Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 2014 CUMARTESİ 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK İçişleri Bakanı Ala, sendikaların talebini kabul etmeyeceklerini söyledi n Baştarafı 1. Sayfada Belediye Başkanı Melih Gökçek Meclis kapısının önüne bir kol saati heykeli dikmiş… Gökçek’in diktirdiği heykel, Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan’a armağan edilen 700 bin lira değerindeki kol saatini sembolize ediyor, diyorlar. Aslında, muhalefet heykel olayının altında yatan gerçek anımsatmayı hâlâ göremedi galiba. Bu heykel, seçimi demokrasinin normal bir gelgiti diye değerlendirmediğine taştan bir kanıt. Üstelik yıkılmaz, eskimez bir belge olarak muhalefet partilerine... ... 17 Aralık’ta rüşvet dahil hemen her alanda iktidarı yıkmaya çabalayan girişimlerinize karşın... Eeee ne oldu? Halkımızın yüzde 4345’i bu darbe girişimlerini elinin tersiyle bir kenara attı. AKP’ye; rüşvete, yolsuzluğa, devleti içinden zor çıkılacak açmazlara sokan RTE iktidarına güven tazeledi. Rüşvete de yolsuzluğa da devleti yozlaştırmaya devam, dedi ve bu aşamada, bu heykelin ifade ettiği anlama gelince: Halkın seçim öncesi ve sonuçlarını muhalefete anımsatan nah işte gerçek bu, dediği kol saati!.. HHH Ve muhterem halkımıza örneğin Devlet Bahçeli’nin ısrarla RTE’den Cumhurbaşkanı olmaz dediği, ana muhalefetin bu konuda henüz sessizliği oynadığı sırada... ... Yıllardır ah Çankaya diye yanıp tutuşan AKP Genel Başkanı yola koyuldu. Partisi milletvekillerinin cumhurbaşkanlığına adaylığı konusunda görüşlerine başvurdu. Adam post kavgasını bile vekilden, dün topladığı il başkanlarına dek, her çevrenin görüşünü alarak yola çıktı... Koyunların sessizliğinde dinlemeye alışık AKP’li vekillere amacını özetleyen ve geleceğe yine nurlu ışıklar saçan bir konuşma yaptı. Biri tehdit diğeri gelecekteki tutumu açıklayan iki açıklaması var. Çıkarsa yukarıya mevcut anayasanın cumhurbaşkanlarına verdiği, kimi konulardaki kısıtlı yetkileri “terleyerek, koşarak” aşacağını ve ayrım gözetmeksizin “milleti kucaklayacağını” söyledi. Yani partisiz, tarafsız bir cumhurbaşkanı değil, AKP’nin cumhurbaşkanı olacağını, devlet yönetiminde hükümete de yargıya da elini de burnunu da sokacağını daha aday olmadan ilan ediverdi. Ana muhalefet lideri ise hâlâ, bizim yeni bir Kenan Evren’e ihtiyacımız yok diyerek modası geçmiş günlerden örnek veriyor. Lütfen günahına girmeyelim... Evren, Köşk’te beğen beğenme, 82 Anayasası’na virgülüne dek bağlı kaldı, uyguladı ve hiçbir zaman bugünkü gibi tek adamlık, diktatörlük hevesinde de olmadı. HHH RTE, vekillere yaptığı konuşmada gelecekteki başkanlık düşünü gerçekleştirecek bir formülü yine tazeledi. Şu anda gereksinme varmış gibi, 2015’teki genel seçimlerin dar bölge seçim sistemi ile yapılmasını sözüm ona “Tartışalım” dedi. Oysa, ağustostaki cumhurbaşkanlığı seçiminden önce haziran ayına kadar olan süreçte dar bölge sistemini gerçekleştirmeyi istiyor. Dar bölge muhalefet partilerinin vekil yitirmelerine yol açıyor amma… AKP’nin hesaplarına göre bugünkü AKP vekil sayısını 2530 artırıyor. RTE neden dar bölge peşinde? Ulusal iradenin tam temsilini sağlamak için mi? Güldürmeyin insanı!.. RTE yukarı çıktığında ve çıkmadan önce TBMM’deki emrine amade AKP çoğunluğunun anayasada başkanlık mı olur yarı başkanlık mı, bu sistem değişikliğini onaylayacak çoğunluğu yakalamanın peşinde!.. HHH Ne ki bu konuda mücadele vermesi beklenen ana muhalefet bu konuyu düşünecek konumda değil. Yine iç bünyedeki malum rahatsızlıkların biriyle sarsılıyor. Ama bu kez yalnız parti içini ilgilendiren bir rahatsızlık değil bu. RTE’den kurtulmak isteyen çoğunluğun sığındığı, dayandığı, hatta güvendiği bir parti sorunu bu. Sessiz sedasız giden bu iç eleştiri kaynaşması, Deniz Baykal’ın açıklamarıyla birden yüzeye çıktı. Partinin yerel seçimlerde, neler olduğunu söylemedi ama “Göz göre göre çılgınca hatalar yaptığını” söyledi ve... ... Partinin, “Doğru teşhisler konulup, gereğini yapmaya, tazelenmeye yeniden ihtiyaç olduğunu” anlattı. Oysa, genel başkanlık değişimi ve yeni başkanla oluşan yönetici kadroyla, gereği yokken partinin başına bir de “yeni” sıfatı ile yola çıkıldığında bugünkü sonuç hazırlanmış oldu ve... ... Bunları, hele her kesimi memnun edecek temsilcilerden oluşan başkan çevresiyle başarı olanağının olmayacağını, CHP’deki yanlışlıkları yazdığımız zaman... Baykal’ı övmek ve yeni CHP’yi karalamak istediğimiz gibi anlamsız, dayanaksız, basit partizanlık kokan eleştirilerle bize saldıranlar acaba nerede şimdi? Partinin yeni sıfatına değil, 6 Ok’u bugünkü koşullarda yorumlayarak yeni bir programla halkın huzuruna çıkması gerekirken, partinin geçmişini inkâra varacak, Atatürk adını yıllarca ağza almamak gibi bir lider siyaseti izlendi. CHP’nin yeni bir şeyler söylemesi lazım ama bu kadro ile değil. “Du bakalım” nereye varacak “yeni sıfatıyla birden eskiyiveren CHP?” ‘Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlatmayız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Efkan Ala, sendikaların tüm ısrarlarına karşın Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarına izin vermeyeceklerini söyledi. Ala, “Taksim kutlama yeri değil. Taksim’de kutlama olduğu zaman 15 milyon insanın seyahat özgürlüğü kısıtlanıyor” dedi. Ala, AKP Genişletilmiş İl Başkanları toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. 1 Mayıs’la ilgili tartışmaların anımsatılması üzerine, demokratikleşme paketiyle bundan sonra tespit edilecek meydanların tespiti sürecinde sivil toplum örgütlerinin de görüşlerinin alınması kuralını getirdiklerini anımsatan Ala, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin, bayram kutlamalarının çok daha iyi, şık bir ortamda yapılması için bütün tedbirleri aldıklarını savundu. Ala, “Burada tek birimin ya da sendikanın ya da başka birkaç sendikanın talebiyle bütün vatandaşlarımıza sorun üretecek bir kararı istemek doğru değil, vermek de doğru değil. Bir yasaklama yok, bunun açıkça adını koyalım. Zaten orası kutlama yeri değil. Kutlama yeri olarak belirlenmiş yerlerde de bunu talep edenler gelip gayet nezih bir biçimde 1 Mayıs bayramlarını kutlayabilirler. Orası da Yenikapı’dır, Maltepe’dir, başka bir sendikamız da Kadıköy’de kutlayacaktır” diye konuştu. Ala, Taksim’in neden açılmadığı sorusuna da şu yanıtı verdi: “Peki neden Yenikapı’ya gidilmiyor, Yenikapı da merkez değil mi? Biz, toplantı yerine karar verirken onlarca faktör dikkate alınır, bir olumsuzluk halinde tahliye planları, şehrin diğer çalışan insanlarının ve esnafın zarar görmemesi, vatandaşın yollarının kesilmemesi. Bir kutlama olduğu zaman bütün İstanbul duruyor. 1 Mayıs’ın valiliğin, kamu otoritesinin, yerel otoritenin belirlediği bir yerde, bizim de güvenliğini aldığımız biçimde kutlanmasını arzu ediyoruz.” Öte yandan Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlamaları tartışması devam ederken meydanda dün inşaat çalışması başladı. Tarlabaşı Bulvarı’na açılan bölümde betonlar kesildi, iş makineleri kazı yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada “Tarlabaşı Tünel girişi “U” dönüşünde ticari araçların yolcu indirme bindirme işlemlerini daha rahat yapabilmeleri için cep oluşturulmaktır” denildi. Çalışmaların 22 Nisan’da tamamlanmasının hedeflendiği belirtildi. Taksim’de inşaat başladı! Emek örgütleri, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacaklarını belirterek alternatif yer gösterilmesine karşı çıktı ‘Kararlıyız, orada olacağız’ İstanbul Haber Servisi Taksim Dayanışması, emek ve meslek örgütleriyle ortak olarak düzenlediği toplantıda, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamakta kararlı olduklarını açıkladı. Taksim Dayanışması’ndan Akif Burak Atlar “Başta Taksim Meydanı olmak üzere tüm kamusal meydan ve alanların demokratik hak olan eylem, gösteri ve protestolara kapatılmasını kabul etmiyoruz” dedi. Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komitesi’nce yapılan açıklamada, 1 Mayıs’ı kutlamanın adresinin Taksim Meydanı olduğu belirtildi. Taksim Dayanışması dün DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile birlikte 1 Mayıs programına ilişkin Taksim’deki Makina Mühendisleri Odası’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Dayanışma adına konuşan Akif Burak Atlar, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamakta kararlı olduklarını ve yasak kararını tanımadıklarını belirterek “İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, emeğin ve dayanışmanın günü olan 1 Mayıs’ı kutlamak üzere halkın ve emekçilerin aklını yok sayan gerekçelerle yine Taksim’i yasaklayarak Yenikapı’daki yolsuzluk ve hukuksuzluğun simgesi olan kent suçu dolgu alanını adres gösterdi. Başta Taksim Meydanı olmak üzere tüm kamusal meydan ve alanların demokratik hak olan eylem, gösteri ve protestolara kapatılmasını kabul edilemez. Taksim’de kutlanması gereken 1 Mayıs’ın sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi için devletin kurumlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini istiyoruz” dedi. DİSK temsilcisi Önder Atay ise emek örgütleri olarak 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacaklarını vurgulayarak “1 Mayıs kutlamalarını Taksim’de kutlama istememiz tamamen anayasal bir haktır ve kamusal alanlar halka kapatılamaz. Siyasi iktidar halka korku salmak istiyor ancak halka karşı suç işlemeyi bir an önce bırakmalı” dedi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) temsilcisi Hüseyin Demirdizen de Taksim’in emek ve hak savunucuları için sıradan bir meydan olmadığına dikkat çekerek “1 Mayıs için Taksim’e alternatif bir yerin gösterilmesi hac ibadeti için başka bir yer gösterilmesi gibidir. Hükümetten ve valisinden beklentimiz yeni bir adres göstermek yerine Taksim’de bu kutlamanın yapılabilmesi için üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirmesidir” dedi. HER YER FESTİVAL, HER YER DİRENİŞ İstanbul Haber Servisi Emek ve meslek örgütlerinin düzenlediği 9. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali bu yıl 18 Mayıs tarihlerinde yapılarak, “Her Yer Festival, Her Yer Direniş” temasıyla ücretsiz olarak düzenlenen festival, İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da eşzamanlı gösterime girecek. Festival süresince 17 ülkeden toplam 77 film gösterilecek. DİSK’e SineSen, Dev Sağlıkİş, Birleşik Metalİş, Genelİş, Basınİş, Türkİş’e bağlı Petrolİş , Tek Gıdaİş, Kristalİş, KESK, SES, TTB, Halkevleri, Sendika. org ve ÇapulTV tarafından düzenlenen festivalin ana karakterleri Karagöz ve Şarlo, bu yıl yanında iki tanıdık dostla Haziran Direnişi’ne selam verecek. Aydan Çelik’in illüstrasyonları ile V For Vendetta filminin karakteri ünlü maskesi ile Guy Fawkes ve Haziran Direnişi’nin sembollerinden birisi olan Kırmızılı Kadın, Karagöz çok kenti kapsayan uzun bir yolculuğa çıkacak ve gösterimler her yıl olduğu gibi ücretsiz olacak. Festival süresince 25 adet uluslararası, 52 adet de Türkiye’den olmak üzere toplam 77 adet uzun ve kısa kurmaca, belgesel film seyirciyle buluşacak. Festival bu yıl Gezi ve Haziran Direnişi üzerine çekilmiş 15 film ile direnişi anımsatmak ve anımsamak amacını taşıyor. nternet salonu uygulaması ve Şarlo ile beraber dünyadan direniş filmlerini, Gezi filmlerini ve emekçilerin öykülerini beyazperdeye taşıyor. 2 Mayıs Cuma, saat 20.00’de Şişli Kent Sineması’nda yapılacak açılış gecesini oyuncu Şenay Gürler sunacak. Direnişin müziklerini yapan Praksis’in ezgilerinin eşlik edeceği gecede her yıl olduğu gibi bu yıl da bir set işçisine plaket verilecek. 9. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali 4 şehirdeki gösterimlerden bir süre sonra birİşçi Filmleri Festivali’nde bu yıl ilk defa İnternet Sinema Salonu uygulaması yapılacak Festival filmlerinden seçilen 20 adet film 18 Mayıs 2014 tarihlerinde, 22.0000.30 saatleri arasında her gün gösterilecek. İnternet salonu gösterimlerinde yer alacak filmler yalnızca festival programında belirlenen saatler içinde izlenebilecek. Filmleri izlemek için festival programına bakmak ve ilgili saatlerde www.capul.tv adresini ziyaret etmek yeterli olacak. İ Sarısülük’ün kardeşleri için kamu malına zarar verdikleri suçlamasıyla hazırlanan iddianame kabul edildi Bir ‘can’a 5 yıl, bir cama 12 yıl ALİCAN ULUDAĞ ‘Hava hâlâ puslu’ Duruşma öncesi “Hrant’ın Arkadaşları”, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde buluştu. Grup adına açıklama yapan Cüneyt Cebenoyan devletin iki eski ortağının bugün birbirlerine karşı ölümüne savaştığını belirterek, “Devlete hâkim olmak için yapmayacakları şey yok. Hrant Dink cinayeti, bu savaşta her iki siyasi çizgi tarafından da diğerine karşı bir silah olarak kullanılıyor” dedi. Devletin fabrika ayarlarına döndüğünü kaydeden Cebenoyan “Güya bahara giriyoruz ama hava hâlâ soğuk ve puslu. Gerçek bir bahar gelene kadar ‘Buradayız Ahparig’ demeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Fotoğraf: SERKAN YILDIZ l Hrant Dink davası Yargıtay’ın bozma ilamı yakalanamayan sanığa takıldı CANAN COŞKUN Eski Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesine ilişkin Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlanan davada, karara uyulup uyulmaması kararı sanık Ahmet İskender’e takıldı. Karar, İskender yakalanamayıp bozmaya ilişkin beyanı alınamadığı için 7 celsedir verilemiyor. Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi ile özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından dava devredildiği İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülmeye başlandı. Duruşmaya uzun tutukluluk süresinin 5 yıl ile sınırlanmasının ardından 16 Mart 2014’te tahliye edilen Erhan Tuncel ve diğer sanıklar katılmadı. Davayı protesto ettikleri için duruşmalara katılmayan Dink ailesini ise avukatları temsil etti. Dink ailesi avukatlarından Bahri Bayram Belen, sanık Ahmet İskender’in 7 celsedir yakalanamadığını anımsatarak, “Diğer sanık ve vekillerin beyanları tespit edilmiştir. Bu bakımdan sanık Ahmet İskender hakkında ayırma kararı verilerek diğer sanıklar yönünde bozmaya uyulup uyulmayacağı kararı verilebilir” dedi. Mahkeme, hakkında yakalama kararı bulunan davanın sanıklarından Ahmet İskender hakkındaki yakalama emrinin infazının çabuklaştırılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına karar verdi. Heyet, Ahmet İskender yakalanıp beyanı alındıktan sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmamasına ilişkin karar verilmesini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Trabzon İl Alay Komutanı Albay Ali Öz’ün yargılandığı dava dosyasının birleştirme istemine de onay vermedi ve dosyanın iadesine karar vererek duruşmayı 17 Temmuz’a erteledi. İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemleri sırasında Hatay’da polisin attığı gaz kapsulünün başına isabet etmesiyle hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ı anmak için Taksim’de 10 Eylül 2013’te yapılan anmada polise hakaret ettiği gerekçesiyle 3 aydan 2 yıla kadar hapsi istenen gazeteci Ahmet Şık hâkim karşısına çıktığı ilk celsede beraat etti. Mahkeme, beraat kararına gerekçe olarak dava dosyasına sunulan görüntülerde ıslık ve protesto seslerinin yükselmesi nedeniyle sözcüklerin ayrıştırılamamasını gösterdi. Şık’a ilk duruşmada beraat ANKARA Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı eyleminde Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldürmekle suçlanan polis memuru Ahmet Şahbaz’ın yargılandığı davanın duruşması sonrası Ankara Adliyesi önünde çıkan olaylara ilişkin 23 kişi hakkında düzenlenen iddianameyi kabul etti. İddianamede, Sarısülük’ün kardeşleri Cem ve İkrar Sarısülük’ün arasında bulunduğu eylemciler için 12 yıla kadar hapis cezası istendi. Suçlama ise “yasadışı eylem yapmak” ve adliyenin camlarını kırarak “kamu malına zarar vermek” oldu. Oysa Ethem Sarısülük’ü öldürmekten yargılanan polise ise sadece 5 yıl hapis cezası istenmişti. Eski Tunceli Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz, bu tür eylemlerle ilgili “Canlar yerine camlar kırılsın” sözleriyle gösterilere özgürlükçü bakılması mesajını vermişti. Kızılay’da, 1 Haziran 2013 tarihinde Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldürmekle suçlanan polis memuru Ahmet Şahbaz’ın yargılandığı davanın 2. duruşması 28 Ekim günü yapılmıştı. Şahbaz’ın katılmadığı duruşma sonrası adliyenin C kapısı önünde yapılan eyleme polis müdahale etmişti. Ankara Basın Savcılığı ise Cem ve İkrar Sarısülük’ün arasında bulunduğu 23 kişi hakkında iddianame düzenleyerek mahkemeye göndermişti. Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi, 10 sayfalık iddianameyi dün kabul etti. İddianamede, zanlılar için “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na aykırılık, kamu görevlilerine direnmek ve kamu malına zarar vermek” suçlarından 12 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede, eylemcilerin dağılması için uyarı anonsu yapıldığı, makul süre beklenildiği halde grubun dağılmadığı öne sürülürken, bazı kişilerin güvenlik güçlerine taş, sopa, yumruk ve su şişeleri attığı, Adliye Binası Suçüstü (C) girişinden adliye binasına zorla girmeye çalışan kişiler tarafından otomatik kapı camlarının, tekme, yumruk ve flama sopaları ile vurulmak suretiyle kırıldığı savunuldu. İddianamede, “Güvenlik güçlerince yapılan ikazlara rağmen eyleme devam eden gruba, orantılı olarak tazyikli su ve gaz kullanımı ile müdahalede bulunuldu. Dağılan grup, adliye önü ve bahçe çevresinde bulunan güvenlik güçleri ve belediye araçlarına da zarar vererek kaçmaya başladı” denildi. Eylem sırasında adliyenin sensörlü kapı ve camlarının kırılması ile XRay ve kapı dedektörlerinde meydana gelen zararın toplam 19 bin 452 TL olduğu savunuldu. olisin ‘sahte raporuna’ takipsizlik Bu arada dün savcılıktan sanık polisi korumaya dönük skandal bir takipsizlik kararı daha çıktı. Ethem Sarısülük’ün vurulması olayı sonrasında Ahmet Şahbaz’ın “sahte rapor” aldığı iddia edilmişti. Sarısülük ailesinin avukatı Kâzım Bayraktar, savcılığa Şahbaz ve iki doktor hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Dilekçeye göre, Özel Medicana Ankara Hastanesi’nden 13 Haziran 2013 tarihlerinde iki rapor alan Şahbaz, 10 Haziran’da ise hastaneden ek olarak rapora, “El bileği ve karpusun ligamentinin tramvakit yırtığı” tanısı ekletti. Bu son ekleme sayesinde Ahmet Şahbaz, “Sol elime taş geldi, silahın namlusu o yüzden göstericilere doğru döndü” savunmasını güçlendirecekti. Avukat Bayraktar, bu raporların sanığın savunmasına mizansen hazırlamak için alındığını vurguladı. Ancak Ankara Cumhuriyet Savcısı Mahmut Kaan Yüksel, skandal gerekçelerle sahte olduğu belirtilen rapora takipsizlik kararı verdi. Savcı Yüksel, bu raporun polisin yargılandığı davanın en önemli delilleri arasında yer aldığını belirterek, “Raporların anayasa ve CMK hükümleri karşısında; savcılık tarafından yeniden soruşturma konusu edilerek delillerin gerçekliği ve geçerliliğinin tartışmaya açılması ile görülmekte olan davanın etkileneceği kaçınılmazdır. Delilin gerçekliği ve geçerliliği mahkeme tarafından değerlendirilebilir” dedi. P