03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Sarraf ‘çocukcağız’mış şılık 453 kabul oyuyla tek komisyonda 4 eski bakanla ilgili Meclis soruşturması açıldı. Dün sabah saat 06.00’ya doğru biten görüşmeler sonucunda CHP’nin eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’la ilgili önergesi 174 kabul oyuna karşılık 274 oyla; eski AB Bakanı Egemen Bağış’la ilgili önergesi 170 kabul oyuna karşı 267 oyla; eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’la ilgili önergesi 151 kabul oyuna karşılık 264 oyla; eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile ilgili önergesi ise 143 kabul oyuna karşı 259 oyla reddedildi. Görüşmeler sırasında gerilim hiç düşmedi, tartışmalar yaşandı. Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Meral Akşener, sık sık ara vermek zorunda kaldı. Görüşmeler sırasında söz alan CHP’li Ali Özgündüz, Çağlayan’ın saatle ilgili bahsettiği faturayı görmek istediğini belirterek, “Bu fatura duyduğumuza göre geriye doğru sonradan alınan bir sahte fatura. Allahaşkına bunu bir sorun, 300 bin franklık bir saat yurtdışından geldiği zaman bunun vergisi yaklaşık 160 bin lira. Vergisini de ödemiş mi bu bakanınız? Faturasını ödemişse bugün de taksaydı ya koluna, görseydik övünerek, utancından takamıyor bile” dedi. Çağlayan, saat tartışmalarıyla ilgili olarak “56 yaşındayım, ben istersem bunu alabilirim, alacak güce sahibim. Çok merak eden varsa gelsin saati dışarıda göstereyim, kaça aldığımızı hadi buyurun” dedi. Özel kalem müdürünün bir komiser yardımcısı tarafından 20 Aralık’ta ifadeye çağrıldığını, bütün soruların kendisine çıkacak şekilde hazırlandığını savunan Çağlayan, “Sayın bakan demesi yasaklanıyor. ‘Çok üstüme gelmeyin, üstüme gelirseniz Zafer diye yazdırır imza attırırım. Kafanızı takmayın, zaten 45 güne kadar ne bakan ne hükümet ne başbakan kalacak’ diyor memur” diye konuştu. Operasyonu yapan savcının bir avukatı Rıza Sarraf’a gönderdiğini anlatan Çağlayan, şöyle konuştu: “Kendisine ‘Sen burada güneş yüzü görmeyeceksin, buradan çıkamayacaksın, böbreklerinden rahatsızsın, buradan kurtulmak istiyor musun’ dediğinde ‘Niye kurtulmayayım’ diyor. Kendisine ‘Savcıya ikinci ifade vereceksin. İki satır ifade verip ben bu olayların hepsini bakanlarla birlikte ancak Başbakan’ın talimatıyla yaptım diyeceksin’. Çocukcağız, adam diyor ki ‘Nasıl olacak bu?’ diyor. Bu operasyon böyle bir operasyon. Umarım inşallah bir gün sizin başınıza gelmez” dedi. Eski AB Bakanı Egemen Bağış’la ilgili CHP’nin soruşturma önergesinin görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu karıştı. CHP’li Aytun Çıray, bakanların sürekli mazeret ürettiğini belirterek, “Bağış, darbesavar pozisyonuyla girince sizlerle bir anımı paylaşmak istiyorum. 20002001 yıllarında Ereğli Demirçelik 4 eski bakanla ilgili soruşturma önergelerinin görüşmeleri dün sabaha kadar sürdü, Genel Kurul’da iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında sık sık tartışma yaşandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 4 eski baağlayan, kürsüde konuşma yaptığı sırada CHP’li Tufan Köse’nin kanla ilgili AKP’nin önergesinin kabul edilmesiyÇ cep telefonuyla fotoğrafını çekmesine tepki gösterdi. Çağlayan, le Meclis soruşturması açılırken, CHP’nin önerCHP’den Çağlayan iddiası Vekiller “Ne çekiyorsun, şimdi de fotoğrafçılığa mı başladın? Kime veregeleri reddedildi. 16 saat süren görüşmeler sıceksin” derken, AKP’li Faruk Işık, Köse’nin üzerine yürüdü. AKP ve rasında sık sık kavga çıktı. Eski Ekonomi BakaCHP’li milletvekilleri birbirinin üzerine yürürken, araya milletvekillerinin ‘RÜŞVET PARASI nı Zafer Çağlayan, Rıza Sarraf için “çocukcagirmesiyle ortam sakinleştirildi. Sataşma gerekçesiyle söz alan CHP’li birbirinin ğız” derken, eski İçişleri Bakanı Muammer GüÖzgündüz, “Hırsızdan daha beteri arsız olmaktır. Madem hepsi ler, Sarraf için Çin’e yazılan referans mektubuGELİNE kurmacaydı, darbeydi niye istifa ettin, niye görevden alındın? Sanun “resmi olmadığı”nı savundu. ati gelin göstereyim, diyor. Herhalde sabah kahvaltıda gösterdin. TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve CHP’nin üzerine Sen artık onu Yüce Divan’da gösterirsin” ifadelerini kullandı. CHP’li TAKI OLDU’ gensoru önergelerinin görüşmesi 16 saatte taSezgin Tanrıkulu da, “Rüşvet alan da veren de yolsuzluk yapan da mamlandı. AKP’nin önergesinin 9 ret oyuna kar ‘İmparatorluk’, Kan, Gözyaşı Geçen hafta Prof. Arno Mayer, Counter Punch’daki yazısında, Gibbon’un, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünü ayrıntılı biçimde analiz eden ünlü yapıtını anımsatıyordu. Gibbon, yapıtında “Geriye bir soru daha kalıyor: Nasıl bu kadar uzun süre ayakta kalabildi?” diye yazıyor, cevap olarak da “şiddet ve savaşın” bu çöküşü geciktirmekte önemli rol oynadığını saptıyormuş. Bu yazımın başlığı Gibbon’u anımsayınca oluştu. Yine gerileyen bir “imparatorluğun” çıkardığı savaşlardan, uyguladığı, tetiklediği şiddetten, entrikalardan kaynaklanan kan ve gözyaşına tanık oluyoruz. ABD hegemonyası geriliyor. 11 Eylül’ün hemen arkasından yayımlanan 2001 Savunma Dört Yıllık Gözden Geçirme Raporu’nu değerlendirirken vurguladığım gibi örnek olma, liderlik etme kapasitesi, dünya ekonomisi içindeki yeri zayıflamaya, dolayısıyla hegemonyası gerilemeye başlayan ABD, dünyadaki ayrıcalıklı konumunu korumak için, şimdilik rakipsiz olan askeri gücüne giderek daha fazla, dayanarak şiddete başvurmaya karar vermiş görünüyor. Irak savaşı ABD’nin tüm dostlarının, rakiplerinin gözlerini kamaştıracak, liderliğine direnmenin nafile olduğunu kanıtlayacaktı. Prof. John McMurtry de geçen hafta Global Research sitesindeki yazısında General Wesley Clark’ın anılarında “ABD’nin 2001’de Irak, Lübnan, Libya, İran, Somali, Sudan ve Suriye’yi yıkmayı planladığını” yazdığını aktarıyordu. İran hariç bu ülkelerin içinde olduğu durum ortada. Birbirini izleyen savaşların yanı sıra, genellikle kamuoyunun dikkatinden kaçırılabilen insansız uçak saldırıları (asla tam olarak saptanamayan ölü sayısı) Obama döneminde de yoğun biçimde devam ediyor. Kimi araştırmalara göre ABD ve İngiltere 20082012 döneminde, insansız uçaklar (Drone), Libya, Irak, Yemen, Pakistan ve Afganistan’a yönelik 36 bin 400’den fazla sorti yapmışlar 1300’den fazla roketli saldırı düzenlemişler (www.thebureauinvestigates.com). ABD bu saldırılarda ölenleri açıklamadığı için sayıyı tam olarak saptamak olanaklı değil. Drone’lara ek olarak ABD yeni kuşak insansız uçakları, karada savaşacak, kendi hedefini kendisi saptayacak robotları devreye sokmaya hazırlanıyor. Bu sırada NSA tüm dünyayı dinliyor, ABD güdümlü sözde sivil toplum örgütleri ülkeleri karıştırmaya, müdahaleye olanak verecek iç savaşlar çıkarmaya devam ediyorlar. Ancak Libya ve Suriye’den sonra, Ukrayna krizinin sergilediği gibi müdahale olanağı, meşruiyeti de hızla geriliyor, hatta olanaksız hale geliyor. Bu gelişme ABD hegemonyası ve şiddete dayalı “restorasyon” projesi açısından önemli sorunlar yaratıyor. Bunların başında da güven sorunu geliyor. ABD’nin liderliğini kabul eden, kendi güvenlikleri açısından ABD desteğine bel bağlayan ülkelerin ABD’nin sorumluluklarını yerine getirme kapasitesine ve isteğine güvenleri sarsılıyor. Yeni Delhi’deki Politika Araştırmaları Merkezi’nden Prof. Brahma Chellaney Project Syndicat’da yayımlanan “Asya’da Alarm Zilleri” başlıklı yorumunda, ABD’nin Asya’daki geleneksel müttefiklerinin güvenini kaybetmeye başladığını vurguluyordu. Prof. Chellaney “Asya ülkeleri geçen iki yıl üç kez sarsıcı biçimde uyandırıldılar” diyor. Birincisi, 2012 Temmuzu’nda Çin, Filipinler’in de hak iddia ettiği Scarborough Sığlığı’na el koyduğunda, ABD Filipinler’le arasındaki ortak savunma anlaşmasına uygun hareket etmemiş, ikincisi, Çin, hak iddia ettiği sular üzerinde tek taraflı olarak bir hava savunması kimlik saptama alanı ilan edince, ABD tepki göstermek yerine uyum sağlamış, nihayet Rusya Kırım’ı ilhak edince, ABD Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü garanti eden 1994 Budapeşte Memorandumu’na uymamayı seçmiş. Her üç durumda da ABD “rakipsiz” askeri gücünü kullanarak kendisinden beklenen güvenliği sağlayamamış. Ben, güven aşınması devam ettikçe, ABD’nin gerileme koşullarını kabul ederek uyum sağlamak yerine, güven yenilemek için sonunun nereye varacağı belirsiz de olsa risk alarak yeni bir askeri “gösteri” düzenlemeyi deneyeceğini düşünüyorum... İmparatorluk gerilerken barışçı bir uyum değil, daha çok kan ve gözyaşı beklemek gerekiyor. yürüdü şerefsizdir” diye konuştu. Meclis’te AKP ve MHP’li vekiller arasında da zaman zaman gerginlikler yaşandı. (Fotoğraf: AA) ‘Sahte saat faturası’ iddiası uammer Güler, Rıza Sarraf için Çin’e referans mektubu yazdığı iddiasıyla ilgili olarak, “Bir resmi evrak niteliğinde, hukuki bir sonuç yaratabilecek nitelikte, Bakanlıkça resmen yazılmış veya Bakanlıkça gönderilmiş evrak niteliğinde değil, Çin’de işadamlarımıza, ticari ve hukuk kuralları içerisinde yardımda bulunulmasını dileyen bir mektup niteliğindedir” dedi. Güler, Türk vatandaşlığı karşılığı rüşvet iddialarıyla ilgili olarak da, kendisinin bakanlığı öncesinde yapılan müracaatlar olduğunu, bakanlığın üzerine düşen görevin gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra bunun Bakanlar Kurulu’na gönderilmesi olduğunu belirterek, “Yapılan işlem de bundan ibarettir. Başkalarına göre tanınmış bir imtiyaz da söz konusu değildir” diye konuştu. Fabrikaları Yönetim Kurulu üyesiydim. Benimle birlikte Kenan Paşa’nın damadı Maksut Göksu da orada yönetim kurulu üyesiydi. Bir gün bana gelip dedi ki ‘Seni biriyle tanıştırmak istiyorum, Türk Amerikan Dernekleri Başkanı. ABD’de yürüyüş yapacaklarmış, bizden yardım talebi var’ dedi. ‘Peki dedim sizin tanışıklığınız nereden geliyor’ diye sordum. ‘Kenan Paşa ABD’ye geldiğinde teşrifat işini o yapıyor’ dedi. Şimdi sen Kenan Paşa’nın teşrifatçılığını yapacaksın sonra geleceksin burada ‘O darbeci, bu darbeci’ diye palavra atacaksın” diye konuştu. Bağış, Çıray’ın üzerine yürürken araya giren milletvekilleri engelledi. Oturuma ara verilmesine rağmen tartışmalar sürdü. MHP’li Lütfü Türkkan ile AKP’li Metin Külünk laf atarak birbirinin üzerine yürüdü. Kavgayı, araya giren milletvekilleri önledi. AKP’li Emin Önen’in Türk milletinin 30 Mart’ta iftiraya değil istikrara oy verdiğini söylemesi üzerine CHP’li Engin Altay, “Milletin yüzde 43’ü sizi akladı, yüzde 57’si sizin içinizden çıkan bakanların hırsızlığını tescilledi” dedi. Güler: Referans mektubu resmi değil M MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakanla ilgili soruşturma önergelerinin çoğunlukla aklanma yoluna sokulduğunu savunarak “AKP’nin Daltonlarına aklanma yolu açılmıştır” dedi. Yolsuzlukla suçlanan dört eski bakanla ilgili soruşturma önergesinin Meclis’teki önceki günkü görüşmeleri hakkında yazılı açıklama yapan Çetin, “AKP’nin Daltonlarına aklanma yolu açılmıştır. Devleti kanun ve nizamları hiçe sayarak Daltonlar gibi yönetenler, AKP’nin TBMM’deki parmak gücü sayesinde cezaevi yolundan çevrilmiştir” dedi. Soruşturma önergelerinin görüşülmesinin televizyondan yayımlanmamasını eleştiren Çetin, “Televizyon yayınlarını engellemekle kafasını kuma gömen AKP, böylelikle yapılan rezilliklerin görülmeyeceğini sanmakla yanılmaktadır” dedi. ‘AKP’nin Daltonları’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda 17 Aralık Operasyonu sonrasında istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakanla ilgili Meclis soruşturma önergesinin sabaha kadar süren görüşmelerine, CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün iddiası damgasını vurdu. Özgündüz, Rıza Sarraf’tan 700 bin liralık “rüşvet saat” almakla suçlanan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın Sarraf’la ilişkisinin 19 Mart 2012’de başladığı ve rüşvet paralarıyla gelinlerine “takı aldığı” iddiasında bulundu ve iddiaların adresi olarak fezlekeleri gösterdi. Özgündüz, Sarraf ile Çağlayan arasındaki “rüşvet ilişkisi”nin “kronolojisini” çıkardı. Çağlayan’ın 3 Eylül 2012 tarihinde bir gazeteye verdiği demeçte, altın ihracatından övgüyle bahsettiğini anımsatmasının ardından Çağlayan’ın hesabına 11 Eylül 2012’de 2 milyon Avro gönderildiğini belirten Özgündüz, şu bilgileri verdi: “Çağlayan’la Sarraf arasında ilk rüşvet ilişkisi 19 Mart 2012’de başlıyor değerli arkadaşlar. Dediğimiz gibi, toplam rüşvet 52 milyon dolar. Bu, Bank Asya üzerinden giden bir paradır; dekontu da var. 300 bin İsviçre Frangı değerinde saat. 12 Nisan 2013’te oğlu evlendi biliyorsunuz. 27 Mart tarihinde, yani düğünden on beş gün önce, Nuruosmaniye’de bulunan değerli taşlar satan meşhur mücevheratçıdan 3 takım mücevherat alınıyor, 2 milyon 684 bin dolara, 3 takım. Birisini eşine takıyor, birisini öbür gelinine, birisini de düğünde evlenecek o gelinine takıyor. Rüşvet parasıyla gelinine takı takıyor, bu ne biçim bir anlayıştır?” YSK kesin seçim sonuçlarını açıkladı Büyükşehirde AKPCHP farkı azaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 30 Mart yerel seçimlerinin kesin sonuçları açıklandı. Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde AKP oyların yüzde 45.54’ünü alırken, CHP yüzde 31.04, MHP yüzde 13.65 oranında oy aldı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, 30 Mart yerel seçim sonuçlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Büyükşehirlerde 40 milyon 727 bin 194 seçmenden 36 milyon 440 bin 968’inin oy kullandığını belirten Güven, katılım oranının yüzde 89.48 olduğunu bildirdi. Güven, belediye başkanlığı seçimi için oy kullanan seçmen oranının yüzde 89.2, il ve belde belediye meclisi seçimlerine katılım oranının yüzde 89.15 olduğunu bildirdi. Bu sene yapılan seçimlerde ise 13 seçimin iptal edildiğini aktaran Güven, AKP’nin 131 itirazından 6’sının, CHP’nin 87 itirazından 5’inin, MHP’nin 50 itirazından 5’inin, Saadet Partisi’nin 10 itirazından 1’inin kabul edildiğini aktardı. 30 Mart yerel seçiminin kesin sonuçlarına göre büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde AKP oyların yüzde 45.54’ünü alarak birinci parti oldu. Büyükşehir seçimlerinde CHP yüzde 31.04, MHP yüzde 13.65 oranında oy aldı. Belediye başkanlığı seçimlerinde ise AKP yüzde 43.13, CHP yüzde 26.45, MHP yüzde 17.76 oranında oy aldı. İl genel meclisi üyeliği seçimlerinde AKP yüzde 45.43, MHP yüzde 20.71, CHP yüzde 16.87, belediye meclisi üyeliklerinde AKP yüzde 42.87, CHP yüzde 26.34, MHP yüzde 17.82 oy oranına ulaştı. İran, Zencani’nin mal varlığına el koyuyor Dış Haberler Servisi İstanbul’da 17 Aralık’ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda tutuklandıktan sonra serbest bırakılan işadamı Rıza Sarraf’ın İran’daki ortağı olduğu iddia edilen işadamı Babek Zencani’nin bazı varlıklarının devlete devredileceği bildirildi. İran parlamentosundan milletvekili Muhammed Ali Purmuhtar, devlete borcu nedeniyle Zencani’nin havayolu şirketi Qeshm Air ve başkent Tahran’da inşası süren “İran Zemin” adlı dev alışveriş merkezinin Zencani’den alınacağını söyledi. Purmuhtar, “Zencani’nin yurtdışındaki mal varlığını geri getirmek için çabalarımız devam ediyor” dedi. İran makamları, 30 Aralık’ta tutuklanan Zencani’nin, devlete 2 milyar 350 milyon Avro borcunun olduğunu söylüyor. YSK Başkanı Güven, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin olarak da “Seçimin başlangıç tarihi 29 Haziran 2014 Pazar günü olup, aynı gün adaylık başvuruları da başlayacak ve bu başvurular 3 Temmuz 2014 Perşembe günü saat 17.00’ye kadar devam edecektir” diye konuştu. için başvurular Köşk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle