03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 MEHMET MENEKŞE AMASYA Sivas katliamında 12 yaşındaki oğlu Koray ve 15 yaşındaki kızı Menekşe Kaya’yı kaybeden Hüsne Kaya, “Onlar benim için hiç ölmedi, ölmüşler gibi düşünmüyorum. Çocuklarımın yaşıtları gelin oluyor, damat oluyor, okulları bitiyor, çocukları oluyor. Biz onların mutluluğunu göremedik. Menekşecan için yaşamak zorundayım, direniyorum” dedi Sivas katliamının üzerinden 21 yıl geçse de annelerin acısı hiç dinmedi. 12 yaşındaki oğlu Koray ve 15 yaşındaki kızı Menekşe Kaya’yı kaybeden Hüsne Kaya, katliamdan sonra doğan küçük kızı Menekşecan ile birlikte hayata tutunmaya çalışıyor. Gözyaşları 21 yıldır kurumayan Hüsne Kaya, “27 Haziran Menekşe’nin doğum günüydü. Canlarımızla onun mezarına gittik, doğum gününü kutladık. Menekşem 34 yaşına giriyor. Menekşe 34 yaşına girecek, onlar benim için hiç ölmedi, ölmüşler gibi düşünmüyorum. Çocuklarımın yaşıtları gelin oluyor, damat oluyor, okulları bitiyor, çocukları oluyor. Biz de çocuklarımın okul bitirdiğini, evlendiğini, çocukları olduğunu görseydik diyorum, çok canım yanıyor” diye konuştu. Küçük kızı Menekşecan için yaşadığını anlatan Hüsne Kaya, “21 yıl geçti, acılarımız her yıl tazeleniyor, katlanarak artıyor. Her gün gözyaşı döküyorum, zaman geçtikçe daha çok canım yanıyor, kırk elli yıl geçse de değişen bir şey yok, acım azalmıyor. Özel günler beni çok yıpratıyor, yaş günleri çok yıpratıyor. Bir taraftan Menekşecan geliyor, üniversite ikinci sınıfına geçti, seviniyorum. Menekşecan ‘Keşke ablam, ağabeyim olaydı’ diyor. Menekşecan için yaşamak zorundayım, direniyorum. Menekşecan’ın mürüvvetini görmek, iş güç sahibi olduğunu görmek istiyorum, benim bütün servetim Menekşecan” dedi. Gezi Direnişi’nde Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polis tarafından başından gaz bombası kapsülüyle vurulan ve 269 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne çok üzüldüğünü ifade eden Kaya, “14 yaşındaki Berkin Elvan öldüğünde 12 yaşındaki Koray’ım aklıma geldi. Onlar da bizim yavrularımız, ayrımız gayrımız yok bizim. Elvan’ın annesinin yerinde gördüm kendimi, öyle hissettim. Yanına gidemedim, acısını paylaşamadım ama o an onun yerinde ben vardım. Gezi Direnişi’nde görmedik mi, Ali İsmail’i döve döve öldürdüler, kaç kişinin canını yaktılar” dedi. 21 yıldır sadece adalet istediklerini vurgulayan Hüsne Kaya, şunları söyledi “Adalet yerini bulmadı, suçlular cezasını tam olarak çekmedi, devlet Hüsne bize destek olmadı. Devlet Kaya kime sahip çıktı ki bana sahip çıksın. Devlet bizim devletimiz değil ki bize sahip çıksın. Biz ötekileştirilmişiz, dışlanmışız, yok Pir Sultan Abdal sayılıyoruz. Devlet Kültür Derneği, benim canımı katliamı bugün saat yakmasın da 18.00’de Ankara Kolej yardımını Meydanı’nda, Sivas’ta istemiyorum. ise saat 12.00’de Pir Çocuklarımızın Sultan Abdal Cemevi’nde yakıldığı yeri gerçekleştirilecek kültür merkezi mitinglerle protesto yaptılar, insan edecek. yanan yerde neyin kültürü olabilir? O kadar ağır bir şey ki bu, düşündüğün zaman deli olmamak elde değil. Orada kültürlü canları yaktınız, insanlık kültürünü yaktınız. Hâlâ yok sayılan, katliama uğrayan biziz. Suçumuz insan olmak mı, Alevi olmak mı?” Sivas katliamında çocuklarını kaybeden aileler her gün aynı acıyı yeniden yaşıyor Insanlık l Tehlikeli İlişkiler Amerika Birleşik Devletleri birtakım yalanları gerekçe göstererek Irak’ı işgal etmeye karar verdiğinde bugünkü durumu tahmin ediyor muydu? Aslında soruyu “öngörüyor, amaçlıyor muydu” diye sormak daha doğru olacaktır. El Kaide’nin karanlık noktaları hâlâ aydınlatılmamış İkiz Kuleler saldırısı öncesinde ABD’nin bölgede, özellikle Afganistan’da yoğun faaliyetleri olduğunu, bu faaliyetlerde Taliban’ı ve El Kaide’yi desteklediğini biliyoruz. El Kaide’nin tuhaf bir şekilde öldürülen ve denizin dibine gömülmesi tercih edilen lideri Usame bin Ladin’in ailesinin Bush ailesi ile sıkı ticari, ekonomik ilişkileri, ünlü bir şirkette hisselerinin bulunduğu da bir sır değildi. Bu herkesin bildiği gerçek saldırıdan hemen sonra dakikalar içinde sırra dönüştürülmüştür. Bunları neden söylüyoruz? Bugün olup bitenler ve olacaklar da sır değildir de onun için söylüyoruz. HHH Irak’ın bölünmesi operasyonu hız kazandı. Eli kanlı IŞİD çetesi “devlet” olarak kendini tescil ettirme operasyonunun ilk adımı olan “mülk sahibi olma” aşamasını tamamlamak üzeredir. Bu konuda epeyce ve çok da sır olmayan desteklere sahip olduğu da ortadadır. Şimdi ABD açısından bütün mesele, bu bölünmenin kabul edilebilir ve ABD’nin bölgedeki çıkarlarına aykırı düşmeyecek formüllerle tamamlanabilmesidir. Kolay değil. Önce bölünmenin tamamlanması; yani Şii Irak, Selefi Irak ve Irak Kürdistanı olarak planlanan paylaşımın legalleşmesi gerekiyor. Irak Kürdistanı konusunda sorun yoktur. Tek sorun petrol ticaretini engelleyen ve kendini hâlâ “merkezi hükümet” sanan Maliki’nin ikna edilmesidir ki, edilir. Kimilerinin Türkiye’nin kırmızı çizgisi sandığı Kerkük’te olduğu gibi oldubittiler bu günlerde çok işe yaramaktadır. Bölünmenin tamamlanabilmesi için ise Irak’ta geniş bir mülke el koymuş bulunan Selefi IŞİD’in öyle ya da böyle ehlileştirilmesi, pazarlığa uygun hale getirilmesi gerekiyor. HHH ABD, askerlerini göndererek sorun çözme yöntemini terk edeli çok oluyor. Şimdi daha ince yöntemleri yeğliyorlar. Bunu parçalı bütünlü ittifaklarla, uzmanlar ve düğmesi çok uzaklarda silahlarla yapmayı daha güvenli ve ABD halkına daha kolay anlatılabilir buluyor. Öyle yapıyor zaten. İttifaklar konusunda ise hiçbir etik, ahlaki kaygısı yoktur. Gerekiyorsa herkesle ve her zaman ittifak yapabilir. Şimdi Irak’ta liderlerini sözde yargılayıp astığı Baas kalıntılarıyla alışverişte olduğundan hiç kuşku duymuyorum. Türkiye’nin bu dönemin uygun bir şekilde tamamlanabilmesi için uygun bir partner olduğundan da emperyal güçler kuşku duymuyorlar artık. Dış politikada çok hatalar yapmış bir hükümetten daha uygun bir ortak nereden bulacaklar ki. Üstelik bu hükümet ya da bu parti, ülke üzerindeki tekliğini giderek güçlendirmekte, olası işbirliklerine taş koyma ihtimali olan muhalefet hareketlerini, partilerini sindirebilecek araçları yenilemekte, kurumları bir bir ele geçirmektedir. Yani artık Irak işgali öncesi karşılaşılan ve ABD yöneticilerinin canını fena halde sıkan durumlar bir daha olmayacaktır. Hesaplar şimdilik böyledir. HHH Türkiye’de umut ışıklarını dış faktörde, o dış faktörün arada bir parlayan sert eleştirilerinde arayan ve bulanlar hayal kurmayı bir yana bırakmalı, kendi güçlerine güvenmeyi, dış analizcilerin palavralarından kaçınmayı öğrenmelidirler. Ama bir gerçek daha var. Ortadoğu tahminlerin ötesinde karıştı. Yangın büyüyor. Bu yangının koruluktaki tarihi köşkü yakarak inşaata alan açma işlerine benzemediğini de bilmek gerekiyor. Yangın üzerinden yapılan kar zarar hesapları tutmayabilir ve siz de alevlerin ortasında kalabilirsiniz. Siz dediğimiz Türkiye’dir ve ne yazık ki öyledir... ‘Yaşamak zorundayım’ Berkin ve Ali İsmail’i duyunca... yaktılar Bu devletten l Katliamda yaşamını yitiren 16 yaşındaki Asuman ve 19 yaşındaki Yasemin Sivri’nin annesi Yeter Sivri acılarının hiç kapanmadığının, aksine günden güne daha da arttığını anlattı. Artık hiçbir şey beklemediğini ifade eden Sivri, “21 yıldır hiç kapanmadı acımız. Devletten ne beklentimiz olabilir ki, çocuklarımızın katili devlet. Devlet planladı, Sivas’ta çocuklarımızı katletti. Ben bu devletten ne bekleyim? Sivas’ın katilleri zamanaşımından beraat edince bir başbakan çıkıp ‘Millete hayırlı olsun’ dedi. Ben böyle bir başbakanın yönettiği devletten ne bekleyeyim? Başbakan’ın bu sözü içimizde bir yara. Alevi olmamız suç muydu? Aleviler varsın ölsün, katiller, şeriatçılar, dinci yobazlar kurtulsun mu demek istedi başbakan. Bunun bir açıklamasını yapmadı, ondan o açıklamayı bekliyoruz” dedi. kültürünü Yok sayılıyoruz ne bekleyeyim İnsanı seven çocuklar yetiştirecekti l Vatana millete hayırlı, namuslu çocuklar yetiştirdiğini ifade eden Sivri, “Büyük kızım Yasemin Hacettepe Üniversitesi’nde felsefe okuyordu. Yaşamasına izin verselerdi, öğretmen olacaktı. Başbakan gibi birilerinin yetişmesine engel olacaktı, demokrat, barıştan, insanı seven çocuklar yetiştirecekti. 21 yıldır hiç kapanmadık yaramız, hâlâ kanıyor. Ne zaman ki o katiller cezalarını bulana kadar. Küçük kızım lise son sınıftaydı, takdir aldı, ama takdir aldığını göremedi. Sivas’a sevinerek gittiler, ama tabut ile gönderdiler benim çocuklarımı. Ölene kadar her 2 Temmuz’da Sivas’a gideceğim. Son nefesimi orada versem bile çocuklarımın mücadelesini bırakmayacağım. Ben onları hiçbir zaman öldü saymıyorum, onu cahiller diyor” diye konuştu. Çorum’a anıt istiyoruz SEYFETTİN METE ÇORUM Çorum’da 1980 yılının Mayıs ve Temmuz aylarında ülkücülerin Alevi mahallelerine sadırması sonucu katledilen 57 kişi, katliamın 34. yılında törenlerle anılacak. Bu yıl daha da kitlesel olarak düzenlenecek törenlere CHP Milletvekilleri Hüseyin Aygün, İlhan Cihaner ve Şafak Pavey ile Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya da katılacak. Alevi dernekleri katliamda yaşamını yitirenler için bir anıt dikilmesini talep edecek. Katliamın üzerinden 34 yıl geçmesine karşın gerçek faillerinin bir türlü bulunamadığını ve yargı önüne çıkarılamadığını vurgulayan Çorum Alevi Kültür Merkezi ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi Başkanı Aksoy, “Amacımız acıları tazelemek değil, bu acıdan ders çıkarmak. Herkes elbirliğiyle hareket etmeli. Alevisi Sünnisi, herkesi anma törenlerinde yanımızda görmek istiyoruz. Yaşamlarını yitirenlerin anısına bir anıt yapılmasını istiyoruz” diye konuştu. Etkinlikler katılımcıların 3 Temmuz’da saat 12.00’de Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda toplanmasıyla başlayacak. Katılımcılar buradar Saat Kulesi Meydanı’na yürüyecek ve burada bir basın açıklaması yapılacak. Katliamda yaşamını yitirenler için havaya beyaz güvercinler bırakılacak. Daha sonra Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda saat 17.00’de “Dersim’den Çorum’a Alevi Katliamları: Devlet, Hukuk ve Aleviler” konulu bir panel düzenlenecek. 34 yıl önce katledilen 57 kişi anılıyor BİTTİ Sivas katliamında ölenlerin aileleri... l Katliamda yaşamını yitiren Belkıs Çakır’ın amcası Mustafa Çakır, acılarının her geçen gün katlanarak arttığını anlattı. Çakır, “Acılarımızın üzerine başka acılar da yüklendi. Kerbela’dan itibaren IŞİD zihniyeti bu topraklarda var zaten, hiç bitmedi. Madımak Oteli’ni ateşe verip de çocuklarımızı diri diri yakan zihniyet ile bugün kafa kesip, ciğer yiyen zihniyet aynı zihniyettir. Biz bunları Kerbela’dan tanıyoruz. Maraş, Çorum, Sivas katliamlarını, Madımak ve Gazi katliamını yapan aynı zihniyettir” dedi. l Katliamda kardeşi Gülsüm Karababa’yı yitiren Hüseyin Karababa, Türkiye’de Alevilerin her zaman ötekileştirildiğini ve hedef olarak görüldüğünü belirterek “Ülkede etnik kökene dayalı, mezhep kökenine dayalı yaratılmak istenen çatışmalar aslında sınıfsal olduğunu düşünüyorum ve bu tür ayrışmaların yine belli bir sınıfa, sömürüye hizmet ediyor. 21 yıl önce gerçekleştirilen Madımak katliamının da yine bu amaca yönelik yapıldığını düşünüyorum” diye konuştu. l Katliamda yaşamını yitiren İnci Türk’ün Babası Mehmet Türk de katliamın devlet desteğiyle yapıldığını belirterek, “Bu işleri devlet planlıyor, devlet organize ediyor, koyuyor ortaya millet de izliyor, düşüncem bu” dedi. Aleviler hep ötekileştirildi IŞİD ve zamanaşımı vurgusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Madımak katliamının yıldönümü nedeniyle yayımlanan mesajlarda zamanaşımı ve IŞİD vurgusu dikkat çekti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağababa: Madımak’ın faili meşhur. Yıllar içinde bu katliamcı zihniyetin nereden nereye evrildiğini görmek isteyenler, bugün IŞİD’i destekleyenlere baksınlar. CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz: Ne yazık ki, Sivas katliamının üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına karşın, asıl olayı planlayanlar, organize edenler, sanıkların bir kısmını kaçıranlar, kollayanlar ve koruyanlar hâlâ ortaya çıkarılabilmiş değildir. Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖDP): 21 yılın ardından katliamın sorumluları zamanaşımı ile korunurken bu zihniyetin sahipleri bugün mezhepçilikle ülkemizi yeni felaketlere doğru sürüklüyor. IŞİD çetelerini para ve silahla besleyen AKP, ülkemizi de giderek benzer bir iklime doğru sürüklemektedir. Halkların Demokratik Partisi (HDP): İnsanlık suçu kabul edilmesi gereken katliamdaki suçluların bir bölümünün “zamanaşımı” gerekçe gösterilerek aklanmasını Başbakan Erdoğan “yerinde ve doğru bir karar, hayırlı olsun” diyerek olumladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle