06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MAYIS 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Özelleştirme harekâtı TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, milli gelirin 10 bin dolarda takıldığını, reformların yapılmadığını söyledi Altı yıldır takıldık kaldık Ankara (Cumhuriyet Bü mak istiyorsak, her yıl yüzrosu) Türkiye Odalar ve Bor de 8 civarında büyüme oranı salar Birliği (TOBB) Başka tutturmak gerekiyor. Son 10 nı Rifat Hisarcıklıoğlu, Tür yılda 4 defa yüzde 8’in üzekiye milli gelirinin son 6 yıl rinde büyümeyi sağlamışız. dır 10 bin dolarda takılıp kal Demek ki biz bunu yapabidığını söyleyerek iş dünyası liyoruz. nın beklediği reformların bir * Ancak üretmek için caan önce yapılmasını istedi. ri açık veren, büyümek için Hisarcıklıoğlu, Başbakan borçlanan bir ülke olarak buRecep Tayyip Erdoğan ve nu başaramayız. CHP Genel Başkanı Kemal Yüksek hızda nasıl büyüyeKılıçdaroğlu’nun da katıldı cek, rekabet gücümüzü nasıl ğı 70. Mali Genel Kurulu’nun koruyacağız? Düşük tasarruf açılışında yaptığı konuşmada, oranı engelini nasıl aşacağız? “Şimdi en çok huzura ihti Kamu idaresinde keyfilikten yacımız var” dedi. uzak, kurumsal bir yapıyı naİş dünyasının beklensıl yerleştireceğiz? İştilerini Başbakan gücü maliyetlerinTürkiye’nin Erdoğan’ı pek kızden dolayı kaydırmayacak bir bettiğimiz reen çok huzura üslup kullankabet gücüihtiyacı olduğunu maya gayret müzü, ka belirten TOBB Başkanı Rifat ederek sıralite ve yeHisarcıklıoğlu, ‘Son 6 yıldır layan Hinilikçilikmilli gelir 10 bin dolara takıldı sarcıklıle yeniden oğlu özetkazanabikaldı. Türkiye’nin 2023 hedeflerine le şunları lecek mivarabilmesi için bundan sonra her söyledi: yiz? yıl yüzde 8 büyümemiz gerekiyor. * İş * Şim Üretmek için cari açık veren, te tüm di önümüzbu soru de Cumhurbüyümek için borçlanan bir ülke ların cevabaşkanlığı seolarak bunu başaramayız. bı, “yeni bir çimi var. İnşalReformlar gerekiyor’ büyüme molah seçim sonudedi. delidir”. Bunun cu, ülkemizde “yeiçin de bir dizi yapıni bir toplumsal musal reforma ihtiyaç var. tabakatın” oluşmasına da vesile olur. “Zira en çok, hu Siyasetçisi, bürokratı, akadezura ihtiyacımız var.” Hu misyeni, iş dünyası el ele vezur bulalım ki, hepimiz işi rip, ortak akılla, doğru polimize odaklanalım. Daha faz tikaları tasarlamalıyız. * İş dünyamız geleceğe la üretim, daha fazla yatırım, umutla bakıyor. Zaten umut daha fazla ihracat yapalım. * Bakın, bu yılın ilk çeyre olmadan kalkınma olmaz. ğinde sanayi üretimini yüzde Ama ihtiyaç duyulan ya5.3, ihracatı altın hariç yüzde pısal reformlar var. Bun4.5 artırdık. Ama daha iyi bir lardan ilk 5 öncelikli alan Türkiye için bundan daha iyi şunlardır; Vergi reformu, sini yapabilmeliyiz. “Çünkü cari açığı azaltacak sanayi fert başına düşen milli geli stratejisi, istihdamın teşviki, rimiz son 6 yıldır 10 bin do girdi maliyetlerinin azaltılması ve reel sektörün banlarda takıldı kaldı.” * 2023’te, 2 trilyon dolar kalarla çalışma ortamının milli gelir hedefini yakala iyileştirilmesi. yollar bile İstanbul’da satılık ÖZLEM GÜVEMLİ Soma’dan insanlık dersi aldık TOBB Genel Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Soma’da 301 madencinin ölümü ile sonuçlanan faciadan bir hafta sonra toplanan genel kurulu açış konuşmasında olayda can veren işçiler için Allah’tan rahmet diledikten sonra, “Facianın ilk günü Soma’daydık. Her şeylerini bırakıp kurtarma ekibine katılanları gördük. Pek çok kahramanlık hikâyesine de şahit olduk. İnsanlık dersi aldık. Bir arkadaşı daha orada kalmasın diye geri dönüp, yeniden madene giren cesur insanları tanıdık” dedi. Hisarcıklıoğlu, şehit maden işçilerimizin aileleri artık bizlere emanettir” diyerek bu konuda açtıkları kampanya ile ilgili bilgi verdi. Özel sektör bu bankalardan bıktı Hisarcıklıoğlu, 5 noktada topladığı reform önerileri ve canlarını en çok yakan bankacılık sektörü ile ilgili olarak da özetle şunları söyledi: * Vergi reformu iş dünyasının “en öncelikli meselesi.” Sadece “yakaladığından” değil, herkesten daha adil vergi toplayan bir sistem kurmalıyız. * Cari açığın azaltılması, daha sağlıklı ve istikrarlı büyüme için şart. Bunun yolu, sanayimizin güçlenmesi. Yüksek katma değerli sanayi faaliyetlerini, özel programlarla desteklemeliyiz. * Üretim ve ihracattaki yüksek girdi maliyetlerini düşürmeliyiz. İstihdam teşvikine devam edelim. Demiryolunu OSB’lere, limanlara ve lojistik merkezlerine mutlaka ulaştıralım. * KOBİ’lere pozitif ayrımcılık yapılmalı. Bugün ihracatın yüzde 63’ünü KOBİ’ler yapıyor. İthalatınsa sadece yüzde 39’unu. Demek ki dış ticaret açığının çözümü de KOBİ’lerde. * Son dönemde canımızı yakan hususlardan biri de bankaların bize yüklediği maliyetler. Zaten küresel finansman koşulları yüzünden özel sektörün kredi maliyetleri arttı. Bunun üstüne bir de, bankaların her yıl artan işlem ücretleri biniyor. Reel sektör, bankalara farklı isimler altında; harç, komisyon, dosya ücreti ödemekten bıktı. Zaten bu kadar faiz ödediğimiz bankalar bir de dosya ücretine mi muhtaç durumda? Bu dönemde reel sektör hapşırırsa, bankacılık sektörü grip olur. Bankalara sesleniyorum; artık bu vicdansızlığı, ‘hep bana’ anlayışını bırakın. Unutmayın, KOBİ varsa siz varsınız! Özelleştirme Yüksek Kurulu, (ÖYK) İstanbul’da 71 taşınmaz için özelleştirme kararı aldı. Kent genelinde yaklaşık 2 bin dönüm arazi bu kapsamda imara açılacak. Özelleştirilen taşınmazlar arasında yapılaşma yasağı olan dere yatakları ile yol, dini tesis, belediye hizmet alanı gibi parsellerin olması da dikkat çekiyor. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Sami Yılmaztürk, “Kim imarı olmayan yol, enerji nakil hatlarında kalan bir araziyi alır? Ya da belediye hizmet alanında kalan bir araziyi alıp ne yapacak vatandaş? Belediye binası mı inşa edecek? İstanbul’da imarlı alanlar bittiği için imarı olmayan alanları düşük değerle elden çıkarıp ardından imara açarak değerini yükseltecekler” dedi. Resmi Gazete’de 8 Mayıs günü yayımlanan ÖYK kararına göre Sarıyer Gümüşdere’de 590 bin 343 metrekarelik dere koruma, rekreasyon, dinlenme alanı, Rumelifeneri’nde toplam 28 bin 450 metrekarelik askeri alan, Kartal Gümüşpınar’da 257 bin metrekarelik yeşil alan ve yol, Silivri Alibey’de 56 bin 557 metrekarelik tarımsal üretim teknolojileri geliştirme parkı özelleştiriliyor. Çatalca Kaleiçi’nde 193 bin metrekarelik plansız alan, 197 bin 512 metrekarelik tarım alanı da bu kapsamda yapılaşmaya açılıyor. 8 bin 473 metrekarelik tarım alanı ise Eyüp Kemerburgaz’da özelleştirilecek. Fatih Binbirdirek’te 12 parselde toplam 16 bin 800 metrekarelik arkeolojik alan da özelleştirme kapsamında. Rumelifeneri’nde 21 bin metrekarelik açık spor tesisi ve yol, Silivri Alipaşa’da toplam 30 bin metrekarelik yol, park, dini tesis alanı, Çatalca Kaleiçi’nde 75 bin metrekarelik tarım ve enerji nakil hattı koruma kuşağının da özelleştirilmesi de tepkilere neden oldu. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Sami Yılmaztürk, şu anki imar durumuna göre yapılaşmaya gidilemeyecek bu arazileri satın alanların; daha sonra imar mevzuatını ve anayasaya aykırı şekilde buralara imar verileceğini bildiğini söyledi. Özellikle Sarıyer Gümüşdere’de 3. köprü alanında kalan doğal sit olan ormanlık alanın özelleştirilme kapsamına alındığına dikkat çeken Yılmaztürk “3. köprü ve yeni havalimanı üzerindeki arazilerin hiçbiri yeşil alanı korumak için değil, rant kazanmak için yok pahasına satılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ya da İBB tarafından yapı yasağı olan kamu alanları imara açılacak” dedi. Fatih’teki arkeolojik alandaki özelleştirmeye de tepki gösteren Yılmaztürk, “Dünyada arkeolojik değerleri gün yüzüne çıkarmak ve sergilemek için kamu özel mülkiyeti satın alır. Biz de ise tam tersi oluyor” dedi. Cami alanı da satılık Bu anlayış olmaz Hedeflerin bugünkü büyüme anlayışı ve verimlilik düzeyi ile kesinlikle yakalanamayacağını dile getiren Yılmaz, bugünkü anlayışın orta gelir tuzağına kilitlediğine dikkat çekti. Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, krizden daha az etkilenen ülkelerin imalat sanayisini merkeze alan ülkeler olduğunu belirtti. Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampusu’nda yapılan 9. Rekabet Kongresi ve İmalat Sanayi Sektörleri Rekabet Göstergeleri Raporu tanıtım toplantısında konuşan Yılmaz, büyümenin temel belirleyicisinin rekabet gücü olduğuna işaret ederek, “Yani verimlilik, teknolojik atılım ve beşeri sermayedir. Rekabet gücü yüksek ülkeler güçlüdür, refah yaratır. Rekabet gücü düşük ülkeler zayıftır. Vasati ürün üretir ve zenginlik yaratamaz. Makro tedbirlerle aşılmaya çalışılan krizin temelinde mikro ekonomik sorunlar yatmaktadır. Giderek küçülen bir imalat sanayisi giderek azalan rekabet gücünden bahsediyorum burada” dedi. 2023 hedeflerinin geleneksel büyüme anlayışı veya bugünkü verimlik düzeyi ile kesinlikle yakalanamayacağını dile getiren Yılmaz, “Bu büyüme anlayışı büyümenin niteliğine katkı sağlamayacak ve büyümeyi vasati düzeyde tutarken bizi de orta gelir tuzağına kilitleyecektir” diye konuştu. TÜSİAD: ‘Türkiye yavaş büyüme sarmalında’ Sektörlerin rekabet gücünün ele alındığı toplantıda konuşan TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, Türkiye’nin son dönemde yavaş büyüme, yüksek cari açık, yüksek enflasyon sarmalına girdiğini belirterek ekonomiyi büyütürken daha süratli demokratikleşme adımlarının atılması gerektiğini söyledi. Ekonomi Servisi Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, “Türkiye ne yazık ki son dönemde yavaş büyüme, yüksek cari açık, yüksek enflasyon sarmalına girdi” dedi. Soma’daki iş kazasına da değinen Onatça, “Türkiye’de son yıllarda yaşanan iş kazaları ile bu kazalar sonucu gerçekleşen ölümlerin ve Süleyman yaralıların sayısı Onatça kabul edilemeyecek bir düzeye ulaşmıştır” dedi. Onatça, sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ile TÜSİADSabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından düzenlenen ve sektörlerin rekabet gücünün ele alındığı “9. Rekabet Kongresi”nin açılışında, Türkiye’nin son dönemde yavaş büyüme, yüksek cari açık, yüksek enflasyon sarmalına girdiğini belirterek şunları söyledi: “2014 yılı büyüme beklenti si IMF’ye göre yüzde 2.3, Merkez Bankası beklenti anketine göre ise yüzde 2.8 seviyesine kadar gerile di. Türkiye’deki üreticiler için iç talepteki daralmanın etkisini ihracat ile dengeleme fırsatı var. Ancak bu performans da yeterli değil. İhracatta yüksek teknoloji ürünlerinin payı yetersiz. Bu durum cari açığı da arttırıyor. Ürün bileşiminde düşük ve orta teknolojili ürünlerin ağırlığı, Türkiye’nin orta gelir tuzağında olmasına yol açıyor. Türkiye bir taraftan ekonomisini büyütürken diğer taraftan daha süratli demokratikleşme adımları atmak zorundadır. Unutmayalım ki önemli olan gelişmiş ekonomi ile gelişmiş demokrasiyi hayata geçirebilmektir.” Yok pahasına ipi göğüsledi Ekonomi Servisi Türkiye’nin 2013 ihracat şampiyonu 4 milyar 134 milyon 682 bin dolar ihracat yapan Tüpraş oldu. Bunu 3 milyar 696 milyon 202 bin dolar ile Ford Otosan izlerken 3 milyar 523 milyon 398 bin dolar ile OyakRenault Otomobil Fabrikaları üçüncü oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, bir basın toplantısıyla, Türkiye’nin en büyük bin ihracatçısını açıkladı. Açıklanan verilere göre geçen yıl yapılan 152 milyar dolar ihracatın yüzde 59’luk kısmı olan 90 milyarını ilk bin firma gerçekleştirdi. En çok ihracat yapan bin şirket içinde, Marmara Bölgesi’nde yer alan şirket sayısı 586 olurken onu, 138 şirket ile Ege Bölgesi, 88 şirket ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi takip ediyor. Listede İstanbul merkezli ihracatçı şirket sayısı 453 oldu. Türkiye’nin en çok ihracat yapan bin şirketi içerisinde yabancı sermayeli şirket oranı yüzde 20 olurken bu rakam son 5 yılın en yüksek oranı olarak kendini gösterdi. Geçen yıl en çok ihracat yapan bin şirketin toplam kârı da, 14.2 milyar TL oldu. İl on arasında yer alan diğer şirketler ve yaptıkları ihracat miktarları ise şöyle; Vestel 2 milyar 251 milyon 304 bin dolar, Tofaş 2 milyar 99 milyon 878 bin dolar, Arçelik 1 milyar 899 milyon 13 bin dolar, Toyota 1 milyar 462 milyon 124 bin dolar, Kibar Dış Ticaret 1 milyar 377 milyon 881 bin dolar, adı açıklanmayan bir şirket 1 milyar 190 milyon 916 bin dolar ile Tgs Dış Ticaret 1 milyar 141 milyon 11 bin dolar. Tüpraş yine TİM Başkanı’nın duyurduğu en fazla dışsatım yapan bin şirket arasında Tüpraş ilk, Ford Otosan ikinci ve OyakRenault üçüncü sırada yer aldı. Buğday’da tehlikeli düşüş Ekonomi Servisi İklim değişiklikleri nedeniyle zaman zaman yapılan rekolte tahminleri dün TÜİK’ten flaş bir açıklama ile yeni bir boyut kazandı. Türkiye İstatistik Kurumu, 2014 yılı bitkisel üretim 1. tahmini istatistiklerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, üretim bir önceki yıla göre azalış gösterecek. Azalış tahıl ürünleri üretiminde yüzde 10.1, meyve üretiminde de yüzde 4.5 olacak. Olumsuzluk bununla da kalmadı... Türkiye’nin önemli tarım merkezi Çukurova’da rekoltede yüzde 2530 kayıp beklenen buğdayda zararın daha fazla olduğu normal koşullarda 720 bin ton üretilen buğdayın bu yıl 450500 bin ton olacağı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle