02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2014 PAZAR 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL NSA’nın bir ayda ‘bilgi bankası’ oluşturduğu ortaya çıktı GÜNDEM İktidara sorarsanız yaşanan onca skandalın hiçbirinin gerçek sorumlusu RTE ve hükümeti değil!.. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından gelişen olaylardan sonra hükümetin savunularına bir göz atınız lütfen. Operasyonlarda bakan çocuklarının evlerinde ortaya dökülen ayakkabı kutularındaki milyarlar değerinde dolarlar, Avrolar mı, para sayma gereçleri mi?.. Neredeyse masum bakan evlatları uykudayken evlerine giren cemaatin adamları koydu diye günlerdir adeta yırtınıyorlar. Yalnız kaldığı zaman RTE herhalde nedenini soruyor olmalı kendine. Sonra kendi sorusunu kendi yanıtlıyor herhalde... Dünyanın kıskançlıkla izlediği, müthiş başarılara imza atan Türkiye’ye, iki Türkiye daha ekleyen RTE’yi devirmek için! Darbeci işadamları, muhalefet partileri, tabii medya... AKP’nin karşısında kim varsa, kim eleştiriyorsa hükümeti... AKP dışında hepsi, herkes darbeci!.. RTE’ye darbe yapmanın peşinde!.. Kafa, bellek, mantık bu düşle yoğurulunca... 17 Aralık’ta başlayan ve ardı ardına patlayan skandallar, iktidarına yakıştırma diye algıladığı kimi olayları duyduğunda söylediği gibi, hükümetini ve iktidarını; ne çare ülkeyi derinden sarsan skandallar RTE’yi çılgına çevirdi ve... … Ne var ki RTE öyle sıradan bir adam değil. Bu ülkenin Başbakan’ı! HHH Oysa ülkeyi içine düşürdüğü kargaşanın, devleti devlet olmaktan çıkaran hemen bütün olguların sorumlusunu aramaya gerek yok. Ülkenin ulusal güvenliğini bile güvence altına alamadığını Dışişleri Bakanı’nın çalışma odasında yapılan dörtlü, gizli kalması her açıdan zorunlu olan görüşmelerin kayıtlarının internete düşmesi devletteki kargaşanın son bariz, yadsınamaz örneği. Bal gibi Suriye’ye savaş açmaya bahane arandığını kanıtlıyor bu toplantının internete düşen kayıtları... Üstelik Dışişleri makam odası bir kez değil, meğer 1,5 yıldır dinleniyormuş da burnundan kıl aldırmayan hükümet ve MİT farkında değilmiş! Şimdi fellik fellik gizli toplantıları dinleyeni veya dinleyenleri arıyorlar! HHH Rüşvetten, yolsuzluktan başlayarak hükümetin sorumlu olduğu onca rezaletin kayıtlarını, kanıtlarını montaj, düzmece diye savunurken, yargıyı harekete geçirerek kim olursa olsun gerçek sorumluları adalete teslim edemedi. Bir paralel yapı, devlet içinde devlet suçlaması tutturdu... İyi güzel de bu suçlama, ama kimdir, kimlerdir... Aylardır gerçekleri aramalarından korkup darmadağın ettiği savcılarla hâkimlere teslim edemedi suçluları... HHH Bilinenleri neden özetliyorum. Zira RTE’nin 12 yılda devleti devlet olmaktan çıkardığı, 17 Aralık’tan sonra yaşanan skandal olaylar, gelişmelerle kanıtlandı. Gerçekler olanca ayrıntılarıyla ortaya dökülüp de RTE’nin yüzüne, başbakanlığına, içeride ve dışarıda yakıştırılan sanal parlak örtü kalkınca... … Başbakan’ın kendi dışındaki partileri, medyayı; sürekli saldırgan, önüne geleni vatan hainliği, yalancılık, ihanet ile suçlayan küfürbaz konuşmalarıyla... ... Bugüne değin görülmedik içerikte gergin, adeta her an patlamaya hazır bir bombayı andıran bir seçim kampanyası yaşandı. Önceki akşam CNNTürk’te Taha Akyol’un geçmiş yıllardaki seçimleri her yönüyle, iktidar ve muhalefet liderlerini alaya alan mizah yönüyle, o günlerin liderlerinin karşılıklı anlayış çervesindeki seçim konuşmalarını yansıtan programı... ... 1950’den bugünlere değin geçen zamanda izlediğim seçim dönemlerini, o günleri gözümün önünde canlandırdı... Taha Akyol ben yaştakilere geçmişteki seçim günlerini kutlanacak bir programla tekrar yaşattı, anımsattı ama... ... Aslında bu programla başka bir görevi layıkıyla yerine getirdi... Geçmiş seçimlerden demokratik dersleri örnekleriyle hem bugünkülerin hem de genç nesillerin dikkatine sundu. Tabii geçmişten ders alır mı bugünün burnu Kaf Dağı’ndaki kudret sahipleri... Umutlu değilim ama... ... CNNTürk’teki önceki gece izlediğimiz program, anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az diyen ünlü özdeyişi anımsatarak medyatik bir görevi de yerine getirdi... HHH Bugün pazar. Sandık günü. Hayırlara vesile olur inşallahhh! ABD, 122 liderin bilgilerini toplamış Dış Haberler Servisi ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) bir ayda 122 devlet ve hükümet başkanı hakkında bilgi topladığına ilişkin yeni bir belge ortaya çıktı. Alman Spiegel dergisinin NSA’nın eski sistem analisti Edward Snowden’ın sızdırdığı belgelere dayandırdığı haberde, 2009 yılının mayıs ayına ait olan listede alfabetik olarak 122 liderin yer aldığı belirtilidi. İlk sırada Malezya eski Başbakanı Abdullah Bedevi’nin bulunduğu kaydedilen ve örnek olarak 11 ismin açıklandığı listede şu isimler yer alıyor: Eski Somali Devlet Başkanı Abdullahi Yusuf, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Peru eski Devlet Başkanı Alan Garcia, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Guatemala eski Devlet Başkanı Alvaro Colom, Kolombiya eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe, Mali eski Devlet Başkanı Amadou Toumani Toure, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve son sırada Ukrayna eski Başbakanı Yulia Timoşenko. Özel olarak oluşturulan bilgi bankasında söz konusu devlet ve hükümet başkanlarıyla ilgili verilerin kaydedildiği, Almanya Başbakanı Merkel hakkında da 300’den fazla verinin yer aldığı belirtilen haberde, Snowden’in belgelerinde bilgilerin “Marina” adlı bilgi bankasında gösterildiği ifade edildi. n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Üniversitede ‘Gezi’ ihracı SİNAN TARTANOĞLU Öğretim üyesi Haziran Direnişi ile ilgili soru sorduğu için devlet memurluğundan atıldı rencide ettiği, huzursuzluk ve tedirginliğe sebebiyet verdiği, idari makamlar ve bu makamların yöneticilerine yönelik eleştiri sınırlarını aşan ifadeler kullandığı” iddiaları ile soruşturma başlatıldı. Soruşturmada, 4 şikâyetçi öğrencinin yanı sıra dört öğrenci daha tanık olarak dinlendi. ANKARA Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öğretim görevlisi Ömer Faruk Kırnıç, Gezi Parkı protestolarının yoğun olarak yaşandığı günlerde matematik sınavında “Gezi ve Taksim ile türevlerinin matematiksel analizi, maksimum ve minimum noktalarını belirleyiniz” sorusunu sordu. ÇOMÜ Rektörlüğü’nün soruşturma raporunda Kırnıç’ın bu soru ile “yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğu” belirtildi. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu ise Kırnıç’ın “kamu görevinden çıkarılmasına” karar verdi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya karara karşı oy kullanırken, Kırnıç’ın memurluktan atılmasını isteyenler arasında Maliye Ba ÖĞRETMENE BERKİN SÜRGÜNÜ ADANA (Cumhuriyet) Adana’da, Berkin Elvan için sessiz oturma eylemi yapan öğrencilere destek veren 28 yıllık coğrafya öğretmeni Faruk Ağaçe, sürgün edildi. Merkez Çukurova’daki İsmail Kulak Anadolu Lisesi’nde okuyan 7 kız öğrenci, 12 Mart’ta teneffüs sırasında Berkin Elvan için sessiz oturma eylemi yaptı. Pankart ve döviz taşımayıp slogan atmayan öğrencilerin yanına gelen okul yöneticileri, eylemin bitirilmesi için uyarılarda bulundu. Tartışma sürerken gelen öğretmen Ağaçe ise cezalandırılacağını söyleyen idarecilere tepki gösterdi. Eylemci öğrencilere disiplin soruşturmasından ceza çıkmazken okul yöneticilerinin hakkında tutanak hazırladığı Faruk Ağaçe ise bu tutanağa dayanılarak Adana Milli Eğitimin isteği ve Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un merkeze 100 kilometre uzaktaki Aladağ ilçesine gönderildi. Ağaçe, “Bu yargısız infaz nedeniyle hukuki haklarımı arayacağım” dedi. ‘Yüz kızartıcı’ Tanık öğrencilerin hangi ölçütlere göre belirlendiği belirsiz. Öğrencilerin “Ben arkadaşlarımla birlikte odasında içki şişeleri gördüm”, “Giyinişi, davranışı öğretim görevlisine yakışmayacak şekilde” gibi değerlendirmeleri de dosyaya eklendi. Rektörlük 2 Ocak 2014’te tamamladığı raporunda, Kırnıç’a “Kamu görevinden çıkarma cezası” verilmesi istendi. kanlığı Müsteşarı Naci Ağbal da yer aldı. Ağbal’ın, THY Genel Müdürü Hamdi Topçu’nun kızı için İstanbul Teknik Üniversitesi’nde kontenjan artırılmasına aracı olduğu iddia edilmişti. Öğrencilerin şikâyet dilekçelerinden yola çıkılarak Kır nıç hakkında, “Matematik2 dersi alan bölüm öğrencileri üzerinde, sınıfta huzursuzluğa sebebiyet verecek baskı kurduğu, kendisi gibi düşünmeyen öğrencilere manevi baskı yaptığı, onlara mobbing uyguladığı, onları değişik sebeplerle Yeni hapishaneler için düğmeye basılması soru işaretleri yarattı Her yer cezaevi olacak MURAT İNCEOĞLU ödeyerek çalıştırabiliyor. Halen 30 bine yakın tutuklu ve hükümlü atölyelerde çalışıyor. Adalet Bakanlığı’nın yeni yapacağı cezaevlerinin de Silivri Cezaevi gibi kampus şeklinde olacağına dikkat çeken Kıraç, “Dünyada bu tür kampus cezaevleri var. Onların hemen yakınına fabrikalar açılıyor, tutuklu ve hükümlüler tünellerden geçerek çalışmaya gidiyor. Hatta yatırımcılar fabrika açmak için cezaevi ile sözleşme yapıyor ve yüzde 95 doluluk gibi şartlar öne sürüyor” diyor ve “Acaba Türkiye’de de benzer bir uygulama mı düşünülüyor” düşüncesini ifade ediyor. Evrensel hukukta ceza, insanların yeniden topluma kazandırılması için bir araç olarak görülse de Türkiye’de cezaevleri tümüyle tecrite yol açıyor. Cezaevlerinde Adalet Bakanlığı’na bağlı 40 bin personel çalışıyor. Ancak bu kadroda sadece 271 psikolog, 352 öğretmen ve 151 sosyal hizmetli var. Birçok cezaevinde halen psikolog, öğretmen ve sosyal görevli açığı var. Cezavlerinde yaşanan ölüm olayları da her yıl giderek artıyor. 2005 yılında 50 olan cezaevinde ölüm sayısı 2010’da 307 kişiye ulaştı. Ölüm sayısı 2011’de 321, 2012’de 346, 2013’te ise 316 kişi oldu. Böylelikle son yıllarda neredeyse her gün cezaevlerinden bir tabut çıktı. Emniyet’te görev değişikliği l TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz’ın 20 Mart’ta görevinden istifa etmesinin ardından Tunceli Emniyet Müdürlüğü’ne vekaleten Fahrettin Şen atandı. Şen’in atanmasının ardından bugün Tunceli Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Cemal Arıbaş, terörle mücadele şube müdürü Gökmen Tekin ile birlikte, bilgi işlem şube müdürü, personel şube müdürü, çocuk şube müdürü, lojistik şube müdürü, koruma şube müdürü görevlerinden alınarak başka şubelerde görevlendirildi. Victor Hugo’ nun “Bir okul bin hapishane kapatır” sözünün aksini ispatlamak istercesine dünyanın en büyük cezaevlerinden birine sahip olan Türkiye 6 yıl içerisinde cezaevi kapasitesini iki katına çıkarmayı planlıyor. Türkiye’de de 12 Eylül’ün işkenceleri ile ünlü Diyarbakır Cezaevi’nin kapatılması bir seçim vaadi haline gelmişti. Ancak Türkiye’de kapatılan her cezaevinin yerine daha geniş kapasiteli yenileri açılıyor. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) tarafından yapılan başvuruyu yanıtlayan Adalet Bakanlığı halen 148 bin 200 olan cezaevi kapasitesini 2017 yılında 64 yeni cezaevi açarak 255 bine çıkarmayı hedefliyor. 2020 yılında ise cezaevi kapasitesinin 300 bine ulaşması bekleniyor. CİSST Yönetim Kurulu üyesi Zafer Kıraç, “Kapasite neden bu kadar arttırılıyor. Toplumda bir suç patlaması mı bekleniyor? Buralar dolmayacaksa neden yatırım yapılıyor? Dolacaksa kiminle dolacak?” diye soruyor. Osmaniye sınırlarımız içindeki Düziçi Köy Enstitüsü’nden kalanlar oldu. Enstitüyü buradan mezun olan öğretmen Mehmet Mülayim’le birlikte gezdim. Mülayim, enstitünün laboratuvarlarını, etüt odalarını, dershanelerini gezdirirken, sanki her şey dün olmuş gibi anlatıyordu. Sesi dağ başındaki bir çoban çeşmesi gibi duru akıyordu. Gözleri etrafı biraz bulanmış bir pınar gözünü andırıyordu. Sınıf arkadaşlarının fotoğraflarının bulunduğu bölümü gezdirirken heyecanla tek tek kimlerin bugün nerede olduğunu, çocuklarının, torunlarının bugün neler yaptığını anlattı. Ana binanın kırık camları güzel bir kitabın yırtılmış sayfalarını andırıyordu. Hemen önündeki ağaçlar, yıpranmış gövdeleri ama dimdik duruşlarıyla bir anıt gibiydi. Öğretmen Mülayim, o zamanlar Düziçi’nde elektrik olmadığını belirtip, övünerek şöyle dedi: “Biz kendi elektriğimizi kendimiz üretiyorduk. Haftanın belli günlerinde, Toroslar’ın eteğinden zirvesine kadar bütün bölgeyi dolaşıp, özel taşları, bitkileri ve böcekleri topluyorduk...” HHH Ne zaman Anadolu’nun geçmişte Köy Enstitüleri’nin kurulu olduğu bir yerine gitsem, aydınlığının bugün bile devam ettiğini hissederim. Yıllar önce bir Karadeniz turu yaparken, yerleşim yerlerinden birinin öncekilerden daha farklı olduğunu hissettim. Gençleriyle, kadınlarıyla şehir cıvıl cıvıldı. Az sonra öğrendim ki burası Anadolu’nun dört bir yanına eşit şekilde serpiştirilmiş Köy Enstitüleri’nden birinin bulunduğu, Trabzon’a bağlı Beşikdüzü idi. Düziçi’nde de aynı havayı soludum. Bizi karşılayan insanlar aile boyu tipik bir Anadolu aydınlanmasının fotoğrafıydı. Düziçi’nin meydanları, sokakları da aynı ışığı yansıtıyordu. HHH Bugün ülkemizde eğitimin içinde bulunduğu tabloya bakınca Köy Enstitüleri’nin farkı açıkça ortaya çıkıyor. 1940’larda Anadolu’nun çok az bir yerinde elektrik varken, kendi santralını kuran Köy Enstitüleri öğrencileri aynı ivme devam etseydi, bugün bilgisayar üretirdi. Oysa bugün okul deyince akla eğitimden, üretimden çok sorun, yapboz tahtası ve karmaşa geliyor. Düziçi Köy Enstitüsü’nde ötekilerden daha farklı bir tablo vardı. Hiç değilse bir bölümü müze olarak korunmuş ve yeniden düzenlenmişti. Bu müzenin eğitimle, toplumsal gelişimle, ülke kalkınmasıyla biraz ilgili herkes tarafından görülmesini isterim. Bugün Köy Enstitüleri deneyimini 21. yüzyılın gerçekleriyle buluşturmak, eğitim sorunlarının çözümünde başlıca ivmelerden biri olabilir. Sözü Mehmet Mülayim öğretmenle bağlayalım... Okulda ortaklaşa yaptıklarını, tarım derslerini, ürettiklerini anlattıktan sonra sıra okudukları kitaplara geldi. O günün koşulları içinde Türk ve dünya edebiyatının pek çok önde gelen yazarıyla okul sıralarında tanışmışlardı. Bugün ise okuma deyince akla önce meydan okuma, sonra bildiğini okuma, ardından hariçten gazel okuma ve tabii ki canına okuma, en sonra da kitap, gazete okuma geliyor. Köy Enstitüleri’nin aydınlığına bir kez daha selam olsun... TÖREN DOĞUM GÜNÜNDE Metin Göktepe Ödülleri belirlendi İstanbul Haber Servisi Gazetecilik görevini yaparken 8 Ocak 1996 tarihinde gözaltında dövülerek öldürülen Evrensel Muhabiri Metin Göktepe anısına düzenlenen gazetecilik ödüllerini kazananlar açıklandı. Kazananlara ödülleri, Metin Göktepe’nin doğum günü olan 10 Nisan’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Cağaloğlu’ndaki binasında bulunan Burhan Felek Salonu’nda törenle verilecek. Metin Göktepe Ödül Komitesi’nden yapılan açıklamaya göre, bu yıl 17’ncisi düzenlenen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri Yarışması’nda yazılı haber dalında birinciliğe Radikal gazetesinden İdris Emen değer görüldü. Görüntülü haber ödülünü ise CNN Türk’te yayınlanan “Dilan Alp marjinal değilmiş” adlı haberiyle Ezgi Cankurtaran kazandı. ‘Hakları iade edilsin’ İstanbul Haber Servisi Balyoz davasından yargılanan emekli ve muvazzaf askerlerin yakınlarının oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu, Sessiz Çığlık eylemini dün Beşiktaş’taki Demokrasi Anıtı önünde 79. kez gerçekleştirdi. Vardiye Bizde Platformu adına Albay Mehmet Örgen’in ablası Nurgün Özelçi tarafından okunan açıklamaya “Esaretimizin 1133. günü” ifadeleriyle başlandı. Balyoz davasındaki suçlamaların “iftira” olduğu belirtilen açıklamada, “Bu iftira 363 Türk subayını, binlerce masumu hedef alan ihanetin ilk adımıydı. Adımlar adımları izledi ve yüzlerce subay 1620 yıllık hükümlerle koşar adım adı özel yetkili mahkeme olan Silivri müsamerelerinden cezaevlerine gönderilerek vatanlarında esir edildi” denildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Anayasa Mahkemesi’ni göreve davet ediyoruz ve bir an önce gasp edilen özgürlüklerin iade edilmesini bekliyoruz. Bunu aynı zamanda ülkemizin aydınlık günlerinin başlangıcı olarak görüyoruz. Bize göre Türkiye’de normalleşme adına Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk, Odatv, Ergenekon gibi diğer dijital terör kalleşliğinin ortadan derhal kaldırılması, yılları çalınan o masumlardan özür dilenmesi ve kaybettikleri haklarının iade edilmesi ile başlar.” ‘Kırmızılı Kadın’a jüri ödülü Fotoğraf Ödülü ise Radikal muhabiri Serkan Ocak’a Gezi eylemleri sırasında polisi silahıyla hedef gözeterek gaz atarken, yanında ona destek için bulunan eli sopalı bir vatandaş ile birlikte görüntüleyen fotoğrafı nedeniyle verildi. Göktepe Ödül Jürisi, 28 Mayıs’ta Reuters’te yayınlanan “Kırmızılı Kadın” fotoğrafının sahibi Osman Örsal’a da Jüri Özel Ödülü verilmesini kararlaştırdı. Beyoğlu’nda ‘maskeliler’ terörü l İstanbul Haber Servisi Beyoğlu’nda yüzleri maskeli bir grup, park halindeki araçların camlarını kırdı. Ellerindeki sopalarla camları kıran saldırganlar bir süre sonra kayıplara karıştı. Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polisin ilk belirlemesine göre 52 araçta hasar tespit edildi. Araç sahiplerinin başvurusu sonucu bu sayının artabileceği belirtildi. Ucuz işgücü Cezaevleri artık ucuz işgücü arayanların gözdesi. 2010 yılından bu yana cezaevi müdürü ile anlaşarak, küçük atölyeler kuranlar tutuklu ve hükümlüleri yaklaşık 6 lira saatlik ücret
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle