06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2014 CUMA 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Okmeydanı’nda olaylar çıktı, polis havaya ateş açtı. Bu sırada cenaze için cemevinde bulunan Uğur Kurt yaşamını yitirdi kayıplara karıştı. Aranıyor bulunamıyor. Ocak yöneticilerinin birbirini suçlaması üzerine savcılar, patronu gözaltına alarak sorgulamak istiyor. Ağır ceza mahkemesi istemi reddediyor. Ocakların zaten ciddi biçimde denetimden geçirilmediği, işçinin güvenliğine ve sağlığına yeterince önem verilmediği ortalığı sallarken, 17 Aralık’tan bu yana toplumda güven yitiren yargı, ağır ceza mahkemesinin patrona gözaltı istemini reddederek, akıllarda bu sorunun da üstünü örtecekler, sorumlularını himaye edecekler kuşkusunun canlanmasına neden oluyor... Bu tablonun bir yüzü Diğer yüzünde Enerji Bakanı Taner Yıldız, “Eğer afet, doğal afet değilse, orada kusur vardır ama burada Soma’da kusur kesinlikle tartışılmaz” diy or. Ya Çalışma Bakanı Faruk Çelik, başlarda “kusurdaki” sorumluluğu Enerji Bakanlığı’na yüklüyor ama sonra “müşterek kusur vardır” diye günah çıkarıyor. Hükümetin iş güvenliği ve işçi sağlığını denetlemekle görevli iki bakanı sorumluluklarını kabul ve itiraf ediyorlar ama… ... Bu itirafın gereği olan istifa müessesesini harekete geçireceklerini açıklayamıyorlar. Ya Beyefendi’den istifa edin emrini alamadılar ya da kusuru kabul ve itiraf etmekle istifayı bir türlü yan yana getiremiyorlar. Facianın altı da üstü de yüz karası! HHH Devlet yönetimi böyle, yargı böyle, ocak işletmeleri böyle... RTE demokrasisinde devletin içinde, her alandaki kargaşa bütün boyutlarıyla bir ocak afetiyle sergilendi. Lakin kargaşanın iletişim organlarında analiz edilerek halkın bilgisine sunulacağını umut etmeyin. RTE’nin propaganda araçları; başta kendisi, halkı ulusal irade masalıyla bir güzel uyutur. Facianın insan yetilerini gerektiği gibi kullanmamaktan meydana gelmediğini, Allah’ın bir uyarısı olarak başa geldiğini de savunabilirler. Bu olasılığın; ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğini ekranlarda izleyeceksiniz. Pek yakında! HHH Polis gücünü, devletin yasalarını dilediği gibi AKP’nin iktidarını pekiştirmek amacıyla kullandığı bir demokraside önce başbakanından tokat yiyen maden işçisinin anlatımlarını ekranda canlı yayında izleyecek… … Başbakanından tokat yiyenin yaşadığı olayı; bir iki gün sonra ya polis ya parti zorbalığıyla ikna edilerek daha önce anlattığı gibi olmadığını yine ekranlarda, Başbakan Yardımcısı, hükümet sözcüsünden üstelik şaşırarak dinleyeceksiniz... Yerde yatan ise terörist diye evi basılır, aranır ve madenci çıkar. Ne ki Başbakanlık’tan gelen telefonla, tekme atan saldırıya uğradığı iddiasıyla rapor alır ve sonra olayın gerçek faili Başbakan’ın özel kalem müdür yardımcısının iddiası sahte çıkar. Başbakan, tekme atan adamın görevine olay dünya basınında dal budak salmadan önce son vereceği yerde, doğru mu değil mi ancak kullara kapalı, içeride neler yaşandığı asla bilinmeyen Başbakanlık’ta, belki de tekmeci özel kalem müdürüne, RTE teşekkür etmiş de olabilir. Ya da taltifen yakında daha parlak bir göreve atayabilir. HHH 12 yıldır bindiğimiz bu nasıl bir alamet, nasıl bir musibet ise, her gün ülkeyi sarsan birbirinden farklı felaketlere götürüyor ve de lakin… … Çıkıyor ekranlara kendinden başka facia sorumluları olduğunu inanılmaz bir yalan ve iftira gücüyle savunabiliyor. Tabii iki elinde kara; diğer siyasal partilere ve tabii medyaya, kalem namusunu asla satmayan yazarlara, son olarak Yılmaz Özdil’e olmadık hakaretler, iftiralarla saldırıyor ama dikkat: Sandıktan umut kesilince, insanlar Allah kurtarsına sığınabilir! Bir can daha gitti ALİ AÇAR Okmeydanı Cemevi’nde cenazeye katılan Uğur Kurt (30), B. E. için yapılan bir eyleme müdahale eden polisin açtığı ateş sonucu cemevinin bahçesinde çenesinden vurularak ağır yaralandı. Uzun süre ambulans bekleyen Kurt, kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyata alındı. Doktorlar, Kurt’un çenesine giren kurşunun ense kökünde kaldığını belirterek durumunun kritik olduğunu belirtti. Kurt, gece saatlerinde tüm müdahalelere karşın yaşamını yitirdi. Kurt’un yaralanması üzerine yüzlerce kişi sokağa çıkarak polisi protesto etti. Polis, bu gruba da biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Cemevi Başkanı Zeynel Şahin, polisin cemevi içerisine bilinçli olarak ateş açtığını ve her müdahalede cemevinin hedef seçildiğini belirtti. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da silah kullanıldığını kabul ederek inceleme başlatıldığını söyledi. Gezi Direnişi sırasında polisin gaz bombası kapsülüyle vurarak 269 gün sonra ölümüne neden olduğu B. E. için her perşembe günü olduğu gibi dün de anma gösterisi düzenleyen gençler, Soma’daki işçi katliamını da protesto etti. İTO Lisesi yakınlarında sabah saatlerinde “Liseli Dev Genç” pankartı açarak gösteri yapan yaklaşık 20 kişilik grup “B. E. ölümsüzdür, Soma faciasının hesabı sorulacak” sloganları attı. Göstericileri uyaran polis biber gazı, basınçlı su ve plastik mermi ile müdahale etti. Göstericilerin attığı molotofkokteylinin bir polis arabasına isabet etmesi üzerine 2 polis yüzünden yanarak yaralandı. Bunun üzerine polisler araçtan inerek silahla ateş açtı. Açılan ateş sonucu Okmeydanı Cemevi bahçesinde bir yakınının cenazesinde bulunan Uğur Kurt, çenesine isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Uğur Kurt’un vurularak yere düşmesi üzerine cemevi bahçesi içerisinde panik oldu. Kurt’un vurulması üzerine yardıma koşanlar bu sırada polisin attığı biber gazına maruz kaldı. Kurt yaklaşık 25 dakika sonra gelen ambulansla Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Kurt, acil olarak ameliyata alınarak çenesinden giren ve ense kökünde kalan mermi çıkarıldı. Doktorları yaptıkları açıklamada Kurt’un durumunun kritik olduğunu ve felç kalma riskinin bulunduğunu açıkladı. Bu açıklamadan bir kaç saat sonra ise Kurt yaşamını yitirdi. Cemevine giden avukat Evrim Deniz Karatana da “B’nin katilleri hâlâ cezalandırılmadığı için polis rahatlıkla halka ateş açabiliyor” dedi. Uğur Kurt’un polis tarafından vurularak ağır yaralanması üzerine esnaf kepenk kapattı. Okmeydanı halkı cemevi önünde toplanarak Anadolu Kahvesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Bu sırada grubu önü polislerce kesilerek engellendi. Polise tepki gösteren gruptakiler, yolu kapatarak oturma eylemine başladı. Bir süre sonra polis aralarında yaşlı kadınların da bulunduğu gruba Olay yerine ne savcı gitti ne polis Olayın aydınlatılmasını isteyen avukatlar Uğur Kurt’un vurulmasının üzerinden saatler geçmesine karşın ne polisin olay yeri inceleme ekibi ne de bir savcının Okmeydanı Cemevigittiğine dikkat çekti. Avukatlar, bu durumun başlatılacak soruşturmanın sağlıklı yürütülmesini engelleyeceğine dikkat çekti. Uğur Kurt’un henüz 2 yaşında bir kızı vardı. Arınç’tan ‘polis’ iması Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Okmeydanı’ndaki olaylarda Uğur Kurt adlı yurttaşın başından ağır yaralanmasıyla ilgili olarak, “Eğer bir polisin silahından çıkan kurşunla, hiç günahı olmayan, meseleye uzaktan bakan bir yurttaşımız, seken kurşunla dahi yaralanmış dahi olsa böyle bir olaya adı karışanların derhal adliye önüne çıkartılmasını ve gereken cezaların verilmesini temenni ediyorum” dedi. Fotoğraf: VEDAT ARIK / AA Kılıçdaroğlu aileyi aradı biber gazı ile müdahale etti. Ambulans geç geldi İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu olaya ilişkin yaptığı açıklamada, polise molotofkokteylli saldırı olduğunu ifade ederek “Bir Emniyet birimine yapılan molotofkokteylli saldırı sonucunda gelişen ve silah kullanılan bir olay var. Olayı detaylarıyla kamuoyumuzla kesinlikle paylaşacağız” dedi. Cemevine saldırdılar! Uğur Kurt’un vurulmasının ardından akşam üzeri cemevi önünde yüzlerce kişi toplandı. Grup “Katil devlet hesap verecek” ve “Hırsız, katil, AKP” sloganlarıyla ara sokaklarda yürüdü. Yurttaşlar Berkin Elvan’ın yaşadığı sokaktan geçerken “Berkin ölümsüzdür” diye slogan attı. Okmeydanı Piyalepaşa ile Mithatpaşa caddelerinin birleştiği noktaya patlayıcı madde attı. Patlayıcının infilak etmesi sonucu 8 kişi yaralandı. Bu kişilerden Yücel Akan’ın sırtından ve gözünden yaralandığıdurumunun ağır olduğu bildirildi. Polisin gaz bombardımanından Cemevi de nasibini aldı. Gece geç saatlerde CHP’li milletvekili Hüseyin Aygün’ün de aralarında olduğu çok sayıda yurttaş Okmeydanı Cemevi’nde mahsur kaldı. Ayrıca Kadıköy’de de toplanan bir grup yurttaş Kurt’un vurulmasını protesto etti. Yurttaşlar “Dün Berkin, bugün Uğur. Diren Okmeydanı Kadıköy seninle” yazılı pankartı açtı. Gazi Mahallesi’ndeki destek protestolarına polis sert müdahale etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Okmeydanı’ndaki gösteri sırasında başından yaralanan Uğur Kurt’un babası Kemal Kurt’u arayarak geçmiş olsun dileğinde bulundu. Hastaneye gelen CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Aykut Erdoğdu ve Hüseyin Aygün aileyi ziyaret etti. FINDIKLI GÖREVİNDEN ALINDI Akademi’de tasfiye başladı ANKARA/SAKARLYA (Cumhuriyet) Polis Akademisi Başkanı Prof. Remzi Fındıklı, hükümet tarafından görevden alındı. Fındıklı’nın yerine Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Yılmaz Çolak atandı. 17 Aralık operasyonu sonrası Emniyet’te yaşanan tasfiye Polis Akademisi’ne de ulaştı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve İçişleri Bakanı’nın ortak imzasıyla Polis Akademisi Başkanı Fındıklı, başka bir göreve atanmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü emrine alınırken yerine Prof. Çolak atandı. Karar, dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu görevden alma, Polis Akademisi’ndeki cemaatçi yapılanmaya yönelik ilk temizlik harekâtı olarak yorumlandı. Fındıklı, “Hasılı Kelam/ Özlü Sözler” adlı kitabıyla bir dönem gündeme gelmişti. Kitabında siyasetten askerlere, kadınlara ve dinlere ait ilginç görüşler ortaya koyan Fındıklı, burada “Batı, terbiye edilmemiş bir attır. 15’inde kız ya erde, ya yerde olmalıdır. Fakirin aklı olsa, fakir olmazdı. Erkeğin göbeklisi kadının da bebeklisi makbuldür. Demokrasi vasat insanlar yönetimidir” gibi ifadeler yer almıştı. Öte yandan Sakarya’da İstihbarat ve Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde yasadışı telefon dinlemeleri yapıldığı iddiaları üzerine yapılan incelemede daha önce görevden alınan eski İstihbarat Şube Müdürü Murat Akça ile aynı şubede görevli 1 komiser ve 1 polis memuru açığa alındı. ÇHD’li avukatlar İstanbul Adliyesi’ne gelerek Uğur Kurt ile ilgili olaya ilişkin delillerin toplanması, keşif yapılması ve bölgede görevli polislerin ifadelerinin alınması istemiyle hazırladıkları dilekçeyi Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı’ya vermek istedi. Avukatlar, Kapıcı’nın odaya yalnızca 2 avukat kabul ettiğini diğer avukatların içeri alınmadığını söyledi. Başsavcı Vekili Kapıcı’nın “Dilekçeyi almak zorunda değilim” dediğini aktaran avukatlar, dilekçenin alınması konusunda ısrarcı olmaları sonucunda güvenlik görevlilerinin kendilerini yaka paça dışarı attıklarını anlattı. Kapıcı, polislere avukatlar için kimlik tespiti yapılması talimatı verdi. ÇHD’li avukatlar yaka paça odadan atıldı Sami Elvan da hastaneye gitti Okmeydanı Cemevi’nin önünde başına isabet eden kurşunla ağır yaralanan Uğur Kurt’u, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan da ziyaret etti. Elvan, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, “Dileğimiz, bundan sonra böyle bir şey olmaması. Biz defalarca bunu söylediğimiz halde, mahallemizde böyle bir olay gerçekleşti. Artık güpegündüz bizleri katlediyorlar. Buna bir dur demeliler. Sokağa çıkacak halimiz kalmadı” dedi. Cem Aygün’ü öldüren polise mahkeme önce 14 yıl verdi, sonra cezayı 11 yıl 8 aya indirdi Savcılık: Aramada Titizlik gösterin ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nin yakılarak 35 kişinin katledilmesine ilişkin Ankara’da görülen davada cumhuriyet savcısı, yıllardır kaçak durumunda olan üç firari sanığın aranmasında titizlik gösterilmesini istedi. Sivas olayları ana davasında Ankara 1 No’lu DGM’de tutuklu yargılanan sanıklardan Murat Sonkur, 2911 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan 3 yıl, Murat Karataş ve Eren Ceylan ise “Madımak Oteli’ni yakarak 35 kişinin ölümüne neden olmak” ve “45 kişiyi yangın çıkartmak suretiyle öldürmeye kalkışmak” suçundan 15’er yıl hapse mahkum edilmişti. Cumhuriyet savcısı Beşir Çiftlik, sanıkların yakalanmasının beklenilmesine, suçun vahameti, geçirdiği süre göz önüne alınarak kararların infazı için Emniyet görevlilerinin Türkiye genelinde titizlik göstermeleri için ayrıca uyarılması, yurtdışında olan sanıkların suç vasfının yakarak öldürme şeklinde değerlendirilip iadelerinin istenmesi için Adalet Bakanlığı’na yazı yazılmasını istedi. Polise iyi hal indirimi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Keçiören’de iki yıl önce 24 yaşındaki Cem Aygün’ü dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle iki kurşunla vurarak öldüren polis memuru Fatih Yılmaz, yargılandığı davada 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Yılmaz’ın cezasına iyi hal indirimi uyguladı. Cem Aygün, Ankara’nın Keçiören ilçesinde 30 Ağustos 2012 tarihinde “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle 8 aylık polis Fatih Yılmaz’ın silahından çıkan iki kurşunla hayatını kaybetti. Sabah yaşanan olay sonrası gözaltına alınmayan, öğleden sonra gözaltına alınan Yılmaz, ertesi gün savcı tarafından serbest bırakıldı. Sonrasında ise Fatih Yılmaz hakkında “Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerle sınırın kast olmaksızın aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan dava açıldı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 8 Mayıs’taki duruşmasında sanık Yılmaz hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Yılmaz, ancak önceki gün tutuklanarak cezaevine konulabildi. Yılmaz, bütün dava boyunca sadece bir kez duruşmaya katıldı. Davanın karar duruşması dün yapıldı. Duruşmaya sanık polis memuru, avukatı ile Cem Aygün ailesi ve avukatları katıldı. Aygün ailesinin avukatı Murat Yılmaz, polisin yakalama kararına rağmen son gün gelip teslim olması nedeniyle verilecek cezada indirim yapılmamasını istedi. Polisin avukatı Dursun Karakaş da polis hakkında verilecek karar kesinleşinceye kadar verilen tutuklama kararının kaldırılmasını talep etti. Sanık Fatih Yılmaz son söz olarak eski savunmalarını tekrar ettiğini belirtti. Mahkeme Başkanı Hayrettin Türe, “kasten yaralama suçunun” sabit olduğu gerekçesiyle polis memuruna önce 14 yıl hapis cezası verildiğini açıkladı. Ancak yaklaşık 2 yıl boyunca süren yargılamada sadece bir kere duruşmaya gelen sanığa “duruşmalardaki iyi hali” nedeniyle verilen cezadan indirim yaptı. Böylece mahkeme toplamda sanık polise 11 yıl 8 ay hapis cezası verilmesine hükmetti. Kararın açıklanmasından sonra, Aygün ailesi duruşma salonunda sanığa tepki gösterdi. İnfaz hükümlerine göre sanık polis memuru toplam 9 yıl 3 ay cezaevinde kalacak. Duruşmanın ardından yapılan basın açıklamasında ailenin avukatlarından Murat Yılmaz, sanık polise verilen cezanın yetersiz olduğuna dikkat çekerek “Biz, sanık polisin yaralama değil, kasten adam öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle verilen kararı temyiz edeceğiz” diye konuştu. Sakarya Emniyeti’nde deprem
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle