03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2014 PERŞEMBE 8 HABERLER GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada alanlarında belirleyici olma densizliğine karşı Taksim Meydanı’nda başlayan Gezi Direnişi’nin birinci yılındayız... Tam da bu gidişe dur diyecek toplumsal bir muhalefet gelişir mi sorusuna yanıt arandığı bir süreçte başlayan Gezi Direnişi, başta iktidar olmak üzere içeride ve dışarıda tüm kesimlerin ezberini bozdu. Bozmaya da devam ediyor. Öyle ki, son bir yıldır en küçük toplantının bile iktidar gözünde “Gezi’ye dönüşme tehlikesi” var! Gazetelerde Gezi’ye ilişkin yer alan haber ve yorumların genel dengesini paylaşmak gerekirse; iktidarın tam ve yarı resmi yayın organları hâlâ birinci sırada. Bu da büyük bir korku imparatorluğu yaratan iktidarın büyük bir korku içinde olduğunu gösteriyor. Gezi üzerine yazılan kitap sayısının 50’yi bulması direnişin boyutlarını göstermeye yeter. HHH Gezi’yi büyük yapan, hâlâ belleklerde tutan, tarihe önemli bir toplumsal dönemeç olarak geçmesini sağlayan neydi? Bunun kestirme yanıtı, az önce vurguladığımız gibi bir yılda yayımlanan 50 kitaptır... Gezi’nin bazı temel özellikleri şöyle özetlenebilir: Türkiye’nin tüm bölgelerini ve toplumun tüm kesimlerini kapsadı. İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı rapora göre, Bayburt hariç tüm illerde “Her yer Taksim her yer direniş” sloganı atıldı. Başlangıçta “iki ağaç için” bir araya gelen insanlar her yaştan kocaman bir orman oldu. Böylesi çıkışlar genellikle gençlik hareketi olarak yükselir, annebabalar çocuklarına bu eylemlere katılmamaları için çağrı yapar. Gezi’de de gençler ağırlıklıydı, ama arkalarında aileleri vardı. Gezi kitaplarında buna ilişkin tonlarca şaşırtıcı öykü var. Taksim Meydanı’nın boşalması için valinin anne babalara, “Çocuklarınızın oradan çekilmesini sağlayın” çağrısının ardından onlarca annenin yollara düşmesi, “Biz Taksim’de çocuklarımızın yanındayız” mesajı vermek için el ele tutuşup meydana gelmesi önemli bir kırılma anıydı. Gezi en büyük güç olarak mizahı kullandı. Tarih boyunca da görülmüştür ki, kendisini çok kudretli sanan diktatörler bile mizahın karşısında gülünç duruma düşmüş, yenilmiştir. Zaten bir kişiyi gülünç hale getirmek kadar ciddi bir eleştiri yoktur. Gezi’nin gücüne güç katan başlıca özelliği; birbirine en uzak kesimlerin bile ortak paydalarda buluşabilmesi, en azından yan yana olabilmesiydi. Türkiye’nin bütün renklerini buluşturan Gezi’deki en büyük ortak payda bayrağımız ve Atatürk’ümüzdü. HHH Gezi karşısında iktidar ne yaptı? İlk şaşkınlığın ardından önce Gezi’nin kitleselliğini bitirme girişimleri başlattı. Bunun bir yöntemi hukuku susturma ve püskürtme aracı olarak kullanmaktı. Darbe girişiminde bulunmaktan çete kurmaya, kamu malına zarar vermekten halkı isyana teşvik etmeye kadar onlarca nedenle soruşturma açıldı. Bir başka yöntem de kalabalıkların üzerine daha kalabalık bir polis baskınıyla gitmekti. Polisin orantısız güç kullanarak bastırmaya giriştiği olaylar 9 kişinin ölümüne, onlarca kişinin kör olmasına, yüzlerce kişinin yaralanmasına neden oldu. İktidar her yöntemi kullanarak Gezi Direnişi’ni bastırdığını düşünmüş olabilir, ama girişte vurguladığımız diyalektik söylemle birlikte noktayı da şu halk deyişiyle koyalım: İtaat eken, isyan biçer! Bantlı kablo tutuşturdu TMMOB ve TTB, madenle inceleme yapmak istiyor RedHack, Soma’da 5 gün kalan AKP’li vekilin eposta yazışmalarını açıkladı MUSTAFA BALBAY 5 gün geçti izin yok MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Soma’daki facianın ardından teknik rapor hazırlamak için madende inceleme yapmak ve teknik rapor hazırlamak isteyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) geçen cuma günü Soma Cumhuriyet Savcılığı ile Enerji ve Çalışma bakanlıklarından izin istedi. 5 gün geçmesine karşın yanıt gelmezken girişime, DİSK ve KESK’in de destek vereceği öğrenildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız önceki gün Kayseri’de yaptığı açıklamada, bakanlığının madenlerdeki sorumluluğunu kabul etti. Yıldız, maden ocaklarındaki denetimlerle ilgili olarak “Denetim ekipleri, her an, her gün yaklaşık 10 bin civarındaki işletmenin başında olamazlar. Bu yüzden teknik nezaretçileri koyduk” dedi. Yıldız, madenlerde sürekli teknik nezaretçi yani denetçi bulundurmak zorunda olduklarını, dolayısıyla sorumluluklarını da kabul etmiş oldu. Yıldız’a yanıt veren eski Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, “Yıldız hem sorumluluğunu kabul ediyor hem de teknik nezaretçiyi ‘günah keçisi’ gösteriyor. Nasıl atadınız? İşveren teknik nezaretçiyi buluyor. ‘Benim teknik nezaretçim ol’ diyor. Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne götürüyor. Orası da atıyor. Ücreti işveren veriyor. Onun elemanı oluyor. İşten atılma korkusu var. Böyle denetim olur mu? Tamam, teknik nezaretçi atadınız ama sahip çıkmadınız. Ondan sonra da günah keçisi yapıyorsunuz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Daha önce devlet kurumlarının sistemlerini “hack”leyerek ses getiren belgeler açıklayan RedHack, AKP’li milletvekillerinin eposta hesaplarını “hack”ledi. Sistemleri çökertip gizli belgeleri açıklayan Kızıl Hacker’lar önceki gece geri döndü. AKP’li milletvekillerinin eposta hesaplarını “hack”leyen RedHack, yazışmaları görüntüleri ile açıkladı. AKP Manisa Milletvekili Muzafer Yurttaş’ın eposta hesabını “hack”leyen Kızıl Hackerlar, Yurttaş’ın bakanlara ve milletvekillerine gönderdiği epostayı paylaştı. Maden faciasının yaşandığı bölgede 5 gün kaldığını, notlarını ve raporunu paylaştığını belirten Yurttaş, olayla ilgili çarpıcı bir iddia paylaştı. Faciadan canlı kurtulmayı başaran “üretim çavuşu” İ.B’nin ifadelerini aktaran Yurttaş raporunda, “Trafoya yakın bir noktada bir Mülakatta torpil istediler Gezi Parkı protestolarının 1. yıldönümü öncesinde, “Bu eylemi katil polis tarafından katledilen Gezi şehitleri kardeşlerimize adıyoruz” açıklamasını yapan RedHack, AKP Düzce Milletvekili Osman Çakır’ın eposta hesabını ele geçirdiğini açıkladı. Çakır’a gelen bir epostada, “Sayın vekilim, Polis Meslek Yüksekokulu mülakatına girecekleri için, Emniyet Genel Müdürü’ne mesaj çekeceğiniz isimleri aşağıda sunuyorum. Bazıları bugün (20 Mayıs) mülakatına girecek” ifadeleri kullanıldı. AKP Düzce İl Başkanı Metin Kaşıkoğlu ise vekil Çakır’a “2009 yılından beri Düzce’de Koruma Şube’de polis memuru olarak görev yapan Yusuf Tekin, Antalya’da rahatsız olan kayın pederine bakmak için eşi ve 3 çocuğu orada ikamet ettiğinden dolayı Antalya’ya tayin istiyor. 2 ay önce tayin dilekçesini verdi” diye yazıyor. Yayımlanan ikinci epostada ise “Ben Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir Uzman Yardımcılığı sınavını 85 puan alarak kazandım. Ancak mülakatta elenmemek adına sizin yardımınızı rica ediyorum” ifadeleri kullanıldı. Çakır’ın danışmanı ise bu iletiye “Gelen talepleri topluyorum. Bunu da ileteceğiz” yanıtını verdi. tahkimat direği yerinden oynadı. Topçu diye tabir edilen ekip, direği değiştirmek için yarım dinamit lokum patlattı. Patlamayla madeni baştan aşağı geçen elektrik iletim hattı hasar gördü. Kablonun değişmesi gerekiyordu. Ancak değiştirilmesi uzun süreceği ve üretimin en az 4 saat durmasına yol açacağı için, verilen talimat üzerine ekip, kabloyu bantla sarıp direği değiştirdi. Ancak üretim kapasitesi artırıldığı için daha fazla enerji verilen kabloda, aşırı akıma dayanamayan bantlı bölgede kıvılcımlar çıkmaya başladı. Kıvılcımlar, standart dışı kabloları ve paleti tutuşturdu. Tahkimat direkleri ve kömür de alev alınca, madenin içi kısa sürede cehenneme döndü” ifadeleri kullanıldı. Ölüm nedenlerine ilişkin bilgileri de paylaşan Yurttaş, “Karbonmonoksit gazının tüm ocağa yayılması sonucu ölümler meydana geldi. Karbonmonoksit alyuvarları parçalayarak vücudun hayati organlarına oksijen taşınmasına engel olmakta, sessiz ve acısız bir ölüme neden olmaktadır” dedi. Greenpeace Akdeniz’in raporuna göre 7 bin 900 cana mal oldu Sessiz katil: KÖMÜR ÖZLEM GÜVEMLİ Bakana yanıt SEÇİM HEYECANI TMMOB’nin 4 gün sürecek 43. Olağan Genel Kurulu bugün başlayacak. Mehmet Soğancı’nın yeniden başkan seçilmesi beklenen birliğin genel kurulu 24 odadan 1916 delegenin katılımıyla toplanacak. Facianın peşini bırakmayan TMMOB’nin bugün başlayacak genel kurulunda da ana gündem Soma olacak. Delegasyon yarın saat 10.00’da TMMOB önünden Olgunlar Sokak’taki madenci anıtına yürüyecek. Soma Kömür İşletmeleri Şirketin bir madeni daha kapandı MANİSA (AA) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’ndan gelen müfettişler dün Soma Kömür İşletmeleri’ne bağlı Işıklar Maden Ocağı’nda yaptığı inceleme sonucunda, madenin süresiz kapatılmasına karar verdi. Müfettişler, madendeki çalışma ortamının güvensiz olduğunu belirledi. Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye bağlı Atabacası Maden Ocağı’nın da geçen pazertesi günü yapılan inceleme sonucunda süresiz kapatılmasına karar verilmişti. Böylece şirkete bağlı 3 kömür ocağı da kapatılmış oldu. Bölgede bir başka şirkete ait olan, facianın meydana geldiği ocağın yakınındaki İmbat maden ocağının çalışmasında ise sakınca görülmedi. Greenpeace Akdeniz’in yayımladığı “Sessiz Katil” raporuna göre Türkiye’de kömürlü termik santrallara bağlı hava kirliliği, trafik kazalarından 2 kat daha fazla ölüme neden oluyor. Rapor, Soma’daki kömürün sadece yeraltında değil yer üstünde de can aldığını ortaya koydu. Avrupa’nın en kirletici ikinci termik santralının bulunduğu Soma’da her yıl onlarca kişi hava kirliliğine bağlı olarak kalp damar hastalıkları, kanser ve solunum yolu hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Greenpeace tarafından dün açıklanan rapor, Stuttgart Üniversitesi’nin hava kirliliği modellemesi kullanılarak hazırlandı. Türkiye’de 2010 yılı itibarıyla var olan 19 kömürlü termik santralın insan sağlığına etkileri incelendi. Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan, Soma Termik Santralı’nın neden olduğu hava kirliliğinin, sadece 2010 yılında erken ölümler ne Hayatı 10 yıl kısaltıyor l 2010’da Türkiye’de kömüre bağlı hava kirliliğinden 7 bin 900 kişi ölürken aynı yıl TÜİK verilerine göre trafik kazalarında 4 bin 45 kişi hayatını kaybetti. l AB ülkeleri içinde kömürlü termik santrallardan kaynaklı erken ölümler sıralamasında birinci sırada Polonya yer aldı. Türkiye ölüm oranı ile Polonya’yı da geride bıraktı. l Erken ölümler nedeniyle insan hayatı 10 yıl kısaldığından Türkiye’de insanların hayatından 79 bin yıl çalınmış oldu. l 2010 yılı verilerine göre planlanan 42 yeni proje 3 bin 400 erken ölüme yol açacak. Her santral için 40 yıl ömür biçildiğinden toplamda 130 bin erken ölüm meydana gelecek. l Türkiye’de 2010 yılında en zararlı etkilere yol açan kömürlü termik santrallar AfşinElbistan, Soma ve Tunçbilek santralları oldu. deniyle 13 bin 400 yaşam yılı kaybına neden olduğunu söyledi. Aksoğan, 2010 yılında 42 olan plan ve izin aşamasındaki kömürlü termik santral sayısının bugün 80’e çıktığına dikkat çekti. Greenpeace Uluslararası Enerji Kampanyası Sorumlusu kömür ve hava kirliliği uzmanı Lauri Myllyvirta da Türkiye’deki hava kirliliğinin Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği üst sınırın 2 katı olduğunu vurgulayarak, örgütün artık hava kirliliğini kanser nedenlerinden biri olarak kabul ettiğini söyledi. GÖRÜNTÜ AKTARMA SİSTEMİ AKP polisini seçiyor Polis Akademisi Başkanlığı, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bir yazı göndererek düzenleyeceği yaz kampı için yoksul, sosyal güvencesi olmayan ve başarılı öğrencilerin bildirilmesini istedi KAYHAN AYHAN Jandarma sizi gözetliyor! BARKIN ŞIK Soma’da facianın meydana geldiği madende son olarak teftişte bulunan ve “olumlu” raporu veren 2 müfettiş hakkında başlatılan idari soruşturmanın ardından cumhuriyet savcılığı da adli soruşturma açılması için izin talep etti. Savcılık, iki müfettişin soruşturulmasına izin verilmesi için Çalışma Bakanlığı’na başvurdu. Öte yandan, faciada yaşamını yitiren işçilerden Mustafa Kocabaş’ın ailesi adına açılan maddi ve manevi tazminat davasında, şirketin varlıklarının tespiti için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve bankalara yazı gönderdi. şirketin varlıklarını sordu Mahkeme Polis Akademisi Başkanlığı’nın İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nden okulların 7 ve 8. sınıflarından özellikle gecekondularda yaşayan, sosyal güvencesi olmayan, taktir veya teşekkür belgesi almış 30’ar öğrenci istemesi velilerde kaygıya neden oldu. Eğitimciler ise bu girişimi, Emniyet Teşkilatı’nın ve AKP’nin “kendi polisini” çekirdekten yetiştirme isteği olarak değerlendirdi. Polis Akademisi Başkanlığı Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksek Okulu Müdür Vekili Mehmet Ercan Eralp imzasıyla İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda İçişleri Bakanlığı koordinatörlüğünde “İç Göç Özel Uygulama Planı” gereği tüm Polis Meslek Yüksek Okulları’nda yaz dönemlerinde “Haftalık Yaz Kampı Programları”nın uygulanacağı bildirildi. Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullara gönderilen yazıda haftalık yaz kamplarına katılan öğrencilere “milli ve manevi değerleri kazandırmak, birlik ve beraberliği güçlendirmek, yurttaşlık ve tarih bilincini yükseltmek, kent kültürüne uyumu ko laylaştırmak, sosyalleşmeyi sağlamak, eğitim ve motivasyonu artırmak, suça karşı direnç oluşturmak ve çalışarak başarma azminin yükseltilmesi için” birtakım eğitimler verileceği belirtildi. Her dönem için 30’ar öğrenci olmak üzere 150 asıl ve 150 yedek öğrenci tespit edilmesinin istendiği yazıda, seçilen öğrencilerin annebabalarının TC kimlik numaralarının, ikametgâh adreslerinin, ev telefonlarının ve cep telefonu bilgilerinin istenmesi ise velileri kaygılandırdı. Velilerin birçoğunun söz konusu bilgileri vermek istemediği belirtildi. ‘Çocukları fişleyecekler’ Eğitim Sen Yönetim Kurulu Üyesi Barış Uluocak, polis teşkilatına yönelik bir personel çalışmasının ortaya çıktığına dikkat çekerek, “Çocuklar kampta nasıl bir bilgi akışına, eğitime tabii tutulacaklar. İleride bu yoksul çocukların herhangi bir sol grup içerisine girmesi de düşünülerek çocukları şimdiden fişlemeye çalışıyorlar” dedi. AKP’nin kendi toplumsal projesine yönelik birtakım dini yönelimli kamplar yaptığını anımsatan Uluocak, “Polis teşkilatı AKP’nin yeni sosyal düzeni oluşturması için kullanılıyor” diye konuştu. ANKARA Gezi Parkı eylemleri sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne takviye veren Jandarma Genel Komutanlığı, toplumsal olaylarda kullanılmak üzere yeni bir teknoloji ile buluştu. Jandarma, İstanbul ve Diyarbakır için “3G mobil görüntü aktarma sistemleri” tedarik etti. Şimdilik bu iki şehirde kullanılan sistemden elde edilen görüntüler doğrudan Ankara’daki Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Merkezi’ne düşüyor. 2014 yılı içinde faal olarak kullanılmaya başlanan sistem için personele eğitim verildi. Toplumsal olaylar başta olmak üzere terör olayları için de kullanılan sistem sayesinde Jandarma Genel Komutanlığı içindeki Harekât Merkezi olayları saniyesi saniyesine takip edebiliyor. Olayların bastırılması ve yönlendirilmesi 3G sistemi ile Ankara’dan yönetilebiliyor. Jandarma kullandığı bu teknoloji ile polisin önüne geçti. Polisin, toplumsal olaylarda sivil polis memurları aracılığı ile çektiği kamera görüntüleri daha sonra değerlendirmeye tabi tutuyor. Jandarmanın kullandığı teknoloji ile bu sürenin daha da kısaltılmasının önü açıldı. Toplumsal olayların yoğun bulunduğu Ankara ve Diyarbakır’da kullanılan sistemin önümüzdeki dönemde diğer illere de yayılması bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle