Katalog

7 MAYIS 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ‘Vergiler paralel daireye’ l CHP lideri Kılıçdaroğlu, Sarraf’ın Başbakan Erdoğan’a nakit ödeme yaparak devlete vergi vermediğini açıkladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine “şüpheli” sıfatıyla, milletvekili dokunulmazlığını bile bile ifadeye çağıran ve “savcı bozuntusu” diye nitelendirdiği İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir’e, “Kim oluyorsun sen? Sen yetmezsen, Bilal’i de yanına al, yetmezse babasını al ve gel karşıma” sözleriyle sert çıktı. Kılıçdaroğlu, 17 Aralık operasyonu sürecinde görevlerinden istifa etmek zorunda kalan eski bakanlara “rüşvet vermekle” suçlanan İranlı işadamı Rıza Sarraf’ın ortağı olduğu şirketlerin devlete vergi ödemediklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Bunlar vergi ödüyorlar aslında. Ama verginin vergi dairesine ödeneceğinden haberleri yok. Parayı paralel vergi dairesine yatırıyor, Erdoğan’a yatırıyorlar, elden nakit; cash...” dedi. CHP’nin grup toplantısına, idam sehpasına gönderilişlerinin 42. yıldönümünde anılan Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş, kuzeni Funda Gezmiş ile Hüseyin İnan’ın ağabeyi İrfan İnan ile yakınları da katıldı. Kılıçdaroğlu konuşmasına Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anarak başladı. 6 Mayıs’ın kendileri için önemli bir tarih olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Deniz’i, Yusuf’u ve Hüseyin’i sabaha karşı idam sehpasında uğurladık. İlkelerinden asla ödün vermediler, inandıkları davanın uğruna hayatlarını feda ettiler. Hiçbirisinin bireysel bir amacı, çıkarı yoktu. İstedikleri sadece özgür ve bağımsız bir ülkeydi. İdealleri uğruna gittiler, onları her zaman anacağız, bu toplum onları asla unutmayacak” dedi. Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde, Kuddusi Okkır’dan başlayarak 12 kişinin, son olarak da Albay Murat Özenalp’in yaşamını yitirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bunların vicdanı var mı? Bu kadar laf edeceksin, haksızlık var diyeceksin, Başbakanlık koltuğunda oturacaksın, gıkın çıkmayacak, bir şey yapmayacaksın” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Özenalp için yazılan şiiri de okudu. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakan hakkında Meclis soruşturması açılmasının, “17 Aralık sürecinin farklı bir noktası” olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, TBMM’de Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu. O savcı Edirne’de görevlendirildi İstanbul Haber Servisi Yolsuzluk operasyonunun şüphelileri arasında bulunan Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “sehven” şüpheli sıfatıyla ifadeye çağıran savcı Mehmet Demir, hakkındaki soruşturma sonuçlanıncaya kadar Edirne Savcılığı’nda yetkilendirildi. Demir’in atama kararından haberi olmadığını söylediği bildirildi. Demir ifade çağrısının sehven olduğunu ileri sürmüş daha sonra da Kılıçdaroğlu için, “Hakkındaki suçlamayı öğrenmiş oldu, ne var bunda” dediği iddia edilmişti. önceki günkü görüşmelerin Meclis TV tarafından yayımlanmamasına tepki göstererek “Bunun sorumlusu TBMM’yi yöneten kişidir, yani Cemil Çiçek’tir” dedi. Kılıçdaroğlu, mart ayının vergi ayı olduğunu ve “rekortmenler listesi”ne baktıklarını belirterek “Milyarlık ihaleleri alanların, havuzcuların, TÜRGEV’cilerin listede adı yok. Bu kadar milyarları aldığınız, ihaleleri aldınız, nerede ödediğiniz vergiler?” diye konuştu. Listede adı görünmeyenlerden birinin de AKP’nin “hayırsever işadamı” diye lanse ettiği ve “Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini ben kapattım” diyen Rıza Sarraf olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Sarraf’ın ortağı olduğu şirketlerin vergi matrahlarını açıkladı. Kılıçdaroğu, 2009’dan bugüne kadar Sarraf’ın ortağı, hissedarı olduğu şirketlerden Royal Denizcilik’in 7 milyon 259 bin, Royal Holding’in sadece 360 lira, Volgam Gıda Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 1 milyon 346 bin, Safir Altın Ticaret İthalat ve İhracat şirketinin 1 milyon 907 bin lira vergi beyanında bulunduğunu açıkladı. Kılıçdaroğlu, Sarraf’ın ortağı, hissedarı olduğu ve 2012’den bu yana faaliyet gösteren Cameron Denizcilik ve Kıymetli Madenler Sana ‘Başbakan’a elden’ yi Şirketi, Royal Mobilya Dekorasyon, Arkla Otelcilik ve Are Havacılık’ın vergi beyanının ise “0 (sıfır)” lira göründüğünü belirterek “Bunlar vergi ödüyorlar aslında. Ödemiyor değiller, ama verginin vergi dairesine ödeneceğinden haberleri yok, parayı paralel vergi dairesine yatırıyor, Erdoğan’a yatırıyorlar, elden nakit, cash...” dedi. Kılıçdaroğlu, kendisini “sehven” ifadeye çağıran İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir’e de sert sözlerle yüklenerek ifadeye çağrılması nedeniyle üzülmediğini ve “gülüp geçtiğini” belirtti ve şöyle dedi: “Benim merak ettiğim hukuk diplomasını kim verdi? Gerçekten savcı mı değil mi? Cumhuriyet savcısına saygı gösteririm, Bilal’in savcısı olursa o savcı olmaktan çıkar. Bir baktık hırsız şikâyet etmiş, hırsızın şikâyetiyle savcı mı harekete geçer? Burada da benim ifademi alacağını sanıyor... Savcı bozuntusu, kim oluyorsun sen? O savcıya söylüyorum. Sen yetmezsen Bilal’i de yanına al, yetmezse dayısını al, yetmezse amcasını al, yetmezse babasını al ve gel karşıma!” Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini milletvekilleri ve partililer, dakikalarca ayakta alkışladı. ‘Hırsız şikâyet etmiş’ tanımasam bile... Neden yarım bırakılır yaşam, neden konuşmaz insanlar, toplum niçin vurdumduymaz bu kadar? Hep sorarım ama yanıtını alamam! Sonsuzluğun acısıyla uyandığımız alaca bir şafak, çocuklar, gençler, insanlar... Nice kıyımlar! Zindanlar! Hukuk herkes için umut olmazsa ne işe yarar! Hukukun “guguklu çalar saat olmadığını” O son fırtına, yağmur, kış, ilkyaz... söylesem; birey için her zaman gerektiğinin Güneşin güler yüzü, masmavi bir altını çizsem; Yargıtay’ın umutsuzluk değil derinlik! umut olduğunu anlatsam; önce Başbakan Anayasa Mahkemesi’nde altı aydır kızar, öfkelenir... bekleyen Balyoz davası hükümlülerinin Ama! “bireysel başvuru” dilekçeleri... Hukuk umuttur! Ortada bir hukuksuzluk yok mu? Hayattır! Var! Hukuk umut olmazsa adalet ne işe O zaman bir kez daha sorayım: yarar, anlatır mısınız? “Neden tepkisiz bu toplum?” Ülkemizde son umut Anayasa Kemoterapi tedavisi gören emekli Mahkemesi oldu... Tuğamiral Cem Aziz Çakmak, hasta Pek çok dosya var orada bekleyen ama yatağından kalkarak AYM önünde başlayan bir karar çıkmıyor... “hukuk nöbeti”ne geldi ve destek verdi. Örneğin Balyoz davası... Nöbet, bireysel başvuruların AYM’de Yargıtay onadı çünkü! sonuçlanmasına dek sürecek. Davaların bazıları AİHM’ye gitti... Biz bir hukuk devletinde yaşıyoruz ama Salt Balyoz değil, başka davalar da! Türkiye’de adalet çiğneniyor açık açık... Bu arada ölümler kapıyı çaldı, Medyaya sansür konuluyor, çocuklar hastalıklar... zindanlarda şiddete ve tecavüze uğruyor. Hasdal, Mamak, Sincan, Silivri... Anayasada “uluslararası hukuk”u kendi İç hukuk tükenmeden, umutlar iç hukuku kabul eden, bunun için de yitmeden, aydınlık, masmavi bir garanti veren devlet, evrensel hukuku gökyüzünün özlemini çekenler var. görmezden geliyor, daha doğrusu çiğniyor. Onlar da insan... Bunlar övünülecek şeyler değil... Çocuklar, kadınlar, askerler, Türkiye için yüz karası! öğretmenler, işçiler, gençler... Çünkü Avrupa İnsan Hakları Aynalı bir gökyüzüne hasret, hayata Mahkemesi’nin Türkiye aleyhine verdiği hasret, çocuklarına, eşlerine hasret! Hukukun yerini “dini duyguların” aldığı bir kararlar ortada. HHH toplumda, adalet nedir ki! Kendi çocuklarının başlarına gelenlerden Bayraktar dışında üç eski bakanın konuşmalarını dinleyince şaşıranlar olmuş. “çeteparalel yapıhaşhaşi” gibi kavramlarla başkalarını sorumlu tutan devlet, Ben hiç şaşırmadım! başkalarının çocuklarını, babalarını Üç bakan, Meclis kürsüsünden zindana atıp yargılayarak 30 yıl hapis yolsuzluk ve rüşvet savlarına açık cezası verirken “hukukadalet” diyor... yanıt verecekleri yerde, işi “başörtüsünü Nerede uluslararası hukuk! savundum başıma bunlar geldi” diye Haksızlık ve hukuksuzluğun diz boyu yakındılar. olduğu bir demokratik devlet olur mu? Bir o 700 bin dolarlık saati... Her şey dönüp dolaşıp “dini duygulara” Fatura başkasının üstüne, garanti geliyor, bakanlar kendilerini öyle belgesi kendisine verilmiş... savunuyor... Zaten bu işin üstü örtülecek! Laik devletmişiz... 15 kişilik komisyonda 9 üye AKP Unutmayın, demokrasi olmadan laiklik milletvekili... olur ama laiklik olmadan demokrasi Oldu da bitti maşallah! olmaz... HHH Hukuk hiç olmaz! Albay Murat Özenalp genç yaşta Adalet ise nerede biliyor musunuz? yaşamını yitirdi... Adalet Sarayı’nda... Son görüşmesini, eşi ve çocuklarıyla yaptı. Sarayda hukuk ve adalet olur mu, bir İçimde bir alev kuşu vardı, bir hüzün, hiç düşünün isterseniz... Hukuk Nöbeti...