlikleri artan bu grup içinde başdanışman ve Ankara milletvekili Yalçın Akdoğan, partiye transfer olarak gelen Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Erdoğan tarafından son dönemde MYK’ye alınan isimler ve Meclis grubunda da yeni vekiller sayılıyor. olursa da genç ekip sıkıntı yaratacaktır. Sıkıntı yaratmasa bile karşılıklı olarak bugüne kadar yapılan suçlamalar ve sert açıklamalar, her iki ekibin birlikte çalışmasını zorlaştıracaktır. Erdoğan, bunu göze alamayabilir. Bu nedenle her iki tarafın da isteğini yapmayarak üçüncü bir formüle gidebilir. Bu durumda her iki ekibin de kabul edebileceği, parti grubunu ve teşkilatlarına hâkim olabilecek üçüncü bir isim gündeme gelebilir. Bu isimle genel seçime gidilebilir ve süreçte yeni bir değerlendirme yapılabilir. Erdoğan, kavganın büyümesi durumunda genel başkan belirlemeden erken seçim kararı alabilir. Gül ekibini ve 3 dönemlikleri, 2015’i beklemeden tasfiye eder. Genç ekibin istediği olursa bulunduğu genç ekip, uzun süredir Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun genel başkan ve başbakan olması için kulis yürütüyor. İstişareler sonucunda Erdoğan, Davutoğlu’nun kongrede genel başkan adayı olmasına karar verirse, bu durum Cumhurbaşkanı Gül’ün partiye genel başkan olarak dönmesinin tamamen önünün kapatılması anlamına gelir. 2015 seçimlerinde başarısız olmadığı sürece Davutoğlu’nun genel başkanlığı bırakması gündeme gelmez. Davutoğlu’nun genel başkan olarak seçilmesi ise Bülent Arınç başta olmak üzere partide kopuşlara neden olabilir, zayıf bir olasılık da olsa yeni parti çalışmalarını gündeme getirebilir. da Gül’ün istediği ve 3 dönem engeline takılan birini genel başkan olarak belirlemesi durumu, “Gül’ün 2015 seçimleri öncesi ya da sonrasında genel başkanlığına yol açılması” olarak yorumlanabilir. Gül ekibi, ağırlıklı olarak Arınç’ın genel başkan ve başbakan olmasını istiyor. Arınç’ın genel başkan olarak seçilmesi durumunda, 2015 seçiminden önce yapılacak olağanüstü kongreyle Gül, genel başkan olarak partiye dönebilir. Böyle bir gelişme, 3 dönem kuralının da tüzük değişikliğiyle kaldırılması yolunu açabilir. Üçüncü bir isim Erdoğan’ın tercihine göre her iki olasılık da partideki kavgayı derinleştirebilir. Eğer genç ekibin dediği olursa, bunu Gül ekibi kabul etmeyecektir. Gül ekibinin istediği Erken seçimle tasfiye Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin stratejisini ve adayını belirleyen kadro çok klasik bir hatayı ikinci kez yapmayı başardı. Buna karşılık, HDP’nin adayının aldığı sonuç doğru bir kampanyanın nasıl kurgulanabileceğini gösterdi. Sosyal demokrat partiler (hatta “misyon partileri”) seçim stratejilerini oluştururken parti tabanının eğilimlerinin dağılımını göz önüne almak zorundadırlar. Sosyal demokrat parti, eğer eğilimlerin sol ucundaki kesimin desteğini konsolide etmeden sağa doğru kayarak muhafazakâr partiden oy çalmaya çalışırsa, sağ kesimden alacağı oydan fazlasını sol taraftan kaybeder. Bu açıdan bakınca, HDP’nin oylarını artırmasının, AKP’nin kendini korumayı başarmasının sırrı da ortaya çıkıyor. HDP sol desteğini konsolide eden, buna ek olarak kapsama alanını haklar ve özgürlükler üzerinden, kendi öz seçmeninin desteğinin sadakatini risk altına sokmadan genişleten bir kampanya gerçekleştirdi. Demirtaş gibi karizmatik bir adaya sahip olması, dinamik bir kampanya sürdürmesi bir yana HDP’nin seçim stratejisi doğruydu, esas olarak bu nedenle başarılı oldu. AKP, kendi çekirdek seçmeninin sadakatini koruyan, konsolide eden bir kampanya izledi, sola doğru, kendi tabanı açısından önemli olmayan haklar ve özgürlükler alanına kaymaya çalışmadı; 12 yıl boyunca oluşan “algısal kilitlere”, “yapışkan statükoya” yaslandı, savunmada kaldı; bu savunma stratejisi başarılı oldu. Arınç genel başkan olursa Erdoğan’ın Başbakan Yardımcısı Arınç ya Sarıgül’den İhsanoğlu’na CHP liderliği ise yine yanlış bir strateji belirledi. CHP liderliği Sarıgül’ü aday gösterirken yaptığı hatayı tekrarladı ve derinleştirdi. CHP liderliği, tabandan, partinin entelijensiyasından gelen uyarılara karşın bu yanlışta ısrar etti; sonuçta bir siyasi yenilgi daha yaşadı. CHP, sosyal demokrat parti olma iddiasına, soldan, laik cumhuriyetçilerden oy alma geleneğine sahip bir partidir. CHP liderliğinin, İhsanoğlu gibi “Siyasal İslam”ın dünyasına ait bir teknokratı aday olarak belirlemesi, solunu konsolide etmeden sağa açılmanın ötesinde, bir “hakikat rejiminden” öbürüne atlama boyutunda bir hataydı. CHP liderliği, iki “hakikat rejiminin” arasındaki boşluğa düştü. AKP “barış süreciyle” oynarken CHP’nin bu süreçte sorun çözücü, güven verici, yol açıcı olmak yerine MHP ile ittifak yapması vahim bir hataydı. CHP liderliğinin AKP döneminde oluşan “algısal kilitleri” ve “yapışkan statüko”yu anlamaktaki bunlara cevap vermekteki yetersizliği ilk kez kendini belediye seçimlerinde, Sarıgül’ün adaylığında göstermişti CHP liderliği Sarıgül yenilgisinden ders almadı. Kendi solunun ve tabanının desteğini konsolide etmek yerine, partinin o kesimlere sadakatini sorgulatan bir yol izledi. CHP liderliği bu kesimleri konsolide ederek, oy tabanını genişletebileceğine değil de, “algısal kilitler içinde kalmak gerektiğine” inanıyor idiyse, bu kez en azından, Blair’in 1997 seçimlerinde izlediği politikalara benzer bir “triangulation” yani siyasi yelpazenin iki ucunun dışında ve bunların ortasının üzerinde “yeni olma” iddiasıyla bir konum oluşturmaya çalışabilirdi. Böylece bir “yenileşme” tartışmasıyla partinin tabanını korur, partiyi sola açık tutar, bu zemin üzerinde kendini Kürt sorunu başta olmak üzere birçok alanda, iktidar partisinin yetersizliklerini aşmaya aday parti, “Yeni CHP” olarak tanımlamaya çalışabilirdi. CHP liderliği ya bu “triangulation” stratejisini bilmiyor, ya da kabaca ortalama almak olarak anlıyor. İkincisi, CHP liderliğinin partinin Cumhuriyetçi seçmeninin eğilimlerini, kültürel özelliklerini de bilmediği, ya da daha kötüsü ciddiye almadığı, “tıpış tıpış” ifadesinin de gösterdiği gibi “Gezi olayı”nın mirasını hiç anlamadığı anlaşılıyor. CHP liderliği bir hatayı tekrarlamıştır. Siyasette bir hata bir kez yapılabilir, ama iki kez yapılırsa hata, hata olmaktan çıkar yapısal zaaf konumuna yükselir. Demokratik siyasette bir liderliğin stratejik bir hata yaparak seçim kaybetmesi durumunda partinin önünü açmak için sahayı terk etmesi gerekir. Sanırım CHP şimdi bu kavşaktadır. l Obama, Erdoğan’ı 6 ay sonra aradı Beklediği telefon geldi ABD DIŞİŞLERİ: KOŞULLAR EŞİT DEĞİLDİ Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak “Seçimlerin adaylar için eşit koşullarda geçmediğini” söyledi. Harf, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın seçimlerle ilgili hazırlık niteliğindeki raporuyla ilgili “Erdoğan’ın Başbakanlık resmi makamını kullanmasının ve yanlı medya ilgisinin kendisine diğer adaylar üzerinde ciddi bir avantaj sağladığına dikkat çekiliyor” dedi. lAlmanya’da koalisyon hükümetinin küçük ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik’in Genel Sekreteri Andreas Scheuer Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin nihai olarak durdurulması çağrısında bulunarak, “Erdoğan Türkiyesi’nin Avrupa’da işi yok” dedi. l Kürdistan Yurtseverler Birliği Genel Sekreteri ve eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani mesaj yayımlayıp Erdoğan’ı kutladı. lİspanya Başbakanı Mariano Rajoy Türkiyeİspanya ve TürkiyeAB arasındaki bağların kuvvetleneceğini belirtti. l AB Dönem Başkanı İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, “Ortadoğu için yeni ve ortak bir gayret gerek” dedi. l Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz “Türkiye’nin hukukun üstünlüğüne, çoğulculuğa saygıya ve AB yolunda ilerlemeye ihtiyacı var” derken Avrupa Konseyi Başkanı Herman van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso Erdoğan’ın vurguladığı uzlaşmacı rolü gerçekleştirmesini istediler. FIRAT KOZOK ANKARA Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından liderlerden kutlama telefonları alan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın merakla beklediği telefon geldi. ABD Başkanı Barack Obama, Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan’ı arayarak kutladı. Obama, Erdoğan’ı en son 6 ay önce aramıştı. Erdoğan ile Obama arasındaki son görüşme, 20 Şubat’ta gerçekleşmişti. Görüşmede Suriye ve Irak’ın yanı sıra, Kıbrıs sorunu ve İsrail ile normalleşme süreci de ele alınmıştı. Bu görüşmenin ardından ikili arasında bir temas kurulamamış, Başbakan Erdoğan da bu konudaki sitemini çeşitli platformlarda dile getirmişti. Erdoğan, seçim sürecinde katıldığı bir televizyon programında Obama ile görüşememekten yakınarak “Biden (ABD Dışişleri Bakanı) ile Irak meselesinde görüşüyoruz. Ben Sayın Cumhurbaşkanımıza söyledim ‘Bir de siz arayın, şu konuyu Sayın Obama ile bizzat görüşün’ diye. Aramak istedi ama netice ne oldu bilmiyorum. Biden beni arıyor, ben onu arıyorum. Bu süreç içerisinde ben adalet beklerim” demişti. Ancak Gül’ün de Obama’yı bu süreçte aramadığı ortaya çıkmıştı. Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra birçok liderden kutlama telefonu alan Erdoğan’a ABD’den telefon gelmemesi çeşitli yorumlara neden olmuştu. Hatta Obama’nın, 28 Ağustos’taki devir teslim törenini beklediği yorumları yapılıyordu. Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank, ObamaErdoğan görüşmesinin yapıldığı anın fotoğrafını Twitter hesabından duyurdu. Aynı kareyi AA da abonelerine servis etti. l Gül’e tepki gösteren Tayyar ile Kapusuz birbirine girdi Kavga Twitter’a sıçradı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “partime döneceğim” çıkışı AKP’yi karıştırdı. Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Gül’ün sözleri için “Aklı esir alan hırsı gözler önüne seren açıklamalar” deyince Gül’e yakın AKP’lilerden Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz tepki gösterdi. Kapusuz’la Tayyar arasında önceki gece Twitter’da başlayan tartışma dün de sürdü. Kapusuz, önceki akşam Twitter’dan yazdığı mesajlarda, isim vermeden Tayyar’ı işaret ederken, “AK Parti’de şu an milletvekilliği yapmak böyle hadsiz ve nezaketsiz açıklamalar yapma cüretini kimseye vermez” ifadesini kullandı.Tayyar ise yine Twitter üzerinde Kapusuz’un bu açıklamasına aynı sertlikte karşılık verdi. Tayyar, Kapusuz’a, “Gezi/17 Aralık darbe girişiminde Başbakanı yalnız bırakanlar ve kirli ittifakın değirmenine su taşıyanlar had bildiremez, hadleri bildirilir. Liderine sahip çıkmayan, statüsü ne olursa olsun AK Parti adına ahkâm kesemez. Partileri şahıslar kurar, sonra milletin malı olur. Partiler hiç kimsenin babasının çiftliği ve koltuk kaldıracı değildir” yanıtını verdi. Kapusuz, Tayyar’ın bu mesajlarına 12 saat sonra şöyle yanıt verdi: “28 Şubat’ta da, Gezi olayında da, 17 Aralık’ta da hiçbir zaman ne liderimizi nede dava arkadaşlarımızı yalnız bırakmadık ve asla bırakmayız. Bu davaya karşı yapılan her saldırıda dik durduk. 17 Aralık’ın ertesinde sabah yaptığımız açıklama hâlâ arşivdedir. Bizim siyasi geçmişimiz, duruşumuz ve yaptıklarımız ortadadır. Bu dava için kimlerle ne mücadele verdiğimiz de tarihin kayıtlarındadır. Biz hiçbir zaman birileri ne der, şu veya bu denge ne olur hesabı yapmadan, bu dava için neyin doğru olduğuna inanıyorsak onu söyledik ve söylemeye devam ederiz.” Şamil Tayyar Salih Kapusuz Kart Yargıtay’a başvurdu: Başbakanlığı bırakmalı Teziç, kesin sonuçların açıklanmasıyla birlikte Erdoğan’ın partisiyle ilişkisinin kesileceğine dikkat çekti ‘Erdoğan kongreye katılamaz’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Erdoğan Teziç, cumhurbaşkanı seçimini ilk turda kazanan Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık, AKP Genel Başkanlığı ve milletvekilliği koltuklarında oturmaya ısrar etmesinin anayasa ve yasaya aykırı olduğunu kaydetti. YSK’nin kesin sonuçları açıklayıp Resmi Gazete’de yayımlamasıyla “seçilmiş cumhurbaşkanı” sıfatını kazanacağını belirten Erdoğan Teziç, böylece Erdoğan’ın partisi ile ilişiğinin kesileceğini ve başbakanlık görevinin sona ereceğini kaydetti. YSK’nin seçim tavkimine göre kesin sonuçlar 15 Ağustos’ta açıklanacak. Prof. Teziç, kesin sonuçların Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten sonra yapılacak olan AKP Olağanüstü Kongresi’ne Erdoğan’ın katılamayacağını, aksi takdirde seçilen cumhurbaşkanı olarak göreve başlarken tarafsızlığının gölgeleneceğini kaydetti. Köşk seçimleri sonrası Erdoğan’ın görevine başlayana kadar üç koltukla yoluna devam etmesi üzerine başlatan tartışmayı Cumhuriyet’e değerlendiren Teziç, anayasa ve yasalalarla konuya ışık tuttu. Abdullah Gül’ün görev süresinin 28 Ağustos’ta dolacağını anımsatan Teziç, anayasanın 102. maddesinde yer alan “Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan cumhurbaşkanının görevi devam eder” hükmüne değindi. Erdoğan’ın ne zaman seçilmiş cumhurbaşkanı sıfatını kazanacağı ve başbakanlık görevinin sona ereceği sorusuna yanıt veren Teziç, anayasanın 101. maddesinde “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer” hükmüne işaret etti. Erdoğan’ın “seçilmiş cumhurbaşkanı” olmasının da 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Yasası’nın 20. maddesindeki “Cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçları, YSK tarafından TBMM Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirilir, kamuoyuna ilân edilir ve Resmî Gazete’de yayımlanır” hükmünün gerçekleşmesiyle olacağını kaydeden Teziç, “Erdoğan, kesin sonuçların Resmi Gazete’de yayım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Milletvekili Atilla Kart, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuruda cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın yasalar gereği başbakanlık görevini bırakması gerektiğini bildirdi. Kart, dilekçesinde “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inisiyatif ve sorumluluk alarak, bu sürece hukuk yoluyla müdahale etmelidir” dedi. ‘Kesin sonuçlarla başbakanlık biter’ lanmasıyla seçilmiş cumhurbaşkanı olur. Bu anda seçilen kişinin cumhurbaşkanı olması hukuken gerçekleşmiştir. Sonuç ilan edildiği zaman şimdiki başbakanın görevi sona erir. Parti ile ilişkisi kesilir. Erdoğan’ın Köşk’e çıkması and içmesiyle olur. Ama parti ve başbakanlık ile ilişiğinin kesilmesi kesin sonuçların Resmi Gazete’de yayımlanması ile olur” dedi. Teziç, YSK’nin açıkladığı seçim takvimine göre kesin sonuçların 15 Ağustos’ta açıklanacağını ve yayımlanması için Resmi Gazete’ye gönderileceğini belirterek, “Bunun yayımlanması konusunda bir gecikme olur mu, bilemem” dedi. Teziç, “Erdoğan AKP kongresine katılırsa ne olur” sorusu üzerine “Katılırsa tarafsızlığı zedelenir. Çünkü Erdoğan, göreve başlarken tarafsızlık yemini edecek. Buna ters olur” ifadesini kullandı. Abdullah Gül’ün “Partime dönerim” açıklamasını da eleştiren anayasa hukukçusu Teziç, şunları kaydetti: “Tarafsızlığını gölgelemiş bir Cumhurbaşkanı var. Zaten tarafsızlığı konusunda bi takım şüpheler vardı. Bu açıklama ile de bunu teyit etti.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle başbakanlık görevi ve parlamento üyeliğinin sona ereceği ve hükümetin de fiilen düşeceği için Genel Kurul’daki yasaların görüşülemeyeceği itirazları üzerine tartışma çıktı. CHP’li Kamer Genç, HDP’li Adil Zozani, MHP’li Yusuf Halaçoğlu açıklamalarında, hükümetin artık fiilen olmadığını ifade ettiler. TBMM’de ‘hükümet fiilen düştü’ gerginliği Aylin Nazlıaka: Şeytan diyor ki... ‘Gül tarafsızlığını gölgeledi’ Haber Merkezi CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka, sığınmaevlerindeki kadınların oy kullanabilmesini öngören yasa teklifinin doğrudan gündeme alınması için önerge verdi. Nazlıaka, kadına yönelik şiddette hükümetin politikalarının da rolü olduğunu söyledi. Nazlıaka, AKP’li milletvekillerine, “Size diyorum, uzaklara bakmayın” dedi. AKP’li milletvekillerinin tepkisi üzerine Nazlıaka, “Şeytan diyor ki şu ayakkabıyı çıkar, fırlat. Bir ayakkabıma bakıyorum, bir size bakıyorum, ama değmez” dedi. Söz isteyen AKP Grup Başkanvekili Belma Satır ise Nazlıaka’nın sözlerini kınadığını belirtti. Kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması önergesi yine reddedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle