Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 MAYIS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Sami Selçuk, ‘Başbakan konuşmayı ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmeli’ dedi ‘Saygı göstermeli’ TEZCAN’DAN ERDOĞAN’A TEPKİ Fetva Eminleri... AKP’li 4 bakanı “istifaya” götüren 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili en “veciz” değerlendirme, anımsanacağı üzere, “17 Aralık operasyonu günah işleme özgürlüğüne müdahale” diyen AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ten gelmişti. Hafta başında, “günah işleme özgürlüklerine müdahale” edildiği için görevlerinden istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakanla ilgili soruşturma önergeleri görüşülürken muhalefet milletvekilleri Külünk’ün bu açıklamalarına dikkat çekti. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir yandan operasyonla ilgili “fetvalar” vermesine tepki gösterirken, Külünk’ün o “veciz” sözlerini de “ibret vesikası” olarak bir kez daha anımsattı. Ancak daha sonra kürsüye gelen Külünk, geri adım atmadığı gibi “Günah işleme özgürlüğünün hedefi şudur: Siz bu örgütün en önemli bedelini ödemiş bir grupsunuz ve MHP’deki milletvekili arkadaşlarımız da bu bedeli ödemiş.Günah işleme özgürlüğünü anlayabilmeniz için önce Adem’i, Melek’i ve Şeytan’ı anlayacaksınız” sözleriyle 12 Haziran seçimleri öncesinde “seks kaseti mağduru” MHP yöneticileri ile yolsuzlukla suçlanan eski bakanları “özdeşleştirdi.” Külünk’ün bu sözlerine MHP’liler tepki gösterirken, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Külünk’e, “topu kenarlarda dolaştırmayı” bırakmasını önerip, daha önce yaptığı “17 Aralık günah işleme özgürlüğüne bir darbedir. Hazreti Peygamber günahları açan değil, örtücü olan rahmet geleneğinin mimarıdır” açıklamasını anımsattı. Hamzaçebi, Külünk’ün “Hazreti Peygamber’i bile yolsuzluğa alet ettiğini” söyleyince, AKP’lilerle muhalefet milletvekilleri arasında karşılıklı “fetva” tartışması ve “ayetlerden” alıntılarla atışmalar uzadı. “Tatlısert” yönetimi ile tanınan TBMM Başkanvekili Meral Akşener ise bu “fetvalı, ayetli” tartışmaya tepkisini “Ben gidiyorum, herkes fetva emini oldu. Böyle bir şey yok” sözleriyle gösterirken tartışmalara da oturuma ara vererek nokta koydu. ‘Tarihteki yeri hazır’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan 12 Eylül dönemi uygulamalarını aratmayan Erdoğan’ın, en ufak bir eleştiriye tahammül edemediğini belirtti. Tezcan yaptığı yazılı açıklamada TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına sinirlenerek müdahale eden Erdoğan’a tepki gösterdi. Tezcan, şunları kaydetti: “Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın konuşmasına da tepki gösteren Erdoğan, bu kez öfkesini kontrol edemeyerek toplantıyı terk etmiştir. Bundan sonraki öfke patlamaları nasıl olacak bilinmez. Erdoğan, Afyonkarahisar’da AKP’nin toplantısında CHP’ye yönelik ‘Her darbe girişiminde perde arkasında darbe mimarlığı üstlenmiştir’ diyerek akıldışı konuşmalarından birini daha tekrarlamıştır. Darbeci zihniyetin temelinde hoşgörüsüzlük yatar. Bugün bu zihniyet kendisini bir kez daha ele vermiştir. İfade özgürlüğünü, hukuku tanımayan zihniyetlerin tarihteki yerleri bellidir. Erdoğan’ın da tarihteki yeri şimdiden hazır.” ‘BALYOZ’DA BAŞSAVCI BAŞVURMALI’ Geçen hafta içinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Balyoz davasında “sahte delil” iddialarıyla ilgili Yargıtay’a “kanun yararına bozma” talebinde bulunabileceklerinin sinyalini verdi. Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da bu gelişmeyi “Bir umut ışığı” olarak değerlendirdi. Dünkü görüşmemizde Sami Selçuk bu konuya bakışını şöyle aktardı: “Eğer bakanlıktan yazılı emirle açmaya çalışırlarsa Yargıtay’daki daire bunu yine reddedebilir. Bu durumda o kapı, temelli kapatılmış olur. En doğru yol Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Balyoz kararıyla ilgili Yargıtay kararını Ceza Genel Kurulu önüne getirmektir. Süre de söz konusu olmadığına göre geçmiş bir şey yok. En doğru yol budur. Eğer başvurursa, yargılama A’dan Z’ye yenilenecek. Kimseyi de rahatsız etmeyecek. Başsavcının mutlaka getirmesi lazım. Çünkü ben o insanların çok büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıya olduklarını düşünüyorum.” CHP’Lİ LOĞOĞLU’NDAN TEPKİ ‘Feyzioğlu yanlış yaptı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Kanal 7’deki Başkent Kulisi programında, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Metin Feyzioğlu arasında yaşanan olayın çok üzücü bir durum olduğunu söyledi. Her yerde herşey söylenmez diyen Loğoğlu, “Feyzioğlu, kendisine verilen zamandan çok daha uzun konuştu. Saygısızlık etti. Daha önemlisi, Feyzioğlu bir siyasi konuşma yapıyor algısı yarattı. Orası siyasi bir kürsü değil. Orası bir hukuk kürsüsü. Feyzioğlu’nun yaptığı yanlıştı. Başbakan’a gelince bir noktada haklı. Siyaset yapmak istiyorsanız bulunduğunuz mevkileri bırakın, o cüppeleri çıkarın” dedi. Loğoğlu şöyle konuştu: “Feyzioğlu’nun adı değişik mevkiler için geçiyor. Konuşma tarzından da beden dilinden de bu konuşmanın öyle çok masum, siyasi olmayan bir konuşma olmadığı da açık.” Loğoğlu, Erdoğan’ın Feyzioğlu’na yönelik tavrı için de “Kabul edilebilecek bir şey değil” dedi. Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na gösterdiği tepkiyi “olağan dışı” bulan isimlerden biri de eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk. Dün yaptığımız görüşmede, Erdoğan’ın tutumu için “Çok yadırgadım” ifadesini kullandıktan sonra şu değerlendirmeyi yaptı: “Ben Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Feyzioğlu’nun konuşmasının tamamını okumuş değilim. Ancak nihayetinde kendisi hukukçu bir isim. Eleştirileri olsa bile ölçüyü kaçırdığını, hakaret ettiğini sanmam. Belki ‘Şunu söylemeseydi iyi olurdu’ diye düşünebilirsiniz. Ama bunu orada, o şekilde diyemezsiniz. Sayın Başbakan’ın, ülkeyi yöneten bir devlet adamı sıfatını kenara bırakarak o şekilde konuşması fevkalade üzücü. Yönetilenler eleştirebilir, öfkelenebilir, hatta hırçınlaşabilir. Ama yönetenler Şeyh Edebali’nin dediği gibi uysal, adil, sabırlı, kucaklayıcı olmak zorundadırlar. Oturduğu makama uygun bir tepki olmadı. Eleştirilere daha sonra, devlet adamı ağırlığı içinde yanıt verebilirdi. Daha babacan, kendine özgü bir üslupla hatta biraz da esprili bir biçimde yanıt verebilirdi. Şu anda ortaya çıkan durum ise kimsenin onaylamayacağı bir durum.” şı doğru bulmuyorum. ‘Katlanmalıydı’ ne demek? Herhangi bir düşüncemi söylediğim zaman bir başkasının katlanma diye bir durumu yoktur. Ben ifade özgürlüğümden kaynaklanan hakkımı kullanıyorum. Sayın Feyzioğlu da onu yaptı. Ona herkes saygı göstermek zorunda. Bırakın ‘katlanmayı’, ona saygı göstermek bir zorunluluktur. Düşünceyi açıklama özgürlüğünde karşı tarafın hoşgörmek, lütfetmek gibi bir üstünlüğü yoktur. Tam tersine dinlemek, saygı duymak gerekir. Çünkü ben hakkımı kullanıyorum.” üstünlük olmaz Hak ve özgürlükte inlemeli ve saygı göstermeliydi Meseleyi değerlendirirken “ifade özgürlüğü” ve “temel insan haklarının kullanılması” unsurlarının önemine dikkat çeken Selçuk şöyle devam etti: “Bu tartışmada kimileri Başbakan’ı eleştirirken ‘Tahammül göstermeliydi, katlanmalıydı’ gibi ifadeler kullanıyor. Ben bu bakı D “Temel bir hak karşısında katlanma veya hoşgörme diye bir şey söz konusu olamaz. Eğer böyle derseniz karşı tarafa bir ‘üstünlük’ atfetmiş olursunuz. Mahiyeti ne olursa olsun hiç fark etmez. Özgürlüklerden konuşuyorsak bunun eşitler arasında olması gerekir. İfade özgürlüğü de aynı vücut dokunulmazlığı gibi bir hak. Ve ben bu hakkı kullanırken karşı tarafa düşen temel yükümlülükler var. Saygılı olmak ve bu hakkımı kullanmamı sağlamak. Ama engellemek değil.” Ülkeyi yönetenler söz konusu olduğunda bu beklentinin her zamankinden çok daha geçerli olduğunu belirten Selçuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Hele de siz devleti yönetme makamında olan biriyseniz, yurttaşların hak ve özgürlüklerinin kullanımı konusu daha da büyük bir yükümlülüktür. Eğer biri bunun kısıtlanması, engellenmesinden yanaysa onun karşısında duracak kişilerin başında Başbakan gelmelidir. Engelleyenlerin başında değil. İşte bu bilincin devletimizi yönetenler arasında yerleşmesi gerekir. Başbakan’ın da bunu böyle görmüyor olması kaygı verici.” Önce o korumalı Meclis’teki görüşmede AKP’li Metin Külünk, MHP’li Nevzat Korkmaz’ın üzerine yürüdü. Hz. Ömer ve Erdoğan Genel Kurul’da rüşvet ve yolsuzluk iddiasıyla eski bakanlar hakkındaki soruşturma önergelerinin görüşmeleri sabahın ilk ışıklarına kadar sürerken, sık sık tansiyon yükseldi. Eski AB Bakanı Egemen Bağış savunmasında hakkındaki iddiaları yanıtlamak yerine türbanı savunduğunu, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise umre ve hac ziyaretlerinde bulunduğunu anlattı. Görüşmelerde kürsüye çıkan HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da yolsuzluk ve rüşvete İslam dininin bakışını gösteren bir konuşma yaptı. Hz. Ömer ve Hz. Ali’den iki örnek veren HDP’li Tan, BaşbakanTayyip Erdoğan’ın “eleştiriye tahammülsüzlüğüne atıflar” yaparak şunları dile getirdi:“Hazreti Ömer bir gün minbere çıkar, hutbe verecek millete; oradan bir sahabe kalkar ayağa, der ki: ‘Ey Ömer, seni dinlemiyoruz, itaat de etmiyoruz.’ Kızmaz, köpürmez, ‘Atın bunu dışarı.’ demez, ‘Ananı da al git, babanı da al git.’ demez. ‘Niye beni dinlemiyorsun, niye bana itaat etmiyorsun?’ Der ki: ‘Dün bize hazineden, ganimetten birer parça kumaş dağıtıldı ancak yarım gömlek olabiliyor. Senin üzerinde tam bir gömlek var bundan, elbise var.’ Yine kızmıyor. Oğlunu işaret ediyor ‘Kalk cevabını sen ver’ diyor. Oğlu diyor ki: ‘Ben kendi hissemi babama verdim. İkisini birleştirdik, bir gömlek yaptık.’ İtiraz eden sahabe kalkıyor ayağa, diyor ki: ‘Bundan sonra konuş, konuşmaya devam et, seni dinleyeceğiz, itaat de edeceğiz.’ Sorgu sual bu. Hz. Ali’ye kendi öz ağabeyi Akîl geliyor, diyor ki: ‘Çok perişan bir haldeyim iki gözü de görmüyor çocuklarıma götürecek ekmeğim yok, bana biraz yardım et.’ Hz. Ali ondan perişan bir halde, ölene kadar borçlu, ölene kadar, diyor ki: ‘Veremem, benim param yok. Biliyorsun, ben de senin gibiyim.’ ‘O zaman hazineden ver.’ ‘Allah’ın malını da sana veremem’ diyor, öz ağabeyine verdiği cevap bu.” Tan’ın anlattığı öyküleri AKP’li milletvekilleri hiç laf atmadan dikkatle dinlerken; Tan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunları 5 yaşından itibaren her yerde anlatacaksınız, sonra da hesap vermeyeceksiniz, hesap verenlere kızacaksınız, öfkeleneceksiniz. Böyle bir inanç yok.” Ya görüşmede olsaydı Başbakan’ın Danıştay töreninde ortaya koyduğu kavgacı mizaçtan Türkiye adına kaygı duyduğunu belirten Selçuk, “İkili olduğu gibi uluslararası müzakerelerde de kavgacı, hoşgörüsüz bir insan havası verilmesi doğru değil. Muhataplar, karşılarında kavga eden, sinirlenen kimse görmek istemezler. Belki de bundan sonra Başbakan ile sık görüşmemeyi tercih edecekler” dedi. Barolar, Başbakan Erdoğan’ın Feyzioğlu’na tavrını kınadı ‘Mahalle kabadayısı’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Danıştay’ın kuruluş yıldönümündeki davranışına barolardan tepki yağıyor. İzmir Barosu Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Erdoğan’ın yaptığı davranışın, edep ve saygı sınırlarını aştığı vurgulandı. Açıklamada, “TBB Başkanı’na yapılan saygısızlık, tüm savunma makamına, barolara ve tüm avukatlara yapılmıştır. Barolar ve avukatlar kendilerine yönelen saldırılara bugüne kadar nasıl sessiz kalmamış ise bugün de bizzat Başbakan eliyle sergilenen ‘mahalle kabadayılığına’ sessiz kalmayacak, boyun eğmeyecektir. Bu saygısız ve tahammülsüz tavrı kınıyoruz” denildi. Adana, Aydın, Balıkesir, Denizli, Karabük, Bolu, Erzincan, İstanbul, Kütahya ve Bursa barolarının ortak açıklamasında da şu görüşlere yer verildi: “Metin Feyzioğlu’na karşı devlet adamlığı ile bağdaşmayan, düşünce ve ifade özgürlüğüne, hukuka aykırı bir davranış sergilenmiştir. Hukukun üstünlüğünü, hukuk devletini ve savunmayı savunmak yolundaki kararlılığımızdan yılmayacağımızı bir defa daha tekrar ediyoruz.” Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı parlamentokulisi@gmail.com Dört eski dekandan rektörün projesine tepki Gül, annesinin elini öptü, Anneler Günü’nü kutladı KAYSERİ (Cumhuriyet) Kayseri’de ailesine ait bağ evinde dinlenen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, güne annesi Adeviye Gül’ün elini öperek ve Anneler Günü’nü kutlayarak başladı ve annesine bir buket çiçek verdi. Gül, ardından annesinin elini öptüğü fotoğrafı Twitter’da paylaşarak “Kayseri’de güne annemin elini öperek ve hayır dualarını alarak başladım. Bu vesileyle tüm annelerimizin bu güzel gününü kutluyorum” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Gül bugün Kayseri’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeni nesil nakliye uçağının teslim törenine katılacak. Törene Başbakan Erdoğan ve komuta kademesi de katılacak. ‘Hacettepe’nin içi boşalacak’ SİNAN TARTANOĞLU ANKARA 45 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yerine, yine üniversite bünyesinde, 1 milyar TL para harcayarak Beytepe Tıp Fakültesi Hastanesi’nin kurulması projesine, 4 eski dekandan itiraz geldi. Hacettepe Tıp’ın 15 yıllık döneminde görev yapan eski 4 dekan, hazırladıkları ortak bildiri ile projenin sahibi Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer’e, “Hacettepe aşırı güç kaybına uğrar. Yeni bir tıp fakültesi açmak yerine, kaynağı mevcut tıp fakültesi için harca. Yeni teknolojiyi Hacettepe için kullan, Hacettepe güçlensin” uyarısında bulundu ve “Bu projeden vazgeç” dedi. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, 45 yıllık tarihi olan, Türkiye’nin sayılı üniversite hastaneleri arasında yer alan üniversitenin tıp fakültesine bağlı Hacettepe Hastanesi’nin yerine Beytepe Uluslararası Tıp Fakültesi’ni kurmak istedi. Maliyetinin yaklaşık 1 milyar TL tutması beklenen yeni fakültenin kuruluşuna ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Ancak Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yerine Beytepe’de yeni bir tıp fakültesi hastanesinin kurulması projesine, Hacettepe Tıp Fakültesi’nin eski 4 dekanından itiraz geldi. Prof. Dr. Şevket Ruacan, Prof. Dr. Ergül Tunçbilek, Prof. Dr. Yavuz Renda, Prof. Dr. İskender Sayek ve Prof. Dr. Sarp Saraç, yani Hacettepe Tıp Fakültesi’nin yönetimini yaklaşık “15 yıl” elinde tutmuş eski dekanlar, kaleme aldıkları “ortak bildiri” ile Beytepe’nin Hacettepe’ye vereceği zararları anlatmaya ve Rektör Tuncer’i bu projeden vazgeçirmeye çalıştı. Yeni projenin kendilerinde “derin endişe ve kaygılar” uyandırdığını belirten eski dekanlar şu ifadeleri kaydettiler: “Üniversiteye verilecek kaynakların yeni bir tıp fakültesi açmak yerine mevcut tıp fakültesinin altyapı ve olanaklarının iyileştirilmesi için kullanılmasının ve sözü edilen yeni teknolojinin mevcut hastanede kullanılmasının çok daha yararlı olacağı ve Hacettepe’nin eğitim, araştırma ve hizmet alanlarındaki konumunu güçlendireceği kesindir.” TBB önünde cüppe yıkadılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Platform Siyah üyeleri, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Danıştay’ın 146. yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmayı protesto için TBB önünde cüppe yıkadı. Platform Siyah kurucularından Tarık Şebik, yeni Türkiye’de milletin iradesi üstünde hiçbir otorite tanımadıklarını belirterek “Milletten yüz bulamayanların, bu ülkenin geleceğine dair tek bir sözü olmayanların, yağmacı çapulcuları çiçek çocuklar diye kutsayanların küstahlığına artık yeter diyoruz” dedi. AKP’nin Metin Feyzioğlu’na tepkisi bitmiyor İşler: Siyaset heveslisi cüppeliler istifa etsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuşmasına sinirlenerek müdahale ettiği Türkiye Baralor Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’na öfkesi sürüyor. Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, siyaset heveslisi olan cüppelilerin istifa etmesi gerektiğini söyledi. İşler, Twitter hesabından Feyzioğlu’nun Danıştay’daki konuşmasının protokol, edep ve nezaket kurallarına aykırı olduğunu dile getirdi. Feyzioğlu’nun konuşmasının siyasi içerikli bir konuşma olduğunu kaydeden İşler, “Başbakanımızın tepkisi, muhalefet sözcüsü gibi konuşan, cüppesinin arkasına saklanan kişiye yönelik millet adına verilmiş haklı bir tepkidir. Son zamanlarda cüppenin arkasına saklanarak siyasi şov yapma ve siyasete ayar verme gibi kötü bir modanın başladığı anlaşılıyor” değerlendirmesinde bulundu. İşler, “Millet tarafından seçileceği için, bürokratların ve yargı mensuplarının cumhurbaşkanı olma dönemleri kapanmıştır. Boşuna heveslenmesinler” diye konuştu.