02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Sivas katliamı hakkında hazırlanan raporda, otelde saldırıya uğrayanlara suç üretme çabası DDK yakılanları suçladı telakki edildiği için ısrarla otelde kalınmaya devam edilmiştir” denilmesi de dikkat çekti. Olayda herhangi bir örgüt bağlantısı da bulunmadığını savunan DDK, “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak” sloganlarının da “tespit edilemediğini” belirtti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla 1993 yılındaki katliamla ilgili çalışma başlatan DDK, Gül’ün Çankaya Köşkü’ne veda etmesine yaklaşık 1 ay kala, raporunu yayımladı. Katliamın ardından gündeme getirilen iddiaların 25 maddede sıralandığı raporda, DDK’nin iddialar karşısında yaptığı saptamalara yer verildi. Kurulun çalışması sırasında karşılaştığı zorluklara değinilen raporda, yapılan tespitlere “Sivas olayları sırasında delillerin toplanması ve muhafazasında gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olması ile Sivas olaylarının üzerinden 20 yıl gibi uzun bir sürenin geçmiş olması bazı bilgi ve veri FIRAT KOZOK ANKARA Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) Madımak katliamıyla ilgili araştırma ve inceleme raporunda, olayda devletin ağır hizmet kusuru olduğu saptaması yapılırken, yargılananlar dışında başka sorumluların da bulunduğu belirtildi. Raporda buna karşın Aziz Nesin’in konuşmaları ve Pir Sultan Abdal heykelinin dikilmesinin “milliyetçi ve dini duyguları güçlü insanları etkilediği” yönünde ithamlara yer verildi. Raporunda, 2 Temmuz’dan günler önce yerel basının “tahrik edici” rolünü inkâr eden DDK, olayların komplo ya da provokasyon sonucunda yaşandığına yönelik de bir bağlantı saptayamadı. Olayın “toplumsal kriz” olarak tanımlandığı raporda, Madımak Oteli’nde mahsur kalan ve yakılan insanlar için “Otelde kalanlar adına karar verenler tarafından da otelde kalmanın daha güvenli olduğu ve/veya oteli terk etmenin mevzi kaybetmek ve irticaya geçit vermek olarak ‘Toplumsal kriz’ tanımı lere ulaşılmasında güçlük yaratmıştır” ifadeleriyle başlandı. Raporda ayrıca olayların tarafı durumunda olan bazı kesimlerin, kurulun çalışmalarına “direnç gösterdikleri” vurgulandı. “Ne yazık ki, gerek kamu görevlileri ile ilgili etkin bir adli ve idari soruşturma ve yaptırım kapasitemizin olmamamsı gerekse siyasi sorumluluk algılaması ile ilgili yetersiz demokratik standartlarımız nedeniyle herkes ‘tüm suçu kalabalıkların ve toplumun üzerine yıkma kolaycılığı’nı tercih etmiştir” denilen raporda, katliamın “toplumsal kriz” sonucu oluştuğu savunulurken, ana hatlarıyla şu saptamalara yer verildi: Raporda, olayın gerekli önlemlerin alınmasındaki ciddi ihmallerin ardından, kontrolden çıkan ve nefret duygularıyla hareket eden şuursuz hale gelmiş kalabalıklarca otelde bulunan 35 kişinin ölümüne yol açılması ile sonuçlanan bir “katliam” olarak nitelenmesi gerektiği belirtildi. ‘Unutulmaya terk edilmemeli’ Olayın “münferit bir hadise” olarak görülmemesi ve “unutulmaya terk edilmemesi” gerektiğinin altı çizildi. Çeşitli cezalara çarptırılan 81 kişinin, otelde öldürülen 35 kişinin görünen, temas edilebilen ve yargılama süreçlerinin saptadığı sorumlular olduğuna işaret edilen raporda olaylarla ilgili şu ifadeler kullanıldı: “Olayların oluş şekli ve mahiyeti, bunların yanında, başka faillerin ve sorumluların da varlığına işaret etmektedir. Bu açıdan, esas itibariyle söz konusu olaydaki sebep ve failleri; kamu yönetiminin söz konusu olaylardaki rolünde ve oluşan toplumsal krizi yönetmedeki basiretsiz uygulamalarında ve Sivas olaylarına ilişkin kolektif hafıza gruplarının tutum ve yaklaşımlarında aramak gerekmektedir.” DDK olayların ardından mahkum edilen 81 kişinin hiçbirisi ile ilgili herhangi bir illegal örgüt bağlantısı kurulamadığını da raporunda dile getirdi. Soyut suçlu yaratma çabası Raporda, 2 Temmuz’dan günler önce yerel basının “tahrik edici” rolü olduğu iddiaları da aklandı. Bu iddialarla ilgili olarak, “Mahalli gazetelerin son 15 günlük nüshalarında ne Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri ne de Aziz Nesin aleyhine herhangi bir haber ve yorumun çıkmadığı, dolayısıyla kamuoyunun yerel basın tarafından uzun süreden beri etkinlikler aleyhine hazırlandığı iddiasını teyit edecek herhangi bir durum tespit edilmemiştir” ifadeleri kullanıldı. Buna karşın 2 Temmuz günlü yayınlarda ağırlıklı olarak Aziz Nesin ve Vali Ahmet Karabilgin merkezli görüşlere yer verildiği anımsatılırken, “bu haberlerin kamuoyunu ve kalabalıkları etkilemiş olabileceği kanaati edinilmiştir. Söz konusu haberlerin bazılarında Aziz Nesin’in beyanlarının da çarpıtılmış olduğu görülmüştür” denildi. Yerel basın tahrik etmedi ‘Örgüt bağlantısı da yok’ AVUKAT SARIHAN: Sınırlamayı savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AKP’nin Meclis kapanmadan yasalaştırmayı planladığı “avukatlara sınırlama” getiren yasa teklifinine ilişkin “Soruşturmaların gizli olması gerekiyor. Yoksa iki ay önce kaldırdığımız şeyi niye geri getirelim?” dedi. Bozdağ, suçu alışkanlık haline getiren kişilerin avukatları aracılığıyla soruşturma olup olmadığını öğrendiklerini ileri sürdü. Toplumsal kriz değil örgütlü katliam FIRAT KOZOK ANKARA Sivas’ta katledilenlerin ailelerinin avukatı Şenal Sarıhan, DDK’nin Sivas katliamıyla ilgili raporuna “Avukatları, yargıyı, mağdurları suçlayan, ama sanık tarafını aklamaya çalışan bir raporla karşı karşıyayız” sözleriyle tepki gösterdi. Sarıhan, DDK’nin Madımak katliamıyla ilgili raporunu Cumhuriyet’e değerlendirdi: l Yansız gibi görünen ama tamamını okuduğunuzda, son derece taraflı ve esas olarak da katliam sanık avukatlarının savunmalarına uygun ve son 10 yılda devlet televizyonları aracılığıyla Sivas katliamını adeta Sivas’a gidenlerin yarattığı yargısını taşıyan bir rapor. l DDK olayı katliam olarak nitelemesine rağmen katliamı gerçekleştirenlerin ‘kalabalıklar’ olduğunu savunuyor. Örgütsel değil diyor... Biz, başından beri bu katliamın dinci, gerici örgütlerin ortaklığında gerçekleştirilmiş planlı bir eylem olduğunu söylüyoruz. Polis raporunda geçen 15 bin kişiden DDK raporunda hiç bahsedilmiyor. Rapor, ‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’ sloganının bile atılmadığını iddia ediyor. l Olayla ilgili sanıkların avukatları bugün iktidardadır. Milletvekili ve bakanlık görevi yapmaktadırlar. Son 10 yıldır sürekli televizyonlara çıkıyorlar, Sivas’la ilgili onlar konuşuyor ve adeta oraya gidenlerin tahrik ve teşvikçi olduğunu savunuyorlar. l DDK’ye göre, olayın failleri bilinçli değil de, geçici bir öfkeyle bu katliamı yapmışlar gibi... İçinde kısmi gerçeklik olan yalan, en büyük yalandır. Tarihsel süreci objektif olmayan bir bakışla anlatan bir raporla karşı karşıyayız. l Raporda “Tüm protesto araçları tükenmiş kalabalıkça önce otelin önündeki araçlar yakılmış, daha sonra da otel ateşe verilmiştir” ifadeleri geçiyor. Protesto araçları nasıl tüketilmiş, orada katledilen insanlar ne zarar vermişler ki, cezaları yakılmak olmuş? Ayrıca raporda olayın sanki ifade özgürlüklerinin kısıtlanmasından kaynaklandığı yönünde bir hava oluşturulmuş. Bu da tam bir aldatmaca. omplo da provokasyon da yok’ Yerel basının tutumunda herhangi bir tahrik unsuru bulamayan DDK; olayların “bir komplo ve/veya provokasyonun neticesinde gerçekleştiğine dair herhangi bir illiyet bağı da kurulamadığına” karar verdi. Raporda, “Sivas’ta yaşanan olay; farklılıklara ilişkin önyargılarımız, tahammül ve hoşgörü eksikliğimiz, ötekine zarar vermek amacıyla hegemonik güç ile kurduğumuz iktidar ilişkileri, tektipleştirme ve ötekileştirmeye dair siyasetlerimiz ve toplumsallaştırma çabalarımız, tüm yaşanan tecrübeleri tarihselleştirmedeki, geçmişi günümüzde yaşatmaya yönelik çabalarımız neticesinde hep birlikte oluşumuna katkıda bulunduğumuz bir olaydır” görüşü savunuldu. ‘K ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ethem Sarısülük’ü öldürmekle suçlanan sanık polis Ahmet Şahbaz için verilen tutuklama kararına yapılan itiraz üst mahkeme tarafından reddedildi. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polis için verilen tutuklama kararının hukuka uygun olduğuna hükmetti. Şahbaz’ın  itirazı alabalığa katliam ortamı yaratılmış K Raporda, aydınlara saldırıyı olağan gösterme çabaları öne çıktı Pir Sultan anıtı tepkiye yol açtı: DDK’nin raporunda Pir Sultan Abdal heykelinin olayların başlamasına gerekçe oluşturduğunun ifade edilmesi dikkat çekti. Raporda, bu konuyla ilgili olarak “Anıt dikildikten sonra bazı Alevi vatandaşların gelerek anıtın etrafında dolaşma ve anıta el sürme gibi anıta bir kutsiyet atfetmeye yönelik ritüel ve davranışlarda bulundukları yönündeki ifadelerden, anıtın Pir Sultan Abdal Anıtı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Dikilen heykelin Pir Sultan Abdal Heykeli olarak algılanmasının ve anıtın bir gecede dikilmesinin, toplumsal bir tepkinin oluşumuna yol açtığı anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verildi. Nesin’e davet tepki oluşturdu: DDK, olaylar konusunda sorumluluğun bir bölümünü de Aziz Nesin’e yükledi. Raporda, Nesin’in “Şeytan Ayetleri” kitabını Türkçeye çevirmesi ile ilgili olarak, “Aziz Nesin’in Şeytan Ayetleri kitabının ülkemizde yayımı konusundaki ısrarlı tavrı ve Türk halkı ve İslamiyetle ilgili kamuoyunun tepkisini çeken açıklamalarının bulunduğu bir ortamda etkinliklere davet edilmesi Sivas halkında hem dini hem de milliyetçi öğeler taşıyan bir tepki oluşturmuştur. Bu çerçevede Aziz Nesin’i hedef alan bildirilerin halka dağıtıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca, Aziz Nesin’in etkinliğin açılış konuşmasında dile getirdiği ‘Türk milletinin aptal, korkak olduğu, kutsal metinlerin eskidiği’ gibi bilindik sözleri yerel basında yer almıştır. Aziz Nesin’in 1 Temmuz 1993 günü Kültür Merkezi’nde etkinliklerin açılışında yaptığı konuşmanın bazı bölümlerinin toplum içinde kulaktan kulağa yayıldığı ve şehirdeki gerginliği artırdığı anlaşılmıştır” denildi. Oteli terk etmediler: Raporda, kalabalık tarafından Madımak Oteli’nde katledilenlere de bir fatura çıkartıldı. Otelde bulunanlardan bir bölümünün yangından kısa süre önce tehlikeyi görerek otelden çeşitli yöntemlerle ayrıldıkları anımsatılan raporda, “Ancak, idare tarafından cılız bir biçimde otelden ayrılmaya yönelik ikna çabaları dışında zorunlu tahliye seçeneği düşünülmemiştir. Otelde kalanlar adına karar verenler tarafından da otelde kalmanın daha güvenli olduğu ve/ veya oteli terk etmenin mevzi kaybetmek ve irticaya geçit vermek olarak telakki edildiği için ısrarla otelde kalınmaya devam edilmiştir” denildi. Protesto araçları tükenmiş: Otelde kalanları bu ifadelerle itham eden DDK, raporun devamında “Kitle psikolojisiyle şuurunu kaybetmiş/gözü dönmüş ve tüm protesto araçları tükenmiş kalabalıkça önce otelin önündeki araçlar yakılmış, daha sonra da otel ateşe verilmiştir” cümlesine yer verdi. AKP’li vekil yaralandı Dönemin tüm devlet yöneti cilerinin olaydan sorumlu olduğunun altı çizilen raporda, protestonun olacağının bilinmesine karşın yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığı, toplanan kalabalığı dağıtmaya yönelik de etkili bir çabanın gösterilmediği belirtildi. Raporda, “Otelin önünde bekletilen kalabalığa, adeta her türlü eylemi yapma imkânı verilmiş ve nihayetinde otelin yakılmasına kadar gidecek ortam yaratılmıştır” denildi. DDK, ihmaller zinciri sonucunda gerçekleşen olayın ardından tek bir kamu görevlisi hakkında işlem yapılmamasını da eleştirdi. Kurul, bu eleştirisini de “İlin emniyet, asayiş ve genel yönetiminden sorumlu tek bir kamu görevlisi bile herhangi bir adli kovuşturmaya maruz kalmadığı gibi en hafif bir disiplin cezası bile almamıştır” şeklinde bildirdi. DDK, yaşanan tüm bu süreç nedeniyle “Olayın ortaya çıkmasında, önlenememesinde ve soruşturulmasında/yargılanmasında devlete terettüp eden ağır bir hizmet kusuru bulunduğunu” saptadı. KIRIKKALE (Cumhuriyet) AKP Kahramanmaraş Milletvekili Sıtkı Güvenç, trafik kazasında yaralandı. Ökkeş Kutlu Saman’ın (25) kullandığı otomobil, TIR’a arkadan çarptı. Otomobilde bulunan AKP Kahramanmaraş Milletvekili Güvenç ve sürücü Saman yaralandı. Hayati tehlikesi olmayan Güvenç ve şoförü hastaneye kaldırıldı. Disiplin cezası bile yok Devlet ağır kusurlu Avcı’nın adamına terfi ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın yakın çalışma arkadaşlarından olan ve uzun dönemdir terfi alamayan, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nde Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Şakir Engin Korkmaz, Eskişehir Emniyet Müdür Yardımcısı oldu. Korkmaz’ın eski Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’nin tutuklandığı operasyonda ve Sedefçi’nin odasına böcek konulması olayında da adı geçmişti. Erdoğan mizahla savaşıyor İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın şikâyeti üzerine çizerimiz Musa Kart hakkında gazetemizde ve internet sitesinde yayımlanan bir karikatürü nedeniyle “hakaret, gizliliğin ihlali ve iftira” suçlamalarıyla dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın Bürosu, önce karikatürü “haber verme ve basın özgürlüğü kapsamında” değerlendirerek takipsizlik kararı verdi. Ancak Erdoğan’ın itirazı üzerine Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “Eleştiri sınırlarının aşıldığı” gerekçesiyle takipsizlik kararını kaldırdı. Savcılık, Kart hakkında iddianame düzenledi. Musa Kart’ın yargılanmasına 23 Ekim 2014’te İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. Başbakan Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın Bürosu’na 4 Nisan 2014’te verdiği dilekçede, Musa Kart’ın 1 Şubat 2014’te gazetemizin 1. sayfasında yer alan karikatüründen “müvekkiline karşı basın yoluyla hakaret, iftira ve gizliliğin ihlali suçlarının işlendiği” gerekçesiyle şikâyetçi oldu. Musa Kart, savunmasında “17 Aralık’ta ortaya çıkan fotoğraf bir haksızlık ve hukuksuzluk fotoğrafıydı. Bu fotoğraf karşında sorumluluk duygusu taşıyan yazarların ve çizerlerin suskun kalması beklenemezdi. Hakaret etmek kastıyla değil, gerçekleri yansıtmak kaygısıyla çizerler” dedi. Basın Bürosu’nda görevli savcılardan Ekrem Türkoğlu, 25 Nisan 2014’te Erdoğan’ın şikâyeti konusunda takipsizlik kararı verdi. Erdoğan’ın avukatı Özel takipsizlik kararına itiraz ederek kaldırılmasını istedi. Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Haziran 2014’te “kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın” kaldırılmasına hükmetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevli savcı H. Hasan Bölükbaşı’nın 10 Temmuz 2014’te düzenlediği iddinamede, “Şüphelinin (Musa Kart) zincirleme suç kapsamında hakaret, iftira ve gizliliğin ihlali suçlarından dolayı yargılamasının yapılarak mahkemece suç sabit görüldüğünde cezalandırılması” istendi. levi yaklaşımı da Sünni yaklaşımı da ahlaki değil’ DDK’nin katliamla ilgili “orta yol bulma çabası” da şu cümlelerle rapora yansıdı: “Ne söz konusu olayların etkisini ve insanların acısını hafife almaya yönelik bahane bulucu (olayların arkasında karanlık odakların bulunduğu ve komplo olduğu gibi) Sünni kolektif hafıza yaklaşımları, ne olayları sadece Kerbela travması ile açıklamaya çalışan Alevi kolektif hafıza yaklaşımları ne de olayı ‘Cumhuriyete ve Laikliğe Kalkışma’ şeklinde resmi tarih tezi oluşturmaya çabalayarak savuşturmaya kalkışan devlet kolektif hafızasının çabaları ahlaki tutumlar olarak görülebilir.” ‘A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle