29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TEMMUZ 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hakaret edilmediğine karar veren mahkeme, yargıladığı 2 sanığı suçsuz buldu 7 ‘Katil Erdoğan sloganı Emekçilerden torba yasaya karşı eylem n İstanbul Haber Servisi KESK üyeleri kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıran torba yasa tasarısına karşı Taksim Tünel’den Galatasaray’a yürüdü. Emekçiler adına açıklama yapan SES Şişli Şubesi Başkanı Fadime Kavak, torba yasayla taşeronlaştırmanın yasaklanmadığını belirterek, “Hükümet bir kez daha sermayeyi kolladığını kanıtlamıştır” dedi. dayanaksız değil’ Haber Merkezi Gezi Direnişi’ne, Aydın’da destek veren gruptan iki kişinin “Katil Erdoğan” sloganı attıkları için yargılandıkları davada mahkeme, “ ‘Katil Erdoğan’ sloganının yaygın olarak kitleler tarafından söylenmesi için yeterli ölçüde olgusal dayanağın bulunduğu”nu belirterek sanıkları suçsuz buldu. Ancak aynı mahkemeden başka bir yargıç aynı sloganı 7 bin 80 lira para cezasına çarptırdı. Radikal Haber Sitesi’nden İsmail Saymaz’ın haberine göre, aynı slogana iki ayrı yargıcın farklı karar verdiği ortaya çıktı. Aydın’daki eylemde “Katil Erdoğan” diye slogan attıkları ileri sürülen Cem Türkoğlu ve Zafer Kasap hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125. maddesine göre “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla dava açıldı. Kasap ifadesinde, “Olaylarda birçok insanın öldürülüp yaralandığını, eyleme katılanların öfkeli olduğunu” belirterek, slogan attığını fakat hakaret kastıyla hareket etmediğini söyledi. Türkoğ kullanması sonucunda ölümlerin lu ise “Bu sloganı atıp atmadığımı meydana geldiğine dair bir kanahatırlamıyorum” dedi. Erdoğan’ın atle bu sloganı attıkları”nı kaydetda davacı olarak anıldığı dati. Bu ifadenin Türkiye’nin taraf va 29 Mayıs’ta beraatolduğu Avrupa İnsan Hakları la sonuçlandı. Yargıç Sözleşmesi’nin 10. madu Sanıkların, Fethiye Bilici, sanıkdesine göre düzenlenen Gezi eylemlerindeki ların “Katil Erdo“ifade özgürlüğü hakğan” diye slogan kı” çerçevesinde ele ölüm ve yaralanmalardan attığının sabit olduydukları öfkenin etkisiyle, alınması gerektiğini duğunu ancak bu kaydeden hâkim Bi“Katil Erdoğan” sloganı söylemin suç içerlici şu değerlendirmemediğini vurgula attıklarını belirten mahkeme, de bulundu: “Dava dı. Sanıkların Gezi eylemin ifade özgürlüğüne konusu sözlerin sıParkı eylemlerinderadan bir vatandagirdiğine dikkat çekti. ki ölüm ve yaralanşa söylenmesi halinde malardan duydukları hakaret olarak nitelenöfke ve üzüntünün etkidirilebileceği ancak seçilsiyle kapıldıkları infial ile mişlerin daha toleranslı olmabunu söylediklerini belirten hâkim larının beklendiği, kırıcı, şoke eden Bilici, “Gezi olaylarında polisin öl ya da rahatsız edici bilgi ve düşünçüsüz şiddet kullanması sonucun celerin de ifade edilebileceği, bunda ölüm ve yaralanmaların mey ların demokratik toplumların vazdana geldiğine dair kamuoyunda geçilmezleri olan çoğulculuk, hoşyaygın bir kanaatin oluştuğu, sa görü ve açık fikirliliğin gereklerinnıkların da polisin ölçüsüz şiddet den olduğu, dava konusu ‘Katil Er IŞİD ve ‘Büyük Oyun’ Tüm dikkati Cumhurbaşkanlığı yarışına yoğunlaşan Türkiye’nin ayırdına varmadığı bir ilgiyle Birinci Dünya Savaşı yerküre üzerinde 100. yıl etkinlikleriyle anılırken; IŞİD hemen yanı başmızda “hilafet” ilan etti. Bunu yaparken iki çok önemli noktaya dikkat çekti: 1) Çıtayı bayağı yükselterek, Irak ve Şam İslam Devleti IŞİD adını; “İslam devleti”ne çevirdi. 2) Birinci Dünya Savaşı’ndan, SuriyeIrak sınırlarının çökmesine dek süren “Sykes Picot düzeninin sonunu” ilan etti! Bizim gazetelerde fazla ciddiye alınmadan verildiği anlaşılan “IŞİD hilafet ilan etti” haberlerinde ayrıntıya girilmemişti. “Ayrıntı” derken… tabii lafın gelişi…. IŞİD’in “İslam devleti”ne dönüşmesi; Batı ve Batı’nın yanı sıra Ortadoğu’nun bütün laik unsurlarına pratikte “cihad” ilan etmesi demek! “SykesPicot”nun sonu da bildiğimiz statükonun ezcümle iflası anlamına geliyor. Bunun tamı tamına Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yılına denk gelmesi ayrı bir ironi. Aradan bir asır geçmemiş gibi sanki yüz yıl önce tam nerede kalındıysa oradan devam ediliyor. Mezhep savaşları ve İslamın büyük güçlerin güdümü altında araçsallaştırılması, Ortadoğu’da “arkası yarın” kıvamında sürüyor. doğan’ sözünün kaba ve provokatif olduğu kabul edilse bile bunların kamuoyuna yansımış Gezi olayları olgusuna dayandığı, sloganın yaygın olarak kitleler tarafından söylenmesi için yeterli ölçüde olgusal dayanağının bulunduğu, sanıkların değer yargılarını bu şekilde keskin ve dikkat çekici bir dil kullanarak ifade ettikleri...” Aydın 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki davadan beraat eden Cem Türkoğlu, bu kez 2 ve 14 Haziran 2013’te katıldığı iki ayrı eylemde aynı sloganı attığı iddiasıyla Ali Akpınar ile birlikte Aydın 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Bilici’den farklı olarak yargıç Akın Dombaycı, “Sloganın, Başbakanı toplum nezdinde küçük düşürme, onur, şeref ve saygınlığını rencide etme amacı taşıdığından” iki sanığı 7.080 TL para cezasına çarptırdı ve hükmün açıklamasını erteledi. Öcalan’la görüşme isteği İki farklı karar n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Önder ve Zana’nın görüşmenin ardından Kuzel Irak Kürt Bölgesel Yönetimi lideri Mesud Barzani ile de bir görüşeceği ifade edildi. DEP’li Orhan Doğan anıldı n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Eski DEP Milletvekili Orhan Doğan, ölümünün 7. yıldönümünde Şırnak’ın Cizre ilçesinde mezarı başında anıldı. Ttörene Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana, HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre Belediye Eşbaşkanları Leyla İmret ve Kadir Kunur katıldı. ‘Tarafsız yargılanmadı’ TEŞEKKÜR EDERİZ Sami Elvan, “Haziran Direnişi’yle halkın avukatlarıyla tanıştık ve ailemiz oldu onlar bizim. Bize göğüs gerdiler. Onlara 25. yıllarında teşekkür ediyorum” dedi. Soma’da çalışan işçileri temsilen sahneye çıkan maden işçisi de “Bizler için işkence gördüler, bizlerle yürüdüler, onlara teşekkür ediyorum” dedi. CANAN COŞKUN 23 yıldır cezaevinde bulunan Hasan Polat’ın davası Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne taşındı Rektörlük, kitabı yeniledi n İstanbul Haber Servisi Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü, Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Grameri 2 ders kitabındaki Alevileri küçük düşürücü ifadelerin dijital ortamda düzeltildiğini açıkladı. Rektörlükten yapılan açıklamada “Kitabın 20142015 öğretim yılı için yeni baskısı düzeltilmiş olarak yapılacaktır” denildi. Prof. Dr. Hayati Develi ise “Kızılbaş” ifadesiyle Safevileri kastettiğini savundu. ‘Bize göğüs gerdiler’ KAYHAN AYHAN Grup Yorum, Halkın Hukuk Bürosu’nun 25. kuruluş yıldönümünü önceki akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda verdiği “Adalet mücadelemiz sürüyor” konseriyle kutladı. Polisin gaz kapsülüyle vurarak ölümüne neden olduğu Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, babası Sami Elvan, Somalı maden işçileri gibi Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının hukuk mücadelesinde destek olduğu çok sayıda kişi de konsere katıldı. Konserde Hüseyin Turan ve Nejat Yavaşoğulları da konuk olarak sahneye çıkarak destek verdi. Sinevizyon gösterimiyle başlayan konserin açılış konuşmasını yapan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Barkın Timtik, “Bugün 25. yılımızı bu kadar kitlesel, coşkulu ve umutlu kutluyorsak, bu hukukun değil gönüllü birlikteliklerin egemen olacağı günlere olan inancımızdandır” dedi. Zihinsel engelli sanık n RİZE (Cumhuriyet) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2011’de Hopa’ya yaptığı ziyarette çıkan olaylar nedeniyle 60 kişi hakkında açılan davaya devam edildi. Mahkeme, zihinsel engelli olduğu belirtilen sanık Erkut Kibar hakkında yeniden rapor alınması için Kibar’ın Rize Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine karar verdi. Türkler suikastı tetikçisi, katliam hükümlüsü Ahmet Cömert’in öldürülmesiyle ilgili dava başlıyor 7 TİP’linin katili Osmanağaoğlu öldü İstanbul Haber Servisi DİSK’in kurucu genel başkanı Kemal Türkler’e 22 Temmuz 1980’de evinin önünde düzenlenin silahlı saldırının tetikçilerinden ve Bahçelievler katliamı hükümlüsü Ünal Osmanağaoğlu (58) kalp yetmezliği nedeniyle öldü. Osmanoğlu’nun cenazesi bugün öğle zamanı Fatih Camisi’nde kılınacak namazın ardından Eyüp Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Firarda olmasına karşın Kuşadası’nda mülkiyeti devlete ait olan bir milli parkta işletmecilik yapan Osmanağaoğlu, yakalanarak 14 Nisan 1999’da cezaevine konuldu. 1996 yılında yeniden açılan Türkler’e suikast davasında Osmanoğlu 14 Nisan 2003’te beraat etti. Yargıtay beraat kararını bozdu. Yargılama süreci devam ederken Türkler’e suikast davası, 1 Aralık 2010’da zamanaşımı nedeniyle düştü. Bahçelievler’de 1978’de Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 7 öğrencinin katledilmesine ilişkin davada yargılanan Osmanağaoğlu, 1 Kasım 1999’da yedi kez ölüm cezasına mahkum edildi. Yargıtay, 19 Haziran 2001’de mahkumiyeti onadı. İdam cezasının kaldırılması nedeniyle Osmanağaoğlu’nun cezası en az 25 yıl cezaevinde kalması şartıyla ömür boyu hapis cezasına çevrildi. Osmanağaoğlu, 3. yargı paketi kapsamında 10 Temmuz 2012 tarihinde tahliye edildi. ‘Bizi her gün ölüme mahkum ettiler’ MEHMET ALİ SOLAK HATAY Gezi Direnişi sırasında Hatay’da 3 Haziran’da polis tarafından başından gaz bombası kapsülüyle vurularak öldürülen 22 yaşındaki Abdullah Cömert’in ölümüyle ilgili davaya 4 Temmuz’da başlanacak. Acılı anne Hatice Cömert, sanık polis Ahmet Kuş’un görevden alınmamasına ve tutuklanmamasına tepki gösterdi. Davanın başka bir kente alınması talebini de eleştiren Cömert, “Devlet bizim acımızı dindirmek yerine, bizi süründürmek mi istiyor? Oğlum bir defa öldü, bizi her gün ölmeye mahkum ettiler” dedi. Yaşananlara isyan eden acılı anne Hatice n İstanbul Haber Servisi Toplumcu Düşünce Enstitüsü (TDE), Avrupa İlerici Çalışmalar Vakfı’nın (FEPS), 2526 Haziran günlerinde Brüksel’de yapılan yıllık genel kurulu çalışmalarına katıldı. Toplantıda, Toplumcu Düşünce Enstitüsü’nün üyelik başvurusu onaylandı. TDE, FEPS üyesi oldu Cömert, “Oğlum haksızlığa, yolsuzluğa dur demek için sokağa çıktığı için öldürüldü. Şimdi bizi, oğlumuzun katilleri yargılansın dediğimiz için mi bir yerden bir yere süründürmek istiyorlar? Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Oğlumu öldüren de müebbet hapisle cezalandırılsın” dedi. Abdullah Cömert’in ağabeyi Adnan Cömert, yargı sürecinin tek taraflı sürdürülmesinin doğru olmadığını ifade ederek “Kardeşimin ölümüne sebep olan sanıkla ilgili avukatımızın yaptığı tüm itirazlar rededilirken katilin tutuklanma talebi de dikkate alınmadı. Şimdi de davanın başka yere alınmasını istiyorlar. Bunu neresi adalet?” dedi. Gazi Mahallesi’nde 1995’te yaşanan olaylarda halkı kışkırttığı iddiasıyla çarptırıldığı müebbet hapis cezası onandıktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı doğrultusunda yapılan yeniden yargılama sonunda da aynı cezaya çarptırılan Hasan Polat’ın davası, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne taşındı. Balyoz ve Şike davaları emsal gösterildi. Polat, başvurusunda, Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” yapıldığı tespitinin ardından yerel mahkemenin yeniden yargılama ve sanıkların tahliyesine karar verdiğine dikkat çekti. Polat’ın avukat Özlem Gümüştaş, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne gönderdiği dilekçede, müvekkilinin 23 yıldır tutuklu olduğunu belirterek “Mahkemelerce taraflı hareket edilerek aynı hukuki statüde bulunan sanıklar hakkında ayrımcı uygulamalar yapılmaktadır. Bu durum ‘yasa önünde eşitli ilkesi’ne aykırıdır” dedi. Gümüştaş, yeniden yargılama isteminin reddedilmesine yapılan itiraz üzerine Polat’ın dosyasının yeniden Yargıtay’a gönderildiğini ve 9 Temmuz’da duruşma yapılacağını kaydetti. AİHM’nin pek çok kararında ve Bakanlar Komitesi raporlarında yargılamanın yenilenmesiyle ilgili olarak “eski hale getirme” ilkesi ve amacından bahsedildiğini anlatan Gümüştaş, “Mahkemelerce taraflı hareket edilerek aynın hukuki statüde bulunan sanıklar hakkında ayrımcı uygulamalar yapılmaktadır. Bu durum ‘yasa önünde eşitli ilkesi’ne aykırıdır” dedi. Ortadoğu ve Birinci Dünya Savaşı hakkındaki en ayrıntılı ve aydınlatıcı eserlerden biri olan Barışa Son Veren Barış Modern Ortadoğu Nasıl Yaratıldı? isimli kitabında David Fromkin; “Birinci Dünya Savaşı döneminin Avrupalı devlet adamları İslamiyetin, bölge üzerindeki hâkimiyetinin, politik manzaranın başlıca unsuru olduğunu kavramışlardı” diyerek “Büyük Oyun” bağlamında bunu açar ve devamını şöyle getirir: “Gerçekte (büyük güçlerin) yaptıkları, savaş sonrası Ortadoğu çözümünü (bu tespiti) gözeterek bir çerçeveye oturtmaktı. Ancak zamanın Avrupalı yetkilileri İslamiyeti (buna karşın) çok az anlıyorlardı. Modernleşme politikasına, Avrupalılaşmaya karşı İslam muhalefetinin yok olmakta olduğuna inanmışlardı. 20. yüzyılın son yarısını görebilselerdi, Suudi Arabistan’da Vehhabi mezhebinin ateşliliğine, savaşan Afganistan’daki dini inancın tutkusuna, Mısır, Suriye ve Sünni dünyasının her yerindeki Müslüman Kardeşler’in devam edegelen canlılığına ve Şii İran’daki Humeyni fırtınasına çok şaşarlardı...” Fromkin kitabını, 1980’li yıllar sonunda yazdığı için; sözünü ettiği radikal yönelmeler arasında “11 Eylül dünyasının El Kaide’si” ve giderek adını “İslam devleti”ne çeviren “IŞİD”i haliyle saymamış… Yazar kitabını bugün elden geçirse listenin başına tabii mutlaka bunları da eklerdi... Fromkin özetle emperyal güçlerin “Ortadoğu’da her şeyin ‘din’ olduğu varsayımından hareket ettiklerini ve paylaşım savaşlarını yekten bu ‘varsayıma’ dayanarak kurgulamış olduklarını” söylüyor. Ancak bir taraftan da İslamı, Arapları ve yerel halkı çok az anladıkları için devasa hata ve çelişkilere düştüklerini ifade ediyor.. Büyük güçler dinin bir yandan bölgedeki aktörlerini amaçları doğrultusunda sürekli kullanmaya devam ederken… Bir yandan da “modernleşme politikalarına ve Avrupalılaşmaya İslami muhalefetin yok olduğuna(!!!) inanıyorlar” ve bu itibarla hiçbir arka planı olmayan afaki yapılar/ülkeler yaratıyorlar… “Ortadoğu’da ‘meşruluk duygusu’ ve oyunun kurallarında uyuşma yoktur ve hangi sınırlar içinde olursa olsun, kendilerine ülke adını veren birimlerin ve bunların yönetici olduklarını iddia edenlerin, meşruiyeti hakkında da ortak bir inanç yoktur” diye bu çözümlemeyi arkadan açıyor Fromkin bu önemli kaynak eserinde: “Bu anlamda ele alındığında, Osmanlı sultanlarının halefleri kalıcı olarak yerlerine oturmamışlardır!” “Modern Ortadoğu” işte böyle tamamıyla Batı’da, Batı tarafından biçimlendirilen 20. yüzyıl kalıplarının, bölgemizde 7. yüzyılın altyapısına monte edilmesiyle ortaya çıkmış. Politik ‘İslam: manzaranın baş unsuru’ ‘Meşruluk duygusu’ yok İçişleri Bakanı Ala, Erdoğan’ı yalanladı ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı olayları sırasında gerçek mermiyle yaşamını yitiren polislerin olduğu sözleri, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan’ın önergesine verdiği yanıtla yalanlandı. Bilgehan’ın önergesine 9 ay 10 gün sonra yanıt veren Ala, “Önergeye konu olaylar sırasında İstanbul ilinde iki Emniyet personelinin gerçek mermi ile yaralandığını” belirtti. Gerçek mermiyle yaralandığını iddia ettiği iki polisin ismini vermeyen Ala, “Olayı gerçekleştiren şahıs ya da şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalara devam edilmektedir” diye konuştu. Daha Birinci Dünya Savaşı’nda imzalandığı tarihte “Ortadoğu’yu gelecek savaşlar için üreme merkezi yapacak anlaşma” diyerek ünlenen SykesPicot’dan bugüne dek, Batı’nın Ortadoğu’ya yaklaşımında asla değişmeyen gerçekler bunlar… Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminde ellerinde cetvelle, Batılı anlamda ulus devlet sınırlarını çizerek belirleyen güçler; 21. yüzyıl başında da bu defa gene fevkalade Batılı bir bahis olan “demokrasi getirmek” iddiasıyla bölgeye girdiler. Ancak “demokrasi getireceğiz” dedikleri yerlerden sonunda IŞİD fışkırdı!. IŞİD’in hemen giriştiği iş de, “Sykes Picot’ya bayrak açmak” oldu… Birinci Dünya Savaşı hiçbir yerde bizim bölgemizde olduğu denli “güncel” değil, başka deyişle takvimin birden yüzyıl geriye alınabildiği bir coğrafyada yaşıyoruz biz. Buradan devam ederiz… yeni SykesPicot savaşların tohumu Madımak şehitleri anıldı İstanbul Haber Servisi 2 Temmuz Sivas Madımak katliamının 21. yıldönümünde, Esenyurt Dersimliler Derneği, Cumhuriyet Meydanı’nda bir anma töreni düzenledi. Törende ölenler için saygı duruşunda bulunuldu. Sivas şehitlerinin isimlerinin okunduğu sırada alanda bulunan çok sayıda kişi de hep bir ağızdan, “Yaşıyor” diye bağırdı. Erenler Vakfı Yöneticisi Ezgi Kılıç, “21 yıl önce katleden zihniyet, hâlâ katletmeye devam ediyor. Bizim davamızda sonsuza kadar hesap sorulacak” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle