05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 itinayla onamaktaydı. Erdoğan ya cumhurbaşkanlığına bir “sınıf başkanı” seçtirerek başbakanlığa devam edecekti ya da başbakanlığa bir “sınıf başkanı” seçtirerek cumhurbaşkanlığına uzanacaktı. Seçim sonuçlarından görüyoruz ki ilk yolu seçse kendi adayını cumhurbaşkanı seçtirmesi çok kolay olmayacaktı. O da ikinci yolu tercih etti. Amaç her durumda üzerinde hiçbir denetim olmayan bir Erdoğan rejimi. O rejim cumhurbaşkanlığıyla taçlandı. Fakat zaten o rejimde yaşıyorduk. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle beraber AKP’de derhal bir ANAP’laşma başlamayacaktır. Özal köşke çıktığında partisinin oyu düşüktü. O da zaten biraz da o sebeple köşke kaçmıştı. AKP ve Erdoğan açısından böyle bir sorun şimdilik yok. Fakat bu yeni cumhurbaşkanının ülkeyi krizsiz ve istikrarlı bir şekilde yönetebileceği anlamına gelmiyor. Genel seçimlere kadar attığı neredeyse her adımın anayasaya uygunluğu sorgulanacak. AKP’de yeni genel başkan idaresinde her şeyin sütliman gitmeyeceğinin işaretlerini şimdiden gözlemek mümkün. Bunun yanı sıra AKP’nin genel seçimde anayasayı tek başına değiştirecek güce ulaşacağı şüpheli. Maç henüz bitmedi. Daha genel seçim sonrasında da muhtemel bir anayasa referandumu var. Erdoğan ise başbakanlığından daha fazla bir yetkiye kavuşmuş değil. İktidar zannedildiğinin aksine en güçlü değil hatta uzun süredir en zayıf halinde. Ekonomide tehlikeli fanteziler deneneceğinin sinyallerini veriyor. Dış politikada ise kendini içine hapsettiği kibirli bir zavallılık yaşıyor. Muhalefet, Erdoğan rejimine karşı kapsamlı ve anlaşılır yeni bir siyasi vizyonu şimdiden ortaya koyarsa çok şey değişebilir. Nasıl bir ülke istemediklerini biliyoruz. Artık nasıl bir ülke istediklerini anlatma zamanı. Ne diyordu Erdoğan seçim reklam filminde: “Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.” Yeter ki yenilgiye yol açan nedenler iyi incelensin. Ne her şey bitmiştir ne artık her şey için çok geçtir. Maç oynanmaya devam ediyor. Nijerya’dan İstanbul’a gelen ateşli yolcu gözlem altında Ebola paniği İstanbul Haber Servisi Nijerya Logos’tan THY’ye ait A330 tipi yolcu uçağıyla Atatürk Havalimanı’na inen 32 yaşındaki Stella Omorawa adlı yolcunun 38 derece ateş ve kusma şikâyeti, Atatürk Havalimanı’nda Ebola paniğine yol açtı. Kadın yolcu ve oğlu haricindeki yolcular uçaktan indirildi. Uçakta yapılan ilk müdahalenin ardından kadın yolcu, 3 yaşındaki oğlu ve eşyaları ile birlikte Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Hastanede özel önlem alındı. Kadın ve çocuğun içinde bulunduğu ambulans İntaniye Servisi önünde 11.30’dan 13.20’ye kadar bekletildi. Görevliler, yetişkin ile çocuk enfeksiyon kliniklerinin farklı olduğunu belirterek, çocuğun annesinden ayrılmak istememesi üzerine İl Sağlık Müdürlüğü’nden talimat beklenildiği için gecikme yaşandığını ifade etti. 2 saatlik bekleyişin ardından Omorawa tekerlekli sandalyeyle hastaneye girerken çocuğu doktor nezaretinde yürüyerek binaya girdi. Çocuğun ateşinin olmadığı öğrenildi. Uçakta ilaçlama yapıldı. Tıbbi müdahale sırasında uçak içerisinde bulunan sağlık ekipleri ve yer hizmetleri şirketleri çalışanlarının maskeli ve ellerinin eldivenli olması dikkat çekti. Atatürk Havalimanı Şube Müdürlüğü polis ekipleri de uçak altında hazır bekledi. Kadın yolcunun, hamile olabileceğini beyan ettiği öğrenildi. THY yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise kadın yolcunun Ebola virüsü taşımadığının düşünüldüğü, acil bir vaka olmaması nedeniyle konunun Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü doktorlarına devredildiği belirtildi. Açıklamada, uçaktaki diğer yolcular için bir şey yapmaya gerek olmadığı belirtilerek uçakta ilaçlama yapıldığı kaydedildi. Maç Bitmedi Vaziyet çok mu fenadır? Bir yerden bakılınca öyledir ve hem de katmerlisinden fenadır. Henüz tek parti olmasa da “hâkim parti” rejimi iyiden iyiye tesis edilmiş durumda. Siyasi sistemimizin ne olduğu belirsiz. Parlamenter sistem desen değil, başkanlık desen değil. Anayasaya bakarsanız sistem parlamenter. Erdoğan’ın niyetine bakarsanız sistem başkanlığa gidecek. Bunun için anayasa değişikliği gerek. O değişikliği de eğer bir erken seçim olmazsa ancak on ay sonra yenilenecek Meclis yapacak. O arada anayasada cumhurbaşkanına verilen yetkiler Erdoğan tarafından belli ki sündürülerek kullanılacak. Cumhurbaşkanının sorumluluğu yok. Yani Erdoğan aslında anayasada kendisine verilmeyen yetkileri eline alacak hem de cumhurbaşkanı olacağı için sorumluluğu olmayacak. Abdullah Gül’e de yolu kapattığına göre 27 Ağustos’ta bu durumu içine sindirecek bir “sınıf başkanı”nı başbakan olarak atayacak. AKP delegeleri de kurultayda bu atamayı onayacak. Kendisini denetleyebilecek bir güç yok. Manzara iç açıcı değil. Fakat manzara aslında yeni de değil. Erdoğan başbakanken cumhurbaşkanının sorumsuzluğundan faydalanmıyordu da ne değişiyordu? Fiilen sorumsuzluğunu zaten ilan etmişti. Yolsuzluk iddiaları itinayla sumenaltı edilmedi mi? Zamanında “dokunanın yandığı” polisler yakılmadı mı? Meclis’te yolsuzlukla ilgili kurulması öngörülen komisyon ayak oyunlarıyla iç edilmedi mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan değil de Abdullah Gül iken cumhurbaşkanlığı makamı Erdoğan’ı dengeleyecek bir rol üstlenmiyordu. Gül, Erdoğan rejimini kuran bütün kanunları zaten l İstanbul Kaçak göçmen riski İKLİM ÖNGEL l Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Hakko, virüsün; hastanın kanı veya kanlı vücut sıvılarıyla temas halinde ve hastada kullanılmış iğneler aracılığı ile bulaştığını, havadan geçmediğini söyledi. Dr. Hakko, hastalığın ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, ishal, kusma, mide ağrısı, iştah kaybı ve kanama ile kendini gösterdiğini, özgün bir tedavisi olmadığını, destek tedavisi uygulanabileceğini ifade etti. Dünya Sağlık Örgütü de tedavi için deneysel ilaçların kullanılmasına onay verdiğini açıklayarak Batı Afrika’da 961 kişinin ölümüne neden olan salgının diğer ülkeler için de risk oluşturduğu uyarısında bulundu. DSÖ uyardı Avrupa’da l Liberya’da yardım görevi yaparken Ebolaya yakalanan ve tedavi için İspanya’ya getirilen 75 yaşındaki İspanyol rahip Miguel Pajares öldü. Rahip Pajares, Ebola virüsünden yaşamını yitiren ilk Avrupa vatandaşı oldu. Pajares’in tedavisinde ZMapp adlı deneysel ilaç kullanılması için özel izin alınmıştı ancak ilaç yoldayken Pajares yaşamını yitirdi. ilk ölüm ANKARA TÜRKSAM (Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Merkezi) Göç Enstitüsü Başkanı Can Ünver pasaportlarıyla giriş çıkış yapanlar dışında Avrupa’ya geçiş için Türkiye’yi köprü olarak kullanan kaçak göçmenlere dikkat çekti. Ünver, “Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Batı Afrika’dan ve Ebolanın olduğu ülkelerden de Türkiye’ye geliyorlar. Çoğunlukla da bir süre İstanbul’da yerleşiyorlar. Türkiye’de Ebola ile uğraşan yetkililerin Göç İdaresi ile koordinasyon içinde olduğunu da sanmıyorum” uyarısında bulundu. Uçakta anket yapılmalı Enfeksiyon uzmanı Prof. Dr. Alpay Azap da virüsün görüldüğü ülkelerden Türkiye’ye girenlerin havalimanlarında sorgulanması gerektiği uyarısında bulunarak “ABD’de uçaklarda insanlara sağlık anketleri doldurtturuluyor. Bu anketler uçaklarda toplanıp uçak indiğinde gözden geçirilip şüpheli olanlar gözlem altına alınıyor. Ancak şu an için böyle bir önlem söz konusu değil” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın bu ülkelere gideceklerin bakanlık açıklamalarını takip etmesini istediğini anımsatan Azap, “Bu özellikle o ülkelerde bulunanlar için zor olabilir. Bu ülkelere kimlerin gittiği ve kimlerin döneceği zaten bellidir. Cep telefonlarına bilgi mesajları atılmalı, bu ülkelere gidiş yapacaklara havalimanlarında broşür dağıtılmalı” diye konuştu. l Madrid
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle