29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 NİSAN 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 MERS virüsü paniği İstanbul Haber Servisi Suudi Arabistan’a yaptığı umre ziyaretinden sonra THY uçağı ile Cidde’den İstanbul aktarmalı olarak Kuala Lumpur’a giden ve 4 saat Atatürk Havalimanı’nda bekleyen Malezyalı bir yolcuda “SARS’tan sonra en tehlikeli virüs” olarak nitelendirilen MERS virüsü saptandı. Söz konusu uçağa binenlerin acilen doktora başvurması gerektiği belirtildi. Sağlık Bakanlığı da Malezya yetkililerinden detaylı bilgi aldı, THY yetkililerinden yolcunun çevresinde oturanların kimliklerini istedi. SARS gibi solunum yollarını etkileyen hastalık, dünyada 238 kişide görüldü, bunların 92’si yaşamını yitirdi. MERS virüsüne Türkiye’de rastlanmadı. 54 yaşındaki Malezyalı yolcunun, Suudi Arabistan’da umre ziyaretini gerçekleştirmesinin ardından 29 Mart’ta Cidde’den İstanbul aktarmalı olarak Kuala Lumpur’a gitmek için saat 18.00’de THY’nin TK 93 sefer sayılı A330 uçağına bindiği, uçağın saat 20.55’te İstanbul Atatürk Havalimanı’na indiği belirtildi. Kuala Lumpur’a buradan aktarma yapacak olan Malezyalının, yaklaşık 4 saat boyunca havalimanında transit salonda kaldığı kaydedildi. Daha sonra THY uçağına aktarma yaparak Malezya’ya ulaşan yolcunun 8 Nisan’da solunum yolların Suudi Arabistan’da yaptığı umre ziyaretinden sonra THY ile İstanbul’a uçan bir yolcunun MERS virüsünden ölmesi üzerine bakanlık harekete geçti 4 saat salonda kaldı daki rahatsızlık, ateş ve öksürük nedeniyle hastaneye kaldırıldığı, 13 Nisan’da da yaşamını yitirdi belirtildi. Malezya Sağlık Bakanlığı, ülkedeki ilk ölümlü MERS vakasının ortaya çıkmasının ardından kurbanın yakın zamanda temasta olduğu kişileri karantina altına aldı. Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü yetkilileri ise Malezya Sağlık Bakanlığı ile temasa geçtiklerini belirterek “Kişinin tam açık kimliğini, uçuş rotasını ve saatlerini istedik. THY ile temasa geçerek 54 yaşındaki bu şahsın uçakta oturduğu koltuğun 2 ön ve 2 arka sırasında oturanların kimliklerini de istedik. Onlardan şayet Türk varsa ve Türkiye’de oturu yorlarsa kontrol için çağıracağız. İyi haber, olay 29 Mart’ta gerçekleşmiş. Virüs bulaşsaydı bugüne kadar ortaya çıkardı, yine de tüm kontrolleri yapacağız” dedi. THY’den yapılan açıklamada, hayatını kaybeden yolcunun bulunduğu uçaklardaki kabin ekiplerinin tedbir amaçlı sağlık kontrolünden geçirildiğini, uçakların da dezenfeksiyon işlemine tabi tutulacağı belirtildi. Söz konusu uçaktaki yolcuların listesinin Sağlık Bakanlığı ve Malezya Sağlık Bakanlığı ile paylaşıldığının belirtildiği açıklamada, “Başka bir yolcuda hastalık tespit edilmediği öğrenilmiştir” denildi. Diktatörler ve Stadyumlar Diktatörler, özgürlüğü sevmez... Diktatörler, halkı sevmez... Diktatörler halkın özgürce doldurduğu stadyumları hiç sevmez, ama kullanır! HHH Santiago’daki Şili stadyumunun öyküsü: Pinochet, darbeyi yapıp Allende’yi de öldürdükten sonra muhalif olan binlerce aydın, sanatçı, sendikacı, hoca ve öğrenciyi Şili stadyumuna toplar... Bunların bir bölümü stadyumda katledilir... Bazıları da Patagonya’daki işkence merkezlerine götürülür, orada öldürülür ve cesetleri uçaklarla Pasifik Okyanusu’na atılır... Şili’nin en önemli sanatçılarından, devrimci yeni türkü hareketinin kurucusu Victor Jara da stadyuma getirilmiştir... Şarkı söylemeyi sürdürür, tutuklular da ona katılır... İşkence yapılır, gitar çalan elleri kırılır ve öldürülür. Bugün o cinayetleri işleyenler suçlanmış ve stadyuma da onun adı verilmiştir. HHH 1936 Berlin Olimpiyatları’ndaki stadyum öyküsü de tarihe geçmiştir: Naziler, Yaz Olimpiyatları’nı propaganda için önemli bir fırsat olarak görür; hazırlıklar yapılır, büyük bir spor kompleksi inşa edilir... Ama saf Alman, Cermen, Aryan ırkının üstünlüğü üzerine kurulu bütün bu şatafatlı hazırlık, Afrika kökenli Jesse Owen’in 100 metre, 200 metre, uzun atlama ve bayrak yarışında aldığı altın madalyalarla gölgelenir... Hitler, kazananları tebrik bile etmeden stadyumu terk eder! HHH Türkiye’nin yeni yazılmakta olan stadyum öyküsünü 17 Nisan tarihinde Yalçın Doğan dile getirdi: “Karar verdin, ‘Hadi maça gidelim’. Yoook öyle, aniden maç yok. Önce bir bankadan parayla kredi kartı alacaksın. O banka kimin? Kaç şubesi var? Milyonlarca taraftar kredi kartı alınca, vay anasına sayın seyirciler, paraya bak sen. Sonra ebilet. Bilette ana adı, baba adı, T.C. kimlik numarası, hangi takımı tutuyorsun, statta nereye oturacaksın, maçta ne yedin, ne içtin, gol olunca ne yaptın, maça kiminle gittin, neden gittin, gelelim asıl meseleye, büyüklerimizi protesto ettin mi, hepsi kamerada. Maç bileti derken, özel hayatın didik didik. Hele de protesto kayda uygunsuz geçmiş ise bir daha maçı unut. Stat dışında bile, gözler sende. Senin takımının maç gününde, karakola gidip imza atacaksın. 6222 dedikleri yasa ile cezalar yağmur gibi. Statlar açık hava hapishanesi, taraftar potansiyel suçlu, yakında ne maç kalır, ne taraftar, sporda şiddeti önleme ve güvenlik adı altında, ‘Herkes benim istediğim gibi, yat yat, kalk kalk’, koca ülke 1930’lar Almanya’sı.” HHH Diktatörler, bireyleri ve toplumu bir süre susturabilirler... Ama tarihi asla! Şimdilik başka hasta yok BİTLİS (DHA) Güroymak ilçesine bağlı Çayarası köyünde önceki gün kaybolan amca çocukları 5 yaşındaki S. B. ile 4 yaşındaki B. B.’nin birbirine sarılı cesetleri bulundu. Kuzenlerin donarak öldükleri belirtildi. S. ve B. oyun oynamak üzere önceki gün öğlen saatlerinde evlerinden ayrıldı. Çocuklar dönmeyince aileleri köyün çevresinde ve yakınındaki dağlık alanda çocukları aramaya başladı. Aileler bir sonuç alamayınca jandarmayı arayarak durumu bildirdi. Bölgeye çok sayıda jandarma ekibi gönderilirken Van’dan ve Bitlis’ten de AFAD ekipleri de bölgeye geldi. Gece saatlerinde sonlandırılan çalışmalara, dün sabahın ilk saatlerinden itibaren yeniden başlandı. Jandarma, AFAD ve köy korucularından oluşan 300 kişi, geniş bir bölgede arama çalışması yaptı. Aramalar sonucunda, dün akşam saatlerinde, minik çocukların birbirlerine sarılı cesetlerine ulaşıldı. Bitlis Vali Yardımcısı Akif Pektaş, “Ailelerine iyi bir haber vermek istiyorduk. Ancak 2 çocuğumuzun cesedine ulaştık” dedi. Bir acı haber de Bitlis’ten geldi Çalılıkta 3’ü çocuk 30 Nisan 30 Nisan EDİRNE (AA) Bir hafta önce yabancı uyruklu kişilere ait olduğu sanılan 4 cesedin bulunduğu bölgede 3’ü çocuk 4 kişinin daha cesedi bulundu. Edirne’de Budakdoğanca köyü Kırçeşme mevkisinde başka cesetlerin de bulunma ihtimaline karşı bölgede iz sürme köpeklerinin yardımıyla arama yaptı. Önceki cesetlerin bulunduğu yere yakın bir noktada 4 ceset daha bulundu. Çürümüş durumdaki cesetlerden üçünün çocuk, birinin de kadına ait olduğu belirlendi. Yasadışı yollardan Bulgaristan’a geçmeye çalışan yabancı uyruklu kişilere ait olduğu tahmin edilen cesetler, cumhuriyet savcısının incelemesinin ardından otopsi için Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna götürüldü. Ekipler, bölgede arama çalışmalarını sürdürüyor. 4 ceset daha!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle