04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER Başbakan Erdoğan, TBB Başkanı Feyzioğlu’nu dedesi üzerinden hedef aldı, tehdit etti ‘Konuşturmayacağız’ EMİNE KAPLAN AFYONKARAHİSAR Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu’nu kendisini evlat edinen dedesi Turhan Feyzioğlu üzerinden eleştirdi. Turhan Feyzioğlu’nun Deniz Gezmiş’lerin idamında imzası olduğunu öne süren Erdoğan, “Sen önce bunun hesabını ver” dedi. Adli yıl ve Danıştay törenlerinde bundan sonra TBB’nin değil adalet bakanı ve başbakan yardımcısının konuşacağını kaydeden Erdoğan, paralel yapıyla ilgili olarak vatandaşlara “ihbar edin” mesajı verdi. Erdoğan, partisinin Afyon kampının kapanış konuşmasında özetle şu görüşleri dile getirdi: Herkes haddini bilecek: Birileri kürsülere çıkıp konuşurken kendisini Yassıada savcısı, bizi de o mahkemelerde yargılanan sanık gibi görüyor. Hukuk katili hukukçulara artık yer yok. Herkes haddini, sınırını, konumunu bilecek. Sizin karşınızda Menderes’in akıbetiyle korkutulan, sinen, pısırık başbakan ve bakanlar yok. ŞİDDET YASASI BUGÜN MECLİS’TE Erdoğan kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesine dönük tasarının pazartesi (bugün) TBMM’ye sevk edileceğini açıkladı. Erdoğan, “Kadına el kaldıran insanlığa el kaldırmıştır; çocuğa el kaldıran, şiddet uygulayan, bir insan dahi olamayacak derecede alçalmıştır. Son hazırlığını yaptığımız yasa tasarısı, bu konuyla ilgili cezaları ciddi manada artıran bir yasa tasarısı olacaktır. Böyle bir kapıdan gir, öbür kapıdan çık yok... Çok ciddi ağır cezalar getiren bir yasal düzenlemeyi Meclis’e pazartesi (bugün) gönderiyoruz” dedi. Sen kimsin ya: (Danıştay’ın kuruluş yıldönümü) Hukukçusun, orada konuşma yapacaksın ama devlet ricaline her türlü hakareti, saygısızlığı yapacaksın. Misafir olarak geliyorsun, zehir zemberek bir konuşma yapıyorsun, o hücrelerine sinmiş kibirle parmak sallamaya kalkıyorsun. İnsanda en başta bir nezaket olur. CHP kurultayı kürsüsünden değil Danıştay kürsüsünden konuşuyorsun. Danıştay salonunda mıyız yoksa CHP kurultayında mıyız şaşırdım. Memleketin 100 yıllık gündem maddelerini hatırlatıyor, siyasetçiye hiza vermeye çalışıyor. Engelli konusundan başlıyor, Van depreminden, AB’den Aselsan, Havelsan, Roketsan’dan bahsediyor. Sen kim Aselsan, Havelsan kim, sen kimsin ya. HSYK’ye değiniyor, sanat hakkında da konuşuyor töbe töbe. Neymiş ona öyle bilgi verilmiş, sana şaklabanların bu bilgiyi veriyor. Van’da konteynır kentler kaldırılıyor, ama 67 aile diyemiyor. CHP, BDP ve MHP zihniyetindekiler bunu istismar ediyor. Bu 67 aile Van’ın manzarası gibi sunuluyor. Berkin Elvan’ın cebinde patlayıcı: Yatıyorlar kalkıyorlar Berkin Elvan. O da onu zikrediyor, yüzünde maskesi, cebinde sabanı ve patlayıcılar. Malum medya ekmek Dedesi Feyzioğlu üzerinden eleştiri Menderes’in idamından bahsediyor, Nâzım Hikmet’in acılarından bahsediyor. Nâzım Hikmet’e vatandaşlığını iade eden kim, bizim iktidarımız. Bütün bu acıları çektiren kim, bu idam kararlarını veren kim. Bu konuşanın dede babası da o imzaların içinde. 3 tane idamla ilgili Turan Feyzioğlu’nun da orada ismi var, o zamanki heyetin içinde o da var. Sen önce bunun hesabını ver. Türkiye’ye bu büyük acıları yaşatan, genel başkanı olmaya heveslendiğin parti yani CHP’dir. 27 Mayıs olurken, Maraş, Sivas, Çorum ve Danıştay olaylarında bunlar zihniyetleriyle oradaydılar. Menderes idam edilirken de dede babalarıyla oradaydılar. Dün devlet protokolüne yapılan bu saygısızlık bir zihniyetin değişmez ruh halidir. Birileri fırsat olarak görüp siyasetçiye fırça çekebilecek imkân olarak görüyor, siz kimsiniz ya. Siyasetçiye ayar verme cüretini kendinizde nasıl görüyorsunuz, kibirle parmak sallamaya hakkınız yok. Bunların dede babalarının alışkanlığıydı bitti, mazi oldu. Sütün içindeki pis su: Paralel yapı, öyle bir yapı ki sütün içine karışmış pis suya benziyor, 35 yıl boyunca ak sütün içine karışmışlar, her türlü hileyi kullanarak gizlenmişler. Dışarıdan baktığınzda sütün içindeki pis su anlaşılmazsa bu yapı da bakmakla görülemiyor. Artık bu yapının ayakta kalması mümkün değil. Ama ana damarları ciddi şekilde köreltildi, yıpratıldı. Önümüzdeki yıl çok farklı bir yıl olacak. Cadı avıysa devam edeceğiz: Paralel yapıyla mücadelede cadı avına dönüşmesini ikide bir konuşuyorlar. Eğer ihanet edenlerin bir görevden alınıp diğer bir göreve verilmesi cadı avıysa biz bu cadı avını yapacağız. almaya giderken diyor, sapanla mı patlayıcıyla mı gidilir ekmek almaya. Bu nasıl bir iştir, her şey ortada. Terör örgütü Okmeydanı’nda Burakcan’ı şehit etti, niye ondan bahsetmiyorsun. Çünkü o teröre kılıf bulmamıştı, sıkıntı burada. Çünkü Burak istismara elverişli değil, diğerleri elverişli. Burak için belki her yıl mütevazı anma töreni yapılacaktır ama bunlar için bu isimler tamamen istismara açık, her yıl yapacakları kutlamalarla oy devşireceklerini zannedeceklerdir. Bundan sonra konuşmayacaklar: Bunu bir usule bağlayacağız. Bunların konuşacağı yere hiçbir zaman katılmam. Ne adli yıl açılışı ne diğerleri. Çünkü bunların burada konuşma hakkı olmadığı halde söz veriliyor. Sayın başkanlar çıkar konuşurlar, ama bunların hakkı yok. Eğer birine konuşma verilecekse bu adli yılda adalet bakanına verilmesi gerekir. Danıştay’da da özlük hakları yönünden başbakan yardımcısına söz verilir. O zat CHP kurultayında yapacağı konuşmayı Danıştay’la karıştırmış. Cumhurbaşkanım… “Benim cumhurbaşkanım kim olmalı” diye düşündüm. “Düşünecek ne var” denebilir. Öyle ya, kim seçilirse işte “senin cumhurbaşkanın olacak”. Ama öyle değil işte. “Benim cumhurbaşkanım” diyeceğim seçilen kişi içime sinmeli isterim. Bu istek benim vatandaşlık hakkım. Benim cumhurbaşkanım, ülkemi temsil edecek, ülkemin dünya üzerindeki varlığını temsil edecek, çağımızı temsil edecek birisi olmalıdır. Bizi, hepimizi temsil etmelidir. “Benim cumhurbaşkanım” hangi özelliklere sahip olmalıdır, diye düşündüm. Birinci özelliği, “dürüstlük” olmalıdır. Yalansız olmalıdır, yalansızlığı korumalıdır. “Güvenilir” olmalıdır. Böyle bir karakter taşımalıdır. Ben, onun sözüne, tutarlılığına güvenmeliyim. İkinci özelliği, “adaletli kişilik” taşıması olmalıdır. Kinci, hesapçı, gizli planları olan birisi olmamalıdır. Yakınlarını, yandaşlarını korumak uğruna adaleti çiğnemeyi aklından bile geçirmemeli, kimseye de izin vermemelidir. Doğruluktan, dürüstlükten hiçbir nedenle ayrılmamalı, her kararında bunu kanıtlamalıdır. Ben, onun adil bir cumhurbaşkanı olduğunu bilmeliyim. Üçüncü özelliği, “önyargılardan arınmış bilge” olmasıdır. Bilgi Toplumu’nu anlamış, bilimsel bilgi sahibi, öğrenmeye açık bir aydınlanma insanı olmalıdır. Toplumu bilgi dünyasına taşımayı hedefleyen, bilgi kaynaklarını destekleyen birisi olmalıdır. Toplumun eğitimini yarınlara yöneltecek, dogmalardan uzak laik bir temele oturtmayı bilinçle desteklemelidir. Dördüncü özelliği, “sanat bilincinin gelişmiş olmasıdır”. Bütün sanat dallarını bilen, seven, destekleyen birisi olmalıdır. Resim, heykel, müzik, opera, bale, senfoni orkestraları, tiyatro, sinema gibi sanatın her dalı onun ilgi alanı olmalı, desteklemeyi görevi bilmelidir. Sanatın değerini bilmeli, kendi yetersizliğini davranışının temeli yapmamalıdır. Beşinci olarak, “çıkmasını bildiği gibi inmesini de bilmesidir”. Bir makama çıkmayı marifet, inmeyi felaket sayan birisi oraya hiç çıkmamalıdır. Siyasal olgunluk taşımayan kişiler kendisi için de, ülke için de taşınması çok zor bir yük olur. HHH Şimdi hemen akla gelir ki, “iyi de bu nitelikler çok yerinde ama böyle kişileri nasıl bulalım”? “Bulsak da oraya seçilme şansları olur mu?..” Bir, böyle kişileri bulmanız için çevrenize akıllıca bakmanız yeterlidir. İki, bu kişilerin seçilme şansı olmaması sizin kusurunuzdur. Demek ki toplumunuz henüz bu nitelikte kişileri başına geçirme düzeyine gelememiştir. Olabilir. Ama hiç kimse “benim cumhurbaşkanım” diyeceğim kişiyi düşünmemi engelleyemez. Kimler mi? Prof. Doğan Kuban neden “benim cumhurbaşkanım” olmasın? Bütün özellikleri fazlasıyla taşıyan bir “Aydınlanma Bilgesi”. Prof. Bozkurt Güvenç’i gönül rahatlığıyla seçerim. Prof. Yılmaz Büyükerşen nasıl da “benim cumhurbaşkanım” olur. Prof. Türkan Saylan, keşke aramızda olsaydı da onu Çankaya’da görseydik. Bilim dünyasından, sanat dünyasından daha pek çok adayım olurdu. Çankaya Atatürk’ün yeridir. Aklım ve kalbim “onundur”… Benim AKP KAMPINDA DİKKAT ÇEKİCİ MESAJLAR ‘Erdoğan fiili başkan olur’ EMİNE KAPLAN AFYONKARAHİSAR Başbakan Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda milletvekillerine “Protokol cumhurbaşkanı olmam. Gitsem de kalsam da tüm yetkileri kullanırım. Seçimlerde cumhur, başkanını seçecek. Seçilecek kişi fiilen başkan gibi olacak” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, siyasi partilerin aday gösterebilmesine karşın adayına gerekli parasal desteği verememesinin doğru olmadığını belirterek, YSK ile bu konuyu görüştüklerini kaydetti. AKP’nin Afyon kampının basına kapalı bölümünde Erdoğan milletvekillerinin sorularının yanıtladı. Milletvekillerinin büyük çoğunluğu Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olması gerektiğini belirterek “Yeni döneme sizin önderlik etmeniz lazım. Bu bir tercih değil, zorunluluktur” görüşünü dile getirdi. Kampta yalnızca bir vekil Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması durumurda partinin geleceğine ilişkin eleştirilerini dile getirerek, Turgut ÖzalYıldırım Akbulut olayını anımsattı. Milletvekili, “Siz cumhurbaşkanı olursanız Yıldırım Akbulut gibi emanetçi başbakan kaygısı oluşmaz mı? Bu durum partimizi ANAP benzeri bir sona götürmez mi?” demesi üzerine Erdoğan’ın sitem ettiği öğrenildi. Erdoğan’ın “Bunları duymamış olayım. Bu tür laflar bizi incitir. Biz ANAP gibi bir parti olmayız. Zaten o dönemle bu dönem çok farklı” dediği belirtildi. Bir milletvekilinin “Cumhurbaşkanlığının halk tarafından seçilmesinin anayasa değişikliğiyle birlikte ağustosta yapılacak seçimde defakto olarak başkanlık sistemine geçileceği”ni söylemesi üzerine Erdoğan, Köşk’e çıkması durumunda tüm yetkileri kullanacağını belirterek, protokol cumhurbaşkanı olmayacağını söyledi. Erdoğan, “Gitsem de kalsam da tüm yetkileri kullanırım” dedi. Erdoğan, seçilecek kişinin sadece cumhurbaşkanı değil fiili başkan gibi olacağını vurguladı. Kampata İçişleri Bakanı Efkan Ala sunumunda, paralel yapının Erdoğan’ın “one minute” çıkışını yaptığı Davos toplantısı ve Mavi Marmara olayından sonra harekete geçirildiğini ileri sürerek, bu yapının 2009’dan bu yana dinleme yapmadıkları il kalmadığını, bugüne kadar 600 bin kişiyi dinlediklerinin belirlendiğini söyledi. Ala, bir iddianame metninde Erdoğan için “dönemin başbakanı” ifadesinin yer aldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Eskişehir’de engellilerle buluştu ‘Öfkeli, şaibeli, ayrımcı Cumhurbaşkanı olmaz’ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir’deki etkinlikte, “Devlet öfkeyle değil, akılla yönetilir” dedi. Eskişehir’de dün, CHP’li Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı belediyelerince Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Engel Tanımayanlar Buluşuyor” etkinliğine katılan Kılıçdaroğlu, işitme engelliler ile birlikte İstiklal Marşı söyledi, zihinsel engelliler ve işitme engellilerin halk dansları ve tangolarını izledi. Halk dansları ve gösteri ekiplerinde bulunan bazı engelli gençler kendilerine teşekkür plaketlerini Kılıçdaroğlu’nun vermesini isteyerek sahneden Kılıçdaroğlu’na koştular. Kılıçdaroğlu engelli gençleri kutladı, onlara karanfil verdi. Kılıçdaroğlu açış konuşmasında, engellilerin çok sorunları olduğunu belirterek birleşmeleri ve tek çatı altında toplanmaları çağrısında bulundu. Sahnede engellilerin sorularına yanıt veren Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylarında olması gereken nitelikleri açıkladı. Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: “Devlet öfkeyle değil, devlet akılla yönetilir. Eğer siz devleti öfkeyle yönetmeye kalkarsanız toplumu bölersiniz. Huzuru sağlamak değil, huzursuzluğun kaynağı olursunuz. Örneğin öfke dolu bir cumhurbaşkanı mı istiyoruz yoksa sakin, huzurlu bir cumhurbaşkanı mı istiyoruz. Toplumu bölen mi, yoksa bütün toplumu kucaklayan cumhurbaşkanı mı istiyoruz. Devletin bütün organlarının içerisinde çalışmasını öngören bir cumhurbaşkanı mı istiyoruz, devlete şu veya bu şekilde ayrımcılık yapan bir cumhurbaşkanı mı istiyoruz. Şaibesiz bir cumhurbaşkanı mı istiyoruz, yoksa şaibeli mi?” Siyasal parti liderlerinin cumhurbaşkanı adayı olmaması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Benim gönlümde yatan, ortaya çıkan cumhurbaşkanı toplumun bütün kesimlerinden destek alsın. Türkiye de bu nitelikte çok insan var” dedi. Akşam saatlerinde Ankara Çayyolu’ndaki Zafer Koleji’nin açılış törenine katılan Kılıçdaroğlu, soruları yanıtladı. “CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Feyzioğlu’nun konuşmasıyla ilgili ‘Saygısızlık yaptı’ dedi. Buna ne dersiniz” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Haberim yok. Feyzioğlu’nun ayıplanacak bir şeyi yok” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Erdoğan ile Danıştay’dan ayrılmasını “Tören bitmeden Sayın Cumhurbaşkanı’nın salonu terk etmesi doğru değil” sözleriyle eleştirdi. ‘Vatandaş ihbar etsin’ Bakanlarımıza söylüyorum, nerede kim nasıl neler yapıyorsa bunları bize bildireceksiniz. Bütün vatandaşlarıma da söylüyorum ki gereğini yapalım. Belediye başkanları, il başkanları hepsine söylüyorum, milletvekili arkadaşlarıma, kurucu arkadaşlarıma. Bir cerrah hassasiyetiyle sütün içindeki pis suyu gerekirse kaynatarak, gerekirse moleküllerine ayırarak sterilize edeceğiz. Unutmayacağım ve affetmeyeceğim: Susanı, sessiz, tepkisiz kalanı tarih affetmeyecek. Başta CHP ve MHP olmak üzere suskunluk ve tepkisizlik, bu destek tarihe kara bir leke olarak geçti. Bu alçakça saldırıları nefes alıp verdiğim sürece unutmayacak ve affetmeyeceğim. Gülen’i aday yapsınlar: Bizim çok sağlam bir çatımız var, birileri de çıkmış, çatı aday bulacağız diyorlar. 30 Mart’ta estirilen rüzgâr bunların çatılarını uçurdu, yeni çatı kurmaya çalışıyorlar. CHP genel müdürü ne diyor, adayımız MHP’nin, Kürtlerin, sosyalistlerin de desteğini alacak. Yani hem kapitalist, hem ulusalcı hem sosyalist hem de faşist olacak. Gerektiğinde zafer, gerektiğinde bozkurt işareti yapacak. Akıl hocaları bu tarife uyuyor ama onun da üniversite mezuniyeti yok, sıkıntı burada. TBMM Başkanı Çiçek Romanya’da ANKARA (Cumhuriyet Büros) Cemil Çiçek, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Parlamenter Asamblesi Genel Oturumu’na katıldı. Düzenlediği basın toplantısının ardından kentteki Türk Şehitliği’ni ziyaret ederek çelenk koyan Çiçek, daha sonra Türkiye’nin Bükreş Büyükelçisi Ömür Şölendil’in onuruna vereceği resepsiyona katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle