03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 Faciada taşeron da suçlu Patlayıcıyla kapı açmaya kalkışınca canından oldu KIRIKKALE (Cumhuriyet) Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’ndan emekli olan 5 çocuk babası Bekir Kaplan (73), tartıştığı eşi Meryem Kaplan’ı (63) 7 yerinden bıçakladı. Ağır yaralanan Meryem Kaplan, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’ne kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Bypass ameliyatı geçiren, beyin küçülmesi ve Alzheimer hastası olduğu belirtilen Kaplan’ın, eşini kıskançlık nedeniyle öldürdüğü belirtildi. 30 madencinin yaşamını yitirdiği Karadon madeninin sorumlularının 15 yıla kadar ceza alması istendi GÖRÜŞ İRFAN O. HATİPOĞLU Takıyyeciler Cumhurbaşkanı seçim süreci başladı. Adaylar kendilerini tanıtmak, yönetim izlencelerini anlatmak için meydanlarda. Adaylardan yaygın tanınanı Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Yurtseverler, aydınlar olarak kendisini çok yakından tanıyoruz. 1997 yılında Siirt mitinginde söylediği “Allah’a yaslan ki ayakta kalasın... Evet, göğsümü gere gere söylüyorum: Benim referansım İslamdır...” sözleri hâlâ kulaklarımızda ve siyasal İslamcı kimliği zihinlerimizdedir. Aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşma ile yanıltmadı. Geçen zaman içinde değişmediğini; ileri demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları vb. çağdaş söylemlerin takıyye olduğunu; “siyasal İslamcı” anlayışını koruduğunu tekrar anımsattı. Takıyye, sözcük anlamı olarak olduğundan farklı görünme; inancını, düşüncelerini, amacını gizlemeyi içerir. Siyasal İslamcılar/ dinciler takıyye kavramını fıkhi anlam yükleyerek kutsallaştırırlar. Yaşam tarzlarını, örgütlenme, mücadele stratejilerini ona göre oluştururlar. Yalan, inkâr, iftira, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, tehdit, kumpas, entrika... Kısacası hedefe ulaşmak için ne gerekiyorsa o yapılır ve meşru görülür. Ülkemizde siyasal İslamcı iktidar bu yöntemi sıklıkla kullanmaktadır. Yapılan balkon konuşmaları, insan hakları özellikle kadın hakları üzerine yaptıkları çalışmalar, dün söylediğini bugün unutma, yayımlanan demokrasi paketleri ve vizyon belgeleri ile takıyyeci anlayışa yakından tanıklık ediyoruz. Ülkemiz uzunca süredir siyasal İslamcılar tarafından; takıyyeci anlayışla yönetiliyor. İktidara geldikleri ilk yıllarda demokrasinin, insan haklarının geliştirileceği, hukukun üstünlüğü, işkenceye sıfır tolerans, Avrupa Birliği üyeliğinin öncelikli hedefleri olduğunu belirtiyorlardı. Söylemlerini yerine getirebilmek için, yönetimin statüko/ vesayetten (asker, sivil) kurtarılması gerektiğini ileri sürerek devlet yönetim dizgesini yeniden düzenlemeye giriştiler. Sisteme egemen oldukça değişim söylemlerinin takıyye olduğu ortaya çıktı. Yargıyı kontrollerine alınca, hukukun üstünlüğü bir yana itildi. Sudan gerekçelerle, düzenlenen sahte belgelerle engel gördükleri yurtseverler tutuklandı. Avrupa Birliği üyeliği, insan hakları konuşulmuyor. Meydanlarda hak arayanlara ölçüsüz şiddet uygulanarak toplumsal muhalefet yıldırılmaya çalışılıyor. İstihbarat ağı güçlendirilerek insanlarımız yakından izleniyor. Sivil toplum örgütleri, medya (görsel, yazılı), üniversiteler kontrol altına alınarak işlevsiz kılındılar. Eğitimi yeniden düzenlemek adına okullarımız din eğitimi merkezine dönüştürüldü. Siyasallaşan İslamın arka bahçesi olarak gördükleri okullar gençlere özendiriliyor. Giyim serbestliği adına kızlarımızın başları bohçalanıyor, günlük yaşamdan çekilmeleri için düzenlemeler yapılıyor. Siyasal hareketlerine/yandaşlarına kaynak yaratmak için ülkemiz yağmacı/talancı anlayışla yönetiliyor. Yolsuzluk/rüşvet söylentileri, belgeleri, tapeleri ortalıkta dolaşıyor. Sorgulanmalarına engel olmak için yasal düzenlemeler yapılıyor; yönetim anlayışlarında entrika, kumpas, tehdit kurumsallaştı. Takıyyeci anlayıştan ülkemiz kurtarılmalıdır. Başaramazsak ortaçağ karanlığında boğulacağız. Cumhuriyetin sorgulanmasının, değerlerinin aşınmasının önlenmesi ve kurucularının örselenmemesi için Cumhurbaşkanlığı seçimi kırılma noktasıdır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı seçiminde takıyyeciler yenilgiye uğratılmalıdır. Bunu yapamazsak geleceğimiz aydınlık görünmüyor. 52 yıllık eşini bıçakladı ADANA (DHA) Kozan’da yaşayan öğretmen Hamit Memiş, boşandığı Şengül Yavuz’un evine giderek çocuklarını görmek istedi. Eşi ve çocuklarının görüşmek istememesi üzerine Memiş, kapıyı açmak için yanında getirdiği patlayıcıyı kapının önünde patlattı. Kapının açılmaması üzerine yerleştirmek istediği ikinci patlayıcı Memiş’in elinde patladı. Memiş olay yerinde öldü. Torununu boğarak öldürdü ANTALYA (DHA) Antalya’nın Manavgat ilçesinde evinde ölü bulunan 17 yaşındaki D.A’yı anneannesinin öldürdüğü belirlendi. 83 yaşındaki Nazmiye Y, sorgusunda, torununun bıçakla kendisine saldırdığını iddia ederek cinayeti itiraf etti. Kendisini korumak amacıyla genç kızı iterek yere düşürdüğünü belirten Nazmiye Y, “Eşarbımı boynuna dolayarak sıktım. Bıraktığımda nefes almıyordu” dedi. Bu arada D.A’nın aile tarafından evlat edindiği kaydedildi. ZONGULDAK (Cumhuriyet) Zonguldak’ta 17 Mayıs 2010’da 30 madencinin yaşamını yitirdiği grizu faciasıyla ilgili davada savcı mütalaasını verdi. Maden ocağında iş güvenliğini sağlayamayan TTK ve taşeron firma yöneticilerinin kusurlu olduğunu belirten savcı, dönemin Karadon Müessese Müdürü olan TTK Genel Müdür Yardımcısı İsmail Güner ile taşeron firma YapıTek ortaklarından Halim Köse’nin de bulunduğu 7 sanık hakkında 15 yıla kadar hapis istedi. Davanın 15. duruşması dün yapıldı. Mütalaasını veren savcı Erdoğan Doğan, maden ocağında iş güvenliğinin sağlanması konusunda güvenli bir ortak denetim mekanizması kuramadıkları için TTK ve taşeron firmanın kazada sorumlu ve kusurlu olduklarına dikkat çekti. Savcı, bu nedenle dönemin Karadon Müessese sorumlularının TCK’nin 85/2 maddesi gereğince 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Savcı, diğer sanıkların ise beraatlarını talep etti. Mahkeme, sanık avukatların mütalaaya karşı savunmalaranı hazırlamaları için duruşmayı erteledi. Ölen Hüseyin Arslan’ın kızı Dilek Arslan, “O sanıkların ceza almalarını çok istiyoruz. Bu bizim acımızı bir nebze olsun hafifletecek” dedi. ÇYDD’den burs desteği METE KIZIK SOMA Soma’daki maden faciasının ardından Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) ilçede oluşturduğu eğitimevi, dayanışma ruhu ve gönüllüleriyle acılı yurttaşlara ulaşıyor. Dernek ayrıca bu süreçte burs vereceği çocukları belirliyor. ÇYDD Genel Yazmanı Gülsün Kaya, “Acılı ailelerle çocuklarına yönelik çalışmalarımız 23 Ağustos’a kadar sürecek. Yaz dönemi olarak düşündüğümüz bu proje sanıyorum şubemize dönüşecek” dedi. ‘Yolda bulduk’ denilen madenci yaşamını yitirdi ZONGULDAK (DHA) Zonguldak’ta 18 Haziran’da özel bir şirkete ait kömür ocağında meydana gelen göçükten ağır yaralı halde kurtarılan ve sigortasız çalıştırılması nedeniyle “Yolda bulduk” denilerek hastaneye bırakılan maden işçisi 36 yaşındaki Durmuş Kaya, 27 gün süren yaşam savaşını kaybetti. Bayram Köse, eniştesi Durmuş Kaya’nın 1.5 yıldır sigortasız çalıştırıldığını belirterek “İş arkadaşlarıyla tanık olmaları için görüşmeye çalıştık ama kaçıyorlar şirket baskısı yüzünden. Kaza olduğunda polise, 112’ye hemen haber verilseydi belki eniştem hayatta olacaktı” diye konuştu. Üniversite öğrencisi çalıştığı inşaatta öldü ŞANLIURFA (DHA) Şanlıurfa’da bir üniversite öğrencisi çalıştığı inşaattan düşerek yaşamını yitirdi. Dicle Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Fırat Yiğen, ailesine katkıda bulunmak için 2 gün önce inşaatta çalışmaya başladı. Kum ve tuğla taşıyan Yiğen, inşaatın 7’nci katında çalıştığı sırada dengesini kaybederek düştü. Hastaneye kaldırılan Yiğen kurtarılamadı. Cenazesi kent merkezinde toprağa verilecek olan Fırat Yiğen’in, dayısı Ömer Dodanlı, “Fırat, okulun tatile girmesinin ardından ailesine katkıda bulunmak için 2 gün önce inşaatta çalışmaya başlamıştı” diye konuştu. ARADA BİR NUR DOLAY KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Çizerimiz yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine ara vermiştir. Sarkozy, Yargı ve Telefon Dinlemeleri Fransa ilk kez bir eski cumhurbaşkanının gözaltına alınmasına tanık oldu. Sarkozy ile birlikte iki yargıç ve Sarkozy’nin avukatı da gözal tına alınanlar arasındaydı. Gerçi 2 saat sonra tekrar serbest kalacaklardı ama olayın çalkantıları hâlâ sürüyor. Çünkü yargı ile yürütme arasındaki savaş henüz bitmiş değil ve yakın bir gelecekte de bitecek gibi görünmüyor. Fransa pek çok açıdan bize benzeyen bir ülke. Belki de o nedenle Türkiye’nin AB’ye girmesine en şiddetle karşı çıkan o. Çünkü bir yerde “alter ego”su ile karşılaşacak bütün olumsuz yanlarıyla kendini aynada görür gibi olacak. Aynen bizde olduğu gibi burada da her tür yolsuzluk, rüşvet skandalları, nüfuz ticareti, adam kayırma, yargıyı yürütmenin denetimine alma çabaları, yargıdan kaçmak için ardına saklanılan ve dokunulamayan dokunulmazlıklar ve hatta kimi hallerde suçlunun ayağına gitmek zorunda kalan yargı! Onun üstüne biraz da kadına şiddet, pek de şiddetli cezalandırılmayan tecavüz suçları, polis baskısı, sokakları fethe çıkan çeşit çeşit türban ve çarşaf modaları, sakallı entarili İslamcıların gözdağı verircesine ortalığa yayılması, laikliğin gözden geçirilmesi talebi ve ona karşı laikliğin elden gittiği korkusu, toplumda giderek keskinleşen etnik ayrışımlar ve sonunda linç olayına kadar varan nefret... Sahi bizim Fransa’dan neyimiz eksik? Bazı konularda fazlamız bile var. Örneğin “ayağa giden mahkeme” konusunda. Burada yargıçlar eski Cumhurbaşkanı Jaques Chirac’ın evine gitti. Sırf yargıdan kaçmak için ikinci kez cumhurbaşkanlığının dokunulmazlık statüsüne sığınan Chirac, bu görevden ayrıldıktan sonra nihayet hesap vermek zorunda kaldı, ama “yaşlı ve bunamış” bir zavallı pozunda, tecilli 2 yıl hapis cezasıyla bu beladan sıyrıldı. (Bizse Evren’e tecilli 2 gün bile veremedik! Yetmez ama evetçiler, neredesiniz?) Ama aslan yargıçlarımız öyle eve falan değil, ta sınır kapısına kadar giderek hükümet tarafından verilen emre uygun şekilde silahlı PKK militanlarını aklama görevini itirazsız ifa ettiler. Göstermelik de olsa “yargının bağımsızlığı” ilkesi ağzı bozuk ve geveze Sarko’yu da çok rahatsız ediyordu. Yargıçları yürütmenin denetimine sokma, onları kurtulunması gereken bir “ağırlık” diye niteleme tabi ki karşı tepkiyi de yarattı. Basına sızdırılan bir habere göre yargıçlar sendikasının içindeki bir duvara çoğu sağcı olan bir dizi politikacının fotoğrafı asılmış ve üstüne “salaklar duvarı” diye de bir başlık atılmıştı ama Sarkozy hiçbir yargıcı veya savcıyı Tayyip’in İlhan Cihaner’e yaptığı gibi zindana attıramadı. Maçın ikinci raundunda yargıçlar yeniden atağa geçti. Sarkozy’nin seçim kampanyasını Eliysée Sarayı’nın karşısına çadırını kuran Muammer Kaddafi’nin finanse ettiği söyleniyordu. Sarkozy’nin önce dost olduğu, sonra nedendir bilinmez, 8 ay boyunca ükesini bombalatarak sonunda linç ettirdiği Kaddafi. Bakalım Tayyip eski dostu Esad, yeni düşmanı “Esed” için aynı kanlı senaryoyu sonuna dek uygulayabilecek mi? Yargıçlar Libya işini aydınlatmak için Sarkozy’nin telefon görüşmelerini dinlemeye almışken hiç ummadıkları başka şeyler de takılıverdi banda. Bu arada konuşmalarının dinlendiğini öğrenen Sarko, başka bir ad altında yeni bir cep telefonu alarak işi sürdürmeye çalıştı ama adını kullandığı Paul Bismuth gerçekten İsrail’de yaşayan bir vatandaştı ve oradan ses vererek bu sahtekârlığa itiraz etti. Daha yığınla başka dava kendisi de eski bir avukat olan sağcı lideri bekliyor ama sonuçta Sarko’nun bütün bunlardan sıyrılarak yine başkanlık seçimlerinde karşımıza çıkması hiç şaşırtıcı olmaz. Onca skandala karşın ülke ülke gezip iki saatte yüz binlerce Avro aldığı konferanslar vermiyor mu? Bugün de onun yaptıkları değil, gözaltı kararını alan iki yargıç eleştiriliyor. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com HARBİ SEMİH POROY TC KIZILTEPE İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/73 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Mardin il, Kızıltepe ilçe, 664 Ada No, 12 Parsel No, Tepebaşı Mahalle/Mevkii, 17 Bağımsız Bölüm bilirkişi roparunda belirtilen 17 Nolu bağımsız bölüm B. blok zemin kat tapu kaydında arsa olarak geçtiği bürüt 24,28 m2 alana sahip olmakla, hissesine düşen arsa payı 17.76 m2 olduğu ve yaklaşık 10 yaşında bir yapı olmakla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın 3 sınıf a grubu yapıya sahip, ticari büro olarak kullanılan, 3 kat ve asansörsüz kalorifersiz. Yüzölçümü: 1.326,24 m2 Arsa Payı : 30/2240 İmar Durumu: İmarlı Kıymeti : 55.107,75 TL KDV Oranı: %1 Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydındaki gibidir 1. Satış Günü: 03/09/2014 günü 14:00 14:05 arası 2. Satış Günü: 30/10/2014 günü 14:00 14:05 arası Satış Yeri : Kızıltepe İcra Müdürlüğü kapısı önünde Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, ruçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/73 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 30/06/2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 45801) BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1/ İzmir’in 1 Seferihisar 2 ilçesinde bir kaplıca. 2/ 3 İşsiz, aylak... 4 Karakter. 3/ 5 Almanya ve İtalya’da re 6 sim müzeleri 7 ne verilen ad. 8 4/ Özbekistan’ın plaka 9 imi... Ispar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ta ilinde, “ulusal park” kapsamına 1 E N T İ M İ Z M alınmış bir göl. 5/ 2 K O R Ç A K A K Kokmuş hayvan 3 Ş İ L A SMA ölüsü... Bakan. 6/ 4 İ S P İ R P A R Bayındır duruma 5 ME K E D İ A getirme... “Dario 6 İ N İ M İ L E T ”: Nobel EdebiS E yat Ödülü’nü ka 7 K A R A İ N zanmış da olan İtal 8 T A N G A İ P yan oyun yazarı. 7/ 9 M O N T A İ G N E İzmir’in bir ilçesi... Bir nota. 8/ Telli bir çalgı... Macaristan’da üretilen ünlü bir şarap. 9/ İnsan soyunun genetik yardımıyla geliştiril mesini amaçlayan bilim dalı... Uzaklık işareti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bir kaplıca. 2/ Tavana asılan süslü aydınlatma aracı... Dudak boyası. 3/ Nâzım Hikmet’in soyadı... Üstünde oturulan ya da yatılan döşek. 4/ “Çalma, hırsızlık” anlamında argo sözcük... Fas’ın plaka imi. 5/ Türkiye’nin Akdeniz’deki en büyük adası... Boru sesi. 6/ Kumaş kenarına makineyle yapılan sık sürfile dikişi. 7/ Dağda yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan kimse... Halk dilinde ayrana verilen ad. 8/ “Kışlanın önünde sesi var/Bakın çantasında acep nesi var/Bir çift kundurayla bir de fesi var” (Türkü)... Beygir. 9/ Eskiden lise öğreniminden sonra verilen olgunluk sınavı. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle