04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 NİSAN 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Başbakan Erdoğan’ın ‘faizi indir’ çağrısına yanıt verdi: Krize davetiye 1994 yılında Türkiye faizleri ısrarla düşük tuttuğu için Hazine’nin yüzde 400 faizle borçlandığını hatırlatan Başçı, “Gerekli görürsek faiz indirimi yönünde ölçülü adımlar atabiliriz, kararı Para Politikası Kurulu verir” dedi. Erdem Başçı Akıl Tutulması... İktidarlarının uzun soluklu, çoğunluk par lamenter gücü biat kültüründe ele geçirmiş otoriter yönetimlerinde... Diz boyu yaşanmış insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokratik düzenle çatışan yasamayürütmeyargıkamu gücü kadroları ele geçirilmiş olarak İktidarları icraatları... Sabıkaları diz boyu... Yerel seçimler, sonuçları üzerinden İktidarlarının sorumlu oldukları haksızlık, hukuksuzlukların sıcak tartışmalarına; henüz seçim sonuçları üzerindeki hukuksal yargılama süreçlerine nokta konulamamışken... Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinden, özünde Başbakan Erdoğan’ı örneği yaşanmamış seçim başarılarına dayalı tartışılamaz tek lider olarak pazarlayan yeni bir atakla karşı karşıyayız... Akıl tutulması öylesine akıl almaz boyutlarda ki... Hukuk devleti düzenimiz, demokrasimizin içine düştüğü kaostan, cepheleşmelerin çok derin açtığı yaraların onarılmasından, rejimimizin bunalımından çıkışın arayışları tartışılacakken... Başbakan Erdoğan’ın geleceği, Türkiye’nin, bu ülkede yaşayan milyonların, çocuklarımızın, rejimin yerine konarak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin öngörüler yapılmaya çalışılıyor... Mutlak doğru gibi pazarlanan tek olgu, yerel seçimlerin İktidarları, AKP’nin bile değil tek başına Başbakan Erdoğan’ın başarısı olduğu önce ilan ediliyor. Nasıl oluyorsa 2 milyonun üzerindeki seçmen sayısı düşüşü bile yok sayılarak, AKP’nin en yüksek oyu alan parti olmasından yola çıkılarak, seçim başarısının da doğrudan Başbakan Erdoğan’ın karizmatik liderliği ile sağlandığı olgusuna dayandırılarak, Başbakan Erdoğan’ın önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik geleceği istediği gibi düzenleme, karar verme hakkı teslim ediliyor... Hemen kutsal hakkı olarak Cumhurbaşkanlığı’na geçme ya da Başbakanlık’ta kalma kararını vermesinden sonra üretilecek çözüm formüllerine kafalar patlatılıyor... HHH Mutlak otorite, diktatör padişahların bile, “Muhteşem Yüzyıl” dizisi ile çok çıplak sergilendiği üzere, gelecek üzerine verdiği kararlarda çocuklarını tek kalana kadar öldürtmek gibi, kanlı, kara gerçeği ortada dururken... Bu çağda sözde insan haklarına saygılı, hukuk devleti düzeni, demokratik düzen içinde, Başbakan Erdoğan’a İktidarlarının parti yönetim organları, parlamenter düzen, Meclis iradesi, muhalefet partileri, Meclis dışı demokrasinin en yaşamsal güçlü olması gereken özerk kurumları, sendikalar, demokratik örgütlenmeler, sivil toplum örgütlenmeleri.. tümüyle yok sayılarak... Yerel seçimler öncesine kadar yaşanmış travmatik gelişmeler, basbayağı demokratik düzenin ayaklar altına alınmış olması anlamına gelen sayılamayacak icraatlarda sabıkalarla... nefesler kesilmişken... Demokrasimizin yaşamasından sorumlu kurumların başlarını tutan, aklı başında olmaları beklenen kişiler, akıl tutulmasında, “Seçim sonuçları Başbakan Erdoğan’a isterse Köşk’e gitme, isterse Başbakanlık’ta kalma hakkını vermiştir. O kararını verdikten sonra..” benzeri cümlelerle söze giriyorlar... Sonrası bizim anayasal, yasal, demokratik düzenimiz içinde yeri olmayan, “Putin Medvedev” benzeri Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında görev değişiminin nasıl olabileceğine hukuksal kılıf aramak olarak geliyor... Beylik “AKP yönetim organları kararları, Meclis iradesi, yürürlükteki anayasal, hukuksal düzene uygunluk..” sözcüklerine bile sığınılmadan, Başbakan Erdoğan’ın mutlak iradesi üzerinden, sonradan geliştirilecek hukuksal kılıflar, olasılıklar sıralanıyor... Bu yazıyı yazmadan önceki son yorumu dinlediğim Sayın Mehmet Ali Şahin’in açıklamasından yola çıkarsak... “Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’nı seçerse, seçimle gelmiş cumhurbaşkanının iki başlı yönetimle karşı karşıya olmaması için, gelecek yeni hukuksal düzenlemelerle parti başkanlığını da elinde tutması gerekiyor. Cumhurbaşkanı, pardon özünde Erdoğan’ın otoritesinde, uyumlu başbakanlığı kabul etmiş Cumhurbaşkanı Gül olursa, onun önündeki yasal engeli kaldırmak için de geçici bir başbakanla yola devamın ardından, bir milletvekilinin istifa ettirilmesiyle önce Meclis’e girmesinin yolunun açılması öngörülüyor...” AKP’nin hukukçu siyasetçisi Şahin’le sonradan hukuksal formüllerle Başbakan Erdoğan’ın önünün açıldığı süreçte bir televizyon kanalında tartışmamızı anımsıyorum... Kişiye özel yasa ve formülle Sayın Erdoğan’ın önünün açılmasının, yasaya karşı hile, demokrasilerde gelenek olmayan bir çözüm üretme olduğu gerçeğini yadsıyamamış, parti yönetim organlarının iradesi, sandıktan çıkmış oylarla yaşamın gerçeği, dayatması olarak savunmuştu... O tarihlerde İktidarlarının insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi sabıkalarının sayılamayacak kadar uzun listeleri yoktu... Bugün yara bere içinde bıraktıkları bir toplum düzeni, hak hukuk ihlalleri, ayrımcılık, yağma, yolsuzluklarla şaibeli icraatların hesabı verilmeden.. çocuklarımızın geleceğinin karatılması gündemde iken... Nasıl bir yüzsüzlükle bu kadar çok dolambaçlı yoldan yürünerek; anayasa, hukuk devleti, demokrasi, insan hakları ihlalerinden ödün istenebiliyor ki?.. Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta yaptığı “Merkez Bankası faizleri düşürmeli” çağrısının ardından yaptığı konuşmada “Faiz indirimleri ne zaman başlar bunu PPK belirler, ama ileride faiz indirimi yönünde ölçülü adımlar atılabilir” dedi. Başçı, likidite politikasıyla günlük faiz indirimi yapabildiklerini o nedenle de ara toplantıya ihtiyaçları olmadığını belirterek önümüzdeki dönemdeki adımların ölçülü olmasının faydalı olacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, cuma günü yaptığı açıklamada yerel seçimlerin ardından faizlerin düşmeye başladığını ve Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) yeniden olağanüstü toplanıp faizleri düşürmesi gerektiğini söylemişti. Kayseri Sanayi Odası ve Dünya ga zetesi işbirliğinde düzenlenen toplantıda konuşan Başçı, “Temkinli bir yaklaşım önümüzdeki aylarda bizim için doğru olur diye düşünüyorum. Ne kadar erken olur, zamanlaması kurul tarafından tartışılacak, ama çok büyük montanlı bir faiz indirimi beklenmemeli. Likidite politikası şu anda son derece sıkı. Yüzde 12’yi gerekirse kademeli şekilde yüzde 10’a kadar çekebiliriz. Adım adım yapmakta fayda var” diye konuştu. Başçı, “Faizleri ne kadar geç artırırsanız maliyeti o kadar yüksek olur” dedi ve 1994 yılında faizleri ısrarla düşük tutma politikasının ardından kurun hızla yükselmesi nedeniyle Hazine’nin yüzde 400 faizle borçlanmak zorunda kaldığını söyledi. Gerekirse zorunlu karşılık oranları ve bunlara ödenebilecek telafi faizleri olmak üzere makroihtiyati boyutta tedbirler alınabileceğini söyleyen Baş çı, “Şu anda gördüğümüz dengelenme sürecinden, tüketici kredilerinin büyüme hızının yavaşlamasından, ticari kredilerin büyüme hızının nispeten daha yüksek olmasından memnunuz. Dolayısıyla bunu belki ileride ele alabiliriz hemen şu anda bir aciliyet görünmüyor. Yine de kurul toplantısında bunu enine boyuna değerlendiririz ve haddinden fazla yavaşlama görürsek kredilerde büyük ihtimalle, bunu devreye almak mümkün. Hem zorunlu karşılıklarda, belki telafi faizinde ölçülü bir adım olabilir” dedi. Daha önce dolar/TL’nin 1.92 seviyesine gerileyebileceği yönündeki açıklamasına gönderme yapan Başçı, “Artık kur hedefi vermiyorum” dedi, ancak güçlü TL’den yana olduklarını belirtti. Başçı, Türkiye’de son iki haftada hem tahvilde hem hisse senedinde zayıf da olsa giriş yaşandığını ifade etti. Büyükçekm ece Gürpınar’da h ay ata geçen 1Coasta dakika mes l City, sahile 2 a P ro je d e 1 + fede yer alıyor. 1, 2+1, 3+ 1, 4+1 daireler bu lun City 2224 uyor. 1Coastal Nis A b u D a b i’ an arasında de y Cityscape’d a p ıl a c a k e de tanıtılacak. İktisatçılar Haftası’nı Hisarcıklıoğlu açacak Ekonomi Servisi Her yıl İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti (İFMC) tarafından düzenlenen İktisatçılar Haftası’nın 38.’si bugün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu tarafından açılacak. İstanbul Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi’nde 810 Nisan 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek İktisatçılar Haftası’nın bu yılki teması “Büyüme, Bölüşüm ve Demokrasi” olacak. Hafta boyunca siyasetçiler, akademisyenler ve gazetecilerle birlikte ekonomi/siyasi sorunları tartışılacak. Bugün saat 9.30’da başlayacak “Büyüme ve Sektörel Dinamikler” başlıklı ilk oturum, Prof. Dr. Ümit Şenesen’in sunumu ile başlayacak. İlk oturumun tartışmacıları ise Prof. Dr. Mustafa. Aysan’ın başkanlığını yaptığı oturumun tartışmacıları ise Hakan Ateş, Nail Olpak, Faik Öztrak ve Prof. Dr. Güven Sak. Hafta boyunca “Dış Politikada Arayışlar ve Dönüşüm”, “Sosyal Politikada Dönüşüm”, “Kent Yerel Yönetim ve Demokratikleşme”, “Türkiye’de Muhafazakarlık, Muhalefet ve Demokrasi” başlıkları irdelenecek. Satışlar yüzde 70 düştü Ekonomi Servisi Esenyurt, Beylikdüzü ve Bahçeşehir’de hayata geçirdiği “N” markalı projelerle ismini duyuran Özyurtlar İnşaat’ın patronu Tamer Özyurt, 17 Aralık’tan 30 Mart yerel seçimlerinin olduğu döneme kadar konut satışlarının yüzde 70 azaldığını söyledi. Özyurtlar Şirketler Grubu Başkanı Tamer Özyurt, yeni projeleri 1CoastalCity ile ilgili düzenlediği toplantıda, seçimlerden sonra satışların arttığını kaydederek, sektörün en büyük sorununun yüksek faizler olduğunu ifade etti. Özyurt’un verdiği bilgilere göre şirket artık AB gelir grubuna ve yabancı yatırımcılara yönelik de proje üretecek. Şirket, Büyükçekmece’de 24 ay sonra teslim edilecek ve 208 daireden oluşan 1CoastalCity’i 810 Nisan’da Dubai IPS Fuarı’nda lansmana çıkaracak. 1+1 dairelerin fiyatı 169 bin liradan başlayacak. Gelecek ay 2500 konutluk Esenyurt’taki yeni projesini tanıtacak olan Özyurtlar, sonbaharda da Gaziantep’te bir konut projesine başlayacak. Bu yılki projelerin toplam yatırım bedeli 400 milyon dolar olacak. Özyurt, Esenyurt’un kötüleşen imajını düzeltmek için Esenyurt’taki mütehhitler olarak dernek kuracaklarını da sözlerine ekledi. Tamer Özyurt Uzan 2.5 milyar Avro’luk yeni dava açtı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Yeni bir Cem Uzan vakasıyla karşı karşıya olduklarını” belirterek, “Türkiye mutlaka bu kenelerinden kurtulacaktır” dedi. ANKARA (AA) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TOBB Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) Meclisi Başkanı Yağız Eyüboğlu ve meclis üyelerini kabulünde yaptığı konuşmada, “yeni bir Cem Uzan vakasıyla karşı karşıya olduklarını” belirterek, elektrik şirketlerinin imtiyazının sona erdirilmesiyle alakalı Stockholm mahkemelerinde 2.5 milyar Avro’luk yeni bir dava açıldığını bildirdi. Bugüne kadar 4 büyük dava açıldığını ve 10 yıla yakın süren davaların kazanıldığını anımsatan Yıldız özetle şunları kaydetti: “Bunlar yetmiyormuş gibi şimdi tekrar miktarı 2.5 milyar Avro’luk Stockholm mahkemelerinde yeni bir dava açılmış durumda. Türkiye mutlaka bu kenelerinden kurtulacaktır. Bununla alakalı uluslararası avukatlık firmalarıyla hizmet alımına gideceğiz. Benzer davaları emsal gösterip bu davanın kabul edilmemesiyle alakalı ilk girişimlerimiz olacak. Elimizde bu manada alınmış çok fazla uluslararası tahkim kararları var. Bütün bunları ibraz edeceğiz. Şu ana kadar Türkiye’nin neredeyse tamamını isteyen bir yapıyla karşı karşıyayız. Vatandaşımızın hakkı olan bir kuruşu vermeyiz.” Ekonominin içinde bulunduğu durumun nereye gideceği, bir krizin olup olmayacağı hususu gündeme oturmuş durumda. Seçimler bitti ve piyasalarda büyük rahatlama oldu. İş dünyası sürpriz bir sonuç istemiyordu. Borçları vardı. Piyasada iç talep daralması kendilerini sıkmaya başlamıştı. Şimdi iş dünyası kaldığı yerden devam etmek istiyor. Önce ekonomiye olumlu bakıp kriz beklemeyenlerin bazı önemli görüşlerini değerlendirelim. Ekonomide Kriz Olmayacak Diyenler(1) kuruluşları S&P ve Fitch Türkiye’nin notunu değiştirmedi. Yatırım yapılabilir pozisyonunu korudu. Bu yabancı yatırımcılar için olumlu bir hava yaratır. Nitekim yatırımcı Jim Rogers, Türkiye’ye gelmeye yeniden sıcak baktığını açıkladı. Ünlü ekonomist Jim O’Neill, “Türkiye gibi gelişen ülkeler dünya ekonomisini şekillendirecek” dedi. 4 ABD’de 1 trilyon varillik yeni petrol rezervi bulundu. Bu Amerika’yı net petrol ihraç eden ülke haline getirecek ve bu nedenle de petrol fiyatları varili 100 dolardan 75 dolara inecek. Yüzde 25 ucuzlama anlamına gelen bu fiyat Türkiye’yi de olumlu etkileyecek. Bu da yılda yaklaşık 60 milyar dolar enerji ithalatı olan ülkemizin 15 milyar dolarlık bir ödeme dengesinde, yani cari açığında iyileşme demektir. İç piyasada da olumlu gelişmeler olacak 1 Hükümet gelir testi yaptırmayan 4 milyon kişinin 8 milyar liraya yaklaşan borcunu silecek. Vergi affı tekrar gündemde. Bunlar kredi olanakları daralan ve ödeme zorluklarına girecek özellikle küçük ve orta işletmelerde ferahlık yaratacaktır. 2 İnşaat sektörü kaldığı yerden devam ediyor. Satışlar tekrar aynı iştahla olacak. TOKİ yatırımları devam ediyor. 3 Enflasyon daha da artmaz. Yıl ortalaması yüzde 5’lerde bekleniyor. 4 Merkez Bankası’nın bağımsızlığı korunursa fiyat istikrarı sağlanır. Dolarda sıçrayıcı artışlar artık olmaz. 5 Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar piyasada olası dalgalanmalara izin verilmez. Bu dönemde de nasıl olsa kaynak bulunur. Kürtlerle seçim öncesi yapılacak pazarlıklar silahların susmasının devamını sağlayacak demektir. Yani piyasaları tedirgin edecek önemli olaylar olmayacak. 6 Türkiye bu yıl en az yüzde 4 büyür. Devam edeceğiz. MF Avrupa’nın büyümesine olumlu bakıyor 1 IMF 2014 Ocak ayında “Dünya Ekonomik Görünüm Raporu”nu güncelledi. Küresel büyüme oranını yüzde 3.6’dan yüzde 3.7’ye, Almanya’nın büyüme oranını yüzde 1.4’ten 1.6’ya, İngiltere’ninkini yüzde 1.8’den 2.4’e revize etti. 2 Bu oranlar Türkiye için önemli. Çünkü Türkiye’nin Almanya’ya 2013’te ihracatı 13.7, ithalatı ise 24.1 milyar dolar, yani dış ticaret hacmimiz 38 milyar dolar. Bu da Almanya büyüdükçe Türkiye’nin de büyüdüğünü gösteriyor. 2010 ve 2011’de Türkiye yüzde 9.2 ve 8.8 büyürken Almanya sırasıyla yüzde 4.2 ve 3 oranında büyüdü. Yani yaklaşık I 22.5 kat bir doğrusal ilişkiden söz ediyoruz. Aynı durum İngiltere ile de söz konusu. İngiltere’ye 2013’te ihracatımız 8.7, ithalatımız ise 6.2 milyar dolar oldu. üresel ekonomide olumlu gelişmeler var 1 ABD ekonomik verilerinde iyileşme var.Tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin altında, 192 bin artış kaydetmesi ve işsizlik oranının yüzde 6.7’de kalması ve bundan sonra da göstergelerin iyiye gideceği beklentisi Türkiye’yi olumlu etkileyecektir. 2 FED en az 1 yıl faiz artırımına gitmeyecektir. Bu Türkiye’ye ve diğer gelişmekte olan ülkelere yabancı kaynak girişini destekleyen bir durumdur. 3 Kredi derecelendirme K Cari açık finanse edilebilir 1 Ekonominin iyiye gideceği ve cari açığın finanse edilmesinde sorun olmayacağını düşünenler, 2014 Ocak ve şubat ayında bütçenin 3.6 milyar TL fazla verdiğini, 2014 bütçe açığının 33.3 milyar TL olacağına inançlarının devam ettiğini, cari açık için bir tehlike olmadığına dayanak yapıyorlar... 2 Küresel olumlu gelişmeler nedeniyle Türkiye’ye eskisi gibi olmazsa dahi yabancı sermayenin geleceği, borçlanma olanaklarında tıkanma olmayacağı bekleniyor. n Türk işadamı Mehmet Kurt, Londra şehrinin verdiği en yüksek şeref ödülü olan City of London Onursal Özgürlük Nişanı’na layık görüldü. Kraliyet ailesi mensupları, devlet liderleri ve dünya çapında üne sahip çeşitli şahıslara verilen ödül sayesinde Mehmet Kurt’un adı aralarında Nelson Mandela, Prenses Diana, Winston Churchill, Florence Nightingale ve Bill Gates gibi isimlerin yer aldığı seçkin bir listeye eklendi. Mehmet Kurt’a onur nişanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle