24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 2014 CUMARTESİ 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK AKP’nin yerel seçim yarışını kaybettiği Bayındır’da bir yıl sonra 92 kişiye dava açıldı n Baştarafı 1. Sayfada Engin Alan’ın dönem sonuna kadar dışarıya çıkmasını sağlayacak yasa teklifinin anayasaya aykırı olduğunu bilmez mi? Bu soruyu kuşkusuz ikinci bir soru izliyor. Hemen her hukuksal konuda bilgi ve görüş sahibi bir Meclis Başkanı, bu yasanın anayasaya aykırı olduğunu bilmesine karşın; birden, hiç gündeminde yok görünen böyle bir teklifi neden hazırladı ve partilerin oluruna sundu? Tabii bu sorunun pek çok yanıtı olabilir. Çiçek, üç yıldan beri seçilmiş milletvekillerinin şu veya bu suçlamayla sanık olarak içeride yatmalarından denilir ve der kifevkalade rahatsızdı. Onca girişimi oldu bu konunun çözümü için, ama hiçbirini başaramadı: İçerideki milletvekillerinin pek çoğu şu veya bu nedenle dışarıda. Hatta parlamentoda görevlerini yapıyorlar şu şıralar. Tek bir vekil, Engin Alan içeride. HHH Alan’ın dışarı çıkmasına ilk bakışta iktidar çevreleri de karşı değil gibi. Ama ufak bir sakıncadan söz ediyorlar: Cezası kesinleşmiş Alan’ın bir yasayla dışarı çıkmasına, infazın dönem sonuna bırakılmasına anayasanın 84’üncü maddesi engel! Dön dolaş aynı soru yinelenerek karşımızda: Cemil Çiçek gibi bir hukukçu, önerdiği yasanın anayasaya aykırı olduğunu bile bile pekâlâ böyle bu öneriyi partilerin onayına neden sundu? Vekil seçilenlerin hapis yatmalarına ne vicdanı ne de hukuk, insan hakları anlayışı karşı çıkıyor da bu nedenle mi? Bu, siyasal alanlarda yeni yeni gezinen çocuklara uygun bir gerekçe olabilir amma... … Bütün bunlar siyasal partileri kandırabilecek nitelik ve içerikte değil elbet. Üstelik modası geçmiş gerekçeler... Daha çok 4 bakan hakkındaki rüşvet önergesinin Meclis görüşmelerinin TV’lerden naklen verilmesini engelleyen, pazartesi günü olan yayın yasağını kaldırmak için parmağının ucunu oynatmayan C. Çiçek’in bulduğu, belki de kamuoyunda zevahiri kurtarmak amacıyla hazırladığı bir yasa önerisi. Kimine göre ise amaç Çankaya ve büyük seçim öncesi yükselmeye geçen MHP oylarını kırmak... HHH Başta AKP sözcüsü, çoğu zaman bir konuyu lastik gibi çeke çeke uzatan Hüseyin Çelik bile bu soruna ancak anayasa değişikliği yapılarak çözüm bulunabileceğini söyledi, pekâlâ. Lakin CHP, Çelik’in tabii anımsamadığı bir gerçeği aynı gün gündeme getirdi. Yeni anayasa yapımı sırasında, bu konuda anayasa değişikliği yapmakta üç partinin anlaştıklarını açıklayıverdi. Grup Başkanvekili Hamzaçebi, önümüzdeki hafta getirelim anayasa değişikliğini, sorunu kökten çözelim, dedi. Tabii içtenlik yoksulu AKP’den henüz ses yok! HHH İktidarın pek çok konuda samimi olmadığını bir başka örnek doğruluyor. Balyoz davası nedeniyle Anayasa Mahkemesi önünde nöbete başlayan avukat Şule Nazlıoğlu Erol, Başkan Haşim Kılıç’ı ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada, “esas çözümü hükümetten beklediklerini” söyledi ve… “Adalet Bakanı bize söz vermişti. Yeniden yargılama paketi hazırladıklarını söylemişti. ‘Ancak seçime kadar (30 Mart) yetişmez, seçimden sonra bunu kamuoyuna açıklayacağız’ demişti. O açıklamayı bekliyoruz” dedi. Ne var ki seçim geldi geçti. Bakanlıktan Balyoz dahil kimi davaların, ama bu kez; ama özel yetkili olmayan mahkemelerde yeniden görüleceğini müjdeleyen bir açıklama şu günlere kadar yapılmadı. Buna karşın önceki gün TV’ler, altyazı olarak bakanlığın bu sorunu çözümleyeceği umut edilen yargı paketinin çıkarılmasının ertelendiğini içeren bir haber geçti. Bu haber bakanlıkça henüz yalanlanmadı, yalanlanacak mı bu da bilinmiyor. Bu iktidarın, Ergenekon, Balyoz gibi davaların paralel yapı cemaatin marifeti olduğu, hatta Balyoz davasının ordu içinde kurgulanan kumpas sonucu olduğunu içeren açıklamalarına nasıl inanacaksınız? Bu örnekler, bu iktidarın bir gün vaat ettiğini ertesi gün söylememiş gibi davranabilen… …tam bir ikiyüzlülük vakası olduğunu kanıtlayan örnekler… Gezi kini sürüyor EMRE DÖKER İZMİR İzmir’in Bayındır ilçesinde Gezi Direnişi sırasında eğitimcilerin öncü olduğu yürüyüşe katılan, aralarında siyasi parti temsilcilerinin de olduğu 92 kişiye dava açıldı. Dava açılanlar arasında yer alan CHP Bayındır İlçe Başkanı Ali Fuat Özuslu, AKP’nin yerel seçimlerde ilçeyi CHP’ye kaptırmasının ardından dava açılmasının manidar olduğunu söyledi. 4 Haziran 2013’te Bayındır’da Gezi Direnişi’ne destek olmak için yürüyüş gerçekleştirildi. 100 kişiyle başla KIRKLARELİ’NDE 88 BERAAT DAHA KIRKLARELİ (Cumhuriyet) Gezi Direnişi’ne destek için Kırklareli’nde düzenlenen eylemler nedeniyle 1238 kişiye dava açılmıştı. Türkiye’nin en kalabalık Gezi davası 16 parçaya bölünmüştü. 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün yapılan duruşmada, 13 Haziran’daki eylemlere katıldığı gerekçesiyle yargılanan 88 kişi hazır bulundu. Sanıklar, demokratik haklarını kullandıkları belirterek beraatlarını istedi. Mahkeme, 3 yıl hapis istemiyle yargılanan 88 sanığın beraatına karar verdi. Kırklareli’nde önceki gün de 109 sanık beraat etmişti. yan yürüyüş yaklaşık 400 kişiye ulaştı. Aradan geçen süre içinde yürüyüşe katılanlar hakkında Bayındır Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açtı. Soruşturma sonunda içlerin de EğitimSen üyeleri, CHP Bayındır ilçe başkanının da olduğu 92 kişiye dava açıldı. Yürüyüşten 1 yıl sonra açılan davanın “sindirme” amaçlı olduğu belirtildi. CHP Bayındır İlçe Başkanı Özuslu, “Yurttaşlar, AKP’nin Bayındır’ı kaybetmesinin ardından ilçede yaşayanları cezalandırmak için bunu yaptığını düşünüyor. Böyle bir toplu dava daha önce açılmamıştı” dedi. Dava açılanlar arasında yer alan EğitimSen Bayındır Temsilcisi Muhammed Çağrıtekin de aradan 1 yıl geçmesinin ardından dava açılmasının düşündürücü olduğunu söyledi. EğitimSen Tire Temsilcisi Necmi Ucer de Tire’den Bayındır’a gelerek yürüyüşe katılan 4 öğretmene de dava açıldığını anlattı. YARGITAY, ŞERZAN KURT’U ÖLDÜREN POLİSE VERİLEN CEZAYI AZ BULDU öldürmekten Yurt Haberleri Servisi Muğla’da, 2010 yılında üniversiteli Şerzan Kurt’u silahla vurarak öldüren polis memuru Gültekin Şahin’e “olası kast ile adam öldürme” suçundan verilen 8 yıllık ceza, Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Yargıtay, polis Şahin’e “kasten adam öldürme”suçundan müebbet hapis cezası verilmesini, fakat cezada “haksız tahrik” indirimi yapılmasını, buna göre 12 yıl18 yıl arasında bir mahkumiyete hükmedilmesini istedi. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Böyle daha hakkaniyetli oldu” denilerek 2005’te kaldırılmış Türk Ceza Kanunu’ndaki bir maddenin TCK’ye uyarlanması ve Şahin için kendi işlediği suçta, suça yardım indirimi yapılması büyük tepki çekmişti. Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre, Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 14 Nisan’da oyçokluğuyla verdiği kararda, Şahin’e TCK’nin 81. maddesi gereğince “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verilmesi gerektiğini kaydetti. Ancak aralarında Şerzan Kurt’un da olduğu göstericilerden polise taş atıldığı gerekçesiyle cezada “haksız tahrik” indirimi yapılması ve Şahin’e 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi. Ayrıca daire, TCK’nin 53/5. maddesine göre, hak ve yetkinin kötüye kullanılması halinde cezanın infazından sonra da aldığı cezanın yarısından bir katına kadar bu yetkinin kullanılmasının yasaklanmasını talep etti. Böylece Şahin’in polislikten çıkarılması ihtimali belirdi. Baba Ömer Kurt da, Uğur Kaymaz’dan Ceylan Önkol’a, Roboski’den Ali İsmail Korkmaz’ın öldürüldüğü Gezi Direnişi’ne kadar aynı manzaranın yaşandığına işaret ederek “Suç işleyenlere hak ettiği cezanın verilmesi gerekir. Şerzan’ın katili tahliye olduktan sonra evine uğramadan üniversiteye gitti. ‘Ben öldürür, yine gelirim’ demektir bu. Biz adalet istiyoruz” dedi. Kararın bozulmasının yerinde olduğunu belirten Kurt ailesinin avukatı Arif Ali Cangı, haksız tahrik indirimi istenmesine tepki gösterdi. Cangı, Kurt’a atfedilen, taş atma gibi herhangi bir fiil olmadığının altını çizdi. ‘Kasten yargılansın’ SALONUNU ÖVEN SAVCIYA KORKMAZ AİLESİNDEN YANIT ABDULLAH CÖMERT’İ VURAN POLİSİN ‘Adil yargılama önemli’ AKIN BODUR TUTUKLANMASI TALEBİ REDDEDİLDİ İSKENDERUN Gezi Direnişi sırasında polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından dövülen ve geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz için Kayseri Adliyesi’nde konferans salonu hazırlandı. Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Usta “Avrupa’nın bile en modern salonu oldu” derken, Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, “En görkemli salonlar krallıklarda, diktatörlüklerde bulunur. Ancak orada adalet diktatörün iki dudağının arasındadır. Adaleti, yer ve mekân olarak değerlendiremeyiz. Bizim için salondan çok adil yargılama önemli. Sanıklara hak ettikleri cezalar verilmeli. Ve en önemlisi yeni Ali İsmail’ler yitirilmemeli. Ancak salonun düzenlenmesi yine de olumludur” dedi. Korkmaz’ın öldürülmesine ilişkin 5 tutuklu sanık ile tutuksuz 3 polisin de yargılandığı 8 sanıklı davaya pazartesi günü devam edilecek. ‘Anneler Günü’nde mezarı başında olacağım’ diyen anne Cömert: Katil, annesine nasıl bakacak MEHMET ALİ SOLAK GEREKÇE DELİL KARATMA ŞÜPHESİ KCK’de sadece bir tahliye çıktı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) KCK ana davasında tutuklu bulunan 43 kişinin avukatları tutukluluk sürelerini 5 yılla sınırlandıran yasanın ardından bir kez daha itirazda bulundu. 2. ağır ceza mahkemesi, sadece sanıklardan Nihayet Taşdemir’in tahliyesine karar verdi. Mahkeme, eski DEP Milletvekili Hatip Dicle ve diğer 42 sanığın tahliye başvurusunu “kaçma ve delil karartma şüphesi, suçun mahiyeti, delil durumu” nedeniyle reddetti. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Bingöl’ün Adaklı ilçesi kırsalında önceki gün güvenlik güçleri tarafından üzerlerinde bir roketatar ve örgütsel doküman ile yakalanan 2 kişi Kiğı ilçesinde cumhuriyet savcılığına sevk edildi. Mahkemeye çıkaran 2 kişi, “örgüte yardım ve yataklık” suçundan tutuklandı. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, HDP’yi eleştiren milletvekili Altan Tan’ı isim vermeden eleştirdi. Azadiya Welat gazetesine yazan Bayık, “Sırtında yumurta küfesi olmayanlar bol keseden konuşuyorlar. HDP’ye itiraz eden bazı Kürtlerin kaygısı Kürtlerin özgür ve demokratik yaşama kavuşması değildir. Milletvekili ya da belediye başkanı olmaları sınırlanır gibi bir kaygıyla hareket ediyorlar” dedi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Demokratik Toplum Kongresi (DTK), 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı kapsamında basın toplantısı düzenledi. Dil ve Eğitim Komisyonu Başkanı Osman Özçelik, Kürtçenin yüzyıllardır asimilasyon politikalarına maruz kaldığını da ifade ederek bir hafta boyunca yürüyüşler, konserler, söyleşiler gerçekleştirileceğini aktardı. Roketatarla yakalandılar HATAY Gezi Direnişi’nde Abdullah Cömert’i gaz fişeğiyle başından vurarak öldüren polis memuru Ahmet Kuş’un tutuklanması talebi Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “sanığın sabit ikametgâh ve iş sahibi olması, kaçma şüphesi olmaması” gerekçesiyle reddedildi. Anne Hatice Cömert, “Birkaç gün sonra Anneler Günü kutlanacak. Ben oğlumun mezarı başında olacağım. Peki oğlumu öldüren katil, kendi anasının yüzüne nasıl bakacak? Keşke ben ölseydim de bu acıyı yaşamasaydım” dedi. Cömert ailesinin avukatı Hatice Can, sanık polis Ahmet Kuş’un tutuklanması istemiyle Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkemenin taleple ilgili görüşünü aldığı cumhuriyet savcısı ise sanık polisin tutuksuz yargılanması yönünde görüş bildirdi. Mahkeme de savcının görüşüne uyarak talebi reddetti. Avukat Hatice Can ise bu karara karşı önceki gün Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Dilekçede, “Müvekkile karşı işlenen suçun ‘kasten öldürme’ olduğu konusunda şüphe bulunmamaktadır. Mahkemece kabul edilen iddianamede de sanığın olası kastla öldürmeden yargılanması istenmiştir” denildi. Abdullah Cömert’in acılı annesi Hatice Cömert, “Benim oğlum 11 aydır toprak altında, onu öldüren dışarıda. Birkaç gün sonra Anneler Günü kutlanacak. Ben oğlumun mezarı başında olacağım. Peki oğlumu öldüren katil, anasının yüzüne nasıl bakacak? Oğlumu öldürenlerin cezalandırılmasını bekliyorum. Keşke ben ölseydim de bu acıyı yaşamasaydım” dedi. Çocuklarının katilinin serbestçe dolaşmasından rahatsız duyduklarını dile getiren anne Cömert, “Bütün insanlar, sokaklarda dolaşıyor. Benim oğlum nerede? Benim oğlum ne yaptı? Elinde ne top, ne tüfek, ne bomba, ne sopa vardı. Bu acıyı katiller bilmez. Bilse bilse şehit anaları bilir. Oğlumun katili cezasını almadan rahat olmayacağım” dedi. Anne: Keşke ben ölseydim DELİL YOK, SADECE ÖĞRENCİ İFADESİ VAR MÜ’de 2 araştırma görevlisi disipline HAZAL OCAK Marmara Üniversitesi (MÜ) Hukuk Fakültesi’nde görevli Eğitim Sen üyesi 5 araştırma görevlisinin, öğrenci ifadelerine dayanılarak, öğrenci eylemlerine katılmak; taşla, sopayla, şişeyle, kemerle, polisin olduğu yerde öğrencilere saldırmakla suçlandığı soruşturmada 3 araştırma görevlisi hakkında takipsizlik kararı verildi. Dr. Tolga Şirin ve araştırma görevlisi Eren Paydaş ise meslekten çıkarılma talebiyle Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Görkem Doğan ise “Bu soruşturma, bütün üniversite çalışanlarına yönelik bir gözdağıdır. Biz bu gözdağlarına boğun eğmeyeceğiz, pabuç bırakmayız” dedi. Doğan, delil bulunmadığını, sadece bazı öğrencilerin ifade verdiklerini kaydetti. Cezaevine çocuklarıyla gitmeye kararlı olan Kılınç, infaz savcılığına başvurdu: Bayık’tan Tan’a sert tepki İkizler yürüyene kadar ertelensin CANAN COŞKUN Kürt Dil Bayramı kutlanıyor Mezopotamya Kütür Merkezi’nde sattığı kitapların örgüt üyelerine gönderilmesinden dolayı “yardım ve yataklıktan” 2 yıl 1 ay hapis cezası alan Özgür ve Lorin bebeklerin annesi Mülkiye Demir Kılınç, infaz erteleme başvurusunda bulundu. İkiz bebeklerin annesi Mülkiye Demir Kılınç, cezaevine çocuklarıyla birlikte girmeye kararlı olduğunu belirterek, “Pedagoglarımız ve doktorlarımız şu aşamada çocuklarımızın yanımızda olması gerektiğini söyledi. Daha 5 buçuk aylıklar. 4. aydan itibaren anneyi kaybetme korkusu yaşıyorlarmış. 19 Mayıs’ta maalesef ceza ertelemem bitiyor. Şu durumda mecburen yanımda götüreceğim” dedi. Anne Kılınç, eşi Ahmet Kılınç ve avukatları Hanım Serençelik dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek infaz savcılığından infaz erteleme başvurusunda bulundu. Yaşadığı yoğun stresten dolayı bebeklerini 15 gün emzirebildiğini, sonrasında sütünün ke sildiğini kaydeden Kılınç, “Şu anda mama ile besleniyorlar. ‘Bu koşullardan dolayı, cezaevi koşulları da uygun değildir’ diye talepte bulunduk. Bebekler biraz daha büyüsün biraz daha toparlansın, kaçınılmazsa öyle girelim istedik. Önümüzdeki pazartesi veya salı netleşeceğini söylediler. Bir sene daha erteleme talep ettik. Bir sene daha verilirse 1 buçuk yaşında olacaklar, yürüyecekler. En azından emekleme süreci cezaevinde geçmemiş olacak” diye konuştu. OSMANİYE (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Mart’taki Osmaniye mitinginde “Hırsız var” pankartı açtığı için gözaltına alınan ve Başbakanlık korumaları tarafından feci şekilde dövülen İbrahim Alıcı, Başbakan Erdoğan, Osmaniye Valisi Mehmet Oduncu, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yabanoğlu ile Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren hakkında “kendisine uygulanan şiddete göz yummak, görevlerini ihmal etmek” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Alıcı, dilekçesinde Başbakan’ın ismini kullanmayarak “AKP Genel Başkanı” diye yazdı. Er suç duyu a ’ n a ru doğ su
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle