29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Davutoğlu’nun makam odasının yüksek teknolojili bir böcekle dinlendiği ortaya çıktı 1.5 yıldır dinleniyormuş ANKARA BAROSU VE CHP’DEN YOUTUBE YASAĞINA DAVA Sandığa Giderken... Yeni Osmanlıcı Başbakan’ın Dolmabahçe Sarayı kapsamındaki özel bürosuna gelirken Beşiktaş’taki yurttaşların cep telefonlarının bağlantısını kesen, çevredeki kestaneci, ayakkabı boyacısı ve simitçileri esas duruşa geçiren devleti işte böyle çökerttiler. Osmanlı sultanlarının bile, konuşmaları dışarıdan duyulmasın diye sürekli akıtılan suyun şırıltısından yararlanmalarına karşın, günümüz teknolojisinin devleti değil Başbakan’ı korumak için seferber edilmesinin doğal sonuçlarını yaşıyoruz. Asıl vahim olan Cumhuriyet’in yaptığı gazetecilik değil, gizli kapılar ardında oluşturulmaya çalışılan seçimi yönlendirmeye yönelik savaş senaryolarını bile ele yüze bulaştırmaktır. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin (TGC1998) temel ilkelerinden biri de şudur: “Gazeteci, devleti yönetenlerin belirlediği ulusal ve uluslararası politika konularında önyargılara değil, halkın haber alma hakkına dayanır. Onu mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir.” HHH Yarın, yerel yöneticilerimizi belirlemek için sandık başına gideceğiz. Rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük iddialarından, yönlendirecekleri seçmenin oylarıyla aklanmayı uman iktidarın yaklaşımı, bu seçimi genel seçim havasına sokmuş durumda. Örnek aldıkları Demokrat Parti ve Menderes’in “Vatan Cephesi” oluşturma girişimini günümüze uyarlayan iktidarın yanlışları ülkeyi yeni bir bölünmeye götürdü. Vatan hainleri ve vatanseverler. Yandaş medya, önceki akşamdan bu yana, iktidarın artan ürküsünü hafifletmenin yollarını, cepheyi cemaatten yola çıkarak genişletmekte buldu. İktidar yanlıları vatansever, karşıtları da vatan haini ilan edildiler. Yakın gelecek, bu tanımdaki bölünmüşlüğün gerçek tanımlamasını da ortaya koyacaktır. HHH Bizde neredeyse unutulan, ama Azerbaycan’da çok sık anılan büyük şair Fuzuli “Şikâyetname” adlı uyaklı düzyazı harikasını 15’inci yüzyılda yazmış. Anımsayınca Fuzuli’nin yaklaşık 600 yıl önceden günümüzü de anlattığını görüyorsunuz. “Selâm verdim rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim faydasızdır diye ilgilenmediler.” Akıllarını fikirlerini paranın güdümüne vermiş kişilerle olan konuşmasını anlatan Fuzuli’yi saygı ve özlemle anmak gerekiyor. Büyük şair sözünü “çaresiz mücadeleyi terk ettim” diye bitiriyor ama gelin biz öyle yapmayalım. Sandığa gidip demokrasiyi, özgürlükleri, kardeşçe yaşamayı aklayalım... ‘Baskıcı rejimin yasağı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Barosu, Suriye’ye savaş planı konuşmalarının yayımlandığı YouTube’a erişimi engelleyen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kararına karşı dava açtı. İdare mahkemesine açılan davada, yasağın yürütmesinin durdurulması ve iptali istendi. TİB’in ulusal güvenlik iddiasıyla YouTube’un tümü için erişim yasağı verme yetkisinin olmadığını belirten Ankara Barosu, bunun yargıya ait bir yetki gasbı olduğunu kaydetti. Ankara Barosu’nun dilekçesinde TİB Başkanı’nın erişimin engellenmesine ilişkin kararını sadece özel hayatın gizliliğinin ihlali durumlarında verebileceği kaydedilen dilekçede, “Bu halde bile özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği iddia edilen yayın, münferit bir olay için, özel kişilerin başvurusu halinde münhasıran sadece o kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak içeriğe erişimin engellenmesi şeklinde olabilir” denildi. YouTube’a erişimin engellenmesi kararının anayasanın ölçülülük ilkesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü ilkesine aykırı olduğu vurgulanan dilekçede, şöyle devam edildi: “Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın, medyada yer aldığı kadarıyla gerekçe olarak gösterilen ‘ulusal güvenlik’ iddiasıyla YouTube’un tümü için erişimin engellenmesine karar verme yetkisi yoktur. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından ulusal güvenlik ihlali iddiası ile YouTube’un tamamına erişimin engellenmesi ile davalı idare, yargıya ait bir yetkiyi kullanarak, yetki gasbında bulunmaktadır. Topyekun internet yasağı anlamına gelen bu idari kararla Türkiye, dünyada YouTube’u yasaklayan Suudi Arabistan, Çin, İran, Tayland, Suriye gibi demokrasiyi sindirememiş, baskıcı rejimlere sahip ülkelerde görülen bir uygulamaya tanıklık etmektedir. Dava konusu bu karar, telafisi güç ve imkânsız zararların doğmasına neden olabileceğinden, seçim güvenliği ve demokrasi sürecinin atmosferi açısından da son derece hatalıdır.” CHP Milletvekili Mahmut Tanal da aynı mahkemeye verdiği dilekçe ile YouTube yasağının kaldırılmasına yönelik yürütmeyi durdurma davası açtı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suriye ile savaş planı yapıldığını içeren ses kayıtlarındaki toplantının mekânı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun makam odasının bir yılı aşkın süredir dinlendiği bilgisine ulaşıldığı belirtildi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Müsteşar Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler arasında geçen toplantıya ait dinleme kayıtlarına ilişkin ilk araştırmanın sonuçlarına ilişkin kulislere bazı bilgiler yansıdır. CNNTÜRK’ün haberine göre, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) oluşturduğu birkaç bi u MİT’in oluşturduğu birimler, Dışişleri Bakanlığı’nda inceleme yaptı, bakanlık personeline çeşitli sorular yöneltti. İlk incelemeleri sonucunda Davutoğlu’nun makam odasının, zaman zaman yerinden alınan ve sonra tekrar yerleştirilen yüksek teknolojili bir böcekle bir buçuk yıldır dinlendiği yönünde bulgulara ulaşıldı. rimle, ses kaydının yapıldığı Davutoğlu’nun makam odasıyla ilgili incelemeler yaptı. MİT’in istihbarat ve elektronik uzmanlarından oluşan elemanlarınca makam odası, dinlemelerin nasıl elde edildiğinin bulunması amacıyla didik didik arandı. Bakanlıkta bakan odasının bulunduğu kat başta olmak üzere inceleme altına alındı ve bakanlık personeline de çeşitli sorular yöneltildi. İlk incelemeler sonucunda odanın, konulan bir böcek aracılığıyla dinlendiği yönünde bir görüş oluştu. Yine ilk incelemelerde Davutoğlu’nun makam odasının, zaman zaman yerinden alınan ve sonra tekrar yerleştirilen yüksek teknolojili bir böcekle bir buçuk yıldır dinlendiği yönünde bulgulara ulaşıldı. Bu arada Davutoğlu’nun makam odasının belirli aralıklarla ortam dinlenmesine karşı kontrol edildiği bilgileri de edinildi. Bu önleme karşın makam odasına konulan böceğin neden bulunamadığı yönündeki sorulara karşı da Dışişleri kaynakları, “Cihazın (böcek) dönem dönem yerleştirilip kaldırıldığı üzerinde duruluyor” karşılığını verdi. Suriye ile ilgili ses kaydındaki katılımcıların da bulunduğu bu tür toplantıların aynı mekânda ikiüç yıldır yapıldığı bilgisi de kulislerde konuşuluyor. Ses kaydına konu olan 13 Mart’taki toplantının bir saat sürdüğü ve zabıt tutulmadığı da belirtiliyor. Yapılan inceleme ve soruşturmalar kapsamında bir korumanın gözaltına alındığı yönündeki haberler ise doğrulanmıyor. TİB’in çelişkili kararları Suriye’ye savaş planlarının yapıldığı konuşma kaydının engellenmesi için TİB’in aldığı kararlar hem birbiriyle hem de yasayla çelişiyor MAHMUT LICALI ahkeme kararı varmış Engellemenin mahkeme kararına dayanmadığı idari bir karar alınarak uygulandığı eleştirileri yöneltilirken yasağın bir mahkeme kararına dayandığı ortaya çıktı. Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi önceki akşam 19.45 itibarıyla YouTube erişiminin engellenmesine karar verdi. TİB’in yasağı hakkında yalnızca “TİB tarafından erişimi engellenmiştir” ifadesine yer verilmesi mahkeme kararından söz edilmemesi dikkat çekti. İnternet Suçlarıyla Mücadele Yasası’nda TİB’e devletin güvenliği, casusluk ve ulusal tehdit gibi konularda yargı kararı olmaksızın resen erişim engelleme kararı verme yetkisi tanınmıyor. Söz konusu ses kayıtlarının gazetemizin internet sitesinde de yayınlanmasının ardından TİB’in bu içeriklerin kaldırılmasını talep etmesi de YouTube’a verilen erişimi engelleme kararıyla çelişki yarattı. TİB, gazetemize aynı yasada özel hayatın gizliliğinin ihlali durumunda içeriğe erişimin engellenmesi yetkisi kapsamında söz konusu kayıtların çıkarılması istedi. M Fotoğraf: ALİ İHSAN ÖZTÜRKAA ANKARA Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), Dışişleri Bakanlığı’nın devletin güvenliği ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvurunun ardından İnternet Suçlarıyla Mücadele Yasası’nda bu yönde bir hüküm olmamasına karşın YouTube’a erişimi engelleme kararı alırken gazetemize ise son internet düzenlemesinde yer alan “özel hayatın gizliliğinin ihlali” kapsamında değerlendirmesi akılları karıştırdı. Suriye’ye savaş planlarının yapıldığı ses kaydının YouTube üzerinden kamuoyunda duyulmasının ardından TİB video paylaşım sitesine Türkiye’den erişimi engelledi. Yayladağı’na 3 havan Hangisi Vatan Hainliği? Baştarafı 1. Sayfada bilgileri korumaktaki zafiyetini de göstermiştir. Sızdırılan bu bilgilerin devletin, komşu bir ülkeye yönelik dış güvenlik ve ulusal stratejisine dair bilgiler olduğu, o ülkeye yapılacak olası bir müdahale için gerekçelerin ve taktik operasyonların değerlendirildiği anlaşılmıştır. H Devlet sırrı denilerek bugüne kadar suç teşkil eden ya da hukuka aykırı birçok eylemin üstünün örtüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Özellikle yakın tarihimizde binlerce faili meçhul cinayetin ya da başka ülkeler üzerinde planlanan eylemlerin sorumlularının, şüphelilerinin her defasında “devlet sırrı” bahanesinin arkasına sığındıklarını unutmamak gerekir. H Ülkemizin ve dolayısıyla yurttaşların, bireylerin çıkarlarını, yaşamlarını, haklarını doğrudan ilgilendiren rezaletlerin örtülmesi “devlet sırrı” kavramına dayanılarak sağlanmıştır. Denetimsiz, yöntemsiz, süresiz ve keyfi bir sır belirleme yetkisinin bugüne kadar ne gibi olumsuz sonuçlara yol açtığını gördük. İşte bu son olayda da devlet sırrı denilerek halktan, halkın temsilcisi olan TBMM’den saklanmaya, gizlenmeye çalışılan bilgilerin hepimizin geleceğini ve yaşamını tehlikeye atacak nitelikte olduğu görülmektedir. Umarız, bu son skandal artık “devlet sırrı” kavramının yerli yerine oturtulmasına ve parlamento denetimine açılmasına vesile olur. H Bazı basın yayın kuruluşlarının ve “gazetecilerin” basın özgürlüğüne, halkın bilgi edinme hakkına sahip çıkmak yerine, tersine, bu görevi yapan basın kuruluşlarına yönelik “vatan hainliği” ve “devlet düşmanlığı” gibi suçlamaları, demokrasi ve basın tarihi için kara bir leke olarak anılacaktır. Mademki cesaret edip basın özgürlüğüne, halkın bilgi edinme hakkına, kendi varlık nedenlerine sahip çıkamadılar; hiç olmazsa bu görevi yapmaya çalışan gazetecilere ve basın kuruluşlarına çamur atmaya yeltenmeselerdi. En fazla siyasi iktidarın baskısından korktukları, çekindikleri söylenir ama açıkça okurlarına ve halka ihanet etmemiş olurlardı. Devleti erişilmez, kutsal, dokunulmaz, denetlenemez sayan ve bireyi, yurttaşı buna biat etmekle yükümlü gören faşist zihniyetin yeniden hortlatılmaya çalışıldığı dönemlerdeyiz. H Cumhuriyet gazetesi büyük şair Nâzım Hikmet’ten esinlenerek diyor ki; eğer halkın bilgilenme hakkına sahip çıkmak vatan hainliği ise vatan hainliği yapmaya devam edeceğiz. topu mermisi düştü AKIN BODUR CHP de mahkemede Diyanet hutbeyle yasağı savundu Uzmanlar, Suriye toplantısının ses kaydının internete sızmasını değerlendirdi Haber Merkezi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dünkü cuma hutbesinde dünyanın tepkisini çeken YouTube ve Twitter yasaklarına gönderme yapıldı. Tüm camilerde okutulan “Hürriyet ve Mesuliyet” konulu hutbede, cemaate “Gemiyi alttan delmek isteyenlere izin vermeyin” çağrısı yapıldı. Hutbede, Twitter ve YouTube yasaklarıyla ilgili “Kitle iletişim araçlarıyla dünyamızın küçüldüğü, geminin dibini delmek isteyenlerin çoğaldığı, teknik imkânları kullanıp tabiatın ekolojik dengesini dahi bozacak kadar ileri gittikleri günümüzde insanlık, Kuranıkerim’in ve Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.s) özgürlük ve sorumluk konusundaki mesajlarına her zamankinden daha fazla muhtaçtır” ifadelerine yer verildi. Muhalif olan herkesin geminin dibini delmeye çalışanlar olarak nitelendirildiği hutbede, yasaklamaların hürriyeti kısma anlamına gelmeyeceği savunuldu. Diyanetin yasaklara destek veren hutbesi sosyal medyada büyük tepki gördü. Sosyal medya kullanıcıları “Diyanet’in AKP’ye oy vermeyenleri zındık ilan etmediği kaldı” ifadeleriyle tepkilerini dile getirdi. İSKENDERUN Suriye’de çatışmaların sürdüğü Kesap atılan üç havan topu mermisi Yayladağı ilçesi kırsal alanına düştü. Türkiye, angajman kuralları çerçevesinde top atışı yaparak karşılık verdi. Suriye’nin Türkiye sınırı yakınındaki Kesap kasabası ve çevresinde, El Kaide militanları ile ordu arasında çatışmalar devam ederken bölgeden atıldığı tahmin edilen bir havan topu mermisi, TEKEL çadır kentinin 20 metre, polis güvenlik noktası ile bir evin yaklaşık 10 metre yakınına düştü. Düştüğü yerde yaklaşık 1 metrelik çukur oluşturan merminin etkisiyle Mehmet Öter’e ait ev ile bir Kuran kursu binasının camları kırıldı. Olay sırasında balkonda olan Öter, “Mermi, evimin yakınına düştü. Evin camları kırıldı. Çok şükür can kaybımız yok ama çocuklar çok korktu” dedi.Yayladağı Kaymakamı Turan Yılmaz ve güvenlik güçleri, olay yerinde inceleme yaptı. Çadır kent yakınlarındaki boş araziye ve ormanlık alana da havan topu mermisi düştüğü tespit edildi. Kilis’in Elbeyli ilçesine bağlı Alahan köyü yakınlarında bulunan bir roketatar mermisi de güvenlik güçlerince imha edildi. Özgür Suriye Ordusu ile Irak Şam İslam Devleti güçleri arasında Çobanbey kırsalında yaşanan çatışmalar sırasında Türkiye’ye düştüğü bildirildi. ‘Devletin çivisi çıkmış’ BARKIN ŞIK ALİCAN ULUDAĞ deniyle eski CHP lideri Deniz Baykal ile ilgili gelişmelerin ANKARA Suriye’ye savaş “güme” gittiğini söyleyen SolEski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, özellikle planı yapıldığı iddia edilen topmaztürk, “Şu net: Devletin çiMGK yapısı içinde bir risk masası denilebilecek devlelantının ses kayıtlarının intervisi çıkmış. Hiçbir şey konttin en üst dereceli kadrolarının bulunduğu bir toplannete sızması gözleri en üst rol altında değil ve kortının dinlenmesi ve servis edilmesinin önemli düzey toplantıların dinlekuyorlar. Suriye ile ilgili olduğunu söyledi. Ses kayıtlarının içeriğine de melere karşı korunmasız vahim durumu biliyorlar yansıyan Türkiye’nin Suriye politikasında yakalmasına ve kayıtların fakat acz içindeler” deşanan sıkıntıya ilişkin soru üzerine Öneş, “Şekillenmiş bir siyasi iradenin henüz ortaya çıkiçeriğindeki savaş hazırdi. Solmaztürk, “Beledimadığını şahsen anlıyorum. Burada ulusal gülıklarının ne anlama geldiye yönetir gibi devlet yövenlik politikalarının ana muhalefetiyle, parlağine çevirdi. Emekli Tuğnetiyorlar. Başbakan’ın Öneş general, stratejist Haldun Solmaztürk mentosuyla en geniş mutabakatla, en geniş çevresindeki küçük bir toplumsal destekle şekillenmesi gerekiyor. Bu Solmaztürk, bu dinlemeekip Türkiye’yi yönetikonuda seçimden önce çok farklı yapılar var, asgari nin Suriye yönetimini rahatlayor” tespitinde bulundu. müştereklerde ittifaklar oluşmadığını görüyoruz” dedi. tacağını, devletin ciddi bir şeDevlet kurumlarının kurumkilde değil, “belediye gibi yö dinlenerek dışarıya sızdırılma MİT, MİT olmaktan çıkmış sallaşmanın son 10 senede nanetildiğinin göstergesi” oldu sı konusunda, “MİT ve poli özel operasyonlar merkezi sıl baltalandığının tapelerde orğunu söyledi. sin görev alanı dışındaki fa haline gelmiş. Başbakan’ın taya çıktığını belirten SolmazKonuşmaların kendisini aliyetleri nedeniyle asli göre kontrolünde keyfi olarak yö türk, “Esad bu tapeleri dinle“dehşete” düşürdüğünü be vini yapamadığı ve dinleme netiliyor” dedi. Suriye ile ilgi yince bir oh çekerek rahatlirten Solmaztürk, görüşmenin leri önleyemediği anlaşılıyor. li tapelerin ortaya çıkması ne lamıştır” dedi. CEVAT ÖNEŞ: SURİYE İÇİN SİYASİ İRADE YOK C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle