Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf’tan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yanıt n Baştarafı 1. Sayfada yolsuzluklara yeşil ışık yaktım, demeleri mi bekleniyordu? Bunlar RTE’nin askerleri... Örneğin Egemen Bağış… Ta Amerika’da hayatını kazanırken tanıştığı, tercümanlığını yaptığı, belki de bilmediğimiz kişilerle randevu alarak doğrudan yardım ettiği RTE… …daha başbakan, milletvekili bile değilken etrafında yakın dost, belki de sırdaşı olduğu Başbakanı’nı, basit bir 500 bin dolar rüşvet aldı iddiası ile yarı yolda bırakacak insanlardan değil ki… Yiğidi öldür hakkını ver. Ser verir sır vermez. Can ciğer Başbakanı’nı rüşvet aldı diye Çankaya yolunda yalnız mı bırakacak yani? “Yapılan bütün yasadışı uygulamaların emrini Başbakan’dan aldım. Ben istifa edersem bakanlıktan, Başbakan da istifa etsin” dedikten, Başbakanlık makamına çağrılıp bir güzel ağzının payını aldıktan sonra... …TV’lerden söylediklerinin tam tersini savunan, şiddetli taarruz karşısında ricat eden düşman askeri gibi, şimdi ağlayıp sızlayan eski TOKİ Başkanı ve Bakan Erdoğan Bayraktar mı suçlu? Geçiniz efendim! İlk savcı rüşvetle bağlantısını araştırdı. Bir savcı, hakkında takipsizlik kararı verdi. Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan ise vekil arkadaşları ile sabah kahvaltısında ve Meclis’teki kürsü savunmalarında, elbette zemzem suyu ile yıkanmış kadar temiz olduklarını ifade ettiler... AKP Grubu gazete okur, yazılanları ve belgeli iddiaları TV’lerden izler. Ama dini bütün Müslüman oldukları için bu açıklamalara inanmaz. AKP’nin 453 milletvekili Başbakan’ın martavallarını dinler. “Bu iddialar hükümetimizi devrimek için, dış güçler ve taşeronları iç mihrakların darbe tezgâhıdır. Aslı astarı yok” açıklamalarını, nihayet kan kardeşi oldukları dört bakanın yemin billah söylediklerine inanır. HHH Oysa… …oysa RTE’nin AKP’yi kurarken tüzüğe, parti programına yazamadığı kurala sadık kalmışlardır: Nedir bu kural: Kol kırılır, yen içinde kalır! Bu kural gereği hangi koltukta oturursa otursun, AKP’nin ezeli ve ebedi genel başkanı RTE’ye ihanet etmezler. RTE de kendine sadık çevresinin, değil kolu, kafası kırılsa yine gıkı çıkmayacağını bilir. Bu nasıl sevdadır diye kafa yormayın sakın. Cumhuriyetin kısa tarihinde rüşvet ve yolsuzluk olaylarıyla koltuğunun hakkını, kocasının çabasıyla milyonlarını, gayrimenkullerini katbekat artıran, aman Yüce Divan’a gitmeyeyim diye hükümete ortaklık şantajına boyun eğen… ah zaman! Neleri silip götürüyorsun?.. …ve yıllar sonra zemin zaman müsait olunca, aynı parti genel başkanı karşımıza bir şubat ayı soğuğunda sanık diye çıkacağı yerde, mağdur diye çıkıverdi. Bugün mü? Bu olayların başlıca sorumlusu Başbakan olarak RTE, şu anda cumhurbaşkanlığına soyunmuş, sağı solu suçluyor. Sıkılmasa Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’yi de yolsuzlukların kışkırtıcısı, rüşvetin ağa babaları ilan edecek! HHH AKP’nin büyük bir demokratik özveri ile dördü bir arada bakanları hakkında tek bir adı şimdilik soruşturma olan ama beklentiye, nihayet AKP’ye RTE’nin çizdiği yol haritasına göre, sonuçta bakanları Yüce Divan’dan esirgeyecek, aklayacak, (9 AKP + 4 CHP + MHP ve BDP’den birer üyeli) iktidarın ağır çoğunlukta olduğu bir komisyon kuruldu. Örneğin Zafer Çağlayan’ın kolundan eksik olmayan 700 bin dolarlık saat öyküsü nesilden nesile, babadan çocuğa bir örnek masalmış gibi aktarılacak, anlatacak. Eski bakanımıza bu saatin üreticisi İsviçre’deki firmadan çat telefon. Yanında (oğulların ve bazı bakanların rüşvet arkadaşı) Reza Zarrab. Firma, alacaksanız saati, ama buraya gelmeniz gerek, demiş. Bakan görevini bırakamaz. Altın, Avro, dolar deposu Reza, İsviçre’ye gitmenize ne hacet, benim orada bürom var, alsınlar saati göndersinler, demiş. Öyküsünün en can alıcı yanını Çağlayan’dan dinleyelim: “Saati Reza’nın adamları alıp bir araçla bana gönderdiler. Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor. Saatin parasını ödedim” diyor. İmdi, babalar, nasihat ederken bakan olacak oğluna sen, sen ol böyle yabancı diyardan saat maat alırken yanında Reza gibi her an yardıma amade birini mutlaka bulundur diye bu öyküyü anlatmaya başlamışlardır herhalde. HHH RTE dönemi, ileri demokrasimizde rüşvetin, yolsuzluğun üstünü örtmek için neler yapılabileceğini kanıtlayan örneklerle dolu. Son örnekte 4 bakan olayı ile yürütmenin ve yasamanın rüşveti aklamakta nasıl kullanılacağının yollarını yöntemlerini gösteriyor. Bir de demokrasimizi gelişmiyor derler. RTE’ye ne büyük iftira!.. ‘Yasağı kaldırın, algı değişsin’ Dış Haberler Servisi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Merkezi Washington’da bulunan sivil toplum kuruluşu Özgürlük Evi’nin (Freedom House), raporunda Türkiye’yi “kısmen özgür” statüsünden “özgür olmayan ülkeler” statüsüne düşürmesi üzerine yaptığı “Türkiye’ye dönük bir algı operasyonu yapılıyorsa hepimizin buna ortak tepki vermesi gerek” şeklindeki değerlendirmesine ABD’den yanıt gecikmedi. Günlük basın toplantısında konuya ilişkin bir soruyu cevaplayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Özgürlük Evi’nin raporunda yer alan öneri ve analizlerin bir bölümü ile aynı fikirde olduklarını belirtti. Harf, “Washington’da Türkiye’ye yönelik bir algı operasyonu var mı?” sorusunu “Kesinlikle hayır. Kesinlikle hayır, nokta!” diye yanıtlarken “İnsanların Türkiye’ye yönelik algısı, bakışı YouTube’a yapılan engellemenin durdurulması, Twitter’ın bloke edilmemesi ile değişir. Asıl bu engellemeler başka yerlerdeki insanların, ‘Hey bakın, Türkiye’de basın özgürlüğü sandığımız kadar da iyi değilmiş’ diye düşünmelerine yol açıyor” yorumunu yaptı. GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY YouTube yasağına durdurma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) YouTube’a erişimi engelleyen kararının yürütmesi Ankara 4. İdare Mahkemesi tarafından durduruldu. Karar, YouTube avukatının mahkemeye yaptığı yürütmeyi durdurma başvurusu üzerine alındı. Bu kararla hükümetin YouTube’a erişimi engelleyen idari kararının yürütmesi durdurulmuş oldu. Ancak hükümetin idare mahkemesinin aldığı bu karara uyup uymayacağı bilinmiyor. YouTube’un avukatı, TİB’in YouTube’u yasaklayan kararına karşı sitenin erişime açılması için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda da bulunmuştu. TİB, Dışişleri’ndeki Suriye’ye karşı savaş planlarının yapıldığı belirtilen ses kayıtlarının internete düşmesi üzerine YouTube’a yasak getirmişti. Öfkesi bitmedi Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Gauck’un AKP hükümetini eleştirmesinin hıncını Aşağı Saksonya Başbakanı Weil’den çıkardı. Erdoğan, Weil’in görüşme talebine yanıt vermedi DUYGU GÜVENÇ ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un geçen haftaki ziyaretinde, Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü konusunda kaygılarını dile getirmesi ve hükümeti sert bir şekilde eleştirmesine yönelik öfkesi bitmiyor. Gauck’un “Türkiye’deki gelişmeler beni korkutuyor” sözlerine AKP grup toplantısında verdiği sert tepkiyle yetinmeyen Erdoğan, 90 kişilik bir heyetle Türkiye’de bulunan Aşağı Sak sonya Başbakanı Stephen Weil’in randevu talebine yanıt vermedi. Türkiye’ye ön ceki gün gelen Weil, Ankara’da TBMM Başkanı CeWeil mil Çiçek ve katılıyorum’ Meclis Başkanı’yla birlikte 90 kişilik heyetle Türkiye’ye gelen Weil Gauck’un eleştirilerine katıldığını belirtti, ancak eleştirel tondan kaçındı. Weil, önceki gün akşam bir grup Türk gazeteciye yaptığı açıklamada, Gauck’un Erdoğan’ın büyük tepkiGauck’un eleştirisine neden olan açıklamalerine başbakan sert ları için, “Cumhurbaşkatepki göstermişti. nımızın konuşmalarında ifade ettiği bazı endiMeclis’teki komisyon başkanlarıyla görüşmelerde bulunurken, Erdoğan’dan da şeler olmuştur. Bu endişeler, Almanlarandevu istedi. Ancak Başbakanlık’tan rın Almanya’da şu anda taşıdığı endişeler, ama Türkiye kökenli vatandaşların Saksonya Başbakanı’na olumlu ya da endişelerini ifade ediyor” dedi. Wenıt gelmedi. Erdoğan’ın Afyonkarahiil, AB’nin sadece serbest piyasa ekonosar’daki AKP kampına gitmeden önmisi olmadığını belirterek “Böyle bir aice Weil ile görüşmesi için girişimlerin le içinde basın özgürlüğü gibi konular devam ettiği öğrenildi. Cumhurbaşkanı da önemli. Müzakerelerin şimdiye kadar Abdullah Gül ise Weil’e cuma günü istenen şekilde açılmamış olmasını da üzüntüyle karşılıyorum” diye konuştu. için görüşme randevusu verdi. ‘Gauck’a AKP’de bazı yöneticiler ‘Partiyi 2015 ve sonrasına yeni bir isim taşısın’ görüşünü dile getirdiler ‘Ağabey’e itiraz EMİNE KAPLAN Türkiye’de hükümetlerin yolsuzluk karnesi genel olarak zayıftır. Hem hükümet içinde yolsuzluklara bulaşanların ayıklanması, hem de kamuoyuna mal olmuş iddiaların soruşturulması toplumu tatmin edecek bir seyir izlememiştir. Geçen hükümetler döneminde de yolsuzluklarla mücadele ne yazık ki pazarlığa tabiydi! Eğer hükümette koalisyon partileri varsa bir kanattaki yolsuzluk öbür kanattakininkiyle karşılaştırılır, madem soruşturma açılıyor, herkes için açılsın denir, iş sulandırılırdı. Geçmişteki hükümetlerin birinde bir genel başkan yolsuzlukla suçlanınca Meclis’ten şu karar çıkmıştı: Sadece mevcut genel başkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kurulmuş partilerin tüm genel başkanlarının mal varlığı araştırılsın. Meclis bu işi olağanüstü ciddiye almış, 300’e yakın genel başkan saptayıp mal varlıklarını soruşturmuştu. Tabii bir şey çıkmamıştı. HHH Önceki gün, AKP’nin iktidar dönemine ilişkin önemli bir dönüm noktasıydı. İktidarın dört bakanı hakkında birbirinden çok farklı yolsuzluk ve suiistimal iddiaları vardı. Aklın yolu her bakan için ortaya atılan iddianın tek tek araştırılması, suçsuz olanların Meclis ve kamuoyu gözünde aklanması, şüpheli görülenlerin Yüce Divan’a sevk edilmesiydi. Öncelikle vurgulamak gerekir ki, suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olana dek herkes masumdur. Bu ilke elbette 4 eski bakan için de geçerlidir. 4 bakanın adil bir şekilde soruşturulması ve yargılanması hukukun aldığı onca yaranın bu süreçte tamir edilmesidir. Ancak AKP hükümetinin takındığı tutum bu yönde olmadı. Hükümetin derdi, söz konusu bakanların aklanması ya da aklanmaması değil, AKP iktidarına yönelik herhangi bir olumsuzluğun gelmemesiydi. Hele Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde böyle bir şey Başbakan katında tahammül edilir gibi değildi. O yüzden de Başbakan bakanların istifasını isterken bütün sorumlulukların onlara ait olduğunu gösteren bir açıklamayla birlikte işlem yaptı. Birbirinden çok farklı suçlamalarla karşı karşıya kalan 4 bakan, AKP politikalarının bir parçası olarak toplu halde soruşturulacak. Komisyonun çalışma dönemi yaz tatiline denk geldiği için 4 aylık süre de böylece geçirilecek. Planlama bu. Ne var ki 4 bakandan öte AKP iktidarı dönemi tıpkı dağılan ANAP gibi hukuk tanımazlıklarla ve talanla tarihe geçecek. HHH Gerçeği paylaşmak gerekirse AKP’nin başlıca güvencesi toplumun yolsuzluklar karşısındaki duyarsızlığı ve kabullenmişliği. Örneğin devletten 200 lira yardım alan bir kişi için devletin 200 milyar lira soyulması ciddi bir sorun değil. Bir başka deyişle o vatandaş için 200 lira 200 milyar liradan daha büyük. Yolsuzluk tartışmalarını seçimler öncesinde de zaman zaman bu sütunlarda dile getirdik. Halkın şöyle bir ikilemde olduğunu vurguladık; bir tarafta hırsızlığa son derece duyarlı, her gelen siyasetçiyi ayakkabı kutusuyla karşılayan yurttaşlar, bir tarafta varsın çalsın, iş yapıyor ya, diyenler... Hatta ikinci grubun daha ileri gittiğini, “çalıyorlar ama bizi de görüyorlar” dediğini bu sütunlarda paylaşmıştık. Başta vurguladığımız gibi yolsuzluklarla mücadele karnemiz hükümetler olarak da, toplum olarak da zayıf. Buna rağmen CHP’nin bu alanda sürdürdüğü mücadele gelecek kuşaklara daha güzel bir Türkiye bırakma yolunda umuttur... BDP’li başkanın kızı Suriye’de öldürüldü DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’ın merkez Çermik ilçesi BDP İlçe Başkanı Haşim Demirkol’un kızı Helin Demirkol (23) Suriye’de öldürüldü. Demirkol’un Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesinin Kobani kentinde PYD saflarında çatışırken, El Kaide bağlantılı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) milisleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğü belirtildi. Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi Belediye Başkanı BDP’li Seyid Narin’in oğlu Ali Narin de (22) 3 Mayıs’ta Rojava’daki çatışmalarda öldürülmüştü. Yaklaşık 5 günden beri Kobani’nin çevresini güney, doğu ve batı olmak üzere üç koldan kuşatan IŞİD militanlarıyla şehri savunmaya çalışan PKK/YPG arasında çok şiddetli çatışmalar çıktığı öğrenildi. ANKARA AKP’de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olması ve seçilmesi durumunda “geçiş hükümeti”ne 3 döneme takılan bir ismin başkanlık edeceği beklentisi dile getirilirken partide bu formüle sıcak bakmayan yöneticiler de bulunuyor. Bazı parti yöneticileri geçiş hükümetini kuracak kişinin 3 dönemlik bir isim yerine partiyi Haziran 2015’te yapılacak seçime ve sonrasına taşıyacak yeni bir isim olması gerektiğini dile getirdi. Kulislerde, böyle bir yola başvurulması durumunda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun öne çıkacağı kaydediliyor. Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in de bu çerçevede adının gündeme gelebileceği kaydediliyor. 3 dönem kuralı ve mevcut seçim sistemiy HAFTA SONU AFYON’DA KÖŞK GÖRÜŞÜLECEK Erdoğan, 911 Mayıs tarihlerinde Afyon’da milletvekilleriyle yapacağı kampta Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili son istişarelerinden birini daha yapmış olacak. Erdoğan, 16 Mayıs’ta da genişletilmiş il başkanları toplantısının ardından bu ay sonuna doğru Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir araya gelecek. Kampta, genel başkan yardımcıları Mustafa Şentop ve Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, alanlarıyla ilgili sunumlar yapacak ve milletvekillerinin sorularını yanıtlayacak. Kampın son günü ise Erdoğan’ın başkanlığında tüm bakanların katılımıyla genel görüşme yapılacak. le devam yönünde karar alınmasıyla Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday olacağı yorumları güçlenmiş, parti kulislerinde Erdoğan’ın Köşk’e çıkması durumunda partiye kimin genel başkanlık edeceği ve kimin başbakan olacağı senaryoları konuşulmaya başlanmıştı. Erdoğan sonrası partinin genel başkanlığını ve başbakanlığı yürütebilecek isimler arasında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ya da Davutoğlu’nun isimleri sayılıyor. AKP kulislerinde 3 döneme takılan Arınç, Yıldırım ve Şahin gibi isimlerden birinin geçiş hükümetine başkanlık edebileceği beklentisi dile getirilmesine karşın parti içinde bu formüle sıcak bakmayan bir kesim de bulunuyor. Bazı parti yöneticileri, 3 döneme takılan bir isimle geçiş hükümeti kurulması yerine dönem sıkıntısı olmayan, partiyi 2015 seçimlerine ve sonrasına taşıyabilecek bir isim üzerinde durulması gerektiğini düşünüyor. Bazı parti yöneticileri, 3 dönemlik bir isme, geçiş hükümetinin kurdurulması durumunda siyasi olarak sıkıntı çekileceğini belirterek “Böyle bir isimle genel seçime nasıl gidebiliriz, bu kişi nasıl bir propaganda yapacak? Peki ne diyecek? ‘Bana oy verin, ama ben genel seçimden sonra yokum’ mu diyecek? Böyle bir formül yerine 3 dönem engeline takılmayan, partiyi genel seçime başarıyla taşıyabilecek, başarılı olursa sonrasında da devam edebilecek bir isim olmalı. Seçimden sonra Abdullah Gül mü gelir yoksa aynı isimle mi devam edilir, o zaman karar verilir” görüşünü dile getirdi. Nice Yıllara n Baştarafı 1. Sayfada Cumhuriyetimizin kurucusu ve gazetemizin isim babası Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda görevimizi yerine getireceğiz. H 21. yüzyılın en başat değerleri olan insan haklarına dayalı, uygar, çoğulcu ve demokratik bir toplum anlayışını rehber edindik. Bu doğrultuda yayıncılığa devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da hiçbir siyasi, ekonomik güç odağına boğun eğmeyecek, baskı ve yıldırmalara karşı koyacağız. Özgürlük ve eşitlik ideallerini her zaman gözeteceğiz. Cumhuriyet’in bugünlere ulaşmasının ana kaynağını gazetenin asıl sahibi kabul edilen okurlarımız oluşturmaktadır. Cumhuriyet’e emeği geçenlere ve katkıda bulunanlara teşekkür ediyoruz. Nice yıllara Cumhuriyet!.. C PKK yöneticisi Karasu: Ulus devletten vazgeçtik DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK çizgisinde yayın yapan Sterk TV’ye konuşan PKK yöneticilerinden Mustafa Karasu, hükümetin çözüm sürecinde ciddi hiçbir adım atmadığını, devlet veya hükümet ile hiçbir konuda anlaşmadıklarını belirtti. 8 Haziran’da kongreye gidecek BDP’nin “Demokratik Bölgeler Partisi” olarak çalışarak Kürt siyasetinin yeniden yapılandıracağını anlatan Karasu, HDP’nin önümüzdeki dönemde “Radikal Demokratik Parti” olacağını söyledi. Karasu, “Eskiden devlet kurma anlayışı vardı. Bundan vazgeçtik. Solun da böyle bir anlayışı vardı. ‘Ulusların kaderini tayin hakkı’ devlet kurma olarak anlaşılıyordu. HDP ile Türkiye sınırlarında Türkiye’nin demokratikleşmesi içinde Kürt sorununu çözmeyi hedefliyoruz” dedi. HDP’den ortak aday önerisine ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP, MHP ve HDP’nin ortak aday çıkarması yönündeki açıklamasına, “Bu saflaşmanın içinde olmayacağız. HDP kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracak” diye karşılık verdi. Kürkçü, HDP grup toplantısındaki konuşmasında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilişlerinin yıldönümü olduğunu anımsattı. Gezmiş’in idam sehpasındaki son sözlerini sesi titreyerek ve duygulanarak aktardı. TBMM’de önceki gün yapılan toplantıda eski 4 bakanın idamla değil, hırsızlıkla suçlandığını aktaran Kürkçü, bakanların kendilerini savunacak cesareti bile gösteremediklerini ve önlerine konulan metni okuduklarını ifade etti. Öte yandan henüz 6 aylık olan Lorin ve Özgür adlı ikiz bebekleriyle 19 Mayıs’ta cezaevine girecek Mülkiye Kılınç HDP grup toplantısına katılarak “Bugün katiller bile elektronik kelepçelerle dışarıdalar. Bu duruma bir çözüm bulunsun” dedi.