Katalog

10 MAYIS 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 atanan ya da görev yerleri değiştirilen polis müdürleri mi, yargıçlar mı, savcılar mı? Özel yetkili mahkemeler kapandı... Bak unutuyordum... Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç mı? Şu paralelin başı Fethullah Gülen mi? Şu cuntanın, haşhaşilerin, çetenin örgüt yapılanmasını ad ad yazın, yıllar önce yapıldığı gibi, Genelkurmay’ın aslanlı kapısında sivil bir kişiye dağıtın... Unuttuk mu o günleri, Atabeyler, şu bu örgütlerini, Ergenekon, Balyoz, Odatv, Poyrazköy, Fuhuş, Casusluk, KCK, Devrimci Karargâh davalarını; toprak altından çıkarılan gıcır gıcır silahları, mermileri... O zaman dinleyenler bugün toptan “haşhaşiparalel” oldu! Güldürmeyin insanı, dedim ya enayi değiliz... Bir cunta varsa, başını, ortasını, sonunu çözersiniz... Sürdüğünüz polisler, savcılar, yargıçlar görevlerinin başında... Söyleyin bu kişiler yasadışı bir örgütün üyesi mi yoksa cemaate yakın kişiler mi? Başbakan Erdoğan önceleri kimlere “efsane savcı”, “kahraman polis” diyordu, zırhlı aracını hangi özel yetkili savcıya göndermişti? Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Büyükanıt bir törende özel yetkili savcı Zekeriya Öz’ün elini sıkarken “Beni de tutuklayacak mısınız” diye sormamış mıydı? Peki nerede o savcı şimdi? Size göre haşhaşi... Zekeriya Öz bir gün anılarını yazar, özel yetkili savcıların kimlerle birlikte çalıştıklarını anlatırsa bizim “havuz medyası” ne yapacak çok merak ediyorum. HHH 40 yıllık o yapıyı kıramazsınız devletin kurum ve kuruluşlarından... Hepsi üniversite bitirmiş, sınavla seçilmiş... Yasadışı bir durum yok! Yapılacak olan, demokrasi ve özgürlüklerin önünü açmak, “ılımlı İslam”ı bir kıyıya bırakıp, laik demokratik sistemi korumak... Bu arada dindarlara sözüm yok! Sözüm, dini siyasette araç olarak kullananlara! Bir ülkede Ayasofya’yı cami yaparak din bezirgânlığı yapanlar, çağdaş bir eğitimi önemsesinler... Demokrasi bireyin hayatıdır... Hukuk ve adalet, gün gelir herkese gerekebilir! Yurtdışından gönderilen 100 milyon dolarlık ‘bağış’ zamanında ne TÜRGEV vardı ne de Bilal Erdoğan İSEGEV yönetimindeydi Çelişkiler yumağı Bu durumda CHP’nin Sezgin Tanrıkulu ile Meclis’e taşıdığı, “Suudi Arabistan’dan gönderilen 99 milyon 999 bin 990 dolar tutarındaki paranın, Suudi Arabistan Kralı tarafından alınan ve Sevda Tepesi olarak bilinen araziye imar izni verilmesi karşılığında gönderildiği iddiası doğru mudur” sorusuna verilecek yanıt daha da önemli bir hale geliyor. Cuntanın Başı Gülen mi? Havuz medyası tam gaz gidiyor, bastırdıkça bastırıyor, manşetleri çakıyor: “Yargı ve poliste bir cunta var!” İyi var da kim bunlar? TevhitSelam Örgütü üzerinden binlerce kişi yasadışı dinlenmiş... Tamam! Kim dinlemiş? Avukat Cüneyt Toraman açıklamış... “Paralel savcı ve polisler!” Şunu açık açık söyle... Polis ve yargıda örgütlenen cemaatçiler, yani Gülenciler değil mi? Millet enayi değil, ad vereceksin, “Pensilvanya’daki kişi” demeyeceksin, eğer elinde belge varsa (neden olmasın, tüm istihbarat birimlerinin raporlarına ulaşır Başbakan), eğer suç oluşturan bir şey varsa yargıya gideceksin. Görevlerinden alınan ve başka yerlere atanan savcılar, polis müdürleri var... Ne yaptı siyasal iktidar şimdiye dek? Hiçbir şey! O zaman susun, toplumu ayrıştırmayın! İktidarcemaat ortaklığı döneminde “Kozmik Oda”ya girdiniz; şafak operasyonlarıyla muvazzaf komutanları, subayları, emekli askerleri gözaltına almadınız mı? Aldınız! Yargılamadınız mı? Yargıladınız! Kimdi özel yetkili savcılar, yargıçlar... Ergenekon’da sanıkların tutuksuz yargılanmalarını isteyen yargıcı görevinden alan siz, şimdi “paralel yapı” deyip duruyorsunuz. Avukatlar savcılığa suç duyurusunda bulunuyor! Siz iktidarsınız, güçlüsünüz, elinizi kimse tutmuyor... Cemaat size 17 Aralık’ta dokununca iş çığırından çıktı... 30 Mart da geçti... Yerel seçimlerin galibi sizsiniz... Ne bekliyorsunuz? HHH Neymiş neymiş? Seçilmiş iktidar hedef alınmış, anayasal düzen yıkılmak istenmiş... Kim yapıyor bunu arkadaş, kim? İstanbul’dan, başka kentlerden AYKUT KÜÇÜKKAYA 2012 yılında TÜRGEV’e yurtdışından gönderilen 100 milyon dolarlık bağışla ilgili önemli bir ayrıntı ortaya çıktı. Bağışın 26 Nisan 2012’de TÜRGEV’e gönderildiği bizzat Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından doğrulanmıştı. Ancak resmi kayıtlar incelendiğinde, o tarihte TÜRGEV isimli bir dernek yok. Çünkü İSEGEV isim değişikliği için davayı Haziran 2012’de açmış; TÜRGEV ismi Temmuz 2012’de onaylanmıştı. Bu durum karşısında hükümet ve TÜRGEV yetkilileri, “100 milyon dolarlık bağış parası TÜRGEV’in eski adı olan İSEGEV’e gelmişti” savunmasını yapabilirler. İşte bu noktada CHP yönetiminin açıklaması önem taşıyor. CHP yönetimi bağış parasının ilk önce Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın hesabına gönderildiğini açıklamıştı. Ve bu açıklama bugüne kadar Erdoğan ailesi tarafından yalanlanmamıştı. Paranın gönderildiği tarihte ise Bilal Erdoğan’ın ne TÜRGEV’le (o tarihte isim değişikliği olmamıştı) ne de eski adı İSEGEV’le resmi bir ilişkisi vardı. İşte bu bilgiyle birlikte, “100 milyon dolarlık bağış parası İSEGEV’in yönetiminde yer almayan Bilal Erdoğan’a neden gönderildi” sorusu yanıt bekliyor. TÜRGEV Yönetim Kurulu, gazetemizin “Bilal Erdoğan İSEGEV’in yönetiminde yer aldı mı” sorusuna 21 gündür yanıt vermemeyi tercih ediyor. İSEGEV’in isim değişikliği için mahkemeye yaptığı başvuruda da Bilal Erdoğan’ın ismi de geçmiyor. HP ne demişti? CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 6 Şubat 2014 tarihinde yaptığı basın toplantısında şunları söylemişti: “Önce Bilal Erdoğan’ın, sonra TÜRGEV’in VakıfBank’taki hesaplarına, Royal Protocol’den (Suudi Arabistan Royal Protocol adlı Türkçe karşılığı: Suudi Kraliyet Hükümeti) bir seferde gelen paranın miktarı 99 milyon 999 bin 990 ABD Doları. VakıfBank’a geliş tarihi 26 Nisan 2012. IBAN: TR C 2200 0150 0158 0480 1323 9675. Bu ve bunun benzeri para trafikleri mevcut. Hepsinin tarih ve IBAN’ları var...” Paranın gönderildiği tarihte TÜRGEV adlı bir vakıf yok. Hem hükümet yetkilileri hem de TÜRGEV bu konuda “O tarihte İSEGEV vardı” savunmasını yapabilirler. Ancak o tarihte Bilal Erdoğan’ın İSEGEV’in yönetiminde yetkili isim olarak yer almaması, “İSEGEV’e gelen para neden Bilal Erdoğan’ın hesabına yattı” sorusunu gündeme getiriyor. 4 AYDA l 13 Nisan 2012: Başbakan Erdoğan, Suudi Arabistan’da Kral Abdullah ile görüştü. Erdoğan’ın bu görüşmede Kral ile Sevda Tepesi’ni de görüştüğü o günkü basın organlarında yer aldı. l 26 Nisan 2012: Erdoğan’ın Türkiye’ye dönüşü ile 26 Nisan 2012 günü, Suudi Arabistan Krallığı, CHP yönetiminin açıklamasına göre BaşBakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Vakıfbank’taki hesabına 99 milyon 999 bin 990 dolar yatırdı. Bu para, bir sonraki aşamada TÜRGEV’in (o tarihte İSEGEV’di) VakıfBank’taki “TR 0800 0150 0158 0380 1344 6974” IBAN numaralı hesabına geçirildi. l 1 Haziran 2012: İSEGEV; İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesi’ne isim değişikliği için “vakıf senet değişikliğinin tescili” davası açtı. l 16 Haziran 2012: Suudi Kral, Sevda Tepesi’ndeki 57 bin 470 metrekare arazisine yapı izni verilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık da konuyu “yapılanma hakkı verilmesi” istemiyle İBB’ye aktardı. Belediye İmar ve Bayındırlık Komisyonu, CHP’li üyelerin karşı çıkmasına karşın belediye meclisinden çıktı. l 25 Temmuz 2012: İSEGEV, mahkeme kararıyla TÜRGEV (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) oldu. TÜRGEV’in yönetimine Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve kızı Esra Albayrak girdi. YAŞANANLAR TÜRGEV’DEN YANIT YOK İSEGEV’in isim değişikliği için mahkemeye yapılan başvuru incelendiğinde Bilal Erdoğan’ın ismine de rastlamadık. Konuyu TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanlığı’na vakfın kurumsal mail adresi yoluyla ilettik. Ancak, “Bilal Erdoğan, TÜRGEV’in eski adı olan İSEGEV’in yönetiminde yer aldı mı” sorumuza tam 21 gündür yanıt alamadık. Bilal Erdoğan Bozdağ fezlekesine takipsizlik İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Eski bakan Binali Yıldırım’ın bacanağının da adının karıştığı İzmir Limanı’ndaki rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında düzenlenen fezlekeye, takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı. Bozdağ’ın, liman yolsuzluğu ve rüşvet operasyonu sırasında dönemin Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Baş’ı telefonla 3 kez aradığı ve dosyanın soruşturma savcısı Ali Çelik’ten alınması, sanıklara gözaltı yapılmaması talimatı verdiği öne sürülmüştü. Bu görüşmenin ardından mesai bitiminde Adalet Bakanı Müsteşarı Kenan İpek İzmir Cumhuriyet başsavcısını iki kez arayarak aynı talepleri dile getirdiği belirtilmişti. Baş’ın bu nedenle Bozdağ hakkında hazırladığı fezleke, TBMM Başkanlığı tarafından “usule aykırı” gerekçesiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na geri gönderilmişti. Baş’ın görevden alınmasının ardından dosya Başsavcı Vekili Gökhan Karaburun’a verildi. Karaburun’un da geçen 11 Şubat’ta, takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı. Karara yasal süre olan 15 gün içinde kimse itiraz etmeyince, Bozdağ hakkında düzenlenen fezlekenin bir hükmünün kalmadığı ortaya çıktı. POLİS, GENCİ KÖR EDEN PLASTİK MERMİNİN PARÇALARINI ALMAK İSTEDİ Barış’ın peşindeler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’daki 1 Mayıs olaylarında polisin attığı plastik mermi ile gözünü kaybeden lise öğrencisi Barış Ceyhan’ın başına gelmeyen kalmamış. Annesi Suna Ceyhan ve Barış’ın verdiği bilgilere göre, polis ameliyattan çıkar çıkmaz Barış’ın ifadesini aldı. 5060 polis ise Barış’ın göz ameliyatını gerçekleştiren doktorlara baskı yaparak gözden çıkarılan plastik merminin parçalarını almak istedi. Barış Ceyhan önceki gün görme yetisinin kazanılması için ikinci kez ameliyata alındı. Ameliyatın ardından aileye açıklamada bulunan doktorların, gözün iyileşebileceğini ancak küçüleceğini ifade ettikleri öğrenildi. İŞ DÜNYASI, GAZETEMİZİN 90. YILINI KUTLADI CHP’li Engin Altay ve Levent Gök, Barış Ceyhan’ı ziyaret etti. (AA) Cumhuriyet’e büyük destek İstanbul Haber Servisi Toplumun farklı kesimlerinden pek çok isim, gazetemizin 90. kuruluş yıldönümünü dün de kutladı. İş dünyasının önde gelen isimleri, mesajlarında, gazetemizin sorumlu ve ilkeli yayın anlayışına vurgu yaptılar. Gazetemize gelen mesajlardan bazıları özetle şöyle: İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali: Basınımızın köklü yayınlarından Cumhuriyet gazetesinin 90. kuruluş yıldönümünü Türkiye İş Bankası Grubu adına içtenlikle kutlar, başarılarınızın devamını dilerim. CocaCola Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölümü Başkanı Galya Frayman Molinas: 90 yıl önce yayın hayatına başlayan Cumhuriyet gazetesi, sorumlu ve ilkeli yayın anlayışıyla kuruluşundan bugüne kadar ilkelerinden ödün vermeden Türkiye’nin öncü gazetelerinden biri olmayı başarmıştır. Türk basın tarihinde önemli başarılara imza atmış olan Cumhuriyet gazetesinin 90. kuruluş yıldönümünü CocaCola ailesi adına kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum. Teknosa Genel Müdürü M. Necil Oyman: Türkiye’nin en köklü, en saygın yayınlarından biri olan Cumhuriyet gazetesinin 90’ıncı kuruluş yıldönümünü kutlarım. Birçok ilke imza atan Cumhuriyet gazetesinin bundan sonra da emin adımlarla yolunda ilerleyeceğine yürekten inandığımı belirtir, şahsım ve kurumum adına başarılarınızın daim olmasını dilerim. Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Aslıhan Ahızkal: Türk basın tarihinin en köklü kurumlarından biri olan Cumhuriyet gazetesinin 90. kuruluş yıldönümünü en içten dileklerimizle kutlarız. Türk Telekom olarak kuruluşunuzun kaliteli yayıncılık anlayışını memnuniyetle takip ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum. Suç duyurusu yağmuru İstanbul Haber Servisi 1 Mayıs Tertip Komitesi, İşçi Bayramı’nın İstanbul Valiliği’nin Taksim’deki kutlamalara izin vermemesi ve çıkan olaylar nedeniyle Başbakan Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İçişleri Bakanı Efkan Ala, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok hakkında suç duyurusunda bulundu. 1 Mayıs günü Beşiktaş’ta polisin saldırısına maruz kalan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da suç duyurusunda bulundu. astane kabul etmedi CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve Ankara Milletvekili Levent Gök’ün evinde ziyaret ettiği Ceyhan ailesi, Tabip Odası ve Sağlık Bakanlığı dışında hükümetten kimse tarafından aranmadıklarını ifade etti. Barış Ceyhan, olayın hemen ardından yurttaşlarca Ulucanlar Göz Hastanesi’ne götürüldüğünü, fakat hastane polisi olmadığı için kabul edilmediğini ve kanlar içinde başka bir hastane aradığını belirtti. Barış Ceyhan “Ameliyattan çıkar çıkmaz, daha narkozun etkisindeyken, polisler gelip ifademi aldı. Olayı anlattım. Ancak ifade tutanağının altına imzamı atmadım” dedi. CHP’li Altay da parti olarak Barış’a önce tıbbi yardım yapacaklarını, sonrasında ise hukuki katkıların yapılacağını belirtti. Gök ise, “Yüreğimizi yakan Berkin Elvan vakalarına, acılara, kayıplara hükümet artık dur demeli. Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülkede demokrasi değil, oligarşi olur” dedi. H SARRAF ŞİKÂyetçi, polis ve savcılar şüpheli ‘Ödünsüz yayın’ Okurlarımız, gazetemizin laik, demokratik ve sosyal hukuk devletini savunan, ödünsüz yayınına desteklerini ifade ettiler. Gazetemizin 90. yıldönümünü kutlayan isimler şöyle: 90. Çanakkale Ayancık ilçesi Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan, Kültür eğitim kurumlarının sahibi, T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi’nin Kurucu Onursal Başkan Fahamettin Akıngüç, Ataşehir Sosyal, Ekonomik Araştırmalar ve Eğitim Vakfı (ATASAV) Sefa Sarısoy, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, TSYD Genel Başkanı Naci Arkan, Trabzonsporlu eski futbolcu Lemi Çelik, Ayşe Toros, Halk müziği sanatçısı Rahmi Saltuk, Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Adadostları Derneği önceki dönem Başkanı Perihan Ergun, Hukukçu Prof. Dr. Aydın Aybay’ın eşi Burçin Aybay, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, Malatya Yenigün Gazetesi Ortağı gazeteci Tayyar Büyük, Çorum Haber Genel Müdürü Mehmet Yolyapar, Aziz Kurt, işkadını Leyla Üstel Çağatay, yazar Nusret Ertürk, gazeteci Ali Er, Ahmet Küçük, gazeteci Mustafa Holoğlu, CUMOK Temsilcisi Türkan Erkil, okurumuz Gürhan Çetinkaya. 3 ayrı soruşturma İstanbul Haber Servisi İstanbul’da, savcı ve polis müdürlerinin de bulunduğu çok sayıda kamu görevlisi için 3 ayrı soruşturma başlatıldı. Şikâyetçiler arasında 17 Aralık operasyonu sonrası tutuklanan ve serbest bırakılan Rıza Sarraf’in bulunduğu soruşturmada, bazı polis müdürleri terör örgütü üyeliği, örgüte yardım ve kişisel verileri kaydetmekle suçlanıyor. El Cezire Türk’ün haberine göre, kamu görevlileri hakkında şikayet dilekçelerinin de yer aldığı dosyalarda, üç farklı esas numarası araştırıldığı belirtildi. Savcı İrfan Fidan’ın koordinatörlüğünde devam eden soruşturmalarda, KCK ve Selam örgütü soruşturmasına bir süre bakan Adem Özcan’ın da şüpheliler arasında bulunduğu ifade edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen dosyada Savcı Özcan, “görevini kötüye kullanmak” ile suçlanırken, Özcan’ın “Selam örgütü dosyasında” terörle ilgisi olmayan gazeteciyazarların da aralarında bulunduğu birçok ismi dinlettiği iddia edildi. Soruşturmada İstanbul eski İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan’ın da “Silahlı terör örgütü üyeliği, dinleme ve kayda alma, özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi” ile suçlandığı belirtildi. 2014/59373 esas sayılı 3. soruşturmanın şüphelileri arasında ise eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse yer alırken, Köse, “örgütü yardım etmek” ile suçlanıyor. Soruşturmadaki şikâyetçilerin büyük bölümü Selam örgütü soruşturması kapsamında dinlenen isimler. Müştekiler arasında en dikkat çeken isim olan Sarraf ise kendisine yönelik teknik ve fiziki takibin yasa dışı olduğunu öne sürüyor. Bakanlıklarda 2 bürokrat gitti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 17 Aralık sürecinin ardından başlayan görevden almalar tüm hızıyla devam ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Gençlik ve Spor bakanlıklarındaki atama kararları dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararlara göre, Çalışma Bakanlığı AB Koordinasyon Dairesi Başkanı Kamran Kuru görevinden alındı. Bakanlığın açık bulunan İş Başmüfettişliklerine 76 isim atandı. Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanı Sıddık Topaloğlu da müşavirlik kadrosuna alındı. Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Bulut’un yerine ise Fahri Demirci atandı. Müdürler de şüpheli Narkozlu ifade