03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA 12 EKONOMİ [email protected] Ombudsman Ömeroğlu kredi masraflarının faiziyle geri ödenmesi yönünde tavsiye kararı verdi Kredi masrafına itiraz Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, tüketicilerin uzun bir süredir şikâyetçi olduğu kredi masrafının emredici hukuk kurallarına ve ahlaka akırı olduğunu belirterek ‘Kredi sözleşmesi ahlaka ve adaba uygun olmalı’ dedi. FIRAT KOZOK ANKARA Kamu Başdenetçisi (Ombudsman) Nihat Ömeroğlu, milyonlarca yurttaşı ilgilendiren banka kredilerinde yurttaştan “kredi masrafı” adı altında kesilen paranın haksız olduğunu belirterek yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği yönünde tavsiye kararı verdi. Karabük’te yaşayan bir kişi, bir kamu bankasından çektiği 25 bin TL’lik bireysel kredi nedeniyle kendisinden ana para, faiz ve vergi dışında kendisinden “kredi masrafı” adı altında haksız kesintiler yapıldığını belirterek Ombudsmanlık kurumuna başvurdu. Başvurusunda kesintiler nedeniyle bankaya itirazda bulunduğunu ancak bankanın kendisine bu kesintilerin mevzuata uygun olarak yapıldığı yanıtını verdiğini belirten şikâyetçi, yapılan kesintilerin faiziyle birlikte kendisine geri ödenmesini istedi. Yurttaşın başvurusunu Ömeroğlu inceledi. İlgili mevzuata mercek tutan Ömeroğlu, yaptığı değerlendirmede bankaların, müşterilerinden talep ettikleri ücretlere sınırlama getiren bir düzenleme bulunmadığını belirtirken “Bütün sözleşme ilişkilerinde olduğu gibi bu husustaki sözleşme hükümleri de, genel hukuk hükümlerine, emredici hukuk kurallarına, ahlaka ve adaba uygun olmak durumundadır” dedi. Ömeroğlu, kredi masrafı adı altında yapılan kesintilerin işleyen faizi ile birlikte şikâyetçiye iade edilmesi yönündeki tavsiye kararını bankanın genel müdürlüğüne iletti. Şimdi banka ya bu kararı uygulayacak ya da uygulamazsa, gerekçesini 1 ay içerisinde kuruma bildirecek. ‘Bütünsel TPAO Batman, Adıyaman ve Trakya bölge müdürlüklerinde çalışan Petrolİş Sendikası üyeleri, taşeronlaştırmaya karşı yarım günlük iş bıraktı. Petrolİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Batman’da yaptığı konuşmada, “Bugün çok önemli bir mücadelenin startının verildiği bir gündür” dedi. Dönüşüm dedikleri, kurumun özelleştirilmesinin yolunu açACAK’ Datça’yı Talan Girişiminin Kanıtları Habercilikte bilgi kanallarının açık olması yaşamsal önem taşır. Ama tuhaf bir paradoksla aşırı şeffaflık da körleştirebiliyor. DatçaBozburun Yarımadası’nı imara açma girişiminin dayanağı “Çevre Düzeni Plan Revizyonu” (ÇDPR), işte bu duruma tipik bir örnek oluşturuyor. Hafta başındaki (5 Mayıs 2014) ilk yazıda, yöre halkı ile kurumlarının itirazlarından da söz etmiştik. Bugün Datça Mesudiye Mahallesi Muhtarlığı’nın itiraz dilekçesine bakacağız. 10 sayfalık bu dilekçe, içinde böyle bir ifade olmamasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, internet sitesinde; pafta pafta, harita harita koyarak askıya çıkardığı Revize Plan’ın ne kadar ciddiyetsiz, bilgi eksiklikleri ama bir o kadar da “küçük Şark kurnazlıkları” ile dolu olduğunun belgesi niteliğinde. HHH O ciddiyetsizliği, içine büyük pazarlıklar gizlenmiş küçük kurnazlıkları, dilekçeden sadeleştirerek derledim: Yeni Büyükşehir Kanunu dikkate alınmadı: Yeni Büyükşehir Yasası’nın bazı maddeleri, son yerel seçimlerle yürürlüğe girdi. Büyükşehir belediyelerinin sınırları, il mülki sınırları, ilçe belediyelerinin sınırları, bu ilçelerin mülki sınırları oldu; köylerin tamamı mahalleye dönüştü. Gelgelelim, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, plan ve paftalarında bu en temel değişikliği bile dikkate almamış. Acele öyle büyükmüş ki, Revize Plan, “eski sistem”e göre hazırlanmış. Eski nüfus verileri kullanıldı: Nüfus projeksiyonunda, 2000 ile 2007 yılları nüfus verileri kullanıldı. Oysa TÜİK’in 2012 yılı verilerine web sitesinden ulaşmak gayet kolay. Planlama çalışmasının eski veriler üzerinden yapılması, sağlıklı sonuçlar doğuramaz. Mesudiye ve Taşlıca köylerinin nüfusunun azalacağı ancak azalan nüfusa rağmen çalışan sayısının artacağı öngörüldü. (s. 381) Nüfus azalırken, çalışan sayısının nasıl artacağını anlamak mümkün değil. “Hassas bölge” ifadesinde saklanan talan: Plan’da, kullanımı çok sıkı izin koşullarına bağlı olan doğal rezerv alanlarından söz ediliyor. “Araziler kamulaştırılamaz, takas edilemez” deniyor. Doğal rezerv alanlarında; kanalizasyon, içme suyu, enerji nakil, doğalgaz gibi altyapının ancak kamu kurumlarının uygun görüşüyle yapılabileceği belirtiliyor. Biyolojik çeşitliliğin çok yoğun olduğu “tam koruma” altındaki alanlar da “A zonu” olarak niteleniyor. Buralarda turizm, madencilik, ticari amaçlı balıkçılık, avlanma gibi her türlü insan faaliyeti yasak. Ama... Bütün bunlardan bahsedilirken, öyle yasal düzenlemeye atıfta bulunulmuş ki, (644 sayılı KHK, 13/A) “sözde” hassasiyeti yerle bir ederek talanın önünü açıyor: “Ancak Bakanlıkça yapı yasağı önerilen tabiat varlıkları ve doğal sit alanları dahil orman rejimine tabi olmayan bütün koruma alanları Bakanlar Kurulu kararı ile tescil ve ilan edilir. Uygulama imar planı kararı ile yapı yasağı getirilen özel mülkiyete konu alanlara ilişkin arazi ve arsa düzenlemesi, trampa veya kamulaştırma işlemleri, bu alanların yönetimi ve işletmesini üstlenen kuruluşlarca veya Bakanlıkça gerçekleştirilir.” Dilekçenin tam burasında Mesudiye Muhtarı haklı olarak soruyor: “Bu alanların yönetimi ve işletilmesini üstlenecek kuruluşlar kim? Özel kuruluşlar da (yani şirketler) olabilir mi?” Endemik bitkinin adı yanlış yazılmış: Yarımada, “ekosistemin akciğerleri” olarak bilinen deniz otları bakımından da zengin bir alan. Halk arasında “deniz eriştesi” olarak anılan “posidonia oceanica”, karbondioksiti emme özelliğiyle uluslararası sözleşmelerle koruma altında. Bakanlık, bu çok özel bitkinin adını bile, plana literatürde olmayan bir ifadeyle “poseidon çayırı” olarak işlemiş. HHH Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, DatçaBozburun Yarımadası’nı imara açma girişimine yapılan itirazları dikkate alacak mı? İlk yazının gördüğü ilgi ve yarattığı farkındalığa bakarak, insan iyimser olmak istiyor. Ne ki, bunca özensiz ve aceleye gelmiş bir plana bakıldığında da, soruya “evet” cevabı gelmesi gerçek bir mucize olur. Yine de merak etmeden duramıyoruz işte: Olağanüstü doğasını, yüzlerce yıllık tarihi mirasını, nadir canlılarını, güzelim denizini mahvedeceğinizi bile bile; homurtularla sokacağınız greyderlerden, kirli yakıtı boşaltacağınız yeni marinanızdan, düzenleyeceğiniz “her şey dahil” paket turlardan, tıka basa açık büfelerinizden nasıl bir “hikmet” bekliyorsunuz? Sahi nasıl? Emekçi TPAO’yu yedirmeyecek OLCAY BÜYÜKTAŞ / MUSTAFA ÇAKIR Petrolİş üyeleri 60 yıldır ülkenin petrol ve doğalgazını ekonomik değere dönüştüren kamu kuruluşu TPAO’nun (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) parçalanmasını önlemek üzere kolları sıvadı. AKP hükümetinin “Bütünsel Dönüşüm Programı” adıyla kurumu parçalamaya hazırlandığını dile getiren Petrolİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, “Bütünsel dönüşüm dedikleri, TPAO’nun özelleştirme yolunun açılması... Yurtdışı menşeili bir şirket kurulurak arama işlemlerinin dışındaki tüm işlemlerin bu şirkete yaptırılması planlanıyor, yani taşeronlaştırma” dedi. Başta taşeronlaşma olmak üzere TPAO’da getirilmek istenen esnek çalışma ve güvencesizleştirmeye karşı çıkmak üzere önceki gün u TPAO’nun bölge müdürlüklerinin bulunduğu illerde iş bırakma eylemi yapan işçiler, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın sermayeye koltuk değneği yapılmasını ve kurumun parçalanmasını engellemeye çalışıyor. Adıyaman, Batman ve Trakya bölge müdürlüklerinde iş bıraktıklarını anlatan Öztaşkın, TPAO’da yapılması gerekenin ayrıştırma değil, tam tersine kurumun entgere hale getirilmesi gerektiğini anlattı. Kurumun, THY gibi bir bölümünün hatta yüzde 51’inin halka arz yoluyla satılacağını ve kamu şirketi statüsünden çıkarılacağının altını çizen Öztaşkın’ın verdiği bilgiye göre kurumda yapılmak istenenler ve emekçilerin neler önerdiği özetle şöyle; 4 60 yıldır ülkede petrol ve doğalgazın ekonomik değere dönüştüren kamu kuruluşunun parçalanması için düğmeye basıldı. TPAO parçalanarak küçültülürken istihdam güvencesizleştirilmek isteniyor. Yani taşeronlaşma yaygınlaştırılmak isteniyor. 4 Bu, TPAO’nun 2023 hedefleri doğrultusunda yeniden yapılandırılması için hazırlandığı iddia edilen “TPAO 2023 Bütünsel Dönüşüm Programı”nın ilk adımı. 4 Programın en önemli boyutunu TPAO çatısı altında bir servis şirketi; (TP Oilfield Service Company) kurulması oluşturuyor. TPAO’nun aramaüretime odaklı bir şirket haline getirilmesi ve daha önce bünyesinde yapılan sondaj, kuyu tamamlama hizmetleri, sismik gemi dahil jeofizik operasyonlar, çimentolama, log ve çamur operasyonları gibi faaliyetlerin ye ni servis şirketi tarafından yapılması hedefleniyor. 4 Programın hayata geçmesi ile TPAO, petrol tekelleri karşısında gücünü yitirecek ve yerliyabancı sermayeye koltuk değnekliği yapmak durumunda kalacak. 4 Oysa TPAO’nun dikey entegre yapıya yeniden kavuşturulabilmesi yönünde bir strateji benimsenmeli, TPAO ve BOTAŞ’ın birleştirilmeli. 4 Yani arama, sondaj, üretim, boru hatlarıyla taşıma, rafinaj, dağıtım, akaryakıt dağıtım ve pazarlama, petrokimyadan oluşan bir zincir olmalı. Dünyada çokuluslu şirketler bu şekilde entegre bir yapıya sahip. 4 Son derece stratejik bir ürün olan petrolün arama ve üretim faaliyetleri, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi devlet eliyle ve kamu şirketi TPAO öncülüğünde sürdürülmeli. ‘Faizde acele etmeyin’ Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan faiz indirimi tartışmalarıyla ilgili olarak “Piyasanın faizdeki seyri çok önemli. Merkez Bankası’nın (MB) kararları kadar piyasanın da takip edilmesi gerekiyor. Oradaki düşüşün MB’nin de indirime gitmesinin ilk işareti olacağını düşünüyorum. Ama enflasyon noktasında henüz önümüzü görmeden yapılacak bir faiz indirimi tekrar yeni bir olumsuz dalganın riski olabilir. Onun için MB’yi aceleye getirmemekte fayda var” diye konuştu. Tekstil İmalatı Raporu’nu açıklamak üzere yapılan toplantıda Bahçıvan, tekstil sektörünün sanayi çevreleri ve Türkiye ekonomisi için vazgeçilmez olduğuna dikkat çekti. Bahçevan, sektörün bugün 23 bini aşan girişimci sayısı ile 342 bin kişilik istihdam yarattığını dile getirerek sektörün aynı zamanda dünya tekstil ihracatı içindeki payının da yüzde 4’ü bulduğu bilgisini verdi. Superonline 1 milyar TL gelir hedefliyor T urkcell Superonline yatırımlarına devam ederek bu yıl gelirlerini yüzde 8 artışla 1 milyar TL’nin üzerine çıkaracak. Ekonomi Servisi Turkcell’in fiber internet hizmetleri veren bağlı ortaklığı Turkcell Superonline’ın Genel Müdürü Murat Erkan, organik ve inorganik büyüme stratejisi bulunan şirketin 2014’te yatırımlarını devam ettirerek gelirlerini 1 milyar liranın üzerine çıkaracağını söyledi. Şirket 2014’ün ilk çeyreğinde gelirlerini yüzde 38 artışla 280 milyon liraya yükseltti. İlk çeyrekte Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr (FAVÖK) yüzde 34.2 artışla 74.6 milyon lira oldu. İlk çeyrek sonu itibarıyla 614 bin Murat Erkan adet fiber internet kullanıcısı bulunan şirket 69.7 milyon lira yatırım yaptı. Şirketin bu alandaki en yakın rakibi Türk Telekom’un 682 bin fiber abonesi bulunuyor. Son 6 yılda neredeyse her yıl istikrarlı olarak bir şirket satın aldıklarını aktaran Murat Erkan, 12 şehirde fiberoptik altyapılarının bulunduğunu, Metronet’in satın alınmasıyla şirketin altyapısını fibere dönüştüreceklerini, Konya ve Diyarbakır’ın ışık hızındaki fiber şehirlere katılacağını dile getirdi. Türkiye’de altyapı paylaşımında sorun bulunduğunu kaydeden Erkan, Ulaştırma Bakanlığı’nın bu alandaki çalışmasının sonuçlanmasının sektör açısından faydalı olacağını vurguladı. Sektörde konsolidasyonun kaçınılmaz olduğunu ve asıl işi telekomünikasyon olmayan grupların yatırımlarından çıktığını belirten Erkan, satın aldıkları firmaların gelirden çok altyapı tarafına katkısının bulunduğunu ifade etti. insanı için yürüyüş parkuru var. Her şey şeffaf ve kontrol altında, inanılır gibi değil. Burda yerel sivil toplum çevre örgütleri santralı 7/24 denetliyor. Santral Münih kentinin iletim, dağıtım şirketine ait yani kamu şirketi. Yerel tasarım, yerel imalat, yerel işletme. Yeni santral, 18991979 yılları arası çalışan eski bir termik santralın yerine kurulmuş. Repowering eski ekipmanları tekrar kullanma yapmışlar, arazi masrafı yok...” Direskeneli hemen akabinde diğer elektrik güç santralını araştırmış. Bunu da şöyle anlatıyor: “Bu defa HKWNord, kuzey santralını buldum. Sbahn ile havaalanı yolu üstünde sol tarafta kalıyor. Vagonlarla taşkömürü santrala geliyor. Ortalıkta açıkta kömür stok sahası yok. 411 Mwe üretilen toplam elektrik enerjisi 380kV ana iletim şebekesine veriliyor. Santral yedek yakıt olarak fueloil 56 kullanıyor. Aynı zamanda belediye şehir çöplerini de ortak yakıyor. Münih kuzeyindeki ev ve işyerlerine kışın bölgesel ısınma için düşük basınçta buhar sağlıyor. Bacalarda beyaz buhar az miktarda çıkıyor, görünürde epey büyük tutulmuş toz ve bacagazı kükürtsüzleştirme filtreleri var. Soğutma, yandaki Isar nehir kanalından sağlanıyor. Çevresinde yürüyüş yolları var. Bu santral da 7/24 yerel sivil toplum örgütlerinin denetiminde. Çevrede hiçbir belirgin hava kirliliği, toz için herhangi bir olumsuz gözlem bulunmuyor...” Ne diyeyim başka söze gerek var mı? Yapı Kredi’den NUVO Ekonomi Servi si Yapı Kredi, temel bankacılık ihtiyaçlarını hızlı ve kolay şekilde karşılamaya yönelik yeni nesil bankacılık platformu NUVO’yu hizmete sundu. Hizmetlerini internet sitesinden ve mobil kanallardan sunacak NUVO şubeye gitmeye gerek kalmadan sadece internet ve mobil cihaz üzerinden başvuru yaparak üye olunabilecek. Yapı Kredi Perakende Bankacılık Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer Özelgin, “Yeni platformla yıl sonuna kadar 300 bin adet, 5 yılda ise 1 milyon aktif NUVO müşterisi hedefliyoruz” dedi. Temiz Termik Santral Hayal mi? Önce Muğla’da direnişe başladılar, baktılar kimse fazla tınmıyor eylemlerini Ankara’ya taşıdılar. Kurtuluş Parkı’nda süren direniş birinci ayını tamamlamak üzere... Yatağan Termik Santralı’nın özelleştirilmesini istemeyen işçilerin direnişi bu. Haklılar da... Çünkü özelleştirme hem çalışanlar hem de bölge halkı için önemli bir tehdit. Üstelik Elektrik Piyasası Kanunu’nda 14 Mart günü yapılan ve 30 Mart tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikle çevreyi kirletenlere para cezası da kaldırıldı. Bu santralı satın alacak firmanın isterse baca arıtmasını çalıştırmayabileceği ya da tehlikeli atıkların bertaraf edilmesi zorunluluğunda olmadığı anlamına geliyor... Oysa hiç de kolay olmamıştı bölge halkının o zehir saçan santralı bu hale getirmesi... Muğla’da bulunan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralları 1980’li yıllarda kurulacağı zaman halk istememişti santralları. Ancak ekmek kaygısı ağır bastı, tabii burada santralı devletin işletecek olmasının da büyük payı vardı. Tarlalarını verdiler, hatta köylerini, evlerini boşalttılar santralın kurulması için. Yıllarca zehir soludular, hastalandılar... Ektikleri ürünlerden verim alamadılar... Ta 2000’li yılların ortalarında o da çevreci grupların köylülerle birleşerek bir baskı grubu oluşturmasıyla, büyük Yatağan İşçileri Neden Direnişte? mücadeleden sonra baca gazı arıtma tesisleri kuruldu. Yatağan halkı artık zehir solumuyor. Ancak bu kez o yıllarca emek verdikleri santralları peşkeş çekiliyor, üstelik hükümet firmaları rahatlatmak için çevreye ilişkin alınan tüm önlemlerden de 2021 yılına kadar vazgeçiyor. Yatağan yıllar boyu, kötü hatta çok kötü bir örnek oldu çevre açısından. Daha yeni iyileşme yaşanırken bu özelleştirme ile tüm inisiyatif şirketlere ve onların kâr hırsına bırakılmış olacak... Üstelik sadece Yatağan değil. Geçen yıl 2 santralı satan hükümet, bu sene toplamda 12 termik santralı özel sektöre devredecek...  Burada bir parantez açıp “Türkiye’de temiz ve doğru termik santral kurmak hayal mi” sorusunu gündeme getirmek istiyorum. Bunu öylesine ortaya atmıyorum. Yatağan konusunu incelerken internette küçük bir tarama yaptım ve karşıma Haluk Direskeneli’nin “Münih’te şehir içinde termik santral... Bu ne iş? başlıklı yazısı çıktı. Direskeneli bir enerji özellikle de termik santral uzmanı, makine mühendisi. Yıllarca kamu ve özel sektörde ağırlıklı olarak termik santral konularında çalışmış biri. “Termik santral konuları her zaman siyahbeyaz gibi net değildir. Almanya’da çevreyi çok kirleten, gözlerden uzakta taşrada büyük kömür yakan termik santrallar var. Aynı zamanda şehir içinde, güzel, çevre uyumlu örnekler de var. Durum özel firmaların keyfinde değil. İşler sıkı bağlanmış, çevre iyi kontrol ediliyor. Bakın nasıl?” diyor ve Münih’te kent içindeki santralı bakın nasıl anlatıyor: “Santral az yer kaplayan bir tasarımla yapılmış. Bir tarafı nehir kıyısı, diğer üç (3) tarafı sokak, normal yürüyüş mekânı. Etrafını dolandım, havayı kokladım, diğer kombine çevrim santrallarında çalışırken duyduğum SOx, NOx hissi burnuma gelmedi. Eve döndüm, bilgisayarı açtım. Teknik detaylarını çıkardım. Doğalgaz yakan, yedek yakıt olarak fueloil No 56 yakıt kullanan, iki ayrı birim kombine çevrim santralı bana sadece 2.9 km. mesafede kurulmuş. 110 kV ana iletim şebekesine 698 Mwe toplam elektrik gücü sağlıyor. Elektrik üre timinden başka, aynı zamanda Münih güneyindeki çevre ev ve işyerlerinin bölgesel ısıtması için düşük basınçta buhar veriyor. Soğutma suyu yandaki nehirden sağlanıyor. Etrafında çevre SERBEST PİYASA ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını ALIŞ 2.0910 2.9120 3.5450 2.3850 87.65 581.49 SATIŞ 2.0940 2.9150 3.5610 2.3990 88.00 590.68 MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 7 MAYIS 2014 EFEKTİF ALIŞ SATIŞ 2.1563 2.0087 0.39930 2.9742 3.5953 2.4475 0.33595 1.9570 7.8032 0.36221 0.57842 2.0967 2.1492 2.1531 2.1477 1 AVUSTRALYA DOLARI 1.9838 1.9967 1.9747 1 DANİMARKA KRONU 0.39643 0.39838 0.39615 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 100 JAPON YENİ 2.9643 2.9697 2.9622 3.5712 3.5899 3.5687 2.4282 2.4438 2.4246 0.33174 0.33518 0.33151 1.9409 1.9496 1.9337 7.5886 7.6879 7.4748 0.35896 0.36138 0.35871 2.0750 2.0888 2.0673 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 0.57308 0.57411 0.56878
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle